AŞKA ÇAĞRI - GAY (YARI TEXTİN...

ElimKalemTutuyor által

101K 6K 4.3K

Her şey koyu bir homofobiğe, oynadığı takımdan birinin aşk itirafı yapmasıyla başladı. İtirafı yapanın kim ol... Több

Tanıtım
1 - Takım
2 - Gergin Çağrı
3 - Tepki
4 - Kaan'ın Yardımı (?)
5 - Tolga İle Gece Aktivitesi
6 - Buğra Yakışıklı Mı?
7 - Yıldız Oyuncu
9 - Alev Meselesi
10 - Yeni Çocuk
11 - Lakap
12 - Tuhaf Çekim
13 - Ayrılık Teklifi
14 - Serçe Yürekli
15 - Antrenman Öncesi
16 - Numara
17 - Bitti
18 - Şok
19 - Utangaç
20 - Trigonometri
21 - İlk Adımlar
22 - Antrenmandan Sonra
23 - Sert Bakışlar
24 - Sohbet
25 - Kırılmış
26 - Ertelenen Antrenman
27 - Mesafe
28 - Nefret
29 - Ulaşılamıyor
30 - Tolgagil
31 - Lahmacun
32 - Dayak
33 - Bekleniyor
34 - Basılmak
35 - Kuyruklu Yıldız

8 - Bowling

3.3K 177 412
ElimKalemTutuyor által

AJDAR'IN ÇİKİTA MUZLARI

Arif: Biz Kaan ile geldik salona. Kimse yok. Neredesiniz?

Tahir: Evden çıkıyoruz şimdi biz.

Tolga: Ben de hazırlandım, Çağrı'yı bekliyorum.

Çağrı: İniyorum 5 dakikaya.

Arif: Buğra? Sen nerelerdesin?

Buğra: Oğlum ben dalmışım Twitter'da gezerken. Şimdi kalktım hazırlanıyorum. Yarım saate orada olurum.

Arif: Neye bakıyordun Allah için?

Buğra:

Tolga: Bu ne amkk ÖDLGEMMFWMMWMFMMWFMWMFLWÖFLWLCKWKFKWKFKWKFLWFLLWFKWKDKWLSL

Kaan: MSMFMEÖDÖWÖDÖWÖDÇWÖFEMFMWMFMWKFMWÖDÖSÖS

Tahir: Ben üzüldüm aq. Biri yalnız, diğeri ondan da yalnız.

Furkan: Sen bu ara biraz fazla mı hassassın sanki yavrum?

Tahir: Sana bir şey diyen olmadı amk.

Furkan: Ya oğlum özür diledim kaç defa. Niye hala uzatıyorsun ki?

Tahir: Vs atıyoruz diye kandırdın. Konsoldan benim kolu çıkartıp oynadın. Ben de keriz gibi enayiyi nasıl tokatlıyorum ama diyorum amk.

Furkan: Şaka yaptım bir tanem, vallahi şaka ya. Özür dilerim.

Tahir: Git.

Furkan: :(

Tahir: Hem keriz yerine koy, hem de beni manipüle edip suçlu olduğumu düşündürt. Aferin.

Furkan: Lan onu ne zaman yaptım?

Tahir: Üzgün surat atarak duygularımı yönetip sanki ben sana zarar vermişim de suçlu benmişim gibi gösteriyorsun.

Furkan: YUH PARANOYAK DELİ.

Tolga: Bence de manipüle etmeye çalışıyorsun resmen Furkan. Yazık Tahir'e. Değil mi Kaan?

Kaan: Kesinlikle, yazık çocuğa :(

Furkan: Dostun düşünce bir tekme de sen ağzına sok demişler ne de olsa değil mi amcıklar?

Kaan: Evet MRMGEMMEWÖFÖWÖDŞWŞ

Tahir: Yeter Furkan.

Furkan: OFFFF.

---

Zile basıp kapının önünde beklemeye başladım. Yavaşça açılan kapının ardından sadece kafası görünen tonton teyzeme gülümsedim.

"Hoş geldin yavrum. Gel içeri istersen."

Kapının önünden çekilip içeri davet etmesiyle duraksadım. Belki binlerce kez girdiğim bir evdi ama şu an acelemiz vardı. Tolga'yı alıp acilen gitmem gerekiyordu, aksi takdirde kapıdaki taksi yeterince beklediğini düşünüp gidebilirdi. Bu yüzden kibarlıkla reddedip Tolga'yı beklemeye devam ettim. Arkadaşlarımın annelerinin yanında hep efendi çocuğu oynardım.

İçeriden koltuk değneğiyle kapıya doğru gelen Tolga'yı görünce gülümsedim. Aynı şekilde karşılık verdi. Üzerine siyah bir tişört altına siyah bir kot geçirmişti. Askılıktan ince kırmızı ceketini alıp annesine veda öpücüğünü kondurdu.

"Çok geç kalmayın. Çağrı sana zahmet dikkat et Tolga'ya, ayağına bir şey olmasın."

"Tabii tabii. Sen söylemesen de dikkat edecektim zaten Ayşe teyzem. İçin rahat olsun."

Ayakkabılarını ayağına geçiren Tolga, söylediklerimle yere eğdiği başını kaldırıp 'Allah Allah' diye fısaldamıştı sessizce. Ona ters bir gülümsemeyle susmasını işaret ettiğimde o çoktan ayakkabısını giymiş, koltuk değnekleriyle bana doğru yaklaşıyordu.

Hızlı bir el selamlaşması sonrası, Ayşe teyzeye görüşürüz dememle evden çıktık. Kapının önüne çıktığımızda bizi bekleyen taksiye bakıp derince bir oh çektim. Gitmiş olduğu konusunda endişelenmiştim. Tolga'nın koluna girip hızlı adımlarla taksiye yaklaştım.

Taksinin önüne geldiğimiz gibi söylenen Tolga kolunu elimden kurtarmış, ona açtığım kapıdan içeri önce koltuk değneklerini sokmuş, ardından yavaşça içeri yerleşmişti.

Hala söylenmeye devam ederken kapısını kapatmış, ön kapıyı açarak hızla şoförün yanındaki koltuğa kendimi bırakmıştım.

"Kusura bakma abi beklettik. Arkadaş rahatsız görüyorsun. Ondan oldu."

Memnuniyetsiz olduğunu Ezel'in kör annesinin bile göreceği bir ifade takınıp başını salladı. Sonunda araç harekete geçmişti.

...

"Oğlum nerede kaldınız ya?"

"Geldik işte. Söylenme. Çok bekletmeyelim diye taksiyle geldik. Daha ne yapalım?"

"Daha erken çıkın?"

"Vallahi ben hazırdım Arif. Bu piç bir türlü gelemedi sağ olsun."

"Niye öyle diyorsun Tolga. Kırıyorsun beni artık ama ha."

Üzgün bir surat ifadesiyle önüme dönüp telefonumu elime almıştım. Mesajlar kısmına girip sevgilimin sohbetine basacakken kolumdan dürtülüp kızgın ama anlayışlı bakışlara gözlerimi çevirdim.

"Ota boka üzülme lan sen de. Allah Allah. Bir de senin nazını mı çekeyim kırık ayağımla?"

Gülümseyip başımı 'senden adam olmaz' der gibi iki yana salladım. Elimle saçlarını karıştırıp 'çekme kanka' diye söylendim. Elimi çektiğimde o da gülüyordu.

Bu bilinmeyen yazdığından beri gruptan biriyle ilk içimden gelerek yaptığım temastı. Arif'in konuşması üzerine sanırım gerçekten eskisi kadar sorun etmiyordum.

Sevgilimin mesajına girip evden çıktığını yazan sevgilime 'tamamamamamm ❤️' yazıp göndermiştim. Telefonun ekranını kapatıp masaya bıraktım. Buğra hariç herkes buradaydı.

"Çen çok mu çıkıldın çen?"

"Dalga geçme Arif ya. Dayanılmaz bir durum benim için. Aklın almaz. Yatıyorum, yatıyorum, yatıyorum. Sonra bir değişiklik yapayım diyorum, bir çılgınlık olsun. Sağa dönüp öyle yatıyorum."

"Çılgınsın meeeen."

"Furkan gördüğün gibi ikili muhabbet içindeler sana ne oluyor sen ne karışıyorsun?"

"Kurban olduğum, yoluna öldüğüm, ömrüm. Bak, yemin ederim şaka yapmak istemiştim. Bu derece alınacağını bilsem hiç yapar mıydım he gözünü sevdiğim?"

Furkan; Tolga ve Akif'in sohbetinden kopup tüm ilgisini geldiğimizden beri yaptığı gibi Tahir'e yöneltmişti. Kollarını bağlamış, gerçekten alınmış görünen Tahir ise hiç yüz vermiyordu.

"Hay kafamı eşek arıları sikseydi de yapmasaydım."

"Küçük mü seviyorsun yani Furki?"

Kaan'ın sorusuyla beraber kahkaha atan bir adet Tahir ve onu öldürmek istermiş gibi bakan bir adet Furkan doğmuştu ortama. Kaan zoraki bir gülümseme sunup yerine sinmiş, muhabbete daha fazla dahil olmamıştı.

Sağımda Tolga, solumda Arif, karşımda Tahir, Tahir'in sağında sabahtan beri ilgisinden bunaltmış Furkan ve Tahir'in solunda az önceki sohbet üzerine eline telefonunu almış Kaan oturuyordu.

Furkan'ın Tahir'i ikna edip affettirme çabası dışında masadaki kimseden ses çıkmıyordu. Herkes eline telefonunu almış, Buğra ve Alev'i bekliyordu. Üfleyip telefonun ekranını kapattığımda aklıma gelen fikirle ortamda rastgele konu açıyormuş gibi konuşmaya başladım.

"Bir haber okudum da doğum lekeleriyle ilgili..."

Herkesin başı bana dönmüştü. Furkan ve Tahir'in bile.

"...vücutta bulunduğu bölgeye göre kişilik analizi yapılıyormuş."

Tahir ve Furkan saçmaladığımı anlayıp önlerine dönmüş, Furkan yalvarmaya devam ediyordu. Arif gözlerini devirirken Tolga hala ara ara sancıyan bacağına eğilmişti. Sanırım beni dinleyen tek kişi Kaan'dı. Gerçi o da uzaklara dalmış gibi bakıyordu.

"Ee."

Kaan devam etmemi beklediğini belli ettiğinde gülümseyip beni dinlemeyen herkesi dürterek bana dönmelerini sğaladım.

"Dinleyin bir şey anlatıyorum şurada. Sizin nerenizde doğum lekesi var söyleyin de bakalım hadi, test size ne diyor."

"Çağrı bebesi sen inanıyor musun cidden bu testlere?"

Kaan'ın planımı bozmak için vurduğu ilk darbeyle yerimde dikleşip kalkanımı çektim.

"İnan inanma önemi mi var Kaan Efendi? Bakalım işte ne olacak? Allah Allah."

Kaan dişleri görünecek şekilde gülümseyip renkli gözlerini gözlerime değdirmişti. Gamzeleri yanaklarında belirirken gözlerimin üzerinde uzun süre gezindiğini düşünüp bakışlarımı çektim.

"Şükür gelebildin Buğra."

Akif'in söylemesiyle bu sıcakta bile kot ceketini üzerinden çıkartmayan Buğra'ya dönmüştü tüm kafalar. Buluşmalara hep geç kalır, hep de bir bahenesi olurdu Buğra'nın. Alıştığımız için yadırgamadan bekler olmuştuk bir yerden sonra.

Buğra mahçup bakışlarını Akif'e çevirdiğinde Akif gözlerini devirmişti. Bekletilmekten gerçekten nefret ediyordu. Dakik biriydi. Gözlerim Akif'in tişörtünün kapattığı kısımlara kaydı. Akif'i tişörtsüz gördüğümü anımsayamadım. Gözlerimi kolundan çekmezken Akif'in gözleri beni bulmuş, 'ne bakıyorsun' bakışları atmaya başlamıştı.

'Bir şey yok' diye mırıldanıp önüme döndüğümde Kaan, Tolga ve Buğra'nın gözlerini üzerimden çekmeden ne olduğunu anlamaya çalışırmış gibi baktıklarını gördüm. Kaşlarım çatılmaya başlarken gelen sesle duraksadım.

"AŞKIMMMMM."

İnce ses tonu yüzünden kulak çınlatan haykırışıyla sonunda biricik sevgilim Alev gelebilmişti. Gözlerim Buğra'nın arkasında kalan kıza kayarken kaşlarım hafifçe çatıldı.

Altında normalde giydiğinden çok daha kısa bir mini etek, üzerine tüm göğüsünü resmen ortaya seren bir dekolteye (?) sahip crop ve boyunu neredeyse ikiye katlayan uzun bir topuklu ayakkabı giyip gelmişti karşımdaki kadın.

Saçlarını yeni yaptırdığı belli olurken makyajına kaydı gözüm. Genelde yaptığı makyajın fazlası vardı yüzünde. Bu kadar hazırlanmış olması içime huzursuzluk doğurmuştu. Bu adamları tanıyıp bildiğimden gözlerinin ucuyla bile bakmayacaklarına emin olsam da istemsizce rahatsız olmaktan kendimi alamıyordum.

Elindeki minik çantayı masaya bırakıp Akif'in kolunu tiksinir gibi ucundan tutarak Akif'i kaldırmış ve hızla yanıma gelip bana sarılmıştı.

"Çok özledim ben aşkımı."

Bugün üzerinde kesinlikle bir tuhaflık vardı. Neredeyse hiç kullanmadığı hitapları kullanıp nispet yapar gibi temas etmesini normal karşılayamamıştım.

Masadaki arkadaşlarıma döndüğümde ilk Tolga çarptı gözüme, sinirli bakışları bana sarılan kıza uzanıyordu. Ardından Tahir ve Furkan'ın iğrenir gibi baktığını görmüştüm. Kaan'a döndüğümdeyse eline telefonunu almış, çatık kaşlarıyla bizden tarafa bir saniye bile bakmadan sabahtan beri yaptığı gibi video izliyordu. Buğra göz devirmişti. Akif ise yerinden kaldırılmanın gerginliğiyle beraber sandalye arayışına çıkıp ortamı terk etmişti.

Alttan alttan bana aşk dolu gözlerle bakan sevgilime döndü en son bakışlarım. Masada dönen gergin atmosfer anında uçmuştu bu bakışlarla. Alev cilveli bir şekilde gülümseyip başını göğsüme yaslandığında içim sıcacık olmuştu. Gülümseyerek cilvesini kabul ederken üzerimde hissettiğim bakışla kafamı kaldırmıştım.

Kaan'ın ile göz göze gelir gelmez gözlerini kaçırıp elindeki videoya dönmüştü tekrar. Saniyelik bir bakıştı. Hatta o kadar kısaydı ki birkaç saniye gerçekten bakıp bakmadığını sorgulama sebep olmuştu.

"Takımları oluşturalım artık hadi."

İçeriden getirdiği sandalyeye oturan Akif'in ses tonundan gerginliğinin boyutu anlaşılıyordu. Kaan'ın yanına yerleşen Buğra, bir kolunu dolayıp Kaan'ın arkasına atmış, Kaan'ı kendine çekmişti. Bu görüntüye istemsizce gözlerim kaydı. Buğra, Kaan'ın kulağına eğilip bir şeyler fısıldadığında Kaan'ın yüzündeki kızgın ifade kaybolmuş, yerini az öncekine yakın bir gülümsemeye bırakmıştı. Buğra göz kırpıp videoyu açmasını söyledi.

"Kimseyi sikine takmıyor mu beni orospular?"

Son kelimesini özellikle koynumdaki kıza dönüp söylemesi kaşlarımı çatmama sebep olmuşken gözlerini benden başka bir yere çevirmeyen sevgilim Akif'in bakışını görememişti.

Tombik tombik duran yanaklarını sıkıp öpmek için eğildim. Tam gözlerimi kapatıp öpecekken dudaklarımın altında hissettiğim sertlikle gözlerimi araladım.

Tolga elini öpeceğim yere koymuş, masum masum gülümseyerek bana bakıyordu. 'Hayırdır Tolga?' diye sorduğumdaysa toplum içinde olduğunu diğer insanların rahatsız olabileceğini söylemişti. Alev ismi gibi alev almış gözlerini Tolga'ya çevirip dil çıkartmış, yanağıma uzanmıştı. Gülümseyip sevgilimin yanağıma gelecek olan dudaklarını kabul ederken bu defa yanağımda hissettiğim elle öfkeyle Tolga'ya döndüm.

Kollarını birbirine bağlamış, küsmüş bir çocuk gibi bana bakıyordu. Sağ tarafıma döndüğümde Arif'in eli olduğunu görmüştüm.

"Toplum içindeyiz diyoruz size. Son uyarımız bu da. Eğer devam edecekseniz biz siktirip gideceğiz çünkü."

Alev çıldırmış gibi bir sinirle Akif'e dönmüştü. Temastan pek haz etmediğini düşündüğüm sevgilim az önce beni öpemediği için neden bu kadar sinirlenmişti, anlayamamıştım. Sanırım aşka gelmişti. Tam ağzını açıp Akif'e bir şey söyleyecekken ondan önce davranan biri oldu.

"Haklısın Akif. Böyle bir tablonun yanında görünmek bile fazlasıyla rahatsız edici."

Alev bu defa duraksamıştı. Konuşmaya dahil olmak yerine sadece izleme taraftarı olduğumdan herkesin tepkilerini gözlemlemeye çalışıyordum. Anlayışlı bakışları bu defa Kaan'ı bulurken basit bir özür mırıldanıp kollarını üzerimden çekmiş, yanımda oturan Tolga'dan farksız bir şekilde kollarını birbirine bağlayıp önüne dönmüştü.

"SİKTİĞİMİN SALAKLARI ARTIK BENİ TAKIN DA AYARLAYALIM ŞU TAKIMLARI."

"Tamam Akif'im sendeyiz. Sakin ol biraz kral."

Buğra'nın biraz olsun keyiflendirmek niyetiyle kurduğu cümle Akif'in gerginliğini alırken Buğra eğilip saçlarını karıştırdı. Aynı zaman diliminde Alev kulağıma eğilip fısıltıyla konuştu.

"Ne bu samimiyet? Siz hep böyle misiniz? Hepiniz yani? Birininize karşı?"

Başımı 'hemen hemen' der gibi sallayıp önüme döndüm. Daha fazla durgun kalmaya dayanamamış olan sevgilim kollarını koluma sardı. Bu esnada Furkan sonunda pes etmiş, Tahir'i rahat bırakıp Akif'i dinlemeye karar vermişti.

"Furkan sen Tahir ile ol."

"Ben istemiyorum."

Tahir'in huysuz sesiyle Furkan iç çekti.

"Nasıl istiyorsa öyle olsun ben başkasıyla olurum."

Akif onaylar şekilde başını sallayıp devam edecekken Alev söze girdi.

"Ben aşkımla olacağım."

Tolga sinirle elini yüzüne çıkartıp sertçe yüzünü sıvazladığında bu tepkisine gülmeden edemedim. Buğra'nın da yavaş yavaş aynı siniri kuşandığını gördüğümde ortam daha fazla gerilmesin diye Akif'ten devam etmesini istemiştim.

"Yo. Sen aşkınla falan olmayacaksın. Ben karar veriyorum burada. Çağrı, Buğra ile takım olacak."

Buğra 'okey' diye mırıldandığında ben yanımdaki kıza dönmüştüm, sinirden yanakları kıpkırmızı olan Alev'in Akif'i parçalamak istediğine artık emindim.

"Tahir ve Kaan. Furkan ve ben. Şu kızla da Tolga olacak."

Tolga dehşete düşmüş yüz ifadesiyle Arif'e döndüğünde Arif piç smile atıp önüne dönmüştü. Tolga tamamiyle reddettiğini söyleyip asla ama asla Alev ile takım olmayacağını söylediğinde Alev de takım olmak için yalvarmadığını, o da en az Tolga kadar istemediğini söylemişti. Alev aklına aniden bir fikir gelmiş gibi Akif'e döndü.

"O zaman ben Kaan ile olayım. Bu gereksiz erko da Tahir ile olsun."

Tolga büyük bir keyifle onaylarken gözlerim Kaan'a kaymıştı. Boynundaki damarın atmaya başladığını gördüğümde şok olmuştum. Bu denli çıldırmasına gerek yoktu

"Ben de istemiyorum."

"Tamam Akif, ben sevgilimle olurum. Buğra da Tolga ile olsun. Tartışma bitmiştir."

Birkaç saniyelik sessizlik üzerine oflama sesi gelmiş ve Tolga istemediği 80 mil öteden belli olduğu halde Alev ile takım olmayı kabul etmişti.

...

Ben ve Buğra, Kaan ve Tahir'e karşı oynuyorduk. Akif ve Furkan ise Tolga ve Alev'e karşı oynuyordu. Yan yana olan iki bölmede atış yapıyorduk. Alev ikide birde yanıma gelip cilveli bakışlarıyla ya göğsümü okşuyor ya da uzaktan öpücük atıyordu.

Atış sırası bana geldiğinde Alev'e dönüp 'senin için' demiş ve hızla topu göndermiştim. Tek labutun bile devrilmediği atışımla yerin dibine girmiştim.

Furkan ve Tahir kendilerini yere atıp kişneyerek kahkaha atarken Tolga ayakta onlara eşlik ediyor, Buğra ve Akif'in dudakları kıvrılmış, Kaan ise tepkisizliğini koruyordu.

Sinirle yerde yatan piçlere ilerleyip bacaklarına birer defa vurmuştum. Tolga'ya döndüğümde yüzüne sahte bir hüzün maskesi takıp gülüşünü gizlemeye çalışarak bacağını gösterdiğini görmüştüm. Şerefsiz herifler. Taşak geçmeye bayılıyorlardı.

Alev yanıma gelip kollarını boynuma sardı. Önemi olmadığını, vermek istediğim mesajı aldığını söyledi. Alev'i belinden tutup duvara yasladığımda, bir kolumu da duvara Alev'in başı ile omzunun kesiştiği noktanın üzerine koymuştum. Alttan alttan heyecanlı heyecanlı bana bakan kızı gördüğümde bulunduğum ortamı siktir edip dudaklarına yaklaştım.

Gözleri kapalı beni bekleyen kızın dudaklarına tam değecektim ki cırlama sesiyle gözlerimi araladım. Araladığım gibi karşımda gördüğüm Furkan şaşırmama sebep olmuştu.

Alev'i çekip yerine yerleştiğini gördüğümde istemsizce bir gülme tutmuştu. Benim arkadaşlarım gerçekten deliydi. Kızla yanlarında ne zaman yakınlaşmaya çalışsam hep aynı şeyi yapıyorlardı. Kaan hariç. O, Alev'i gördüğünde Alev'e yaklaşmayı geç benimle bile iletişime geçmiyordu. Alev'den grupta en çok nefret eden oydu.

Alev sinirle masanın üstündeki çantasını alıp bana döndü.

"Ben gidiyorum. Daha da burada durmam. Sevgilimi bile öpemiyorum. Erkolar kapatılsın. İğrenç varlıklar sizi."

Hızla mekanı terk ederken arkasından bakmakla yetinmiştim. Peşinden gidip gitmeme konusunda kendimle ufak bir münakaşa yapıp son sözüyle beni de görmek istemeyeceğini düşünüp vazgeçtim.

"Oh şükür gitti. Oğlum ben bu tabloyu saymam lan. Sikerim böyle oyunu. Kızın attığı en iyi top tek labut devirdi amına koyayım. Ezel'in kör amcası gelse daha iyi atar."

Tolga sinirle konuşmaya devam ederken Kaan ve Buğra'ya döndü gözlerim. Sıkıca sarılmışlardı. Buğra, Kaan'ın kulağına eğilip bir şey söylediğinde Buğra'nın yüzünde güller açmıştı. Geri çekilip Kaan'ın saçlarını okşadı.

Bu sırada Tolga koltuk değnekleriyle yanıma gelip kolunu omzuma attı. Gülümseyerek kulağıma eğildi.

"Bir daha bu kızı bu ortama sok. Ebene nasıl atlıyorum otur, izle."

Kafasını çektiğinde yüzümde kocaman bir gülümseme yer edinmişti. Bir daha Alev'i arkadaş ortamıma sokmak şöyle dursun, yanından, yakınından geçirmeyi planlanıyordum.

Akif yanımıza geldiğinde Tolga'nın omzumdaki eline kitlenmişti bakışları. Sorgular ifadesi Tolga'ya döndüğünde Tolga yavaşça elini çekip kenara çekilmişti.

Akif sanki az önceki bakışlarını hiç atmamış gibi gülümseyerek bana baktı ve sonra oturma alanına ilerledi. Az önce ne olmuştu?

Bağırma sesiyle olduğum yerde sıçrayıp canım arkadaşlarıma döndüm.

"İT HERİF, AFFET ARTIK."

---

Kısa bölüm çok attık dedim, eccük de uzun olsun diye şey ettim bu bölümü 🥳

Bölümün tahmin kısmı burasıııı.

Olvasás folytatása

You'll Also Like

3.4K 229 27
Ben Baran Çınar Night Fuck Club'ın sahibi Beni tacizden kurtaran adama ne oldu da bu kadar güvenmeye başlamıştım.
11.9K 899 73
⚡TAMAMLANDI⚡ Bu günlük, ona ulaşırsa diye yazıyorum çünkü biliyorum ulaşacak. Ama o gün ben olmayacağım.. ⚠️+18 bir hikayedir. Rahatsız olacakların...
49.4K 2.9K 16
Aşk... Hiç kimsenin ağzından düşmeyen, ama aynı zamanda hiç kimseyi mutlu etmeyen bir duygu. Aşkın tanımını ben böyle yapıyordum işte. Daha önce hiç...
711 93 5
Savaşçı bir prens ve yaralı, yanlış anlaşılmış bir şeytanın hikayesi. Not: Şeytan terimine daha genel ve belli dinlerin yorumlarından ayrı bir düşünc...