ASİ

siyahkelebekligece

133K 6.3K 875

GÖLGE TİMİNİN GECE ÜSTEĞMENİ Еще

1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4.BÖLÜM
5. BÖLÜM
6.BÖLÜM
7. BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14.BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21.BÖLÜM
22. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM

23. BÖLÜM

2.6K 153 10
siyahkelebekligece

Yüreğimin derinliklerinde yakıcı bir his vardı.

Sevgi

Asrına her baktığımda içimde kabaran bu duygu sanki tüm benliğimi ele geçirmiş gibiydi. Gözlerine her baktığımda sesini her duyduğumda hissettim bu güçlü duygu bunca yıl yaşadığım hayatımı sorgular nitelikteydi.

Tamamlanmış gibiydim. Eksik olan parçalarımdan biri yerine oturmuş hatta bir çekiç yardımı ile de iyice yerine sabitlenmişti. Onsuz bir dakika bile hayal edemeyen zihnim ona bir şey olma düşüncesi ile deliye dönüyordu.

Yaşadığımız kaçırılma olayı üzerinden geçen 15 gün sonunda  abimin ve Asrının ısrarlarına rağmen artık işimin başına dönüyordum.

Abim

Evet ona artık rahatlıkla abi diyebiliyordum. Geçmişimiz hakkında ikimiz de konuşmasak da yanlız kaldığımız her an bunca yılın acısını çıkartmak ister gibi dertleşiyor birbirimiz hakkında konuşuyorduk.

Abimin varlığına alışmıştım. Her fırsatta girdiğim kolları arasında güvende hissediyordum. Saçlarımı okşaması sanki incinmemden korkar gibi beni el üstünde tutması bu duruma çok alışmıştım.

" Gecem hazırsan çıkalım " abimin sesi ile ceketimi de alarak odadan çıktım. Abim kapının önünde beni bekliyordu. Suratındaki memnuniyetsiz ifade beni güldürürken  yanına doğru adımladım.

" Abim dilensen biraz daha " onu duymayıp ayakkabılarımı giymek için eğildim. " Abi Allah aşkına daha ne kadar dinleneyim patladım yatmaktan " doğrulurken gözlerimi ona çevirdim. Elimi koluna koyup ileri geri hareket ettirdim.

" Rahatla biraz iyiyim ben mesleğimin başına geçersem daha iyi olacağım emin ol "  tereddüt eden bakışları yumuşarken elimin üstüne elini koyup beni göğsüne doğru çekti. Kollarımı beline doladım. " Sen benim göz bebeğimsin Gecem nasıl senin için endişelenmem "

" Abi "

" Söyle güzelim "

" Beni ilk gördüğünde ne düşündün " başımın yaslı olduğu göğüs derince aldığı nefes yüzünden şişerken saçlarımda gezinen eli duraksadı.

" Zaten yol boyunca çok endişeliydim evet seni bulmuştum ama sana nasıl söyleceğimi bir türlü kestiremiyordum seni timin arasında gördüğümde nefesim kesildi ay gibi parlıyordun gece annemi gördüm gibi oldu seni gördüğümde " merakla gözlerimi gözlerine çevirdim.

" Anneme çok mu benziyorum " belimdeki eli yanağıma çıkarken gözleri parıldadı.

" Çok ,saçların, gözlerin sana baktığım an annemi görür gibi oluyorum " derin bir nefes aldım.         " Beni Annemle babama götür abi bizi yan yana görsünler "

" Görsünler tabi gecem gideriz elbet " gözlerimde hüzünü dağıtıp sırtında olan elimi beline doğru götürdüm. Dün mutfakta rast gele fark ettiğim tikine doğru dokunduğumda sıçradı. "HAY" Kahkaham yankılanırken o benden uzaklaşmıştı. Koskoca binbaşının belinde tiki vardı. " Kızım yapma be " ellerim gülmekten ağrıyan karnıma giderken o hala kınayan bakışlarla bana bakıyordu. " Çok komik gül sen gül " önümden geçerek kapıyı açtı ve bana doğru baktı.

" Hadi gidelim " kafamı salladım ve gülmekten dağılan saçlarımı elimle düzeltip kapıdan çıktım.        " Abi kapıyı kitlesene " önüme doğru uzatılan anahtar ile kapıyı kitleyip geri ona uzattığımda gözlerimin içine baktı ve kafasını sağa sola salladı.

" Senin o burası senin evin gece yeni eve çıkma fikrini falan sil kafandan " gözlerim hızla dolarken kafamı eğdim. Benim bu zamana kadar sahiplenebileceğim bir evim olmamıştı. Benimseyip anahtarını taşıyacağım bu ev benim baba evim miydi şimdi.

" Ben rahatsız ederim karargahta kalmaya devam ederim " kaşları ışık hızında çatılırken yüzünde itiraz istemeyen bir ifade vardı.

" Gece bunu ilk ve son kez söylüyorum ben senin abinim ve burası senin evin senin beni rahatsız etmen gibi bir durum söz konusu bile olamaz insan ailesinden sıkılır mı ?" eli çenemi bulup yerden kaldırdı.

" Benim yanımda eğme başını hadi gidelim artık " elimdeki anahtara gülümseyip cebime attım ve çoktan apartmanın kapısından çıkmış abimin peşinden koştum. Hızlı yürüyordu.

Arabaya binip kemerimi bağlarken o da aynı hızla garajdan çıkmış zaten yakın olan askeriye doğru sürmeye başlamıştı. 10 dakikalık bir yoldan sonra arabayı park eden suratına baktım.

" Kardeş olduğumuzu üstlerden duyulursa aynı yerde görev yapamayız " aklımda uzun zamandır dönen sorun  ağzımdan bir anda çıkarken o da sanki bu konu hakkında düşünmüş gibi kafasını salladı.

" Ben bu konu hakkında çalışacağım sen düşünme bunları ve yorma kendini tamam mı ?" konu dönmüş dolaşmış benim yorulmama gelmişti gözlerimi devirip kapıdan indim. O da benim arkamdan inerken hızla hazır ola geçtim.

" Gece asi emret komutanım " tekmil vermem üzerine dudağının kenarı 1 saniyeliğine kıvrılmış ama hemen eski sert haline dönmüştü.

" Rahat çekilebilirsin asker " ufak bir baş selamı ardından hızla adımlayarak özlediğim askeriye girdim. Diğer özlediğim kişiye doğru ilerlerken aklımda sadece onu görmek vardı.

Dertsiz tasasız gidip boynuna atlamak istiyordum. Hızla çıktığım merdivenlerden sonra onun odasının önüne gelip kapıya vurdum. İçeriden gelen boğuk ses ile derin bir nefes alarak içeri girdim.

Masanın başında koca cüssesi ile oturuyordu. Kağıtlara gömülü kafasını kaldırmadan konuştu.

" Evet " benden yine ses gelmeyince çattığı kaşları ile kafasını bana doğru kaldırdı. Beni gördüğü an yorgun gözüken yüzü aydınlanırken oturduğu yerden kalktı. " Gecem "

Adımı uzun bir süre söylemediği gibi şimdi de yanına aitlik eki koyarak söyleyip beni etkiliyordu. Gerçi nefes alsa etkileniyordum orası ayrı meseleydi tabi

" Hani beni kokumdan tanıyordun. " Suratında çok görmeye alışık olmadığım muzip bir ifade ile bana yaklaştı ve kollarının arasına aldı. Başım hemen sert göğsünü bulurken onun eli de belimde yerini çoktan almıştı.

" O kadar çok beni sensiz bıraktın ki ölüp bittiğim kokunu anlamadım " lafı dolandırmasına gülerken kafamı kaldırdım ve gözlerine baktım. " Nasıl telafi etsek ki ? " aynı muziplikle cevap verişim onu da güldürürken kollarının arasında olmanın beni nasıl mutlu ettiğini düşündüm.

Bu adam beni miladımdı.

" Sana geberesiye hasretim var. Dün de görüşemedik. İki yüzyıl görüşememişiz gibi geldi. Ve üç yüzyıllık göresim geldi seni. "

Yakınlaşmamızdan itibaren bana sık sık şiir okuyordu. O sert çehresi yumuşuyor sanki başka bir insana dönüşüyordu.

Pelte kıvamına gelmiş sesim ile seslendim ona
" Asrın bana böyle şiir okuyorsun ya "
   "Hım"
" Sesin sanki duyduğum en güzel beste gibi "

Sesini çıkarmadan gözlerimin içine bakmaya devam etti. Sesini çıkarmasına da gerek yoktu aslında ben onun bir bakışından ne demek istediğini anlar olmuştum. Ben o olmuştum o da ben

" Bu aramızda yeni başlayan şey çok güzel ama ya üstlerden birisi duyup ayırırsa bizi , hem abimle de aynı yerde görev yapıyorum. " Abime açtığım korkularımı sevdiğim adama da söylerken gözlerimdeki endişe pırıltılarına hakim olamadım.

Eli hemen yüzüme düşen saçlarımı bulurken kırılacak bir eşyaya dokunur gibi okşadı.

" Sen merak etme güzelim beni senden ölüm ayırır bir tek " kaşlarım çatılırken kollarının arasından çıkıp başımı kaldırdım.

" Ölümden bahsedip kötüyü çağırma " bu huysuz halime gülmüş tekrar kollarının arasına çekmişti beni. Ne kadar böyle durduk bilmiyorum ama sanki bıraksalar bir ömür daha durabilirmişim gibiydi.

" Artık gitmem lazım üstümü değiştireceğim" zorla ayırdığım bedenimi kapıya doğru yönlendirdim.

" Dikkat et yavrum " hala sarıldığımız yerde öylece bana bakıp bana yavrum, güzelim demeye devam ederse odadan çıkamayacağımı bildiğim için onu duymazdan gelip kaçarcasına çıktım.

Kapının önünde derin nefesler alırken bir yandan da gülümsüyordum. Sağa sola bakındım. Kim bu halimi görse aşık olduğumu anlar gibi geliyordu.

Hızla adımladım ve odama girdim. Kamuflajlarımı giydikten sonra saçlarımı da el çabukluğu ile ördüm. Timimi özlemiştim. Beraber atlattığımız bu dönemden sonra sık sık görüşsek de onlarla olup dertsiz tasasız gırgır şamata yapmayı özlemiştim.

Diskoya gittiğimde orada olmadıklarını görmüş çardağa doğru ilerlemeye başladım. Binbaşının postasının bana doğru gelmesi üzerine adımlarımı durdurdum be bana yaklaşıp tekmil vermesini bekledim.

" Komutanım binbaşım sizi çağırıyor." Sözleri üzerine ona onaylayıp binbaşının odasına doğru adımladım.

Kapıyı çalıp içeri adımladığımda masanın başında bekleyen abim , biraz önce kollarında eridiğim Yüzbaşı ve timim vardı. " Üsteğmen Gece Asi emret komutanım " heyecanımı kontrol etmeye çalışarak konuşmama rağmen beni tanıyan birinin heyecanlı olduğumu anlayacağı bir ses tonunda konuştum. Aman ne güzel

" Otur Gece " Benim aksime oldukça ciddi olan surat ifadesi beni de gererken Pusatın yanına oturdum.       " Naber " kısıkca konuşması ile Pusata dönerken içten bir gülümseme ile suratına baktım. " İyilik senden naber " Asrının bizden tarafa olan sert bakışlarını görmüş olmasına rağmen biraz daha yaklaştı.

" Seninki kızgın boğa gibi bakıyor "

Delici bakışlarını üzerimde hissetsem de ondan tarafa bakmazken Pusata mümkünmüş gibi biraz daha gülümsedim. " Baksın " o da benim oyunuma ortak olarak sanki çok eğlenceli bir şey konuşuyormuşuz gibi sırıtmaya devam etti. " Haa yani seninki olduğunu kabul ediyorsun "

Ediyordum , Benimdi pek tabi

Boğaz temizleme sesi ile başımı binbaşıya çevirirken onun da Pusata tip tip bakıp kafasını sağa sola yatırdığını gördüm. " Bir ihbar aldık gölge bölgeye daha hakim olduğunuzdan sizin gitmenizi daha uygun gördüm. Hisar köyüne yeni atanan bir öğretmen vardı puştların öğretmen ve öğrencilerini kaçıracağını öğrendik. Hızla gidip olaya müdahale edin. Öğretmenin de öğrencilerin de kılına zarar gelmeyecek. "

Aldığımız emir üzerine hızla doğrulup kimseyle göz göze gelmeden odadan çıktım. Bu göreve ikisinin de beni göndermek istediğini biliyordum ama en zaten hem iyileşmiş hem de çok sıkılmıştım. Tüm timin esir düştüğü ve yaralandığı bu olayda neden hala benim üstüme oynadıklarını anlayamıyordum.

Sevgi bu değildi ki.

Korumak istediklerini anlamaya çalışabilirdim ama beni canımdan çok sevdiğim mesleğimden uzaklaştırmaya çalışmalarını anlayamıyordum.

Üzerimi değiştirip hızla dışarıya doğru adımlarken bir yandan da saçlarımı sıkı sıkıya örmüş omuzumdan arkaya atmıştım. Gündüz olduğu için arabayla gidecektik bu yüzden askeriyenin avlusuna doğru ilerledim.

Arabanın yanında bekleyen sevdiğim iki erkeğe bakarken içimden de dua etmeyi ihmal etmedim. Allah'ım onları benden alma geç buldum erken kaybetmeyeyim.

" Gece gel çocukların çoğu küçük yaşlarda onları korkutmadan çıkartıp güvenli bir yere alın öğretmen de genç ve yeni gelmiş büyük ihtimalle o da epey korkar sen onlarla kal " beni kırmadan saf dışı bırakma çabasını hayretlerle izlerken anlamsız gözlerle baktım ikisine de

" Siz nasıl emrederseniz komutanım " ikisi de hayretle suratıma baktı. Benden böyle bir cevap beklemedikleri belli olurken içten içe gülümsedim. Tabi ki dediğini yapmayacaktım timimin ikinci komutanı olarak olmam gereken yerde yüzbaşının tam arkasında savacaktım.

Onlara verdiğim baş selamının ardından arabaya hızlıca bindim. Binbaşına selam vererek arkamdan tim de arabaya binmiş ve köye doğru ilerlemeye başlamıştık.

Sessizlikle geçen yolculuk sonucu hedefte olan köye gelmiştik. Köyde sessizlik hakimken biz arabayı dikkat çekmeyecek bir yere park etmiş okula doğru ilerlemeye başlamıştık.

" Pusat yüksek bir yere çık etraf çok sessiz " gözlerimiz bir anda buluşurken kaşlarımım derince çatıldı.

" Tuzak " o da benim gibi düşünüyor olacak gibi kafasını sallayıp Onur ve Hasan bakıp ileriyi gösterdi. Anında yanımızdan ayrılan Askerlerim ile ortada sadece Akif ben ve Asrın kalmıştı.

" Biz içeri giriyoruz Asi sen kapıda bekle çocuklar içerdeyse sana yönlendireceğim. " Anlamsız gözlerle dediğini onaylarken onlar hızla içeri girmiş ben de kapıda kalmıştım.

Elim tetikte ileriye doğru bakarken Pusat ile göz göze geldik. Bana baş selamı vermiş ve Hasan abilerinin olduğu yere doğru dönmüştü.

Bende onun baktığı yere kafamı çevirdiğimde yağmurdan dolayı balçıklaşmış zeminde büyüklü küçüklü ayak izleri gördüm. Surat ifadem anında sertleşirken burada boşuna zaman kaybettiğimizi anlamıştım.

Zaten çoktan çocukları ve öğretmeni alıp kaçmışlardı. Uzaklaşmak için bizi oyalıyorlardı.

" Hasan okula gel " Yüzbaşının sert sesi ile okula doğru baktım. " Geliyorum komutanım "

Yanıma doğru gelen Hasan abi ve Onur ile onlara doğru ilerledim. " Onur sen burada kal ben Hasan abi ile giriyorum " Onuru dinlemeden hızla okuldan içeri girdim.

Önüme gelen bir iki sınıfın kapısını temkinlice açmış ama bir şey bulamamıştık.

" Acele et Hasan " endişeli çıkan sesi bedenimi daha hızlı hareket ettirmemi sağlarken son surat açtığım sınıf ile olduğum yerde kaldım.

" Siktir.

Продолжить чтение

Вам также понравится

MİHRİMAH/ Yarı Texting [+18] Medusa

Подростковая литература

1.9M 71.4K 59
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
Ben Kimim 🌊

Подростковая литература

598K 36.9K 29
"Geçimsizim bugünlerde Kimsesizim bu yerlerde Değersizim bu ellerde Gölgesizim her gün her yerde.." Kulaklarımdan girip ruhuma sızan eşsiz melodiyi d...
Gri Asker Ece

Подростковая литература

8.8K 466 18
(Bölümler uzundur.) Yıllar önce öldü diye gösterilen ve karanlık bir odada renklerin ne olduğunu bilmeden, ışığı görmeden büyüyen bir kızın hikayesi...
minik bebeğim(yarı texting) a.

Подростковая литература

1.1M 39.2K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!