Not :oy vermeyi unutmayın lütfen ve diğer kitaplarada göz atın
~ ARZULAR~
Nefes nefese uyandım sürekli o gölge görmem tesadüf müydü anlıyamıyordum artık başta beynimin bana oynadığı oyun sandım ama bu artık süreklilik haline geldi o suretin dediği aklımdan çıkmıyordu evet bunlar gerçek değil deniliyordu ama buna benzer bir çok olay duymuştum işte insanın içine kuşku düşmüyor değildi.
"offf Allah'ım ne oluyor bana "
Ayağa kalkıp üstümü değiştirdim aşağıya inip kahvaltı yapacaktım yapacaktım ama ilk önce sözde amcam olan adamla konuşmalıyım diye geçirdi içinden. Hazırlanıp aşağıya inerken merdivenlerin başında arkamda gelen amcamın gür sesiyle ayağım havada takılı kaldı.
"sen dün neredeydin lan "
Allah'ım sanki hakkı vardı da hesap soruyordu birde .
"bu gün mü beni merak eder oldun amca".
Alayla ima ettiğim şeyden sonra hırsla yanıma gelip kolumdan tuttu
"senin dilin çok uzadı kesmesini bilirdim ama sen Bahoz ağaya dua et"
Gene aynı muhabbet bıkmıyordu aynı şeyleri söylemekten bıkmıyorsa bende hatırlatmaktan çekinmem.
"Öylemi hadi yap ne yapacaksan daha önce o mu vardı aaa doğru cebin dolacak değil mi?"
Söylediklerimden sonra yüzü gerildi söylediklerim doğru olduğunu oda biliyordu tek derdi alacağı tarlalar cebine girecek olan paraydı.
"Ne diyorsun kaveşe ..."
Elini kaldırıp yiğeninin yüzüne indirecekken genç kız anda kolunu tuttu.
"Sakın amca beni annem sen döv diye doğurmadı, babam sen saçımı sürükle diye saçımı sevmedi"
Bu söylediklerimden sonra hırsla kolumu çekiştirip aşağı kata indirdi.
"ne yapıyorsun amca bırak kolumu"
Ne kadar kolumu ondan kurtarmaya çalışsamda nafileydi gücüm yetmiyordu .Aşağı inip istikametini ağıra yönlendirdi inşallah aklımdan geçenleri yapmazdı.
"seyiss"
Var güçüyle bağırdı yaşlı adam.
yapması ne olur Allah'ı
"buyur beyim "
Elleri el pençe önde alacağı emri bekliyordu
"bu günden tezi yok bu at burdan gidecek gidecek "
Seyit bir bana bir amcama baktı
"ama bey.."
Amcam elini kaldırım baş parmağını salladı ona
"sen benim söylediğimi tekrarlatıyorsun lann"
adam iş korkusuyla.
"estağfurullah beyim o ne demek"
El mahkum yapacaktı dediğini
"hayır asi hiçç bir yere gitmiyorrr anladınmı "
yüzme inen tokatla yere düştüm Seyis beni kaldırmaya geldi ama amcam izin vermedi.
"bırak lan kim dedi yardım et"
Hep olduğu gibi düştüğüm yerden yine kalkıp onun tam karşısında durdum
"asla izin vermem asiyi benden koparamazsın anladın mı "
yüzüme bakıp kendinden emin bir şekilde konuştu.
"öylemi bak nasıl da ayırıyorum gör"
Başıyla seyisse işaret verdi onun işaretiyle seyis asiyi açıp ağırdan çıkardı.
"Hayır bırak beni onu alamazsın benden anladın mı buna hakkın yok "
Ama beni dinlemiyordu bile kolumdan tutup doğruca kilere sürükledi oraya vardığımız gibi beni bir çöp gibi içeri atıp üstüme kapıyı kilitledi yiğeni değil düşmanı olmuştum hep amcam için "kal bakalım burada aklın başına gelsin kim olduğumu anlarsın o zaman" kapıya doğru koşsamda nafileydi çoktan kapıyı kapayıp kapatıp kilitlemişti bile.
"açç şu kapıyı sana diyorum aç beni burda bırakamazsın"
kapının arkasından gülüşünü duyduğumda benim halimden zevk aldığı belliydi.ama istediğini vermeyecektir ben bana boşuna Şahmeran demiyorlardı bunu oda anlayacaktı.
"istediğin olmayacak anladın mı! Sana boyun eğmiyeceğim ben babamın kızıyım"
Bunu her dediğimde ne kadar sinirlendiğinde biliyordum biz anlaşmış gibi her seferinde birbirimizin en can anlıcı yerden vurmayı zamanla öğrenmiştik.
"aynı baban gibi salaksın ama en çok o annen olacak
İblis annene benziyorsun sana her baktımızda abimin canına mal "
Anlamıyordum annemden bu kadar nefret etmelerini tamam sevmemiş olabilirlerdi farklı din kültür mezhep bu topraklarda yıllardır vardı ama bu bir bahane olamazdı .
"Benim annemle ne alıp veremediğiniz var o sadece babamı sevdi"
Amcamın hiddetle atığı yumrukla kapıdan tok bir ses geldi.
"sevmek ha o anan abimin beynini yıkadı onların aşkına kaç sevda veda edildi kaç can yakıldı haberin bile yok "
"Açık açık konuş kimseye zarar gelmesin diye bildikleri doğdukları topraklardan sürgün edildi"
"Sen hiç birşey bilmiyorsun medusanın kızı geçmiş kararlıktır aydınlatmak için cesaret gerek"
Tam konuşucaktım ki adım sesleri burdan uzaklaştı .
Geçmişin bir yangın misali cayır cayır yanarken külleri bizim bugünümüze savruluyordu.
Yere çömelip düşünmeye başladım yeni uyanmış olmama rağmen öyle tatlı bir uyku beni sarmaladıki istemsizce göz kapaklarım kapandı ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Kendimi yemyeşil bir bahçede buldum o kadar güzeldi ki herşey adeta cennet bahçesini andırıyordu.
Burnuma safran kokuları geliyordu az ileride bir kız duruyordu buranın aksine üstünde sim siyah bir elbise vardı siyah saçları belinden aşağı sarkıyordu birden gelen rüzgarla tüm saçları uçuştu .
Omuzunun üstünden bana baktı sanki beni yanına çağırıyor gibiydi ayaklarım beni onun yanına sürükledi .yanına vardığımda yüzünü bana döndü.
"beni hatırladın mı ASME "
yüzüne baktım sima tanıkdık bir o kadar yabancıydı düşündüm ama aklıma gelmiyordu gözleri karanlık bir girdabı andırıyordu.
"hayır hatırlayamadım"
Gülümsedi sonra yavaş yavaş gülümsemenin yerini nefret aldı birden cennet bahçesi dibi gözükmeyen uçuruma dönüştü gelen ani bir hisssiyatla neler oluyor diye etrafıma baktığımda güzelim çiçeklerin ağaçların yerini etrafı grimsi sisler kaplandı çok korkunç gözüküyordu bir adım geriye gittiğimde ayağım bir an için boşluğa yalpalandı tam düşüceken elimden o kız tuttu.
"korkuyorsun değilmi ASME"
Korkmak elde değildiki.
" Biliyormusun bende çok kortmuştum"
Kızın arkasında babamı gördüm
"Kızım korkma bak ben burdayım
Seni kurtaracağım."
Babamın sözlerinden sonra yüzünde kin dolu bir bakış belirdi ona karşı.
"Yalan söylüyor babasının kızı o verdiği hiç bir sözü tutmaz"
Diyip beni bıraktı uçurumun dibine.
Kan ter içinde yerimden sıçramıştım elimi boynuma attıp sanki nefes alamıyordum."hıı hhı" gibiydim kimdi o kız niye rüyalarıma giriyordu bu aralar kabuslar o kadar çok sıklaşmıştı ki korkutuyordu beni .
Yerimden kalkıp kapıya doğru gittim aklıma gelen şeyle deliğe baktığımda diğer taraf gözükmüyordu bu çok iyidi.
"demek ki anahtar kapının üstünde"
Yan tarafıma bakındım orda bir karton gördüm
"bu işimi görür"
Onu alıp ikiye böldüm kapının altından diğer tarafa doğru uzattım tam anahtarın altına konumlandırdım başımdaki tel tokayı çıkarıp deliğe yerleştirdim yavaş olacak bir şekilde ittirdim bir iki derken anahtar tam kartonun üstüne düşmüştü.
Kartonu kendime doğru çektim yavaş bir şekilde olurda düşer diye neyseki sağ salim anahtarı alabilmiştim her ihtimale karşı kulağımı kapıya dayayıp kotrol ettim olurda biri gelir diye bi iki dakika dinledikten sonra kimsenin olmadığına emin olunca sessizce kapıyı açtım.
ilk işim ağıra gitmek oldu ama götürmüşlerdi. Kızın ayağında derman kalmamış kendini yere bırakmıştı.
"götürmüş tek ailemi koparmış benden ,ne istiyorsun benden neyin nefreti ha "
gözümlerinden bir damlala yaş firar etti
B
oynuna doğru.
."bunu yapmayacaktın bana Azad ağa sana yemin ederim bunun hesabını vereceksin."
omzum bir el hissettim ama dönmeye mecalim yoktu adam elini çekip.
"affet bacım bende emir kuluyum"
adamın suçu yoktu biliyordum bakmayla yükümlü çocukları bu işten atılırsa bir daha zor iş bulurdu.
"biliyorum amca bari de nereye götürdü onu söyle "
En sonunda kendimde güç bulup ayağa kalktım .
"bilmiyorum bacım ama aşağıdaki çifliğe satıldı diye biliyorum"
kafamı tamam anlamında salladım yukarı çıkıp çantamın içine silahımı ve lazım olan herşeyi koyup arka kapıdan çıktım ...
"Alıcam kızım seni merak etme kimse seni benden koparamaz"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
1 gün önceden
ATEŞ KAYA
Ateş odaya geldiği gibi ilk işi duş almaktı aslında niyeti ama kıyafetlerini indirdiğinde gömleğine bulaşan koku aklını başından alıyordu istemsizce kumaş parçasını burnuna dayadı o eşsiz baş döndüren insanı günaha teşvik eden koku gözlerini kapayıp ciğerlerininde sarhoş olmasına izin verdi.
genç adam yaptığının farkına vardığı gibi kumaşı kirli sepete fırlattı.
"ne yapıyorum ben ya "
Küveti es geçip duşa kabinin içine girdi teni alev alıyor arzuyla kavruluyordu o kadar hisizleşmiti ki tenine değer soğuk su bile kanındaki günahı şerveti söndüremiyordu.Onu öptüğün an aklıma geldikçe kasıklarına kan hücüm ediyordu saç dibine kadar karıncalanıyordu. Sırtını soğuk fayans duvarına dayamış soluklarını dengelemeye çalışıyordu.
"bu cinsel arzulardan başka birşey değil"
Duştan çıkıp yatağın üstünde oturup küçük havluyla saçımı kuruttu ama havluya bulaşan koyu kızıllıkla havluyu bir yana bırakıp koluna baktı
"Bir bu eksikti manyak karı milletin elinde örgü şişi bunun elinde silah "
Kolunu sarıp sıcaktan dolayı sadece altına giydiği baksırla yatağa girdi.
Genç adam arkasını döndüğü gibi ona şervetle bakan kadınla karşılaştı
"Sen burd.."
Kadının dudaklarına yapışmasıyla lafı yarıda kaldı.
Genç adam bu anı bekliyormuş gibi hırsla karşılık verdi kana susamış gibi ilk alt dudağağını ısırıp çikiştirdi sonraa acısını almak ister gibi ısırdığı yeri emdi bu sefer.
Kızın elleri rahat durmuyor adamın boynuna ordan tırnaklarıyla çize çize saçlarına tırmanıyordu .Ateşin saçlarını çekiştirip kendinden uzaklaştırdı.
Şervet dolu kızarmış dudaklarıyla genç kadın Ateşin aklını başından alıyordu.
Kadın genç adamın kulağına yaklaşıp.
"Sende istiyorsun cenneten çıkıp cehennemde yanmayı tenlerimizin bir birinde soluklanmasını "
Ateş kadını belinde kutup sırtını yatakla buluşturdu .kadının gözlerindeki karanlık hissiyat onu ondan alıp başka diyarlara sürülüyordu.
"Cehennemde yanmayı değil cehennemin ta kendisini istiyorum"
Ve kadının bir bacağını beline sarıp ensesini tutuğu gibi dudaklarını birleştirdi odada iki akşığın değil iki tutkunun girdabına esir olmuş bedenlerin soluk sesleri yankılanıyordu genç adam şarap kızılı dudakları bırakıp bu sefer süt beyazı gerdanda soluklandı ısırıyor emiyor diliyle tadına bakıyordu ellerini geceliğin ince ipine getirip kollarından düşürdü serbest kalan tomurcuklar gün yüzüne çıktı.
Ateş kadından uzaklaşmış yatağa dağılan koyu kumral saçların yatağa dağılmış yeni açan çiçekleri andıran pembe tomukcuklarıyla öpüşmekten şimiş dudaklarıyla essiz bir taployu andıran kadının cezbedici haliyle dahada çıldırdı.
Kadının üstündeki bez parçasını iki yanından tutup ikiye ayırdı kumaştan gelen yırtılma sesiyle daha şevk alan bir hal aldı durum sevişmek vahşilik ister tutku ve heycanın harmanlanmış hali karanlığın en koyu tonu
Kadının iki kolunu tutup başını üstünde birleştirdi .istekle ona sürtünüyordu kadın.
"Ateşş dayanamıyorum"
İki ekini tutup başının üstünde sabitledim
Ateş son parçayıda çıkarıp odanın bir köşesine fırlatı volkanla yanar dağı tam buluşacaktı ki...
Havva Adem misali tam saklı meyveyi katıp cenneten kovuluyorduk ki...