TAKINTI

By asranixa

1.9M 34.3K 19.8K

Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakala... More

Tanıtım
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm Sezon Finali

16. Bölüm

34.4K 728 427
By asranixa

100 bin olduk çok özel benim için bir iki kişi ile başladığım bu yolda binlerce insana ulaştım. Bu kitabın büyümesinde emeği olan yalnız bırakmayan baştan sona benimle birlikte azimle yürüyen herkese çok Teşekkür ederim umarım daha nice binli okumalarımız olur hedefimiz inşallah 1 milyon olmak bunu da zamanla başaracağımıza inanıyorum iyiki varsınız. Takıntı ailesi olarak sona kadar tam gaz devam edeceğizzz.💗


Gözlerimi açtığımda gördüğüm yüzle nefesim kesildi. Babam namluyu alnıma dayamış bana iğrenerek bakıyordu. Annem köşede oturmuş ağlarken etrafıma baktım. Karanlık küçük bir yerdi.

"B-baba." Gözyaşları içinde ona bakarken yüzüme attığı sert tokat ile başım yana düşmüştü. Annem'in çığlıkları duyulurken dudağımdaki kanın tadını almıştım.

"Namussuz düğünden kaçıp buraya mı geldin? Aklın sıra buralarda birileriyle sürteceksin. Seni bulmasaydım kim bilir kimin koynunda olacaktın ahlaksız." Babam öfkeyle bağırırken bakışlarım anneme döndü. Sessizce ağlıyordu. Sahi insan hiç mi evladına merhamet göstermezdi? Babama dönüp gözyaşları içinde ona baktım.

Kız çocuklarının ilk aşkı babası olurmuş oysaki benim yanına bile gitmeye çekindiğim bir Babam vardı. Ondan sevgi beklemek çölde su bulmak gibi birşeydi. Belkide sevgisiz bir çocuk olarak büyüdüğüm için hayatım enkaza dönüşmüştü.

"Ben evlenmek istemedim. Sana yalvardım. Hiç mi acımadın? Ben sizden kaçarken hayatımı, umutlarımı geçmişi bırakıp kaçtım. Ama sen bir kez olsun iyi misin? Diye sormadın bile." Gözyaşlarım kendiliğinden akarken Babam soğuk bir ifade ile bana baktı.

"Benden bulamadığın sevgiyi dışarıda sürterek mi arıyorsun namussuz?"

"Bey yap-"

"Kes sesini." Babam anneme öfkeyle bağırıp bana döndü. Elindeki namluyu sıkıca tutuyordu.

"Ben dışarıda sürtmedim baba. Sadece hayatımı kurtarmak istedim. Ben de insanım benim de hayallerim umutlarım bir hayatım var."

"Bak hanım duydun mu kızını? Hayatı varmış o da bir insanmış namussuzluk yapmak istiyorum kaçıp yüzünüzü millete karşı eğdirmek istiyorum demiyor gelmiş bize ahkam kesiyor." Bunu söyleyen benim babam mıydı? Ben onun canı değil miydim? Büyüttüğü baktığı evladına bir insan bu lafları nasıl söylerdi?

"Öldür hadi ne duruyorsun? Namussuzum ya yüzünüzü eğdirmişim ya ne bekliyorsun? Sizin yaptığınız çok mu namuslu bir hareket? Zorla kaç yaş büyük adamla beni evlendirmeye çalıştınız. Neden o adamın zevklerini yerine getirmek için mi? Benim bu hayatta tek görevim bir erkeğin eğlencesi olup ona çocuk doğurmak mı baba?" Babam şaşkınlıkla bana bakarken içimden geçenleri düşünmeden dile getirmiştim. Beni bu hale getiren onlardı.

"Hadsiz senin dilin çok uzamış." Babam elini kaldırdığında annem koşarak önüme geçip babamı durdurdu.

"O senin çocuğun bey. Yapma günahtır."

"Böyle uğursuz bir evladım olacağına hiç olmasaydı daha iyi. Bu gece namusumuzu temizleyeceğim." Annem gözyaşları içinde bana bakarken yüzümde buruk bir gülümseme oldu. Babam için evden dışarı çıkmak bile namussuzluk sayılırdı. Şimdiyse ölmem bile onun içindeki nefreti soğutmayacaktı. İleride duran ipleri alıp bana yaklaştı.

"Al bağla şunu. İlk önce kiminle sürttüğünü ne boklar yediğini öğreneceğim." Anneme ipleri uzattığında annem gözyaşları içine alıp bana döndü. Babam hızla yanımızdan birkaç adamla ayrıldığında annem bana baktı.

"Bağla hadi."

"Yavrum özür dilerim. Babanı biliyorsun bir şey söyleye-"

"Anne hadi sen yine kocanı dinle." Annem bana bakıp ağlayarak ipleri elime bağlamaya başladı. Sanırım bu gece sonum gelmişti.

Atlas elindeki kolyeyi incelerken ona seslenen Samet'i fark etmemişti. Selin abisinin bembeyaz olmuş yüzüne korkuyla baktı.

"Abi noldu?" Atlas kardeşinin sesiyle kendine gelip hızla elindeki kutuyu kenara bırakıp elindeki kolyeyi cebine koyup ona baktı.

"İşlerle ilgili güzelim önemli birşey değil. Sen nasılsın? Doktor ne dedi?"

"Yeni bir egzersiz programıma ekledi. Onları bir dahaki sefere yapacakmışım." Atlas başını sallayıp kardeşinin alnını öptü.

"Sen içeri geç güzelim." Selin abisini onaylayıp içeri girdi. Samet patronunun gerginliğini fark etmişti.

"Patron iyi misin?" Atlas elindeki zarfı Samet'e uzattı.

"Bunu araştır biri kapıma bunu bırakıyor. Üstelik aile yaşantımı biliyor ama siktiğimin korumaları ortada yok." Atlas öfkeyle bağırırken Samet mektubu inceledi.

"Patron burada binlerce koruma var. Ayrıca güvenlik kameraları da var. Kimse girmeye cesaret edemez." Atlas sinirle kahkaha atıp Samet'in yakasına yapıştı.

"Samet aslanım demek ki bunlar bir sike yaramıyor. Bunu yapan biri yarın ailemden birine zarar vermeye kalkışırsa senin kırılmadık kemiğin kalmaz acı içinde sürüne sürüne hayatına devam edersin." Samet patronunun öfkeli haliyle sessizce başını eğdi.

"Buradaki bütün adamları öldür."

"Tamam patron." Atlas hızla güvenlik kameraların olduğu yere ilerledi.

"Kameraları açın." Adamlar hızla Kameraları açtı. Atlas siyah giyinimli şapkası ve maskesi olan adama baktı. Arkasını kameraya dönüp kutuyu bırakmıştı.

"Bu adam buraya nasıl girebilir? Kimse görmedi mi?" Atlas öfkeyle adamın yüzüne yumruk attı. Korumlar korkuyla Atlas'a bakarken kimse ses çıkaramadı.

"Patron biz kimseyi görmedik. Yoksa sağ bırakmazdık." Atlas karşısındaki adama sinirle yaklaşırken aklına gelen kişi ile yerinde durdu.

"Efsan. Nerede?" Köşede duran Adamlardan biri yanına geldi.

"Efsan hanım hava almak istediğini söyleyip evden ayrıldı. Çok ısrar etsemde onunla gitmeme izin vermedi. Size de bizzat haber vereceğini söyleyince birşey yapamadık."

"Öyle mi? Bak bu hatanın bedelini canınla ödeyeceksin." Atlas belinden çıkardığı silahla karşısındaki adamın alnının ortasından vurdu. Adam yere kanlar içinde düşerken Atlas adamları gözünü kırpmadan tek tek vurdu. Yerde kanlar içinde kalmış bedenlere bakarak öfkeyle bağırdı.

"APTAL İNSANLARA TAHAMMÜLÜM YOK." Samet duyduğu silah sesleriyle hızla ilerledi. Yerde gördüğü cesetlere ve öfkeden kudurmuş patronuna baktı. Atlas elinden silahı beline takıp Samet'e döndü.

"Bu gece Efsan bulunacak eğer bulamazsan sende aralarına katılırsın." Atlas hızla oradan ayrılırken Samet yerdeki cesetlere baktı. Bu gece kurtulmak için son bir şansı vardı.

Atlas arabaya bindiğinde Samet'te hızla arabaya binip patronuna döndü.

"Patron."

"Kapa çeneni." Atlas gözlerini kapatıp düşünmeye başladı. Birinin Efsan'ı kaçırdığına emindi. Ama buna kim cesaret edebilirdi? Atlas aklına gelenle hızla arabayı sürdü. Samet patronunun öfkeli haliyle sessizce beklemeye başladı.

Atlas arabadan inip etrafa bakmaya başladı. Kesinlikle Efsan buradan geçmişti. Çünkü evden uzaklaşan birinin gideceği tek yol burasıydı. Etrafa dikkatle bakarken Yerde gördüğü kanlar ile hızla yere eğilip kana dokundu. Belli ki yarım saat önceye aitti. Çünkü sayısızca adam öldürüp cesetlerin başında durmuştu. O andan itibaren kan'ın ne kadar süredir yeni olup olmadığını tahmin edebiliyordu. Samet patronunun yanına ilerleyip ona baktı.

"Buradaydı."

"Kim?"

"Efsan evden uzaklaşıp buraya geldi. Sonrasında kaybolduğunu anladı." Atlas doğrulup başını tuttu.

"Sonra biri onu zorla götürmeye çalıştı. Ama direnince karşı taraf öfkeyle ona vurdu." Atlas yumruğunu sıkıp Samet'e baktı.

"Benim kadınıma biri dokundu. Hem de canını yakarak. Ve ben ne yapacağım biliyor musun? Bunu yapanı yaşatmayacağım."

Atlas cebinden telefonunu çıkarıp Efsan'ın telefonuna uyguladığı takip cihazını kontrol etti. Samet'te patronunun yanına ilerleyip telefona baktı. Atlas olduğu yere yakın bir yerin konumunu görünce arabaya ilerledi.

"Bu gece bunu yapanın belasını sikmezsem bana da Atlas Akay demesinler." Samet'te arabaya bindiğinde Atlas hızla konumun olduğu yere arabayı sürdü.

Yarım saattir ellerim kollarım bağlı ağzım da bant ile sandalyede oturuyordum. Annem gözyaşları içinde yanımda otururken içeri babam ve adamları girdi. Babam bana iğrenerek bakarken yanıma gelip saçlarımdan çekiştirip yere düşürdü.

"Vay orospu demek ki elin adamı ile aynı evde kalıyorsun." Babam öfkeyle bağırıp saçlarımı çekerek yüzüme tokat attı. Adamlar annemi tutarken Babam acımasızca vurmaya başladı. Ellerim kollarım bağlı acı içinde ona bakıyordum. Merhamet göremediğim gözlerine acı içinde baktım.

"Naptın kız? Zengin diye adamın koynuna mı girdin? Beni ve ailemin şerefini iki paralık ettin. Kim lan o adam? onu da seni de öldüreceğim." İçeriye giren araba ile korkarak babama baktım.

"BENİM." Duyduğum sert sesle bakışlarımı kapıya çevirdim. Atlas arabayla içeri girip babamın dibine kadar arabayı sürmüştü. Babam korkarak benden uzaklaşırken Atlas arabadan inip bana baktı.

"Sen kim köpek benim sevdiğim kadına dokunursun." Atlas öfkeyle bağırırken Babam ve adamları Atlas'a silah doğrulttu.

"Demek kızımın namusunu kirleten şerefsiz sensin. Ben babasıyım namusumu temizlemeye geldim." Atlas kahkaha atarken ona baktım.

"Namusunu da seni de öyle bir sikecem ki bir daha namus kavramını ağzına alamayacaksın. Senin gibi biri baba değilde anca dışarıda it olur." Atlas belinden çıkardığı silahla adamlara sıktığında yere acı içinde düşmüşlerdi. Babam korku içinde elindeki silahı ateş ettiğinde gözlerimi korkuyla kapatmıştım. Ses gelmesini beklerken sessizlik oluşmuştu. Gözlerimi açtığımda Atlas'ın silahla babamın kolundan vurmasıyla babam acıyla bağırdı. Silah elinden yere düşerken annem hızla babamın yanına ilerledi.

Atlas yanıma gelecekken arkasından birinin gelmesiyle korkuyla çığlık atmaya çalıştım. Duyduğum silah sesiyle korkuyla Atlas'a bakarken Samet ve korumaların içeri girdiğini gördüm. Atlas Samet'e işaret ettiğinde Samet yere benzin dökmeye başladı. Atlas yanıma gelip hızla ellerimi kollarımı çözdü. Ağzımdaki bandı da çıkarıp beni yerden kaldırdı. Korkuyla ona sarılırken saçlarımı okşadı.

"Geçti güzelim ben buradayım." Adamlar yerdeki bedenleri hızla mekandan çıkarırken Samet babamın kolundan tutup sandalyeye oturtarak iplerle ellerini bağlamaya başladı. Annem engel olmaya çalışsada Adamlar onu tutmuştu.

"Sen kimsin lan benim kızıma yaklaşıyorsun." Babamın sesiyle Atlas bakışlarını benden çekip ona döndü.

"Birincisi benimle doğru konuş yoksa dilini keser köpeklere yem niyetine veririm. İkincisi senin kızın değil çünkü sen baba olmayı hakketmiyorsun. Üçüncüsü gelecekteki kocasıyım." Atlas'ın son sözleri ile şaşkınlıkla ona bakarken Babam sinirle bana baktı.

"Bırak al senin olsun zaten namussuz birine kızım demem." Atlas hızla babamın yakasına yapışıp sert bir yumruk attı.

"Namus kavramı sadece kadına ait değil. Sizin cahiliyetinizi sikeyim. Gerekirse senin gibi düşünen bütün piçleri ortadan kaldıracağım lan yemin olsun ki yaşatmayacağım." Atlas'ın yanına gidip kolundan tutup onu uzaklaştırdım.

"Atlas o benim ba-"

"Hayır Efsan senin canını yakanın canını alırım. Bu kim olursa olsun. Ben sana dokunmaya kıyamazken bu piçin sana zarar vermesine izin vermem." Atlas korumalara işaret ettiğinde yanıma gelip kollarımdan tutarak beni uzaklaştırmaya çalıştılar.

"ATLAS!" Ona bağırmama rağmen beni duymayıp silahı belinden çıkarıp ona doğrulttu.

"ÖLDÜRME." Annem gözyaşları içinde bana bakarken Atlas'ın bakışları bana döndü.

"Yaşamayı hakketmiyor."

"Babamın katili olan bir adamı da istemiyorum." Atlas söylediklerimle bana bakıp silahı yere indirdi.

"Bırakın." Korumalar benden uzaklaştığında Atlas bana doğru ilerlemeye başladı. Karşımda durduğunda gözlerimin içine baktı.

"Merhamet bilmeyen adama merhametini gösterecek kadar iyi olma Efsan."

"O zaman sana karşı da iyi olmamam gerek Atlas." Gözlerinde anlam veremediğim bir ifade belirmişti.

"Haklısın sanırım böylesi çok daha iyi." Atlas bakışlarını benden çekip mekanın kapısına ilerledi.

"Anneni al ve buradan çık." Atlas arkası bana dönük konuştuğunda bütün korumalar ve Samet bana bakıyordu. Anneme yaklaşıp kolundan tutarak onun yanına ilerledim.

"Arabaya kadar eşlik edin." Korumalardan biri yanımıza geldiğinde birlikte mekandan ayrıldık.

Atlas eline aldığı çakmak ile karşısındaki adamın yanına ilerledi. Ağzında şarkı sözleri mırıldanırken ona korkuyla bakan adama baktı.

"Bunu seviyorum işte. Meydan okuyup sonrasında gözlerime korkuyla bakan adamlar her zaman beni keyiflendirmiştir. Ama bu kez sorun çok daha büyük. Sen benim sevdiğim kadına yanlış yaptın. Eğer baba olsaydın kızına bunu yapmazdın."

"Kızım falan değil o al sana verdim. Rahat bırak beni."

"Merak etme rahat bırakacağım ama burada değil işte. Ahirete gittiğinde o zaman cehennem ateşinde bol bol Yanarsın. Ama sadece ahirette değil şimdiki hayatında da biraz yanmanın ne demek olduğunu anla." Atlas elindeki çakmağı yere attığında etraf hızla alev almaya başladı. Adam korkuyla çığlık atarken Atlas kapıya doğru ilerledi. Adamlar Atlas'ın arkasından ilerlerken Samet hızla kapıya ilerledi.

"Benim meşhur bir lafım vardır bilir misin?" Adam korkuyla çığlıklar atarken Atlas kapıda durup keyifle adamın çığlıklarını dinledi.

"Kazanmak varken kaybetmek pek tercihim değildir. Bir gün kaybedersem o da sevdiğim kadının gözlerinden vurulduğum içindir. Bu yüzü asla unutma çünkü buradan kurtulabilirsen hayatın boyunca asla görmek istemeyeceksin. Eğer kurtulamazsan da." Atlas düşünürmüş gibi yaparak yüzündeki sırıtışla adama döndü.

"İşte geberip gidersin dünya bir pislikten kurtulmuş olur. Ama endişelenme seni orada yalnız bırakmam." Atlas yüzünde oluşan buruk bir ifade ile kimsenin duyamayacağı şekilde fısıldadı.

"Çünkü hayatım cehennemden farksızken beni de yalnızca cehennem kabul eder." Atlas Samet'e dönüp adamı işaret etti.

"Kapı açık kalsın biraz korksun sonra da çıkarın. Efsan'a bir söz verdim öldürmeyeceğim ama kemiklerini kırın ki bir daha kadına el kaldıracak gücü kendinde bulamazsın."

"Emredersin patron." Atlas mekandan ayrılıp arabaya ilerledi. Arabaya bindiğinde Efsan ile göz göze geldi. Ona daha fazla bakmadan hızla arabayı sürdü.

Araba durduğunda annem gözyaşlarını silip indi. Bende arabadan indiğimde Atlas yanımıza geldi. Yüzüme bakmıyordu.

"Hanımefendiye eşlik edin. Bu gece misafirimiz." Korumalardan biriyle konuştuğunda yanımıza geldi.

"Anne sen içeri gir." Başını sallayıp koruma ile gitti.

"Atlas konuşabilir miyiz?" Atlas yanıma gelip yüzümü ellerinin arasına alıp dudağıma dokundu.

"Dikişlik bir durum yok. Ufak sıyırmış ilk yardım çantası odanda çalışanlardan birine söylerim yapar." Atlas yanımdan geçecekken kolundan tutup durdurdum.

"Bana kızgın mısın?"

"Sana kızmam gereken bir konu mu var? Atlas soruma soruyla karşılık verirken ellerim ile oynamaya başladım.

"Az önce söylediklerim o anın verdiği korku ve sinir ile ağzımdan çıktı."

"Efsan." Adımı söylediğinde ona döndüm.

"Ben iyi bir adam değilim. Hiçbir zaman da iyi olmadım. Sana karşı iyi olmam öyle olduğum anlamına gelmez. Canımı sıkarsan sonucuna katlanırsın. Unutma benim hayatım labirent gibidir içine girersen çıkamazsın."

"Ben çıkışı buldum Atlas. Gözlerinde kaybolurken kalbinde kendimi buldum. Seni tüm gerçekliğin ile kabul ettim." Atlas beni kendisine çekip dudaklarıma kısa ama tutkulu bir öpücük bıraktı.

"Gözlerine vuruldum. Dudaklarında hayat buldum. Eğer bu aşk ise yanmaya da kaybetmeye de hazırım." Bakışlarını benden çekmezken ona sıkıca sarıldım. Atlas kokumu içine çekip saçlarımı okşadı.

"Seni çok seviyorum."

"Seni ve sana ait olan herşeyi seviyorum." Kulağıma fısıldadığında kokusunu içime çektim. Onun sıcak kolları benim ilacımdı.

Eve birlikte girmiş kimse görmeden Atlas beni odasına çekmişti. Şimdi ise birbirimize sıkıca sarılmış yatakta uzanıyorduk.

"Atlas o öldü mü?"

"Hayır Samet kendi elleri ile onu bırakmış." Başımı göğsünden çekip yüzüne baktım.

"İşlerine karıştığım için seni bunlarla rahatsız ettiğim için özür dilerim." Atlas dudaklarıma dokunup bir öpücük bıraktı.

"Asla senden gelecek herşeye razıyım. Konu sen olunca benim zaten mantığım ortadan kalkıyor sana zarar gelecek diye ödüm kopuyor. Efsan ben seni kendimden bile korumak istiyorum." Atlas'ın yüzüne dokunup gülümsedim.

"Ben en çok seninle birlikteyken kendimi güvende hissediyorum sevgilim." Atlas beni kendine daha çok çekip sıkıca sarıldı.

"Asla ayrılmayalım. Aramızda ne geçerse geçsin. Bu yatağa küs girmeyelim."

"Bizi bu hayatta hiçbir şey ayıramaz. Ben seni herşeyden korurum gerekirse bu yolda canımı bile ortaya atarım." İçimde oluşan kötü hisle Atlas'ın göğsüne daha çok sarıldım. Gözümden bir damla yaş akarken kendime engel olamadım.

"Sakın bir daha böyle konuşma." Sesim titrerken Atlas çenemden tutup yüzüme baktı. Gözyaşlarımı silip yanağımı okşadı.

"Tamam güzelim sen yeterki mutlu ol. Gerisi önemli değil." Atlas yanağımı okşarken ona gülümsedim. Bütün geceyi birbirimize sıkıca sarılarak geçirmiştik.

Sabah uyandığımda yanımda Atlas yoktu. Hızla yataktan doğrulup yatağı düzelttim. Banyoda elimi yüzümü yıkayıp odadan çıktım. Sanırım kimse uyanmamıştı. Mutfağa ilerleyip kahvaltı hazırlamaya başladım.

Kahvaltılıkları masaya koyduğumda içeri Selin girmişti.

"Günaydın Efsan abla."

"Günaydın Selin." Aklıma gelen kişi ile yüzümdeki buruk gülümseme ile ona baktım.

"Annem inmedi mi?"

"Kendisi inmek istemediğini söyledi." Kalbimdeki burukluk ile kendimi zorlayıp gülümseyerek başımı salladım.

"Sorun yok birlikte kahvaltı ederiz. Atlas'da yok zaten."

"Olur." Selin'de yanıma geldiğinde birlikte masaya oturup kahvaltımızı yapmaya başladık. Tabi tabağımda oynadığım zeytinler ve ağzımda zorla çiğnediğim peynirleri saymazsak.

Atlas babasının kapısında beklerken eli havada kalmıştı. Kapıyı vurmak için tüm cesaretini topladı. Kapıyı çalacakken içeriden çıkan adam ile ona dikkatle baktı. Karşısındaki adamın ifadesiz gözlerine baktı. Siyah giyinimliydi. Başına taktığı şapkası ile ortama esrarengiz bir hava katmıştı.

"Pardon." Adam hızla yanından geçip giderken arkasından bakmıştı.

"İçeri gel." Babasının sesini duyduğunda bakışlarını masasında oturan babasına çevirdi. Atlas içeri girdiğinde kapıyı kapattı.

"Geçen ki toplantı için konuşmaya geldim."

"Otur konuşalım." Atlas babasının karşısına geçip oturdu. Aklında hala az önce gördüğü adam vardı. Sanki bir yerden tanıdık geliyordu. Ama emin değildi. Belkide birine benzetmişti.

"Tamam Samet'e söyler ayarlarım." Atlas babasının verdiği dosyayı inceleyip ona döndü.

"Baba." Cevdet Bey oğlunun seslenmesiyle ona döndü.

"Annemi gerçekten sevdin mi?" Cevdet Bey beklemediği soru karşısında şaşkınlıkla oğluna bakarken Atlas babasına merakla baktı.

"Sevdim." Atlas babasının verdiği cevapla cebinden çıkardığı kolyeyi avucunda sıktı.

"Peki insan sevdiğine bile isteye zarar verir mi?" Atlas kolyeden bakışlarını çekmezken Cevdet Bey oğluna dikkatle baktı.

"Verir. Çok severse sevdiğine de kendisine de zarar verir. Herşeyin fazlası zarardır oğlum. Fazla nefret, fazla öfke, fazla heyecan, fazla merak ve fazla aşk. Seni öyle bir hale getirirki dokunmaya öpmeye kıyamadığına gün gelir kendi ellerinle kıyarsın."

"Aşk herşeye rağmen sevdiğine kıyamamaktır. Nefret, öfke, heyecan, korku hepsine karşı dimdik ayakta durmaktır. Canını yaksa da vazgeçmeyip sevdasına can olmaktır. Eğer sevdiğine kıyarsa bu aşk değil saplantı olur." Atlas yerinden kalkıp babasının gözlerinin içine baktı.

"Umarım annem de saplantı uğruna benden koparılmamıştır." Kapıya ilerlediğinde babasının sesiyle yerinde kalakaldı.

"Bende umuyorum ki Atlas dilerim bir kadın uğruna ailenden hayatından vazgeçmezsin. Senin aşkının fazlası zarar oğlum bugün aşk yarın saplantı sonra da takıntı olur." Atlas babasına dönüp gözlerinin içine baktı.

"Emin ol sevdiğim kadın için ölmeyi göze alırım öldürmeyi değil."

"O zaman bu gece mekanımda hazır ol. Bakalım sevdiğin kadın uğruna neleri göze alacaksın. Kafes dövüşünde herşeyimi ortaya koyuyorum. Ve sende sevdiğin kadını ortaya koyacaksın. Kaybedersen onu hayatından çıkarıp eski hayatına geri yollarım." Atlas yumruğunu sıkarken dişlerini sıktı.

"Bu gece oğlunun galibiyetine ve mağlup olmaya hazır ol baba. Umarım şansın olur. Çünkü bu gece çok ihtiyacın olacak." Atlas hızla odadan çıktığında Cevdet Bey koltuğuna yayılıp keyifle kahvesini yudumladı. Bu gece oğluna bile acımayacaktı.

Saatte baktığımda çoktan 8.00 olduğunu görmüştüm. Atlas'ı kaç kez arasam da bir türlü açmamıştı. Üzerime hırkamı alıp evden çıktım bahçede Samet'i görünce hızla yanına ilerledim.

"Samet Atlas'ı kaç defa aradım da bir türlü açmadı. Nerde olduğunu biliyor musun?" Samet gerginlikle saçlarını kaşırken birşey olduğunu anlamıştım.

"Biliyorsun. Lütfen nerede olduğunu söyle."

"Patron bu gece kafes dövüşü için ringe çıkacak."

"Ne? Yine para yüzünden mi?" Endişeyle ona bakarken Samet başını hayır anlamında salladı.

"Hayır bu kez sizin için ringe çıkacak." Duyduklarım ile şaşkınlıkla ona baktım. Bu kez benim için mi dövüşecekti? Yani iddianın konusu bu gece bendim.

Bölümün sonuna geldik. Atlas'ın zekasını bence kimse küçümsememeli adam tek başına zeka küpü maşallah herkese Atlas gibi birinden lazım🥰 Yorumlarınızı bekliyorum sonraki bölümde görüşmek üzere

Continue Reading

You'll Also Like

TAKINTI By 🌙

Teen Fiction

1.9M 34.3K 36
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
1M 37.7K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
2.7M 78.5K 83
#gençkız1. (03-03-2022) #romantizm18. (07-03-2022) -"Hadi güzelim...onu yuvasından çıkar ve sev...seni istiyor" dedi gözleri zevkle kapanmış halde gü...
1.2M 86.4K 59
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...