arabada ilerliyorduk
"demir ormandaki eve gideceğiz dimi?ben yanıma bir şey almadım çünkü"
dedim arabayı dikkatleri süren demire
"sen nereye istersen"
"tamam oraya gidelim"evet çünkü diğer evde bulut vardı onunla son konuşmamış pek güzel olmamıştı ve ben tekrar onunla karşılaşıp hakaretler yemek istemiyordum yada demirle ikisinin karşılaşıp felaket olmasını zaten bu ikisinin birbinden nasıl haberi yok ben anlam veremiyorum?
demirin değil mi o site
e bulutun orda olduğunu söyleyemediğim için nedenini de sorgulayamıyorum.
bu yüzden nasıl öğreneceğim bilemiyorum
sonunda eve ulaşa bilmiştik
bu eve tekrar gelmek beni tuhaf hissetirmişti şimdi bambaşka insanlar olarak geliyormuşuz gibi
umarım eski acıları tekrarlatırmazsın.
arbadan inip demirin inmesini bekledim
demirde inince yanina gittim
"hemen gitmeyeceksin değil mi"
"birazdan çıkacağım"
demir anahtarla kapıyı açınca ikimizde içeri girdik
üstümdeki montu asıp ilerledim etrafa bakarken arkamda olan demir konuştu
"özledin mi"
arkamı dönüp göz devirdim
"aynen özledim"dedim
demir sırıtıraken
arkamda kadın sesi duymamla yerimse kala kalmıştım
"hoş geldin demirim"
aniden arkamı dönüp kim olduğuna baktım
bu o kızdı sarışın kız?
al işte dakika bir gol bir
burası nasıl bir yer ya maşallah elini kolunu sallayan giriyor galiba
bu kız hakkında pek bildiğim bir şey yok sadece demire takık ve çocukluktan beri birbirlerini tanıdıklarını ve en önemlisi demirle kendini sevgili sanması
ben öylece durmuş merdivende duran kıza bakarken demir yanıma geldi
oda şaşırmıştı
"asya"
demire baktım şu kızın elinden artık anahtarı alabilir mi?
bize doğru gelen kız gülümseyerek demirin karşısında durdu
"sevgilim"
Allah'ım sabır şizofren kafasında mı kuruyor?
"asya ben daha geçen seninle ne konuştum!"
demirin bağırığı bile bu kıza işlemiyordu
"yine mi bu kız"dedi beni Altan üste süzerken
dayanamayarak konuştum
"evet yine ben rahatsız mı oldun Allah'ın şizofreni"
"efra güzelim bize bi müsade et"
"ne müsadesi demir ya?bu kız kafayı mı yemiş"
demirin sert bakışları beni bulunca umursamayarak omuz silktim
hiç bir yere gitmiyordum.
"demir?bence bu kıza fazla yüz vermişsin üstelik güzelim ne? ağzına yakışmıyor"
elini demirin koluna yerleştirip demire sokulunca
benim devrelerim yandı sakinim??sakinim...
ben kıza yaklaşırken demir sert bir şekilde kizi kolundan tutup çıkışa doğru sürüklemeye çalıştı
şaşırmış şekilde izliyordum
"demir ne y-apıyorsun"
"sana benden uzak ol demiştim baban dan da senden de bıktım sikeceğim ikinizi de"
demir bıkkın şekilde kapıyı açıp kızı yere fırlatmasıyla yanına koştum
"demir sakin ol"
"hep bu kız yüzünden dimi?kim bu kız? yoksa bana böyle davranmazsın sen"
"lan siktir git!"
yutkunum demire baktım"demir sakin olur musun lüten ya kıza zarar verme"
tekrat benim adımı anıp doğruldu yerden
"çok heveslenme seninle de belli bir zaman takılıp atacak seni demirin seni sevdiğini mi düşünüyorsun."
"asya sınırlarını zorluyorsun"demir evden çıkıp kızın karşısında dikilmişti
kızın söylediklerini elbet umursamayacaktım bir kere sağlıklı düşünemiyor demir diye kafayı yemiş
"demir yapma böyle... lütfen konuşalım seninle bana böyle yapamazsın.
asyayım ben ya asya asya?? çocukluğumuzun hatrına"
"sana söylemiştim asya babanda sende benim için bittiniz siz benim babamı saklayarak benim için bir hiçsiniz sende daha fazla etrafımda dolanma geçmiş falan dinlemem öldürürüm seni"
"BEN SENİN BABANA YARDIM ETMEDİM BABAMDAN NEDEN BEN SORUMLUYUM...ben seni seviyorum demir"
" babanı korumayı çok iyi beceriyorsun ama."
"demir bir hataydı lütfen..son kez konuşalım bari"
"git asya"
"demir son kez konuşalım sakince"
"lan neyi anlamıyorsun konuşacak bir şey yok bak ben demirim asya tantanaya gelemem sınırını zorluyorsun elimden bir kaza çıkacak siktir git."
"gerçekten gitmemi istiyor musun?
eğer bu sefer gidersem demir her şeyi geride bırakırım bunca zamandır salak gibi peşinde koşuyorum.
seni bin bir türlü sürtükle görüp göz yumuyorum sen benim hissetiğim acının birazını hiç hissetin mi ya?
ben gurur nedir hiç bilmedim sayende? yıllardır peşinde koştum beni biraz sev istedim kızlarla yatıp kalkmaktan başka bir şey bilmezken sen biraz sevgi vermek istedim sana tüm sevgimi sen al istedim senin olayım benim ol.
demir demi demir diye dolanıp durdum sikine bile takmadın beni.
ciddiye almadın ki hiç bir zaman
siklemedin bile
sırf babamı korumak için sana bunu söylemedim diye beni kendinden mahrum ederek cezalandırdın
bu taş kalbin sevmenin ne demek olduğunu biliyor mu?ben senden uzak kalınca nefessiz kaldım demir nefessiz?nefes alamamanın nasıl bir duygu olduğunu biliyor musun?
bilemezsin.
ama bitti bu kızın önünde beni yaka paça atıp beni bitirdin.
bir siktire sığdırdın
senin için önemi yok senin için her şey çok kolay ama benim için değil
ama artık yoksun artık her şey farklı
bu sefer demir diye anmayacağım ismini
her yerde seni konuşmayacağım bu sefer bitti demir"
bu kızın demire hissetiği şeyler hastalıklı.
bir insan senelerdir onu istemeyen biri için bu kadar kendini hırpalar mıydı
ne hissedeceğimi ne tepki vereceğimi bilemiyordum.
kıza üzülmüş muydum bilmiyorum.
çünkü kıskançlık duygum ağır basıyordu
ama sessiz kalmayi tercih ettim
kız ağlayarak demire baktı
demir duygusuz duruyordu kıza cevap vermedi
kız bir süre demirin karşısında öyle durduktan sonra arkasını döndü
ayakkabısı burdaydı hemen alıp demirin yanına gitim
"demir?"dedim ayakkabıyı göstererek
kız çıplak ayaklarla yürüyordu
arabası nerdeydi?
"asya"
kız duraksadı arkasını dönüp bize baktı sonra elimdeki ayakkabısına
kızın yanına gittim
yere bıraktım
"seni sevmeyecek"
"demir beni seviyor"dedim kızın ağlayan suratına
onu sevmediği gerçeği neden beni sevmeyeceği anlamına gelsin.
"hayır zamanla göreceksin benim halimi görmüyor musun?"
kıza baktım umursamak istemiyordum
kafam yeterince doluydu birde yenilerini katamazdım
onunla benim durumum bir değildi.
aynı şeyler değildi kıyaslanamaz bile .
"buraya gel efra"arkadan seslenen demirin sesini duymamla son kez kıza bakıp konuştum
"seni sevmeyen biri için bu kadar uğraşıp kendini hırplarsan zararlı çıkan sadece sen olursun.
demir veya başka biri fark etmiyor. bunu kendine yapan sensin demir değil."
kızın cevap vermesini beklemeden demirin yanına gittim.
demirin elinden tutup içeri girdik
kapıyı kapatım demire yaklaşıp açıkta olan koluna dokundum
demir buz gibi olmuştu kısa kollu giymişti
"buz gibi olmuşsun uzun kolu birşeyler giy"
dedim demirin gözleri sadece gözlerimdeydi
"ne konuştunuz"gözlerimi demirin kollarından çekip kafamı kaldırıp gözlerine baktım
"hiç bir şey önemsiz"dedim demiri kolundan tutum
"hadi demir git giy"
demir cevapsız kalarak gitti
bende salona geçip oturdum.
Asya'nın dedikleri nedensizce beynimde dolaşmaya başladı
kız demire gerçekten hastalıklı duygular besliyormuş.
yıllardır demirin onu sevmemesine rağmen sanki sevgilimiş gibi davranıp her seferinde yanaşmasını hic bir türlü anlayamıyorum.
anlam veremiyorum.
evet benim yaptığım da bir gurusuzluk.
bende gururumu ezip geçip demirle bir ilişkiye başladım
beni kaçıran hatta bana fiziksel şiddete bulanan bir insana aşık olup onunla birseyler yaşıyordum
belkide hayatımın en kara günlerini bana yaşatan birine aşık olmuştum ben.
fakat her ne olursa olsun asya gibimiydim?yada zümrüt gibi mi
demirin hayatında yer alan kızlar gibi gerçekten bu kadar yüzsüz müydüm ben.
ben salonda oturmuş düşüncelere dalmışken demirin kolları koltuğun ardından boynuma dolanmıştı
kafasını eğip çeneme öpücük bıraktı
"ne düşünüyorsun"
gülümseyerek konuştum
"hiç bir şey"
demir kollarını çekip ayrıldı.
koltuktan atlayıp yanıma oturdu
gülüyordum
onunla bu duruma gelmek içimi ısıtıyordu
kos koca bir mafyanın bana aşık olması bile içimi kıpır kıpır ediyordu
"güzelim"
"hıım" dedim yumuşak bir sesle ne söyliyecekti merak etmiştim
"nişanlanmanın vakti gelmedi mi"
demirin nişanlanmanın vakti gelmedi mi diye konuşmasını duyunca karşısın da öksürmeye başladım
boğazımı gıcık tutmuştu
daha dedemin bile haberi yoktu???
"d-emir öhom..ay demir ne diyorsun ya"
kendimi toparlayarak sonunda konuşmuştum
"ne demir ne diyorsun "
"demir dedem seninle görüştüğümü bile bilmiyor"
"öğrenecek işte" dedi kararlı bir sesle
"ya nerden çıktı bu şimdi"
"ben bilmem efra geç bile oldu"
"aynen haftaya da evlenelim mi demir"
"güzel fikir emire diyeyim de gün alsın yarın da gelinik bakmaya gidelim"
"DEMİR!"demirin koluna tüm gücümle vurdum
"lan ne vuruyorsun sen dedin"
"demir boğarım seni"
"can feda sana"
"nişanlanmayı erteliyoruz tamamı"
demir kaşlarını kaldırarak yüzüme baktı
"ertelemek falan yok en kısa zamanda nişanlanacağız"
"demir ben dedeme nasıl söyliyeyim"
"ben söylerim istersen"
"Allah korusun yok yok tamam ben söylemeye çalışırım ama biraz zaman ver "
"iki gün yeterli bir hafta sonrada nişanlanırız"
"NEE BİR HAFTA MI CİDDİ MİSİN??"
"ciddiyim."
kafamı kaldırıp derin nefesler aldım
"kendi aramızda ufak bir şey yaparız zaten yer altı da duymuş olur"
"off Demir ya"
"oflama güzelim oflama hadi ben kaçtım akşama gelirim"
"akşam mı çok uzun değil mi"
"işim var güzelim"
"iyi peki akşama kadar ne yapacağım ben"
"istediğin gibi takıl çalışma odamda bilgisayarım da var kullanmak istersen senin"
gülümsedim demir uzanıp dudaklarıma öpücük kondurup ayağa kalktı
kapıya kadar eşlik ettim
"demir yine ince giymişsin ama neyse bundan sonra ben giydireceğim seni o olacak"
dedim deri ceketini düzeltirken
"akşama görüşürüz güzelim"dedi dudaklarıma buse kondurup gitti
kapıyı kapatıp içeri girdim