Doktor // bxb

By celik9822

87.5K 5.9K 1K

Oysa ben sonsuz ömrümün her saniyesini onunla geçirmek istiyordum. Gay vampir kurgusudur. +18 More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29

19

2.2K 157 42
By celik9822


Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar🩸🩺

Arslan'ın telefonundan sonra onun evine gelmiştik. Büyük salonda üçlü koltukta Arslan'ın omzuna kafasına koymuş bir şekilde Nevra oturuyordu. İki ayrı yerdeki tekli koltuklarda ise Birce ve Birkan oturuyordu. Bizde boş olan ikili koltuğa geçtik. 

"Nevra iyi misin?"

"Evet. Bir şey yapmadı bana. Aradığı da ben değilmişim zaten."

Nevra'nın söylediğinden sonra Rüzgar'a baktım. Belki de onu arıyordu?

"Hayır salak. Seni arıyormuş. Nevra'ya öyle söylemiş."

Birce sakince zihnimden geçenlere engel olmuştu.

"Olayı baştan anlatır mısınız?"

Nevra kafasını Arslan'ın omzundan kaldırarak daha dik bir oturuşa geçti ve anlatmaya başladı.

"Ben acilde nöbetteydim bugün. Erkek bir hasta geldi kolunda derin bir kesik izi vardı. Normalde ben bakmam, asistanlar bakıyor biliyorsun. Önce hemşirelere seni sormuş. Olmadığını öğrenince de beni istemiş. Ben tam yarayı dikecekten birden iyileşti yara. Aklıma hiç katilin o olacağı gelmedi. Sizden biri sandım."

"Zaten onlardan biri. Sadece o şu an daha çok göze batıyor."

Birce sesli bir şekilde oflayarak yerinden kalktı ve Birkan'a döndü. 

"Avcı yorumlarını kendine sakla. Üçe birsin harcanıp gitme sonra."

Sinirle salonla birleşik mutfağa geçti. Birce salondan çıktıktan sonra Nevra konuşmaya devam etti.

"Sonra birden şey dedi. Beni hâlâ bulamamış olmaları biraz kalbimi kırmıyor değil. O an anladım onun katil olduğunu. Kuzenimi ve daha birçok kişi öldürmüştü. Bana da bir şey yapacağını düşündüm ama yapmadı. Sadece giderken 'Pars'a selam söyle. Yakında eski günleri yad edeceğiz.' dedi. "

"Eski günleri mi? Adamı biz baya tanıyoruz yani."

"Evet. Tanıyormuşsun."

"Robot resim falan çizdiriniz mi?"

Arlan kafasını olumsuz anlamda salladı. 

"Nevra yüzünü o kadar detaylı hatırlamıyor. Sadece siyah saçlı, sakalı bir olduğunu söyle."

"Yani dünyanın yüzde sekseni. "

"Dünyanın yüzde sekseni kadar siyah saçlı erek vampir mi tanıyorsun sen!?"

Yanımda oturan Rüzgar'ın sinirle karışık söylediği şeyle ona dönerek kaşlarımı çattım. Şu an beni kıskanmanın sırası mıydı?

"Ne? Bir şey sordum."

Arslan gülmemek için kendini zor tutarken "Pars'ı dövecek gibi sordun ama." dedi. 

"Katil yakalamaya çalışıyoruz. Birazcık yardımcı olsa fena olmazdı."

"Üzgünüm küçük bey. Neredeyse 150 yaşındayım. Tanıştığım herkesi hatırlamıyor olabilirim."

"O seni hatırlıyor ama."

Birce bardakların olduğu bir tepsi ile içeriye girdi. İçinde  kan olanları benim, Arslan'ın ve kendisin önüne koydu. Geri kalanlarını da diğerlerine verdi. Birkan ona bakışlarını dikince Birce kafasını sallayarak "Ne? Acıktım." dedi. Birkan bir şey demeden bakışlarını ondan çekti.

"Sevişseniz ne kadar rahatlarsınız aslında."

Arslan tüm gevşekliği ile yaptığı yorumla Birce ve Rüzgar içtikleri şeylerden boğuluyorlardı. İkisi de arka arkaya öksürmeye başladı. 

"Ne saçmalıyorsun be sen?!"

"Görende hiç sevişmediniz sanır Birkan. Birce'yi tanımıyor olsak inanırdık belki."

"Niye daha önce Birce'yle yattın mı ki sen?"

Nevra'nın sorusuyla gülme sırası bana gelmişti. Biz en son katil arıyorduk değil mi? Sanırım ona bir süre ara verdik.

"Ne alakası var? Birce'yi çok tanımıyorsun sen. Tanısan demek istediğimi anlardın."

"Merak etme Nevra. Bu iki denyoyla da işim olmaz."

Beni de işin içine kattığında iç çekerek Rüzgar'a baktım. Uzanarak çenesini sıktım. 

"Ne yapıyorsun?"

"Seviyorum."

"Sen seveceğini katilin kim olduğunu düşün."

Bıkkın bir şekilde nefes aldım. Bir bulsam zaten kendi ellerimle öldürecektim. Evde Rüzgar'la yalnız olmak varken burada saçma bir ekiple oturmuş onu arıyorduk. Bence ölmeyi hak ediyordu. 

Rüzgar çalan telefonu ile ayaklandı. Gözlerimle onu takıp ederken bir şey söylemden salondan çıktı. Kimdi arayan?

"Aklına hiç mi kimse gelmiyor Pars?"

"Hayır gelmiyor. Çoğunun beni hatırladığını bile sanmıyorum."

"Belki. Melez olduğun için düşmüştür peşine."

"Ama mesaj veriyor gibi. Öbür türlü olsa direkt sana gelirdi. Hastanede bulamazsa bile konseye gelirdi."

Sıkıntıyla ofladım. Çıkmaza girmekten nefret ediyordum.

Rüzgar elinde telefonla salona girdi. Ben kimin aradığını sormadan "Tarık aradı. Benim eve gitmem lazım." dedi. Oturduğum yerden kalktım ve onun yanına gittim.

"Biz gidelim o zaman."

"Sen nereye ?"

"Güzelim biz bu konuşmayı daha ne kadar yapacağız? Bensiz bir yere gitmiyorsun."

"Gidiyorum. Bak Nevra hocaya hiçbir şey olmamış. Onun derdi seninle bizimle değil."

Rüzgar bir şey dememi beklemeden evden çıktı. Sakinleşmek adına birkaç defa üst üstte nefes aldım. 

"Bence birazcık Rüzgar'ı yalnız bırak."

"Tabi. Sonra katil bulsun onu. Gidiyorum ben."

"Nereye?"

"Evinin önünde bekleyeceğim."

Hızla evden çıkıp Rüzgar'ın evinin önüne geldim. O daha gelmemişti. Acaba yolda mı takip etseydim? Yok o zaman kesin anlardı. 

Bir süre daha bekledikten sonra Rüzgar'ın arabası göründü. Arabayı park ettikten sonra indi ve eve doğru yürümeye başladı. Bende ona doğru yürümeye başladığım sırada arkasında birini fark ettim. Gözlerimi kısarak o noktaya baktım.

"Pars ne işin var senin burada?"

Hâlâ arkaya bakarken "Seni yalnız bırakamazdım." dedim.  Rüzgar ona bakmadığımı anlayarak arkasını döneceği sırada arkasındaki kişi hızla onun dibine gelerek iki tarafından tuttu. Artık yüzünü tam görebiliyordum.

"Timur?"

"Süpriz." 

Kocaman sırıtarak bana bakarken Rüzgar korkuyla gözlerini kapattı. Timur onu öyle bir tutmuştu ki çırpınamıyordu bile.

"Beni bulamamana biraz üzüldüm kabul. Ama en azından onun tadına ikimiz birden bakabiliriz değil mi? Sonra eski hayatımıza geri döneriz."

"Timur. Onu bırak."

"Neden? O sadece beslenmek için kullandığın bir fani. Çok da önemsememek gerek."

Derin bir nefes aldım. Rüzgar'ın yaşları akmaya başladığında yumruğumu sıktım.

"Ona bir şey olursa seni yaşatmam. "

"E ben zaten ölüyüm. Unuttun mu vampirim ben."

"Timur! "

"Bağırma bana. Alt tarafı 25 yıl görüşmedik. Benim yerimi bu vasıfsız insanı nasıl koyabilirsin?"

"Senin yerine koyduğum falan yok. Senin bir yerin yok."

Anında gözleri kırmızı olunca söylediğime küfrettim. Ne diye bela çekiyordum ki durduk yere?

"Görürüz onu."

Benim bir şey yapmama izin vermeden Rüzgar'la beraber hızla uzaklaştı. Sinirle yanımdaki arabanın tekerine tekme attım. 

Eğer Rüzgar'a bir şey yaparsa önce onu öldürürdüm sonrada bende Rüzgar'ın yanına giderdim. 

Timur

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağalarım 🤍🐢

Continue Reading

You'll Also Like

158K 7.9K 38
Hayatta kalmaya çalışan bir Melih ve onun zorbası Arda. Keyifli okumalar dilerim ;) 11.01.23 _ ?
3.7K 267 6
Genç adam elindeki silahı çevirirken kendi kendine mırıldandı "sadece bir görev " dedi karşısındaki kumral gence silahın namlusunu doğrulttu , bugün...
3K 121 6
Tarık zengin ve şımarıktır. Babası Yusuf kayaalp onu yaptığı hatalarla hep cezalandırır ama son hatasının cezası diğerleri kadar hafif değildir. onu...
80.5K 3K 30
|TAMAMLANDI|... Patronumdan hoşlanıyorum... . . "Bakışlarını çek üzerimden...midemi bulandırıyorsun " ... Hisler.... gerçek sanıldı... Yanılgı ...ger...