Aleatory | Bang Chan

By adoyyakli

18.8K 3.1K 4K

Melodiler, ritimler, sözler ve notalar; bir de benim küçük ukulelem. 27.12.2023 ©adoyyakli More

♫ Aleatory ♪
1 | Broken Guitar
2 | Lil Sis
3 | Friends
4 | Dolphin Plush
5 | Makeup
6 | Visit
7 | Secret
8 | Hot Chocolate
9 | Piano Lessons
10 | Love Confession
11 | Meet Again
12 | Overthinking
14 | Big Dream
15 | Flowers
16 | Connected
17 | Yura's Debut
18 | Festival Of Colors
19 | Disappointment
20 | Sickness
21 | New Feelings
22 | Homecoming
23 | Daddy's Shock
24 | Pool
25 | Away From The City
26 | Happy Easter!
27 | Closer
28 | Distance
29 | Laziness Day
Final | Little Ukulele

13 | Jealousy

584 108 108
By adoyyakli

Kıskançlık

♫⋆。♪ ₊˚♬ ゚.

Chris'e artık ona karşı bir şey hissetmediğimi ve nötr olduğumu söylediğimde, sanki içimde benden bağımsız yaşayan biri bana kahkahalarla gülüyordu.

Sen misin nötr? Onu görünce hala heyecanlanıyorsun ama?

İç ses midir, beynimin içindeki acı gerçeklerin yankılanması mıdır bilmiyorum ama söylediklerimle düşündüklerim aynı değil de ben kendi kendimi öyle olduğuna inandırmaya çalışıyorum sanki. Çünkü o günün üzerinden dört gün geçmesine rağmen hala aklımdan çıkmıyor. Neden öyle şeyler söyledim ki?

Chris ile arkadaş olmayı istiyor muyum gerçekten?

Hiç zannetmiyorum... Hayatımdan tamamen çıktığı iki sene boyunca bile aklımın bir köşesinde yer edinmişti. Hatta bazen öyle anlar olmuştu ki değil bir köşe, beynimin tamamı ona aitti!

Ama artık bununla baş etmeyi öğrenmek istiyorum. Yani artık hayatımda yeni bir dönemdeyim değil mi? Hoşlandığım Chris'i geçmişte bırakmanın ve yeni Chris'i gerçekten arkadaş olarak görmenin zamanı gelmiş olmalı. Of... Bunlar çok sinir bozucu.

Sue ile dedikodu geceleri yaptığımız zaman tek konunun Chris olmasından sıkıldığım için bunu aşmak istediğimi söylemiştim. Ve az önce Sue bana büyük bir “sürpriz” yapmıştı.

Felix, Chris, ben ve Sue; her birlikte yemeğe çıkmıyormuşuz... Aman ne güzel sürpriz(!)

"Sue bu ne biçim çözüm yolu ya!?"

"Kızım sen demedin mi Chris'i arkadaş olarak görmek istiyorum diye? Ben de öğle yemeğini birlikte yemek için Felix'i aradım. Böylece artık aranızda tuhaf bir hava olmayacağının sinyallerini çakacaksın. Arkadaş olmakta bir sorunum yok demiş olacaksın yani!"

Elimi havaya kaldırarak, "Ben şimdi sana bir sinyal çakacağım o zaman göreceksin sorunu!"

Yalandan surat asarak makyajını yapmaya devam etti, "Tamam sen gelme o zaman. Chris de korktuğunu ve arkadaş olma konusunda yalan söylediğini düşünür."

Kaşlarım çatılırken hızla yanına oturdum, "Öyle mi düşünür gerçekten?"

Bana döndü, "Öyle düşünür tabii! Sen orada özgüvenli bir imaj çizeceksin. Artık o küçük tatlı Mil olmadığını göstermek için Chris ile yüz yüze gelmen gerek."

Beni gaza mı getirmeye çalışıyor diye bi' duraksadım, yapmadığı şey değil sonuçta. Ama yine de haklıydı. Gitmezsem Chris ondan kaçtığımı düşünecek ve bu da en son istediğim şey. Onunla yüz yüze gelince tuhaf hissetmemek için bu durumu normalleştirmem gerekiyor, her ikimiz için de. Sonuçta insanlar reddedildiği kişilere düşman olmak zorunda değiller... Değil mi?

♫⋆。♪ ₊˚♬ ゚.

Deniz mahsülü, sebze ve ızgara karışık siparişimiz geldiğinde bu kadar karışık bir menü sipariş ettiği için Sue'yi boykot etmek üzereydim ama sonra bunun bu restoranın spesiyali olduğunu öğrenince vazgeçtim ve yemeğin tadını çıkarmaya başladım.

Her şey şu an için gayet normaldi, ya da biz öyleymiş gibi davranıyorduk. Ama Chris'in bana attığı kaçamak bakışları fark etmemek mümkün değil. Benim aksime o hala garip hissediyor olmalı. Öyle hissetmesi gereken benim! Ben reddedildim sen değil...

Of neyse, önümde istiridye çorbası varken eski crushımı düşünemem. En sevdiğim çorbadan bir kaşık almak için heyecanla kaşığı çorbaya daldırmıştım ki, Chris'in kendi tabağındaki sebzeleri benim tabağıma koyunca kafamı kaldırıp şaşkınlıkla ona baktım.

Omuz silkti, "Bu çorbayı bol sebzeli seviyorsun."

Bir keresinde bize akşam yemeğine geldiklerinde annem bu çorbadan yapmıştı ve ben önümde hoşlandığım çocuk olmasını umursamadan çorbamı sebzelerle doldurup bir güzel yemiştim. Bunu fark etmiş olması bir yana, hala unutmamış olmasını beklemiyordum. Asla beklemiyordum...

Sanırım ben Chris tarafından reddedilince arkadaşlığımız ile ilgili bazı gerçekleri unutmuşum. Sonuçta benim aşk itirafımdan önce biz çok yakındık ve birbirimiz hakkında bildiğimiz şeyler vardı, her şey normaldi, ilişkimiz eğlenceliydi. Yani bu yaptığı şeyi eskiden yapmış olsaydı bu kadar şaşırmazdım.

Biraz rahatla Mil... O hala karşı komşunun oğlu Chris oppa. Tek fark, artık ona hayran değilsin. İki sıradan arkadaşsınız yine.

Gülümsedim, "Teşekkür ederim." bu, onu da rahatlamış olacak ki gergin yüz iadesi ifadesi silinmiş ve gülümsemişti.

Onu özlediğimi hissediyorum...

Felix ile Sue kendi aralarında sohbete dalarken Chris de benimle bir konuşma başlatmaya çalışmıştı.

"Derslerin nasıl diye klasik bir akraba sorusu sorsam çok mu saçma olur?"

Utangaç haline güldüm, "Fena değil, Fransızcayı çok seviyorum. Mezun olup Paris'e gideceğim günü iple çekiyorum."

"Orada yaşamak gibi bir planın var mı?"

"Henüz emin değilim, önce gidip work&travel ile birkaç ay orayı tanımam ve hayatımı devam ettirip ettiremeyeceğimi görmem gerek. Sonrasına bakarız."

Gülümsedi, "Sonuç ne olursa olsun her zaman hedef odaklı gitmen çok güzel, üstelik fazlasıyla heveslisin. Bu huyunun değişmemesine sevindim."

Ben de güldüm ve imalı bir şekilde, "Değişen bir huyum mu varmış?"

"Yaani... Biraz daha ketum olmuşuz sanki?"

Gözlerimi dikerek, "Aa! Sensin ketum!"

Kahkaha attığında diğerleri de bize döndü. Sue gülerek, "Hey, sizin iyi anlaştığınızı görmek çok güzel."

"Tabii ki iyi anlaşacağız, biz sizden de önce tanışıyoruz unutmayın." diyen Chris sayesinde üstümdeki son gerginlik kırıntısını da atmış ve keyifli bir gün geçirmeye başlamıştım.

Yemekten sonra caddede yürümeye başlamıştık. Tatlı çiftimiz önden el ele ilerlerken biz de arkadan takip ediyor, sohbete devam ediyorduk. Chris bana şirketteki idollerle yaşadığı komik anıları anlatıyordu. Aralarında Boys' Revolution da bulunduğu için heyecanla dinliyordum onu. Sonuçta en sevdiğim müzik grubuydu. Ayrıca Chris sayesinde internette dolanan asılsız haberlerin yalan olup olmadığını da öğreniyordum.

"Netizenler Eric ile Il-seo'nun stajyerlik zamanlarında çok fazla kavga ettiklerini söylüyorlar, gerçekten öyle miymiş?"

Omuz silkti, "Kavga ettiklerini hiç görmedim ama zannetmiyorum, şu an çok iyi anlaşıyorlar hatta ruh ikizi gibiler. Netizenler abartmayı severler, bilirsin."

Kafamı salladım, "Bilmem mi? Bire bin katarlar. Ama... Beni onlarla tanıştırmalısın, sonuçta eski komşumla aynı şirketteler, bu kadarını hak etmiyor muyum sence de?"

Güldü, "Sen benden faydalanmaya mı çalışıyorsun?"

"Neden olmasın?"

İkimiz de gülmüştük bu sefer. Caddenin en işlek yerinde gitar çalıp şarkı söyleyen bir grup genci dinlemek için durduğumuzda cebimden birkaç bozukluk çıkarıp ortaya bıraktıkları şapkaya attım ve Chris'in yanına döndüm.

"Çalışmaya devam etseydim onlar gibi çalabilir miydim acaba?" kendi kendime konuştuğumda bunu duyan Chris bana dönüp bir adım yaklaştı.

"Bu kadar severken müziği neden bıraktın Mil..?"

Ben de ona döndüm, gözlerindeki hüzün net bir şekilde görülüyordu.

"Gerçekten benim yüzümden mi? Ben... Böyle bir şeye sebep olduğum için kendimi çok kötü hissediyorum."

Müzik grubunun çaldığı Story Of My Life kulaklarıma dolarken içinde bulunduğumuz durumu benim için daha da zorlaştırırken derin bir nefes aldım.

“Açıklayamadığım hikayeler bu duvarda yazılı
Kalbimi açık bıraktım ama tam burada günlerdir boş duruyor.”

"Ben biraz aptalca davranmış olabilirim Chris... Yani Chris oppa. Yanlış anlama ama ben ilk defa aşık olmuştum, ilk defa birini her şeyiyle sevmiştim; ya da öyle olduğunu zannetmiştim. On yedi yaşındaki biri için aşk ne kadar anlamlı olabilir bilmiyorum ama o zamanlar pek mantıklı düşünemiyordum. Bu yüzden biraz saçmaladım."

Yutkundu, "Ne demek istiyorsun Mil?"

"Ben sana gereğinden fazla bağlanmıştım. Müziği bırakırsam seni de unutabilirim sandım ama hayat bizi bir şekilde karşılaştırdı işte."

“O bana bu sabah kemiklerinde bizim için aynı hissetmediğini söyledi.
Öldüğüm zaman bu kelimeler mezar taşıma yazılacak gibi görünüyor.”

"Şimdiki aklım olsa müziği asla bırakmazdım, ama bu demek değil şu an mutlu değilim. Okuduğum bölümü seviyorum, geleceğe yönelik planlarım var. Yani bana kötü bir şey yapmış gibi hissetme, bence şimdi her şey olması gerektiği gibi. Sadece bugünlere gelene kadar zaman benim için biraz hüzünlü geçti, hepsi bu."

Bana inanmış mıydı bilmiyorum ama yüzündeki mahcubiyete biraz da tereddüt eklenmişti.

"Yani ben senin gözünde müziği bırakmana sebep olan bir pislik değilsem... Her şeye baştan başlayamaz mıyız?"

Ve bu gece gideceğim, gideceğim. Ayaklarımın altında ki zemin açık
Bu benim onu sımsıkı tutuş şeklim
Arada hiç bir şey olmadan...”

Kaşlarımı çattım, "Nasıl yani?"

"Sen bana hiç açılmadın, ben de seni hiç reddetmedim. Biz birbirini yeni tanıyan iki insanız."

Eğer doğru anladıysam şu an heyecanlanmam için yeterince sebebim vardı. Her şeye en baştan başlamak geçmişe takılı kalmamak demekti. Onun gözünde komşunun küçük kızı Mil olarak kalmamak demekti...

"Bu... Olabilir sanırım, bilmiyorum."

Gülümsedi, "Sadece benimle görüşmeye devam et. Ben de bu kızın müzikten sırf bir adam yüzünden soğumadığına ve yeni hayatından memnun olduğunu kendi gözlerimle göreyim. Mesela neden yarından itibaren başlayamıyoruz?"

"Ne yapacağız?"

"Hafta sonunu en güzel şekilde geçirmeni sağlayabilirim, örneğin... Boys' Revolution ile tanışmak?"

Hafifçe gülmüş ve kafamı sallamıştım, "Hayatımdan memnun olmasaydım bile bu mükemmel bir teklif, biliyorsun."

"Bak sen?" bana bir adım daha yaklaşıp doğrudan gözlerime baktığında zorlukla yutkundum, "Demek onları bu kadar çok seviyorsun. Şu an biraz kıskandım." dediğinde kalp atış hızım arşa çıkmıştı. Şarkının nakarat kısmı da araya girince kendimi çok garip hissettim.

“Hayatımın hikayesi onu evine götürüyorum. Tüm gece onu sıcak tutmak için sürüyorum ve zaman
dondu mu (hikayesi, hikayesi)”

Sanki iki buçuk sene önce Chris'i bizim evin koridorunda ilk gördüğüm o ana dönmüştüm. Kalbim o anki heyecanla atıyordu sanki. İlk görüş, ilk heyecan...

Ben... Ondan vazgeçebileceğimi düşünürken, o bana yeni bir sayfayı birlikte açmamızı söylüyordu.

“Hayatımın hikayesi ona umut verdim. O kırılana kadar onun aşkını harcadım.
Hayatımın hikayesi (hikayesi, hikayesi)”

Stray Kids Ai cover - One Direction Story Of My Life
dinleyin, dinlettirin 👍🏻

Bu arada sizin için Boys Revolution grubu kurdum! HAKXNSJCBDNFJSK

Vasabi Entertainment ilk grubunu çıkardı 😎

Ciddiye alıp 'manyak bu karı' demeyin, sadece kurguda birkaç yerde daha bu grubun ismi geçmeye devam edeceği için aklınızda daha net canlanmasını istiyorum. Bu yüzden karakterleri ayarladım, bir sonraki bölümde göreceksiniz :))))

Luv u all my sweet spices!
💋💋💋

Continue Reading

You'll Also Like

41.8K 5.5K 42
çünkü hiçbir kelebek tek başına yaşayamaz sevdasını
109K 7.5K 38
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma i...
63.3K 4.8K 28
İlkin geçmişte yaşanan tatsız durumları bir daha yaşamayacaktı. Gelecek sefer Barış Alper'in yanından dahi geçmeyecekti.
12.8K 2K 45
Gerçek kişi ve olaylarla hiçbir ilgisi yoktur tamamen hayali karakterlerdir Necip Fazıl'ın "insandan kaçmak kolay, kendimden kaçabilsem" dediği yerde...