KAÇIŞ 1 GÜN Daha #Wattys 2017

Galing kay GlgeAtabey

6M 16.8K 4.8K

"Korkuyor musun ?" diye sordu. Nehir başını kaldırmadan sadece kafasını salladı. Adamın kokusuna... Higit pa

KAÇIŞ BİR GÜN DAHA || TANITIM
KAÇIŞ BİR GÜN DAHA || 2 BÖLÜM
Önemli Duyuru
YENİ HİKAYE -ZİFİRİ KARANLIK-
AŞIRI KIZGINIM
UZAK YILDIZLAR :KRALIN YOLCULUĞU (DREAMDE)
DUYURU
watsap grubu
KAÇIŞ 2 'YE HAZIR MISINIZ?
KAÇIŞ 2: KARANLIKTA FIRTINA YAYINDA
KİTAP ÖNERİSİ.. ODAK NOKTASI ARANIYOR ?

KAÇIŞ 1 GÜN DAHA || 1 BÖLÜM

254K 6.3K 2.4K
Galing kay GlgeAtabey

KAÇIŞ 1 – BİR GÜN DAHA

1994 21 EYLÜL..

Yağmur bardaktan boşalırcasına yağarken kadın kucağındaki bebeği daha sıkı sardı. Islanmasın diye üzerine yolda bulduğu bir poşeti germişti. En azından sarılı olduğu battaniye koruyacaktı onu. Göğsüne sıkı sıkı bastırdı bebeğini. Keşke doya doya içine çekebilseydi kuzusunun kokusunu ama zamanı yoktu ki ..

Oysa ne hayaller kurmuştu onun için. İlk " anne " deyişini duymak istiyordu. İlk adımını kendisine atsın istiyordu. Ama hepsi hayallerde kalmıştı şimdi. Kızıyla birlikte büyümek isterdi.

Afra'nın hayalleriydi bunlar. Kızı Nehir bir gün kendisi gibi olmayacaktı. İzin veremezdi buna. Eğer şimdi alırlarsa elinden sonu ondan daha kötü olacaktı. Biliyordu öldürmezlerdi ama ölmekten bin beter ederlerdi. Hele o adam ? Kızına dünyada Cehennem mi yaşatırdı.

Asla izin veremezdi buna. Biraz daha hızlandı . Neredeyse koşuyordu. Nefes alışları sıklaşmış göğüs kafesi acımaya başlamıştı. Sonunda istediği yere geldiğinde derin bir nefes adlı.

"Çocuk esirgeme kurumu " diye fısıldadı kendi kendisine. En azından belki bir yuvaya verirlerdi bebeğini. Onu seven koruyan bir anası babası olurdu. Kendisinden bu saatten sonra fayda olmazdı yavrusuna.

"Affet beni güzel kızım , affet nur yüzlüm. Biliyorum bana çok kızacaksın , affetmeyeceksin beni ama bırakmak zorundayım seni. Bir gün bulacağım seni bebeğim. O gün geldiğinde bizi ayıranlara da tek tek hesap sormuş olacağım. O güne kadar Allah'a emanetimsin "

2016 3 şubat..

Korkutucu bir sessizlik vardı etrafta.. Tek bir ses bile yükselmezken havaya verilen derin nefesler içten içten kaynayan ateşi körüklüyordu. Dikdörtgen bir masanın etrafında toplanmış kadınlı erkekli bir gurup gözleriyle birbirlerini tartarken bir el masanın üzerindeki suya uzandı. Hafif aralanan dudaklarına götürdü bardağı. Soğuk su boğazından aşağıya kayarken , içindeki korkuyu biraz olsun dindirmeye çalıştı.. Kalbi neredeyse boğazında atıyordu. Her kalp atışını kulaklarında hissediyordu. .Sadece kendisi değildi böyle hisseden biliyordu.. Masanın etrafındaki insanları gözlerindeki korkuyu görmemek için kör olmak gerekti. Buna rağmen sakin olmaya çalıştı genç adam. Belki bu mümkün değildi ama Şu an soğuk kanlı olmaktan başka bir şey gelmiyordu elinden. Gözleri son beş dakikadır kaydığı gibi tekrar duvara duvara yaslanmış antika saate kaydı. Zaman öylesine hızlı akıyordu ki , bir kez daha lanet etti aptallığına .. Fırsatını bulmuşken kaçıp gitmeliydi.

 Belki yakalanmış olmasaydı şimdi o gemide olacaktı. Yeni bir ülkede yeni bir hayat kuracaktı. Ama oda masanın etrafındaki diğerleri gibi hırsının ve aç gözlülüğünün kurbanı olmuştu. Her insan gibi nefsine yenilmiş daha fazlasını istemişti. Paranın sıcak yüzü doymayan nefislerini kendisine çekerken bir anda her şey alabora olmuştu. Şimdi buradaydılar işte. Korkuyla açılacak olan kapıya bakıp ne kadar zamanlarının kaldığının hesaplamakla geçiyordu son dakikaları.. Sahi ne kadar kalmıştı cehennem de yanmaya ?Ne kadar kalmıştı ettikleri ihanetin cezanı ödemeye..

Uzun iri yapılı adam hemen önünde yürüyen patronlarının sağına ve soluna geçmiş her an tetikte , rutubetli deponun içinde ilerlemeye devam ediyorlardı. Küf kokuyordu duçarlar bir insanın bir saatten fazla kalamayacağını kadar berbat bir yerdi. İki koruma birbirlerine kısa bir bakış atıp yürümeye devam ettiler. Hemen önlerinde yürüyen beden kendinden emin adımlarıyla ilerlerken bir süre sonra durdular. Yolun sonunda ki kapının önünde duran adamlar saygıyla selam verip kapıyı açtılar. Loştu içerisi ..Sönük lambaların altında masanın etrafında oturmuş insanlara kısa bir bakış atıp koltuğuna geçti. Onlara bakarken hiçbir şey hissetmiyordu. Hepsi leş bedenlerden daha fazlası değildi gözünde ama , hem kendi konumu için hem de göz dağı vermek için cezalarını çekmek zorundaydılar.

"Efendim " dedi adam titrek çıkan sesiyle..

Genç adam gözlerini sesin sahibine çevirdi. Patronlarının bu kadar sakin olması kanlarını dondururken kısa bir nefes çekti adam içine.

"Eğer bizi dinlerseniz " Dinlemek dedi genç adam içinden. Açıklama beklemek ? Birbiri ardına sıralanmış yalanlara kanmaya çalışmak ..

Ve bunu kendisine yutturmaya çalışan bir adet salak...

Bir saniyeydi genç adamın gözlerini açıp kapaması.. Sonrası yoktu.. Belinde ki silahı çıkarıp konuşmaya çalışan adamı alnında vurması bir nefeslik zamandı sadece. Masanın etrafında ki iki kadın çığlık atarken diğer erkekler korku dolu nefeslerini yankılanıyordu havada.. Ölen adamın bedeni yere düşerken, korku ve çaresizlikle sinmiş diğer bedenlere baktı. Korkuyorlar hem de ölümüne.. Hepsinin sonu aynı olacaktı. Belki birkaç dakika sonra..

"Bana bakın " dedi Emir tuğra sertçe. Kendisine dönen gözlerin tam içine dikti gözlerini..

İki kadın üç erkek daha vardı masa da ..

"Bu odadan hiç biriniz sağ çıkamayacaksınız . Hepinizin sonu onun gibi olacak. " Gözleriyle yerde yatan bedeni gösterdi.

"Bana edilen ihanetin cezası budur. Sizden sonra geleceklere bir ders olacaksınız ve bundan sonra bana ihanet etmeye kalkışan her kim olursa olsun sadece onu değil tüm sülalesini de silerim Dünyadan. "

Emir Tuğra Gökdeniz rutubetli depodan çıkarken beş el silah sesi yankılandı duvarlarda. Ardına bakmadı adam. Üzülmeyi çok önce unutmuştu kalbi. Acımak diye bir duygunun varlığını hiçbir zaman bilmezken sadece " cesetlerden kurtulun " dedi. Döngüydü bu dünya. Güçlü olan her zaman başta olurdu bu dünya da ç Zayıf duygulara yer yoktu. Yaşamak hayatta kalmak istiyorsan kendinden küçüğünü ezmek zorundaydın..

Bunu en zor yoldan öğrenmişti Emir. Can arkadaşım dediği adam sırtından vurduğunda taşlaşmıştı kalbi. O zamandan beri sadece nefreti biliyordu benliği..

******

Yanağına inen sert tokatla yere düştü genç kadının bedeni. Yanağı cayır cayır yanıyordu. Vücudu yediği dayaklardan sızlarken göğüs kafesini delip geçen bir nefes aldı. " Kalk sürtük kalk " dedi adam bir kez daha irdeleyerek bedeni. Oysa küçücüktü kadın.

"Lütfen " dedi genç kız fısıldayarak zar zor çıkan sesiyle.. Hıçkırıkları boğazını tıkarken karnına gelen bir tekmeyi daha engellemeye çalışıyordu. Bundan iki gece önce oda arkadaşlarıyla dışarı çıkmışlardı. Biten sınavlardan sonra biraz nefes almak istemişlerdi. Ev arkadaşını kıramamıştı Nehir. Hiç adeti olmamasına rağmen bir bara gitmişler ve birkaç kadeh içmişlerdi. Ama şimdi buradaydı. İki gündür bu izne yerdeydi şimdi. Son hatırladığı o son içtiği kadehti .. Sonrası yoktu karanlıktı. Neredeydi ? Bu adamlar kendisinden ne istiyorlardı bilmiyordu ama çok korkuyordu.

Hem kendisi için hem de ev arkadaşı için..

"Lütfen bırak beni ne istiyorsunuz benden ? Leyla nerede ? Neredeyiz biz ? "

İri yarı adamın pis kahkahası odanın içinde yankılanırken Nehir midesinin bulandığını hissetti.

"O sürtüğü mü soruyorsun ? O gitti ! " dedi. Sigara içmekten sararan dişlerini göstererek sırıttı.

Nehir'in içi umutla doldu. Demek kaçmıştı o zaman o da buradan kurtulabilirdi. Leyla polise illa ki haber verirdi. O ne olduğunu hatırlamıyordu ama Leyla kendisindeydi demek ki ?

Adam kızın gülümseyen yüzüne iğrenç bir zevkle baktı. " Sakın sevinme fahişe , arkadaşın borçları karşılığı seni sattı ve gitti geri gelecek diye ümitlenme "

Gözlerini açtığı andan beri kaç tokat yermişti kaç tekmeye göğüs geçmişti hatırlamıyordu ama hiç birisi birkaç söz kadar yakmamıştı canını.

"Yalan ! " diye bağırdı feryat ederek. Yalandı ! Yapmazdı Leyla. Bırakıp gitmezdi onu bu canilerin eline.

"Gitmedi değil mi ? Leyla öyle biri değil ki" Evet rahat bir kızdı.. Sayısız sevgilisi olmuştu.. Hatta birkaç tanesiyle de tanışmıştı ama ? Yapmazdı işte. Yapamazdı onu burada bırakıp çekip gidemezdi.

"Yalan söylüyorsun! " dedi son bir kez daha.. Küçücük bir umut kırıntısıydı içindeki ama .. Kapıyı vurup giden tüm umutlarını da yıkmıştı.

Yağmur yüklü gözleriyle baktı kapıya.. Kapının kilitlenme sesiyle tüm ümitleri sönerken elinden gelen tek şey bentlerini yıkan göz yaşlarına bir kez daha izin vermekti. Dizlerini karnına çekip ağlarken o soğuk yurt odasında "anne " diye ağlayan o küçük kız çocuğu olmuştu yine.

Emir tuğra elinin altındaki direksiyonu biraz daha sıktı. Araba daha fazla hızlanırken evinin yoluna çoktan girmişti .. Aslında eve gitmesi tam bir aptallıktı bu durumda. Halletmesi gereken işleri vardı. Altı kişinin canını almak büyük bir yankı uyandıracaktı muhakkak. İşler bir süre sarpa bile sarabilirdi. Hiçbir zaman azalmayan düşmanları daha fazla çoğalarak geleceklerdi üstüne... Başta olmasını istemeyen bazı kişiler kuyusuna kazmaya daha hevesli olacaklardı bu geceden sonra. Ama bunların hiç birisi umurunda değildi genç adamın. Hiçbir zaman yaşlanana kadar yaşayacağını düşünmemişti zaten . Elbet bir gün gereksiz bedeni toprağa karışıp gidecekti. Onun canını sıkan şey öldürdüğü insanların geride bıraktıkları çocuklarıydı. Kendisi gibi geride olan çocuklar. Kin, nefret ve intikamla büyüyen çocukları sıkıyordu canını. İstemiyordu kendisinin yaşadığı hayatı yaşamalarını. Birilerinin yardakçıları olmasını , küçük yaşta eline silah alıp birinin gözlerine bakarak cinayet işlemelerini. BU kişi anne ve babalarının katili olsa bile. Bu şerefi başkasına bırakmazdı zaten Emir tuğra. O gün geldiğinde kendi kafasına kendisi sıkardı. Masum bir ruhun kendi pis kanıyla kirlenmesine izin vermezdi asla..

Ani bir karala direksiyonu yan kırıp ilk sapaktan döndü. Bu halde eve giderse uyuyamayacağını biliyordu. Rahatlaması gerekiyordu önce. Araba son hız ilerlerken ceketinin cebindeki telefonu aldı. Birkaç saniye sonra aradığı numarayı buldu.

"Duman " dedi taviz vermeyen sert sesiyle..

"Buyurun efendim "

"Bu gece ölenlerin çocuklarını yurt dışına çıkarın , diğerlerinin de gözlerini korkutun , bir de onlarla uğraşmayalım "

" Emredersiniz efendim . Peki Hakan beyin kardeşini ne yapalım abisinin öldüğünü duyduktan sonra zapt etmesi zor olacak. " 

Adamın sesi sıkıntılıydı. Emir tuğra derin bir nefes aldı. " Karşı çıkarsa abisi hakkında ki belgeleri göster " deyip kapattı telefonu.

Emir tuğra telefonu gelişi güzel koltuğun üzerine fırlattı. Arabayı çoktan sahibi olduğu rezidansın önüne çekmişti. Tek kişinin yaşaması için dizayn edilmiş daire sadece kadınlarla vakit geçirmek için geldiği bir evdi. Bedenini ve arzularını tatmin ettiği ev bir iş yeri gibi döşenmiş olsa da aldırmazdı. Onun ilgilendiği tek şey yatağının rahatlığıydı..

Güvenlik şifresini girip çelik kapıyı açtığında tek istediği vücudunda kaybolacağı bir neden ve sıcak bir duştu. Üzerindeki kirden başka nasıl arınacağını bilmiyordu. Pisliğine başkalarını ortak etmek her zaman daha kolay olmuştu..

****

Sülo lakaplı adam elindeki poşeti diğer eline alıp saatlerce öncesinden kilitlediği kapıyı açtı. İçerideki kız fazla direnmişti. Leyla denen sürtük kendi borcunu kapatmak için ev arkadaşını kendi önlerine atmış ve gitmişti. Şimdi kızın kapısında sıkıntıyla duruyordu. İçeride olan kız elindeki en güzel kızdı. Leyla sürtüğünün dediğine göre de bakireydi. Sırıttı adam. O nefis vücudun tadına önce kendisi bakmak isterdi ama sırası değildi. Demir kapı gürültüyle açıldığında genç kadın sindiği yerde daha da geriledi. Korkuyordu ! Tüm azaları titrerken düşünemiyordu bile. Sülo içeriye girdiğin de kızın korkmuş hali hoşuna gitmişti. Kızı kolunda tutup kaldırdı.

"Kalk sürtük işimiz var seninle "

"Lütfen bırakın beni ne olur ! " diye hıçkırdı genç kız son bir nefesle. Adamın pis kokan nefesini hissettiğinde kusmamak için dişlerini sıkmak zorunda kaldı.

"Çok konuşuyorsun , önce üstündeki şu paçavralardan kurtulacağız , müşterin var " dedi kızın isyanlarını umursamayarak.

Yarım saat önce gelmişti telefon. Yer altının namlı isimlerinde Emir tuğra bey yatağını ısıtacak bir kız istemişti. İlk aklına bu sürtük gelmişti. Eğer adamı memnun edebilirse kendisi içinde çok iyi olacaktı.

Kolunda sürüklediği kızı başka bir odanın içine savurup yüzüne baktı... Ah şimdi şu yatakta tadına bakabilseydi .. Ama aklındaki planlar izin vermiyordu ki .

"Banyoya gir temizlen , poşetteki elbiseyi giy sonra da " Kızdan ses çıkmayınca yanına gidip saçlarında kavradı. Uzun kıvırcık saçları parmaklarına dolanırken kızın kokusunu içene çekti.

"Anladın mı lan "

"Anladım " dedi titrek bir sesle Nehir .. "Eğer kaçmaya çalışırsan seni canlı canlı bir inşaatın temeline atıp üzerine de beton dökerim . Bu gece o adamı memnun edeceksin " Kızın saçlarını daha fazla sıktı.

"Anladım bırak ne olur çok canım acıyor " Sülo kızı odada bırakıp dışarı çıktı.. Nehir'in parmakları poşete uzandı. Titreyerek çekti kendisine. Naifti Nehir. Kırılgan, fazla Narindi. Birisinin kanatları altına girebilmek için ölüyordu şuan. Ama hayatında onu koruyacak kimse yoktu. Masumluğuyla herkesi büyülerken , güzelliği her zaman başına bela olmuştu. Birileri onun için masum dediğinde ilk akla gelen dokunulmamış bedeni oluyordu. Ama bedeni değil kalbi masumdu Nehir'in.

Hiçbir kötülük barındırmayan tertemiz bir kalbi vardı..

Genç kadın üzerindeki elbiseye tiksinerek baktı. Kırmızı mini bir elbiseydi.. Göğüslerinin tamamı neredeyse görünüyordu. Böyle şeyler giymezdi ki o.. Hiçbir zaman sergileyemezdi bedenini. Utanırdı. Şimdi bir fuhuş çetesinin elinde , bir orospu gibi giyiniyordu. Belki bir saat sonra gerçekten onlardan birsi olacaktı. O adamla birlikte olduğunda.. Ama hayır istemiyordu onlardan birisi olmak.

Hepsi Leyla'nın suçuydu. Kalbinde ilk defa nefret tohumları filizlenirken kapı sertçe açıldı. O adamdı gelen. Sülo kızı gördüğünde bir an pişman oldu verdiği karardan. Bu kızın tadına önce kendisi bakmalıydı ama .. Lanet olsun adama söz vermişti. Bu alemde herkese posta koyardı koymasına ya .. Emir tuğra beyden it gibi korkuyordu. Adamın gücü servetinden gelmiyordu. Gözü karalığından geliyordu. Kaybedecek hiçbir şeyi yoktu adamın. Bir canı vardı onu da kimse almaya cesaret edemiyordu. En son buna teşebbüs eden adam ibreti alem olsun diye elektrik direğine asılmıştı ölü olarak...

Nehir bir adım geriledi. Göz bebekleri titriyordu. " Ne olur " dedi bir kez daha.. " Benim bir suçum yok bırakın gideyim Leyla'yla görün hesabınızı "

Sülo güldü. " O sürtük işime yaramaz , Allah bilir kaç erkeğin altına yatmıştır .. Bana sen lazımsın. "

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

1.2M 108K 44
~Bu kitap tüm zorluklara inat aşkından vazgeçmeyip aşkı için savaşanlara ithaf edilmiştir.~ -------------------------- "Aşk mıdır beni,sana bu kadar...
357K 19.8K 56
"Sakın, sakın Ala, aklının ucundan dâhi geçirme." Diye burnundan soludu. Sinirle bir adım attım. İşaret parmağımı doğrulttum. "Sakın Yüzbaşı, sakın o...
18.2K 957 15
ruhsuz bir kadın. çoğu kişiyi umursamaz.borda bereli bir kadın birgün hastahanede karıştığını öğrenir. Diyer tarafta ise baba- kız, anne- kız, ab...
26.4K 1.2K 13
28 yıl önce karıştırılmış bir binbaşının hikayesi.Ben Asena Doğu namı değer Kızıl Dağların Kızılı ismini duyanların korkudan titrediği kadın Bu ben...