Kod Adı: LEHEP

By Morenica2

23.6K 2.4K 634

"Yayınımızı bir son dakika haberi ile bölüyoruz sayın seyirciler. Son üç yılda adından çokça bahsettiren, bil... More

1- Bilekte Söndürülmüş İzmarit
2- İlk Dilek
3- Video
4- "O kadar?"
5- Kavuşmalar
6- AVM
7- Düşmeler ve Düşükler
8- "Ali"
9- Güzel ile Çirkin
10- "Seni Seviyorum"
11- Ortak
13- inte éyneyye
14- Aasheghetam donyaye man
15- Süleyman
16- Kıskançlık
17- "Mahfer demek"
18- Tarık Asilzade
19- Akif
20-
21-
22- İlaç
23- İlaç -2
24- Yangın
25- Son Yayın

12- Şakayık

778 77 12
By Morenica2

#Suç , #Suçlu ve #Serikatil 'de birinciyiz. Teşekkürler, teşekkürler.

∆∆∆

Siyah eteğim ve üstündeki bol, beyaz swetim ile iyi gözüküyordum. Ali'yle birlikte seçmiştik ama olaydan çok bağımsız duruyordum. Kendisi siyahlar içinde, gece karanlığında kaybolacak cinstendi. Maskesi başının üstünde bere gibi durduğundan yüzü görünüyordu ama siyah camlı arabamız sayesinde güvendeydi. "Benim neden maskem yok?" diye sızlandım sonunda. Haksızlıktı.

"Çünkü senin yüzünü zaten gördüler." dediğinde hak verdim. Daha fazla bir şey diyemezdim bu konuda.

"O timi mi göreceğiz?" dedim gözlerimi kısıp ileriyi izlerken. "Evet, ben gelene kadar arabada bekle. Birini alıp geleceğim." dedi. Kaşlarım yine çatılmıştı.

"Ben niye bekliyorum burada?"

"Çünkü neden olmasın?"

Önümüzde siyah jip durduğunda elim hemen kapı koluna gitti. "Kızım şimdi dedim bekle diye ya." diyerek tuttu kolumu. Omuz silktim hemen. "Gelmek istiyorum. Ortaktık hani." Kısa bir an yokladı yüzümü. Gelip gelmemem konusunda kararsızdı ama saçma hevesimi doğal karşılayıp bıraktı elimi. Önce o indi, ardından ben. Önümde duruyordu her şeye rağmen.

Kar maskesini elinde tutan adam kollarını göğsünde birbirine dolamış, bizi izliyordu. Ali'nin yanında beni görmeyi beklemediği açıktı.

Yanındaki sarışın adam elleri arkasından bağlı, yüzünde çuval olan adamı önümüze attığında tek hamlede ensesinden tutmuştu Ali.

"Kayıt?" diye sordu bizimki. Birbirlerinden nefret ettiklerini söylemeye gerek yoktu. Göz ucuyla jipin içine bakmaya çalıştım. Geçenki Zehra denilen kadın varsa şanslıydık. Sorunsuz biter gibiydi bu gün.

"Senin işin kayıt değil."

"Önüme geleni öldürecek kadar cani mi sanıyorsun beni binbaşı?"

Açıkça bir kinaye vardı ama üstüne düşmedim. Gri dedikleri Binbaşının eli beline gittiğinde Ali hiç oralı olmadı. Silahını görüyordum. Sabır çekiyordu adam. Sinir problemleri olabilirdi ama benim Ali'm dünyanın en soğuk kanlı insanıydı. Sesi sakindi. "Kaydı alayım." dedi tekrar.

Boğazını temizledi binbaşı. "Yarrağımın başını alırsın demek vardı da, neyse... Eline ulaşır gün içinde."

Daha fazlasına gerek olmayacak ki Ali ensesinden tuttuğu, perti çıkmış adamla birlikte ilerledi arabamıza. Bende ön koltuğa geri gidiyordum ki "Bekle." dediğinde döndüm tekrar ona. Bir gözü bulanık olduğundan yüzüne çok bakmak istemiyordum. Zaten yara doluydu kaşından göz altına kadar olan yerde. Korkutucuydu.

Benim Ali'min tüm yüzü yaraydı ama farklıydı işte. Muradıma yakışıyordu.

Arabanın arka kapısını açıp içinden bir demet çiçek çıkardı gri gözlü adam. Kaşlarım anlamadığımdan kalkmıştı. Yanıma gelip çiçeği uzattığında hâlâ şaşkındım. "Bebek için... Üzgünüm."

Uzandım çiçeğe hemen. Suçlayamıyordum onu da. Ali gözünde bir teröristti. Adam görevini yapıyordu. İçimde burukluk vardı yalnızca. "Zaten yollamıştın çiçek."

"O bebeğe baş sağlığı çiçeğiydi. Bu sana geçmiş olsun çiçeği."

Az önce sakin dediğim adam Ali değilmiş gibi birden yanımızda bitti. Elimdeki çiçeği kaptığı gibi gri gözlü adamın göğsüne itmişti. "Gerek yok, kalmadık senin çiçeğine."

Az buçuk insana benzeyen adam da Ali gibi sinirlenmişti. Tekrar uzattı çiçeği bana. "Al." diye bir emir verdi.

"Sevgilime çiçek vermek sana mı kaldı lan? Gerek yok dedik."

"Karım çiçek ver dedi, kadına veriyorum ben. Sana ne lan?"

İkisi de bana döndüğünde alıpta almamak arasında gitti geldi bakışlarım. "Kibar kibar konuşuyorken al şunu." diye tekrar uzattı çiçeği. Mecbur aldım ama bir yandan da yapıştım Ali'nin eline. İlk defa sinirli görüyordum ve maskesine rağmen rahatsız ediciydi. Kendini kastığı belliydi bir şey yapmamak için.

Bir şey demeden arkasını dönüp jipe gittiğinde, bizde arabamıza binmiştik. Ben önümdeki çiçek demetine bakarken o arkasına yaslanmış, sakin olmaya çalışıyordu.

Aynadan göz ucuyla bakıp hareket etmeye çalışan adamı gördüğünde hızlıca doğrulup arkasını döndü. Kendimi yapıştırdım koltuğa. Art arda vuruyordu elinde tuttuğu silahı adamın kafasına. Artık hareket yoktu ama durmamıştı.

"Ali..." diyebildim en sonunda cesaretimi toplayıp. Kan toplamış gözlerle, derin bir nefes vererek döndü bana. Birbirine bastırdım dudaklarımı. "Sakinleş."

Cevap vermeden önüne döndüğünde çalıştırdı arabayı. Bir çırpıda çıkarmıştı maskesini.

Yarım saat geçmişti ki "Neden aldın çiçeği?" diye sordu ışıklara gelince. Sesinde açıkça bir trip vardı.

"Adamın değilmiş ki. Karısı demiş. Kurye gibi düşün adamı işte." dediğimde sakinleşmesini bekliyordum ama daha da parladı.

"Sikerim adamı da kuryesini de! Sen lale seversin üstelik, ne bu böyle beyaz beyaz, bomboş ot. Atalım bunu." dediğinde tam çiçeğime uzanıyordu ki kendime çektim buketi. Ben nasıl onun sinirlenmesini beklemiyorsam o da çiçeği çekmemi beklemiyordu.

"Niye atıyoruz ya?" dedim iyice kendime çekerken. Adam yavaş yavaş ayıldığında tekrar arkasını dönüp yumruğu geçirdi yüzü kapalı adama. Tekrar düşmüştü başı adamın.

"Yabancı çünkü." dediğinde "Karısı yabancı değil." dedim hemen.

"Adını bile bilmiyorsundur." dediğinde "Zehra." dedim hemen. Zeliş miydi yoksa? Zeliha? Her neyse. Çiçek, çiçektir. Alınmış o kadar. Atamayız.

"Başka?" diye sordu gecikmeden. "Başka ne biliyorsun?"

"Bebekleri var. İki tane..."  Başka da bir şey bilmiyordum. Ofladım en sonunda. "Ne önemi var ya. Bak ne güzel şakayıklar."

"Neyler?" diye sordu anlamayarak. Türkçesi biraz kıttı. "Çiçekler işte. Alınmış bir kere, daha niye atalım?"

"Alırım ben sana aynısını." dediğinde omuz silktim. "Sende alırsın."

Siyah lensli gözlerini irice açıp kısa bir an bana çevirdi, ardından tekrar yola döndü. "Herkesin çiçeğini alıyor musun sen böyle?" Tatlı olduğu için gülmüştüm ama o buna daha da bozuldu. "Alıyor musun harbiden?" diye tekrar sordu.

"Saçmalama Ali ya. Ziyan olmasın diye aldım bunu." diyip çiçeklerin yaprakları ile oynadım. Yumuşak bir dokusu vardı.

Arabayı kırdığı yerde kaldırdım başımı. Evin yakınında bile değildik. Çiçek satıcısı bir çocuğun önünde durmuştuk. "Çocuk!" dedi esmer çocuğa hitaben. Penceresini iyice açmıştı. Arkada kalan baygın adama gitti gözlerim. Fark edilebilirdik. Bu nasıl rahatlıktı?

"Lale var mı? Sarı olanlardan?" diye sorduğunda çocuk sepetini kaldırdı. İçinde sadece kırmızı karanfiller ve pembe birkaç gül kalmıştı.

"Hepsini ver." dedi torpido gözüne uzanırken. Ben iki koltuk arasına geçmiş, olabildiği kadar esniyordum çocuğun görüş açısını kapatmak için ama o rahatça hareket edebiliyordu. Bu rahatlıkla bunca yıl nasıl yakalanmamıştı?

Cüzdandan bir tomar para çıkarıp çocuğa fazlasıyla verince, sepeti de topluca almıştı. Önüme çiçekler konulduğu an elimdeki şakayıklar alındı. Ben yetişemeden vermişti çiçek demetini çocuğa. "Al bunları da satarsın. Ziyan olmasın." dediğinde teşekkür eden çocuğa rica edip arabayı çalıştırdı.

"Niye verdin ya çiçeklerimi?" diye sızlandım. Duymamazlıktan geliyordu. Hiç çekmedi gözlerini yoldan. Dürttüm kolunu sertçe "Şttt." diye. Yine ses yoktu. Bayağı geçirdim elimi koluna. "Kime diyorum, Ali!"

"Ne olmuş?" dedi en az benim kadar sinirle. "Ziyan olmasın diye almışsın, verdik çocuğa satsın, ekmeğini kazansın işte."

Sinirle kuruldum yerime. Sinir bozucuydu işte.



×××××

Üzgünüm, kısacık ama hemen yazıp atayım dedim ne yapayım. Ona göre gelecek bölüm de hızlı gelir hem.

Tyt çalışmaya gideceğim, yıldıza basmayı unutmayın. Öpüldünüz<3

Continue Reading

You'll Also Like

100K 6.3K 36
Bakışlarım son kez telefonumun açık olan ekranına kaydı. 00.00 Dudaklarımda acı bir tebessüm oluşurken telefonuma gelen bildirimle birlikte kaşları...
HÜMA By 🪡

Teen Fiction

53.6K 2.7K 20
Mezun olması için staj yapmak zorunda kalan Nil ve çalıştığı hastanedeki mahkum psikiyatri servisinde yatan Emir.
374K 15.3K 31
Bir komutana anonim olarak mesaj atarsak en fazla nolur? ‹ ·_· › Başlangıç: 04.03.2024
41.5K 2.9K 8
Bin yıllık bir bekleyiş düşünün. Mühür. Arsız, Kurtlara hayran, Oyunbaz bir kadın. Sabırsız, Aşık, Şehvetli bir adam. Bu arsız, oyunbaz kadının bin...