Rastlantı

De mahkumasigii

2.6K 438 1.8K

Toksik, zehirli, saplantılı... Bunları içeren bir aşk. Aşk olup olmadığı tartışılacak bir aşk. Evgin, Türkiye... Mais

1. Bölüm: Yesariler.
2. Bölüm: Evlilik.
3. Bölüm: Çapkının Teki.
4. Bölüm: Acı.
5. Bölüm: İş.
6. Bölüm: Vakıf Başkanı.
7. Bölüm: Gözyaşı.
8. Bölüm: Kıskançlık Krizi.
9. Bölüm: Balayı.
10. Bölüm: Yıldızların Altında.
11. Bölüm: Senin Uğruna.
12. Bölüm: Eve Dönüş.
13. Bölüm: Çocuk.
14. Bölüm: Kara Gün.
15. Bölüm: Cam Kırıkları.
16. Bölüm: Yaşanmamış Gibi.
17. Bölüm: Yarış.
18. Bölüm: Uyuşturucu.
19. Bölüm: Okul.
20. Bölüm: Sınav.
21. Bölüm: Yemek.
22. Bölüm: Zincirleme Kaza.
23. Bölüm: Uzman.
24. Bölüm: Gözyaşı.
25. Bölüm: Doğmadan Ölmek.
26. Bölüm: Kan.
27. Bölüm: Düşük.
28. Bölüm: Şok.
29. Bölüm: Dava.
30. Bölüm: Hap.
31. Bölüm: Karar.
32. Bölüm: Kaza.
33. Bölüm: Kimse.
34. Bölüm: Anne Olmak.
35. Bölüm: Kabus.
36. Bölüm: Sır.
37. Bölüm: İlaç.
38. Bölüm: Test.
39. Bölüm: Üvey.
40. Bölüm: Gizli.
41. Bölüm: Terk Etmek.
42. Bölüm: Yasak.
44. Bölüm: Keşke.
45. Bölüm: Aşk ve Acı.
46. Bölüm: Hiçbir Zaman.
47. Bölüm: Borç.
48. Bölüm: Ateşkes.
49. Bölüm: Gizli Görev.
50. Bölüm: Şart.
51. Bölüm: Hisse.
52. Bölüm: Tokat.
53. Bölüm: Son kez.
54. Bölüm: Kesik Bilek.
55. Bölüm: Ağlayarak Uyumak.
56. Bölüm: Bıçak.
57. Bölüm: Bıçak. (2)
58. Bölüm: Bir Varmış, Bir Yokmuş.
59. Bölüm: Masalın Sonu.
60. Bölüm: Halüsinasyon.
61. Bölüm: Taşınamayan Yükler.
62. Bölüm: İntihar.
63. Bölüm: Yesariler Yasta.
64. Bölüm: Hüzün.
65. Bölüm: Onsuz.
66. Bölüm: Anılara Mahkum.
67. Bölüm: Boş Bakışlar.
68. Bölüm: Uçurum Kenarı.
69. Bölüm: Kavuşmak.
70. Bölüm: Özlem.
71. Bölüm: Yeniden.
72. Bölüm: Biz Çok Güzeliz.
73. Bölüm: Vakti Geldi.
74. Bölüm: Siyah.
75. Bölüm: Gül ve Dikenleri.
76. Bölüm: Suçlama ve Suçlanma: Ben Ezgi Yesari!
77. Bölüm: İyi mi, Kötü mü?
78. Bölüm: Karnımdaki?
79. Bölüm: Masum Bir Bebek ve Masum Olmayan Bir Anne.

43. Bölüm: Yıkık.

30 5 16
De mahkumasigii

ZeryaEyllnder

Evgin'den:
Sabah olmuştu ama Ezgi hâlâ ortalıkta yoktu. Onu çok merak ediyordum ama merak etmeye hakkım yoktu, bunların tüm suçlusu bendim. Her ne kadar belli etmesem de ona ilaç verdiğim için pişmandım.

Tüm gece odamızdaki büyük koltukta oturmuş, elimde Ezgi'nin yüzüğüyle düz kadehteki konyağı içmiştim.

Ezgi'yi aramaya karar verip telefonu elime aldığımda birinin kapıyı tıklamasıyla durdum.

"Gel." dedim, kapı açıldı ve kapandı, gelene bakmadım.

"Evgin?" Tahmin ettiğim gibi, gelen Barış'tı. Halime şaşırmış olmalıydı.

"Gel abi, otur." dedim karşımdaki koltuğu işaret ederek. Barış endişeyle karşıma oturup konuşmaya başladı.

"Oğlum, ne senin bu halin? Ezgi nerede? Dün akşamdan beri gözükmediniz. Ne oluyor?"

Barış sorularını yağdırırken ne diyeceğimi düşünüyordum. En iyisi her şeyi anlatmaktı.

"O yok, Barış." dedim içkiden bir yudum alarak. "Dünden beri yok."

"Nasıl yok? Nerede?" diye sordu kaşlarını çatarak.

"Bilmiyorum..." dedim. "Dün, ona ilaç verdiğimi anladı. Gece geç gelmiş, gördün zaten. Sabah tekrar çıkmış gitmiş. Şu an nerede, bilmiyorum."

"Ne?" dedi Barış hayretle. "Nasıl aramazsın? Hiç mi merak etmedin? Ya başına bir şey geldiyse?"

Sessiz kalmakla yetindim. Haklıydı. Haklıydı ama benim ona karışma gibi bir hakkım yoktu.

"Tam onu arayacaktım, sen geldin."

Ezgi'den:
Gözlerimi açtığımda nerede olduğumu bilemeyecek derecedeydim. Dün neler olduğunu az buz hatırlıyordum.

"Günaydın."

Yanımda birinin sesini duyduğumda kafamı sol tarafa çevirdim. Bu adamı daha önce görmüştüm. Ama nerede?

"Sen... Kimsin?" diyebildim zor çıkan sesimle.

"Dün gelip karşısına oturduğun ve yakasına yapıştığın barmen." dedi gülümseyerek. Hatırlamıştım. Çocuğun üstünde hâlâ aynı kıyafetler vardı.

Dank etti. Biz hastanedeydik. Hastane odasında. Hasta yatağındaydım.

Ben afallayarak etrafa bakarken adını bile hatırlayamadığım çocuk bana anlatmaya başladı.

"Dün sabaha karşı, ben barı kapatırken çıktın. Kendim giderim dedin, ben de seni öylece bıraktım ama sonra aklım kaldığından dönüp baktım. Barın önünde, yerdeydin."

Utanç içinde gözlerimi kapattım.

"Hastaneye getirdim seni. Doktor arkadaşın söyledi, birkaç gün önce trafik kazası geçirmişsin. Alkol aldığın için bayılmışsın, bünyen kaldırmamış."

Ben yediğim haltları dinleyip oflarken telefonumun çalmasıyla doğruldum.

"Sabahtan beri çalıyor. Dün, bana bir şeyler anlatmıştın, kocanı. O arıyor. Sen ne yapmak istersin bilemedim. Sen uyanana kadar açmadım telefonu."

"Çok teşekkür ederim..." dedim gülümseyerek. Telefonu sessize aldım ve kapattım. Evgin artık bana ulaşamayacaktı.

"Onunla aranda ne geçti? Dün biraz anlattın ama..."

Onun bu çekingen tavrına gülümseyerek yanıt verdim.

"Evet, ağır bir kaza atlattım. Bir bebeğimin olmasını çok istiyordum..." İstemsizce gözlerim doldu. "Ama kazada iç kanama geçirdiğim için organlarımın birçoğu zarar görmüştü, iyileşmeden hamile kalmam tehlikeliydi. Ama çok istiyordum..."

İki gözümden de birer damla yaş aktı. Silmedim. Anlatmak istiyordum.

"Eşim, Evgin, ben hamile kalmayayım diye bana hap veriyormuş. Benden gizli. Dün onu yakaladım. Kavga ettik... Sonra evi terk ettim. Saatlerce ağladım. Yediremedim bunu kendime. Evgin'in bana böyle bir şeyi yaptığını kaldıramadım... Devamını biliyorsun zaten."

Yaşadıklarıma şok olmuş bir şekilde bakıyordu Alp. Adını hatırlamıştım.

Odanın kapısı açıldığında hâlâ tam olarak ayılmadığım için bir an Evgin geldi sanmıştım. Gelen Zerya'ydı.

"Geçmiş olsun." diyerek karşıma geldi. "Neden burada olduğunu az çok biliyorsundur."

"Evet..." dedim gözlerimi kapatarak. "Özür dilerim Zerya."

"Bana söz vermiştin." dedi, bana biraz kırılmıştı.

"Ben çıkayım." diyerek ayağa kalktı Alp. "Siz baş başa konuşun."

Ona teşekkür ettim, sonra odadan çıktı.

"Zerya-"

"Ben sana güvenmiştim Ezgi." dedi buruk bir sesle sözümü keserek.

"Zerya, anla beni, ne olur..." dedim çaresizce. "Evgin bana gizlice ilaç veriyormuş. Yediremedim bunu kendime."

Başını yukarı aşağı salladı, sanki haberi varmış gibiydi.

"Evet," dedi. "Ben istedim vermesini."

"Ne?" dedim doğrularak.

"Ezgi, hiçbir şeyin farkında değilsin." dedi. "Ben sana hamile kalmaman gerektiğini söylemiştim zaten."

Gözlerim yeniden dolduğunda başımı öne eğdim.

"Fazla içkiyi kaldıramamışsın, o yüzden bayılmışsın." dedi ve gözüyle serumu gösterdi. "Serum bitince çıkarsın."

Konuşmadım, sadece başımı yukarı aşağı salladım. Ona bakmıyordum.

Zerya odadan çıkınca Alp tekrar geldi.

"İyi misin biraz daha?" diye sordu.

"İyiyim..." dedim başımı sallayarak.

"Bu arada, seni buraya arabanla getirdim." dedi. "Eve de ben bırakırım."

"Yok, ben kendim giderim..." dedim.

"Olmaz, bu halde araba kullanamazsın." dedi, haklıydı.

"Teşekkür ederim, her şey için..." dedim gülümseyerek.

"Ne demek." dedi.

Hastaneden taburcu olup eve gelmiştik. Arabadan inip ona teşekkür ettim.

Eve girdiğimde üstümü başımı değiştirmek için odamıza gelmiştim. Ancak beklemediğim bir şeyle karşılaştım.

Evgin, karşımdaydı.

"Oo..." dedi ve ayağa kalktı. "Teşrif edebilmişsiniz Ezgi Hanım."

Göz devirdim.

"Üstümü değiştirip çıkacağım. Seninle aynı yerde kalmam ben."

Arkamı dönüp gidecektim ki kolumdan tuttu.

"Hiçbir yere gidemezsin." dedi ve telefonunu gösterdi. "Seni kaç kere aradım, telefonun kapalı."

"Evet, kapalı. Çünkü senin sesini bile duymak istemiyorum."

Kolumu ondan kurtarmaya çalıştım ama başaramadım.

Gözleri yorgun gözlerime odaklanınca başımı öne eğdim. Eliyle çenemi tuttu ve ona bakmamı sağladı.

"Neredeydin sen dünden beri?" dedi yorgunluğumu fark edince.

"Hiç..." diyerek geçiştirmeye çalıştım ama ikna edilecek gibi değildi.

"Neredeydin, dedim." dedi ciddiyetle.

Gözlerimi kaçırdığımı görünce anlamıştı.

"İçmeye gittin yine, değil mi?"

Cevap vermeden dudaklarımı birbirine bastırdım. Bileğimden tuttuğu için elimi rahatça görebiliyordu, serum için açılan damar yolu izini de...

"Ne oldu?" dedi elimi göstererek.

"Sana ne?" diyerek yanıtlamaktan kaçtım.

"Bir kere de kestirip atma." dedi kolumu bırakarak.

Yanından geçip yatağa yattım. Bir süre dinlenmek en iyisiydi.

Ah, o benim görünmez evim... Gri tonunu almış rengi. Yıkık döküktü duvarları. Pencereleri paramparça olmuştu. Çatısı mı? Çatısı yoktu.

Bu dört duvarı ayakta tutan şey ise bendim.

Continue lendo

Você também vai gostar

3.6K 276 166
Tıp Fakültesinde Yaşam 1'in devamı ! Bir tıp öğrencisi, yaşamayı , yeni arkadaşlar edinmeyi , tıpla ilgili kitaplar okumayı seviyor. Yeni yeni sekso...
GELECEK De VeraHare

Ficção Geral

147K 7.5K 17
Tüp bebek merkezinde tüplerin karışması sonucu kocası yerine hiç tanımadığı bir adamdan hamile kalmıştı Mahru. #1İhanet/24.5.2024 #1Mahru/24.5.2024 #...
7.6K 148 4
"Korumamla birlikte olmanı ve ondan hamile kalmanı istiyorum." Ferzan'ın ağzından çıkan cümle beni etkisiz hâle getirirken nefesimin kesildiğini hiss...
146K 5.6K 27
O mükemmeldi. Hayran olunasıydı. Gözleri, saçları, sesi, bedeni, yüzü... O tamamiyle kusursuzdu. Benden yaşlarca büyük olsa da içimdeki hayranlığı en...