die ;; niki + eunchae

Oleh duestrade

1.1K 213 347

Birkaç adım ardından ilerideki çalılıklardan geldiğine emin olduğu çıtırtı sesleri ile durdu ve çalılıklara b... Lebih Banyak

0.1
0.2
0.3
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
final

0.4

52 10 19
Oleh duestrade

Eunchae saçlarını toplamış ve yeni odasına bakınmıştı biraz. İlk geldiği gece Jay evin üçüncü ve son katındaki oyun odasındaki kanepede uyuduğundan bahsedince Eunchae'nin odaya olan merakı artmıştı. Utancından sesini çıkaramasa da Jay Eunchae'nin görmediği son odayı ona gezdirmiş ve yarım saat kadar beraber oyun oynamışlardı.

Evin birtakım kurallarını duymuş ve buna uymak için de erkenden kalkmıştı. Evin en önemli kuralı beraber kahvaltı yapmaktı. Riki, abisinin arada sırada bu kuralı çiğnediğinden bahsetse de erken kalkmaya ve bir arada kahvaltı yapmaya çok özen gösterdiklerini söylemişti. Eunchae'de bu yüzden erken kalkmıştı. İkinci katta, Rikinin odasının sağ çaprazında bulunan odadaydı. Jay'in odası ile aralarında lavabo vardı.

Topladığı saçlarını aynadan kontrol edip odadan dışarı çıkmıştı. Dün gece duş alıp yattığı için kendinden iğrenmiyordu artık.

Odasından çıktığında daha herkesin kapısının kapalı olduğunu gördü. Lavabo'nun kapalı kapısını tıklattı ve içeri girdi. Elini yüzünü yıkamanın ardından kendine bakındı biraz. Hiç düşünmemişti çünkü "Benim kötü biri olma ihtimalim kadar onların da kötü olma ihtimali var ve ben sadece onlar bana güvendiği için müteşekkirim." diye. Kendini hala izliyorken gülümsedi. "Daha az rahatsız hissetmek çok güzelmiş."

Lavabodan çıktığında Bayan Park'ı, kendi odasının kapı pervazına yaslanmış Eunchae'nin kaldığı odayı gözleri dolu şekilde izlerken gördü. "Günaydın Bayan Park."

"Günaydın."

Bayan Park ve Eunchae birbirine gülümsemişti. Bayan Park lavaboya girmeden önce kapının eşiğinde durdu ve Eunchae'nin odasına geri dönmek üzere olduğu halini durdurdu. "Eunchae."

"Efendim?"

"Odada olmadığın süre boyunca senden odanın kapısını hep kapatmanı istiyorum."

Eunchae hemen kafa salladı. "Bu da başka bir kural olmalı" diye düşündü ve kabul etmişti bu yüzden. Zaten bu insanlar ona bu kadar imkan sunuyorken onların herhangi bir isteği Eunchae için emirdi.

Bayan Park lavaboya girdi ve Eunchae daha çok merak etmeye başladı bu odada ne olduğunu. Bayan Park lavabodayken Eunchae odanın kapısımı kapatıp yatağına oturmuştu. Üzerinde geldiği ilk gece verilen kıyafetlerden başka bir kıyafeti yoktu ve üstündekiler artık dar gelmeye başlamıştı ona. Doğduğu ve yaşadığı ülkede her gün aynı kıyafeti giyme gibi bir adeti olmadığı için garipsiyordu.

Deney için kullanıldığı günlerde bile en azından her gün aynı kıyafeti temiz temiz giyiyordu.

Derin bir nefes alıp ayağa kalktı ve odanın dolabı çarptı gözüne. Japonya'ya gelmek için hazırladığı valizindeki birbirinden güzel kıyafetleri o dolapta görmeyi diledi ama ne fayda.

İçli içli derin bir nefes aldı.

Odadan çıktı ve Riki ile karşılaştı bu sefer. "Günaydın."

"Günaydın."

Riki hiçbir şey daha demeden annesinin lavabodan çıkmasını bekledi ve Eunchae de merdivenlere ilerledi. Bay Nishimura da uyanmıştı ve Riki'ye dönüp fısıldadı. "Aşağıdaki lavaboya gidiyor sanırım."

Riki omuz silkti, bilmiyorum demek istercesine. Nishimura da sıraya girmişti bu sefer. Eunchae merdivenin son basamağından itibaren salona doğru yürüdü. Kahvaltı vaktinin ne zaman olduğunu bilmediği için hiç sesini çıkarmadan koltuğun kenarına oturmuştu. Dirseklerini dizlerine yaslayarak hafif ileri eğilmiş, ellerini de birbirine kenetlemiş, halıyı izliyordu. Merdivenden gelen yüksek sesli adım sesleri ardından Eunchae bakışlarını merdivene çevirdi. Jay'in hızlı hızlı merdivenlerden indiğini görünce izlemekle yetindi. Jay, Eunchae'yi fark etmeden lavaboya girdi ve Eunchae Jay'in bu durumuna güldü. "Çok sıkışmış olmalı" diye düşündü.

Eunchae'nin bakışları tekrardan halıyı bulmanın birkaç dakika ardından da Riki,  Bay Nishimura ve Bayan Park iniyordu merdivenlerden. "Eunchae, hadi geçelim mutfağa."

Riki'nin cümlesi ardından Eunchae ayağa kalktı ve duvardaki saate baktı. Saat sabah yediydi. "Demek ki tam bu saatte herkes hazır oluyor." diye mırıldandı Eunchae. Evin ebeveynleri mutfağa doğru ilerlerken Riki, Eunchae'nin salondan yürüdükleri hole gelmesini beklemişti. Eunchae, Riki'nin yanına vardığında Riki lafı açan kişi oldu. "Abimi görmen lazımdı, nasıl sıkışmış!" 

Eunchae güldü. "Gördüm zaten, öyle koşturuyordu ki beni görmedi bile!"

Riki ve Eunchae birlikte gülerken peşlerinden Jay yetişti. "Gece uyanıp uyanıp su içtim, aklım çıktı!"

Eunchae kendini tutamadan güldü. "Günaydın Jay, beni fark etmedin bile."

Jay gözlerini büyüttü. "Sen içeride miydin!"

Eunchae sadece kafa salladı. Mutfağa çoktan varmışlardı ve masaya oturdu hepsi teker teker. Bayan Park'ın yanına Eunchae oturdu. Riki ve Jay de masanın diğer tarafına oturdular ve masanın başına Bay Nishimura geçti. Herkes kendi tabağını hazırlarken Eunchae'nin çekingen tavrı herkesin dikkatini çekmişti. Riki kendi tabağına koyduğu peynirlerden Eunchae'ye de uzattı. Ardından Jay, Bayan Park ve Bay Nishimura Riki'nin yaptığı gibi Eunchae'nin tabağını doldurdular. Eunchae dolmaya başlayacağını hissettiği gözlerini masadan ayırmadan herkesle birlikte yemeğini yedi.

İnsanı sadece sevgisizlik değil, fazla sevgi de ağlatır çünkü.

...

Riki, izledikleri filmin sonunda çıkan yazılardan ötürü filmi sonlandırdı ve Eunchae'ye döndü. "Nasıldı sence?"

Eunchae gülümsedi. "İlk defa savaş filmi izledim ve gayet iyiydi!"

Uzun bir süre filmin konusunun ne olması gerektiğini tartışmışlar; en sonunda da Eunchae, Riki'nin ballandıra ballandıra anlattığı filmi izlemeyi kabul etmişti. Jay, bir önceki gün babasının işe çağırdığı randevusunu ektiği için kahvaltıdan sonra hazırlanıp üçü beraber çıkmışlardı ve evde Riki, Eunchae ve hizmetçi kalmıştı.

Riki gururlanarak göğsünü kabarttı. "Demiştim!"

Eunchae elindeki koca kaseyi -içinde hala bitiremediği patlamış mısır bulunan- önündeki orta sehpaya bırakmıştı. "Çok teşek-"

"Yeter ama artık."

Riki'nin hafif kaşlarını çatarak söylediği cümle, Eunchae'nin kibarlığını yarıda kesmişti. Eunchae anlamayarak Riki'ye bakarken Riki cümlesine açıklama getirme gereği duydu. "Yani, anladım alışmak üzeresin. Zor bir şey, dmpati kurunca anlayabiliyorum. Ama bari benden bu kadar çekinme. Yaşlarımız bir sayılır. Bak mesela abim benden üç yaş büyük ama kafalarımız uyuştuğu için acayip eğleniyoruz! Hem burada ne kadar kalacağın da belli değil. Demem o ki, her gününü burada böyle sıkılarak geçirmek yerine kendini yavaş yavaş ailemize katmaya başla. Çünkü başın gerçekten belada ama biz her zaman yanındayız."

Eunchae sakin sakin Riki'yi dinlerken veda cümlesinin başlangıcı bazı gerçekleri tekrardan idrak etmesini sağlamıştı. "Haklısın. Deneyeceğim gerçekten çekinmeden hareket etmeyi. Ayrıca yine haklısın ki başım çok fena dertte."

Riki gülümsedi. "İki günde dilin mi gelişti ben mi abartıyorum?"

Riki'nin amacı Eunchae'nin kafasını dağıtmak, onu hep mutlu ve canlı tutmaya çalışmaktı. Öyle de oldu. Eunchae güldü bu sefer. Az önceki aklı karışık, suratı bir karış Eunchae kalmamıştı. "Ciddi misin! Eğer burada hayal ettiğim hayata dönebilirsem bu çok işime yarar."

Riki kaşlarını çattı. "Hayal ettiğin hayat?"

Eunchae gözlerini halıya dikip uzun uzun konuşmaya başladı bu sefer. "Ben buraya seyahat için geldikten sonra hem gezip hem de pastacılık hünerlerimi burada nasıl paraya çevirebilirim ona bakacaktım. Yani bir kafe açma hayalim vardı burada. Kafe açmasam bile bir süre burada herhangi bir kafenin mutfağına girebilme şerefi bile çok büyük gözümde hala!"

Riki elini çekinerek Eunchae'nin dizine koydu. "Hayat bu, hiç belli olmaz. Ömür boyu ev hapsinde gibi burada duracak halin yok. Bir şekilde onlardan kurtulduğunda hayat senin de yüzüne güler ve burada yaşamaya devam ederken hayata atılırsın."

Eunchae gülümsemeye devam ederken mırıldandı sadece. "Umarım."

Riki rahatsız etmemek için cümlelerinden hemen sonra elini Eunchae'nin dizinden çekmişti. Eunchae belki de uzun zamandır mutlu mutlu sohbet edeceği birini bulabildiği için deli gibi sohbet etmek istiyordu Riki ile. Ona hayallerinden, hedeflerinden, neleri özlediğinden bahsetmek istiyordu. Telaffuzunun geliştiğini duyması da bu kadar sohbet etme isteğininin cabasıydı tabii.

"Film bitti, şimdi ne yapalım istersin? Daha annemlerin gelmesine bir iki saat var."

Eunchae masum masum baktı Riki'ye. Bedenini tamamen ona çevirecek şekilde oturmuş, bir ayağı bacağının altında, diğer ayağı halıda duracak şekildeydi. Riki de aynısını yaptı ve karşılıklı oturuyorlardı. Riki, aynı oturuşunu hiç sorgulamadan neden yaptığını kendi kafasında sorgularken Eunchae cevap vermişti Riki'ye. "Sohbet edelim, o kadar özledim ki."

Riki başta anlayamadığı için duraksadı. Onun gibi mutlu, sağlıklı ilişkileri bulunan bir ailede büyüyen bir çocuk olarak sohbet etmeyi özlemek ne demek bilmiyordu. Eunchae, Riki'nin bu isteği reddetmek istediğini düşünerek kafa salladı. "Olabilir tabii, reddedebilirsin de."

"Hayır, edelim!"

Eunchae kocaman gülümsedi ve kendi aralarında sohbet etmeye başladılar.

...

Riki ve Jay, akşam yemeğinden hemen sonra basketbol oynamak için aynı ormana gitmişlerdi. Arabadan inmeden önce Riki iç çekti. "Keşke Eunchae de gelseydi!"

"Evden çıkabilme ihtimali olduğu ilk an onu buraya getirelim, bence çok sevecek."

"Travması tetiklenirse?"

Jay omuz silkti. "Yaşadıklarının çok zor olması bir yana tabii ama Eunchae çok da etkilenmişe benzemiyor." Riki abisinin fikrine katılmadığını belli etmek için başını olumsuzca sallamıştı. "Bunu biz anlayamayız."

Jay kafa sallayarak önüne dmnmüş ve kardeşine hak vermişti. Riki torpidonun altında, bacakları arasında duran basketbol topunu eğilerek elleri arasına aldı. Beraberce arabadan indiler ve Jay aŕabayı kilitledi.

Beraber sahaya doğru yürürlerken tekrar laf açtı Riki. "Bugün Eunchae ile sohbet etme fırsatımız oldu. O kadar tatlı biri ki, hedefleri ve hayallerini dinlemesi çok keyifli geldi. Açıkçası, konuştukça insanı sıkmayan biri."
Jay dudağının kenarıyla gülümsedi. "Aşık olduysan söyle oğlum, çekinme!"

"Abi saçmalama!"

Beraber hala basketbol sahasına yürürlerken ya birbirlerine bakıyor ya da kendi adımlarını izliyorlardı. "Kıyafetlerini, telefonunu, makyaj yapmayı özlemiş. Ne kadar garip geliyor insana değil mi! Büyükannesinin üzerine figür çizdiği açık pembe bir valizi varmış. Uğur getirsin diye onunla gelmiş buraya ama işte..."

Riki kendi cümlesine devam etmeyi bırakmış, ikisi de adımlarını izleyerek sahaya girmişlerdi. Riki ve Jay aynı anda sahanın ortasında duran pembe valizi fark ettiler. Riki abisine baktı bu sefer. "Sence bu olabilir mi?"

Jay de kardeşine döndü. Birbirlerinin gözleri içine bakarken Jay omuz silkmişti, bilmediğini kardeşine anlatabilmek için. Riki önüne bakıp valize doğru bir adım atacaktı ki Jay eliyle, Riki'nin koluna yapıştı. "Dur, iyi düşün..."

Riki'nin gözleri tekrar abisinin gözleri ile buluştu. "... Eunchae'nin gelip bu valizi alacaklarını biliyorlar ve biliyoruz ki Eunchae'nin ölmesi onların işine gelir. Valizde bomba olabilir, hareket ettirmeden açıp kontrol etmemiz lazım."

Riki, abisinin teorisi karşısında gözlerini kocaman açtı ve dudakları "o" şeklini aldı. "Bunu bu birkaç saniyede düşünmen... Sen gerçekten çok zeki insansın!"

Jay göğüs kabarttı ve "Kal burada." dedi. Riki abisinin dediğini uygularken Jay yavaş adımlarıyla valize yaklaşmıştı.
Son adımını öncekilerden daha dikkatli attı ve valizin tepesinde duran iki farklı fermuar ucunu tutup yavaş yavaş aşağıya indirdi. En sonunda kapak yere düştü ve içindeki kıyafetlerin çoğu yere düşen kapağa düştü ve birazı da etrafa dağıldı. Valizin dikey duran kısmında hiçbir şey kalmadığı için bir bomba olmadığına emin oldular. Jay, hızlıca valizi toparladı ve Riki'ye döndü. "Koş, eve dönüyoruz! Eunchae'nin uyumadan bunları görmesi lazım."

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

40.7K 2.9K 25
Jjkook: Soyadın ne? Lalis: Ne? Jjkook: Nikahima alıcam da Soyadın lazım Jeon Jungkook x Lalisa Manoban by lucià ▪︎11 july 2021 ▪︎texting▪︎ Lalisa #1
40.5K 3.7K 44
"Daha tanışamadık." dedi, gözlerini gözlerime dikerken. Elini uzattı bana ve dudaklarını araladı. "Ben Dedektif Hyunjin, Hwang Hyunjin." Dedektif #2 ...
88K 8K 23
➱ INSTAGRAM SERIES ⋆ 2 parkseo: ne olursun, canım arkadaşım, bir kerecik, sadece bir kerecik, elini vicdanına koy. taeyonglee: koydum, taeyonglee:...
42.8K 1K 114
Bu kitap size en detaylı ve iyi bir şekilde korece öğretecek...