KANLI SİS

Galing kay matmazelinizz___

2.2K 349 1K

~Kanlı Sis "Adaletin Kadını"~ "Senden nefret etmeme engel ol." dedim sırıtarak. Sesli bir şekilde güldü, yüzü... Higit pa

•1.Bölüm-DEJA Sözü
•2.Bölüm-Buluşma (1)-Paris
•3.Bölüm-Hayaller ve Kırıklar
•4.Bölüm-Los Angeles Polis Teşkilatı
•5.Bölüm-CÖB
•6.Bölüm-Olay Yeri
•7.Bölüm-Yakışıklı Dedektif
•8.Bölüm-Gündüzlerin Hayaleti Gecelerin Kraliçesi
•9.Bölüm-Filmin Fragmanı
•10.Bölüm-Ateşin Diğer Yüzü
•11.Bölüm-Güzel Bir Gece
•12.Bölüm-Alevli Gözler
•13.Bölüm-Oyuncu
•14.Bölüm-Oyunbozan
•15.Bölüm-Kovalambaç
•16.Bölüm-Kaktüs
•17.Bölüm-Gerçekler
•18.Bölüm-Yeni Temsilci
•20.Bölüm-Adalet(2)
•21.Bölüm-Kaçak
•22.Bölüm-Teklif
•23.Bölüm-Sönmüş Ateş(S.F.)
•24.Bölüm-İpucu
•25.Bölüm-Görüşme
•26.Bölüm-Tehtit
•27.Bölüm-Victoria Black
•28.Bölüm-"Onu tanıyorum."
•29.Bölüm-Geçmişteki Gerçekler
•30.Bölüm-Geçmiş Güzeldir
•31.Bölüm-Bir Kez Daha
•32.Bölüm-Acılar ve Kabuk Oluşturanlar
•33.Bölüm-Adalet (3)
•34.Bölüm-Acı ve Aşk

•19.Bölüm-Adalet (1)

56 8 41
Galing kay matmazelinizz___

Hoş geldinizz

Oy vermeyi ve güzel yorumlarınızı eksik etmeyinnn

O zamannn

Derin bir nefes alın,

Başlıyoruzzz❤️‍🔥

🍂🌑🟥

~Katil (Gecelerin Kraliçesi)

Çalan alarmıyla uyandı ama hâlâ gözlerini kapalı tutuyordu.

Ard arda çalan alarmlar susmak bilmeyince gözlerini açmadan doğruldu ve ezbere bildiği kapatma yerinden kaydırarak alarmı kapattı.

Gözlerini bastırarak ovaladı ve iyice açmaya çalıştı.Duvardaki saatine baktı;öğleden sonra 7.48

Güneş daha yeni batmış olmalıydı.Ebeveyn banyosuna girip duşu açtı,kıyafetlerini makinaya atıp duşun altına kendini bıraktı.

Birkaç gün önce olan toplantıyı hatırladı.Örgütler arası çatışma olabileceğini duymuştu.Büyük bir çatışma olurdu.En büyük örgütler değillerdi fakat en küçüğü bile çok güçlüydü.

Şampuanını alıp saçını ve vücudunu birkaç kere köpürttükten sonra banyodan çıktı.

Kurulandı, saçlarını taradı,onlarıda kuruladı, yüzüne bakım yaptı, deodorant sıktı,giyindi.En son terliklerini giydi ve dişlerini fırçalamaya koyuldu.

Macunu fırçaya sıkarken kaydırak gibi olduğunu düşünüp gülümsedi.Gülümsediğini fark edince gülümsemesini silip dişlerini fırçalamaya başladı.

Aşağı kattan takırtı sesleri duyunca ağzındaki diş fırçası ile donup sesi dinledi.Ara ara geliyordu.

Kedi,köpektir diye düşünüp fırçalamaya devam etti.En fazla ne olabilirdi ki?Ve onu ne kadar etkileyebilirdi bir defa?

Ağzını temizleyip havluyla her yerini kuruladı.Elindeki havluyla beraber ebeveyn banyosundan çıktığında odasının kapısı açıldı.Korkarak geriye sıçradığında sinirle kapıya döndü.Bir adam elinde silahını ona doğru döndürmüş dikiliyordu.

Sinirle adama baktı."Ne arıyorsun burada seni aptal şey?"

Adam tetiği çektiği anda ciddi olduğunu anladı."Ne kadar değerli eşyan varsa!... hepsini istiyorum!"diyerek çıkıştı adam.

Kadın bir adım atarak ellerini beline koydu."Pardon?"

"Sakın!"dedi adam geriye giderek."Ölmek istemiyorsan geri naşla ve bana değerli eşyalarını ver.Çabuk!"

Kadın kahkaha attı."Sen mi beni öldürüceksin?!"

Adam garipsercesine baktı."Sen...canına mı susadın?"

Kadın ciddileşmeye çalıştı ama hâlâ gülümsüyordu."Tamam,pekâlâ.Ne istiyorsun?"

"Değerli olan tüm eşyalarını!Çabuk!"

"Tamam tamam veriyorum,sakin ol."Ellerini kaldırarak odadan çıktı.Adam, silahıyla onu takip ediyordu.

"Şu koridor."dedi yan odayı işaret ederek."Değerli eşya dedin,öyleyse vereceğim ama bunları aldıktan sonra gideceksin anlaştık mı?"adam kafasıyla onayladı."Bu cümlemi sakın unutma.Sınavda çıkacak."

Adam tekrar garipsercesine bakarken kadın kapıyı açtı.İçerisi çok karanlıktı."Aç şu ışıkları!"diyerek bağırdı adam.

"Tamam, sakin ol."dedi kadın sakince.

İçeriye girip sola döndü ve karanlıkta kayboldu."Hey!Ne yapıyorsun?buraya gel çabuk!"

Adam korkuyla bir adım attığı sırada aniden içeriden kadın belirdi ve elinde silahı vardı."Ne yapıyorsun?!"

"Sana değerli bir eşyamı veriyorum."diyerek yanıtladı kadın.

"O silahı bırakmazsan seni vururum!"

Kadın sırıttı."Beni vurucak mısın gerçekten?"

"Beni öldürmen umrumda değil.Seni vururum!"

Kadın sırıtmasını genişletti."Sen ilk önce boş namlunu doldurup gel."dedi önünden geçip merdivenlere ilerlerken.

Adam şaşkınca silahına baktı ve namlusunu kontrol etti.Boştu bomboştu bir tane bile mermisi yoktu."Bunu nasıl anladın,kimsin sen?!"

Kadın merdivenlerden inip salondan adama baktı."İn hadi!"

Adam korkak adımlarla ilerlerken konuştu;"Beni öldürmeyeceksin değil mi?"

"Sana değerli bir eşyamı vereceğim hırsız."diyerek sırıttı."Ve bunu çok seveceksin."

Adam,salona geçti kadından uzak duruyordu.Kadın ona yaklaşmaya başladı.Geri geri yürürken silahı kadına dönüktü ve hâlâ hedef olarak onu alıyordu.Kadın silahı gösterdiği anda silahını yere fırlattı."Takas yapalım tabii."

"Pisliksin!"dedi adam nefes nefese.

"Hızlı çıktın ha hırsız?"

Uzun bir sessizlik oldu.En sonunda kadın konuştu;"Yere otur."

"Ne?"

"Yere otur!"

Adam yere oturup yukarıya yani kadının yüzüne baktı.Kadın silahını adama çevirip nişan aldı.

"Hayır!"

Kadın,işaret parmağı ile sus işareti yapıp susması gerektiğini belirtti.

"Sana unutmaman gereken bir şey olduğunu söylemiştim,bir cümleydi.Hatırlıyor musun?"

Adam, kafasını kaldırıp baktı."Değerli eşya dedin,öyleyse vereceğim ama bunları aldıktan sonra gideceksin."dedi adam.

Kadın gülümsedi."Ezberin iyiymiş.Neden hırsızlık yapıyorsun?"

"Sanane!Ben sana insanları neden öldürüyorsun diye soruyor muyum?"

Kadın,adamın önüne geçip ona döndü."Neden böyle bir örnek verdin?"

Adam bakmadan kolunu işaret etti."Dövmeni gördüm."

Yine uzun bir sessizliğin ardından kadın konuştu;"Pekâlâ,sana değerli bir eşyamı veriyorum öyleyse.Sonra da gidiceksin."

"Vermek mi?Ne vericeksin ki?"

Kadın sırıttı."Kurşunumu."dedi sakince."Unutma,ben nefes aldığım sürece...adalet yerini bulacak!"

Ve onu vurdu.

***

Cinayetini işleyeli belki yarım saat belki de kırk beş dakika felan olmuştu,belki de daha fazla...

Silah odasına gidip silahlarını çantalara doldurmuştu.Her an her şey olabilirdi.Kendi ismi çıkmasa bile hırsızi arıyorlardı ve burada olduğunu ögrenirlerse silahlarını burada bırakamazdı.

Yaklaşık 5-6 çanta silah doldurduktan sonra giyinmeye gitti.

Odasından dolabını açtı ve bir sürü alması gereken kıyafet olduğunu fark edince derin bir iç geçirdi.Hepsini alamazdı hatta hiçbirinin alamazdı.

Dolabından siyah,yarım kollu,dar bir tişört aldı.Üstündeki kıyafetleri çıkarıp sadece iç çamaşırları ile kaldı.Tişörtü üstüne geçirip pantolon kısımlarına baktı.Parlak,dar bir pantolon seçip üstüne geçirdi.Hem çok rahattı hemde gayet sıcak tutuyordu.

Üstünü tamamladıktan sonra uzun siyah bir çorap geçirdi.Ceket için aşağıya inmesi gerekiyordu o yüzden onu en sona bıraktı.Dolabının yanındaki uzun çizmelerden siyah ve en uzun olanını alıp giydi.Çizme,diz kapağının üstünde bitiyordu,bunu çok seviyordu.

Gözlük ve maske arasında kaldı hangisini giymeliydi?

Maskesini alırsa gözlük evde kalacaktı eve bir daha gelemeyeceği için ikisinide alıp yatağının üstüne koydu.Eşyalar için çanta gerekliydi.Dolaptan sadece bir tane olan uzun çantasını alıp gözlüğünü içine attı telefon,saat vb. eşyaları da içine atmıştı.

Maskesini kafasından geçirip boynunda bıraktı, dışarıya çıkınca ağzını örterdi.

Saçlarında ki eksikliği fark edince banyosuna ilerledi ve yukarıdan sıkı bir at kuyruğu yaptı.İstediği gibi olmasa da dışarıdan o kadar da kötü gözükmüyordu.

Banyosundan çıktı.Odasından çantasını alıp koridordaki ağır silah çantalarını aldı.Aşağıya indi.Kahretsin! unutmuştu.

Silah çantalarını vestiyerin yanına bıraktı.Hızla mutfaktan bir bıçak alıp cesede yöneldi.Yüzüstü yatırdı,sırtını açtı.Ceset tazeyken daha kolay imza atılıyordu bu biraz zor olacaktı...

Cesede yavaşça imzasını attıktan sonra adamın tişörtünü çıkarıp koltuğa attı.İmzasına bayılıyordu.Hele ki cesetlerin üzerinde çok güzel durduğunu düşünüyordu.Artık kokudan midesi bulanıyordu,bu kokuya alışmıştı hatta bazen kan kokusuz yapamayınca delirdiğini düşünüyordu.

Doğrulup vestiyerine ilerledi ve uzun,parlak,siyah ceketini alıp üstüne geçirdi.Bu tarzına da bayılıyordu.

Cesede bakmadan;ilk önce küçük çantasını sonra ise silah çantalarını aldı.Arkasına bile bakmadan kapıyı açıp dışarıya çıktı sonra kapattı.

Hemen önünde siyah modelli arabası vardı.Çalmıştı çünkü kaçak satılıyordu.Onun olmuştu ve daha güzel olmuştu?

Cebinden arabanın anahtarını çıkarıp arabanın kilitlerini açtı.Anahtarı cebine sokup bagaja ilerledi.Bagaj kapısını açıp bütün silah çantalarını bagaja yerleştirdi.O kadar ağırlardı ki araba gerçekten büyük bir nimetti.

Bütün çantaları yerleştirdikten sonra bagaj kapısını kapatıp şoför kapısını tam açtığında birisi onu arabaya yapıştırıp önüne döndürdü.Sinirle çemkirecekken sakinleşti"Komiser?"

"Buradan hemen gitmen lazım.Hemen!"

"Zaten gidiyord-"

"Diğer kapıya dolan!"

"Ben sürebilirim!"

"Şu an süre kaybediyoruz, çabuk geçmen lazım!"

Daha fazla karşılık vermeden diğer kapıya dolandı.Kapıyı açıp içeriye geçti ve kapısını kapattı.

Komiser de içeriye girmiş koltuğa oturdu."Anahtar."

Eline fırlattığında komiser havada kaptı."Pekâlâ gidelim."

Anahtarı yerine sokup arabayı çalıştırdı."Nereye gidiyoruz?"

"Gitmemiz gereken bir yere."

"Neden?"

Arabayı sürmeye başladı."Bana güveniyor musun?"

Kadın, önüne döndü.

"Pekâlâ,gidiyoruz ve sen bana güveniyorsun."

"Böyle bir şey söylediğimi hatırlamıyorum?"

"O zaman güvenmiyorsun?"

"Böyle bir şey söylediğimi de hatırlamıyorum?"

O kadar uzun bir sessizlik olmuştu ki yaklaşık bir saattir yoldalardı ama hiçbir şey konuşmuyorlardı.Arabadaki tek ses klimalar ve nefes alış verişlerinin sesiydi.

"Sana ne şekilde seslenebilirim?"

"Ne?"diyerek afalladı kadın.

"Yani,bir ismin olmalı."

"İsmim yok."diyerek cama döndü,sinirle.

"Hadi ama.Bana komiser diyorsun.Darian'da diyebilirsin ama bunu tercih ediyorsun.Ben de isminle hitap etmek istiyorum ve ismini öğrenmek istiyorum.Yalan olsa bile."

"O zaman belki de 'Kaktüs' diyerek hitap etmen gerekiyordur."

Adam,kadına döndü,güldü."Bu zaten sana hitap şeklim.Söylemek istemiyorsan...her neyse sen bilirsin."

"Victoria."

Afalladı."Ne?"

"İsmim,Victoria."

Adam güldü,tebessüm etti.Önüne döndü.Arabayı sürdü.

"Örgüt neden peşimde?"

"Seni elde etmek istiyorlar.Büyük örgütlerin seni elde edememesi için kandırmaya veya kaçırmaya çalışıyorlar.Her yer onların adamlarıyla çevrili.Bildiğim,ormanlık bir yol var.Oradan gitmeliyiz."

"Ben zaten gidecektim.Başka yere yani."

Tek kaşını kaldırarak cevapladı."Nereye?"

"Bildiğim bir kamp var.Eyalette ve başıboş."

"Neresi acaba burası?"

"Büyük Dağ'ın taraflarında."dedi anlamadan.

"Orası da örgütler tarafından çevrildi,uzun zaman önce.Hiçbir yere ve kimseye güvenemezsin Kaktüs.Her yer cehennem gibi,herkes seni arıyor.Anla artık şunu."

Kadın,önüne dönüp yolu seyretmeye koyuldu."Yoruldum..."

"Bu hayatı sen seçtin."

Bunu inkâr edemezdi.Bu hayatı o seçmişti.Böyle olacağını biliyordu.Ama pişman değildi,bu onun mesleğiydi,göreviydi.Bir daha bu seçenek sunulsa bir daha aynı seçeneği seçerdi.

Silah sesleri ile hareketlendiler."Çatışma mı var?!"

"Örgütler arası olmalı."

"Komiser,buradan gitmen gerekiyor!Teşkilat öğrenirse sonu kötü olabilir."

Darian,kadına döndü."Bunu yapamam.Tek başına olmaz."dedi ciddiyetle.

"Sen bir polissin!Ben ise bir katil.Bu benim görevim.Sen de görevini yap ve buradan git!"

"Seni bırakmam!"

"Bırakmak zorundasın!"

"Victoria..."

"Komiser,git!"

Son kez uzun uzun yüzüne baktı."Kendine bir şey olmasına izin vermeyeceksin."

Kafasını salladı."Git,artık.Buraya gelirler az sonra."

Darian'ın bakışlarını dudaklarında gördüğünde kalp atışları hızlandı.Arabaya gelen silah sesiyle ikiside eğildiler.

"Git artık!"

Darian,ısrar etmeden kapıyı açıp çıktı.Belinden silahını çıkarıp caddeye doğru ilerledi.Kadın,bir daha ona bakmadı çünkü vakti yoktu.

Arabadan hızla çıktı.Gözlerin, üzerinde olmamasına sevindi.Örgütler çatışma halindeydi kadını görmüyorlardı bile.

Hızla bagajı açıp büyük silahların olduğu çantanın fermuarını açtı.Son model silahını ellerine aldı, ağırdı ama bir o kadarda güzel vuruyordu.

Silahın namlusunu kontrol edip örgüte doğru silahını doğrultup nişan aldı.

Bir çok insan vardı böyle olamazdı.Silahını çantaya gerisingeri yerleştirip tehlikeli simgeli çantayı açtı.İçerisinden çok büyük patlayıcısı olan bir bomba aldı.Herkesin bildiği gibi katil;toplu bir cinayet işleyeceği zaman orayı bombalardı.

Bombayı hazırlayıp topluluğun üstüne attı.Tam 30 saniye sonra patlayacaktı.

Hızla bagajının kapatma düğmesine basıp arabaya bindi ve olabildiğince sertçe gaza basıp olay yeriyle arasında uzak bir mesafe bıraktı.

Tam 30 saniye sonra bomba patladı ve havada saçılan ete benzettiği maddeler midesini bulandıracaktı ki buna değdiğini düşündüğü için bulantısı başlamadan bitti.

Tekrar arabadan çıkıp bagajı açtı ve içinden dronunu hazırladı.Kumandadan dronu tam olay yerinin üstüne ayarlayıp kumandayla beraber arabaya bindi.

İşte bunu seviyordu...

🍂🌑

Merhaba merhabaaa

Tekrar bir bölümünün sonundayız bu bölüm beklediğimden de uzun oldu aktı aktı gitti yani djanjdnshd

Sizce bölüm nasıldı?

Victoria karakterini seviyor musunuz?

Bölüm hakkında düşünceleriniz neler?Merak ediyorum şahsen yorumlara bekliyorummm

Bir maşallahınızı alırım sık sık bölüm atıyorum o kadar jdnsjdbsh

Bol bol su içmeyi unutmayınnn

Diğer bölümlerde görüşürüzzz

Hoşçakalınnn❤️










Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

131K 7.2K 66
Tehlike Çetesi serisinin 3. kitabıdır.
2.5K 1.1K 21
Sanaldan başlayan bir aşk, evliliğe doğru gidiyor ve ben hala bu adamın etkisinden çıkamadım. monalisa: 7.7.23 sanaldan başlayan bir aşkın evliliğe...
1.8M 49.4K 26
asker ve yeni aile kurgusu Barın elindeki çakıyı incelerken "fazla ses yapıyorsun. Dikkat et." diyerek konuştu. Ses falan yapmıyordum. Askerdim ben...
45.8M 2.1M 86
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm...