SEKRETER (+18)

By siyah_kanatlimelek1

774K 13.2K 3.4K

+18 unsurlar içerir. "Dur , iş yerinde olmaz lütfen." Ellerini saçlarım da gezdirip gülümsedi. "Ben nerede ve... More

BÖLÜM:1 [İLK GÖRÜŞME]
KARAKTERLER
BÖLÜM:2
BÖLÜM:3
BÖLÜM:4
BÖLÜM:5 / (+18)
BÖLÜM 6: [İNSTAGRAM BÖLÜMÜ]
BÖLÜM:7 / (+18)
BÖLÜM:8
BÖLÜM:9 (+18)
BÖLÜM:10
BÖLÜM:11
BÖLÜM:12 (+18)
BÖLÜM:13 (+18)
BÖLÜM:14
BÖLÜM:15(+18)
BÖLÜM:16
BÖLÜM:18
BÖLÜM:19
BÖLÜM:20 (+18)
BÖLÜM:21
DUYURU!!
BÖLÜM:22

BÖLÜM:17 (+18)

28.3K 361 76
By siyah_kanatlimelek1


Bir sonraki bölüm için sınır koyuyorum.

Sınır: 15 oy 20 yorum.

İyi okumalar aşklarım ❤️❤️❤️

"Ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama, içimden bir ses bana oyun oynadığını söylüyor Afra!"

...

Lara, evden çıkıp Merve'lere gittiğinde Bora ile evde baş başa kaldık. Bana biraz önce dediği şey hala aklımda dolaşıp duruyordu. Oyun oynadığımı bu kadar belli etmiş olamam değil mi?

Sonuçta kendimi ele verecek birşey yapmıyorum. Her istediğini yapıyorum. Sadece baş başa kalmak istediğimin şaka olduğunu söylediğim için mi bunu söylemişti? Her neyse bundan sonra biraz daha dikkatli olmam gerek sanırım.

Bora salon da ben ise kendi  odamda uzanıyordum. Üstüme sadece göğsü kapatan bir crop ve şort giyip yorganımın içine girdim. Bora, Lara'yı beklemek istediği için uyumayacağını söylemişti. Bende beklemek istedim ama reddedip uyumam gerektiğini söyledi.

Uykum yoktu. Bu yüzden yataktan çıkıp aşağıya indim. Televizyon açıktı fakat Bora koltukta uyuya kalmıştı. Üstünü de açık bırakmıştı. Odamdan yorganımı getirip aşağıya indim ve uyandırmamaya çalışarak üzerini örttüm. Koltuğun ucuna oturup ellerimi saçlarında gezdirdim. O kadar yumuşak ve güzeldi ki ellerimin arasında kayıp gidiyordu. Yaklaşıp dudağına masum bir öpücük kondurdum.

Sonra birden saçlarında olan ellerimi tutup dudaklarına götürdü ve avuç içimi öptü. Gözlerini açıp çekik bakışlarıyla baktı.

"Her uyuduğum da böyle yapacaksan hiç uyanmam." Ellerimi ellerinden çekip kaşlarımı çattım.

"Numara mı yapıyodun, Bora!" Hafif sırıttı.

"Hayır, gerçekten uyuyordum ama, dudağımda senin sıcaklığın ve üzerimde senin kokun olan yorganın olunca uyumak zor oluyor." Yutkundum. Bakışları ve söylediği cümleler beni ona tekrar aşık ediyordu. Çok istesem bile şuan intikam almak gelmiyordu içimden. Ben sadece onu istiyordum. Onun yüzünden başıma birşey gelsin yada evinden gittiğim de yatağına başka bir kadın alsın istemiyordum. Şuan içim ona karşı biraz yumuşamıştı ama sonra ki günler ne olur bilmiyordum.

Tebessüm ettiğim de ellerini yanağıma götürüp okşadı. İçime düşen tereddütle kehribar gözlerine baktım.

"Sana oyun oynamıyorum. Gerçekten. Yani bunu sana düşündürecek ne yaptım bilmiyorum ama bana bunu söyledikten sonra sürekli kafamda dolanıp durdu. Ben seni seviyorum, Bora. Ne yaşamış olursak olalım yine de seviyorum..." Usta yalancılıkla söylediğim şeye ben bile inanmıştım. Ona yalan söylemek yada onun duygularıyla bu denli oynamaktan rahatsız olmaya başlamıştım. An itibariyle şu saçma intikam işinden vazgeçmeme ramak kaldı!

Dudağının kenarı kıvrıldı ve parmaklarını yanağıma oradan da dudaklarıma götürdü.

"Bir anlık düşünceyle öyle bişey çıktı ağzımdan. Bende seni çok seviyorum, Afra. Herşeyden, herkesden çok seviyorum. Ama nedense bazı şeyler beni bu düşünceye itiyor ve artık bende çok rahatsız olmaya başlıyorum bu durumdan. Yani neden bir insan, yatağına başka bir kadın alan adamla hala hiçbir şey olmamış gibi aynı evde hayat sürmeye devam eder ki? Evet seni bu evde kalmak için ben zorlamış olabilirim. Fakat bana hiç soğuk yapmıyorsun, yada bu olayı ikide bir yüzüme vurmuyorsun. Bunları yapmanı tabiki istemem ama ne bilim olması gereken bu gibi geliyor bana." Demek ki kaçırdığım kısım burasıymış. Aslında haklı, adam bana onca şey yaptığı halde hala hiçbir şey olmamış gibi yatağına giriyorum. Onunla sevişiyorum. Neyse kafama not edeceğim yeni bir bilgi daha eklenmiş oldu!

Bir an önce konuyu kapatmam gerekiyordu. Çünkü Bora'nın söylediği şeylere bir cevap bulmak çok zor. Adam öyle şeyler soruyor ki kendimi sorguda gibi hissediyorum. Aklıma Lara'nın gelmesi ile gözlerimi tekrar Bora da buluşturdum.

"Lara hala gelmedi. Telefonunu ver de bir arayalım. Saat geç oldu." Bora bıkkın bir şekilde nefes verip masanın üzerinden telefonunu aldı. Numara tuşlayıp telefonu bana verdi. Kulağıma koyduktan sonra kısa süre de telefon açıldı.

"Efendim abi."

"Lara, benim canım. Afra."

"Afra, birşey mi oldu? Abim nerede?"

"Burada canım birşey olmadı merak etme. Saat geç olmuştu da ne zaman gelirsin diye sormak için aradık." Ben telefonla konuşurken Bora beni baştan aşağı hayranlıkla süzüyordu. Kardeşiyle böyle güzel konuşmam hoşuna gitmiş olmalı.

"Şey, Afra... Ben bugün arkadaşım da kalmak istiyorum da. Abimi bir şekilde ikna eder misin? Ben söylersem izin vermez." Gözlerim Bora'ya kaydığında 'ne oldu?' dercesine baktı.

"Tamam, kuzum. Ben konuşurum abinle sen keyfine bak."

"Bir tanesin sen canım yengem! Merak etmeyin öğlen saatlerinde eve gelirim zaten." Hafif tebessüm ettim. Lara'nın yenge demesi hoşuma gitmişti.

"Tamam, gelince seninle dışarı çıkarız. Güzel güzel eğleniriz. Olur mu?"

"Olur, yenge. Kapatmam lazım. Kocaman öpüyorum."

"Bende öpüyorum, güzelim."

Telefonu kapattığım da Bora kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

"Hayırdır?"

"Lara, bugün arkadaşında kalmak istiyormuş da onu söyledi."

"Sen ne dedin?"

"Kal dedim."

Telefonu elimden alıp bir numara tuşladı.

"Ne yapıyosun? Lara'yı mı arıyosun?"

Telefonu kulağına koyup kafasını sallayınca hemen kulağındaki telefonu elime alıp kapattım.

"Saçmalama Bora bırak kız kalmak istiyorsa kalsın. Uzun zamandır Türkiye'ye gelmiyor zaten hep evde kalacak diye birşey yok." Dediğim de göz devirdi.

"Evet, Afra. Uzun zamandır burada olmadığı için zaten birkaç gün bir yere gitmesini istemiyorum. Yanımda kalıp hasret gidermek istiyorum. Gelir gelmez benden çok arkadaşlarıyla vakit geçiriyor." Bir kardeşim olmadığı için onun hissettiklerini anlayamıyordum. Ama Lara'yı çok sık boğaz ediyordu. Ben bile bunalmıştım artık.

"Tamam ama kız buraya geldiğine pişman olucak. Zaten yarın erken saatlerde gelicek eve. Bu kızın yarın bir gün erkek arkadaşı olursa da böyle kıskançlıklar yapacak mısın?" Dediğim gibi kaşları çatıldı. Yapacak birşey yok, konuyu bir yerden açmam gerekiyordu...

"Erkek arkadaşı falan olamaz. En azından ben ölene kadar o çocuk benim kardeşimin elini bile tutamaz! Açma bu konuları bir daha. Sevmiyorum!"

"Off! Abartıyosun Bora. Genç bir kız artık o. Tabi ki de sevecek, aşık olacak. Sen abisi olarak ona destek olman laz-" dememle sözümü kesti.

"Ne destek olacam! Eğer öyle birşey olursa bak şimdiden söylüyorum benim karşıma çıkarmayın. Elimde kalır falan katil olmak istemiyorum!" Dudaklarımı birbirine bastırdım. Lara'ya hemen, Oğuz'un buraya gelmemesini söylemem lazımdı. Aksi takdirde hiç iyi şeyler olmaz.

Bora fazlasıyla sinirlenince daha fazla konuşmak istemedim. Yanına yaklaşıp kolunun altına girdim.

"Herneyse, zaten kızın sevgilisi falan yok. Olursa diye söyledim ben. Sinirlenme bu kadar." Bişey söylemeyip saçlarımla oynadı.

"Biz dışarı çıkabilir miyiz yarın?" Dediğim de yüzüme baktı.

"Bensiz mi?" Kafamı salladım sadece.

"Bende geliyorum. Nereye giderseniz benimle gidin." Kolunun altından çıkıp sinirle yüzüne baktım.

"Off Bora! Bizi bir bırak da kız kıza vakit geçirelim. Hem senin yarın işin yok mu? Gitsene işine." Kaşlarını havalandırıp alayla yüzüme baktı.

"Bakıyorum da kardeşim gelince beni fazlasıyla boşladın. Kıskanmaya başlıyorum yanlız." Diyince gülmemek için kendimi zor tuttum. Kolumdan çekip tekrar göğsüne yatırdı.

"Tamam çıkın. Ama en ufak birşey de beni arayın." Kafamı sallayıp yüzümü boynuna gömdüm. O da saçlarımdan öptü. Aklıma gelen şeyle kafamı kaldırıp Bora'ya baktım. Gözlerini kapatmış uyumaya çalışıyordu.

"Bora!"

"Hı?" dedi uykulu sesiyle.

"Murat'la hala küs müsünüz?"

Dediğim de gözlerini açıp sorgular biçimde baktı.

"O günden sonra sadece işin için konuşmuştuk bir kere. Niye sordun durup dururken?" Omuz silktim.

"Benim yüzümden kaç yıllık arkadaşınla aranın bozulması hoşuma gitmiyor." Ellerini saçlarımda gezdirdi.

"Böyle olmasını o istedi, güzelim. Şimdi de ayağına gidip özür mü dileyeyim?"

"En azından konuşup şu durumu halletseydiniz. Suçlu gibi hissediyorum kendimi." Yaklaşıp üst dudağıma kısa bir öpücük bıraktıktan sonra tekrar konuştu.

"Senlik bir konu yok. Kafanı böyle şeylerle doldurma. Ama eğer çok istiyorsan fırsatım olduğunda yanına giderim bir gün. Konuşmaya çalışırım, ama beni hayatından komple çıkarmışsa diyecek bir sözüm yok." Dudaklarımı büzüp kafamı göğsüne yasladım. Bora da saçlarımı geriye atıp boynumu öpüp emdi. Gülümseyip kollarımı boynuna sardım. Bir bacağımı tutup kendi bacağının üstüne koyduktan sonra ellerini kalçama götürdü. Çenemden tutup kafamı kaldırdı ve dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. Tek hamlede beni çevirip üstüme çıktı ve cropumun içine elini koydu. Hangi ara bu pozisyona geldik onu bile anlamamıştım.

Açık olan belimi öptüğünde kalçam ister istemez havalanmıştı. Kendimi ona sürttüğümde ağzından bir küfür çıktı. Daha fazla dayanamıyormuş gibi altımdaki şortun ipini açıp çıkardı. Üstümdeki cropu ve sütyenimi de çıkardıktan sonra iç çamaşırımı aşağıya indirdi. Kendi de hızla soyunduktan sonra alt dudağımı ağzının içine alıp sertçe emdi. Şuan dudağımın morardığına yemin edebilirdim. Acımıştı fakat verdiği zevkten ötürü acısını bile hissetmiyordum. Elini kadınlığıma götürüp zevk noktama baskı uyguladığın da güçlü bir inleme çıktı ağzımdan. Ardından erkekliğini kadınlığıma sürttükten sonra girişime yavaşça sokmasıyla tekrar inledim. Küçücük koltukta bunları yaptığımıza inanamıyorum gerçekten.

İçimdeki sertliği gittikçe hızlanmaya başlamıştı. Bir zaman sonra alışmaya başlamıştım ve bu beni daha çok zevke boğuyordu. İstedikçe istiyordum. Bir yandan göğsümü yoğururken diğer yandan git gel yapıyordu.

"Daha hızlı!" Dediğim de gülümseyerek daha çok hızlandı. Acıyordu ama durmasını istemiyordum. Tırnaklarımı beline geçirdiğim de bu sefer o inledi. Son bir kere bastırdıktan sonra yavaşça içimden çıktı. İkimiz de daha boşalmadığımız için Bora beni oturur pozisyona getirip önünde diz çöktürdü. Erkekliğini elinde tutarak konuştu.

"Al ağzına!" Sertleşen erkekliğini tutup boğazıma kadar aldım. Başta öğürsem de devam ettim.

"Siktir, Afra!"

Bora'nın inlemeleri çok kuvvetlenmişti. Ensemden tutup daha çok ağzıma almam için baskı uyguluyordu. Ağzımla git gel yaptığımda küfür edip inledi. Ağzımdan çıkarıp başını şeker gibi yaladım.

"Durma sakın! Devam et!" Dediğini yapıp devam ettim. Başını yalarken bir yandan da elimle git gel yapıyordum. Ağzıma gelen sıvıyla boşaldığını anladım. Yüzümü buruşturduğum da "Yut onu."demesiyle yuttum. Midem biraz bulanmıştı ama aldırış etmedim. Erkekliğine baştan sona kadar dilimi sürttükten sonra geri çekilmek istesem de Bora'nın eli hala ensemde, baskı uyguluyordu.

En sonunda son kez boğazıma kadar aldıktan sonra geri çekilmeme izin verdi. Kendisi sırt üstü koltuğa uzandığında beni de kucağına alıp oturur pozisyona getirdi.

Ne yapmamı istediğini anlamış gibi kadınlığımı ağzına yaklaştırdığım gibi dilini çıkarıp yalamaya başlayınca kafamı geriye atıp inledim. Hem öpüyor hem de yalıyordu. Çok fena ıslanmıştım ve kadınlığım alev alıyor gibi hissediyordum.

Bora koltuğa iki kez elini vurduğun da nefessiz kaldığını anladığım için geriye çektim.

"Siktir, çok güzeldi! Getir bir daha!" Dediğinde tekrar kadınlığımı ağzına verdim. Bacaklarımın titremesinden boşalacağımı anlayınca inlemelerim arasından konuştum.

"Bora, boşalıcam." Bora dudaklarını geriye çekip konuştu.

"Boşal!" Dediği gibi kendimi daha fazla tutamayıp ağzına boşaldım. Dudakları sıvımdan dolayı bembeyaz olmuştu.

"Çok güzelsin, Afra. Her zerren çok güzel." Diye mırıldandığın da kendimi geriye çekip dudaklarına yapıştım. Büyük bir şehvetle öpüştükten sonra yorgunlukla göğsüne yatıp nefesimi düzene sokmaya çalıştım.

Saat çok geç olmuştu. Hatta cama baktığım da güneş yeni yeni doğuyordu. Bu saate kadar yaptığımıza inanamıyordum.

Uykusuzluktan ikimiz de hemen gözlerimizi kapattık...

...

"Hala uyanmadınız mı ya saat kaç oldu? Abi, Afra! Hadi kalkın artık ya!" Gözlerimi Lara'nın bağırışmalarıyla açtığım da dün olanlar geldi aklıma. Çıplak bir şekilde koltukta yatıyorduk. Lara şuan bizi böyle görüyor olamaz değil mi?Allah'ım lütfen bir mucize olmuş olsun da üstümüz giyinik olsun.

Bulanıklaşan etrafım netleştiği gibi üzerime baktığımda rahat bir nefes aldım. Üzerim giyinikti ve ayrıca salonda değil, Bora'nın odasındaydık. İyi de ben gece çıplak değil miydim?

"Hele şükür uyandınız ya! Saat iki oldu. Yedek anahtarım olmasa içeriye bile giremiyecem. Artık gece ne yaptıysanız, bu saate kadar uyanamadınız." Diyip güldüğün de yan tarafımda olan Bora'ya baktım. Onunda üstü giyinikti. Gözleriyle Lara'ya sert bakışlar atıyordu.

"Lara, buradan kalkarsam seni tokat manyağı yaparım abicim. Saçma sapan konuşup canımı sıkma. Çık odadan geliyoruz biz de birazdan." Dedi uykulu sesiyle. Lara da homurdanıp odadan çıktı.

Bora tekrar bana döndüğün de hafif tebessüm ettim.

"Günaydın." Dediğim de dudağımı öpüp "günaydın" dedi.

"Biz çıplak değil miydik? Üstümüz niye böyle?" Bora gülümseyip kafasını göğsüme yasladı.

"Sen Lara'nın erken saatlerde geleceğini söyleyince seni benim odama çıkarıp üstüne birşeyler giydirdim. Bizi böyle görsün istemedim." Bende gülümseyip kafamı salladım.

"İyi yaptın. Saat de çok geç olmuş. Hadi kalk kahvaltı yapalım." Dediğim de beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

"Lara gelmeden önce kahvaltı yapmıştır zaten. Biz seninle biraz daha yatakta vakit geçirelim." Diyip boynumu öptüğün de kollarından kurtulmak için tepiniyordum.

"Bora bende acıktım ya! Hadi kalk bütün gece yeteri kadar vakit geçirdik zaten. Duşa girip aşağıya inelim." Kollarından kurtulduğum da oturur pozisyona geldim.

"Dün çok iyiydin bu arada. Bunun devamı gelir umarım Afra hanım." Diyip sırıttığın da utanarak göğsüne yumruğumu geçirdim. Sinirle ayağa kalkıp banyoya gittim ve sıcak bir duş aldım. Artık eskisi gibi kasıklarım o kadar çok ağrımıyordu. Alışmıştım. Duştan çıktığımda Bora odada değildi. Üstümü hızla giyinip saçlarımı kremleyip kuruttuktan sonra aşağıya indim. Bora'yla Lara mutfakta kahvaltı hazırlıyorlardı.

Lara'nın gözleri benimle buluştuğunda kaşları çatıldı. Ardından gülmemeye çalışarak bana bakıyordu.

"Afra, boynun niye morarmış? Kapıya falan mı çarptın?" Diyip güldüğün de yüzümdeki gülümseme tamamen solmuştu. O kadar banyo yaptım, üstümü giydim. Hiç mi aynaya bakma tenezzülün de bulunmadım acaba! Kahretsin!

"Şey... Evet kapıya çarptım. Yani aslında kapıya çarpmadım da, bir yere çarptım işte bende hatırlamıyorum. Neyse ben çok acıktım, hemen hazırlayalım." Çaktırmadan Bora'ya baktığım da bıyık altından gülüyordu.

Yanına yaklaşıp ona yardım ediyormuş gibi yaptım. Lara'nın arkasına döndüğünü görünce kulağına fısıldadım.

"Ödeticem sana bunu Bora. Görürsün!" Diyip geriye çekildim.

...

Kahvaltımızı yaptıktan sonra Lara ve ben üstümüzü giyinip dışarıya çıktık. İlk önce Çiçeğin evinde olan kedim Duman'ı alıp aşı yapmaya götürmek için Çiçeğe gittik.

Bora evinde bir hayvan istemez diye buraya getirmiyordum. Ara sıra Çiçeğe gidip Duman'ı kontrol ettikten sonra geri dönüyordum. Daha önce hiç Bora'yla bu konuyu konuşmamıştım ama ona da daha fazla yük olmak istemiyordum.

Lara ile Çiçeğin evine doğru giderken yoldan geçen siyah araba önümüz de durdu. İkimiz de ne olduğunu anlamaya çalışarak baktığımız da arabanın kapıları açıldı. İçeriden takım elbiseli iki adam çıkıp bizi kollarımızdan tutarak arabaya bindirmeye çalıştığın da Lara korkarak çığlık atıyordu.

"Ne yapıyorsunuz siz? Bırakın bizi! İmdat!" Diye bağırdıktan sonra bende bağırdım.

"Siz kimsiniz? Ne istiyorsunuz lan bizden!" İkimizi de arka koltuğa bindirdiğin de benim yan tarafıma kolumu tutan adam oturdu. Şoför koltuğunda da Lara'nın kolunu tutan adam oturmuştu. Peki ya diğer tarafta oturan adam kimdi?

Lara hala çığlık atarken ben hiç konuşmayarak ön de oturan adamın kim olduğunu çözmeye çalışıyordum. Arkadan çok tanıdık birine benziyordu fakat çıkaramıyordum.

En sonunda arkasını dönüp bize sırıtarak baktığında buz kesildim. Daha çok kendim için değil Lara için korkmuştum.

Çünkü bizi kaçıran kişi Kadir'den başkası değildi. İşte yine başa dönüyoruz...

Hellööö.

Açık konuşmak gerekirse sonunu bende böyle beklemiyordum xhdndhnxg.

Yanlız bu bölümdeki+18 sahnesi aşırı iyi değil miii?

Bakalım Kadir alçağı bu sefer bizim kızlara neler yapacak.

Yorumlarınız ve oylarınız benim için çok değerli lütfen oy verip destek olur musunuz ♥️♥️













Continue Reading

You'll Also Like

4.2M 269K 45
Aylardır izlediği yayıncıya olan hislerinin arttığını düşünen İzem, artık onun dikkatini çekmek ister. Dağhan'a ilk mesajı değildi ama bu sefer onun...
249K 7.7K 35
"Aşık olmak aptallıktır." dedi sert ve soğuk sesiyle.İfadesizce karşımda oturan şeytan ,beni dipsiz bir çukura sürüklüyordu.Gece gibi gòzlerinin iç...
1.6M 71.3K 62
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
Haz By 🍀

Romance

315K 4.4K 18
Çocukluktan beri Karan Avcıoğlu'na karşı hisleri olan Efsun Alakurt'un hikayesidir. Sevdiği adamla birlikte olduklarından sonra her şeyin farklı ola...