Gönlüm Sana Yakın

By Evim_kitaplar2

6.4K 300 112

Gönüllü olarak İran savaş bölgesine gelen hemşire,bir gün yaralı bir Türk askeriyle karşılaşır More

(Gönül)lü Hemşire
Komutan Değil YÜZBAŞI
Eski Bir Hatıra
ESKİMİŞ KOLYE
GÖZLERİN YALANLARI
AÇIK YARALAR
AY IŞIĞI
(ACEMİ) HEMŞİRE
KOLYE SAHİBİNDE
İLK KARŞILAŞMA
YENİ BİR KOLYE
İLK KURŞUN
KELİME KITLIĞI
AŞIK PAPATYA
BİR KORKAĞIN AŞKI
İÇİMDEKİ FIRTINA
..... AŞIK OLMUŞ
BALO
YENİ BİR AŞK
ACI MUTLULUK
BİR KERECİK
ACI GEÇMİŞ
KAÇIŞ
HİÇLİK
İKİ ÖLÜ BEDEN
ZARAR
Karşılık
Açık

Koparılan Çiçekler

120 7 0
By Evim_kitaplar2

Ağzından dökülen kelime aklımda yankılanıyordu.Kalbim bu duyguya,bu kelimeye yabancıydı.Benim kalbim aşka yabancıydı.Komutan beni bundan kurtarmıştı.

Kalbimin o an durduğunu hissettim.Size yemin ederim bana bakan o güzel gözleri ,tatlı sözleri kalbimi o an durdurmuştu.İçimde bütün duyguları hissediyordum.Hepsini aynı anda hissediyordum.

Aklım bana oyun mu oynuyordu?aşk böyle birşey mıydı?Bana ya bana karım demişti.Ağzımdan tek bir kelime çıkmazken kalbim boynuna atlayıp bağırmak istiyordu.Siyah gözleri sinirle bana bakarken yumuşadığını hissettim.

Rüya değildi gerçekti.Komutan yanımda adam karşımdaydı.Şuan tek isteğim komutanı öpmekti.Bir daha hiç ayrılmayacak bir şekilde ona sarılmaktı.

Tepemizde yıldızlar yoktu.Betonlar vardı fakat ben onun gözünde gökyüzünü gördüm.Simsiyah gözlerindeki parıltıyı gördüm.Tıpkı bir yıldız gibiydi.

Komutan karşımda duruyordu ve bana bunları söylüyordu.Bu rüya mıydı?Nolur rüya olmasındı.Gerçekliği ayırt edemezken karşımda duran adamın sesiyle irkildim.

"Siz evli misiniz"dediğinde soruyu bana yönelttiğini anladım.Suratımı ona çevirirken komutanın tekrar kızdığını görmüştüm.

Şaşkınlıkla ne diyeceğimi bilmezken zar zor konuştum.

"Hıhı"hıhı ne ya.Ne yapalım kalbim bu seferlikte böyle.Ben hala ikisine şaşkınlıkla bakarken pişkin bir şekilde adam konuştu.

"Yaa öyle mi ne zaman evlendiniz?"diye sorunca komutanın kolumu sıktığını gördüm.Bunu adama olan sinirinden yaptığını biliyordum.Kısa süre içinde ne yaptığını anlayıp elini yumuşattı.Ben ise hala ona bakıyordum.

"Yazın evlendik hadi gidelim"dedikten sonra bana döndü ve yumuşak bir şekilde kolumdan tutup beni oradan uzaklaştırdı.

Gülmek istiyordum
Bağırmak istiyordum
Sevdiğimi haykırmak istiyordum
Ama sadece susuyordum...

Adamdan uzaklaştıktan sonra kolumdan tutup beni kendine çevirdi.Olayın şokunu atlatamamış bir şekilde dururken zar zor konuştum.

"Yazın evlendik ha?"dedim sorgular gibi.Şuan önemli olan bu muydu Allah aşkına Irmak ya.Ona baktığımda dudağının yukarı kıvrıldığını gördüm.

"İstersen kışın da olur"dediğinde hala sırıtıyordu.Utançtan kıpkırmızı kesilsem de konuştum.

"Ben....onu demek istemedim..."ardından utançla da olsa ekledim.

"Yani sen beni mi kıskandın"dedim bir anda.Vereceği cevaba karşın gözlerimin içi parlarken o sıkkın bir nefes verdi.

"Hiç büyümeyeceksin değil mi?"dediği sırada kaşlarımı çattım.Sanki beni yıllardır tanıyor gibi konuşuyordu.

Ardından sorduğum soruyu tekrarlamak geldi aklıma."Beni kıskandın değil mi?"dedim gülerek.Onun ise yüzü düşmüştü fakat bir anda hiç beklemediğim bir cevap geldi.

"Evet Lan Evet Kıskandım Oldu Mu?"dediğinde sesi gür çıkmıştı.Bir anda irkilmem ile gözlerimiz tekrar buluştu.

Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleşti.Beni ya beni kıskanmıştı.Gülümsemem ile tekrar sıkkın bir nefes verdi.Tam birşey diyecekken yanından ayrıldım.

"Bir kere de naz yapma be kızım..."Arkamdan birşeyler diyordu fakat ben çoktan onun yanından ayrılmıştım.Kendimi küçük bir çocuk gibi hissediyordum.Komutan beni kıskanmıştı ya.

Belki haftalar önce sadece pansuman yaptığım bir adamdı ama şimdi hayatımın parçası değil tamamı olmuştu.

Başka bir dans müziği yeni başlamıştı.Bu sefer farklı çiftler yavaş yavaş dansa kalkarken bende masama yönelmeye çalışıyordum ki belimde hissettiğim el ile geri çekilmem bir olmuştu.

Yönümü o tarafı döndüğümde belimden tutanın...Reklamlar şaka tabiki şaka şaka.Belimden tutanın Komutan olduğunu gördüm.Beni kendine çekmesiyle aramızdaki yakınlık azalmıştı.

Bir anda beni pistin ortasına çektiğini fark ettiğimde şaşkın gözlerle ona bakıyordum.Biz dans mı edicektik?Yok ebesinin şeysi yani ama bas baya dans ediyordunuz Irmak...

Ona ayak uydurmak için ellerim boynuna dolanmıştım fakat uzun tırnaklarım her seferinde ensesine çarpıyordu.Bu da nedensiz bir şekilde vücudun kaskatı kesilmesine sebep olmuştu.Bunu hissediyordum.

Benim tırnaklarım ensesini çarptığında belimi daha da çok sıkıyordu.Bu ne kadar da hoşuma gitse de şuan bir dansın ortasındaydık.Aramızda sessizlik sır gibi korunurken sessizliği bozan kulağıma yanaşıp fısıldaması oldu.

"Tırnaklarını artık ensemden çeksen iyi olacak"dediğinde ona şaşkın gözlerle bakıyordum.O ise tekrardan kulağıma eğilip fısıldadı."Yani senin için..."

Kafasını benden uzaklaştırırken inadına tırnaklarımı ensesine bastırıyordum.Sinirle gülünce gözlerimiz birbirine çakıştı."Hadi ya sen hoşlanmaz mısın"dedim büyük bir sinirle.Ben temastan hoşlandığını düşünüyordum.

O ise etkileyici bir şekilde gülüyordu.İkimiz de hiçbir şey demezken bir anda müziğin bitmesiyle istemeden birbirimizden uzaklaştık.

Ben ona son bir kez bakıp masama doğru uzaklaşırken onun hala bana baktığına emindim...

Yazardan

Görev timi Yüzbaşını şaşkınlıkla izliyorlardı.Onu hep duygusuz ve acımasız biri olarak biliyorlardı.

"Vay be Yüzbaşı da aşık olabiliyormuş"diyerek masaya doğru eğildi Matkap.Soner ona dönüp göz devirdikten sonra önüne döndü.

"Valla ne yalan söyleyeyim bende şaşırdım"diyerek lafa atladı Güneş.Herkes kendi halinde takılırken masaya gelen garson ile hepsinin gözleri parladı.

Matkap hemen garsonu yanlarına çağırıp yerinden doğruldu."Kardeş sen şöyle bize bir Tekirdağ rakı getir hadi koçum"diye omzunu sıvazlarken garson şaşkın gözlerle Matkap'a bakıyordu.

Soner Matkap'ın kafasına vurarak garsona doğru yöneldi."Birader sen ona bakma yanına balık felan da getir"diyerek önüne döndü Soner.

Garson hala onlara bakarken Selim'in masaya elini çarpmasıyla irkildi."Oğlum ne bekliyorsun yanına kavun,peynir falan da hadi"diyen dünyaları yese de doymayan Selim oldu.

Güneş Selim'e şaşkınlıkla bakarken aynı zamanda utanmış bir şekilde elini alnına çaktı.Ardından daha fazla rezillik yaşamamak için garsona döndü."Garson bey siz bize kırmızı şarap getirin"dedikten sonra garson yanlarından ayrıldı.

"Kızım sen deli misin şöyle donatsın masayı işte "diye yükseldi Soner.Matkap rakı gelmediği için üzgün olmasına rağmen Soner'in omzunu sıvazladı.

"Boşver devrem kızlar bizi anlamaz"dedikten sonra salak bir şekilde güldü.Selim ise Güneş'e böyle denmesine sinirlenmişti.Güneş bu durumu takmıyordu çünkü Matkap'ı gereksiz bir gerizekalı olduğunu düşünüyordu.

"O dilinin kemiği olsun siktirtme belanı Matkap"dedi sinirle Selim.Matkap suçu yokmuş gibi ellerini havaya kaldırdı.

"Aman be birşey demedim hadi cilveleşin siz"diye önüne döndükten sonra Selim sinirden kıpkırmızı olmuştu fakat Matkap'a olan siniri uzun sürmezdi.

Buradaki herkes kardeş gibiydi.Selim yerinde duramazken Güneş onu sakinleştirmeye çalışıyordu.Bu hareketi Güneş'i ne kadar etkilemiş olsa da belli etmemeye çalıştı.Selim sigarasını eline alıp cebinden çıkardığı çakmağıyla yaktı.

Matkap ve Soner bu zamana kadar vatan aşkından başka aşk görmedikleri için onları tiksenerek izliyordu.İkisi de masaya doğru eğilmiş masadaki çerezleri yiyordu.

"Oğlum biz de böyle olmayız dimi"diye sordu Soner gözlerini önündeki salaklardan ayırmadan.Evet Soner aşk bilmemiş olduğu için onları salak olarak adlandırıyordu.Ona göre aşk denen şey salaklıktı.

"Valla ben hiç gay olmaya niyetli değilim kardeşim"dedi Matkap.Soner ona baktıktan sonra salak bu diye elini alnına çaktı.

"Oğlum onu mu diyorum kıt beynini sikiyim senin.Yani birgün bizde aşık olur muyuz?"dedi Soner tereddütle.Aslında Soner aşık olmaktan korkmuyordu.Annesi gibi bir kadına aşık olmaktan korkuyordu.Annesi Soner'i küçükken terk etmişti.Soner arkasından ne kadar 'anne yalvarırım gitme,söz bir daha yaramazlık yapmayacağım'dese de annesi onu bırakıp gitmişti.

Bir insan nasıl annesi gibi bir yâr istemezdi ki.Ama Soner öyle değildi.Tekrar bir kadına bağlanıp terk edilmek istenmiyordu.Bu yüzden hep kadınlardan kaçmış uzak durmuştu.Soner derin bir iç çekerken Matkap ona şaşkınlıkla bakıyordu.

"Aşık mı oldun lan yoksa sen"dedikten sonra alayla güldü Matkap fakat Soner'in bu sıkıntılı hâli bir anda yüzünün düşmesine sebep oldu.

"Lan Soner ne oldu"diye şaşırdı Matkap.Soner'i böyle görmeye alışkın değildi.Soner gülmekte zorlanırken bile Matkap'ın omzunu sıvazladı.

"Ne olucak oğlum birşey yok"dedi Soner fakat birşey vardı ve Matkap bunun farkındaydı.Matkap silah arkadaşı için üzülüyordu.Onun ne yaşadığını çok iyi biliyordu ve bu gece onu mutlu etmek istiyordu.

"Oğlum ben zaten şu karıları anlamıyorum ya"diye atıldı Soner.Ardından arklarından gelen topuklu ayakkabı ve yükselen bir kadın sesiyle irkildi.

"Karı anandır..."diyerek masalarına doğru yanaşan sarı saçlarıyla Çiçekti.Soner ona şaşkınlıkla bakarken sarı saçları ona annesini hatırlatmıştı.Bu sinirlenmesi için en büyük sebepti.Kaşları çatık bir şekilde masalarına gelen kadına baktığında bunun kaçırılan hemşirelerden biri olduğunu gördü.

"Eee Matkap sende böyle sapsın he"diyerek merakla konuya girdi Çiçek.Asıl amacı Simay ile arasını yapmaktı.

"Saol ya yüzüme vuruyorsun böyle"dedi Matkap sıkkın bir şekilde.Çiçek ise ona yapmacık bir gülümseme ile karşılık verdi.Çiçek arkadaşına dana gibi davranan ve malesef canı olan arkadaşının ona körkütük aşık olduğu bu çocuğa sinir olmuştu bile.

Çiçek'in gözleri Matkap'ın yanındaki daha demin ayar verdiği adama takıldı.Gözleriyle onu süzüyordu.Çiçek ona kaşlarını çatarak bakıyordu.

Soner'in korktuğu başına gelmişti.Annesine benzeyen bir kadınla karşılaşmak onun en büyük korkusuydu.Karşısında oturan sarışın kıza bakıyordu Soner.Kız bir anda elini ona uzatınca şaşkınlıkla bakakaldı.Hiç böyle birşey yaşanmıştı.Ona çatık kaşlarla bakıyordu.Sarı saçlı kadınlardan hep nefret etmişti Soner.En çokta kadınlardan...

Sinirle bir kıza bir de ona uzatılan ele bakıyordu."Ben az önce karı diye bahsettiğin karşı cins sende dağ ayısı olmalısın"diye yapmacık bir gülümseme ile karşıladı onu.Soner ona ayı diyen bir kıza el uzattıcağını hiç düşünmüyordu.Üstelik dağ ayısı ha.

"Ben almıyım"diyerek onu reddettikten sonra önüne döndü Soner.Kız ona şaşkınlıkla bakakalırken şaşkınlığı sinire dönüştü.

Çiçek bu kaba tavrından dolayı suratına bir tane geçirmek istediği adam bakıyordu."Zaten bir dağ ayısından ne beklenir ki"dedikten sonra sinirle önüne döndü.Çiçek harbi ne bekliyordu.Onu bağrına basmasını beklemiyordu ama kaba davranan oydu.En azından bir özür dilemesi gerekiyordu.

"Ben dağ ayısı değilim"diye sinirle karşısındaki kadına döndü Soner.

"Bende karı değilim"diyerek sinirle adama karşılık verdi.Bu ne kaba bir adamdı böyle ya.Çiçek sinirle masadan ayrılacakken tekrar Matkap'a döndü.

"Matkap"

"Ne"diye cevap verdi Matkap.

Çiçek biraz daha bu ortamda kalırsa kendi babasından bile erkek olduğu için soğuyacaktı.Ona göz devirirken gizli mesajlar vermeye devam etti.

"Yani sen diyorsun ki hayatımda kimse yok"dedi şüpheyle Çiçek.Matkap ise ona ters ters bakıyordu.

"Napcan evlendirme programı mısın sen"dediğinde Çiçek sinirlenmişti.

"He yok ben direk kanalın kendisiyim"diyerek tekrar göz devirdi Çiçek."Var mı yok mu oğlum söylesene işte"diyerek üsteledi Çiçek.Artık şu masadan kalkıp gitmek istiyordu.

"Nerde olacak"dedikten sonra Çiçek belli etmese de Simay için sevinçten havaya uçacaktı.Çiçek'in keyfi yerine gelirken gitmeden önce arkasını döndü.

"Görüşürüz Matkap"dedikten sonra el sallayıp bu sefer yönünü adını bilmediği adam döndü."Görüşürüz dağ ayısı"dedikten sonra kendi masasına ilerledi Çiçek.

Soner son dediğine o kadar sinirlenmişti ki kadın olmasına rağmen gidip dövmek istedi onu.Sinirle yumruk yaptığı eli sıkarken Matkap konuştu.

"Oğlum ne bu sinir üç acemi Hemşireden biri"dedikten sonra ona hak veriyordu Soner.Sonuçta onlar acemi bir hemşireydi.Bir anda kendinle gurur duyarcasına doğruldu.

"Doğru söylüyon lan aslında"dedikten sonra önüne döndü Soner...

Çiçek heyecanlı bir şekilde Simay'ın yanına geldi.Simay telaşlı gözlerle ona bakıyordu.Ellerini birbirine kenetlemiş dua etmekten başka bir çaresi yoktu Simay'ın.

"Ne oldu"diye sordu telaşla.Bunun cevabına hazır mıydı onu bile bilmiyordu.

"İki oğlan bir kız oldu"diye dalga geçti Çiçek.Kendi kahkahalarına engel olamazken arkadaşı Simay ona anlamaz gözlerle bakıyordu.

"Nasıl yani evli miymiş?"diye telaşa kapıldı Simay.Şuan düşüp şurada bayılabilirdi.Bu kızda durmuş durmuş evli ve çocuklu bir adama aşık olmuştu ya.Simay resmen duyduğu şeyle mahvolurken arkadaşının gülmesi onu çok rahatsız etmişti.

"Simay harbi aşık olunca ne salak oluyormuşsun.Gerçi gerçekte de öylesin ama"diye Çiçek dalga geçerken Simay kafasına bir tane geçirmişti.

"Kızım bu konuda şaka yapılır mı söylesene"dedi heyecanla Simay.Kalbi ilk defa bu kadar hızlı çarpıyordu.Akşam istasyona gidip Müslüm Gürses araya da Ahmet Kaya dinlemek istemiyordu.

"Neyi?"diye sordu Çiçek ama dalga geçiyordu.

"Var mı yok mu?"diye sordu Simay.

Çiçek eliyle makas işareti yaptıktan sonra Simay bir tane daha vurdu ona.Ardından bir tane daha.

"Ya valla asıcam kendimi kızım söyle"dedi Simay.Şuan kendisini değilde karşısındaki arkadaşını asmak istiyordu fakat arkadaş işte atsan atılmıyor satsan satılmıştıyordu...

"Öff tamam be yokmuş işte"dedi bıkkın bir şekilde Çiçek.Simay ise âdeta bir çocuk gibi yerinde zıplıyordu.

Az ileride Irmak Hemşirenin onlara doğru geldiğini gördüler...

Irmak Hemşireden

Kızların yanına ulaşınca hepsinin ağzı kulaklarındaydı.Yoksa bunlar da mi dans etmişlerdi.Yanlarına gidince Simay'ın boynuma atladığını gördüm.Ben şaşkın gözlerle Çiçek'e 'ne oldu buna'diye kafamı salladım.

Simay benden ayrılınca gene ağzı kulaklarındaydı."Kızım ne bu mutluluk?"dedim göz ucuyla kendini gösterip.

"Kızım Matkap'ın sevgilisi yokmuş ya"dediği sırada yüzüme kocam bir gülümseme yerleşti.Simay tekrar zıplamaya başlayınca bende elinden tutup ona eşlik ettim.

Biz sevinçle zıplarken Çicek âdeta bizi bir anne gibi izliyordu.Simay ile ufak çaplı zıplamamız ve dasnımız bittiğinde Çiçek'e döndük.

"Kızım sen gitsene Matkap'ın yanına"diye gaz verdim Simay'a.O da duyduğu taktiği mantıklı bulurken Çiçek lafa atladı.

"Hayır hayır kesinlikle olmaz"dedi Çiçek.İkimizde ona şaşkın gözlerle bakarken devam etti."Yani ortamları bok gibi bak şu yanındakini görüyor musun?"
diye eliyle Matkap'ın yanında olan komutanın anlattığı Soner'i gördüm.

"Ne olmuş ona kızım"dedi Simay anlamaz gözlerle.Çiçek ise kaşları çatık bir şekilde Simay'a döndü.

"Ne mi olmuş adam kabalıkta sınır aşmış"dediğinde bende şaşkınlıkla ona döndüm.Komutanın anlattığına göre öyle biri değildi.Çiçek'in anlattıkları nedeniyle istemsizce kaşlarım çatılmıştı.

"Soner'den mi bahsediyorsun?"dediğimde Çiçek şaşkınlıkla bana döndü.Ben bir Matkap'ların masaya bir de Çiçek'e bakıyordum.

"Soner mi ismi Soner'miymiş"diye beni soru yağmuruna tutuyordu Çiçek.Simay ise sadece bizi dinliyordu.Ona hızla başımı salladım.Ardından tekrar onların masaya dönüp konuşmaya başladım.

"Çocuğa üzülüyorum komutanın anlattığına göre çok küçük yaşta annesi terk etmiş onu.Gitmesin diye çok yalvarmış ama annesi gitmiş"dedikten sonra nefes almak için duraksadım.Ardından Çiçek ile Simay'a dönüp tekrar devam ettim."O günden beri sanırım kadınlardan nefret falan ediyormuş"dedim.

Çiçek şaşkınlıkla beni dinlerken gözlerindeki hüznü görebiliyordum.Hikayesi için mi bu kadar üzülmüştü anlayamadım.

"Kızlar ben çok kötü birşey yaptım"diyerek lafa atladı Çiçek.Şaşkın gözlerle ikimizde onu dinliyorduk.

"Ne oldu ne yaptın kızım"dedi Simay.Bende merak ediyordum fakat Çiçek çok küçük nedenlerden bile üzülen biriydi.

"Ayy valla çocuğu üzdüm"diyerek elinin tersini diğer elinin içine vurdu.Telaşlı gözlerle ona döndüm.Aklımda bin türlü senaryo vardı.Valla bu seneryoları filme çevirsek RTUİK her bölümüne yasak koyardı.

"Kızım açıklasana ya çatladım"diyerek araya girdim.Çiçek telaşlı ve derin bir nefes aldıktan sonra konuştu.

"Ya adam meğersem kadınlardan hoşlanmıyormuş bende kaba felan dedim ay üzülmüş müdür?"diye sorunca elimi alnıma çaktım.

"Boşver sen bilmiyordun git özür dile bitsin işte"dedim.Simay ise fikrime sıcak bakmadığını belirtecek şekilde kaşlarını çattı.

"Olmaz olmaz sen çiçek ver bir tane git öyle"dedi Simay mutlulukla.

"Ha oldu yanına da çikolata alsın gitmişken isteyek kızı"dedim alayla.Ardından Simay'ın kafasına bir tane geçirdim."Kızım sen mal mısın?"diyerek elimi çektim.

Simay ise kafasını ovuşturuyordu."Öff ne biliyim filmlerde hep öyle oluyor"dedi Simay.Bu kızı öldürüceğim yeminle ya.

"Benim kafam karıştı"dedi Çiçek kafasını kaşırken.Kız da haklıydı burada Simay'ın salaklıklarıyla uğraşıyorduk.

"Tamam sen git özrünü dile gel okey"dedim hızla.

"Olmaz ya no okey"dedi Simay.Ona kızgınlıkla bakıyordum.

"Neden olmazmış canım bal gibi olur"dedim üsteleyerek.O ise bana döndü ve kısılan gözleriyle kollarını göğsünde birleştirdi.

"Olmaz çiçek götürsün"dedi Simay.Sinir olduğum için üsteleyecekken Çiçek lafa atıldı.

"Öff hiç yardımcı olmuyorsunuz"dedi sinirli gözlerle.İkimizde ona dönünce ben ortak bir karar aldım.

"Tamam sen git bir dal çiçek kopar onu ver özür dile işte"dedim.Simay da bu fikrime katılmış olacak ki başını salladı.

"Heyecanlandım ya beceremezsem"dedi Çiçek.Çişi gelmiş çocuklar gibi yerinde kıvranırken Simay bir tane geçirdi kafasına.

"Ben becercem şimdi seni gitsene kızım"dedi sinirle Simay.Haklıydı da Çiçek bahçeye doğru koşarak ilerliyordu.

Simay'a döndüğümde ellerimizi çak yaptık.Ben küçüklükten beri çak diyordum.Babam öğretmişti bunu bana.Çiçek'in koşarak o masaya doğru ilerlediğini gördüm.

Biraz daha yaklaştığında koşmayı bıraktı ve kendini düzeltti...

Yazardan

Çiçek ilk defa özür dilemeyecekti fakat Soner denen adamı kırdığını hissetti.Çiçek böyle yetiştirilmişti.Hata yaptığında özür dilemesi ona küçüklükten öğretilmişti fakat her seferinde yapamaz diye çok korkuyordu.

Çiçek masaya daha da yaklaşmadan derin bir nefes aldı.Ne diyecekti ki.Sonerin hikayesine o kadar üzülmüştü ki bir kadın olarak ona böyle davranmak gururunu okşamıştı.

Onların masaya tekrar geldiği zaman Soner'in yüzündeki gülümseme silinmişti.Onu görünce böyle yapması Çiçek'in canını yakmıştı.Ne bekliyordu ki boynuna atlamasını falan mı?hayır ama onu bu kadar kırmak Çiçek'i üzmüştü.

Masaya yaklaşınca kopardığı çiçeği arkasına sakladı.Masaya geldiği sırada Matkap ona şaşkınlıkla bakıyordu.Soner ise öylesine etrafa bakınıyordu.

Çiçek masaya gelince yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirdi."Selam"diyerek elini salladı hafiften.Soner'den cevap gelmeyince Matkap eyvallah babında elini göğsüne çarptı.

Çiçek de başını eğdikten sonra Soner'e döndü."Sana da selam"dedikten sonra Soner şaşkınlıkla Çiçek'e döndü.

Onunla konuşmak istemiyordu fakat o bunu gözüne sokuyordu.Cevap vermedi ve tekrar önüne döndü.Soner'e göre bütün kadınlar duygusuzdu ve onlarla konuşmak kendi duygularını da çürüteceğini düşünüyordu.Bu ona malesef annesinden kalan tek şeylerden biriydi.

Çiçek istediği cevabı alamayınca Matkap'a döndü.Yüzündeki üzgün ifadeyi görünce Matkap masadan ayrıldı.Bu işler ona göre değildi.Belli ki Çiçek özel birşey konuşacaktı.Arkadaşını yalnız bırakmak istemese de yan masaya geçti.Gözleri onun üzerindeydi.

Çiçek bir anda Soner'in görüş alanına girdi.Tam karşısında durdu.Soner bu davranışına şaşırmış olacak ki hiçbir tepki vermedi.İlk defa bir kadınla bu kadar yakındı.Genelde onlardan kaçardı ama bu sefer kaçmadı Soner...

Çiçek tüm cesaretini toplayıp arkasındaki dal çiçeği ona doğru uzattı.Soner bir ona bir de elindeki çiçeğe baktı.Neden böyle birşey yapıyordu anlamıyordu.Genelde izlediği filmlerde erkek hep kıza çiçek verirdi.

Çiçek tekrar kıvranmaya başladı."Şey....ben sana dedim ya"diyerek durdu.Ardından derin bir nefes aldı ve tüm cesaretini toplayarak tekrar konuya girdi."Ben özür dilerim yani......sana biraz kötü mü davrandım"dedikten sonra Soner'in tepkisini izledi.

Soner ne yapacağını şaşırmıştı.O neden özür diliyordu?neden bir çiçek veriyordu?Yoksa hikayesini mi öğrenmişti?hayır bu olamazdı Soner arkadaşlarından başka kimseye anlatmamıştı bu konuyu.Halen bir çiçeğe bir de karşısındaki kadına bakıyordu.

Karışsında annesi gibi sarı saçları beyaz teni olan bir kadın duruyordu.Soner ağlamak istedi, bağırmak istedi,annesini özlemişti ama geri gelmeyeceğini biliyordu.

Çiçek umudunu kaybederek kopardığı çiçeği masaya koydu.Son bir kez Soner'e baktı.Gözlerinde acıyı gördü,onun gözlerinde kalbini gördü.Sanki ona dokundu,onu hissetti fakat öylece karşısında duruyordu.Soner'in kalbindeki boşluğu gördü.

"Eğer beni affetmezsen anlarım yani ben Çiçek de adım o yüzden çiçek getirdim sana"dedi Çiçek.Anlamsız cümlelerini ve konudan konuya atlaması ile konuşmasının komik ve aptalca olduğunu düşünüyordu.Soner tekrar sustu,hiçbir şey demedi.

Soner adının Çiçek olduğunu öğrendiği kadına bakıyordu.Masaya koyduğu çiçek de onun gibi sarı saçları gibi yaprakları vardı.Soner son bir kez baktı karışsısındaki kadına.Ardından onun gidişini izledi.Soner'in bir kere daha canı acıdı.Tekrar gitmişti işte.Küçük bir çocuk oldu Soner.Sanki tekrar aynı sahneyi yaşıyordu fakat bu sefer yalvarmıyordu...

Çiçek içi buruk bir şekilde ayrıldı masadan.Birinin kalbini kırmıştı,biriyle dalga geçmişti.Çiçek bu zamana kadar insanları kırmamak için narin davranırdı fakat kırmıştı işte.

Çiçek salondan dışarı çıktı.Derin bir nefes aldı.Duvara yaslanıp yere çöktü.Normalde çok da kafaya takmazdı fakat hüznü gözlerinde,hiçliği kalbinde hisseden bir adamı tanımıştı artık,onu üzmüştü...

Yerde kopardığı çiçeklerden biri çarptı gözüne.Toprakla bir bütün ve beraberlerdi.O ise bu zamana kadar kimseyle bir bütün olamamıştı.Belki de bu yüzden koparmıştı onları.

Ardından yağmur damlaları düştü çiçeklerin üstüne.Düşündü Çiçek.

O da bir gün toprağından koparılmadan kavuşur muydu yağmuruna...


Continue Reading

You'll Also Like

118K 6.3K 18
"ya siz kafayı mı yediniz çocuk daha o çocuk iki gün önce papucu yırtıldı diye ağlayan kızı gelmiş bana koynuna al diyorsunuz o yetmezmiş gibi bid...
21.9M 1.1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
14M 616K 61
GENEL KURGU #1 Babasından başka hiç kimsesi olmayan bir genç kız... 28 Yaşında hapishanede mahkûm bir adam... Ya bir gün olur da genç kızın babası da...
201K 8.6K 30
siz: askerim biçim biçim siz: ölürüm asker için siz: teröristler bana düşmandır siz: asker sevdiğim için Siz: çevik asker giderken siz: teröristler ç...