Not:hey bölüme bakan dostum evet evet sen diğer bölümlerde bakıp oy atarmısın hadi yaparsın biliyorum onun için teşekkür ediyorum.....
ATEŞ'TEN DEVAM
Ateş karşısında gördüğü kadına büyülenmiş gibi bakıyordu adeta bence tam ona uygun bir lakap bulmuşlardı. Gerçi ona göre bütün kadınlar birer şahmerandır güzelliğine aldanıp tüm benliğini onalara sunarsın ama onlar fırsatı buldukları ilk an zehrini akıtır .
Bu kadında onlardandı o bunları düşünürken cennet yeşili gözler onca insanın içinde sanki onun gözlerini aramışcasına kuzguni gözlerle kesişti bir çok anlam yüklüydü o bakışlarda çok tanıdık bir o kadar yabancıydı o an için etraftaki herkesten soyutlanmış bir tek onlar varmış gibi onca yıkılmayı bekleyen duvara inat özlem giderdiler. İlk bakışlarını çeken Asme oldu Ateş ise bu kadına kapılmamayı diledi içinden .
"umarım sen değilsin Şahmeran umarım"
Fısıltı halinde döküldü dudaklarından Ayşe hanımla onlara doğru yaklaştılar Ateş istemeden inceledi karşısındaki kadını ay gibi parlayan teni düz belinden aşağı uzanan kestane saçları biçimli burnu kıvrık vücudu dolgun kalçaları bir güzellik tanrısı gibiydi .Ayşe hanım tebessümle
"bakın buda benim üçüncü kızım ASME "
ASME tebessümle kadına bakıp
"Aslında ASME Sahra "
Ayşe hanım onun elini avcunun içine alıp
"İkiside sana çok yakışıyor kêçamîn hadi gel bakalım seni bizim oğlanlarla tanıştırayım"
Ateş içinden inşallah o değildir diye geçirdi bir kez daha şayet oysa sorulacak bir hesabı vardı üç gündür geçmek bilmiyordu parmağının acısı ....
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
ASME SAHRA'DAN
Asme yüzüne alaylı bir tebessüm yerleştirip onu dikkat inceleyen bermuda şeytan üçgenine baktı ama hepsini es geçip rotasını arayıpda bulmuş gibi bir çift kuzguni
Gözlere döndürdü bakışlarını ruhunda bir an için ince bir sızı hissetti sert bakışlarına inat sanki gözlerinde anlam barındırmadığı bir duygu yüklüydü o bakışlarda fazla oyalandığını hissettiği gibi başını başka yöne çevirdi bakışlarını.
Ayşe hanımın söylediğinden sonra muzip bir ifadeyle bermuda şeytan üçgenine baktı
"ben zaten onları tanıyorum Ayşe teyzem"
Ayşe hanım anlamaz gözlerle ilk Ateşleri süzdü sonra Asme'ye bakıp.
"Kızım onlar iki üç gün oluyor geleli ne arada tanıştınız"
Asme karşısındaki adamlara çevirdi bakışlarını ondan gelecek cevabı merakla bekliyorlardı.Omuzlarını dikleştirip.
"ben domuz avına çıkmıştım bak işte Allah'ın işine denk geldik"
Asme'nin imasıyla Demir'in tükürüğü boğazında kalınca öksürmeye başladı tüm bakışlar ona dönünce kız içinden zafer çığlıkları atıyordu hemen yaklaşıp masanın üstündeki suyu Demir'e uzattı içmesi herkes genç adamın etrafına toplanmışken ensesinde bir nefes hissetti kimin olduğu tahmini zor değil burnuna gelen amber , reçine karışımı kokusuyla insanı günaha davet edecek cinstendi ASME etrafını kolacan etti herkes Demir'e o kadar odaklanmıştıki kimse onların yakınlığını fark etmiyordu bile.
"domuz ha Mezopotamyanın şahı ben sana kimmiş domuz göstereceğim sen merak etme"
Sonra hemen uzaklaştı ondan sinirle arkasına döndü ama geçti çoktan Ateş ondan uzaklaşmıştı .
"sen beni daha tanımamışsın şanımı duymuş ama niye öyle dediklerini öğrenememişsin."
Dedi sessizce Ayşe hanım bir eli Demir'in sırtını sıvazlarken.
"iyimisin kûremîn (oğlum"
Demir toparlanıp
"iyim ana bi an şey oldu öyle"
Aziz ağa aslında Asme'nin imasını anlamıştı eskilerin kurtduydu o kimin ne demeye çalıştığını gözünden anlardı sonra Ayşe hanım onları tanıtmaya başladı
"Bak bu Demir "
yüz metre öteden ben çapkınım diye bağırıyordu adeta
"Ayaz oğlum evli daha yeni çocukları oldu yoksa eşide gelecekti"
Ayaz denen adam elini uzatıp.
"hoşgeldin bacım"
Nedense bu adamdan hiç kötü enerji almamıştım bende aynı samimiyete karşın elimi uzatıp.
"Hoş buldum"
Ve en son dün bana diklenen adama geldim
"buda ateş evladım bakma öyle çatık kaşlı dolandığına iyi çoçuktur"
Kadının benzetmesinden sonra herkes ya ya diye geçirdi içinden.
Ateş yüzünü ilk Ayşe hanıma sonra Asme'ye çevirdi
"Mezopotamyanın şahmeranıydı değilmi"
Asme baktı adama kavruk teni heybetli ve kaslı kaslı vücudu dik duruşu en son gözlerine baktı kuzguni birer girdabı andıran.
Adam onu inceleyen kadını fark etmiş sol üst dudağı kıvrılmıştı meydan okurmuş gibi elini uzattı kadına .
"Adımı duymuşsunuz ama neden öyle söylediklerini öğrenememişsiniz tam olarak"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Fırat'tan devam
Nazlı telefonumu açıp gel beni al
diyince dünyalar benim oldu sandım
Umutsuzca çıktığım yolu şimdi umutla gidiyordum ona alışmış olmam bir yana artık ona farklı duygular hissetmeye başlamıştım o gün vurulduğunda kaybetme korkusuyla yüzleşmiştim ona olan hislerimi sorgular olmuştum.
Nazlı'ların evine vardığımda onu kapıda elinde valizle beklemiyordum arabayı hemen durdurup yanına gittim yanına vardığımda ise hala beni fark etmemişti ona seslenmemle.
"Nazlı"
Kafasını kaldırdığında sanki kalbime karlar yağdı içim üşüdü gözleri kan çanağına dönmüştü aradaki mesafeyi kapatıp yanına vardığımda anında bana sığındı hıçkırarak ağlamaya başladı .
"Fır.rat benim ..senden başka evim yokmuş"
Ağladığından dolayı kesik kesik söylediği cümleye sevinsem mi ?ağlasam mı? Bilemedim yüzünü avuçlarımın arasına alıp.
"Ne oldu Nazlım hı hadi de bana kim incilerini akıtmana neden oldu"
baktım uzunca bakıp iç çekip.
"evimize gidelim artık"
belliki konuşmak istemiyordu fazla üstelemek istemedim bende anlatmak istediğinde kendi anlatırdı zaten.
"tamam hadi gidelim hem misafirlerimiz var hepsi senin için geldi"
Nazlı yol boyunca sessiz kalmış başını pencereye dayamış yolu seyretmişti.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Ateş'ten devam
Hep birlikte sofraya oturmuş yemeğe başlamak için Fırat' ları bekliyorlardı.
"Fırat'larda gelmediler bir türlü"
Aziz bey eşinin serzenişine bakıp gülümsedi .
"Gelirler Ayşe hanım sen tasalanma hadi siz yemekleri koyun onlarda gelir şimdi"
Yardımcılar gelip çorbaları doldurmaya başlamıştıki tam sıra benim çorbama gelmiştiki baş belası kalkıp .
"ben bir elimi yıkayayım lavabo ne tarafta acaba"
."kızlar gösterin ASME kızıma yolu"
kalkıp gidiyordu ki kasıklarımda bir yanma hissettim"siktirrr" deyip ayağa fırladım hep o kız yüzünden bütün çorba kasesi üstüme dökülmüştü yardımcı panikle.
"kusura bakmayın beyim ben nasıl oldu anlamadım özür dilerim"
Kadın sıfatına bürünmüş şeytan bile bile yaptığına yemin edebilirdim.
Ona baktığımda hiç bir pişmanlık barınmıyordu yüzde aksine daha fazlasını yapmak istermiş gibi bakıyordu.
"tamam ben gidip bir üstümü değiştireyim"
Söylediklerimin aksine cayır cayır yanıyordu kasıklarım özellikle orayı hedef almış gibi.
"Ateş oğlum kusurumuza bakma nasıl oldu anlamadık sen git üstünü değiştir kızlar sana krem getirsin hemen sürersin"
Daha fazla sinirlenmek için yukarı çıkarken baş belasına bir bakış atım sanki zafer kazanmış gibiydi"seninle hesaplaşacağız" sadece onun duyabiliceği bir sesle.
Yukarı çıkan Ateş artık delirmenin eşiğindeydi
Bu kadın kendini ne sanıyordu yok artık emindi tam bir baş belasının tekiydi o yetmezmiş gibi arkadaşlarının diline sakız olmuştu .
"abicim iyimisin "
Ateş arkadaşına baktı .
"sence iyimi gözüküyorum o şahmeranmıdır kobramıdır her ne haltsa beni resmen yaktı"
Demir sol elinin tersiyle sağ avcunun içine vurdu ayıplarcasına arkadaşına baktı .
"abicim ayıp ama insan sevdiceğine öyle dermi"
Ateş hırsla arkadaşına döndü
"bir daha böyle saçma sapan konuşursan ondan değil senden çıkarırım sinirimi"
Tırsladı yüzüne doğru .Demir bu gece cesaret hapı yutmuş gibi devam .
"bilmiyor ki kendi ayağına sıktı"
Arkadaşının kolundan tutan Demir
"Hadi yürü kalite kontrol yapmaya gidelim"
"Ne diyorsun oğlum sen"
Demir gözleriyle kasıklarını gösterip
"Ee mağlum yani yaşıyormu diye"
Ateş anladığı imayla arkadaşın üstüne yürüyüp
"Bir sikerim seni anlarsın yaşıyor mu"
Demir zaten üstüne gelen arkadaşının cidiyetini anlayıp oradan topuklamıştı hemen.
Ateş banyoya girip aynanın karşısında geçip mermere bir yumruk vurdu yüzüne şeytani bir gülüş yerleştirip"Daha yeni başlıyoruz basilisk(Şahmeran)."