ribbon boy

By theavenlyv

157K 18.8K 2.3K

jimin ve yoongi hakkında çıkan dedikodular iki fandomun kavga etmesine yol açar. au semekook More

one
two
three
four
five
six
seven
eight
nine
ten
eleven
twelve
thirteen
fourteen
fifteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty
twenty one
twenty two
twenty three
twenty four
twenty five
twenty six
twenty seven
twenty eight
twenty nine
thirty
thirty one
thirty two
thirty three
thirty four
thirty five
thirty six
thirty seven
thirty eight
thirty nine
forty
forty one
forty two
forty three
forty four
forty five
forty six
forty seven
forty eight
forty nine
fifty one
final 🎀

fifty

2.3K 247 54
By theavenlyv

ellinci bolum ozel surpriz duz yazi 🎉

ve sonraki iki bolum final 🥲

🌟

"Hala kahverengi saçlarına alışamadım." diye mırıldandı Jeongguk, o sırada kırmızı ışıkta durmayı fırsat bilerek yanındaki bedene dönmüş, vitesteki elini Taehyung'un saçlarına atıp okşamaya başlamıştı.

Taehyung kafasını onun eline doğru yaslarken somurttu, "Sanki sen çok beğenmedin saçımı ya, hep böyle söylüyorsun, pişman olmama çok az kaldı." dediğinde Jeongguk yanan yeşil ışıkla kafasını tekrar yola çevirdi. "Saçmalama istersen."

"Hiç de saçmalamıyorum, beğenmediysen söyle bak."

Jeongguk gülerek kafasını iki yana salladı, "Bana bak kurdeleli Taehyung," dediğinde Taehyung da gülmüştü. "her halinde dünya güzelisin bir kere, bu konuda bir anlaşalım."

"Hmm, demek öyle?"

"Tabii, tabii, ne sandınız? Saçınızı kazıtsanız bile güzel duracağınıza eminim."

Jeongguk'un birden sizli bizli konuşmasına kıkırdarken gözlerini öne çevirdi, o sırada önlerindeki arabanın hemen ardından küçük evlerin tek tek dizildiği bir siteye giriş yapıyorlardı.

"Aa a, Jeongguk sanki internette gözüktüğünden daha güzel bir yer gibi değil mi? İnternette bahçenin bu kısmının resmi yoktu, çok güzel burası."

Onun gösterdiği yere bakınca Taehyung'a hak vermişti Jeongguk, evlerin biraz ilerisinde hamaklar ve minderlerle dolu bir alan bulunuyordu ve nehire doğru bakıyordu. Burasının fotoğrafları sitenin sosyal medya hesabında yoktu. "Acaba özel bir yer mi ki? O yüzden mi internete koymamışlar?"

Arabayı park ettikten sonra kemerini çıkarıp Taehyung'a döndü Jeongguk, sevgilisi hala meraklı bir şekilde bahçeye bakıyordu. "Bilmiyorum yavrum, gider sorarız olur mu?" dedikten sonra onun da kemerini açmak için öne eğildi ve burnunu öpüp geri çekildi. "Olur, aşkım."

"Of! Tüylerime bak, diken diken oldular görüyor musun? Bir kez daha söyle, hadi hadi, bekliyorum hadi."

Taehyung onun kendini arkaya bırakıp fenalaşmış taklidi yapmasına kıkırdadı, bir elini uzatıp rahatlıkla onun elini tuttu ve sıkıca parmaklarını birbirine geçirdi. "Aşkım, aşkım, aşkım aşkım, aşkıım, canım aşkım, bebek aşkım, bir tanecik aşkım."

"Aşkım diyen ağzını yeri-"

"Hadi ulan! Donduk burada, başlatmayın cilvenize de aşkınıza da!"

Jeongguk arabanın dışındaki sese yüzünü buruşturdu fakat yine hiç umursamadan öne eğilip sevgilisini öptü. "Jeongguk- dışarıdalar-"

"Buz tuttum! Buz oldum, Yoongi görüyor musun? Saçlarım soğuktan buzlaşmış!"

Yoongi kulağının dibinde çığıran çocuğa dönüp ters ters baktı, "Mingyu siktir git anahtarını al, eve gir amına koyayım, ne salak adamsın. Biz seni niye getirdik ben onu da anlamış değilim ki-" dedi fakat cümlesini Jimin'in yüz ifadesiyle beraber yarım bırakmak zorunda kalmıştı. "Tamam aşkım, bakma öyle, şaka icabında dedim ben."

"Mingyu sen bakma buna canım, git anahtarını al da eve gir, cidden üşümüş duruyorsun."

"Ulan sen gel yıllarca şu adama fanlık yap, yine bizi düşünen sevgilisi olsun.. görüyor musun Jeonggu- Ay aman ya, öpüşüyor bunlar! İğrenç!"

Taehyung duyduğu bağırma sesiyle hızlıca geriye çekimişti, Jeongguk bir anda geriye çekilen sevgilisine bakarak seslice ofladı. "Vakit çok geç değilken Mingyu'yu eve geri mi şutlasak?" diye bezmiş sesiyle konuştu.

"Ya ama Jeongguk, benim bir planım var diyorum, şöyle diyip durmayın sonra bozulup kendisi gidecek."

Onun dediğine iç çekerek kafasını salladı ve arabanın anahtarını çıkardı, kapıyı açıp dışarı çıktığında Jimin ve Yoongi'nin görevlilerle konuştuğunu görmüştü.

"Güzelim gel biz de gidelim, şu bahçe işini de sorarız hem." dedi Jeongguk arabayı kilitlerken, o sırada Taehyung da atkısını düzelterek sevgilisinin yanına gelmişti. Üşümeye başlayan ellerinden biriyle Jeongguk'un elini tutarak birleşik ellerini onun ceketinin cebine, diğerini de kendi cebine sokmuştu hızlıca. Jeongguk onun bu hareketine bakarak gülümsedi, Taehyung ise gözleriyle hamaklı bahçeye bakmayı sürdürüyordu. El ele yürürken Yoongi ve Jimin'in yanına varmışlardı.

"Merhabalar," dedi Jeongguk karşılarındaki görevliye, o sırada Jimin ve Taehyung birbirlerine sarılıyorlardı. "şu bahçeye kışın girilebiliyor mu? Herhangi bir yasak falan yok değil mi?"

Görevli onun gösterdiği yere bakmadan tebessüm ederek kafasını iki yana salladı hızlıca, kışları gelen herkes aynı soruyu sorduğundan artık alışmış sayılırdı. "Giriş yasak değil Bay Jeon."

Jeongguk görevliye baktığında bu cümlenin bir 'ama'sı varmış gibi hissetmişti, "Ama?" diye sorduğunda görevli gülerek cümleyi devam ettirdi. "Ama ben uzun süredir burada çalışan biri olarak pek önermiyorum, buradan gözükmüyor fakat biraz ilerisi iskele olduğundan orası epey bi soğuk oluyor kışın. Müşteriler bazen gidip bir saat oturmaya kalmadan geri geliyorlar ve sabahına hasta oluyorlar ama yine de dediğim gibi, girişi serbest, istediğiniz zaman gidip oradaki hizmetlerden de yararlanabilirsiniz."

Kafasıyla onu onaylayıp teşekkür etti ve yanındaki telefonuyla uğraşan arkadaşına döndü, "Bugün bir şey yapmıyoruz değil mi? Yorgunum ben." dediğinde Yoongi gülerek telefonunu cebine attı. "Yorgunmuş, peh, sanki ne yaptın anasını satayım."

"Sus lan, yorgunum işte, uykum var."

Gözlerini devirip omzuna yumruk attı Yoongi, "Ne zaman uykun yok ki senin? Neyse," derken cebindeki anahtarları çıkarmıştı, birini Jeongguk'a doğru attı ve onun havada yakalamasını izledi. "bence de bugün evlerde kalalım zaten biz Jimin'le jakuziye gireriz, işimiz var, anlarsın ya." diyip göz kırptı Jeongguk'a.

Jeongguk'un anında yüzü buruştu, kafasını ondan çevirip "İğrenç herif, siktir git gözümün önünden." diye mırıldandı. O sırada Yoongi kahkaha atarak onun omzuna elini koyup birkaç kez vurmuştu. "Oğlum siz de artık bir seviye mi atlasanız ya, liseli aşıklar gibi, bu ne böyle?"

"Lan defol git, asabımı bozma benim. Gayet normal ve düzgün bizim ilişkimiz, ulan ayrıca daha yeni sevgili olduk, ne bekliyorsun yavşak?" dedi ve omzundaki eli ittirdi, Taehyung ve Jimin hemen önlerinde yürüdükleri için sessiz konuşmaya çalışıyordu. Gerçi o kadar hararetle konuşuyordu ki ikisi, Jeongguk sesli konuşsa da duymazlardı fakat Jeongguk yine de sessiz konuşmayı seçmişti.

"Tamam ya, ne nazlı adamsın, sevgilimi de alıp gidiyorum ben." diyip hemen Jimin'e seslendi. "Jiminie, hadi odamıza gidelim aşkım."

"Pislik herif ya," diye mırıldandı Jeongguk onun arkasından, Taehyung o arada gülerek sevgilisinin koluna girmişti. "Yine ne yaptı?"

"Ha, hiç, klasik Yoongi işte. Mıy mıy konuşuyor, sonra sevgilisine 'aşkım, cicim' diye sıralamaya başlıyor."

Onun tanımlamasına kıkırdadı Taehyung ve kapıyı açabilmesi için Jeongguk'un kolundan çıktı.

"Bak sana planımı anlatacağım şimdi," derken eve giriyorlardı, Jeongguk eve girip Taehyung'un girmesini de beklerken anahtarı kapının yanındaki masaya koydu. "akşama Sana'yı da buraya çağırdım."

"Ne? Bir saniye, ama biz-" diye hızlıca lafına atlayan Jeongguk'a gülüp lafını böldü hemen. "Evet işte, biz iki kişi kalıyoruz ve doluyuz, aynı şekilde Yoongi ve Jimin de dolu. Fakat bil bakalım kim bir evde tek kişi kalıyor?"

Onun dediğiyle aydınlanan Jeongguk gülmeye başladı, "Mingyu.." diye cevapladı onu. "Aynen öyle!"

"Akıllı sevgilime bakar mısınız, çöpçatanlık yaparken bile şirin." dedikten sonra dibinde gülen sevgilisine yaklaşıp dudağına hızlı bir öpücük bırakmıştı.

"Aç mısın bu arada, markete uğrayıp yiyecek bir şeyler alalım mı?"

Taehyung kafasını iki yana salladı, evin içine doğru ilerleyen sevgilisinin peşinden gidip elini tuttu. "Yorgunum aslında, uyusak mı ya?" diye sorduğunda Jeongguk'un gözleri parlamıştı, "Sen benim ruh eşim olabilir misin? Hatta dur, aklımdan geçenleri mi okuyorsun yoksa? Ben biliyordum ya, zaten bu güzellikle insan olman imkansızdı, kesin aklımı okuyorsun." dediğinde Taehyung biraz daha gülmeye başladı.

"Aptal mısın? Saçmalama."

Jeongguk arkasında kıkır kıkır gülen Taehyung'a gülümseyerek kendisini önlerinde duran koltuğa doğru sırtüstü bıraktı, o iyice yayılıp rahat bir pozisyon alırken Taehyung sevgilisinin ne yaptığını anlamak için yüzünde kalan gülümsemeyle ona doğru bakıyordu. "E hadi gelsene, hani uyuyacaktık?"

"Ya Jeongguk," diyip göz devirdi, küçücük koltuğa-çok da küçük değildi aslında, çok rahat olmasa da ikisi sığarlardı-uzanmış Jeongguk, kollarını açmış onu bekliyordu. "iki dakika şu odaya yürüyüp yatakta uyumak varken neden koltuğa sıkış-" diyecekken cümlesi bileğini tutup koltuktaki bedeninin üstüne düşmesini sağlayan Jeongguk sayesinde yarım kalmıştı. "Ya! Omzum acıdı!"

"Üzgünüm aşkım ama çok üşeniyorum diğer odaya gitmeye, hem bak şimdi ben şu bacağımı şuradan çıkarsam," diye konuşurken bir yandan bacağını köşeden çıkarıyor, "sen de şöyle biraz sola kaysan," derken de belindeki elleri sayesinde Taehyung'u tutarak sola doğru kaydırıyordu. "heh bak, rahat değil misin şimdi?"

"Hmm, ben rahatım da sen sonra nefessiz kalma uyurken?"

"Gören de ağırsın sanacak ya, ayrıca ben sence bu durumda nefessiz kalacak adam mıyım?" dedi Jeongguk bilmiş bilmiş, Taehyung onun bu dediğine gülerek göz devirmişti. "Ağırım demedim zaten Jeongguk Bey, üstünde hafif bir şey bile olsa bir süre sonra çok ağır gelir, bacakların uyuşur diye dedim."

"Yok yavrum yok ama diyelim ki uyuştu, hop şöyle yana çeviririm seni, yan yana uyuruz."

Taehyung gülümseyerek kafasını onun göğsüne yasladı ve o anda bu tatile geldiği için tekrardan mutlu oldu çünkü daha ilk dakikasından kendisine ilaç gibi gelmeye başlamıştı bile. "Anlaştık."

-

Huzurlu uyuyuşuna karşın duyduğu gürültüye uyanan Taehyung gözlerini açtığında ilk gördüğü şey kendisini sıkı sıkıya tutan Jeongguk'un uyuyan yüzüydü, ikinci olarak gördüğü şey ise cam balkon kapısına alacaklı bir şekilde vurup telaşla bağıran Mingyu'ydu.

"Uyanın! Jeongguk uyan, ulan ben şimdi ne yapacağım? Uyansanıza be!"

"Jeongguk, Mingyu seni çağırıyor." derken hafifçe yerinde doğrulmaya çalıştı Taehyung fakat Jeongguk uyku sersemliğiyle onun belinde duran kollarını biraz daha sıkıp tekrar üstüne düşmesini sağlamıştı. "Çağırır çağırır susar o, boş ver."

"Ya Jeongguk, bir şey olmuş galiba kalk hadi, ya bari beni bırak ben bakayım."

Jeongguk oflayarak gözlerini açtı zar zor, o sırada Taehyung sevgilisinin uykulu gözlerine bakarak gülümsüyordu.

"Jeongguk, uyansanıza abi! Kış uykusuna mı yattınız anasını satayım?"

Taehyung'u üstünden kaldırarak fevri hareketlerle ayağa kalkıp kapıya yürüdü Jeongguk, hem uyandırıldığı için sinirliydi hem de bu kişinin Mingyu olması sinirlerini daha çok bozmuştu.

"Ulan it, kurtuluş yok mu oğlum senden? Ne istiyorsun yine?"

"Jeongguk! Jeongguk, gelmiş abi, gelmiş anasını satayım!"

Uyku sersemliği hala üstünde olan Jeongguk kaşlarını çatarak önündeki arkadaşına baktı, "Kim gelmiş?" dedi anlamayarak. Mingyu hızlıca etrafını kontrol edip fısıldamak için öne eğildi, "Sana gelmiş! Çok ciddiyim Sana gelmiş, kapımı çaldı, bir de altımda donla kapıyı açtım, sen geldin sanıyordum!" dedi ağlamaklı yüz ifadesiyle.

Jeongguk sabır diler gibi derin nefesler verirken Taehyung arkada kıkırdıyordu, hızlıca Jeongguk'un arkasından çıkıp Mingyu ile karşı karşıya geldi.

"Mingyu onu ben çağırdım, bizim evler dolu olduğu için seninle kalacak. Ya Mingyu, bu tip ne? Güzel bi durum değil mi bu? Onunla kalırsan işleri çok ilerletirsiniz, tek yaptığınız aptal aptal favlaşıp kısa kısa mesajlaşmak."

Mingyu stresle yerinde sallanmaya başladı, bir sağa bir sola hareket ederken Taehyung ve Jeongguk da ondan gelecek cevabı bekliyorlardı, bu böyle bir buçuk dakika sürdü.

"Sallanma lan yeter, başım döndü. Hadi git evine."

"Gidemem!"

Jeongguk anlamsızca ona baktı, "Niye oğlum?" diye sorunca Mingyu ensesindeki saçlara elini atıp ufak ufak çekiştirmeye başlamıştı. "Sana'yı bırakıp geldim, utanırım."

"Mingyu kızı kapıda mı bıraktın amına koyayım?"

"Jeongguk, sussana! Tamam Mingyu gel, biz beraber gidelim, hem utanmazsın hem de ben Sana'ya bir selam vermiş olurum. Olur mu?"

Taehyung'un dediği şeyle Mingyu rahatlayarak gülümserken Jeongguk somurtmaya başlamıştı, "Bir tanesin sen! Dünyanın en iyi insanısın! Jeongguk artık sen değil Taehyung benim en yakın arkadaşım haberin olsun, pabucunu dama fırlattım." dedi Mingyu.

"Şükürler olsun, sonunda en yakın arkadaşın kim dediklerinde utanarak Mingyu demek zorunda kalmayacağım, ne kadar mutluyum anlatamam."

"Çok kötüsün, şerefsiz herif."

Mingyu geri çekilerek Taehyung'un ayakkabısını giyinmesini bekledi, heyecandan yerinde duramıyor, bir oraya bir buraya zıplayıp duruyordu. "Of Taehyung, gitmeseydin, uyuyorduk ne güzel ya.."

"Aşkım zaten çok uyumuşuz baksana, ben acıktım bir de."

Jeongguk önden zıplaya zıplaya ilerlemeye başlayan Mingyu ile kapı eşiğine yaslanarak Taehyung'u kendine çekti ve beline sarılıp kafasını boynuna koydu. "Hm, dışarda mı yiyeceğiz?"

"Bilmem ki, bi Yoongi'yi arayıp sor, hep beraber dışarda da yiyebiliriz."

Kafasıyla onu onaylayıp boynuna uzunca bir öpücük kondurup geri çekildi Jeongguk, "Çabuk gel bak, şu andavala uğraşıcam diye yarım saat gelmezsen sensizlikten beni yerde bayılmış halde bulursun." dediğinde Taehyung gülerek geri çekilmişti. "Abartma abartma, hadi gittim ben, şu zıpzıpa yetişeyim."

"O zıpzıpı bir elime geçirirsem-" diye başladığı cümlesi dudaklarına konan bir öpücükle yarım kalmıştı, gülerek Mingyu'ya yetişmek için koşan sevgilisinin arkasından baktı Jeongguk.

Bu tatile gelmek gerçekten müthiş bir fikirdi.

-

Hayır Jeongguk fikrini değiştirmişti, bu tatil berbat bir fikirdi.

"Yok ben öldüreceğim seni en sonunda, Mingyu ne diyorsun sen amına koyayım? Taşşak mı geçiyorsun, ciddili misin?"

"Ya... Niye öyle diyorsun Jeongguk? Ben gayet ciddiyim."

Jeongguk sinirle eliyle yüzünü ovuşturdu, "Ulan bir elinde yastıkla gelmişsin karşıma," sinirle gülmeye başladı, "ciddili ciddili ortamızda mı uyumak istediğini söylüyorsun?" diye sordu.

Bir yandan sinirle gülüyor bir yandan diğer odada yatakta uzanan Taehyung'un duymaması için sessiz olmaya çalışıyordu.

"Evet, nolmuş ki?"

"Öldürürüm seni, bak yemin ederim- Lan evinde aşık olduğun kız var geri zekalı, gitsene kızın yanına, tavlamaya çalışacağın yerde işin gücün itlik piçlik yapmak."

Mingyu ağlamaklı sesler çıkardı, "Ya Jeongguk, utanıyorum!" dediğinde arkasında duran Yoongi kahkaha atmaya başlamış, Jeongguk ise bozulan sinirleriyle daha çok gülmeye başlamıştı.

"Karşıma geçip 'bu gece sizin ortanızda uyuyabilir miyim?' diye sorarken utanmıyorsun, kızın yanında oturup insanlar gibi sohbet etmeye mi utanıyorsun?"

"Gülmekten altıma işedim galiba, şortuma damlıyor." dedi Yoongi, nefes almaya çalışsa da gülmekten ne nefes alabiliyor ne de yerinde durabiliyordu.

"Ya ama bak, Yoongi'ye sordum, Jimin'le işimiz var gelme ayıp dedi. Bunlar geceleri sevişir, siz daha sevişecek seviyeye gelmediniz, sizin yanınız daha güvenli."

Bu dediğinden sonra Yoongi gülerken yere düşmüş, Jeongguk ise telaşla arkasına bakıp Taehyung'un duyup duymadığını kontrol etmeye başlamıştı. Sonra eline anahtarı alıp dışarı çıktı hızlıca, arkasından da en sessiz şekilde kapıyı kapattı.

"Nereden biliyorsun amcık? İlişki uzmanı mısın sen? Belki bu gece yapacağız ulan, nereden biliyorsun?"

Mingyu ağzından 'tch' sesi çıkardı, "Hiç sanmam, utanırsın sen şimdiden yapmaya." dediğinde Jeongguk kaşlarını çatmıştı. "Ben mi? Ben mi utanacağım?"

O sırada Yoongi ayağa kalkıp Mingyu'nun arkasına geçmişti. "Haklı bu arada, utanırsın sen."

"Neyden utanacakmışım pardon? Sadece, daha erken abi, bir ay bile olmadı daha."

"Kanka bahane bulmana gerek yok, utanıyorum de geç, bizden mi çekineceksin?"

Bozulan sinirleriyle kollarını önünde birleştirdi Jeongguk, karşısındaki iki arkadaşına bakıp yüzünü ekşitti. "Utanmıyorum diyorum, istesek gayet de yaparız."

"Ha Taehyung'u istemiyorsun yani, bak bu sıkıntı olur işte."

"Ne alaka orospu evladı?" dedi Jeongguk Yoongi'nin dediğine, "O anlamda istememek değil- Hem, belki Taehyung istemeyecek, ne malum yani, sanki ben yapalım desem pat diye olacak iş anasını satayım."

"Gayet de pat diye olacak iş bence, Taehyung niye istemesin seni? Ayrıca tatil boyunca sevişmeyecek misiniz siz?"

"İster mi ki?" diye sordu Jeongguk, şüpheli gözleriyle arkadaşlarına bakıyordu. "İster lan tabi, koskoca Jimin bile şu mala evet diyorsa Taehyung seni hayli hayli ister."

"Ben ne alaka lan it?"

Jeongguk onların atışmaya başlayacağını anladığında zaten karışmış olan kafasıyla öne atıldı hızlıca, "Ya bir durun, siz emin misiniz bu konuda?" diye sordu.

Mingyu yandan Yoongi'ye bakarak sırıttı fakat sonra hemen kendini toparlayıp ciddi bir ifadeyle Jeongguk'a döndü. "Eminiz eminiz, oğlum git bak, istemezse yarın bu soğukta denize atlarım ulan."

Bir eliyle saçlarını dağıtıp kararsız gözlerle arkadaşlarına baktı, "Bence hayır diyecek, asıl evet derse ben soğuk denize atlarım." dedi umutsuzca.

"Anlaştık, atlamayan orospu evladı."

Jeongguk arkadaşına bakıp göz devirdi fakat sonra ofladı, "Ben o zaman, gideyim? Sorayım? Yok sormayayım- ne soracağım ya, iyice kafayı yedim.. Ben ne yapayım?" diye sordu fakat cevap vermelerine izin vermeden saçını başını düzeltip yerinde dikleşti. "Yakışıklı mıyım?"

"Hep yakışıklısın lan, bi git işine."

Jeongguk oflayarak arkadaşlarına tekrar baktı, "Ya hayır, misal şimdi gelip şu tipimle size teklif etseydim, benle yatar mıydınız?" diye sordu.

"İğrençsin lan, siktir git, yatmazdık."

Mingyu bir dirseğiyle Yoongi'yi dürttü sertçe, "Ben yatardım!" dedi hafifçe bağırarak.

"Pardon, heyecan olsun diye öyle bağırdım, kanka çok yakışıklısın, fena gözüküyorsun. Git hadi, teklif falan da edeyim deme sakın amına koyayım. Git öpüş möpüş, gerisi gelir zaten."

Jeongguk ona bakarak yüzünü buruşturdu, "Tamam lan, detay verme." dedi ve geriye doğru bir adım attı. "Gidiyorum o zaman?"

"Git git, ben de Jimin'ime gideyim."

Birkaç adım daha attı ve sonunda sırtı cama çarpınca irkilip önüne döndü, kapıyı anahtarla açarak araladı ve içeri girdi. "Gittim ben."

"Afiyet olsu- Tamam lan, bakma şöyle, şaka yaptım."

Mingyu ve Yoongi Jeongguk'un kapıyı kapayıp kilitlemesini ve perdeyi çekişini izlediler bir süre, Jeongguk'un gittiğinden emin olduktan sonra da kahkaha atarak birbirlerine beşlik çaktılar.

"Oğlum ben demiştim lan sana, iki gaz versek sikmeye gidecek demiştim!"

İkisi kahkaha ata ata evlerine dağıldılar, sabahında ise Jeongguk soğuk denize atladığı için tatilin yarısını hasta geçirmek zorunda kaldı.

🌟

of yazarken en zorlandigm bolum oldu sanirim, finalden onceki bolum oldugu icim hem cok duygulandim hem de konuyu toparlayamadigim icin bi turlu yazamadm

umarim finalden onceki son duz yazi bolumu oldugu icin beklentilerinizi karsilamistir 😔 ve smut yazamadim maalsf cunk bu soft kurdeleli pembik fice smut gitmezdi

NEYSE son iki bolumu ne zamn atcam bilmiyorum hazirlar bekliyolar ama inanin hic elim gitmiyo bunu bile sadece bi kere falan kontrol ettim cok uzuluyom bu fic bittigi icin😭 ofneyse optum arkadaslar bayy

Continue Reading

You'll Also Like

881K 70.6K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
283K 23K 45
*Tamamlandı* Kim ailesi ve Min ailesi komşudur. Ayrıca yakın aile dostları da. Mpreg 04/05/2020 Taekook #1 24/04/2020 Namjin #2 15/05/2020 Yoonmin #5
154K 11.3K 23
Jungkook, bir süreliğine arkadaşının melezine bakmak sorumluluğundaydı. Kendi melezi, Taehyung, onların bu denli yakınlaşmasıyla kıskançlaşmaya başla...
185K 11.8K 44
Jungkook: Ben senin oyuncağın değilim - Alfa Tae Omega Kook (Texting ağırlıklı düz yazı) Yan shipler: -Yoonmin -Namjin ...