belki de olabilirdik bu defa...

By berkxomer

5.7K 520 1.5K

aybike, her geçen gün kalbini kıran berk'e aşık olmaktan nefret ediyordu. More

•1•
•2•
•3•
•4•
•5•
•6•
•7•
•8•
•9•
•10•
•11•
•12•
•14•
•15•
•16•
•17•
•18•
•19•
•20•
•21•
•22•
•23•
•24•
•25•
•26•
•27•

•13•

183 19 56
By berkxomer

bi şeyler oluyo bi şeyler oluyo, oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen yapraklarım dökülüyo çünkü 🥲 keyifli okumalar dilerim 🪻🔮

"ne, ne defteri be ne diyorsun?"

"ne defteri olduğunu gayet iyi biliyorsun. elimde gördüğümde dehşete düşmüştün resmen. çok korkmuş görünüyordun, sanki içinde her ne varsa görmüş olmamdan kaynaklanıyordu korkun."

genç kızın gözlerinde ise aynı endişe vardı şimdi. zaten dolu olan gözleri bir de gerginlikle açıldığında yutkunup bir adım geri çekildi.

"ne korkacağım ya? senden mi korkacağım? ben, gayet normaldim sen yanlış anlamışsın." kızıl çocuk hafifçe gülümsemekle yetindi şimdilik, daha fazla üzerine gitmenin anlamı yoktu ama aybike'nin ondan saklamaya bu kadar önem verdiği şeyin ne olduğunu bilmeyi çok istiyordu. "hem biz şuan ne konuşuyoruz ki? sen neden buradasın ki? gitsene hadi, çık."

"ne mi konuşuyoruz? eğer saçma sapan özgür methiyelerinle bölmeseydin ne konuşmak istediğimden bahsedecektim."

"istemiyorum bahsetme." dedi kız bir çırpıda. eğer berk şuan ondan özür dileyecekse her şeye inanması ve ona kanması, yeniden çekim alanına girmesi an meselesiydi. o yüzden özür dilememesi canının daha fazla yanmaması açısından daha iyiydi. "konuşmayalım da zaten ne gerek var?"

"ne gerek var?"

genç kız evet der gibi başını yana eğmişti sadece. berk'in fazlasıyla bozulduğunun farkındaydı ama bunu düzeltmek için tabi ki de hiçbir şey yapmayacaktı. berk de onu kırmıştı ve bunu defalarca yapmıştı.

"ben gideyim o zaman."

"git."

"bana söylemek istediğin bir şey var mı?"

genç kız ise bu cümle karşısında da öylece kalmıştı. söylemek istediği çok fazla şeyi vardı ona ama bunları söyleyebilecek gücü yoktu.

"teşekkür ederim, kolye için. ve tabi bunlar için de."

gülümsedi berk. aybike de onun gülüşüyle gülümsemişti.

"rica ederim. iyi geceler."

"iyi geceler." dedi genç kız kızılı kapıdan gönderirken. kapıyı arkasından kapattıktan sonra da çok derin bir nefes verdi. sırtını kapıya yaslayıp gözlerini kapattı. kalp ritminin normale dönmesini beklerken yutkundu kuruyan boğazını bir ümit nemlendirebilmek için. her yeri sıcacıktı, yanaklarına dokundu. alev alıyordu. elleri ise tam tersi buz gibiydi.

daha sakin hissettiğinde yatmaya karar verdi, zaten geç olmuştu. bir de yarına dersi vardı ve uykusunu tam alsa iyi olurdu. çikolatalarının kalanını kaldırdıktan sonra güllerini ve kutusunu odasının en güzel yerine koyup yatağına uzandı, elini kolyesine götürdüğünde de kendi kendine gülümsemeye başlamıştı.

🔮

berk okula geldiğinde gece aklından hiç çıkaramadığı kızı görmeyi bekliyordu. onu gördüğünde de yanına gitti doğruca, yine özür dilemeye çalışmayacaktı. belli ki aybike olan şeyler hakkında konuşmak istemiyordu. onun yerine olacak şeylerin kontrolünü eline alıp onları güzelleştirmeye çalışması daha doğru olacaktı.

"günaydın." ela gözlü kızın gireceğini gördüğü an sınıf kapısında beklemeye koyulmuştu onu. yanına geldiğinde oldukça sıcak ve içten seslenişiyle şaşırmış kız gülümsedi hafifçe. oysa ki dün geceden sonra berk'in yine dalgaya başvurmayacağını biliyordu ama onunla konuşmaktan mümkün oldukça uzak durur gibi gelmişti.

"günaydın."

berk başka bir şey demek yerine güzel güzel bakıp gülümsemesini sürdürdüğünde genç kız da bir süre ondan daha az geniş bir gülümsemeyle gözlerine bakıp yanından ayrılmıştı. berk genç kızın peşinden bakarken de yanına gelen özgür yine canını sıkmayı ve gülümsemesini soldurmayı başarmıştı.

"günaydın, bugün daha iyi gördüm sanki seni."

genç kız çaktırmadan berk'e bakmaya çalışsa da ikisi de ona baktığını görmüştü. "daha iyi hissediyorum çünkü."

"peki," dedi yüzü asılan özgür. "bu iyi oluşun sebebi berk özkaya'yı artık takmaman gerektiğini fark edişin olabilir mi?"

"yani, sayılır sanırım. gibi gibi."

özgür anlamayan bir ifadeyle kaşlarını çattığında da hadi oturalım artık dedi kız. kumral çocuk da başını salladığında genç kız, zaman zaman farklı yerlerde otursa da çoğunlukla oturmayı tercih ettiği sırada bir gül ve onun yanında bir çikolata daha görmüştü ve bu çikolata da içlerinden en sevdiğiydi.

berk'in olduğunu biliyordu bir şekilde. ona dönüp baktığında kızılın göz kırptığını gördü.

"kim koymuş ki bunları?"

"berk."

"berk mi? ne alaka?"

genç kız konuşmak istemediğini omzunu yukarı kaldırarak belirttiğinde de berk'in yanına gitti.

"her gün bana çikolata vermene gerek yok."

"yani ama her gün gül ver mi diyorsun?"

"hayır." güldü genç kız kızıl çocukla beraber. "genel olarak söyledim, ikisini de kapsıyor. gerek yok."

"gereklilik olarak düşünmedim hiç."

genç kız başını yavaş yavaş aşağı yukarı salladığında o bakışlarının yönünü değiştirmiş olsa da berk'in hala ona bakıyor olmasını anlamlandıramıyordu.

"iyi dersler o zaman."

"ya aybike?"

"hm?"

"benim bu dersteki notlarım baya eksik de. hatta son konunun notları hiç yok. ömer'de de yokmuş. sende varsa eğer, yanımda otursan birlikte baksak notlara olur mu?"

"olur, olur ama pdf hali de var onların bende istersen atabilirim sana." kızıl çocukla yan yana oturmak o kadar dikkatini dağıtıyordu ki derse asla odaklanamayacağını biliyordu.

"yok! olmaz yani tabletim yanımda değil atsan da bir işe yaramaz."

"tamam otururuz o zaman."

kızıl çocuğun gözleri parladığında da genç kız eşyalarını sırasından almıştı, bu eşyalara çikolatası ve gülü de dahildi.

"aybike nereye?"

"berk'in notları yokmuş da ben onun yanına geçeceğim."

bakışlarını kısıp alaycı bir gülüş takınan ve gözlerini deviren özgür'e karşı kendini savunmak zorunda hissetmişti. berk'e olan hislerini bilen tek kişiydi özgür sonuçta.

"özgür ne? kendi söyledi ben demedim bir şey. yanına oturmamı istedi."

"sen de tamam dedin."

genç kız nasıl bir çaresizliğin ve yoğun duyguların esiri olduğunun farkındaydı. "sen olsan ne yapardın?"

cevap vermesine fırsat tanımadan berk'in yanına geçtiğinde kızıl çocuk genç kıza gülümseyerek bakıyordu. ders başlayıp da aybike tuttuğu notları ortalarına koyduğunda da berk'in onlarla hiç ilgilenmemesi dikkatini çekmişti.

"berk? notlara bakmayacaksan beni niye çağırdın?"

"bahane bulmazsam gelmezdin."

"gelmemi mi istiyorsun?"

o kadar gelmesini ister bir tonda, yalvarır bir ses tonuyla söylemişti ki evet demekten başka çare bırakmıyordu sanki. zaten berk'in aybike'ye hiçbir şekilde hayır deme seçeneği yoktu. aşık insanların ikinci bir seçeneği olmazdı.

"evet." tabi ki de gelmeni istiyorum, hep istiyorum diyordu onun da sesi. ses tonlarıyla iletişim kuruyorlardı.

genç kız bir şey söylemeden önüne döndü. tüm odağını derse verir ve hatta normalde olduğundan da iyi dersi dinlerse belki berk'in yanında olması etkisini kaybederdi.

bir bütün uzun ders bittiğinde genç kız kendini çok yoğun ve uzun bir günün sonuna gelmiş gibi hissediyordu. hem berk'i düşünmeme hem de derse odaklanma çabası tüm enerjisini almıştı ama bunun gibi geçirmesi gereken üç ders daha vardı.

berk de genç kızın hissettiklerinin aynısını yaşıyordu. aybike lavaboya gittiğinde kızın sıranın üzerindeki montunda gezdirdi elini. dersteyken yanında oluşunun, önündeki kağıt kalemlerle ilgilenirken öne gelen saçını geriye attığında yayılan kokusunun heyecanı yoğunlaştıkça yoğunlaşıyordu ve gün daha bitmemişti.

en azından bir şeyleri düzeltmemiş olsa da toparlamaya başladığı için mutluydu ve daha iyisini de yapacaktı. aybike'sinin kalbini onaracaktı ve daha da şaşırtacaktı onu her geçen gün. kimseyi düşünmek, kimseden korkarak yaşamak istemiyordu artık. sadece sevdiği kıza doyabilmeyi istiyordu.

"berk?"

tanıdık sesin kimden geldiğini fark ettiğinde yeniden tadı kaçmıştı. özgür'dü çünkü bu sesin sahibi. aybike'ye tavırlarından hiç hoşlanmadığı için şuan sesini duymaya tahammül edeceği son kişiydi.

"ne vardı?"

"biraz konuşabilir miyiz seninle?"

Continue Reading

You'll Also Like

6.4M 206K 103
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
92.2K 9.8K 34
053*: Senin kedin mi bu? Doğuhan: Evet, rica etsem atacağım konuma getirebilir misin? Ya da sen at ben geleyim. 053*: İşte o imkansız. Doğuhan: Ne...
407K 21.8K 69
Anneannesini görmek için gittiği şehirde üsteğmen Göktürk ile karşılaşan Efsun hiç beklemediği gerçeklerle de karşılaşır ___ " sen benim hayatımda h...
2.9M 101K 63
"Hiç boşuna çabalama sen benimsin!" diye tıslayınca utanmasam oturup ağlayacaktım. Neden bu bana aşık oldu ve başıma bela oldu. "İstemiyorum anlamıy...