İyi okumalar Ziyagileeeeeeeer
--
Düğüne hazırlık/ Düğün
"Ya Atlas abartmasan mı?" Toprak'ın yanına oturup bana bakındı. "Bir kere ya, ne olacak ki?" Derin bir nefes verdim dışarıya.
Arkama yaslanıp Atlas'a bakınmaya devam ettim. "Çocuk daha üç aylık ve o bu durumdayken düğünü kabul ettim. Abartılı bir şey beklemesen mi?" Atlas çocuk gibi omuzlarını yukarıya kaldırıp indirdi.
"Biliyorum, bunu neredeyse her gün diyorsun ama gerçekten çok istiyorum."
Toprak'ı kucağına alıp bana gösterdi. "Şu çocuk hatırına kabul et." Kaşlarımı hafifçe çattım. "Toprak ve gelinliğin ne alakası var?" Atlas bir bana bir Toprak'a bakındı. "Büyüdüğünde bizim düğün fotoğraflarımıza bakmak istediğinde seni gelinliksiz mi görsün?" Kafamı onaylarcasına salladım. "Benim annem gelinlik giymeyi tercih etmemiş diyebilir."
Atlas yüksek sesle iç çekti. "Ama ben istiyorum."
Bana yavru köpek bakışları atarken göz devirdim.
"Hayatımızın en özel gününde senin de en özel kıyafetinle parlamalısın." Dedi gözleri parlayarak.
Kahkaha atarak ona bakındım. "Atlas ben gelinlik giymem. Bu tarz şeylere hiç ilgim olmadı ki." Dedim.
Atlas ciddi bir ifadeyle "Ama bu gün sadece senin ve benim. Gelinlik içinde seni görmek istiyorum çünkü sen benim hayatımın en özel kadınısın." Dedi.
Bunu duyduğumda kalbim hızla atmaya başladı. Atlas'ın sözleri, içimde bir sıcaklık yarattı. Onun bu teklifi belki de benim bir gelinlik içinde olmam gerektiğini düşünmemi sağladı.
Sikerim böyle işi ya! Beyaz olan tek şey neden kefen değil ki? Nereden çıktı bu abartılı, iğrenç elbise?
Atlas bana bakarken "Pekala." Dedim. Sanki tuttuğu takım gol atmış gibi sevinmeye başladı. "Ama benden üç ay hiçbir şey istemeyeceksin."
Atlas kafasını olumlu anlamda salladı. "Akşam düğün var, sanki hemen gelinlik bula-" Bir an duraksayarak Atlas'a bakındım. "Sen kabul edeceğimi anlayarak, gelinliği önceden almış olabilir misin?" Diye sordum.
Atlas bir şey demeden kafasını başka tarafa çevirdi.
Oturduğum yerden kalktım. "Sen zahmet etme diye, hallettim." Diye mırıldandı Atlas.
Kapı çalınca kapıya geçtim. Kapıyı açtığımızda bir makyaj uzmanı ve saç tasarımcısı karşımızdaydı. Atlas düğün hazırlıkları için bu sürprizi organize etmişti.
Gelinlik giymeyi kabul etmiştim ancak makyaj konusunda pek deneyimim olmadığı için bu sürpriz beni oldukça heyecanlandırmıştı. Makyaj uzmanı ve saç tasarımcısı, samimi bir gülümsemeyle içeri girdi ve beni rahatlatmaya çalıştı.
Sade bir şekilde evimizin bahçesinde yakınlarımızla düğün aldı altında kutlama yapalım derken, Atlas'ın bu davranışı şaka mı?
Salona geçtik ve makyaj masasına oturdum. Makyaj uzmanı, düğün temasına uygun bir makyaj yapmak için renk paletini seçerken, saç tasarımcısı da başımdaki saçları inceliyordu.
Toprak ağlamaya başladığında Atlas Toprak'ı eline aldı. "Sen hazırlan karım. Ben Toprak ile ilgileneceğim." Dedi, Atlas cidden benden çok heyecanlıydı.
Atlas ve elinde olan Toprak beraber odaya geçtiler.
"Çocuğunuz mu var?" Diye sordu makyaj uzmanı. "Evet." Dedim. Makyaj uzmanı bana gülümsediğinde saç tasarımcısı "Düğün yapmaya yeni vaktiniz oldu galiba, bu durumla çok az karşılaşıyoruz." Dedi.
"Evet, Atlas kanseri yendikten sonra bir süre hastanede olması lazımdı. Yine de hastaneden izin alıp nikah kıydırdı. Toprak doğumadan iki ay önce kanser tamamen Atlas'tan uzaklaşınca 'Hamilelikten sonra' diyerek ileriye attık düğünü."
İkisi de bana bakarken "Kanserken bile sizi düşünmesi çok güzel." Dedi makyaj uzmanı. "Zaten Atlas'a kalsaydı kanseri tamamen yenmeden düğün yapma derdindeydi."
İkisi birden gülerken ben de gülümsedim.
Her ikisi de beni dinleyerek ve stilime uygun bir görünüm yaratmaya çalıştı. Düğün günümde beni en güzel hale getirmek için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya kararlıydı.
Makyaj sırasında makyaj uzmanı nazikçe bana 'Nasıl hissettiğimi' sordu ve her adımda beni bilgilendirdi. Saç tasarımcısı ise saçlarıma uygun bir model belirlemek için fikirlerimi dinledi ve istediğim bir tarza sahip olmamı sağlamak için uğraştı.
Hazırlıklar sırasında, evin içinde gülüşmeler ve keyifli sohbetler yankılandı.
Makyaj ve saç tasarımı tamamlandığında, aynaya baktığımda kendimi tanıyamadım. Dedim ki; "Ulan bu lavuk kim?"
Gelinliği normalde makyajdan sonra giymem lazımmış ama gelinliğim daha gelmediği için giyemedim.
Makyaj uzmanı ve saç tasarımcısı evimden ayrıldığında Atlas odadan çıktı. Kucağında Toprak vardı ve ikisi de aynı takım elbiseyi giyinmişti. İstemsizce dolan gözlerimle onlara bakındım.
"Siz çok yakışıklı olmuşsunuz." Dedim.
"Toprak görüyor musun babacım? Kendi güzelliğini görmediği için üzülmesi lazımken, bizi övecek kadar kibar bir annen var."
Atlas'ın yanına geçip yanağından öptüm. Dudağımdaki ruj Atlas'ın yanağına geçince silmek için elimi yanağına götürüyordum ki Atlas geriye doğru bir adım attı. "Ruj bulaşmıştı." Dedim.
"Senden bulaşan her şey hoşuma gidiyor, kalsın bu burada."
Atlas cümlesini bitirmesiyle kapı çalınca kapıya geçtim. Büyük bir kargo geldiğini gördüğümde gülümseyerek kargoyu elime aldım.
İçeriye geçip masanın üzerine kargoyu koydum. İçini açtığımda gelinlikle karşılaştım. Gelinliği elime alıp bakınmaya başladım.
Göğüs dekoresini kapatmak için omuzlarına uzanan bir çizgi vardı. Gelinlik kabarık ve fazla parlaktı. Gözlerimi kamaştırıyordu. Dantel, gelinliğin üstünde sıkça kullanılan özel bir detay gibiydi.
Gelinliği elime alıp odaya geçindim. Gelinliği giyindiğimde üzerime tam olmuştu. Zaten Atlas bir süredir bedenimi sorup duruyordu, bunun amacı da belli oldu.
Odadan çıktığımda Atlas'ın Toprak'ı önceden hazırladığım biberonla beslediğini gördüm. Yalandan öksürerek dikkati üzerime çektim. Atlas bana dönünce gülümsedi.
"Her seferinde nasıl tekrar aşık olabiliyorum sana?"
---
Evin bahçesi, düzgün kesilmiş yemyeşil çimenler ile süslenmişti. Misafirlerin arka bahçeye girişi, samimi kahkahalar ve sevinç çığlıklarıyla dolu bir coşku yarattı. Gören de benim değil onların özel günüymüş gibi davranıyorlardı.
Her biri, bahçenin güzellikleri arasında dolaştı. Bahçenin anasını ağlattılar.
Bahçenin etrafında yayılan hoş bir müzik, konukları eğlendirmeye başlamıştı.
Atlas yanıma gelip "Bunlarla modern düğün olmaz, çeyrek altın getirmişler. Ben bunlara parayı hesabıma atın demiştim." Dedi. Gözlerimi büyülterek "Dedin mi böyle bir şey?" Diye sordum. Atlas gülümseyerek bana baktığında göz devirdim.
Atlas ile beraber bahçeye doğru geçtik. Toprak ise kucağımdaydı. Bahçeye adım atmamızla büyük bir alkış koptu. Konfetiyeler patladığında aklımdan sadece burayı kimin toparlayacağı sorusu geçti.
Düğünün ilerleyen saatlerinde Derin Toprak'ı alıp odaya çıkarttı. Derin geri geldiğinde ise dans başladı. Herkes dans ederken Atlas cips aşerdiğini söylüyordu. Çağrı'ya düğünden çıkıp cips alması için ikna etme konuşması yaparken Ceylin'ler ile konuşmaya başladım.
Ceylin "Darısı başıma." Diyerek Devrim'e duyurunca Devrim gülümsedi.
Atlas yanıma gelip kulağıma "Çağrı cips almaya gitti." Dediğinde gülümsedim. Ardından elimden tutarak beni herkesin görebileceği bir alana götürdü. Müzik yavaşça kesilirken Atlas konuşmaya yaptı:
"Sevgili dostlarım, bugün burada bir aşk hikayesinin yeni bir bölümünü yazmak için toplandık. Sizlerle birlikte, sevgi dolu bir romanın sayfalarını çeviriyoruz. Her biriniz, bu hikayenin kahramanlarısınız ve bu masalın bir parçası olduğunuz için minnettarız."
Duygusal bir tebessümle devam etti: "Bugün burada olmanız bu masalın daha da güzelleşmesini sağlıyor. Hep birlikte bu özel günü sevgi, neşe ve unutulmaz anılarla dolduralım." Bana döndüğünde "Öykü, seninle birlikte olmak hayatımın en büyük hediyesi. Herkesin içinde söylemek istiyorum ki, seninle geçireceğim her anı dört gözle bekliyorum." Dedi.
Ne diyeceğimi bilemedim. Ona bakınıp gülümsedim. Galiba konuşma yapma sırası bana gelmişti.
"Önceden ne diyeceğimi hazırlamadım, bu nedenle saçmalayabilirim ama demek istediğim şu ki: Seni ilk gördüğüm zaman her şeyin değişeceğini hissetmiştim. Her ne olursa olsun, sana aşığım."
Atlas elini belime sarıp dudağımı öptü. Dudağına karşılık verecekken çekilince bomboş bir yüz ifadesiyle ona bakındım.
Müzik tekrardan yükselmeye başladığında dikkatler dağıldı.
Atlas bana bakarken gülümsedim.
Atlas tekrardan öpecekti ki Derin hızla yanıma geldi. "Bölmek istemezdim ama Toprak ağladı." Dedi. Atlas Derin'e baktığında "Sen halletsene anne yarısısın." Dedi. Derin yalandan gülümsediğinde "Anne diye ağlayacak neredeyse, gelmesi lazım." Dedi.
Bir şeyler olduğunu anladığımda Atlas'a bakıp "Hemen geleceğim kocacığım." Dedim. Atlas bana büyülenmiş gibi bakarken yanağından öptüm.
Derin ile beraber evin içine girdiğimizde "Sorun ne?" Diye sordum.
Derin benim telefonu bana uzattığında telefonumu elime aldım. "Biri mesaj attı." Dedi. "Derin kesik kesik anlatma, Acun Ilıcalı mısın sen?" Telefonumu açtığımda mesajlar kısmına girdim.
Bilinmeyen Numara: Akın olduğun güne pişman olacaksın.
Bilinmeyen Numara: Atlas'ı tanımamayı dileyeceksin.
---
Selam bebişimmm nasılsın?
Çok özledim sizi!!
Öykü ve Atlas'ın çocuğu olan Emir'in kitabı şuanki ismiyle 'Sex' yayında!!
Oraya sizi bekliyorummm
SİZİ ÇOK SEVİYORUM AŞK BAHÇELERİMMMM
Kitaplardan haberdar olmak için:
İnsta: ecemziyagl ve konserkitabi
Tiktok: EceZiyagil