İntikam Bedelleri

By hezalllll

18.7K 583 225

İmkansız diye bir şey yokmuş.Biz onu imkansız kılmışız aslında.Her şey bir plan dahilinde, bir oyun perçevesi... More

1.BÖLÜM "Giriş~"
Maskeli Adam
3.Bölüm/İç ses
Balıklar ve Yakınlaşma
Karakter ve Kitap Tanıtımı'^
Kalp
Şartlar
Görev
Kitap ve Karakter Tanıtımı 2^
Görev 2
Görev3'
Ayı ve Keçi Ayrı Yaşayabilir mi?
Bekleyişe Son
Kolye
İncir Ağacı/Part1
Part2
Dönüş⭐
Gamzelerin Çukuru
Karışık Duygular
21.BÖLÜM/Yaralanma

İncir Ağacı/Part 3

525 20 13
By hezalllll


İyi okumalar 💌💕😻

⬜⬜⬜⬜⬜⬜🪼🎡⬜⬜⬜⬜⬜⬜

"Altuğ yapma,bak kız zor durumda.Bırakalım,verme şu ilaçları.Acı çekmesin.Hem eline ne geçecek ki?"

"İntikamımı alacağım."

Gözlerimi yavaşca açtığımda ikisi birlikte dışarı çıktılar.Kapının kapanma sesi bunu kanıtlar açıdandı.

"Baba..." Eflal komutanı çağırdım.İzzet komutanı değil,Eflal komutanı."Baba..."

"Gülce." Eflal komutanın sesi pencere tarafından gelince başımı zorlukla oraya çevirdim.Gülümsedim."Sessiz ol."

Açık kalan pencereden içeriye girdi."Baba."

Şaşırmış olmalı ki uzunca bana baktı."Baba."

Yatağın baş ucuna kadar gelince durdu.Dilan üzerimi değiştirmişti ve şuan rahatlıkla yürütebilirdim.Siyah pantolun işime yaramıştı.

Başımı ona kaldırdım."Kızım."

Dizlerini kırarak baktı,bana."Kızım." Ellerini havaya kaldırdı,tekrar indirdi.Kaldırdığı eline uzanarak saçlarıma götürdüm."Saçlarını mı okşayayım?"

Kafamı salladım,usulca.Elleri yavaşca saçlarıma dalınca akan göz yaşlarım ile gözlerimi kapattım.Uzun zamandan sonra...

"Özür dilerim,her şey için." Gözlerimi açarak bana bakan harebelerine baktım."Çok özür dilerim."

"Baba... Beni bundan sonra bırakma.Sev beni,saçlarımı okşa,öp.Lütfen."

Dudaklarını yanağıma dokununca sağ gözümden bir yaş aktı."Seni bundan sonra bırakmam." Ellerini saçlarımdan çekmeden nazikçe öptü.
"Seni bundan sonra kimseler alamaz benden.Sana zararda veremezler." Ona güvenerek kafamı salladım."Ankara'ya gelmek istiyor musun?"

"Hayır,ben burada kalacağım." Babamda uzatmayarak kafasını salladı.

"Hadi,çıkalım buradan." Yüzbaşı burada olabilirdi.

"Yüzbaşı olmadan gidemeyiz,o nerede? Bizimle gelecek mi? Yoksa önceden mi çıktı?"

Cevap vermeden geldiği pencereye yönelmeden önce kucağına aldı.Yüzbaşı?

"Yüzbaşı gelsin,baba.Ben özledim onu." Kafasını salladı sadece."Bir şey desene nerede?"

"Gelecek."

Koşarak bir arabaya bindirdiğinde arkadan silah sesleri gelmeye devam etti.Arabaya çalıştırdığında hızla sürmeye başladı.

"Hani gelmedi?" Gene cevap vermedi.Sıkıntıyla arkama yaslandım."Gelecek mi?"

"Yorgun değil misin?" Kafamı onaylamaz anlamda salladım."Of,yüzbaşı gelecek.Ama önce yapması gereken bir şey var.Panzehiri bulmalı."

"Ne panzehiri?"

"Zehir dolaşıyor kanında." Ne? Nasıl? Verdikleri uyuşturucular mı yapmıştı bunu? "Senin için o cehennemde ve sen şimdi onun için sakin olmazsan, üzülür."

Kafamı salladım."Ama bir şey olmasın."

Gülerek kafasını öne eğdi."Umarım kendinizi bu çekime çok kaptırmazsınız."

"Neden?" Gülmeye devam etti."Ne çekimi hemde?"

"Evlenme hayalleriniz filan vardı da, o yüzden dedim.Boşa hayal kurmayın."

"Sen değil miydin İzzet komutana evlensinler diyen?" Gülerek bende ona baktım."Ne oldu?"

"O zamanlar benim kızım olduğunu kanıtlayacak bir delil yoktu,şimdi var."

Kızı olunca mı değerli olmuştum?

"Anladım." Aklım yüzbaşıda iken bir şey düşünemiyordum."Panzehiri alsa bile nasıl gelecek ki? Ya alamazsa? Ya alıpta gelemezse,ona bir şey olursa?"

"Kötü düşünürsen kötü olur.İyi düşün ki iyi olsun." İran sınırı levhasını gördüğümde rahat bir nefes çektim."Sen benimle kalacaksın İzzet Batur'un yanına gidecek."

"Tamam." Arabayı boş bir alanda durduğunda sesler yükseldi."İnebilir miyim?"

"İn." İzzet komutan görüş açıma girince hızla ona doğru koştum.

Kollarımı boynuna sararak sarıldım."Balım." Alnını öptü defalarca."Halil,sana emanet ediyorum.Kavga etmeyin."

Benden ayrılarak Eflal komutanın yanına gittiğinde Halil'e dönerek "Halil'işkoooo." dedim.

"Lan bir dur,o kadar olay yaşadık." Sitemle güldü."Gülce Bakırcı."

"Canım sıkıldı benim." Konuyu değiştirmeye çalıştım.

"Top olsa maç yapardık ya." Uraz'a baktım.

"Yuvarlan lan!" Güldüklerini hissettim."Sen nereden biliyon oynamayı?"

"Sen nereden biliyorsan."

"Cahit Akçal öğretmişti." Babam diyemezdim artık."Sana da mı o öğretti?"

Sustu,cevap vermedi.Herkes sustu.Sessizliği bozan babam olmuştu.

"Ee tim nasılsınız?"

"İyiyiz komutanım,siz nasılsınız?" Kendi aralarında konuşmaya başladıklarında Pelin'de baktım.

Silahını temizliyordu.

Pelin'den gözlerimi ayırarak Eflal komutana çevirdim.

"Nasılsınız komutanım?" Şafak daha yeni yanımıza ulaşıyordu.Dağdan inmiş olmalı.

Bana baktı ve "Baba gibi..." dedi.Gülümsedim sadece,içtenlikle.

Herkes durmuş bizi izliyorlardı."Baba gibi?" İkimizde gülümsedik.İlk defa babamla birlikte gülmenin ne demek olduğunu görmüştüm.

"Ağlatacaksınız ha insanı!" Bize gözlerini kaçırarak bakan Aksel'e gülerek baktım."Bazı insanların babası daha gelmemiş olabilir de."

Zorla gülümsediğime ben bile şaşırdım."Çikolatalı süt içelim?"

"Yok artık." Halil'in sesi kulağımın dibinde gelince korkarak geriye çekildim.Güldü.

"Korktum."

Aklıma gelen yüzbaşı ile yüzümdeki gülümseme soldu.Başımı eğerek babamın yanına gittim.

"Batur gelmedi."

"İzzet gitti yanına.Çok sürmeden gelirler." Kafamı sallayarak Turan Timinin yanına tekrar gittim.

"İzzet komutan ne zaman gelir?"

"Batur yüzbaşıyı ne zaman gelir diye soruyor galiba?" Aksel'e güldüm."Gelirler birazdan."

Herkes çok rahattı ama benim içimde karamsarlık vardı.Bir şey mi olmuştu acaba?

"Gülce,Batur komutan çok güçlü bir insan.Cehennemin dibine bırak,gene çıkar oradan.Merak etme."

Teşekkür edercesine başımı salladım, Boran'a.

"Hele de Bilge ile Boran'ın yan yana olduklarını duyarsa hemen gelir." Boran Bilge'nin yanından kalktı bir hışımla.Bu hareketine hepsi gülerek karşıladılar.

"Gelir dimi? Gelir,gelir.Kesin gelir." Sıkıntıyla nefesimi dışarıya verdim."Gelir ya gelir."

Halil ve Aksel'in göz hareketlerine tepki verdim."Ne? Ne? Niye öyle baktınız?"

"Gülce,Batur komutan gelmeyebilir." Nefesim kesildi,saniyesinde.Titreyen ayaklarım beni taşıyamayınca yere bıraktım kendimi.

"Ha, gerizekalı ha!" Halil'in bağrışları kulaklarımda yankılandı."Söylenir mi lan bu!"

"Ne bileyim ben ya? Bir anda..." Yanıma gelen gölge,babamın gölgesiydi.Bu gölgeyi unutmam artık.

"Manyak mısınız siz ya! Zor duruyor ayakta,bir de bunu mu söylediniz?" Havalandığımda yarı baygın şekildeydim.

Arabaya bindirildiğimde ise tamamen baygındım.

🤎✨

İzzet Batur'un yanına çoktan varmıştı.Yardıma ihtiyaçı olduğu anda.Arabasından koşarak indi.

"Acar! Yardım lazım mı?" Ona doğru gelen adama acımadan yumruklar savurdu.

"Biraz." Birlikte gelen adamlara saldırdıklarında Altuğ ininden çıktı.

"Lan,ne bu haliniz! İki adam,lan! Ne hale getirmişler sizi!"

Dilan çıktı arkasından.Altuğ'un sakladığı panzehiri cebine attı."Gidelim."

Kafasını salladı ama o panzehiri yüzbaşıya verecekti.

Adamlara acımadan tekmeler attılar, Altuğ'un kaçmasına izin veremezlerdi.

Altuğ arabaya bindiğinde Dilan binmesi ve yüzbaşı ile İzzet komutanın onlara yaklaşmaları için olanak tanıdı.

"İçeride evlilik cüzdanımız kaldı.Onsuz hiçbir yere gitmem."

"Sonra alırız."

"Olmaz,hayır.Şimdi almalıyız." Altuğ ne yapmaya çalıştığını onlara yaklaşan İzzet komutandan anladı."Hemen alıp gelirim."

"Geç şu arabaya! Seninle sonra hesaplaşacağız." İzzet komutanın göreceği ama Altuğ Karayılmaz'ın göremeyeceği şekilde çimlerin üzerine attı.

Dilan istemeyerek arabaya bindi."Yaktım, seni!"

Altuğ Dilan'ın çok seviyordu ama bunu yapması ile intikamına engel olmuştu.Bu yüzden siniri Dilan'a olacaktı.

"Altuğ,özür dilerim ama sen bu değilsin.Sen bana bu zamana kadar kızmamıştın bile."

"Bundan sonra eski Altuğ olmayacak." Arabayı sinirle Gürcistan'a doğru sürdü.Kaçabileceği en güvenli yer orasıydı.

İzzet arkalarında bıraktığı panzehiri eline aldı,inceledi."Bu panzehir bu."

"Nereden buldun?" Batur terler içinde yanına geldi."Buraya bırakmaz o."

"Dilan, Dilan... O bıraktı." Batur şaşkınlıkla panzehiri baktı."Altuğ... Öldürecek, Dilan'ı öldürecek.Bırakırken görmedi ama benim onlara yetişmemi sağladı ve şimdi ise panzehiri bize verdiğini öğrenirse kötü olur."

"Ne yapacağız yani?"

"Bilmiyorum." İzzet arkasını dönerek arabasına doğru yürüdü,Batur arkasından etrafa bakarak yürüdü."Eflal bizi bekliyordur,Balca'da."

"Gülce ismi?"

"Benim için Balca." Onunla karşılaştığında ismi Gülce'ydi ama onun bir parçası olduğunda Balca'ydı.

Kızını kaybettiği gün Balca'sı olmuştu.

"Gülce nasıl?"

"Seni merak ediyordu ve timinden biri gelememe ihtimalini söylemiştir.Yani şuan kötü durumdadır."

"Neredeler şimdi?" İzzet arabaya yaklaşınca durdu.

"Sen gelmeyeceksin, Dilan'ı kurtarman gerekiyor.Gürcistan'a gitti o şerefsiz,peşlerinden git."

"Emredersiniz komutanım." Arkasını,Arya'sını gördüğünde gülümsedi.Hiçbir şey olmamış,bagajda duruyordu.

"Dikkat et kendine." Silah mermileri ile doldurdu Batur'un ceplerini."Lazım olacak."

"Uzun sürecektir.Eflal komutana söyleyin,merak etmesin."

İzzet kafasını salladı."Oğlum,biliyorum Balca'yı merak ediyorsun ama senin bunu yapman lazım.Dilan'da benim bir kızım.Gerekirse ben de gelirim ama Dilan'ı onun eline bırakamam."

"Komutanım... Sizden istediğim bir şey var." İzzet kafasını salladı."Benim arabam ile siz gidin,sizin arabanızı ben alayım."

"Yani diyorsun ki;benim arabama bir şey olmasın sizin olsun." Batur,şaka yaptığını bildiği için gülümsedi."Tamam."

Dilan'ın mesaisi çoktan başlamıştı.Altuğ arabayı sağda durdurdu.

"Ne? Niye durduk? Altuğ,ne oluyor?" Koltukta Dilan'a dönen Altuğ sinirle baktı."Ne yapacaksın?"

"Çok hoşuna gidecek." Gülce'ye verdiği uyuşturuculardan birini koltuğun arkasından çıkardı."Korkma,kocandan."

Dilan'ın sırtı cam ile buluştu."Yapma,yapma.Altuğ yapma!"

"Koca ile oyun oynanmayacağını söylemediler mi sana?" Uyuşturucuyu bacağına vurdu."Karım benim."

"Piskopat! Senin böyle olduğunu söylemişlerdi inanmamıştım.O beni yalancı çıkartmaz dedim.Ben seninle evlendim."

Uyuşturucu etkisini yavaştan göstermeye başladı.Altuğ'u bulanık görüyordu.

"Bende seni sevmiştim ama sevilecek bir insan değilmişsin!" Gülce'ye verdiği zehiri ağzının içine döktü."Şimdi hesabını vereceksin!"

Tüm zehiri ağzına boşalttı.Panzehir sadece bir taneydi,ya Gülce kurtulacaktı ya da Dilan...

Herkese karşı durduğu adam tarafından yenilgiye uğramıştı.Zehir,sevdiği evlendiği adamdı....

Dilan Gülce'den daha çok zehiri içmişti.Dilan'da etkisini bu yüzden daha önce göstermişti.

İzzet ise hızla arabayı sürerek panzehiri Balca'ya yetiştirmeye çalışıyordu.

Kanlar kusmaya başlayan Dilan,son kez Altuğ'u sevdiğini söyledi...

Ölsede yaşasa da artık ona onu sevdiğini söylemeyecekti.

❄️✨

Bengü Çevik Anlatımıyla;)

Benim bu zamana kadar her şeyini bildiğim sandığım en yakın arkadaşım hatta kardeşim benden gerçek ismini saklamıştı.

Sahiden neden?

İzzet komutan biliyorken,onu öldürmek için gelen asker bile ismini bilirken ben neden bilmiyordum.

Gülce Bakırcı...

Asıl önemli olacak ki babası Eflal Bakırcı'ydı.Bu gerçeği bilmiyordu bir şey diyemem ama neden gerçek ismini söylememişti ki?

Söylese,ne değişecekti ki?

⚫✨

Gözlerimi açtığımda baş ağrım ve karın ağrım kesilmişti.Ne yapmışlardı bilmiyorum ama kendimi iyi hissediyordum.

Beyaz duvarlar ilk önce üstüme üstüme gelsede sonradan net şekilde görebildim etrafı.

Yatakta hafif kalkarak yüzümü elimin içine aldım.Etrafıma baktığımda Halil ile karşılaştım.Horul horul uyuyordu.

"Uyan lan! Sen mi bana bakıyorsun ben mi sana bakıyorum! Kalk!" Ani bir şekilde kalkmıştı.Sesli bir şekilde güldüm.

"Ankara  Halil komutanım." Bir anda asker selamına durunca kahkaha attım."İnsan böyle mi uyandırılır ya."

"Ne komik insansın sen ya."

"Ben öyleyim." Gülerek pencereden dışarıya baktığımda tanımadığım bir evdeydim."Teyzemin evi."

"Teyzenin mi? Niye burası? Diğerleri nerede?" Yataktan kalkmaya çalıştığımda kolumdaki serumlar yüzünden kalkamadım."Yüzbaşı o nerede?"

"Evet,teyzemin evi.En güvenilir yer burasıydı.Diğerleri ise hepsi bir yere dağılmış kendi hallerinde takılıyorlar."

Yüzbaşı nerede soruma cevap vermemişti."Yüzbaşı?"

Sustu,bir şey demedi."Yüzbaşı? Nerede?"

Sustu."Cevap ver,Batur nerede?"

Yutkundu."Bilmiyorum." Pencereden dışarıya baktım.Garip bir evdi."Teyzemin zevkleri biraz korkutucudur."

"Belli oluyor." Aniden kapıda beliren kadın yüzünden yataktan fırladım.

"Teyze korkutma."

"Korkma kızım.Ben de bir insanım." Komidinin üzerindeki suya baktım."İçe bilirsin."

Onaylamaz anlamda salladım kafamı."Ben çıkayım."

Çıkma,Halil! Çıkma lan!

Elindeki tepsiyi yatağın ucuna bırakarak Halil'in kalktığı koltuğa oturdu.

"Anlat bakalım." Ne? "Dinliyorum."

"Ne anlatayım?"

"Gönlümdeki yara nedir?" Yutkundum."Kimi beklersin?"

"Ba-Batur'u."

"Asker oğlanı.O asker merttir,güçlüdür.Kolay kolay yıkılmaz." Kafamı salladım."Ama görüyorum ki her yiğit bir güzelliğe yıkılıyormuş."

Nasıl cümleydi o?

"Anlamadım.Siz nereden anladınız..."

"Ben aşkı ne kadar uzak olursa olsun anlarım.Senin gözlerinde o vardır,onun gözlerinde sen..."

Gülümsedim."Teyze sen nesin böyle? Falcı filan mı?"

"Ben sadece aşığım." Anlamadığımı belli edercesine baktım."Yıllar önce bende bir yiğide aşık oldum ama o beni sevmezdi.İki düşmanın çocuklarıydık biz."

"Nasıl?"

"Babalarımız birbirine düşmandı.Bu düşmanlığın bitmesi için evlendik ama bizim içimizdeki düşmanlık azalacağına arttı.Sevmedi... Bir dağa götürdü beni,oradan aşağı atacaktı ama ayağı takılıp düşünce..."

"Kötü olmuş.Sonra?"

"Sonrası Allah kerim." Acıyla gülümsedi."Aşkımız maziye kaldı diyelim."

"Anladım." Pencereden dışarıya baktım.Ne hayatlar vardı?

"Çok güzel bir kızsın.Ama senin için kötü.İyi olmaya çalışmışsın ama senin için çok kötü.Ne yaparsan yap bu kötülük geçmeyecek."

"Pardon?" Ona döndüm sinirle.Ne kötülüğü? "Mesafeli olmayı severim."

"İşte tam da bundan bahsediyorum senin içinde kötülük var.Sen pis suyla yıkanmışsın." Bir anda bağırmaya başladı."Bu kız çok kötü! Halil! Bu kızı götürün,Halil!"

Halil ve diğerleri hızla içeriye girdi."Git evimden git!"

"Ne oldu teyzem?" Babama baktım."Teyze hastadır görmez misin? Birazda kalsın."

"Yok,yok.Gitmeli gitmeli! Halil,bu kızın içi kötülük kaynıyor! Çok kötü bu kız! Sevilmeyi hak etmez bu! Git evimden git!"

Sevilmeyi hak etmiyor muydum? Ve bunu söyleyen kişi ile yeni tanışmıştık.

"Sen hiç sevilmemişsin,bundan sonrada sevilemezsin de! Sevimsizsin sen! Kötüsün, çok kötüsün." Halil kollarından tutarak zorla çıkardı.

"Kötülük kaynıyor ha?" Bana bakarak güldü Pelin.Gülüşünde hırs vardı."Biliyordum."

"Sus Pelin!" Boran'ı el hareketlerim ile susturdum.

"Doğru söylüyorlar.Ben kötü bir insanım." Gözlerimden yaşlar aktı."Ben babamla birlikte kalabilir miyim?"

Kafalarını sallayarak çıktılar odadan.Babama baktım."Ben sevimsiz miyim?"

"Hayır,asla." Yatağın yanına kadar geldi ve bedenimin olmadığı boşluğa oturdu."Sen sevimsiz değilsin."

"O kadın neden öyle söyledi o zaman?"

"Bir şey bildiği yok.Boş boş konuşuyor.Diğerlerine de böyle konuşup morallerini bozdu."

Diğerlerinde mi moralini bozmuştu? Bu kadın neydi böyle?

"Batur nerede? O gelsin yanıma." Saçlarımı önümden çekti."Gelsin."

"Gelecek ama biraz uzun sürebilir." Daha ne kadar bekleyecektim? Bunca yıldır bekliyordum."Gelsin seni benden istesin."

İzzet komutandan istemeyecekler miydi?

"İzzet ve benden yani." Gülümsedim.

"Baba... Baba... Baba.." içimden geldiği için söyledim.Gülümsedi."Babam."

"Söyle kızım söyle.Ne söylemek istiyorsan söyle.İçinden ne geliyorsa."

"Annemi anlatır mısın?" Annemden bahsedecek olması ile gülümsedi."Çok mu seviyordun?"

"Çok seviyordum daha da seviyorum.Sen annene çok benziyorsun,ilk geldiğimiz gün hatta gelmeden önce seni araştırdığımda bile anladım bunu ama kendime kanıtlayamadım.Cahit senin anneni öldürdü.... Lale'mi öldürdü."

"Cahit Akçal mı?"

"Evet,o öldürdü.Seni benden alarak kendisi büyüttü.Sana yaptıklarını ise gittiğiniz görev vardı Turan Timi ile onda söylemişti.Ondan sonra zaten tim sana iyi davranmaya başladılar.Bunca zaman eziyet görmüş bundan sonra görmesin,en azından güldürebildiğimiz kadar güldürelim dediler."

"İyi ki varlar o halde."

"Sana bir şey diyeyim mi?" Kafamı salladım merakla."Batur seni araştırdığımız ilk gün Turan Timine 'Ona kötü bir sözde bulunan bile olursa ben öldürürüm.' demişti.Biz pek anlam veremesekte şimdi anlıyorum.Batur seni tanımıştı."

Kolyem boynumda yoktu."Kolyemi Altuğ aldı.Kopardı,attı."

"Üzüldüm." Saçlarımı yüzümden çekerek yanağımı öptü."Batur bir şekilde bulur yenisini."

"Bir kopyası daha yok ki."

"O bulur." İkimizde gülümsediğimiz o anlarda kapı çaldı."Gel İzzet gel."

Kapıyı açarak içeriye girdi İzzet komutan.Bana baktığında ikimizde güldük."Balım."

Babamı ittirerek yerine geçti."İzzet!"

"Senin baban çok kıskanç." Güldüm.Alnımı öptü,yavaşca."Ben daha kıskancım ama."

"Emin misin?" Üçümüz de güldük."O halde şimdide ben çıkayım."

"Gitme baba." İkisine de baktım."Benim tek bir babam var demiştim ama benim babam iki taneymiş.İkinizde benim babamsınız."

İzzet komutan bana doğru gelen babamdan beni çekerek kolları arasına sakladı.

"Uzak dur lan!" Babam güldü."Gülme!" Bana baktı."Sen gül sen gülsün "

"Batur nerede komutanım?"

İzzet komutan babam ile bakıştılar kısa bir an."Gelecek."

Ben daha cevap vermeden alnımdan öperek konuyu değiştirmeye çalıştı.

🔶✨

Saatlerdir araba kullanıyordum ve haliylede yorulmuştum.Sağa çekerek bitmek üzere olan sigaramı içmeye başladım.

Yolun kenarında açan çiçekler ile nefes aldığını hissettim.Gördüğüm güller ile ise nefesimin kesildiğini.

Sigaramı bitirmeden arabayı çalıştırdım.Vakit kaybetmemem gerekiyordu.

Kaç kilometre yol gittiğimi hatırlamıyorum ama petrollerde 4 defa durmuştum.

Gürcistan tabelası ile karşılaştım,derin bir nefes aldım.

Geldiğimiz görevdeki malikaneye vardıklarını arabasına koyduğum cihazdan gördüm.

En son Şırnak'a gelerek Gülce'yi öldürme planları kuruyordum şimdi ise onu yaşatabilmeyi.

Saatler geçmişti üstünden ve ben yeni yeni geliyordum.Dağa çıkarak etrafa baktım.Çok bir adam yoktu.

Halledilir.

Asker adımları ile dağdan indim.Hızlı olmalıydım."Yüzbaşı."

Ne oluyor?

"İçeride." Adamlar üstüme atılmadı, Altuğ bile."Panzehir bir taneydi ve oda şuan seninkinde."

Bir tuzak olabileceği için temkinli şekilde girdim malikaneden içeri.Tandıktı burası.

Her yer anılar ile dolu olsa da şuan görevim başkaydı.

Rastgele odalara girip çıktım ama yoktu.Koridorun sonundaki oda gözüme çarptı.Hızla yaklaşarak kapıyı açtım.

Karşımda duran cansız bir beden.Ağzından ve her yerinden kanlar almıştı.

Nabzını bir umut kontrol ettiğimde soğuk ve ölmüş olan bedenden hızla çektim ellerimi.

"Sevdiğim kadını sizin yüzünüzden öldürdüm ben.İntikamımı öyle bir alacağım ki;dağlar heyelan misali üzerinize yağacak."

"Bizim yüzümüzden değil,sinirin yüzünden öldü." Kapıda duran Altuğ'a baktım.Yıpranmış görünüyordu "Bir sinir uğruna öldürdün."

Ne yapacağımı bilemedim bir süre.Kucağıma alıp götürecekken Altuğ durdurdu."Yüzbaşı izin ver son kez öpeyim."

Evlilerdi bana düşmezdi bu kararı vermek.

"Maalesef." Malikaneden hızla çıktım ve telefondan İzzet komutanı aradım."Komutanım,nasıl söylerim bilmiyorum ama Dilan... Dilan..."

"Ne oldu? Dilan'a ne oldu?"

"Ölmüş..." Cevap gelmediği için uzun bir süre bekledim."Öldü."

"Ben cenaze arabası ile almaya geleceğim.Sen olduğun yerde bekle." Telefonu kapattı yüzüme.

"Ah be,neden bunu kendine yaptın? Değer miydi o şerefsiz?" Cevap gelmedi.

5 saat sonra...)

"Dilan güzel kızım..." Dilan'ın üzerinden İzzet komutanı zorlukla çektim.

"Bırakın komutanım gerekeni yapsınlar." Ölmüş bedenini yıkamak üzere götürdüler.

"Karayılmaz... Karayılmaz.... Seni ben öldüreceğim.Yaşadığın her saniyeyi bir zülüm sayacağım."

Turan Timinin ve Eflal komutanın haberleri vardı ama durumu Gülce'ye belli etmemek adına gelmemişlerdi.

"Gülce'ye nasıl söyleyeceğiz?"

"Bilmiyorum." Ağladığını şimdi anlamıştım.Sesi bulanık çıkmıştı.

"Ağlıyor musunuz komutanım?"

"Nasıl ağlamayayım lan! Suçu olmayan bir kadın hayatını kaybetti.Bugün ise kadınlar günüydü.Kadınlar gününde hayatını kaybeden bir kadın..."

Sırtını sıvazladım.Bana dönmedi,ağladığını görmemi istemiyor olacak ki.

"Size ağladığınız için kimse bir şey demez ki." Sırtını bir kez daha sıvazladım."Gülce'nin gelmesi lazım."

"Söylerim getirirler."

İzzet komutanın yanından uzaklaşarak Eflal komutanı aradım."Komutanım malum durumları biliyorsunuz.İzzet komutan gelmenizi istiyor.Birde gelirken Gülce'nin de gelmesini."

Geleceklerini söylediklerinin üstünden 3 saat geçmişti.Tam bu esnada Eflal komutanın arabasını gördüm.

Arabadan hızla inen Gülce'ye takıldı gözlerim.Öğrenmiş olmalıydı.Ağlayan gözleri kalbime hancer gibi saplanırken İzzet komutana sarıldı.

Yanlarına yavaşca ulaştım.Dilan'ın mezarında başında oturmuş ağlıyorlardı.

Bizde alışmıştık oysa.

Koştura koştura gelen Banu Nur'a baktım uzunca.Kılıç ile uğraşma sırası sonraki zamanlarda.

🥺✨

Kafaları dağılır diye yürüyüşe çıktılar Şırnak sokaklarında.Bilmiyorlardaki Gülce onları muhteşem sesi ile ağlatacaktı.

"Giyindim, hazırlandım
Aynı yer, aynı masa
Anlatacak çok şeyim
Birikti sana

Yıllar sonra burada
İki dost bir arada
Anlatacak çok şeyim
Birikmişti sana

Ner'desin, ner'desin?
Bir işin çıktı kesin
Bekledim, bekledim, yoksun

Valla' yoksun
Billa' yoksun
Öyle olsun, Can

Genceciktin
İnceciktin
Can dostumdun, Can

Arada bi' hafif yel esiyor
Sesine de benziyor
Özlüyor ya insan tabii

Ama bu yol ya öyle ya böyle
Yürünecek seninle
Görürsün başardığım vakit

Valla' yoksun
Billa' yoksun
Öyle olsun, Can

Genceciktin
İnceciktin
Can dostumdun, Can

Valla' yoksun
Billa' yoksun
Öyle olsun, Can

Genceciktin
İnceciktin
Can dostumdun, Can"

Herkesi göz yaşlarına boğdu,kendiyle birlikte.

Can dostunun,yıldardır arkadaşı olan Dilan'ın mezarına bakarak"Valla yoksun Billa' yoksun..." Şimdiden özlemişti dostunu.

⬜⬜⬜⬜⬜⬜🪼🎡⬜⬜⬜⬜⬜⬜

🥺

😟

😔

🥹

😿

🤧

🤕

Bölüm özeti bu emojiler.🤧

Continue Reading

You'll Also Like

2.4K 307 33
Bu kitapta kimse masum değildi. Katilin tek bir amacı vardı? Peki ya neydi bu amacı? intikam mı? Peki masum insanlar Kurban mı ? Her şey karanlığa...
1.4M 83.3K 39
UYARI: hikayede 18+ sahneler, kan, vahşet ve birçok rahatsız edici öğe olacaktır. Rahatsız olanlar uyarı bıraktığım yerleri okumasınlar Serinin 1, 2...
847 133 5
Hayatınızın en kötü anında, size iyi gelen sadece tek bir kişi düşünün. Yanınızda olmadan yanınızdaymış gibi hissettiren sadece biri. Bende tam olara...
2.3M 77.9K 46
"Bana kendi isteğinle geliceksin " dedi boğuk bir ses tonuyla. Dilini damağına vurduğunda kulaklarıma doğru sıcak nefesini üfledi. "Ve sana söz veriy...