Gönlüm Sana Yakın

By Evim_kitaplar2

6.4K 300 112

Gönüllü olarak İran savaş bölgesine gelen hemşire,bir gün yaralı bir Türk askeriyle karşılaşır More

(Gönül)lü Hemşire
Komutan Değil YÜZBAŞI
Eski Bir Hatıra
ESKİMİŞ KOLYE
GÖZLERİN YALANLARI
AÇIK YARALAR
AY IŞIĞI
(ACEMİ) HEMŞİRE
KOLYE SAHİBİNDE
İLK KARŞILAŞMA
YENİ BİR KOLYE
İLK KURŞUN
KELİME KITLIĞI
AŞIK PAPATYA
BİR KORKAĞIN AŞKI
İÇİMDEKİ FIRTINA
..... AŞIK OLMUŞ
Koparılan Çiçekler
YENİ BİR AŞK
ACI MUTLULUK
BİR KERECİK
ACI GEÇMİŞ
KAÇIŞ
HİÇLİK
İKİ ÖLÜ BEDEN
ZARAR
Karşılık
Açık

BALO

143 10 12
By Evim_kitaplar2

Çiçek şaşkınlıkla bana bakıyordu."Ne"diye bir nida döküldü.Zavallım tabi şaşıracak Simay'ın nasıl erkeklerle takıldığını hepimiz biliyoruz.

"Valla ben de şaşırdım.Şuan onun ağzından birşey duymadım ama kızım Matkap'a olan yakınlığını görmüyor musun"dedim sessiz olmaya çalışarak.Arada bir biri geliyor mu diye kapıyı kolaçan etmeyi unutmuyordum.

"Yani görüyorum da ne biliyim Simay takılır geçer boşver"dedi elini sallayarak.Ama ben aynı şeyi düşünmüyordum ve bundan hiç hoşlanmamıştım.Şuan Matkap'ın yakasına yapışıp 'Sev lan arkadaşımı'demek istiyordum ama bu kadar salakça birşey yapmayacaktım.

"Ben öyle düşünmüyorum ve bu beni daha çok üzüyor ya gözlerinde görüyorum aşkı"dedim hüzünlü bir şekilde.Evet gerçekten de durum böyleydi.

"Eee ne yapıcaz"dedi bana doğru dönerek.Valla ben de aşkı yeni tanıdım canım arkadaşım sen belki bir tüyo ver diyeceğim ama Simay dışında ikimizde aşk yoksunuyduk.

"Bilmiyorum ama birşeyler bulmamız lazım"diye elimi çeneme koymuş düşünürken içeriden bir ses geldi.
"Şu çay iki saatte mi demleniyor a dostlar"diyen Simay'a görmeyeceğini bile bile gene de göz devirdim.Bu kız harbi deliydi ha üzgünken bile bizi sinir ediyordu.Yine de arkadaşız be.

"Geldi geldi patlama"diye elime tepsi alıp içeri geçtim.Maşallah bizsiz de sohbet baya koyulaşmıştı.Ayşe abla bana her seferinde annemi hatırlatıyordu o yüzden hep onun yanında olmak istiyordum ama bir yandan da annemi özlememek için fazla görmek istemiyordum.

"Siz çayları için benim bir işim var"dedim tepsideki son çayı da masaya koyduğum sırada.Ayşe ablanın bir anda kaşları çatılmıştı.

"Nereye kız böyle sabah sabah"dedi şüpheyle.Ayy anne özlemim artıyor be kadın.Senin tatlı yanacıklarını yemezmiyim neyse.

"Hiç öyle dolaşıcağım ya"dedim elimle ensemi kaşırken.Off hemen tüysem de yarimi görsem.Ne diyorsun Irmak ya ortada öyle birşey yok.

"Nerede dolaşıcaksın kızım dağ taş bura"ay bir de kötü polis iyi polis rolünü oynasanız yani.

"Ben biliyorum o kesin kom-"dedi Simay.

"Öhöm öhöm ben kaçar hadi öptüm"dedim hızlıca kapıdan koridora doğru geçerek.

"Deli kız "demişti Ayşe abla arkamdan.Hızlıca dışarı doğru çıktığımda komutanı görememiştim.Anında kaşlarım çatılmış ve endişelenmiştim.Acaba neredeydi ve bu lanet duygu neden içimdeydi.

Etrafta gezindikten sonra onu bir taşa yaslanmış bir şekilde gördüm.Off ne kadar çekici görünüyordu böyle ya.Irmak tokakla kendini.

Sırtını kayaya vermiş bacaklarını ileri doğru uzatmış silahını da yanından ayırmamıştı.Off işte erkek ya.Ben ona bakıp düşünürken gözleri benim gözlerimle buluştuğunda istemsizce gülüsmedim.El sallayıp yanına doğru ilerlemeye başladım.

Kalbim hızla atarken nefesim kesilecek raddedeydi.Yanına ulaştığımda sırtını yasladığı kayaya ben de sırtımı yaslayarak oturdum.

Çevreyi incelerken bana baktığını gördüm.Gökyüzüne baktığımda yıldızlar yoktu.Bir anda sessizliği bozdum."Yıldızlar yok"dedim ve derin bir iç çektim.Kafamı çevirdiğimde halen bana bakıyordu.Öyle bir bakıyordu ki sanki gel beni sev diyordu bu adam ya.

Bir anda göz göze gelince zaman durdu.İşte o an konuşan o oldu."Hayır yıldız var"dediğinde bir anda kaşlarımı çattım.Gökyüzüne tekrar baktım ama yıldız yoktu.Hatta güneşten dolayı gözümü kısarak bakmıştım ama yoktu işte.

Tekrar ona döndüğümde konuştum."Hayır yıldız yok"dedim hala ona bakarken.Dudağı kıvrılırken gamzesi gozukmüştü.İşte o an ölüp oraya gömülmek istedim.

"Gökyüzünde yok ama burada hala bir yıldız var"dediğinde utançtan kıpkırmızı kesilmiştim.Ona bakıyordum ve gülüyordum.
Bana bakıyordu ve gülüyordu.

Kısa bir süre böyle durduk sadece.Ne o konuştu ne de ben.Ağızlarımız sustu,ruhlarımız sustu belki kalplerimiz de sustu.Sadece gözlerimiz konuştu...

"Öyle bakmasana"dedim bir anda.

"Nasıl bakıyormuşum"dedi kaşlarını havaya kaldırıp.

"Aşık gibi"dedim ağzımı tutamayarak.O ise sadece güldü.

"Belki de aşığımdır..."

Ona şaşkınlıkla bakarken evet böyle birşey beklemiyordum.Utançtan kıpkırmızı kesilirken kalbim halay çekiyor, gözlerim deliriyor ama korkak ağzım gene susuyordu...

Peki ben kimi dinleyecektim bu savaşta.Korkak mı olacaktım,kaçıcak mıydım ondan?yoksa cesur olup onunla beraber mi yanıcaktım...

Ona bakmaya devam ederken bir anda gözlerini kaçırarak önüne döndü.Ensesini kaşıdığında ona kaşlarım çatık bakıyordum.Neden böyle davranıyordu ki.

"Peki sen yıldız olmasa da sever misin gökyüzünü..."dedim bir anda.Merak ediyordum.Güneş solmuş yağmur damlaları hafifçe üzerimize düşerken bir anda gökyüzüne baktı.Düşünür gibi gözlerini kıstıktan sonra bana döndü.

"Gökyüzünü sevmemin sebebi yıldızlar değil ki"dedi bana bakarak.Ona baktığımda istemsizce tebessüm etmiştim.Bir anda aklıma takılan bir soru ile kaşlarımı çattım.

Merakla ona döndüğümde dikkatle beni izliyordu."Peki sebebi nedir gökyüzünü sevmenin"dedim bir anda.Ben hala ona bakarken onun dudağının yukarı kıvrıldığını gördüm.

"Bilmem hep gökyüzüne bakarım,sıkıntılı olduğum zaman bakarım,mutlu olduğum zaman bakarım, üzgün olduğumda bakarım"dedi ve sustu.Önüne dönüp eline aldığı bir çimenle oyalanıyordu.

"Neden"dedim kaşlarımı daha da çattığım sırada.Gerçekten merak ediyordum.Onun hakkında herşeyi merak ediyor ve öğrenmek istiyordum.

"Bana iyi gelen tek şey o"dediği sırada nedensizce içimde birşeylerin koptuğunu hissettim.Bu hayal kırıklığı gibi bir şeydi.Ben ona iyi gelemiyor muydum?ben ona kendini iyi hissettirmiyor muydum? sıkıntılı bir nefes verip yerimden doğruldum.

O bana şaşkın gözlerle bakarken konuştu."Nereye?"dedi meraklı gözlerle.O da benim gibi yerinden kalkmıştı.

"Gitmem lazım iyi günler"dedikten sonra son bir kez gözlerine baktım.Sanki gitmem onda hayal kırıklığına yol açmıştı.Belki de ben öyle görmüşümdür.Hızla yanından uzaklaşırken dönüp son bir kez bakmak istedim ama nedensizce yapamadım.

Bu akşam balo vardı.Hazır ve temkinli olmamız lazımdı.Hızlıca dar koridordan geçip odama vardım.İçeri girince gözlerim şok içinde aralandı.Bir sürü elbise askıda duruyordu.Altta ise her çeşit ayakkabı vardı.Bunlar bu kadar kıyafeti nereden buldu diye düşünürken içlerinden seçim yapmaya başladım.

Ama lanet aklım hep komutandaydı.Ona iyi gelmiyordum,onun için gökyüzü kadar değerim yok muydu?bu duygular gözümden bir damla yaş akmasına sebep oldu.Ağır adımlarla yatağıma doğru geçtim.

Pencereden dışarı baktım.Gökyüzü çıplaktı.Onu süsleyen güzel rengarenk yıldızlar yoktu.Sadece bir aydınlıktan ibaretti."Bunu mu seviyordu gerçekten"diye söylenirken yatağa doğru uzandım.

İçim geçmiş olacak ki kalkıp pencereden baktığımda güneş batıyordu.Hızlıca doğrulup kıyafet seçmeye başladım.

Siyah uzun yırtmaçlı bir elbise bulup altına da ipli bir ayakkabı giydim.Ayakkkabımı bir türlü bağlayamıyordum.Sinirden dört tarafa uçarken aklıma saçlarım geldi.

Simay ve Çiçek'te büyük ihtimalle hazırlanıyordu.Kıvırcık saçlarımı hafif açıp dalgalı yapmaya çalıştım.Saçlarıma jöle de sürüp makyaj yapmaya geçtim.

Benim çok makyaj malzemem yoktu.Tam o sırada kapı çaldı."Gel"dedikten sonra banyodan çıkıp kapının oraya geçtim.Gelen Simay ve Çiçek'ti.Ay başka birşey dilesem kabul olucakmış demek ki.

"Biri makyaj mı dedi"diye içeri girdi Simay.İkisi de o kadar güzel olmuştu ki.Simay kırmızı diz üstü bir elbise altına da stiletto giymişti.Çiçek ise benim gibi siyah giyinmişti ve elbise dizlerine kadardı.

"Bayıldık"dediler ikisi de aynı anda.Ben seslerinden irkilirken kapıyı kapatık yanıma geldiler.

"Gerçekten o kadar güzel mi?"dedim şaşkınlık ve biraz da hayranlıkla.Ardından dönüp karşımdayken aynadan kendime bakmıştım.Siyah elbise esmer tenime gerçekten de yakışmıştı.

"Komutan kalpten gider"dedi gülerek Simay.Anından kaşlarımı çatarak dirseğimle koluna vurdum.Cidden komutan sever miydi?ona iyi gelemedikten sonra sevmesi benim için önemli değildi.Yani tabiki önemliydi de of Irmak sus batırdın.

Çiçek gülmeye devam ederken sinirli bir şekilde onları izliyordum."Komutan umrumda değil"dedim ama bunun yalan olduğu üçümüzde biliyorduk.Çiçek inanmaz gözlerle bana bakarken Simay atıldı.

"Tabi canım ya o yüzden biz sana makyaj yapmaya geldik ya"dedi Simay dalga geçer bir tarzda.Ben şaşkın bir şekilde ona bakarken ikisine de sarıldım.Ayrıldıktan sonra tekrar baktım onlara.

"Cidden bana makyaj yapar mısınız?"dedim saf bir şekilde.Çünkü ben makyaj yapamıyordum.Simay ve Çiçek ise anında somurtmuştu.

"Yok ya biz malzemeleri bırakacağız sihirle suratına çarpacaklar"dedikten sonra sıkıntılı bir nefes verdi."Kızım sen gerizekalı mısın geç otur"dedi ve beni yatağıma doğru itti.

Ben otururken Simay bir yandan göz makyajımı yaparken Çiçek'te suratıma birşeyler sürüyordu.

"Simay bu kadar yeter ben komple değişmek istemiyorum"dedim ve onları üstümden attım.Suratıma bin farklı şey süreceklerdi az kalsın ya.Ben doğal olmak istiyordum.Biri beni böyle sevdiyse böyle kalmak istiyordum.

"Aman be bitti zaten çok birşey yapmadık"dedi Simay.Ardından da Çiçek ekledi.

"Aynen kızım ya hem bak mükemmel oldun"dedi.Aynaya baktıktan sonra gerçekten de çok güzel olduğunu gördüm.Sevinçten havaya uçacakken onlara döndüm.

"Kızlar çok teşekkürler ya"dediğim sırada Simay yerinden doğruldu ve ayağa kalktı.Karşıma geçip Çiçek'i de yanına aldı.

"Eee bizden bu kadar gerisi sende"göz kırpıp ikisi de yanımdan ayrılırken arkalarından bakakaldım.Ne demek gerisi bendeydi ya ben ney yapacaktım ki?

Aklımda binlerce soru varken odamdan dışarı çıktım.O sırada komutanı gördüm.O kadar yakışıklı olmuştu ki, üzerinde beyaz gömleği kaslarını belirginleştiriyordu.Altında ise siyah kumaş pantolon vardı ama maskesini hala çıkarmamıştı.

O da beni aynı şekilde süzdükten sonra dudağı yukarı doğru kıvrılmıştı.Bu da benim gülümsememe neden olmuştu.Tam gidicekken aklıma ayakkabılarımı bağlamadığım geldi.Nasıl hareket edicektim şimdi ben ya.Adam benim gitmemi bekliyordu.Acaba hemen odama felan mı kaçsaydım.Yok ya ayıp olurdu.

Benim heyecandan kalbim dururken bana doğru ilerledi ve yere eğildi.Ne yaptı ne yaptı.Komutan yere eğilip ayakkabımın bağcıklarını bağlarken ona şaşkınlıkla bakıyordum.

Herkese karşısında boyun eğdiren adam ayakkabımı bağlamak için yere eğilmişti.Çıplak elleri bacağıma çarptıkça bedenim kaskatı kesiliyordu.Elleri o kadar sıcaktı ki tenimde bir yanma hissi oluşturuyordu.Bağcıklarımı bacak hizamda tutarken elleri o kadar hafifti ki.

Heyecandan düşüp bayılacakken ayağa kalkıp karşımda durdu.Utançtan bütün vücudum kırmızıya boyanırken bana bakıp güldü.

"Bir dahakine ayakkabını bağla yoksa düşersin"dedikten sonra yanımdan ayrıldı.Ben ona hala şaşkınlıkla bakarken o gidiyordu.Utançtan kendimi yiyip geri kusacaktım resmen.

Ben yerimde dört dönerken arkamdan gelen askerleri fark edip dışarıya doğru ilerledim.Daha demin ne olmuştu be.

Şaşkınlığım mutluluğa dönüşürken dışarı çıktım.Soğuk hava tenime deyince irkildim.Ardından bir arabanın içinde Simay bana hızla 'gel gel' gibi işaretler yapıyordu.Şuan mutluluktan bu sinir arkadaşımın boynuna atlayabilirdim.

Arabaya doğru ilerlerken arabanın içinde komutanı da gördüm.Şöfor koltuğundaydı.Direksiyon başında bile o kadar çekici duruyordu ki.Ona bakıp hızlıca önüme döndüm ve arabaya ilerledim.

Arabaya bindikten sonra kapısını kapattım.Simay heyecandan bacağımı cimciklerken eline vurdum.

Komutanın yanında Matkap vardı.Benim canım arkadaşım aşkım için uğraşırken bende birşeyler yapmalıydım.Hızlıca konuya girdim.

"Eee Matkap senin nasıl gidiyor"dediğim sırada Matkap bana aynadan bakıp sorumu cevapladı.

"İşte öyle bizde kurşunlarla dans felan ediyoruz"dedikten sonra gülüp önüne döndü.Ona sahte bir gülümseme atıp önüme döndüm fakat asıl soracağım soru aklıma geldi.

"Eee var mı böyle gönül işleri falan"dediğim sırada arabanın anı freni ile irkildik hepimiz.Komutan birden firen yapınca ona anlamaz gözlerle baktım.

"Napıyorsun ya saçım bozuluyordu"dedi Simay.Ona göz devirmeden edemedim.Dikiz aynasına baktığım sırada komutanın da bana baktığını fark ettim.Bakışları bile o kadar sinirliydi ki.

Kaşlarımı çatıp önüme döndüm."Neden durduk acaba"dedim kollarımı göğsümde birleştirip.O ise bu sefer bana döndü.

"Buraya aşk meşk konuşmaya gitmiyoruz"dedikten sonra içimde mutluluk çığlıkları kopuyordu.Komutan beni kıskanıyordu.İçim içime sığmıyordu.Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıp konuştum.

"Ben öyle sohbet ediyordum"dedim ve kafamı cama doğru çevirdim.Ardından sinirden Simay'a doğru sinirle döndüm.

(...)

Baloya gelmiştik ben,Simay ve Çiçek bir masada öylesine duruyorduk,burada oturulacak yer bile yoktu be.Daha doğrusu onlar konuşuyor ben ise komutanı düşünüyordum.Elim çenemde masaya doğru eğilmişken Simay'ın bana baktığını gördüm.Ona anlam veremez bakışlarla bakarken o gülüyordu.

"Ne"dedim başımı sallayarak.Eğildiğim masadan doğruldum ve yönümü ona doğru çevirdim.

"Eee komutanla konuşmayacak mısınız?"dediği sırada ona göz devirmeden edemedim.Hayır yani konuşucaksam ben konuşurum canım arkadaşım.

Ben tam birşey diyecekken masamıza bir beyefendinin geldiğini görünce ağzımı geri kapattım.Bu kimdi böyle diye adamı süzerken o ise gülümsüyordu.

"Merhabalar keyfiniz yerindedir umarım,ben Demir balo sahibinin oğlu"dedikten sonra bir ona bir de bana uzattığı ele baktım.Gözüm bir anda komutana kayınca bize baktığını gördüm.Gözlerinden alev püskürüyordu.

Sonra önüme döndükten sonra yapmacık bir gülümseme ile elini tuttum.Ardından ellerimiz ayrılınca gülümsemem söndü.

"Eee isminizi söylemediniz"dediği sırada kaşlarımı çatarak ona döndüm fakat bu tavrımı hemen düzelttim.Adam ise hala pişmiş kelle gibi sırıtıyordu.Ben tam cevap vericekken Simay lafa atladı.

"Ya bak bizim gitmemiz lazım şuanda neyse görüşürüz"dedikten sonra bir Simay bir Çiçek ite kalka başka masaya geçtik.Bu masa komutanın tam karşısındaydı fakat aramızda bir yürüyüş alanı girmişti.

Simay beni kollarımdan tutup kendine çevirince Çiçek lafa atladı."Kızım sen ne yapıyorsun ya"dediği sırada ona anlamaz gözlerle baktım.Ben ne  yapmıştım ki.

"Ne yaptım ki kızım"dedim anlamaz gözlerle.Onlar ise ellerini alınlarına vurmuşlardı.Ya yemin ederim suçsuzum polis bey...

"Kızım sen salaksın,komutanı görmedin mi adam cayır cayır yanıyor"dediği sırada kaşlarım çatıldı.Komutana baktığımda bana baktığını gördüm.Bir an bütün şeyler silindi aklımdan.Bu kadar uzakta olsak bile sadece onun gözleri vardı aklımda.

Kolumun sertçe dürtülmesiyle kızlardan tarafı döndüm.

"Kızım baksana yaaa"diye çemkirdi Simay.Şuan sarhoşlar gibiydim.Komutan beni sarhoş edecek kadar yakışıklıydı.

"Hıh"dedim hafif bir gülümseme ile.O sırada kafama atılan bir darbe ile başımı o tarafa çevirdim.

"Kafa güzel mi ha kız"dedi gülerek Çiçek.Ona ters ters baktığım sırada Simay omzumdan tutup beni kendine çevirdi.

"Kızım komutan seni kıs-kan-dı yaa"dediği sırada gözlerim fal taşı gibi açıldı.Ama biz komutan ile sevgili falan değildik ki neden beni kıskanmıştı.

"Valla mı"dedikten sonra bir hüzün kapladı içimi.Ani ruh değişimlerim olabiliyordu fakat bunda ben haklıydım.Ellerimi tekrar çeneme yerleştirip masaya doğru eğildim.
"Ama biz komutan ile sevgili bile değiliz ayrıca daha birbirimize sevdiğimizi bile söylemedik"dedikten sonra gelen müzik sesi ile masadan doğruldum.

Dans müziği çalışıyordu.Güzel bir şekilde dans eden çiftleri izliyordum.

"Kızım fırsat bu fırsat kızım koş komutanla dans et"dediği sırada tekrar bir hüzün kapladı beni.Bu kadar cesur değildim.

"Ben ben bunu yapamam"dediğim sırada Simay gülmeye başladı.

"Merak etme arkadaşın yapar"dedikten sonra komutanların masaya doğru gittiğini gördüm.Korkudan bir o yana bir bu yana telaşlanırken daha deminki adam tekrar geldi.

İnsanlara karşı samimi bir yapım vardır fakat adam çok farklı davranıyordu.Normal değil...

Yazardan

Komutan hemşirenin yanına gelen adama dikmişti gözlerini.Acaba ne konuşuyorlardı diye düşünüyor yumruğunu sıkıyordu.Şuan gidip o adamın suratına geçirmeyi çok isterdi fakat hemşirenin hiçbir şeyi değildi.Oysa komutan onun herşeyi olmak istiyordu...

"Oğlum ben gene yalnız kaldım"diyerek isyan etti Matkap.Bu konuda ona katılmıyordu komutan.Simay'ın davranışlarını görmüyor muydu yoksa önemsemiyor muydu?

"Gel beraber dans edelim Matkap"dedi gülerek Soner.O ise aşkla alakası olmayan fakat buna rağmen romantik bir adamdı.

"Yok yok yok kısmetimi kapatıyorsun"diye itiraz etti Matkap.Yüzünde endişe vardı.Matkap biraz çapkın bir tipti ve daldan dala konan kuş diye adlandırırdı arkadaşları onu.

"Onu bunu bırakın çerez güzelmiş"dedi Selim avucundaki karışık çerezden ağzına atarken.Komik bir tipti.Yemekten başka birşey düşünmezdi.Ardından Güneş atıldı lafa.

"Ye ye evde kalırsan görürsün"dedi Güneş.Tıpkı bir güneş gibi parlayan sarı saçları,deniz gibi mavi bir gözleri vardı.

"Evde kalırsam kaçır beni"dedi Selim.Gülmeye devam ederken Güneş'e dönüp göz kırptı.Matkap gözlerini devirirken sıkkın bir nefes verdi.

"Lan bari gözümün önünde cilveleşmeyin"dedikten sonra Güneş kaşlarını çatarak bir tane kafasına geçirdi Matkap'ın...

Komutan kıvırcığını izlerken yanına Simay'ın geldiğini gördü.Simay Matkap'a bakıp derin bir iç çektikten sonra komutanın yanına yerleşti.Simay da eline bir avuç aldığı çerezi yerken yandan komutana bakıyordu.

"Şu adamda sanki pek yakın Irmak'a"diye lafa girdi Simay.Onların masaya baktığı zaman Çiçek'in orada olduğu için rahattı.

Komutan onu yandan dinlese de umrunda değilmiş gibi davranıyordu fakat Simay'ın haklı olduğunu biliyordu.Bu adam nereden çıkmıştı ki diye düşünüyordu komutan.

"Eee kızcağız ne yapsın dans edecek kimsesi de yok"diyerek konuya daldı Simay.Komutan'ın böyle yapmasına gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu.

Komutan sinir ile Simay'a döndüğünde kaşlarını çatmıştı.Onun kıvırcığı kimseyle dans edemezdi.Buna izin vermezdi.

"Ne bakıyorsun hızlı olan kızı alır"diye güldükten sonra oradan ayrıldı Simay.Giderken komutana göz kırpmayı da unutmadı.

Komutan bir an bile beklemeden kıvırcığının yanına gitti...

Irmak Hemşireden

Şu adamın bitmek bilmeyen sohbetine artık kulaklarımı tıkamak istiyordum.Gözüm dans eden çiftlerdeydi.Müzik daha yeni başlamasına rağmen dans eden çiftler gözüme çok hoş görünüyordu.Başımı çevirince komutanın yanıma geldiğini gördüm.

Şaşkınlıkla ona bakarken Simay'ın gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığını gördüm.Ne demişti bu adama ya.Umarım bu kız senle evlenmek istiyor gibi şeyler dememiştir...

Komutanın gözünden sinir eksik olmazken adama bakıyordu."Gel"dedi bana dönerek.Ben şaşkınlıkla ona bakarken adam konuştu.

"Tanıdığın felan mı?"dedi bana doğru döndüğünde.Ben şaşkınlıkla onları izlerken başımı evet anlamında hızla salladım.

"İzin verirseniz karım bana lazım..."

Senin karım diyen dillerini yerim komutan
Neyse arkadaşlar okuyorsunuz pls oyları da kullanmayı unutmayın
Sizin kitabım hakkında görüşlerinizi merak ediyorum...


Continue Reading

You'll Also Like

SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

1.7M 102K 7
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...
944K 56.1K 72
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
333K 12.5K 62
Bir hastasına iyilik yapmak isteyen Ahu, hastane kayıtlarından aldığı numarayı yanlış girip bir komutana yazarsa ne olur? Nerden bilebilirdi ki bu ka...
2.2M 207K 42
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da...