SEKRETER (+18)

Da siyah_kanatlimelek1

778K 13.2K 3.4K

+18 unsurlar içerir. "Dur , iş yerinde olmaz lütfen." Ellerini saçlarım da gezdirip gülümsedi. "Ben nerede ve... Altro

BÖLÜM:1 [İLK GÖRÜŞME]
KARAKTERLER
BÖLÜM:2
BÖLÜM:3
BÖLÜM:4
BÖLÜM:5 / (+18)
BÖLÜM 6: [İNSTAGRAM BÖLÜMÜ]
BÖLÜM:7 / (+18)
BÖLÜM:8
BÖLÜM:9 (+18)
BÖLÜM:10
BÖLÜM:11
BÖLÜM:12 (+18)
BÖLÜM:13 (+18)
BÖLÜM:14
BÖLÜM:15(+18)
BÖLÜM:16
BÖLÜM:17 (+18)
BÖLÜM:19
BÖLÜM:20 (+18)
BÖLÜM:21
DUYURU!!
BÖLÜM:22

BÖLÜM:18

11.7K 292 67
Da siyah_kanatlimelek1


Sınır: 15 oy 10 yorum.

İyi okumalar aşklarım ❤️❤️❤️
---

Gerçekten artık şu yaşananlardan çok bıkmıştım. Önce, tek beni kaçıran adam şimdi ise Lara ile birlikte kaçırmıştı. Yani Bora'nın değer verdiği iki kadın...

Bizi getirdiği ev, geçen beni getirdiği yere hiç benzemiyordu. Burası daha özenle düzenlenmiş ve temiz bir yerdi. En azından bizim şuan kaldığımız oda öyleydi. Duvarlar gri renkte boyanmış, odanın içerisinde iki yatak, upuzun bir dolap ve bir banyodan başka birşey yoktu.

Çaprazımda olan yatağa baktığımda Lara kafasını iki bacağının arasına yaslamış kollarıyla yüzünü kapatarak haykırırcasına ağlıyordu. Peki ya ben mi? Ben bir önce ki gelişime göre çok sakindim. Korkuyordum fakat kendim için değil, Lara için korkuyordum. Kadir'in bana yaptıklarının aynısını Lara'ya da yaparsa Bora'nın yapacaklarını düşünemiyordum bile. İşte bu sefer gerçekten Kadir'in sonu gelirdi.

Keşke...

Oturduğum yataktan kalkıp Lara'nın yanına ilerledim. Yanına oturup kollarıyla kapattığı yüzünü yavaşça açtım.

"Lara, bana bak güzelim. Korkma buradan sağ salim çıkacağız tamam mı? Bora bizim yokluğumuzu çoktan anlamıştır, bir an önce gelicek ve bizi alıcak bu lanet yerden. Ağlamayı bırak ve güçlü durmaya çalış." Söylemesi kolay tabi Afra! Sanki kız her gün kaçırılıyor.

Kıpkırmızı olan gözleriyle kafasını kaldırarak baktı. Ellerini tuttuğum da korkudan buz kesildiğini farkettim.

"Nasıl güçlü durayım Afra. Kim bu adamlar, ne istiyorlar bizden? Biz kime ne yapmış olabiliriz ki ya aklım almıyor!" Diye bağırdı. Tahmin ettiğim kadarıyla abisinin bir mafya lideri olduğunu bilmiyordu. Evet, Afra. İşte şimdi çıkılmaz bir sokağın tam ortasındasın kızım... Lara'ya abisinin düşmanları tarafından kaçırıldığımızı, üstüne üstlük abisinin bir mafya olduğunu nasıl söyleyeceğim şimdi. Ah Bora ah!

Ellerimi ellerinden çekip yanaklarına koydum. Boncuk boncuk akan gözyaşlarını parmağımla sildikten sonra yanağına küçük bir öpücük kondurdum.

"Sana herşeyi anlatacağım. Ama bana bir söz vermen lazım." Dediğim de kaşlarını hafif çatarak burnunu çekti.

"Ne sözü?"

"Anlatacaklarımdan sonra abine kızıp, ona düşman olma. O da böyle olmasını istemezdi emin ol." Yutkundu ve korku dolu bakışlarını bana sundu.

"Neler oluyor, Afra? Neyden bahsediyorsun?" Derin nefes aldım.

"Bora, bir mafyanın lideri. Ve bizim şuan burada olmamızın seb-" dememle sözümü kesti.

"Ne! Ne mafyası Afra? Ne saçmalıyorsun sen, böyle birşey olsa abim ilk bana söylerdi." Bağırmaya devam ederken ağzını elimle kapattım. Susacağı yok bu kızın.

"Sözümü kesmeden dinleyeceksen anlatıcam!" Diye isyan ettiğimde kafasını salladı. Bende elimi ağzından çekerek tekrar konuşmaya başladım.

"Bizim burada olmamızın sebebi Bora'nın Kadir diye bir düşmanı tarafından kaçırılmış olmamız. Aralarındaki aptal husumetden dolayı sürekli zarar gören biz oluyoruz. Eğer şuan sen hala yurt dışında olmuş oluyor olsaydın belki de bu odada sadece ben olmuş olacaktım. Bora'nın canını bizimle yakmak istiyor Lara. Ama biz buna izin vermeyeceğiz duydun mu beni? Bu yüzden ağlamayı bırak ve düşün. Bora gelmese bile buradan nasıl çıkacağımızı düşün sadece." Hiçbir tepki vermeden öylece bana bakıyordu. Kız haklı, bende abimin mafya olduğunu bir yabancıdan öğrenmiş olsam aynı bu tepkiyi verirdim.

Kafasını iki yana sallayarak söylediklerimi idrak etmeye çalıştı. En sonunda kendine geldiğin de ayağa kalkıp odada bir o tarafa bir bu tarafa doğru yürümeye başladı. Düşünüyordu, dediklerimi ciddiye alarak gerçekten buradan nasıl kaçacağımızı düşünerek etrafı yokluyordu. İşte görmek istediğim görüntü tam da buydu...

Kapının sert bir şekilde açılması ile ikimizde yerimiz de zıplayıp o tarafa baktık. Gelen kişi benim daha önce gördüğüm biriydi. Kadir'in adamlarının bir kısmını daha önce görmüştüm. Bu da o adamlardan biriydi. İçeriye girerek önce bana sonra ise Lara'ya baktı.

"Kadir abi sizi bekliyor. Hadi!"

Lara'ya baktığım da az önce ki ağlak halinden eser yoktu. Şuan karşım da kendinden emin olan ve korkusuz bir kız duruyordu. Kaşlarını çatmış, gözlerini adama öldürürcesine dikmişti.

"Söyle o Kadir abine, bu yaptıklarının cezasını çok pis ödeyecek. Onun ölümü abimin değil, benim elimden olacak. Çık git şimdi bu odadan!" Beklediğim performans bu değildi. Bir tık fazla cesaretli davranmış olabilir ama olan oldu artık. Umarım bu adam Larayı pek de ciddiye alabilecek biri değildir. Gerçi yüz ifadesine bakacak olursak sonumuzun iyi olmadığı bariz belliydi.

Tam da tahmin ettiğim gibi adam Lara'nın üzerine öfkeli bir şekilde yürümesi ile hızla ayağa kalkıp önüne geçtim. Eli havada bir şekilde yürüdüğü için Lara'ya atacağı tokat benim yüzüme sert şekilde gelmişti. Yanağımı tutarak savrulduğum da Lara'nın arkamdan gelen sesi kulaklarımı doldurdu.

"Afra! İyi misin?" Dudağım da bir ıslaklık hissettiğim de kan olduğunu anlayıp parmağımla itekledim. İstemsizce dolan gözlerimi aldırış etmeyip ayağa kalktım

"Yok bir şeyim." Tokatın etkisiyle daha kendime gelememişken adam bir eliyle benim, diğer eliyle de Lara'nın kolunu çekiştirmesi ile Lara yine bağırmaya başladı.

"Bıraksana bizi! O pis adamın yanına gitmek istemiyorum, bırak diyorum sana bırak! Yemin ederim o kolunu ısırarak etini paramparça ederim." Ne? Şu halimle gülmek istemiyorum ama Lara, ne diyorsun be gülüm?

Adam bizi merdivenlerden indirirken Lara'nın sesine daha fazla dayanamayarak kolunu sarstı.

"Hele bir dene, bak bakalım ağzında tek bir diş bırakıyor muyum senin!" Diyerek tehdit etti.

Ardından "Ahmet!"diyerek birine seslendikten kısa süre sonra seslendiği adam gelip beni kolumdan tuttu. Hem Lara'yla hem de benimle aynı anda uğraşamayacağını anladı tabi. Neyse ki ben ona göre daha sessiz ve bu olanlara daha çok soğuk kanlı davranıyordum. Şimdilik.

Salon olduğunu tahmin ettiğim bir yere bizi getirdiklerinde Kadir pisliği koltuğunda oturmuş, bir bacağını diğer bacağının üzerine atarak tehlikeliyim imajı vermeye çalışıyordu. Onu tekrar görmek, bana yaptıklarını hatırlamama neden olsa da bunu ona belli etmemeye çalışacaktım. Ve en önemlisi ne olursa olsun bana yaptığının aynısını Lara'ya yapmasına izin vermeyecektim.

"Geldiysek çek artık o pis elini kolumdan!" Lara hala adamla kavga ederken ben gözümü Kadir'den ayırmadan bakıyordum. O da bana aynı şekilde baktığını görünce bir süre sonra gözlerimi ondan çekip Lara'ya baktım.

Bu söylediğimden utanıyorum ama sanki bir tık Lara ile şu ismini hala bilmediğim adamı şhiplemiş olabilirim...

Lara,"Ne var? Geldik işte ayağına ne istiyorsun bizden!" Diye çıkıştığın da Kadir dalga geçercesine kahkaha attı. Ben hala bu zamana kadar nasıl sessiz kaldığımı sorguluyordum. Gerçi Lara'dan bana zaman kalmadı ki. Kızın çenesi bir türlü susmuyordu. Tabi onu gaza getiren de bendim ama neyse...

"Bakın, kimler varmış burada. Geçin oturun." Sakin bir tonla söylediği şeye yüzümü buruşturdum. Sesi bile midemi bulandırıyordu. Lara sinirle karşısındaki koltuğa oturduğunda ben ayakta kalmayı tercih ederek belimi duvara yasladım. Pis bakışlarıyla Lara'ya bakarak konuştu.

"Bir taşla iki kuş. Hesap da sen yoktun küçük kız. Bizim işimiz sadece Afra'yla, sen planın içinde bile değildin ama gel gör ki kader işte. Madem şuan Bora'nın, canı benimsediği iki kadın karşımda, intikam için daha güzel bir sebep olamaz öyle değil mi kızlar?" Daha fazla sessiz kalamam!

"Sen bizi buraya getirerek başına nasıl bir dert aldığının farkında değilsin değil mi? Ama ben sana hatırlatayım, Bora bizi en kısa zaman da bulacak ve bu hayatı sana dar edecek. Evet, şuan hem kardeşini hem de beni kaçırarak Bora'nın eline daha güzel bir koz verdin. Seni öldürmek ona çok kolay gelir, bu yüzden hayatın boyunca süründürecek. Süründüreceğiz.İşte o zaman böyle rahat olamayacaksın orospu çocuğu!" Söylediğim şeylere ben bile inanamazken Lara arkasını dönüp kaşlarını çatarak bana bakıyordu. Kadir ise sinirlenmemeye çalışıyordu ama gözlerinden ateş çıktığını görebiliyordum. Sırıtarak ağzını araladı.

"Geçen sefer kaçırıldığın da tesadüfen bulmuştu o çok sevdiğin Boracığın. Şimdi öyle bir mucize olmasını bekleme prenses. Seni burada öldürsem bile cesedini bulamaz. O yüzden ağzından çıkan lafları iyi seçerek konuş, sonuçları beni değil seni üzer!" Hızlı hızlı nefes alarak sakinleşmeye çalıştığım da Lara'nın yine ve yine susmak bilmeyen çenesi açıldı.

"Afra,sen kaçırıldın mı? Bu pislik seni daha önce ka-"

"Lara, sus!" Diye bağırdım. Göz devirerek önüne döndüğün de tekrar kadire baktım.

"Sen her ne kadar tesadüf olduğunu savunsan da bu bir tesadüf değildi pislik! Sana tek söyleyeceğim şey sadece biraz bekle ve son iyi günlerini geçirmeye devam et." Daha fazla dayanamayıp yalancı gülümsemesiyle ayağa kalktı. Adının Ahmet olduğunu öğrendiğim adama dediği şey kanımın donmasına sebep oldu.

"Kızı odama getir!" Bahsettiği kız ben değil, Lara'ydı... Tahmin ettiğim şeyi yapacaktı ona ve ben buna göz göre göre izin veremezdim. Lara ne olduğunu anlamayarak korkak bakışlarını bana sunduğunda sakin olması gereken bir bakış attım.

"Onu bırak Kadir! Bu kızın hiçbir suçu yok. Madem Lara hesapta yoktu, o zaman onu değil beni al." Diye öne atıldığım da dudağının kenarı kıvrıldı. Böyle bir hamle yapacağımı bildiği için ilk Lara'yı istediğini söylemişti. Çünkü onun Lara ile hiçbir derdi yoktu, o sadece beni istiyordu... Lara'yı korumak için istediğini vermem şarttı.

"Bir önceki gibi altımda ağlayacaksan hiç gelme prenses." Diye sırıttığında yüzüne tükürmek istedim. Huyuna gitmekten başka çarem yoktu.

Arkamdan Lara'nın bağırışları, karşımda Kadir'in pis bakışları ağlamama neden olacak derecedendi. Ama tuttum, sanki ağlamamak için kendime yemin vermiş gibi tuttum.

"Afra, bırak ben gideyim. Madem beni istiyor, izin ver de ne yapacaksa bana yapsın!" Diye ağlamaya başladı. Kadir'in son söylediği cümle ile amacının ne olduğunu anlamıştı Lara. Ama yapacak birşey yok, onu bu tehlikeye atamazdım.

Arkamı dönerek diz çöktüm ve ellerini tuttum. "Hiçbir şey olmayacak Lara, sen sadece benim yokluğum da sana birşey yapmalarına izin verme yeter." Yutkundum ve derin nefes alarak tekrar konuştum.

"Eğer olur da başıma bişey gelirse Bora'ya beni affetmesi gerektiğini ve herşeyi kardeşini korumak için yaptığımı söyle olur mu? Seni korumaktan başka çarem yok Lara, lütfen sende affet beni. Özür dilerim..." Diyip ayağa kalktım. Kendimi tutamayayıp ağlayarak Kadir'in yanına gittiğimde kolumdan tutarak beni odasına götürdü. Arkamdan Lara'nın ağlamaları ve çığlıkları daha çok ağlamama sebep oldu.

Kadir'in odasına girdiğimiz de kendimi toparlayıp gözyaşlarımı sildim. O da yatağa oturup beni baştan aşağıya süzdü.

'İkinci kez taciz edilmeye hazır mısın, Afra?' Dedim kendi kendime.

"Soyun!" Diye emrettiğin de gözlerimi kapatıp derin nefesler aldım. Hala içeriden gelen çığlıklar titrememe sebep oluyordu. Kaç saniye öyle durdum bilmiyorum ama en sonunda Kadir'in ikinci kez "soyun!" Diye bağırmasıyla gözlerimi açtım.

"Üzerimdeki tişörtü yavaşça çıkarıp boynum bükük bir şekilde yere attım. Ardından altımdaki şortun da iplerini çözdükten sonra indirip onu da çıkardım. Karşısın da iç çamaşırlarımla durduğum da sırıtarak bana yaklaştı. Bir elini çıplak bedenime koyması ile korkuyu iliklerime kadar hissetmeye başladım. Diğer elini de bacağıma koyduktan sonra beni sertçe duvara yasladı. Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırıcakken durup gözlerime baktı.

"Bunu, Bora'dan intikam almak için değil sana aşık olduğum için yapmak istiyorum Afra..." Diyip dudaklarıma yapıştı. Kahretsin! Kadir'in bana aşık olması isteyeceğim en son şey bile olamaz! Bugün ya bu adam ölecekti ya da ben kendimi öldürecektim.

Alt dudağımı sertçe emerken gözümden bir damla yaş düştü. Ona karşılık vermekten, istediklerini yapmaktan başka çarem yoktu. Bu yüzden karşılık verdim ve iğrenerek dudaklarını öptüm. O kadar hızlı ve sert öpüyordu ki yetişemiyordum. En sonunda dudaklarını ayırdıktan sonra ikimiz de nefes nefese kalmıştık.

Beni kucağına alarak yatağa yatırdı ve kendide üstüme çıktı. İlk önce sütyenimin kapçasını açarak çıkardı ve yere attı. Ardından elleri göğsümü yoğurup ucunu ısırırken ses çıkarmamaya çalışarak inliyordum. Bunu istemeden yapıyordum, bu yüzden sessiz kalmaya çalışıyordum çünkü inleme sesimi duydukça daha fazla gaza gelecekti.

Elleri iç çamaşırıma gidince korkarak yüzüne baktım. O da bana tebessüm ederek bakıyordu. Ve o anda Kadir'den hiç ama hiç beklemediğim bir cümle çıktı.

"Korkma, tahmin ettiğin şeyi yapmayacağım. Söz veriyorum." Dedi sakin bir sesle. Ona inanmak istemiyordum ama bakışları inanmam gerektiğini söylüyordu. Bunu niye yapıyordu ki?

Kafamı sersem bir şekilde salladığımda iç çamaşırımı yarım indirerek orta parmağını zevk noktama bastırmasıyla kalçam benden bağımsız olarak havalandı. Onun bir dokunuşu bile bedenim de korku hissi yaratıyordu. Bir an önce yapsın ve bir daha olmamak üzere bitsin diye yalvardım içimden. Umarım Bora şuana kadar bizi farketmiştir...

Parmağı zevk noktamda dolaşırken bir yandan da dudaklarımı öpüp diliyle ağzımın içini talan ediyordu. Gözlerimi hiç açmak istemiyordum çünkü açsam kadire bakınca ağlamak istiyordum. Ellerim istemsizce beline doğru gittiğinde farkettiğim şey ile yüzümde garip bir tebessüm oluştu. Pantolonunun kemer kısmına sabitlenmiş bir silah geldi elime. Direk çıkarıp kafasına dayamadım ama dokunmam bile içimde oluşan heyecana yetmişti. Kadir dudaklarını dudaklarımdan çekip kadınlığıma doğru yaklaşınca diliyle yaladı. Yaptığı şey inlememe sebep olsada şuan düşündüğüm şey sadece silahı nasıl alacağımdı. Kadir kadınlığım da kendini kaybetmişken ben bunu fırsat bilip beline doğru yaklaştım. Hızla alıp Kadir'in kafasına dayamam ile bana bakıp yavaşça geriye çekildi.

"Kahretsin! Sakın böyle bir aptallık yapma, bırak şu silahı!" Büyük ihtimalle Kadir bile silahın belinde olduğunu unutmuştu. Çünkü şuan elimde silah görmesi, gözlerini kocaman açmasına vesile olmuştu. Ama umurumda değil. Bugün ya benim ya da onun sonuydu.

"İlerle!" Dememle istemsizce ellerini havaya kaldırıp yataktan kalktı ve sırtını duvara yasladı. Silahın namlusunu hala ona tutuyorken bir yandan da yerde olan şortumu ve tişörtümü üzerime geçirmeye çalıştım. Şort kolay olsada tişörtü giymem zor olmuştu. En sonunda giydiğim de yaklaşıp silahın ters kısmıyla kafasına vurmamla yere yığıldı. Şu anlık baygın kalması daha çok işime gelirdi. Yere düşen koca gövdesini kaldırmaya çalışıp dolabın arka boşluk kısmına götürmeye çalıştım. En sonunda götürdüğümde kapıyı sessizce açıp etrafı kolaçan ettim. Kimseyi göremediğim de yatağın üzerine bıraktığım silahımı alıp odadan çıktım. Etrafa baka baka merdivenlerden çıktığım da Lara ile kaldığımız odanın önünde duran adamı görmem ile yere çömeldim.

Gizlene gizlene yaklaştıktan sonra duvarın arka kısmından çıkıp silahı adama doğru uzattım. Beni görmesi ile silahını çıkarmaya koyulsada kolunu sertçe tutmamla durdu.

"Aklından bile geçirme! Yemin ederim gebertirim seni!" Demem ile belindeki silahı yere attı. Bende dikkatli olarak yerdeki silahı aldım.

"Lara, burada mı?" Diye sorduğumda "Evet." Demesi ile bu adamın da kafasına silahın arka kısmıyla vurdum.

Kapıyı açıp içeriye girdiğimde Lara beni görmesi ile "Afra!" Diyerek sarıldı.

"Birşey yapmadı değil mi sana? İyisin değil mi?"

"İyiyim, Lara. Bak, buradan hemen çıkmamız lazım tamam mı? Ama ilk önce Kadir'in işini bitircez." Onun konuşmasına izin vermeden elinden tutup aşağıya indirdim. Kadir'in odasına doğru gidip dolabın arkasına baktığım da şok oldum. Az önce yaraladığım adam şuan burada değildi.

"Nasıl ya? Bu kadar kısa sürede ayaklanmış olamaz değil mi? Kahretsin!" Eğer onu orda öldürseydim silah sesini duyan adamlar başıma toplanıp beni de öldürürlerdi. O yüzden sessiz kalmak için sadece kafasına vurmakla yetinmiştim. Oysaki hiç düşünmemiştim kısa süre de ayaklanıp kalkacağını.

"Nasıl yani? Kaçmış mı? İnanamıyorum!" Lara'nın isyanlarını duymamazlıktan gelerek ellerimle yüzümü kapattım. O anda arkamdaki ses tekrar korkmama neden oldu.

"Beni mi arıyorsunuz?" Arkama baktığım da başı kan içinde olan ve silahın namlusunu bize tutan Kadir tam karşımız da duruyordu. Lara hızla yanımda durarak bir elimde olan silahı aldı. Artık ikimizin de silahı vardı.

Bize öyle bir bakışı vardı ki... Gülüyordu, sırıtıyordu fakat gerçek bir gülüş değildi bu. Sanki bize 'son duanızı edin' der gibi bakıyordu. Ava giderken avlandık resmen.

"Lütfen bana, yaptığın planın devamının olduğunu söyle Afra. Şu an bunu duymaya çok ihtiyacım var çünkü." Lara'nın ağlamaklı sesiyle söylediği şeye boyun büktüm.

"Maalesef. Böyle olacağını aklıma getiremedim." Lara hayal kırıklığı ile bir elini alnına vururken Kadir'in öfkeli sesi yükseldi.

"Kesin sesinizi!" Ardından bana bakarak tekrar konuştu. "İstediğini başaramadın, Afra. Huyuma gitmeye çalışsaydın, bana benim odamda ihanet etmeseydin böyle mi olacaktı sonun. Seni burada prensesler gibi yaşatırdım. Bora'dan daha çok severdim. Bunun olmasını sen istedin. Yaptığın bir hata, ikinizin de canına mal oldu. Bu iş burada biter!"

Ne? İhanet etmek derken? Bu adam kafayı mı yedi diyecem de biraz absürt kalacak galiba, çünkü gerçekten bir ruh hastası. İnanamıyorum!

Lara'nın silah olan eli tir tir titrerken ben kafasına sıkmak için zaman arıyordum. Gerçi neyin zamanını arıyorsam, ya yanlış yerine isabet edersem ve direkt olarak ölmezse diye korkuyordum işte. Ama şu an yere yığılması bile kaçmak için işime gelirdi. Odada sessizlik oluşunca iyice düşündüm ve en sonunda kendimden emin bir şekilde tetiğe bastım fakat patlamadı. Olamaz, en başından beri bu silahın içi boş muymuş? Bu nasıl bir şanssızlık!

Kadir küçükçe bir kahkaha attığında Lara'nın elindeki silahı hızla çekip aldım fakat ben daha sıkamadan bir patlama sesi gelince çığlık atarak dizlerimin üzerine çöktüm. İki defa üst üste silah sesi geldikten sonra sessizlik hakim oldu.

Ellerimi kulaklarımdan çekerek yavaşça kafamı kaldırdım ve ilk olarak yanıma baktım. Lara şu an benim için herşeyden daha önemliydi.

O da aynı şekilde kulaklarını kapatarak gözlerini kocaman açmış karşıya bakıyordu. Neye bakıyordu o?

İyi olup olmadığını bile sormayarak kafamı çevirip Lara'nın baktığı tarafa baktım. Gördüğüm görüntü istemsizce gözlerimin dolmasına neden oldu. Kadir yerde kanlar içinde yatıyor ve arkasında, daha demin Lara ile yakıştırdığım adam vardı. Bu adam az önce patronum dediği adamı mı vurdu?

İkimiz de cin görmüş gibi Kadir'e baktığımız da bizi kendimize getiren adamın sesi olmuştu.

"Zamanınız yok. Hemen kendinize gelin ve kaçın buradan!" Durumun ciddiyetini anlayıp geçirdiğimiz şok kısa sürdü. Yavaşça ayağa kalktım ve Kadir'in üzerinden geçerek adamın önünde durdum.

"Neden yaptın bunu? Yine bir tuzak kuruyorsanız söyleyin çünkü şuan ki görüntünün hiçbir açıklaması yok!" Adam sert görüntüsünden hiçbir ödün vermeyip sırıtarak Lara'ya baktı.

"Onu öldürecekti." Dedi sadece. Ben bu cümlenin anlamını anlayamadan tekrar konuştu.

"Uzun uzun konuşmaya vaktimiz yok. Kaçın gidin diyorum. Nasıl gidersiniz, nereye gidersiniz bilmiyorum ama bir şekilde çözüm bulun ve kaçın!" Kaşlarımı çatarak kafamı salladım ve arkamı dönüp Lara'nın elini tuttum. Adamın önünden geçtiğimiz de Lara birden durup dikkatlice adama baktı.

"Ne senin adın?" Şuan şu durumda sorulacak soru mu bu Lara?

Adam ilk önce birşey söylemeyip öylece baktı. Ardından dudağının kenarı kıvrılarak ağzını araladı.

"Barlas. Barlas Şahin." İsmini söylediği gibi arkasına bile bakmadan yanımızdan kaçıp gitti. Lara sanki garip bir bilgi öğrenmiş gibi Barlas'ın arkasından bakıyordu. Ne bunların olayı acaba? Aşırı merak ettim.

Çok vakit kaybetmeden arka kapıdan çıkıp gidecektik ki masanın üzerinde duran telefonu görünce yerimde durup telefonu elime aldım. Bora'nın numarasını ezbere bilmediğim için Lara numarayı girip bana verdi. İki üç defa çaldıktan sonra nihayet açılmıştı fakat karşı taraftan ses gelmiyordu.

"Bora,"dediğim de yerinden hızla kalkmış olacak ki bir ses yükseldi.

"Afra! Sensin değil mi? Nerdesiniz, Lara orada mı iyi mi?" Onun telaşlı sesini duymak tüylerimi diken diken etmişti. Bir yandan evden çıkıyor, bir yandan da Bora'yla konuşuyordum.

"Lara yanımda ikimiz de iyiyiz. Ama şuan nerede olduğumuzu bilmiyoruz Bora. Birşeyler yap."

"Olduğun mekan tanıdık bir yer mi. Bana etrafında ne gördüğünü söyle Afra." Etrafıma baktığımda ağaçtan başka birşey görmüyordum. Hava da karanlık olduğu için önümü bile zor görüyordum.

"Orman gibi bir yerdeyiz. Gördüğüm tek şey ağaçlar." Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı.

"Tamam,o zaman şöyle yapalım. Şu an elindeki kimin telefonu ise bana bir şekilde konum atmaya çalış güzelim. Sakın telefonu kapatma ama duydun mu? Bir dakika daha sesini duymadan dayanamam artık." Sesi o kadar içli geliyordu ki gözlerim doldu. Numarayı kaydettikten sonra konumu attım. Lara da telefonu almak için hiç ısrar etmiyordu, çünkü benim ne kadar özlediğimi biliyordu. Ben yine de konuşmak istediğini anlayıp telefonu Lara'ya uzattım.

"Konuş abinle." Heyecanla telefonu elimden alıp gülümseyerek konuştu.

"Abi! Evet, iyiyim abi merak etme. Kadir diye bir adam. Bana neden kötü işlerle uğraştığını söylemedin abi. Off, peki tamam. Gelince bana herşeyi anlatacaksın ama tamam mı? Bende seni seviyorum, veriyorum telefonu Afra'ya" telefonu bana uzattığında kulağıma yasladım.

"Nasıl kurtuldunuz o piçin elinden?" Diye sorduğunda gözümün önüne o an geldi. Yutkundum.

"Bizi vuracakken adamlarından biri vurdu onu. Öldü mü bilmiyorum ama çok kan kaybediyordu. Ölmüştür sanırım."

"Adamlarından biri mi? Neden böyle birşey yaptı?" Barlas'ın bana 'onu öldürecekti' dediği cümleyi Bora'ya söylemesem de birşey uydurmaya çalıştım.

"Bilmiyorum, ama adam köstebekmiş sanırım. Yani ben öyle düşünüyorum."

"Konuştun mu onunla?" Sesi hafif kıskanç çıkmıştı.

"Konumuz bu değil şuan Bora. Neredeysen çabuk gel lütfen. Dışarısı çok soğuk." Sert bir nefes verdi. Ondan sonra ikimiz de sessiz kaldık. Yol üzerine çıkıp kenarda bir köşede oturarak bekledik. Umarım şuan olduğumuz konum eve çok uzakta değildir. Çünkü hava gerçekten soğuk ve ben şortlayım. Allah bu Kadir'in belasını versin!

Hellööö.

Bölüm biraz geç geldi ama işlerim falan vardı kusura bakmayın.

Bu arada bu Barlas ve Lara ne iş? Jxndhskxj.

Onların da bir olayı var sonraki bölümlerde de anlayacaksınız zaten.

Bir güzel haber verim. Kadir bu sefer öldüüü

Yorumlarınız ve oylarınız benim için çok değerli lütfen destek olur musunuz ♥️♥️♥️
















Continua a leggere

Ti piacerà anche

1.5M 46.8K 38
Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini gözlerime dikti. Soru dolu bakışlarla y...
1.3M 75.9K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
887K 15.7K 27
🔞Türkiye'nin en büyük mafyası tarafından kaçırılmak ve onla ilişki yaşamak.🔞 🔞Bolca +18 vardır. 🔞
571K 4.8K 15
Bacaklarımı araladı. "Ne yapıyorsun?" "Seni içiyorum."