SEKRETER (+18)

By siyah_kanatlimelek1

784K 13.3K 3.5K

+18 unsurlar içerir. "Dur , iş yerinde olmaz lütfen." Ellerini saçlarım da gezdirip gülümsedi. "Ben nerede ve... More

BÖLÜM:1 [İLK GÖRÜŞME]
KARAKTERLER
BÖLÜM:2
BÖLÜM:3
BÖLÜM:4
BÖLÜM:5 / (+18)
BÖLÜM 6: [İNSTAGRAM BÖLÜMÜ]
BÖLÜM:7 / (+18)
BÖLÜM:9 (+18)
BÖLÜM:10
BÖLÜM:11
BÖLÜM:12 (+18)
BÖLÜM:13 (+18)
BÖLÜM:14
BÖLÜM:15(+18)
BÖLÜM:16
BÖLÜM:17 (+18)
BÖLÜM:18
BÖLÜM:19
BÖLÜM:20 (+18)
BÖLÜM:21
DUYURU!!
BÖLÜM:22

BÖLÜM:8

34.4K 636 155
By siyah_kanatlimelek1

İyi okumalar aşklarım ♥️♥️♥️

İçeri giren kişi Murat'dı ve ağzı açık bir şekilde gözlerini bir bana bir de Bora'ya çeviriyordu.

İşte şimdi boku yedik.
...

Bora Murat'ın olduğunu görünce hızla benden uzaklaştı ama artık herşey için çok geçti. Murat bizi yakalamıştı. Umarım başka birilerine söylemez de adımız çıkmaz şu şirkette...

Kısa sessizlikten sonra Bora ağzını araladı.

"Murat , düşündüğün gibi değil kardeşim. Otur bir konuşalım." Bora'nın böyle konuşması garibime gitti. Sanki benden birşey gizliyor gibi davranıyorlardı.

Bora Murat'ın yanına gidip elini omuzuna attığı gibi Murat sertçe kendini geriye çekti.

"Dokunma bana lan! Benim bu kızı sevdiğimi bile bile nasıl yaparsın sen bana bunu. Seninle arkadaş olduğum güne lanet olsun Bora Soygun. Ne halin varsa gör." Son sözünü söyleyip odadan çıktı.

Ben az önce neler duymuştum? Murat beni mi seviyordu? Ama bu nasıl olur ben nasıl hiçbir şey çakmamıştım.

Aptalsın kızım sen. Şu şirkete ilk geldiğinde sana olan bakışlarını da mı farketmedin?

İç sesimi aldırış etmeden şaşkın gözlerle Bora'ya döndüm. Gözünü Murat'ın çıktığı kapıya dikmiş dişlerini sıkarak bakıyordu.

"Duyduklarım doğru mu? O beni mi seviyor?" Diye sorduğum da cevap bile vermeden odadan çıktı. Hadi ama, şu konu benim etrafım da dönüyor ama ben neden herşeyi sonradan öğrenmek zorunda kalıyorum.

Bora odadan çıkınca bende arkasından çıktım. Murat'ın odasına girip kapıyı sertçe kapattı. Bende onları dinlemek için kapının diğer tarafına geçip kulağımı yasladım. Zor da olsa birşeyler duyuyordum.

"Otur şuraya Murat dinleyeceksin beni!" Diye bağırıyordu Bora.

"Neyi dinleyecem ya. Dostum dediğim adamın sevdiğim kızla şirkette nasıl öpüştüğünü mü? Ben sana söyledim lan. Ben bu kızı seviyorum dedim. Sen ne dedin Bora? 'ben Afra'yla konuşucam' demedin mi? Susma, konuş!" Gür sesle bağırdı. Yerimde taş kesilmiş öylece onları dinliyordum.

"O beni seviyo Murat. Bende ona aşık oldum. Duydun mu? Lanet olsun ki aşık oldum! Bana şuan istediğin hakareti et, döv , saydır. Hakettim. Ama ben Afra'yı seviyorum. O da seviyor biliyorum." Sonlara doğru sesi kısık çıkmıştı. Evet , bende Bora'ya bağlanıyordum ama bunu ona hiç belli etmedim. Dışardan bakıldığın da belli oluyor muydu bilmiyorum ama bunu hiçbir zaman dile getirmeye cesaret edememiştim.

Tam Murat konuşuyorken arkamdan gelen sesle irkildim.

"Afra? Ne yapıyorsun sen burda" arkamı dönüp baktığım da Ezgi karşımda duruyordu. Yalancı gülümsemeyle yanına gittim.

Gelecek zamanı mıydı be Ezgi!

"Ya, şey Bora Bey benden kahve istemişti de. Nasıl içtiğini unuttum onu sormaya gelmiştim." Diye geçiştirdim.

"Bora Bey kahvesini sade içer." Kendinden emin bir ses tonuyla söylediği şeye hafif tebessüm ettim.

"Saol canım. O zaman ben hemen gidip sade bir kahve hazırlayayım" gidecekken kolumdan tuttu.

"Sen iyi misin? Yüzün bembeyaz olmuş." Başımı sallamakla yetindim sadece. Sonra hızla aşağıya inip kafeteryanın terasına çıktım. Güzel havayı biraz içime çekip oturdum.

Biraz oturduktan sonra yanıma oturan kişiyle başımı çevirdiğimde Sarp'ı gördüm. Bana 'hayırdır' anlamında kaş göz yapınca omuz silkip önüme döndüm.

"Kim benim Afra taframı üzmüş. Anlat bakalım, ne oldu?"

Bora'nın, Murat için benden uzaklaşmasından korkuyordum. Her ne kadar odada beni sevdiğini açıklasa da onlar çok yakın arkadaşlardı, ben aralarına sonradan dahil olmuştum. Bir yanım boradan uzaklaşmak istese de bir yanım onu deli gibi istiyordu. Ben uzaklara bakmış düşünürken Sarp'ın beni omuzumdan sarsmasıyla kendime geldim. Elini çeneme koyup ona bakmamı sağladı.

"Bana bak! Neler oluyor, kızım. Anlatsana" daha fazla dayanamayıp başından sonuna kadar anlattım. Sarp da sözümü hiç kesmeden beni pür dikkat dinledi.

Sarp'ın bu özelliğini çok seviyordum. Ne anlatırsam anlatayım benim hep arkamda dururdu ve asla yaptığım yanlışlara kızmazdı. Kime anlatırsam anlatayım bana hep kötü gözle bakmalarını sağlayan olayı Sarp'a anlatsam güler geçerdi. Bu çocuğu bu yüzden çok seviyordum.
...

Yaklaşık üç saat şirketteydim ve Bora hiçbir şekilde beni yanına çağırmamıştı. Bende odamdan çıkıp Sarp'ın odasına gittim. Bugün beraber Çiçeğin yanına gidecektik. Kapısını tıkladım , gir komutuyla beraber içeri girdim.

"Hadi işin bittiyse çıkalım. Çiçeğe geldiğini söylemedim , sürpriz yaparız diye."

" O cadıyı görmeye gidecektik değil mi? Unutmuşum bak." Unutmadığını adım gibi biliyordum. Bütün gibi işlerini hızlı hızlı yapıp bir an önce çiçeğin yanına gitmek istemesi gözümden kaçmamıştı.

Göz devirip odadan çıktım. Beş dakika sonra Sarp da geldi. Beraber asansöre  doğru gidecekken odadan çıkan Bora'yı görmemle duraksadım. Sarp da benim baktığım yöne bakıp borayı görünce anlayışla bana döndü.

"Arabada bekliyorum güzelim" yanağımdan makas alıp gitti. Boranın gözleri hala üzerimdeydi , yanına gidip duvara yasladığı kolunun altından odaya girdim. Bora da odaya girip kapıyı kapattı.

"Demek Murat'ın beni sevdiğini bildiğin halde bana söylemedin. Üstüne üstlük bir de adama gidip 'ben Afra'yla konuşucam' demişsin ya. Ben neden hatırlamıyorum benimle konuştuğunu acaba Bora? Niye adama yalan söyledin. Başında beni sevdiğini Murat'a söyleseydin belki bu kadar hayal kırıklığı yaşamayacaktı şimdi." Sinirle söylediğimi şeye karşılık tek kaşını kaldırdı.

"Sen bizi mi dinledin" hadi ama söylediğim onca şeyden sonra buna mı takılmıştı gerçekten?

"Ne konuştunuz Murat'la?"

"Sen bu soruya daha güzel cevap verirsin. Kapının arkasından bizi dinlediğine göre." Göz devirip sesli bir nefes verdim.

"Bir kısmını duydum sadece Bora. Ne konuştunuz?"

"Ne duyduysan onu. Başka birşey konuşmadık." Tereddütle ağzımı araladım.

"Bitti mi dostluğumuz yani. Benim yüzümden." Yanıma yaklaşıp yanaklarımı ellerinin arasına alıp dudaklarıma küçük bir buse kondurdu.

"Ben sana aşık oldum Afra. Bırak dostumu , senin için herkesi karşıma almaya hazırım." Yutkundum. Söylenecek tek bir kelime bile yoktu. Benim yüzümden yıllardır arkadaş olduğu Murat'ı bir çırpı da silmesi doğru değildi.

"Lütfen, bir şekilde konuş onunla. Halledin bu konuyu , vicdan azabı çekmek istemiyorum." Yüzüme düşen saçlarımı geriye atıp alnımı öptü.

"Merak etme, güzelim. Murat bana küs kalamaz. Ben bir şekilde onunla konuşup bu konuyu halledicem." Başımı salladıktan sonra geriye çekildim.

"Teşekkür ederim. Benim şimdi gitmem lazım Sarp bekliyor." Kaşları tekrardan çatılmıştı.

"Nereye gidiyorsunuz?"

"Çiçeğin evine gidicez. Sarp sürpriz yapmak istedi ona. Eğer istersen sende gel." Biraz düşündükten sonra ağzını araladı.

"Yok, işlerim var benim. Siz gidin, eve gider gitmez bana haber ver tamam mı?" Tebessüm edip başımı salladım.

Odadan çıkıp Sarp'ın arabasına doğru gittim. Beni arabada beklerken uyuya kalmıştı salak. Arabaya binip kapıyı sertçe kapatmamla yerinde zıplayıp gözlerini açtı.

"Erkek olsan şuan hayatta değildin Afra." Dedi sinirli bir sesle. Gülüp yanağından öptüm.

"Araban benden daha mı değerli kokarca" evet , küçükken sürekli herkesin içinde utanmadan gaz çıkarttığı için ailedeki herkes ona aynı lakabı takmıştı. Ne tuhaf...

"Tabiki değerli değil kızıl kafa." Saçlarım kızıl diye sürekli kızıl kafa diyordu. Bu hiç hoşuma gitmese de Sarp söyleyince gülesim geliyordu.

...

Sohbet ede ede çiçeğin evine doğru gittik. Gitmeden önce de Sarp oyuncakçıya uğrayıp ayıcık almıştı. Ama bu ayıcık bir maymundu...

Yine Sarp ve yine gereksiz şakaları...

Apartmana girip kapıyı çaldık. Birkaç defa çalmamızdan sonra kapının açılmasıyla Sarp duvarın arkasına geçti. Şuan çiçek sadece beni görüyordu.

"Hoşgeldin bebeğim, bu ne sürpriz" sevinçle konuşurken Sarp duvarın arkasından çıkıp çiçeğin karşısına geçmesiyle Çiçeğin gözleri kocaman açıldı.

"Asıl sürpriz karşında duruyor, çinge-" Sarp konuşmasını bitirmeden çiçek koşarak gelip sarpın boynuna atladı.

"Nerelerdesin sen turşu surat. Çok özledim seni." Gözleri dolmuştu ama ağlarsa Sarp'ın onunla dalga geçeceğini bildiği için tutuyordu. Ayakta kalmaktan sıkıldığım için homurdandım.

"Off ne uzattınız be. Hadi içeriye girelim de bol bol hasret giderirsiniz." Çiçek Sarp'dan ayrılıp içeri geçecekken Sarpın elinde duran hediye paketini gördü.

"Bana mı aldın bunu?" Diye heyecanla konuşuyordu. Bilmiyordu ki içinde oyuncak maymun olduğunu. Zavallı arkadaşım...

"Tabi sana aldım lan Afra'ya mı alacaktım bir de. Hadi içeriye geçelim de vereyim hediyeni." İçeri girerken Sarp bana çaktırmadan göz kırptı. Bende gözlerimi devirip kapıyı kapattım. Salona geçip oturduğumuz da çiçek hemen sarpın elinde ki paketi alıp heyecanla açtı. İçinden çıkan maymunu ve notu görünce sinirle Sarp'a baktı. Sarp da kahkahalarla gülüyordu.

" Aptal gerizekalı. Güzel bir hediye alsan şaşardım zaten. Heyecanla açtım bir de ya." Maymunu Sarp'ın kafasına atınca gülmemek için kendimi zor tutuyordum çünkü gülersem çiçek beni öldürürdü.

"Notumu niye okumadın ya ne güzel yazmıştım senin için." Çiçeğin elinde duran notu alıp okudum. Üzerinde 'sana benzeyen tek oyuncak bunu bulabildim bir dahakine gerçeğini alırım :) ' yazıyordu. Bu çocuğa gülmemek elde değildi.

Çiçek Sarp'ın yanına gidip omuzuna yumruk atmaya başladı. Bende kenarda oturup hiç karışmadan onları izliyordum. Sonrasında çiçek vurmaya devam ederken dengesini kaybedip sarpın üzerine düştü. Filmlerdeki gibi burun buruna bir sahne yaşanmıştı şuan da. Sarp çiçeğin kollarından tutup kulağına yaklaştı. Benim de duyabileceğim bir şekilde konuştu.

"Kokunu bile çok özledim" diyip alnını Çiçeğin alnına yasladı. Çiçeğin arkasında durduğum için yüzünü göremesem de, Sarp gözlerini kapatmış anın tadını çıkarıyordu. Çiçek Sarp'ın üzerinden kalkıp yanındaki koltuğa tebessüm ederek oturdu. Utanmış olmalıydı...

"Ben hiç özlemedim,kokarca" diyerek sataştı. Sarp'ın az önce söylediği cümle çiçeğin hoşuna gitse de belli etmemeye çalışıyordu ama başaramıyordu. Hem ben hem de Sarp nasıl utandığını görebiliyorduk.

Baya bir hasret giderdikten sonra Sarp beni kendime evime bırakıp gitmişti. Bende evimin kapısını açıp içeriye girdim. Duman salondaki koltuğun üzerine çıkmıştı yatıyordu. Onu rahatsız etmeden odama gidip üzerimi değiştirdim. Yatağa girip telefonu elime aldım ve Bora'ya yazdım.

Siz: yeni geldim eve, şimdi uyuyacağım.

Bora: tamam güzelim , yarın erken saatler de buraya gel.

Bora: Bugün de doğru düzgün göremedim seni.

Bora: tatlı rüyalar.

Bu adam tebessüm etmeme neden oluyordu.

Siz: yarın görüşürüz :)

Siz: iyi geceler.

Telefonumu kapatıp kendimi karanlığa bıraktım.

Hissediyordum. Yarın güzel bir gün olacaktı benim için...

Bence uzun bir bölüm oldu🥳

Bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum canlarım.

Lütfen oy verip destek olur musunuz♥️♥️♥️

Continue Reading

You'll Also Like

154K 258 1
+18 sahne barındırır, bunu bilerek okumaya başlayın!
30.2K 2.2K 33
[ilk kurgumdur kendileri] "Sırf dudakların için seni yaşatabilirim ufaklık " |Acımasız seri katil eğer bir kızı severse onun için değişir mi sizce|
141K 4K 30
Uyarı: Cinsellik argo sigara küfür bulunmaktadır rahatsız olan okumasın lütfen Okulda geçen eğlenceli bir kurgu 🗝️ "Gör beni artık belki de gerçek...
1.6M 72.4K 62
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...