Yanlış Oldu | Texting

By morunonyeditonu

293K 11.5K 881

Başlangıç Tarihi 13/03/2023 Bitiş Tarihi 07/01/2024 Numaramın son iki rakamı sayesinde ömrümü geçirebileceğim... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
48
49
Final

47

1K 66 15
By morunonyeditonu

~☆~ 47. BÖLÜM ~☆~

"Şu balonu kafamın dibinden çeker misin Pars?" Gözlerimi önümdeki test kitabından kaldırarak konuştuğumda Pars ile gözlerimiz kesişti.

"Çekemem Laden, artık balonlarla şahsi meselem var!" Birkaç gündür tüm balonları kendisi şişirdiği için isyanlardaydı. Gülerek önüme döndüm.

Her şey beklediğimden hızlı ilerliyordu. Ateş ile nişanlanmamızın üzerinden iki hafta geçmişti. Bu sıralar sık görüşemiyorduk çünkü Ateş'in sürekli davalara gitmesi gerekiyordu. Gündüz bu sebeple uğrayamıyordu yanıma. Bazen ben onun yanına gidiyordum ve gözlerindeki mutluluk paha biçilemez oluyordu.

Aynı zamanda oldukça yaklaşan üniversite sınavına da hazırlanmaya çalışıyordum. Zaten iki senedir ailem tarafından ders konusunda baskı altında kaldığımdan çoğu şeye hakimdim. Eksiklerimi kapatmaya yönelik çalışıyordum son birkaç ay kala.

Nişandan sonra hemen evlenecektik, planımız buydu. Kızlar araya kına gecesi sıkıştırmak istemişlerdi ama ben bu fikri kabul etmemiştim. Babamın evinden bile gelinliğimle çıkamamıştım, hiç hevesim kalmamıştı bu konuda.

Gerek Ateş, gerekse diğerleri sürekli ısrar etselerde fikrimi değiştiemeyeceğime emindim. Zaten düğüne bile zor ikna olmuştum. Bir nikah yeterliydi. Ama Ateş bu konuda çok hevesliydi ve onun da hevesini kırmayı hiç istemiyordum.

Daha birkaç ay önce reşit olmuştum fakat evlenecek olmak beni korkutmuyordu. Aksine, Ateş ile evlendiğimde hayatım kesinlikle daha iyi olacaktı. Hem rahat rahat okulumu okuyacaktım hem de sevdiğim adamla vakit geçirebilecektim. Bundan iyi ne vardı?

Test kitaplarımı da alıp odama çıktığımda birkaç saat daha ders çalıştım. Ardından bu kadarının yeterli olacağını düşünerek kitaplarımı toparladım ve masamı düzenledim. Pijamalarımı giyerek yatağıma girdim ve kendimi uyumaya zorladım.

•••

"Caner salak mısın sen? O sana olur mu aptal!" Gözlerimi tam olarak bu sesi duymamla açtım.

Arda'nın sesiydi ve yine şaşırmadığımız gibi Caner'e bağırıyordu. Artık her sabahımız böyleydi. Gece'nin annesi ve babası küçük bir sahil kasabasına yerleşme kararı almıştı. O yüzden ev bize kalmıştı. Ateş dışında hepsi burada kalıyorlardı ve gece gündüz bu bağırışları duyuyorduk. Artık kulaklarım onların sesine alışmıştı. Bir anne gibi, sessizlik çöktüğünde iyi olup olmadıklarını kontrol etmeye gidiyordum.

Gece zaten eve geç geliyordu. Onlar Ateş ile mezun oldukları için çalışıyorlardı. Diğerlerinin de son seneleriydi. Benim ise daha ilk senem bile başlamamıştı.

"Kafam sığmıyor buna!" Caner'in sesi boğuk geliyordu. Meraklı bir ifade takınarak odamın kapısını açtım. Aşağıdaydılar.

"Orası kol yeri geri zekalı, tabi sığmaz!" Merdivenleri uyku sersemliğiyle yavaş yavaş inerek salona geldiğimde gördüğüm manzara olduğum yerde kala kalmama sebep oldu.

"Lan, kıza kâl geldi!" Pars oturduğu koltuktan kalkıp koşarak yanıma geldi ve iki kolumdan tutarak beni sarsmaya başladı.

"Laden, kendine gel kızım! Sana diyorum Laden!" Ona bir süre cevap veremediğimde Pars beni bıraktı ve diğerlerine döndü; "Cümleten geçmiş olsun Ateş hepimizi sikti."

Arda korkuyla yanıma geldi. "Ladeniçem, ne oldu beybim sana? Ay inme mi indi sana kız! Laden! Ay tövbelerim olsun!"

Arda dizlerini döverken ben yalnızca ve yalnızca Caner'e bakıyordum. Ama yalnızca Caner değildi, üzerinde benim gelinliğim vardı.

"Caner," dedim kısık sesimle. Korkuyla geriledi. "Öldün Caner, çık." Sesimin korkunç tınısıyla Caner üzerine tam geçiremediği gelinliği koluğa attı ve kaçmaya başladı.

"Kaçma ulan, gel buraya aptal herif!" Onu sinirle kovalarken arkasını dönerek bana bakmaya çalışıyordu.

"Ya güzelim denedim sadece, yemin ederim giymeyecektim! Hem senin zaten, sen sonra da giyersin!" Dediklerinin içinde mantık aramayı bırakalı uzun zaman olmuştu.

"Caner kaçma oğlum! Elbet yakalayacağım seni!" Ev bitince bahçede koşmaya başladık. Arda ve Pars gülmekten bizi durduramadığı için hâlâ koşuyorduk.

"Lan bahçeyi ne hâle çevirdiniz! O çimleri tek tek toplayacaksınız oğlum!" Bu sinirli ses Gece'ye aitti. Kafamı kaldırarak ona bakmak isterken birden bir bedene yapıştım.

Bu bedenin sahibi Ateş'ti. Kollarıyla beni sarmıştı ve gülüyordu. Gözlerine bakarken kalbimin eridiğini ve içimden damladığını hissettim. Ona bakmak dünyanın en güzel şeyiydi.

Onun gözleri benim en sevdiğim maviydi.
Onun sesi duyduğum en güzel şarkıydı.
O kendimi en iyi şekilde gördüğüm aynaydı.

"Kızdırmayın benim nişanlımı." Ateş'in gözlerimin içine bakarak kurduğu cümle dudaklarımın kıvrılmasına sebep oldu.

"Lan senin nişanlın beni öldürüyordu! Ateş siz evlenince birimiz sizinle kalsın. Laden seni keser falan haberimiz olsun." Caner düştüğü çimenlerden kalkmaya çalışırken ona ters bir bakış attım.

"Ben bu gün bir şey yaptım." Gözlerimin içine bakan Ateş, tepkimi ölçmek ister gibi yavaş yavaş konuşuyordu. Kaşlarımı çattım.

"Ne yaptın?" Merakla sorduğum soruyla yutkundu ve derin bir nefes aldı.

"Nikah gününü erkene çektim, yarın evleniyoruz." Gözlerim büyürken kalbim de ona eş değer bir şekilde hızlanmıştı. Duygu karmaşasının içersinde kalmak bu olsa gerekti. Bunu bana sormadan neden yapmıştı bilmiyorum ama Ateş böyle bir şeyi boşuna yapmazdı.

"Bu defa cidden inme indi kıza!" Arda da en az benim kadar şaşırmış bir şekilde Ateş'e bakıyordu. Bu duruman haberi olan kişi yalnızca Gece olmalıydı çünkü sadece o şaşırmamıştı.

"Kızmadın değil mi?" Ateş'in sorusuyla kendime geldiğimde gülümsemeye çalıştım. İyi hissetmeli, onu da kendimle dibe çekmemeliydim.

"Hayır, zaten evlenecektik. Tarihin yakın olması beni yalnızca mutlu eder." Ona sarılarak söylediklerime tatmin olmuşçasına gülümsedi. Fakat bu kararın nedenini merak ediyordum.

"Yemek yemek isteyen gelsin aksi takdirde aç kalacaksınız!" İçeriden Saye'nin sesi duyulduğunda Arda, Caner ve Pars aynı anda fırlamışlardı. Ve üçü birden kapıya sıkışmıştı. Onların bu hallerine gülerken ön kapının aksine arkadaki balkon kapısından içeriye girdik.

Yemeğimizi yedikten sonra mutfağı ve masayı toplamasında Saye'ye yardım ettim. Biz işlerimizi bitirdiğimizde kapı çalmıştı. Saye koşarak kapıyı açarken ben de mutfakta çay demliyordum. Çok geçmeden içeriye elinde büyük bir valizle Rüya girdi.

"Aşkım!" Rüya heyecanla boynuma atladığında şaşkınlıkla ona ve yanındaki valize bakıyordum. Buraya mı taşınmaya karar vermişti?

"Hoş geldin." Diyerek sarılmasına karşılık verdikten sonra valizi işaret ettim. Rüya gülümsedi.

"Düğünümüz varmış yarın, gerekli şeyleri topladım geldim. Bu gece burada kalıyorum. Yarın da erkenden kalkıyoruz yapılacak çok işimiz var." Rüya heyecanla konuşurken benim de içimi ilk defa bir heyecan dalgası kaplamıştı. İlk defa yarın için heyecanlandığımı hissettim.

"Bekarlığa veda partisi de yapamadık ya." Saye üzüntüyle söylendiğinde ona gülümsedim. Rüya ise sesli bir şekilde güldü.

"Sana yaparız onu da bebeğim." Rüya, Saye'ye göz kırptığında Saye avuçlarını açarak dua etti.

"Deli bu kız." Rüya benim birkaç dakika önce demlediğim çayı bardaklara boşaltırken ben de salona geçtim. Gözlerim Ateş'i aradı fakat görememiştim. Ateş'i aradığımı anlayan Gece, gözleriyle balkonu işaret ettiğinde ona gülümsedim.

Balkona yöneldiğimde Ateş'in birisiyle konuştuğunu gördüm. Sessiz adımlarla yanına ilerledim. Kolunun altına girdiğimde dudakları kıvrıldı. Kimle konuştuğunu merak etmiştim.

"Tamam, sen bana durumu haber verirsin." Diyerek telefonu kapattı ve cebine koydu. Başını biraz eğerek saçlarımı öptü.

"Bu kokuyu ömrümün sonuna kadar içime çekebilirim." Güldüm. Ateş'in elleri saçlarımdaydı.

"Canın mı sıkkın senin?" Kaşlarımı çattım ve suratını inceledim. Durgun gibiydi biraz. Gözlerinden anlıyordum.

"Hayır güzelim," dedi ve iç çekti. "Sanırım yarın için çok heyecanlıyım." Bu defa gülümsemişti.

"Ben de." diyebildim sadece. Ateş saçlarıma sayısız öpücük bırakırken onun öptüğü her bir saç telim alevleniyor ve derime batıyordu.

"Senin mutlu olmanı istiyorum." Eli yanağıma kaydığında başım göğsüyle birleşmişti. Gülümsedim.

"Mutluluğumun kalp atışlarını dinliyorum şu an zaten." Neşeli bir sesle söylediklerim Ateş'i güldürdü.

"Kurban olurum ben sana." Saçlarıma son bir öpücük bıraktığında artık diğerlerinin yanına geçmemiz gerektiği için ayaklandım. Ateş de benimle birlikte salona geldi.

Kızlar çoktan çayları getirmiş, gittikçe koyulaşan sohbete dahil olmuşlardı. Ben Pars'ın yanındaki boş yere oturunca Ateş de kendini tekli koltuğa bırakmıştı.

"Farkında mısınız yarın yılbaşı?" Arda'nın ortaya attığı soru herkesi afallatırken telefonumun ekranından tarihe baktım. Gerçekten de yarın 31 Aralık'tı.

"Benim tamamen aklımdan çıkmış." Caner şaşkınlıkla telefonundan tarihe bakıyordu. Diğerleri de ondan farksızdı.

"Ben kaç gündür düğün işleriyle uğraşıyorum. Yılbaşı tamamen çıkmış aklımdan." Ateş düşünceli bir sesle söylediklerinden sonra çayından bir yudum alarak arkasına yaslandı.

"Ben tıpçıyım arkadaşlar, yılın başı ya da sonu tek bildiğim ders çalışmak." Efe herkesi güldürdüğünde Arda yüzünü buruşturarak Efe'ye yastık fırlattı.

Arda konservatuvar okuyordu ve Efe onunla 'anca zaman kaybı' diyerek dalga geçiyordu. Aslında Efe sözlerinde ciddi değildi ve Arda'yı sinir etmek için yapıyordu ve bunda başarılı da oluyordu.

"Sen konuşma oğlum! Valla bana yanlış iğne yaptı der içeri attırırım seni!" Arda, Efe'ye tehditler savururken Efe sırıtıyordu.

"Yarın plan yapamayız ama." Diyerek konuya dahil olduğumda tüm bakışlar bana döndü.

"Neden ki Ladeniçem?" Arda anlamaz gözlerle beni incelerken kaşlarımı kaldırarak onlara baktım.

"E biz evleniyoruz." Bu gerçek herkesin kafasına o anda dank etmişti. Unutmuş olamazlardı diye düşünmüştüm fakat yanılmışım, hepsi unutmuştu.

"De siktir lo, benim kafa uçuyo!" Kafasına yastığa geçirmeye çalışan Arda'ya güldüm.

"Ben doktor arkadaşımı arayıp hepimize bir B12 ilacı isteyeceğim." Gece'nin ciddi sesi bu defa herkesi güldürmüştü.

"Olsun, yarın zaten eğleneceğiz. Yılbaşıyla birleştiririz düğünü." Saye'nin fikri herkesin aklına yatınca konu burada kapandı.

Gecenin ilerleyen saatleri sakin ve eğlenceli geçmişti. Daha çok yarın odaklı konuşmuş ve saatleri ayarlamıştık. Ardından herkes dağılmıştı ve ben de odama çıkmıştım.

Yatağıma yattığımda içime büyük bir heyecan dalgası çarptı. Her yanımın mutluluktan titrediğini hissettim. Resmen yorganın altına sığamıyordum. Bir an önce yarın olmalıydı ve biz evlenmeliydik.

Gülümsedim. Bu Laden Yağmur Erayvaz olarak uyuyacağım son gecemdi.

🌺BÖLÜM SONU🌺

Merhabaaaa

Neden gecenin bir vakti bölüm attığımla ilgili hiçbir fikrim yok zksmxndnjsndndjewj

Adım adım finale yaklaşıyoruz ağlamak üzereyim🥲

Sizleri seviyorum ve bir dahaki bölüme kadar buraları size emanet ediyorum♡


Continue Reading

You'll Also Like

ASYA By Su

ChickLit

281K 15.6K 31
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Bölümleri yazdıkça atacağım. "Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzakla...
4.8M 263K 94
Benim ruhum delik delikti. Biri benim anahtarımı bulup açsa ve o ruhu çıkarsa , ruhumun üzerindeki yanık izlerinden , hayal kırıklığı izlerinden , ac...
290K 15.3K 35
-Gerçek ailem kurgusu- 17 yıl sonra gelmişler biyolojik aileniz diyorlar. Hadi oğlum, nerede bende o şans? TAMAMLANDI✅
738K 34K 27
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...