Solcu Aşk +18

By bittimidayi

751K 17.3K 3.4K

"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkun... More

1. Bölüm <Başlangıç>
2. Bölüm <Tuğrul>
3. Bölüm <Ödül Töreni>
4. Bölüm <Birliktelik>
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
Ev dizaynı.
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm

31. Bölüm

10K 219 64
By bittimidayi

Elbisemi düzelttikten sonra makyajımı yapıp hazırlandım.

Odadan çıktığımda Tuğçe de çıkmıştı, "Vay... Çok güzel olmuşsun..."

"Tabii, bugün ikisi de özür dileyecekler."

"Bak ordan çıkınca yemek yemeye gidelim, çok açım..."

"Tamam... Gideceğiz." deyip topuklumu giyindim.

Evden çıkınca arabaya bindik ve sürmeye başladım.

Erkan'dan aldığım bilgiye göre Aktan bugün yasa dışı olan dövüşlere katılacaktı, normalde Ozan katılıyormuş ama Ozan'ın kolunda sıkıntı olduğu için Aktan katılıyormuş.

Artık Erkan beni değil Aktan'ı takip ediyordu.

Giderken bir markete uğrayıp bisküvi almıştım, Tuğçe çok aç olduğunu söylüyordu, dövüşten sonra bir restorana gidip yiyecektik.

Dövüş kulübüne geldiğimizde arabayı park ettim ve indim, sıraya girerken Erkan yanıma geldi, "Gel yenge, sıraya girme." dediğinde Erkan'ı takip ettik ve içeri girdik.

Dövüşün başlamasına 2 dakika kalmıştı.

En önden yerimizi aldığımızda 2 adam ringe çıkıp dövüştüler, kazanan kırmızı eldivenli adam olmuştu.

2..3.. ve 4. adam, herkes dövüşmüştü nerdeyse, bittiğinde ise sıra büyük dövüşe gelmişti. Yani Aktan ve Orman Kralı.

Aktan'ın lakabını bilmiyordum.

Sunucu yüksek sesle bağırmaya başladı.

"Evet! Acımasızlar kulübüne hoş geldiniz! İşte büyük dövüş başlıyor! Öncelikle! Orman Kralı! BOZKURT ROZA!" bağırmasıyla koca cüsseli bir adam ringe çıktı, pelerini çıkarıp antrenörüne verdikten sonra ringde onu izleyenlere ufak bir gösteri yaptı.

Hırslı ve güçlü bir adamdı.

"Rakibi bu adamın karşısında yalvaracak!" sunucu söylediğinin hemen ardından tekrar konuştu. "Tabi bu bir sadece düşünce! Şimdi ise! Sırada! Yıllarca dövüşüp tek bir finalde bile yenilmeyen! Rakiplerini kışkırtan bir yapıya sahip olan! Birden atak yapıp rakibini hareketsiz bırakırdı! İşte bu yüzden ona çok güzel bir lakap takıldı. İşte karşınızda! KARABASAN!" dediğinde Aktan ringe çıktı.

Karabasan.

Ringe çıktıktan sonra kollarını açıp yukarı baktı, sonra da rakibine döndü, gardını aldığında adam direk hamle yapmıştı.

Eğilerek kurtulmuştu, hakem yoktu, sunucunun, "Başla!" diye bağırmasıyla adam vurmaya başladı, Aktan vurmuyordu, vuruşlardan kurtulup kışkırtıcı bir şekilde gülerek tepki veriyordu.

Adamla sürekli konuşuyordu.

Adamın vurduğu bir darbe Aktan'a değince Aktan duraksadı. Tam adam saldıracakken Aktan vurmaya başladı.

Aktan'ın sert darbeleri adamı çok sarsmıştı.

Ta ki o darbeye kadar.

Adam Aktan'ın karnına yumruğunu geçirmesiyle Aktan yere yığıldı, korkuyla izlerken içeri giren adam saymaya başladı. O sırada Aktan beni gördü. "Kalk!" diye bağırdığımda kafasını salladı, kendine gelir gelmez ayağa kalktı.

Bana tekrar bakıp göz kırptı ve adama tekmelerle yumruklarka saldırmaya başladı.

Durmadan vuruyordu, karnına bir tekme vurdu ve ardından yüzüne geçirdiği yumrukla adam yığıldı. Hakem içeri girip saymaya başladı. O sırada Aktan seyircilere dönüp kollarını kaldırdı ve seslerin yükselmesi için kollarını indirip kaldırdı.

"Ve! 3-2-1! Bitti!" diye bağırdığında hakem Aktan'ın elini tutup kaldırdı.

Aktan derin bir nefes alıp Ozan'la sarıldı ve ringten indi. Soyunma odasına gidiyordu.

Arkasından ilerlerken bende odaya girdim.

"Tebrikler." dediğimde ayağa kalktı. Ozan dışarı çıktığında elindeki bandajı çıkarıyordu.

"Sağ ol."

"Kaşın morarmış."

"Bir şey olmaz."

"Peki tamam."

"Ne için geldin buraya?" dediğinde cevap vermeden çıktım. Tuğçe kapıda bekliyordu, birlikte arabaya ilerledikten sonra bindik ve sürmeye başladım. Güzel bir restorana geldiğimizde inip içeri girdik ve üst kata çıkıp dörtlü bir masaya oturduk.

Garson gelince siparişlerimizi verdik.

Siparişler yarım saat kadar gelmemişti. Beklemekten sıkılmıştık.

"Bakar mısınız? Siparişlerimiz nerede kaldı acaba?"

"Geliyor hemen!" diye bağırdıklarında derin bir nefes aldım.

Birden Ozan'ı karşımda takım elbise ile görmemle birlikte Tuğçe'nin elinden tutup kaldırdı. "Gidiyoruz." dediğinde ben ayağa kalkarken elimden tutup beni oturtan suraya baktım.

Aktan.

Deliler.

"Ne yapıyorsunuz?"

"Tuğçe ile Ozan başka bir masaya gidip konuşuyor, bizde bu masada konuşuyoruz." dediğinde Ozan'la Tuğçe gitti. Aktan'da karşıma oturdu, siparişler geldiğinde Tuğçe'nin siparişlerini onların masasına gönderdik.

"Ne oluyor Aktan."

"

"Bir şey olduğu yok."

"Ee?"

"Özür dilerim."

"Böyle mi?"

"Hayır, böyle." deyip arkamı gösterdi, arkama döndüğümde Tuğçe ile Ozan'ın masanın üzerinde el ele olduğunu gördüm.

"Ne yapıyorsunuz siz?" deyip ayağa kalktığım sıra Aktan beni tuttu ve kendine çekip dudağımı öpmeye başladı.

Beni etkisiz bırakmıştı, yavaşça çekildiğinde derin bir nefes aldım.

"Sakin ol... Seni seviyorum." deyip beni tekrar oturttu. "Bak, Ozan o gün çok garip olmuş, o gün beni zaten aradı, ne yapmam gerekiyor bilmiyorum falan dedi, bende ona ne yapması gerektiğini falan söyledim, sonra birlikte olmuşlar, sabah beni bir aradı, korkup gittiğini söyledi, Ozan'ın eski sevgilisi, Ceylan, Ozan'la mükemmel bir ilişkileri vardı, Ozan deli gibi aşıktı. Çok seviyordu, ama hiçbir zaman sevgisinin karşılığını alamadı. Sonra Ceylan'ı ailesi kovdu evden, Ozan ona ev, araba, iş verdi, sonra bir gün verdiği eve gitti, arkadaşlarından biriyle yakaladı, üst üste."

"Ve Tuğçe'ye aşık olmaktan korkup kaçtı."

"Evet, ona defalarca konuşması gerektiğini söyledim ama o dinlemedi, korktu, bugün kendisi adım atmak istedi, ve bizde dövüşten sonra eve gelecektik, Erkan sizin geleceğinizi söyledi, bizde böyle bir şey planladık." dediğinde tekrar Tuğçe'ye baktım.

Gülümsüyordu, ikisi de gülümsüyordu.

"Neden arkadaşlarımızın sorununu kendimize yansıttık?"

"Çünkü arkadaşını savundun."

"Onu savunmadım, sen savundun."

"Çünkü Tuğçe haklıydı."

"Yine aynı tartışmaya mı gireceğiz."

"Özür dilerim, dinlemeden hareket ettim."

"Bende özür dilerim."

"Sence daha fazla tartışmanın bir anlamı var mı? Onlar için tartıştık, ve onlar şimdi mutlular."

"Gidelim." deyip ayağa kalktığımda elimi tuttu ve gömleğinin üst düğmesini açtı ve arabaya bindikten sonra sürmeye başladı.

"Çok özledim seni, gerçekten çok özledim."

"Bende çok özledim." dediğimde derin bir nefes aldı.

Eve geldiğimizde arabayı park etti ve indikten sonra gelip kapımı açtı. Birlikte indikten sonra bahçeye girdik. Eve gelince zile bastı.

Zeynep abla kapıyı açtığında Aktan gülümsedi.

"Zeynep abla, sen çıkabilirsin."

"Tamam canım zaten bitti işim." deyip çantasını aldı. "Görüşürüz, çok sevindim." deyip Aktan'a göz kırptı ve gitti.

Kapı kapanır kapanmaz Aktan beni tutup duvara itti ve dudaklarıma yapıştı.

Dudaklarımı delicesine öperken elini elbisemden içeri sızdırdı ve elini gezintiye çıkardı.

"Beklemek istemiyorum." deyip gülerek beni mutfağa götürdü ve masaya oturttu, yatırmak için masadaki her şeyi yerle bir etti ve beni yasladı.

Külotumu çıkarıp attı ve dudağını ısırarak altındaki pantolonu kalçasının altına kadar indirdi.

Beni masanın ucuna çekti ve dudağımı öpüp çekildi, kendini içime ittiğinde dudaklarıma tekrar yapıştı ve öpmeye başladı.

Dillerimiz dans ederken içime hızla girip çıkmaya başladı.

O kadar mutluydu ki...

-

Beni tutup yatağa attı ve önüme geçip bacaklarımı gülerek ayırdı.

Kadınlığımda dilini gezdirmeye başladığında kıvranmaya başladım.

"Hâlâ ıslaksın, hâlâ, inanılmaz..." deyip tekrar kafasını gömdü. Dilini kadınlığımın her zerresinde gezdiriyordu, elimi saçlarına daldırıp kafasını bastırırken dışarıya baktım.

Yanımda ki dijital saate baktım.

4.38

Kendimi gevşetmemle sıcaklığım akmıştı.

Aktan tekrar dilini kadınlığımın her yerinde gezdirdi.

Çekilip kendini yanıma attı ve dudağımı öpüp çekildi.

"Seni seviyorum..." dediğinde gülümseyip kafamı göğsüne gömdüm.

İkimizde uyuyakalmıştık.

Onun kokusunu, sesini, bedenini, her şeyini özlemiştim, en çok da sevgisini...

-

Gözlerimi açtığımda gözüme değen güneşle gözlerimi kırpıştırdım.

Doğruluğumda yanımda kimsenin olmadığını fark ettim.

Yerdeki gömleği alıp üzerime geçirdim, Aktan'ın baksırını da altıma giyindim, giyinme odasına gidip uğraşmak istemiyordum.

Aşağı inip mutfağa girdiğimde kimse yoktu.

Tekrar yukarı çıktığımda çalışma odasına girdim. Bilgisayarla uğraşıyordu.

"Sevgilim..." deyip yanına ilerledim, sandalyesini çevirip bana döndü.

"O altında ki benim baksırım mı?" deyip beni kucağına çekti.

"Giyinmeye üşendim..." dudağımı öpmeye başladığında elimi saçlarına daldırdım.

Kalçama vurmasıyla çekildim.

"Günaydın sevgilim." deyip şakağına bıraktığım öpücükle bacaklarımı sıkıca tuttu ve beni yandaki ikili koltuğa götürüp bıraktı ve tam öpeceği sıra alltan kayıp ayağa kalktım.

"Hadi aşağı inelim, çok açım..." dediğimde gülerek kalktı.

Birlikte aşağı indiğimizde mutfağa girdik, "unutmuşum, Zeynep abla bugün yok."

"O zaman birlikte yapalım."

"Sen yap, ben yiyeyim?"

"Olmaz... Birlikte." dediğimde gülümsedi.

"Hadi bakalım." deyip dolabı açtı, "Ya da dışardan mı söylesek?" diyerek döndü.

"Kahvaltıyı mı dışarıdan söyleyeceğiz?"

"Hadi hazırlan kahvaltıcıya gidelim o zaman."

"Aktan..."

"Ya öylesine bir şeyler yap yiyelim sonra da senin evine gidelim."

"Bugün eşyalar gelecekti zaten."

"Her şeyi aldın mı?"

"Evet, bilgisayar odası için eşyalar da yarın geliyor."

"Hepsini aldın mı?"

"Evet, yarından itibaren uygulamanın kurulumuna başlıyorum." deyip alttan tava çıkardım ve dolaptan yumurta çıkardım.

"Anlaşacağın şirketi seçtin mi peki?"

"Tam görüşüyordum ki adamı korkuttunuz."

"Benim bu büyük şirketim, anlaşabiliriz bence."

"Olmaz, senin şirketlerinin hiçbiri olmaz."

"Neden?"

"Torpil."

"Hayır, torpil değil, tıpkı diğer müşteriler gibi seninle de toplantı hazırlatırım, sonra projeni inceleriz, beğenirsem kabul ederim."

"Beğenmezsen bile kabul edeceksin..."

"Kimse bir şey demez, herkesi sustururum."

"Aktan." dediğimde derin bir nefes aldı. "Bazı şirketlere başvuru yaptım."

"Bazı şirketler? İsim vermediğine göre kesinlikle benim kabul etmeyeceğim şirketler." dediğinde gülümsedim.

"İyi bir şirket istiyorum, bu yüzden, seninle rakip olan şirketler, her yıl proje ödüllerine giriyorsun, finalde seninle rakip olan şirketler var, onların hepsine başvurdum, bu sefer senin karşında yenilmeyecekler."

"Yani sen bana rakip olmak istiyorsun?"

"Yani, biraz." dediğimde gülümsedi.

"Neyse, sen bilirsin, ama rakiplerim seni istemezse bana gelebilirsin."

"İlk tercihim hep sensin, ama bu iş biraz farklı sevgilim."

"Tamam sorun yok, hadi bakalım." omleti hazırladığımda birlikte masaya oturup yemeye başladık.

Bitirdiğimizde ikimizde kalktık.

Yukarı çıktığımızda bana döndü, "Artık baksırımı ve gömleğimi rahar bırakır mısın?" dediğinde güldüm ve giyinme odasına girdim. Seçtiğim kıyafetleri giyindikten sonra kemerimi taktım ve aynaya baktım.

Saçlarımı tepeden sıkıca bağladım.

Giyinme odasından çıktığımda Aktan bana döndü.

"Nasıl olmuşum?"

"Her zamanki gibi, mükemmel..." dediğinde gülümsedim.

Telefonumu cebime koydum ve birlikte aşağı indik.

Aktan'ın arabasına bindikten sonra Aktan sürmeye başladı.

"Artık kendi evime geçip rahat etmek istiyorum."

"Benim evimde rahat değil misin?"

"Hayır, orda rahatım ama biliyorsun işte, kendi evimde olmak daha iyi olur benim için."

"Daha az görüşmüş olacağız."

"Neden?"

"Benim evimde sen istediğin gibi rahat olabilirsin, ama senin evindeyken bu biraz farklı olur."

"Aktan."

"Efendim?"

"Ben, sana bir oda hazırlattım."

"Ne?"

"Eşyaları, kıyafetleri, her şeyi aldım."

"Eftal... Ciddi misin?"

"Evet, her şeyi aldım."

"İptal etmen için ne kadar geç?"

"Çok geç, bugün hepsi geliyor, kıyafetleri de seninle geçen gittiğimiz mağazadan aldım."

"Oranın fiyatları biraz uçuk değil mi?"

"Evet ama sıkıntı çekmedim."

"O odayı çok daha güzel değerlendirebilirdin."

"Yaptım işte, çok güzel değerlendirdim." dediğimde güldü.

"Neden iş işten geçtikten sonra söylüyorsun ki.'

"Daha yeni barıştık ya sevgilim."

"Sen biz küsken bile bunu mu düşündün?"

"Evet." deyip gülümsedim.

Çalan telefonumu cebimden çıkarıp kulağıma götürdüm.

"Eftal Şahin?"

"Buyrun benim." dediğimde adam aldığım beyaz eşya mağazasında çalıştığını söyledi ve eve geleceklerini söyledi.

Eve gelmiştik zaten, yukarı çıktıktan sonra evi gezindim, temizlik şirketi her yeri temizlemişti, mutfak dolaplarını, kapıları her yeri baştan yaptırmıştım.

Aşağı indiğimde Aktan kapıyı açmış bekliyordu.

Adamlar gelmeye başladığında yerleri gösterdik.

Tüm eşyaları yerleştirip gittiler.

"Aktan, beni bu koltuklar için de aradılar, onlar da gelirler şimdi, ben markete ineyim yiyecek bir şeyler alayım dolaplara."

"Tamam güzelim git sen, kartımı alabilirsin."

"Tabiki de hayır sevgilim." deyip gülerek evden çıktım.

Aşağı indikten sonra markete girdim ve dolaba bir sürü şey aldım, yaklaşık 1 saat kadar dolaşmıştımmve market arabalarının 3 tanesini doldurdum.

Elimde 6 tane ağır poşetle eve geldiğinde koltuklar gelmişti.

Mutfağa girdikten sonra dolaba tüm aldıklarımı yerleştirdim. "Eftal!"

"Efendim!"

"Nerdesin?"

"Mutfaktayım." dediğimde yanıma geldi. "Koltuklar geldi, yatak odan için eşyalar da geldi, 4 kişi çağırdım evi onlar düzenleyecek."

"Biz halledebilirdik."

"Yok güzelim, sen emir vereceksin onlar sa yerleştirecek."

"Aktan..." dediğimde zil çaldı.

"Geldiler." dediğinde kapıya gittim ve açtım.

"Merhaba, papatya organize şirketinden geldik."

"Buyrun." dediğimde içeri girdiler.

"Nerden başlıyoruz?"

"Burası." deyip oturma gruplarının olduğu yeri gösterdim.

O sırada telefonum çaldı.

"Bir saniye." deyip açtım.

"Evet?"

"Elektronik eşya mağzasından arıyorum, siparişlerinizi evinize getirdik müsaitseniz yukarı çıkacağız."

"Evet müsaitim buyrun."

"Tamamdır." deyip telefonu kapattı.

"Şu koltuğu şöyle alalım." deyip elimle yerleri göstermeye başladım.

5 televizyon, 3 masa üstü bilgisayar için gerekli şeyler, 1 tane laptop, bir tane de oyun konsolu.

1 Tanesi oturma odası için, oturma odasının kitaplık köşesindeki oyun konsolları için 1 tane, 1 tane bilgisayar odası için, 1 tane de benim odam için, bir tane de çalışma odam için.

Masa üstü bilgisayarlar bilgisayar odama yerleştirilecek, laptop ise kişiseldi.

Tüm gün boyunca evin her köşesini ayarlamıştık, sadece Tuğçe'nin evinde ki mutfak eşyalarım eksikti, onları da Aktan'ın adamlarından biri almaya gitmişti.

Kendimizi koltuklara bıraktığımızda elimi tutup öptü.

"Çok güzel gözüküyor..."

"Evet, mükemmel oldu..." deuip bacağına kafamı koydum.

O da bugün çok yorulmuştu.

Onun odasını ona göstermemiştim.

"Hadi gel." deyip elinden tuttum ve koca vücudunu kaldırıp üst kata çıktık, odasının kapısına geldikten sonra kapıyı açtım.

İçeri girdikten sonra kaşlarını kaldırıp gülümsedi.

"Eftal..."

"Burayı... Kendini rahat hissedip keyif yapman için böyle yaptım."

"Eftal burası çok güzel..." dediğinde gülümsedim.

"Bilgisayarın kurulumunu falan kendin ayarlarsın."

Bilgisayar masası yapmıştım, oyun bilgisayarı alıp yerine kurmuştum, yanına ise televizyon koyup oyun konsolu bağlamıştım. Yatağı ise oldukça rahattı.

Giyinme odasında hiç takım elbise yoktu tamamen tişört, şort, eşofman, rahat kıyafetler vardı, odanın bir köşesinde küçük bir dolap koyup içine takım elbise yerleştirdim.

"Şimdi geç istersen, bende mutfağa gelen eşyaları yerleştireyim." dediğimde dudağımı öptü ve çekildi.

"Seni seviyorum güzelim..."

"Bende seni, hadi bakalım." deyip çıktım ve kapıyı kapatıp aşağı indim. Mutfak için eşyalar geldiğinde bardakları ve tabakları yerleştirmeye başladım.

Saat 10 gibi işim bittiğinde ellerimi yıkayıp yukarı çıktım. Aktan'ın odasına girdiğimde kulaklığı takmış ledleri yakmış bilgisayarla oynuyordu.

Kapı sesini duymadığı için bana bakmıyordu.

Derin bir nefes alıp odadan çıktım ve odaya girip yatağıma uzandım, evimdeki ilk günümdü.

-

Sabah gözlerimi açtığımda Aktan yanımda yoktu.

Ayağa kalktım ve giyinme odama girip üzerimi değiştirdim.

Banyoya girip lavaboda elimi yüzümü yıkadım ve odadan çıktım.

Aktan'ın odasına girdiğimde masanın üzerine kollarını koymuş ve koluna kafasını koymuş uyuyordu.

Gülümseyerek yanına gittim ve yanağını öptüm, gülerek bana döndü ve gerilip gülümsedi.

"Burda uyumuşsun."

"Her yerim ağrıyor..."

"Kocaman adamsın, tüm gece koltukta uyumak ne?"

"Kocaman adam mı?"

"Şaka yapıyorum..." deyip güldüm.

"Ama bir daha yapma böyle, çünkü çok tehlikeli."

"Tamam anne." dediğinde güldüm.

"Hadi gel, kahvaltı yapalım." dediğimde birlikte indik ve mutfağa girdik.

"Sen ne zaman uyudun?"

"10 gibi."

"Bende 2 de falan ayaktaydım."

"Yarın görüşmelere başlıyorum."

"Hepsi erkek değil mi?"

"Evet."

"O zaman birlikte gidiyoruz."

"Hayır, yanımda olmayacaksın adamlar korkuyorlar."

"Korkutmam."

"Bakışların bile korkutucu."

"Senide mi korkutuyorum?"

"Hayır, bana bebekmişim gibi davranıyorsun ama başkalarına karşı öyle değilsin."

"Çünkü sen başkaları değilsin." deyip gülümsedi. Yarın 2 şirket ile görüşeceğim."

"Uygulamanın ayrıntılarını biliyor musun ki?"

"Biliyorum, uygulamanın her şeyi hazır, kurmaya başlayacağım zaten."

"Peki tamam, sana yardımcı olmak istiyorum, ama ne desem istemiyorsun."

"Sevgilim, kendi başıma bir şeyler yapmak istiyorum, lütfen, tabiki yardımcı olacaksın, hatta uygulamayı ben kurarken sende bana yardımcı olacaksın."

"Bilmiyorum, senin bensiz bir şey yapmanı istemiyorum, yani, kıskanıyorum işte, bensiz hareket etmeni kıskanıyorum." dediğinde dudağını öptüm ve çekildim.

"Kıskanman gereken hiçbir şey olmayacak, söz..." dediğimde derin bir nefes aldı. "Hadi birlikte kahvaltı hazırlayalım." dediğimfe gülerek onayladı ve kahvaltı hazırlamaya başladık.

Patates kızartması ve menemen hazırladıktan sonra masayı hazırladık ve yemeye başladık.

O bana eliyle patates yediriyordu.

Birlikte eğlenerek yedikten sonra tekrar birlikte masayı toparladık.

Tam odaya geçerken Aktan'a telefon geldi.

Mutfakta konuştuktan sonra yanıma geldi.

"Sevgilim, benim eve gitmem lazım, önemli bir mesele."

"Peki tamam."

"Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum, akşam kesinlikle buraya gel, lütfen."

"Tamam... Merak etme geleceğim, daha denemem gereken bir sürü oyun var." dediğinde güldüm. "Kıyafetlerimi de denemem gerekiyor." deyip yukarı çıktı. Odasına girdikten sonra geldiğinde üzerinde beyaz gömleği ve siyah pantolonu vardı.

"Kötü kral iş başında." deyip göz devirdim. Yanıma gelip dudağımı öptü ve evden çıktı.

Bilgisayar odasına girip bilgisayarların karşısına oturdum ve uygulama için gerekenleri yapmaya başladım.

Aktan'dan

Eve geldiğimde gömleğimin bileklerini direğime kadar çektim ve deponun kapısına doğru hızla giderken Erkan'ın uzattığı silahı aldım ve tetiği çekip içeri girdim. Onur piçini gözüme kestirdikten sonra yanına gittim ve çenesinden tutup kaldırdım.

"Bu zamana kadar yaşaman bile mucizeydi, orusbu çocuğu." deyip kafasına silahı dayayıp sıktım.

Diğer tarafından çıkan et parçasıyla birlikte geriye ittim.

"Bunu temizleyin." deyip asıl meselemize doğru ilerledim.

"Beni özledin mi?" dediğimde gözlerime baktı. "Bende seni özledim." deyip yanına ilerledim ve baştan aşağı süzdüm.

"Ee Çetin?" deyip sandalyeyi ters çevirdim ve sandalyenin sırtı göğsüme gelecek şekilde oturdum. Ağzındaki bezi çıkarıp attım.

Nefes almaya bile zorlanıyordu.

"Ah Çetin... Sence değdi mi?" deyip ellerine baktım.

Bileklerine dikişler atılmıştı.

"Senden tek bir şey istiyorum."

"Söyle."

"Elif'e söyle, ondan özür dilerim, böyle olmasını istemezdim, yaptığım şeylerin hepsi o pisliğin etkisinde oldu, ona hep iyi bir abi olmak istemiştim, ama başaramadım, ondan çok özür diliyorum, bunu ona ilet."

"Çok mu pişmansın?"

"Evet, yaptığım her şey için çok pişmanım."

"Peki, bu pişmanlık Elif'in yaşadığı her şeyi sildi mi?"

"Hayır, ama silinebilecek olsa, her şeyi yaparım..."

"Elif bu şehirde kimsenin yüzüne bakamaz oldu, eskisi gibi değil, sen canlı, neşeli bir kızı öldürdün."

-

Yeni bölüm sonuu

Bölüm baya uzun oldu

Yorum ve vote atarsanız sevinirimmm

Continue Reading

You'll Also Like

84.1K 3.7K 31
Bir berdel hikayesidir.. Havin sevdiğinden ayrılırken nerden bile bilirdi evleneceği adamın kuzeni olduğunu herşeyden habersiz berdeli kabul etmişti...
163K 7.1K 15
"MARDİN'DE AŞK" Birbirlerine olan aşklarını ifade etmek için konuşmaya gerek yok . Belki de sessizlik, kalplerinin birbirine daha da yakınlaşmasına...
3.2K 261 32
Geçmişim beni gölge gibi takip ederken önümde sadece iki seçenek vardı. Ya hiçbir şey yapmayıp kaçınılmaz sonumu bekleyecektim. Ya da kaçabildiğim ka...
2.5M 104K 27
Psikiyatrist, karanlık kadar çekici ve zeki bir adam... Şizofren, öldürücü güzellikte bir kadın... Her şey çok normaldi ta ki kadının aslında şizofre...