i think i'm lost again' taeko...

By adorekimh

70.3K 8.1K 866

-omegaverse- jeon jungkook, alfa sandığı oda arkadaşı kim taehyung'a aşık oldu. More

'cause he's never been more alive
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17 [M]
18
19
21
22

20

1.1K 136 26
By adorekimh

Kapının sesi kendisini okuduğu ders kitabından uzaklaştı, ayağa kalktı Taehyung. Zil sesi bir kez daha evin içinde yayınlandı. Kapıyı araladığında ailesini karşısında gördü. Annesinin elinde bez bir torba, babasının elinde ise bir çanta bulunuyordu. "Anne." diye mırıldandı, kadın ona sıkı bir şekilde sarıldı. "Oğlum, seni özledik." dedi, içeri girdiler. Taehyung onlara bakarken nasıl hissetmesi gerektiğini bilemiyordu. "Hoş geldiniz, beni şaşırttınız." Taehyung onları salona aldı.

"Seni özledik ve hayatının nasıl gittiğini merak ettik. Çiçeklerin ne güzel duruyor!"

Annesinin heyecanlı bir şekilde konuşması onun hoşuna gitti. "Teşekkür ederim, güzel duruyorlar mı?" diye sordu, annesi onun yanağını okşadı ve güzel göründüğünü söyledi. "Alfa'dan bahset bakalım? Olaylar nasıl bu noktaya geldi?" diye sordu babası, Taehyung onlara yurda yerleştiği andan itibaren olanları anlattı. Jungkook'un tatlı ve iyi biri olduğundan bahsederken yüzündeki gülümsemeye engel olamıyordu. "Yakınlaşma konusu biraz canımı sıktı ama seni rahat gördüğüm için bir şey demeyeceğim." dedi babası o konuşmayı bitirdikten sonra, Taehyung o anı biraz kurdunun onu ele geçirmesinden dolayı olduğunu söyledi.

Jungkook'un o kadar baskılanmasına neden olmasından dolayı kendini suçluyordu. Kurdunun onu ele geçirmesine neden olan kendini saklamasıydı. "Yine de seni izinsiz öpmesi biraz beni de kötü hissettirdi." dedi annesi, onlara hak veriyordu. O an ruh eşi olaylarına kendini kaptırmış durumdaydı, bu konuda düşünmemişti. "Jungkook için de zor bir durum olmuştur. Hemen yanıbaşında Alfa sandığı birine anlam koyamadığı hisler barındırması, kurdunu zapt etmesi zor olmuştur." Babası bu kez konuştuktan sonra kendini onlara karşı biraz daha rahat hissediyordu.

Aklı biraz sonra dersten çıkacak ve eve dönecek kişideydi. Ailesinin bir anda gelmiş olmasını nasıl karşılayacağını bilemiyordu. Yerinden kalktı ve onlara kahve hazırlamak için mutfağa girdi. Jungkook'a en azından haber vermesi gerekiyordu. Telefonunun sessizde olduğunu bildiği için rahat bir şekilde aradı. Dersten çıkıp çıkmadığına emin olamıyordu. Telefon altıncı çalışta açıldı. "Bebeğim şimdi dersten çıktım." dedi aceleyle, hızlı hızlı yürüdüğünü nefeslerinden anlıyordu.  "Sevgilim sana bir şey söylemem lazım. Ailem beni ziyarete gelmiş." dedi hemen Taehyung, bedenini tezgâha yasladı.

"Ah, geldiler mi? Onları almak için tren istasyonuna gidemediğimden üzgün hissediyorum. Gelince bir kez daha özür dilerim."

Taehyung onun sözleriyle şaşırmıştı. "Sen biliyor muydun?" diye sordu, gözleri arada kahve makinesine takılıyordu. "Evet bebeğim, ben çağırdım. Geçen akşam onları özlediğinden bahsediyordun, ben de güzel bir süpriz olur diye düşündüm. İstasyona almaya gidecektim ama ders saatim değişince yetişemedim." diye açıkladı Jungkook, film arasında konuşurken ailesini özlediğinden bahsetmişti ve Alfa bunu unutmamıştı. "Teşekkür ederim hyung." Jungkook onun hyung demesinden hoşlandığını söyledi. Eve gelirken tatlı bir şeyler alacağını söyledi ve telefonu kapatmadan önce onu sevdiğini söyledi.

Kahveleri kupa bardaklarına doldurdu, içeri götürdü. Anne ve babası biraz daha rahat görünüyorlardı. "Sizi Jungkook'un aradığından bahsetmediniz." dedi Taehyung, kendine de meyve çayı almıştı. "Sürpriz olsun istedik. Jungkook sabah arayıp ders saatinin değiştiğini söylemeseydi, beraber gelecektik." dedi babası, o an gerçekten delirebilirdi. "Lisede zor zamanlardan sonra üniversiteye gelmek, Jungkook'u tanımak, arkadaş edinmek çok güzel geldi. Bu evi seviyorum. Onlarla olmayı seviyorum. Kendimi artık rahat ve güvende hissediyorum." dedi Taehyung, onlara diğer arkadaşlarını anlattı.

Kapının aralanması ile gözlerimi kapıya çevirdim. Jungkook sırt çantasını ve ceketini askılığa bıraktı. "Ellerimi yıkayıp hemen geliyorum." diye seslendi, beş dakika sonra yanlarındaydı. Onlaeın önünde eğildi, Taehyung'un annesi onun yanaklarını öptü. "Merhaba oğlum." dedi babası, o da Jungkook'un saçlarını sevdi. "Hoş geldiniz. Sizi almaya gelemediğim için tekrar özür dilerim. Ders saatim beklemediğim bir anda değişti." dedi Jungkook, ailesi sorun olmadığını söyledi. Jungkook onlar için kurabiye ve kek almıştı.

"Akşam için beraber yemeğe gideriz diye düşündüm. Güzel bir restoran var, orada yeriz."

Taehyung onun söylediğine itiraz etmek istese de Jungkook rezervasyonu çoktan yaptırdığını söyledi. "Oğlum zahmet etmeyin, ben yemek yapardım." dedi annesi, Jungkook itiraz etti. "Yemeklerinizin çok iyi olduğunu biliyorum Bayan Jung ama yarın tadına bakarız. Bugün yol yorgunusunuz, ben size yemek ısmarlamak istiyorum." dedi Jungkook, Taehyung onun düşünceli hâlleri karşısında ne yapacağını kestiremiyordu. "Tamam, sen öyle istiyorsan öyle olsun. Size yarın harika yemek yaparım." dedi annesi gülümsüyerek, elini Jungkook'un saçına attı ve okşadı.

Konu Jungkook'un ailesine geldi. Onlar hakkında konuşmanın Alfa'yı duygulandırdığını ama kendini bastırdığını görebiliyordu. İyi olduklarından, işlerine gittiklerinden, zaman zaman küçük gezilere çıktıklarını anlattı. Taehyung arkasına yaslanmış onların konuşmalarını dinlerken kendini iyi hissediyordu. Anlaşmaları hoşuna gitmişti. "Ben bir yarım saat izninizi isteyeyim, siz de dinlenin. Sonra yemeğe çıkarız." dedi Jungkook, ayaklandı ve odaya çekildi. Taehyung hemen geleceğini söyleyerek peşinden gitti..

Jungkook üzerindeki tişörtten kurtulmuş, dolaptan kendine kıyafet seçiyordu. Taehyung onun omuz ve sırt kaslarını izlerken iç geçirdi. "Güzel görünüyorsun." diye mırıldandı, Jungkook ona doğru döndü. "Senin kadar güzel görünemem bebeğim. Bir duş alacağım, sonra gideriz. Ailen isterseler misafir odasındaki banyoyu kullansınlar." dedi Jungkook, bir kolunu Taehyung'un beline sardı ve dudaklarını onun boynuna değdirdi. "Tamam, söylerim. Teşekkür ederim hyung, onları görmek beni çok mutlu etti." Taehyung sözlerini sona erdirdikten sonra Jungkook'un dudağını öptü.

Salona geri döndüğünde ailesinin valizini alarak onları misafir odasına yönlendirdi. Bu küçük odayı çalışma odası ve arkadaşları geldiğinde kalmaları için hazırlamışlardı. "Biraz dinlenin, banyoda her şey var. Rahat olun." dedi Taehyung, annesi oğlunun evinde olduğunu ve bu yüzden rahat olacağını söylediğinde onun yanağını öptü. Salondaki bardakları toparladı, odasına döndü. Jungkook banyodaydı. Kendisi için dolaptan kıyafet bakmaya başladı. Komodinin üzerinde duran Jungkook'un telefonu çalmaya başladı, ekrana baktığında Yoongi'nin aradığını gördü.

"Seni Alfalığın yüz karası ilan ediyorum, Jungkook!"

Yoongi'nin telefonu açtığı anda ilk söylediği cümle bu oldu. "Hyung, ben Taehyung. Sevgilime neden öyle diyorsun?" diye sordu, Yoongi özür diledi. "Selam Taehyung, nasılsın?" Yoongi'nin konu değiştirmeye çabalaması onu güldürdü. "İyiyim hyung, sen nasılsın? Neden kızgınsın Jungkook hyunga?" diye sormaya devam etti, Yoongi konudan sıyrılamayacağını fark etti. "Jungkook'un hyung kelimesine fetişi olduğuna eminim. Sen öyle seslendiğin an tuhaf hareketler sergilemeye başlıyor. Hayvanat bahçesinde orangutan izlesem daha normal davranışlara maruz kalırım. Biraz dalga geçmek için aramıştım." dedi Yoongi pes ederek, Taehyung gülmesini durduramadı.

"Sen de Jimin'i gördüğün an trene bakan öküze dönüyordun, hyung. Sen farkında olmasan bile Jimin tüm bakışlarını görebiliyordu, kitlenip kalıyormuşsun. Sevgilime laf etmeden önce kendine bak."

Taehyung gülümseyerek Yoongi'ye laf söylemeye devam etmek istiyordu ama bir anda banyonun kapısı açılmış, Jungkook beline bağladığı havlu ile odaya girmişti. Taehyung'un odada olmasını o da beklemiyordu. Sular hâlâ vücuduna süzülüyor, tüm teninde geziniyordu. Taehyung gözlerini kaçırdı. Yoongi'nin telefonda söylediklerini anlamamıştı. Ona görüşürüz dedikten sonra kaba olduğunu bilmesine rağmen telefonu kapadı. Jungkook'u ilk kez böyle görüşü değildi ama içinde bir nokta onun bu görüntüsüne eriyordu. "Kim aramış?" diye sordu Jungkook, Yoongi olduğunu söyledi ve kendini odadan dışarı attı.

Kızgınlık zamanı sona ereli çok olmamıştı, yeni bir döngüye yaklaşmamıştı. Jungkook ile iki gece önce çok güzel bir gece geçirmişlerdi. Kızgınlıktan sonra ilk sevişmeleriydi ve her şey olağanüstüydü. Şimdi neden böylesine sıcak hissetmişti? Tuhaf hissediyordu. Tüm vücudu karıncalanıyordu. Sırtını yaslamış olduğu kapıdan çekti ve salona ilerledi. Kendine hâkim olması gerekiyordu. Koltuğa oturdu, başını ellerinin arasına alarak beklemeye başladı.

Jungkook üzerinde bir siyah kazak ve bol pantolon ile yanına geldi. "Bebeğim, iyi misin?" diye sordu, Taehyung ona baktı. "İyiyim, başıma ağrı girdi sadece..." Jungkook dudaklarını onun alnına değdirdi. "Benim öpücüklerim iyileştiricidir." dediğinde Taehyung ona güldü, yanına oturan bedene kollarını sardı. "Biliyorum hyung." diye mırıldandı, biraz gözleri kapalı kaldı. İçine aniden dolan bu hislerin nedenini anlamakta zorlanıyordu. "Üzerini değiştir, ailen birazdan gelir." dedi Jungkook, Taehyung kollarını ondan uzaklaştırdı ve odasına ilerledi.

Omega'nın neden böyle davrandığını anlamaya çabalıyordu. Bir saat kadar önce gayet iyi görünüyordu ama şimdi ruh hâli durgun görünüyordu. Onun giyinmesini beklerken Taehyung'un ailesi odadan çıkarak yanına geldi. "Taehyung hazırlanıyor, geldiğinde hemen çıkarız." dedi, gülümsemeye çabalıyor olsa da aklı tamamen eşinde olduğu için odaklanması zordu. Jungkook arkasına yaslandı. Telefonunu çıkardı ve Yoongi'nin ona gönderdiği mesajlara baktı. O an üçünün de aklını kaybetmesine neden olacak bir şey meydana geldi, Taehyung onun adını çığlık attı.

Üçü de korkarak odaya adım attıklarında Taehyung'un üstü bedeni çıplaktı ve çiçeklerinin etrafında kan lekeleri vardı.


merhaba,
nasılsınız?

Continue Reading

You'll Also Like

82.3K 11.2K 15
taehyung'un en yakın arkadaşına karşı duyguları vardı.
48K 6.5K 23
texting. kim taehyung, erkek arkadaşı jeon jungkook'u aile grubuna almak zorunda kaldığında her şey birbirine girecekti.
164K 17.2K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
clocks | tk By spring

General Fiction

73.7K 6K 32
under the kitchen lights, you still look like dynamite