Gönlüm Sana Yakın

By Evim_kitaplar2

7.2K 329 113

Gönüllü olarak İran savaş bölgesine gelen hemşire,bir gün yaralı bir Türk askeriyle karşılaşır More

Komutan Değil YÜZBAŞI
Eski Bir Hatıra
ESKİMİŞ KOLYE
GÖZLERİN YALANLARI
AÇIK YARALAR
AY IŞIĞI
(ACEMİ) HEMŞİRE
KOLYE SAHİBİNDE
İLK KARŞILAŞMA
YENİ BİR KOLYE
İLK KURŞUN
KELİME KITLIĞI
AŞIK PAPATYA
BİR KORKAĞIN AŞKI
İÇİMDEKİ FIRTINA
..... AŞIK OLMUŞ
BALO
Koparılan Çiçekler
YENİ BİR AŞK
ACI MUTLULUK
BİR KERECİK
ACI GEÇMİŞ
KAÇIŞ
HİÇLİK
İKİ ÖLÜ BEDEN
ZARAR
Karşılık
Açık

(Gönül)lü Hemşire

1.1K 26 1
By Evim_kitaplar2

BEN KİM MİYİM?
Ben de hep soruyorum kendime ama aynı zamanda cevap kendim de saklı...

Ben hemşire Irmak.Hemşireliği uzun zamandır yapıyorum ve işimi çok seviyorum.İyileştirdiğim kalpler normal kalpler değil aksine iyileştirdiğim kalpler içi vatan sevgisinden başka birşey düşünmeyen,canlarını hiçe sayıp vatana emanet eden kalpleri iyileştiriyorum.Üstelik bunu sadece ben yapmıyorum.Analar ağlamasın diye dünyanın öbür ucunda savaşsalar gidip destek olacağım bir işte çalışıyorum.

Biliyorum siz her kitapta sarı düz saçlı,mavi gözlü kızlara alışmıştırsınız ama ben hiç öyle biri değilim kusura bakmayın.Ben onların aksine siyah uzun kıvırcık saçlara kara gözlere ve önceden nefret ettiğim ama artık kendimle barışık olduğum için sevdiğim esmer tene sahibim.Ben bundan rahatsız değilim olmamda...

Bu ben,siz kafanızda farklı tasarladıysanız öyle hayal edin.Ben çok neşeli biriyim.Herşeye olumlu bakarım.Yaşadığım her anı severek yaşarım.Bu zamana kadar hiç aşık olmadım.Nasıl bir duygu bilmiyorum.İnsanlar bu duygu için depresyonlara bile giriyor ne yazık ki.Ben bir erkek için bırak ağlamayı kılımı kıpırdatmam ama gel de sen bunu mesleğime anlat.Birinin kolu kanasa hemen koşarım hele ki bu Türk askeri ise.Sabaha kadar kaç askerin başında bekledigimi hatırlamam bile...

Off çok zırvaladım neyse ...

Bugün İran'a gidiceğimizi biliyordum.Bir gün öncesi izinliydik.Ailemle vedalaştım ve tekrar hastaneye gelmek zorunda kalmıştım.Nöbete kalmadığım için güzel uyumuştum.Biraz sonra sonra uçağımız kalkıcaktı.Havadan bölgeye bir saldırı olabilir diye uçak bizi oraya biraz uzak bir pistte indirecekti oradan otobüsle operasyonun olduğu alana varıcaktık.

Çok heyecanlıydım çünkü yani çünküsü yok bütün gönüllü görevlerimde bu olurdu.Simay yanıma gelince beraber uçağa ilerlemeye başladık.Simay kim mi ? Simay benim burada ki en yakın arkadaşım.Onu çoook seviyorum.Hemşireliğe başladığımdan beri hep beraberdik.Uçağa bindiğimizde koltuklarımıza yöneldik.Uçak boyunca yanyana oturacaktık ve en güzeli ben cam kenarındaydım.Bu bile aşırı mutlu olmam için bir sebepti.

Koltuklarımıza iyice yerleştikten sonra sessizliği Simay bozdu.

"Acaba orada yakışıklı askerler var mıdır ha kız?"

"Şuan cidden buna mı odaklanıyon kızım sen, önemli bir görev dendi.Adamların tipine bakarak tedavi etmicez ya"dedim.Çok neşeli bir insan olsamda istemsizce kaşlarım çatılıyordu.

"Öff kızım sana da birşey söylenmiyor haa hem şöyle fena mı olur kaslı,kurt bakışlı bulsak bir tane"dedi.Genelde ben geveze olurdum ama konu erkek ise Simay'ın eline ben bile su dökemezdim.

"Bulsak derken canım arkadaşım, hem adamlar oraya gönül eğlendirmeye gelmiyor farkında mısın bilmem ama"dediğimde daha da kaşlarımı çatmıştım ama sinirli değildim.Durumun farkına varıp kaşlarımı hemen eski haline getirdim.

"Ama...neyse ya boşver biz yolculuğumuzun tadını çıkaralım"dedi.Ardından çantasını kurcalayıp bilmem kaç yıldır onunla olduğunu bildiğim cep aynasını çıkardı.Kendine bakınca yüzü düştüğünü fark ettim."öff  yakışıklı askerlerin karşısına nasıl böyle çıkacam".

Göz devirmeden edemedim."Hem orada bekar erkek bulacağın ne malum,sonuçta çoğu nişanlı ya da evli belki kalan yarısınında sevgilisi var"dediğimde yüzü zaten düşmüştü şimdi de tamamen sirke satıyordu.Kusura bakma canım arkadaşım dost acı söyler.

"Yaa niye öyle diyorsun hem neyse bunları düşünmeyeceğim.Onlar iyi olsun da ben sevgilisiz de kalırım"dediğinde içim burkulmadı değil.

Benim de onu yatıştırmam lazımdı."Yani orası öyle de sen unuttun galiba bu görev çok önemliymiş yani kimse kolay kolay sevdiğini bırakıp gelecek değil merak etme hem ben önceki senelerde de İran'a gitmiştim baya bir yakışıklı vardı"dediğimde son dediğim dışında diğerlerine inanasım gelmedi.

Çünkü konu vatan ise sevdiklerini bırakmak onlara çok acı verse de zorundalardı ama benim saf arkadaşım hemen inandı.Bu kız benden bile saf valla.

"Doğru diyon kız"dediğinde yüzünü eski halini almasına sevinmiştim.

Normalde yerimde konuşmadan iki dakika duram ama cam tarafında olduğum için yolu izlemeye çoktan dalmıştım.Piste indiğimiz zaman içimi bir heyecan kaplamadı değil.

Yerimde duramaz halde bı o yana bir bu yana zıplayarak uçaktan indim.Canım arkadaşım da benim kadar deli olduğu için bana eşlik etmişti.Uçaktan indikten hemen sonra tam arabaya yöneliyordum ki biraz ilerimizden bir tank yaklaştığını fark ettim.

Askerler sırayla tanka yerleşirken tanıdık bir yüzle karşılaştım.Bu ilk hastam olan Denizdi.İlk başta şaşırsam da sonradan büyük bir sevinç doğdu.O da bana bakınca hemen koşmaya başladım.Ben koşunca o da ilk başta şaşırmış olsada  beni tanıyınca ağzı resmen kulaklarına varıcaktı.Bu beni hem çok duygulandırmış hem de çok gururlandırılmıştı.

Koşuşmam bitince karşısında durdum.İkimizde gülüyorduk.Sessizliği bozan ben oldum."Deniz,seni tekrar gördüğüme çok sevindim nasılsın?"dedim.

Bana halen gülümserken cevap verdi."Yeniden karşılaşmak ne güzel.Telrar bizim olduğumuz operasyonda görev yapıcaksın sanırım".

"Evet bundan çok mut-"cümlemi tamamlayamadan kalın bir ses tarafından kesildiğini duydum.Kafamı çevirdiğimde upuzun bir adam yanımızda dikiliyordu.

"Aşkınız bittiyse biz göreve gidiceğiz.Burada oyalanma yürü asker!"dediğinde sesinden ben bile irkilmiştim.

"Ne aşkı be?O benim ilk hastam ayrıca sanane dursun da iki dakika konuşak"dediğimde resmen burnumdan soluyordum.Ona ne canım istediğimle konuşurum.

"Ben onun komutanıyım! Böyle boş sohbetlerle vakit kaybedemez.Anladın mı?şimdi Türk askerini daha fazla oylama!"dediğinde ilk defa birine bu kadar sinirlenmiştim ama ben yine de kimseye kızgın kalamazdım.

Sakince"Peki madem öyleyse"tekrar Denize döndüğümde"görüşürüz Deniz"dedim gülümseyerek.Ardından komutanlarına döndüğümde"Hepiniz Allah'a emanet olun,iyi ki varsınız"dedim.

Adam ilk başta şaşırmış ve anlamaz ifadeyle yüzüme bakıyordu.Off Irmak tabi anlamaz ilk başta sövüp sonra böyle yaptığın için tabi şaşırmıştır.Sonra ifadesiz düz sesiyle"Vatan saolsun yeter"dedi ve yanımdan ayrıldı.

Ben zort diye ortada kaldım tabi.Ya insan bir gülümser be adam neyse ben arkalarından bakarken kolumda bir el hissetmemle irkilmem bir olmuştu.Arkamı döndüğümde nefes nefese kalmış arkadaşım Simay'ı görmem bir olmuştu.

"Kızım...Ay çok yoruldum...Sen..."diyince kaşlarımı çatarak "Simay bir dur da nefes al"dediğimde kolundan tutup sakinleştirmeye çalışmıştım.

"Ayy... Tamam ya kızım manyak mısın sen ne diye askerlere koşuyon he,Felak oldum ben burda"deyince gülmeden edemedim.

"Kızım inanabiliyor musun?İlk gönüllü gittiğim yerdeki hastamı gördüm ya aşırı duygulandım.Halen dün gibi aklım-"derken bu sefer sözümü kesen Simay olmuştu.

"Ayy kızım bir nefes al be ben yoruldum sen konuşurken neyse gel araba bekliyor."

Benim bu aptal konusmalarıma tek Simay katlanabiliyordu."Ay doğru onu unuttuk koş kızım"diyince hemen enerjim tükenmemiş gibi koşmaya başlayınca Simay da çaresizce peşimden geliyordu.Koşuyor gibi değil de daha çok inleyerek sürükleniyor gibiydi.

Arabanın yanına vardığımızda baş hekimimizi kaşları çatık halde bulmayı beklemiyorduk.Yani birazcık bekliyor olabiliriz.Ama birazcık

"Kızlar siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz ya! Operasyon başındaki askeri nasıl meşgul edersiniz!Hadi binin arabaya zaten sizi yeterince bekledik!"demesiyle baz hekime bile bakmadan direk arabaya koştuk.

Şuan utançtan yerin dibine girebilirim.Ben utangaç biriydim ama öyle sizin bildiğiniz utangaçlık değil insanların yanında bazı şeyleri yapmaktan utanırım.Mesela insanların içinde fazla yemek yiyemem,yani restaurantlar ya da kafelerden bahsetmiyorum.Onların dışında mesela sokakta bir dürüm yiyemem.Sonra insan içinde düşmekten, ağlamaktan ve birçok şeyden...

Uzun bir yolculuğun ardından dağlık araziye varmış bulunuyorduk.İçimden çok şükür diye geçirmedim değil çünkü pist resmen çooook uzak bir yerde olduğu için resmen otobüsle saatler almıştı.

Uykulu gözlerimi ovalarken otobüsün kapısı açılmasıyla eşyalarımızı toplayan Simay'a bakmam bir olmuştu.Canım arkadaşım benim eşyalarımı da topluyordu.

"Kızım hadi kalk yoksa bütün yakışıklı askerleri ben kapıcam"demesiyle ilimizden de bir kahkaha koptu.Normalde ben insan içinde kahkaha atmaktan da utanırdım ama cam kenarında koltukta oturduğum pardon resmen yaylanarak davar gibi yattığım için kimse göremezdi.

Arabadan apar topar indikten sonra bagajdan baş hekimimiz koca bir çadır çıkarıyordu.Bizden birkaç kişi yardım ediyor.Geri kalanlar ve benle Simay da ilaç kutularını çıkartıyordu.Herşey hazırdı.Sadece yataklar yoktu.Onlarda şimdi yaklaşan yük kamyonuyla gelmişti.

Şehir merkezine çok uzak olduğumuz için biraz sürmüştü ama şükür ki yataklar gelmedenki süre içinde Allah'tan hiçbir yaralımız ya da bir çatışmamız olmamıştı.

Yataklar geldikten sonra cantamdan annemin askerler için hazırladığı ve plastik paketlere doldurduğum yemekleri gizliden kendi dolabıma yerleştirdim.

Neden gizliden yerleştirmiştim çünkü bunlar askerler içindi.Biliyorum şuan herkes biraz da olsa aç olabilirdi ama hepimizin kendimiz için getirdiği sandiviçler(yanlış yazmış olabilirim sorry)ve konserveler duruyordu.Ben çok istemesemde hep konserve yiyordum.Sandiviçleri tok tuttuğu için askerlere bırakıyordum.Onlar bunu ne kadar kabul etmese de onları birkaç yalanla ikna ediyordum.Bu yalanlara kandıklarını söyleyemem ama aç oldukları için reddedemiyorlardı.

Bir saate yakın bekliyorduk.Herkes bir sohbete dalmıştı.Burada sıcak suyun bulunmadığını bildiğimiz için hepimiz birer termus getirmiştik.Onları çadırın içinde samanlığın arasına koydum.Üzerine de üstümden çıkardığım hırkayı soğumasın diye üzerine örttüm.Aslinda halen güneş vardı ama dışarı koymak istemedim.

Hepimiz normalcene takılırken bir patlama sesi duyuldu.Hepimiz çoktan önlüklerimizi giymiştik.Herkes bir telaşa kapılmıştı aynı zamanda soğukkanlı davranmalıydık.

Simay'a baktığımda ilk yardım çantasını eline aldığını gördüm.Ben de hemen ilk yardım cantamı kapıp dışarıya yöneldim.Patlama çoook uzaktan gelmemişti ama bir o kadar da yakın değildi.Biz doktorlara göre biraz daha acemi olduğumuz için yaralı asker var mı ? Ya da varsa almak için bizi göndermediler.

Baş hekimin yanına gidip"Hekimim nolur yalvarırım bende taşımaya gidiyim.Çok gelmiştim artık,acemi değilim"diye ne kadar yalvarıp diz çöksem de kabul etmedi.

Doktorlar gideli yaklaşık 10 dakika olmuştu.Çok duygusal biri olduğumu soylememiştim dimi şimdi duymuş oldunuz.Uzun bir süre olmuştu gelmelerine endişelenmiştik hepimiz.

Bir anda hıçkırarak ağlamaya başladım.Ya hepsi öldüyse biz ne diyecez yakınlarına ne yapacaklar,belki çok acı çekiyorlar.

Bu durumu Simay fark etmiş olacak ki yanıma geldi."Kızım sakin olsana biz ne görevler atlattık,hem şimdi gelirler.Belki de oracıkta halletmislerdir ha".Bu dediğine kendi bile inanmış gözükmüyordu ama sırf ben teselli oluyum diye yaptığına emindim.

"Simay iyi misin sen?baksana halen gelmediler.Ya çok yaralı varsa"diye ağlarken bir anda çadır kapısı açıldı ve sedyeyle içeriye askerler alınmaya başladı.Diğerleri yataklarına yerleştirilirken tanıdık bir yüzle karşılaştım.

Bu tanıdık yüzün sahibi

Komutandı...

Continue Reading

You'll Also Like

99.7K 8.7K 20
Ailesinin zoruyla tatilini fındık toplamaya gitmek için harcayan Enes'in başına Ordu'nun mafyası musallat olur.
191K 9.6K 48
Klâsik gerçek aile kurgusuna benzer ama daha olası bir kurgudur; Kızımız eski ailesinden gördüğü baskılar sonucu 18 yaşında ayrı bir eve taşınır ora...
BERDEL By Ayan Bela

General Fiction

68.5K 1.9K 79
{Önemli bir duyuru paylaşmak istiyorum. Kitabım yetişkinler içindir. 18 yaşın altındakilere önermiyoruz..} Sevgili dostlar.. BERDEL Hikayesi herkesi...
14.1M 622K 61
GENEL KURGU #1 Babasından başka hiç kimsesi olmayan bir genç kız... 28 Yaşında hapishanede mahkûm bir adam... Ya bir gün olur da genç kızın babası da...