Mafya

By semakarn

1.8M 51.7K 27.8K

sse-sen uzak dur benden!! "Benden kaçışın yok" diyerek adamlarını üzerime saldı.. More

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
karakterler
KARAKTERLER
16.
17.
18
DUYURU
19.
20.
21.
22.
23.
DUYURU
24.
25.
26.
27.
28.
özel❤️
29.
30.
31.
32
33.
34.
35.+18
36.
37.
38.
39.
40.
41.
42
KARAKTERLER
44.
duyuru
45.
46.
47
48.
49.
50
51.
52.
53.
54.
55.
56.
57.
58.
59.
60.
61.
62.
63.
64.
65.
66.
67.
68.
69.
DUYURU
70.
71.
72.
73.+18
74.
75.
76.
77.
karakter (demir)
78

43.

15.9K 514 278
By semakarn

bu oydu

o gece gördüğüm yan masadaki
bakışlarıyla rahatsız eden adam.

iyiyde ne işi vardı burda?

beni fark etmesiyle önüme döndüm

"al kızım"elimi uzatıp poşeti alıp harakete geçip gidecekken

yanıma doğru geldi sırıtarak
mecburi durmak zorunda kaldım

"merhaba"

"merhaba"dedim soğuk bir sesle.

"sen bulutla demirin paylaşmadığı kız değil misin?"

ne hadsiz Bir şey bu.
cidden işi gücü ortalığı karıştırmak gibi

sessiz kalarak yerimde kıpırdandım

"utku ben"dedi elini uzatarak.

samimiyetsiz şekilde elini sıkıp
gülümsedim

"efra"başını salladı

"sizin burda ne işiniz var?"dedim markete göz gezdirirken
sonuçta yani ne işi var?merak ediyor insan.
burası evime yakın diye burdayım
peki o?

"ımm ben arabayla geçiyordum su almaya uğradım(:"dedi elindeki küçük şişe suyu gösterdi fark etmemiştim

anladım şeklinde kafa saladım

bana sorar gözlerle bakmaya başlayınca elimdeki ete baktığını fark edip konuştum

"bende et almaya gelmiştim yemek yapacağım da"

"hmm demir için mi? geçmiş olsun umarım iyidir(:"

nerden biliyordu bu? karşımda gözlerimin içine bakarken sırıtıyordu
bu adamdan hiç haz etmiyorum.
bilmiyorum anlamadığım bir şeyler var.
sinsi bakışlarıyla yoğun gözlem altına alıyor insanları en azından beni.

şaşkınlığımı belli ederek konuştum

"sen nerden biliyorsun?"dedim

etrafına göz gezdirip gözlerini yine gözlerime dikip ağzını araladı konuşmak için.

"yer altında bazı şeyleri saklaya bilirsin.
ama benden değil asi(:
sonuçtaa yer altının hâkimiyetine sahip biriyim."

"yer altının hâkimiyetine tek başına mı hakimsin?"alayla söylemiştim

kafasını yere eğip sırıtı
sonra tekrar doğrulup cevap verdi

"o günler de gelecek diyelim"

tabi tabi der gibi kafa salladım.

"e o zaman sana bol şanslar ben gideyim"

"eve bırakmamı ister misin?"

"yok yok gerek yok ben giderim uzak değil ki zaten"

"sorun olmaz ben bırakayım seni"

kafa salladım itiraz ederek
demirle aralarının iyi olup olmadığını bilmiyorum.
olsa bile demir böyle birşeyden hoşnut olur mu onu da bilmiyorum.

'hadi ama yemiyeceğim seni evine bırakacağım"

gülümseyerek cevap verdim

"yok ondan değilde yani uzak değil kendim gidebilirim diye şey etmiştim sadece"

"bir şey olmaz gel hadi"diyerek eliyle yolu gösterdi

çok uzak değil 5 dakika zaten bir sorun teşkil edeceğini sanmıyorum.
bu yüzden itiraz etmeyip ilerledim.

önden kasaya doğru ilerleyip elimdeki poşeti kasaya koydum.
kimse yoktu zaten.
oda suyu koyunca ikisini de beraber geçirdi
elimi hemen montumu cebine attım
cüzdanımdan parayı çıkarken

"teşekürler"kasadaki kadının sesini duyunca kafamı kaldırdım

utku parayı ödemişti
gözlerinin içine baktım gülümsedi

param vardı?

poşeti alıp dışarı çıktım

cüzdanımı fln montumun cebine tekrar yerleştirirken utku geldi

"neden ödüyorsun?benim param var?ben ödeye bilirim gerek yoktu."

cevap vermedi
daha fazla konuşmayıp sustum.
ödemişti zaten bir kere
"gel hadi"dedi karşıya park ettiği arabasına ilerledik.

arabamın kapısını açınca"teşekür ederim"göz kırptı.

fazla samimiyet kuruyordu
bunu fark edebiliyordum.
fakat ilk gün bakışlarından normal olmadığını anlaya bilmiştim zaten.
belkide karakteri budur yani
bana Özel Bir şey değildir.
fazla içten biri de olabilir.

arabaya bindiğimde kemerimi taktım
oda binince arabayı çalıştırdı

"ee demir iyi mi?"

"evet iyi sadece burnunda sorun var oda bir yada bir buçuk haftaya iyleşeceğini söyledi doktor"

"hastaneye mi götürdünüz?"

"yo hayır eve doktor geldi."

"anladım"

"birşey sora bilir miyim?"dedim

bulutu merak ediyordum.
bulutla demirin arasında geçen şeyi.
onlar ikiz iken bu denli nasıl düşman olmuş olabilirlerdi.
demirin bana anlatacağı yoktu.
belki utkudan bir kac birşey öğrene bilirdim.

sor dercesine kafasını sallayıp yola döndü

"demir ile bulut?onlar ikizler peki neden düşman kesilmiş durumdalar birbirlerine?"

gerilmişti? utku bulut'tan da demir'den de yaşça büyük biriydi belliydi.
daha olgun biriydi.
onlardan  7 8  yaş büyük diye tahmin ediyorum.
32 34 duruyor tahminimce.
yüzündeki çizgiler kendini yeterince belli ediyordu.

"bu konuya pek karışmasam(:"

"neden ki?"

"sevmem iki kardeş arasındaki düşmanlığın arasında yeterince sorun yaşadık"

"utku sadece bana anlatacaksın?ne olabilir ki? yada ben ne yapabilirim?"

bana kısa bir bakış atıp konuştu

"babaları yüzünden düşmanlar."

"peki neden? bildiğim kadarıyla babaları annelerini öldürmüş."

"evet buna bulut hariç herkes inanıyor."

nasıl yani?bulut babasının annesini öldürdüğüne inanmıyor mu?

"peki neden?bulut orda değil mıymış?"

"hayır demirin gözünün önünde öldürüldü babası Gülçin teyzeyi."

yutkundum.

"bulut? peki o nerdeymiş?"

"bulut ile demir beraber büyümediler.
bulut çocukluğunu İtalya'da geçirdi.
babaları onları küçüken ayırdı.
demir annesiyle bulut da babasıyla yakındı.

annesinin ölümünde bile yoktu.
babası kayıplara karıştı.
on dört yaşında İtalya ya gitti.
sırf bu yüzden demir iki yılını İtalya da geçirdi.
belki bulutun yanına gitmiştir diye bulutu bulmuştu fakat babasını bulamamıştı.
demir bulut ona inanmamasına rağmen kardeşi diye iki yıl ona katlanmış ve ona anlatmaya çalışıp ikna etmeye çalışmıştı ve babasının yerini bildiğini de biliyordu
fakat bulutun gerçeği bir türlü kabulenmediğini fark edince ikisi daha on altı yaşında birbirlerine düşman kesildiler demir Türkiye'ye dönünce yer altında daha çocuken büyük bir yer aldı.
herkes annesini onun öldürdüğünü sanıyordu.
zeki ve sinsi korkusuz biriydi.
babasının da yeri belliydi.
bu yüzden demir yer altının önemli taşlarından biri oldu.

bir yıl sonra bulut geldi.
herkes onların düşmanlığını biliyor.
fakat kimse asıl gerçeği bilmiyor.
buluta yer altında büyük mafyalardan biri olmayı başarmıştı.
demir çocukluğundan beri tanılıyordu bulutu kimse görmemişti ama babasının gözdesi olduğunu herkes biliyordu.
yer altında benim yerimi bulut alacak derdi hep doğan."

ben şok olmuş şekilde utkuyu dinliyordum.
kesintisiz konuşmuştu.
konuşması bitince derin bir nefes alıp arabayı durdurdu
gelmiş miydik?

gerçekten çok üzgünüm...
demirin çaresizliğini her zerreme kadar hissediyorum öz kardeşinin
ona inanmayıp annesinin katiline inanıp onu hala koruyup saklaması
korkunç bir şey.
ki çocuken bulutan ayrı düşmüşlerdi
bu yüzden aralarındaki bağ güçlü değildi belki de

"geldik"dedi ben ağlamamak için kendimi zor tutarken utku.

derin nefes alıp verdim
ve utkuya döndüm.

"teşekür ederim utku"

"aramızda kalsın"kafamı salladım.

arabayı açıp çıktım eve doğru ilerledim arkamı dönüp el salladım utku arabanın içinden el sallayıp gitti.

hala kendimi kötü hissediyordum

kapıyı açan Leylayı umursamayarak ayakkabımı çıkarıp dolaba koydum
montumu da asıp mutfağa gittim
eti mutfağa koyup odama girecektim ki
Leyla koridordan konuştu

"biraz daha geç kalsaydın demir ortalığı birbirine katacaktı.
zor durdurdum az kalsın dedem öğrenecekti"

Leyla'ya cevap vermeden odaya girdim
girmemele demirin bana sinirle bakan gözleriyle karşılaştım

çıplak bedeni kaşindaki dudağındaki yara bantları burnundaki sargı elindeki sargı ve kasılmış gerilmiş kırmızı gözleriyle..
ne kadar korkutucu olduğunu anlatamazdım.
hissetiğim korkuyu bastırmak amaçlı
rahatmış gibi davrandım

"neden sorun yaratın? markete gitmiştim sadece" dedim pişkince

"bana neden haber vermiyorsun efra!"

"tamam Demir sakin ol sadece et almaya gittim uyuyordum ben de uyandırmak istemedim hem bu kadar sinirlenecek ne var"

yanıma doğru gelip yanıma doğru gelip karşımda durdu elimi yüzüme yerleştirirken daha sakin duruyordu

"sana bir şey oldu sandım"

neden bu kadar korkmuştu anlamış değilim yani bir şey mi duyup görmüştür sonuçta ne olabilirdi ki yüzümdeki eline elimi yerleştirdim

"Demir ne oluyor? neden bu kadar korktun ne olabilir ki bilmediğim bir şey mi var?"

yüzümdeki elini indirip bedenimi bedenine yasladı
bende kollarımı sardım
fazla sıkmayarak.

"demir hadi yataga geç"dedim ayrıldım

bir şey olduğu belliydi.
fakat şuan bunu konuşmayacaktım.
iyleşsin sonra onunla her şeyi konuşacaktım
aklımda çok soru var çok oturmamış şeyler.

leyla ile o bulut ile o babasıyla o
utkuyu?annesini yaşanan bu olayları ona yapılan bu şeyi veya  neden by kadar korktuğunu?daha bir çok şeyi
onun hakkında bir şey bilmiyordum.
ve bunun aklımı allak bullak ediyordu.
ama şuan değil. biraz sabır etmem gerekti.

demire sarılarak yatağa geçtik

"hadi demir sen kal burda ben mutfaktaki işimi bitireyim geleyim"

sıkıntıyla ofladi

"ya ne ofluyorsun??"

"sıkıldım efra ben böyle eve tıkılacak adam mıyım."

"ben seni zorla mı tıktım? iyleşmen gerek."

"böyle iyleşmem ben"

"demir itiraz edip mızmızlanmayı bırakır mısın?? hem sana kuru fasulye pilav yapacağım"dedim heycanla
demir iyicene yatağa yayıldı
ve gözlerimin içine baktı

"seversin dimi"kafa salladı

eğilip dudaklarına öpücük kondurup odadan çıktım.

mutfağa gidip hızlıca bir adet soğanı küçük küçük doğradım
demir bana eziyet ettiğinde bu kadar ağlamamıştım

bir nefes alıp mutfaktan uzaklaştıktan sonra tekrar mutfağa dönüp
tencerede soğanları kavurup
etleri de kattım içine bir süre ikisi güzelce kavrulduktan sonra
ardından iki kaşık salça tuz karabiber ekledim biraz daha yağ ve hafif su ekleyip tencerenin kapağını kapatım

etler iyicene pişerken
süzüp yıkadığım pilavı pişirecektim.

tencereye yarım paket tereyağını aldım tereyağı eriyince dikatlice pilavı ekledim
bir iki dakika kavurduktan sonra üstünü hafif geçecek şekilde sıcak su ekledim.
bir tane tavuk suyu ve göz kararı tuz ekleyip hafif hafif karıştırıp tencerenin kapağını kapatıp orta ateşe aldım.

tekrar kavrulan ete döndüm.
etler yeterince pişmişdi.
fasulyeleri ekleyip yavaşça harmanladım.
ardından çok sulu olmayacak sekilde su ekledim.
tencereyi kapatım.
5 6 dakika sonra hazır olmuştu
üste yağı oluşmuş etler mis gibi pişmiş fasulyeler lokum gibi olmuştu

pilava baktığımda tane tane olmuştu üstüne temiz havlu serip on dakika dinlenmeye aldım.

(nefis yazar tarifleri oabfaobd)

dedem ile Leyla'ya mutfakta sofrayı kurmuştum.

demire küçük bir tepsi hazırlamıştım daha özenli falan(:

"dedeee hadi gelin yiyin ben odamda yiyeceğim"

ses gelmeyince tepsiyle beraber odaya girdim.

telefonla uğraşırken telefonu bırakıp bakışlarını bana yönelti.

"geldiim"

"hoş geldin güzelim"

yatağın yanına gidip oturdum tepsiyi düzgünce yerleştirdim.

"hadi yee"

demir kaşığı alıp fasulyeden bir kaşık aldı

merakla ona baktım

"nasıl olmuş"cevap vermedi

fasulyeden bir kaşık alıp pilavın üstüne döküp öyle yedi

"ee nasıl olmuş??"

kafasını olumsuz şekilde salladı
yüzüm düşmüştü

"Beğenmedin mi?"

ağzı doluyken konuştu

"pek değil efra"

"ama neden?ben yedim gayet güzel olmuş gibiydi.."

kırılmıştım tamam beğenmemiş olabilirdi fakat ne bileyim işte
o kadar uğraştım begenir diye düşünmüştüm.

"yine güzel olmuş güzelim o kadar değil sadece"dedi yemeye devam ederken

anladim şeklinde kafamı salladım

"efra güzel olmuş işte"

"tamam Demir bir şey mi dedim"

"Bir şey desen daha iyi şu suratan"

"ne varmış suratımda ne yapim yani ne diyeyim sana? begenmedin diye alkış mı tutayım."

gözlerim doldu dayanamamıştım

"kurban olurum sana"bileğimden tutup beni kendine çekti aramızdaki tepsiye dikkat ederek
bu haraketi daha çok ağlamama sebep oldu

"şaka yapıyorum efra güzel olmuş
olmasa yer miyim çok güzel olmuş."

"hayır mahsus ağladım diye öyle d-iyorsun"dedim hıçkırarak ve ayrıldım
ayağa kalktım.

"sana afiyet olsun"

"kızım gel otur şuraya"

"ya dedemlerin yanına gideceğim ye sen"göz yaşlarımı silerken konuşmamı bitirdim

demir ayağa kalkıp yanıma geldi.
anlıma bir buse kondurup
konuştu

"gel hadi berabe yiyelim şaka yapıyorum ben niye ciddiye alıyorsun"

"yapma"dedim omuz silkerek.

ne yapabilirim kırıldım.
o kadar yaptım ettim
beğenmemesi kalbimi kırmıştı elimde olmayan bir şey bilerek ağlayıp zırlamadim

yatağa beraber oturup yemeğimizi yedik.

pek güzel bölüm olmadı
fakat iyileşmeye başlıyorum ufaktan bölümler atsam iyi olur bu yüzden attım
yıldızı doldurun ✨

Continue Reading

You'll Also Like

7.9K 616 50
Aşk koşulsuz sevmekdir
49.6K 2.7K 63
Bu hikaye, yaşadığı hiçbir şeyi hak etmeyen Seyran'a ve onun gibi şu dünyaya acı çekmeye gelmemiş olmak isteyen bütün insanlara gelsin, keyifli okuma...
•KARA• By Esma

Teen Fiction

772 87 4
Mihra ailesinden kaçmak isterken kendini bir mafya liderinin elinde bulur. Kapkaranlık bir gecede bir ormanda Kara sayesinde hayatları birleşir... Ka...
1.1M 73.1K 65
İlk yalancının ilk yalanı, toprağa düştüğü andan itibaren, yatsıdan sonra yanan mum ona bebek gibi bakacaktı. Yalanın tohumu büyüyecek ve çiçek açaca...