KANLI SİS

By matmazelinizz___

2.4K 389 1.1K

~Kanlı Sis "Adaletin Kadını"~ "Senden nefret etmeme engel ol." dedim sırıtarak. Sesli bir şekilde güldü, yüzü... More

•1.Bölüm-DEJA Sözü
•2.Bölüm-Buluşma (1)-Paris
•3.Bölüm-Hayaller ve Kırıklar
•4.Bölüm-Los Angeles Polis Teşkilatı
•5.Bölüm-CÖB
•6.Bölüm-Olay Yeri
•7.Bölüm-Yakışıklı Dedektif
•8.Bölüm-Gündüzlerin Hayaleti Gecelerin Kraliçesi
•9.Bölüm-Filmin Fragmanı
•11.Bölüm-Güzel Bir Gece
•12.Bölüm-Alevli Gözler
•13.Bölüm-Oyuncu
•14.Bölüm-Oyunbozan
•15.Bölüm-Kovalambaç
•16.Bölüm-Kaktüs
•17.Bölüm-Gerçekler
•18.Bölüm-Yeni Temsilci
•19.Bölüm-Adalet (1)
•20.Bölüm-Adalet(2)
•21.Bölüm-Kaçak
•22.Bölüm-Teklif
•23.Bölüm-Sönmüş Ateş(S.F.)
•24.Bölüm-İpucu
•25.Bölüm-Görüşme
•26.Bölüm-Tehtit
•27.Bölüm-Victoria Black
•28.Bölüm-"Onu tanıyorum."
•29.Bölüm-Geçmişteki Gerçekler
•30.Bölüm-Geçmiş Güzeldir
•31.Bölüm-Bir Kez Daha
•32.Bölüm-Yaralar ve Kabuk Oluşturanlar
•33.Bölüm-Adalet (3)
•34.Bölüm-Acı ve Aşk
•35.Bölüm-"Buradasın."
•36.Bölüm-Gitme

•10.Bölüm-Ateşin Diğer Yüzü

62 12 16
By matmazelinizz___

***
Hoş geldinizzzz
Uzun bir bölüm oldu,oy vermeyi ve güzel yorumlarınız eksik etmeyinnn

Derin nefes alalımmm
Başlıyoruzz

🍂🌑

________________________

"BU SADECE FİLMİN FRAGMANIYDI.FİLM DAHA YENİ BAŞLIYOR.İYİ SEYİRLER!"
_________________________

***

Olay yerinden ayrılalı birkaç saat oluyordu.Teşkilata gelmiştik.Olanlardan sonra başka yere de gidemezdik zaten.

CÖB katına çıktığımızda ilk işimiz ofise girmek oldu.Toplantı olduğunu söylemişlerdi ve biz fazlasıyla oyalanarak geldiğimiz için geç kalmıştık.

Ofise ilk Chris ve ben ardından Jack girmişti.Etrafa göz gezdirdiğimde bir eksiklik fark etmiştim.Uzun süre bu kişinin kim olduğunu düşünürken olmayan kişinin Darian olduğunu fark etmiştim.O sırada ofisin sensörlü kapısı açıldı ve kapıdan,tüm bedeni yorgun düşmüş olan Darian girdi.Yanımızda durdu.

Tam Darian ile konuşmak için öne atılmıştım ki,Catherine Davies büyük kare gözlükleri ve mükemmelliyetçi kahkülü ile karşımıza dikilmişti.Kaşlarını çatmış büyük bir sinirle bakıyordu.

"Neredeydiniz siz?"

Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutuyordum.Jack konuştu;"Geç kaldık kusura bakmayın efendim."

Sinirle Jack'e baktı."Geç kaldığınızı bilmiyordum Jack bey,bu bilgi için size minnettarım."

Bu sefer gözlerimi kapatıp,kapalı bir şekilde gözlerimi devirdim.Sonra açtım.

"İşin ne kadar ciddi olduğunu biliyorsunuz.Biz sizin keyfinize göre mi hareket edelim,bunu mu istersiniz?"dedi öfkeyle.

"Kusura bakmayın efendim,bir daha olmayacak."dedim ve bakışlarımı yere diktim.Az daha kadına bakarsam üstüne atlayacaktım.

"Bir daha olmayacak zaten."dedi daha sert bir tonla."Olursa,olacaklardan ben sorumlu olmam."İlk Darian'a sonra Jack'e en son bana ve Chris'e baktı."İşiniz başına dönün,çabuk!"

Hızlı ve sinirli adımlar ile ilk ilerleyen ben oldum.Herkesin gözü bizdeydi ve kimsenin sesi çıkmıyordu.

Ofisin en arka kısmında büyük bir masa vardı,toplantı orada yapılacaktı.Gece yarısına yaklaşmaya başlamıştık ve ben çok yorgundum.Sabahtan beri yaptıklarımı bir kez daha hatırlayınca on kat daha yorgunluk düştü üzerime.

Chris cam kenarında bir sandalyeye oturdu ve bende hızlıca bir sandalye alıp Chris'in cam ile arasında kalan boşluğa sandalyemi koymaya çalıştım ama olmadı."Biraz kaysana."dedim fısıldayarak dibine kadar sokularak konuşmuştum.

İlk bana baktı ve şaşkınca sandalyesini sağa doğru hafifçe kaydırdı.Araya sandalyemi sıkıştırdım.Tekrar Chris'e baktım."Azıcık yaklaşsana,çok uykum var yatacağım buraya.Catherine cadısı görmesin."dedim.Tekrar fısıldayarak.

Hafifçe güldü ve sandalyelerimizin arasında hiç mesafe kalmayacak şekilde yaklaştı.Ellerini kenetleyip masanın üzerine koydu.Buda bir dezavantajdı.Sandalyelerimizin birleştiği kolların üstüne sağ kolumu üçgen şekline getirerek üstüne kafamı koydum.Kafam Chris'e değiyordu ve oda beni ellerini kenetleyerek,geniş omuzları ve kollarıyla saklanmama yardımcı oluyordu.

Gözlerimi kapatıp uyuyacağım sırada, Chris'in erkeksi parfümünün kokusu gelmişti.Hayatımdaki en güzel koku olabilirdi.Gözlerimi Chris'in enfes kokusuyla beraber ağır ağır kapattım.

***

"Bayan,Elena Robinson!"

Sıçrayarak yattığım yerden kalktım.Beni kolumdan tutan bir el hissettim.Yeşil gözlerle buluştuğumda o kişinin Chris olduğunu anladım.

"Çabuk kalkın."

Sesin kaynağını anlamıştım.Catherine Davies'ti.Kadın bugün bana ekstra sinirliydi.

Yavaşça kalktığımda Chris'e çok yakınlaşmıştım.Toplantı devam ediyordu,herkes konuşmasına devam ediyordu."Saklayamadım seni,üzgünüm."dedi Chris fısıldayarak.

Gülümsedim."Önemli değil."

Tamamen kalkıp masaya baktığımda,oturduğumuzdaki kalabalık neredeyse iki kat artmıştı.İnsanlara baktığımda çoğunun tanımadığım ve farklı üniformalar giyen insanlar olduğunu fark etmiştim.İnsanları incelerken bir yandan da ağzımı elimle kapatarak esniyordum.İnsanları teker teker süzerken büyük kare gözlüklerle göz göze geldim.Catherine Davies.

Ayaktaydı,yanıma doğru yürüdü ve tam arkamda durup kulağıma yaklaştı."Lavobaya gidip,elini yüzünü yıka.Düzgünce geri gel."dedi ve yanımdan ayrılıp misafirlerin-öyle olduğunu düşündüğü insanların-yanına ilerledi.Bakışlarımı ondan çekip bana bakan Chris'e çevirdiğimde biraz afallamıştım.Hafif gülümsedim,bu birazcıkta fesat bir gülümsemeydi.Oda güldü.

"Kaç dakikadır uyuyorum?"dedim kulağına yaklaşarak.Sonra yüzüne baktım.Oda benim kulağıma yakınlaştı.Nefesini hissedebiliyordum ve bu beni gıdıklıyordu.

"İnanmayacaksın belki ama...yaklaşık bir buçuk saattir uyuyorsun."dedi ve yüzüme baktı.Şaşkınca Chris'e baktım.Bâyâ uyumuştum ve kimse fark etmemişti.Elimi yumruk yaparak ağzıma götürdüm ve güldüm.Chris'te sırıttı.

"İyi saklamışsın beni demek ki."dedim.

"Yaptık bir şeyler."dedi sırıtarak ve önüne döndü.

Lavobaya gitmek için ayaklandığım sırada çoğu polisin toplantıyı,kendilerine ait masalarında dinlediğini görmüştüm.Dikkat çekmeden ofisten ayrıldım ve lavobaya doğru ilerledim.

Koridorda ilerlerken,Darian bana doğru ilerliyordu."Hey!"dedim önüne geçerek.Bana baktı."Ne oldu sana,neden böylesin?"dedim gözlerinin içine bakarak.

Gözlerini kaçırdı."Bir şeyim yok."dedi.

"Yalan söyleme.Neyin var,konuşalım."

Gözlerime baktı.Uzun bir sesslik oluştu ve sonra konuşmayı kabullendi."Katili gördüm."dedi yutkunarak.

"Ne?"dedim anlamayarak."Bu akşam mı,olay akşamı yani?"kafasını aşağı yukarı salladı."Nasıl oldu bu?"

"Böyle bir şey olacağını tahmin etmemiştim.Ekip ile beraber ihbar gelir gelmez,adrese gittik.Herkesten önce koşarak bölgeye gittim.Son birkaç cesete bıçak ile imzasını atarken yakaladım."Biraz durdu ve devam etti."Öylece kalakaldım.Sonra beni fark etti...ama bana saldırmadı,sanki hiç böyle bir durum beklemiyormuş gibi şaşırdı.Arkasını dönüp sakince olay yerinden ayrıldı."

Uzun süre düşündüm.Katili hâlâ çözemiyordum.Ne yaptığı,amacı,neden öldürdüğü...hiçbir soru kafamda cevaplanmıyordu.Birisini çözsem bir sonraki cinayette o duvar;olduğu gibi yıkılıyordu.

"Bilemiyorum Darian.Kafam çok karışık.Hiçbir şey anlamıyorum.Neden bunları yapıyor,hiçbir fikrim yok.Üzgünüm."

Tam konuşmam bittiği sırada Darian'ın telefonu çaldı."Affedersin."Kafamı sallayıp gözlerimi sıkıca yumup kapadım ve onu gülümseyerek onayladım.Darian telefonunu açıp ofise ilerledi.Bende lavobaya ilerledim.

Sağ koridora döndüğümde kadınlar tuvaleti yine sağımda kalıyordu.İçeriye girdiğimde kapı kulbuyla beraber şaşkınlıkla duraksamıştım.İçeride neredeyse 6-7 kadın sıkış tepiş duruyordu.Lavabo küçüktü ve hepsi aynanın başında, bazıları makyaj yapıyor, bazıları fısıldayarak konuşuyordu.Aldırış etmemem gerektiğini düşünerek kapıyı kapatıp en sondaki-en uzaktaki- çeşmeye gidip elimi yüzümü iyice yıkadım ve aynaya baktım.Evet,makyajım akmıştı...Sabırla iç çekerek bu felaket görüntüye daha fazla bakmadan kadınlara döndüm."Makyaj temizleme suyunuz var mı?"dedim çeşmenin mermerine yaslarak.

Bir kadın çantasından makyaj temizleme pamuğu ve makyaj temizleme suyunu çantasından çıkarım pamuğa suyu döktü ve bana doğru verdi.Gülümseyerek kadından pamuğu aldım."Teşekkür ederim."

Yüzümdeki tüm makyajı çıkardıktan sonra pamuğu çöpe atıp yüzümü bir daha iyice yıkadım.

Peçete makinasından büyük bir peçete koparıp yüzümü sildim.Tam boynuma doğru peçeteyi indirirken tuvaletten birisi çıktı.Ben ona,o bana şaşkınlıkla bakarken bana doğru hızla ilerledi."Elena!"

Bu kadın Aida O'Conner'dı.2-3 gün önce görüştüğümüz kadın diyordum neredeyse.Gece yarısını geçtiğimizi farz edersek dün görüştüğümüz kişi oluyordu.O zaman dünkü görüştüğümüz kadın Aida O'Conner, şuanda karşımda duruyordu.

"Aida?"dedim şaşkınlıkla."Senin burada ne işin var?"

Çeşmeye doğru ilerleyip ellerini iyice köpürterek yıkamaya başladı."Bunları sormanın zamanı değil.Konuşmamız gerek."dedi.Çeşmeyı kapattı ve peçetelikten peçete koparıp ellerini sildi.Aida kafasıyla kapıyı göstermesi üzerine peçeteyi çöpe atarak lavabodan çıktım.Zaten lavabodaki çoğu insan çıkmıştı.Tek tük insanlar kalmıştı.

Lavabodan çıktıktan sonra eşit hizada yürümeye başladık."Kantinde balkon vardı galiba,balkona gidelim."dedi eliyle ilerideki kantini işaret ederek.Kafamla onayladım.Seri adımlarla kalabalıktan sıyrılıp,daha az kalabalık olan kantin balkonuna çıktık.Yüksek bir katta olduğumuz için dışarıyı o kadar güzel görüyorduk ki.İkimizde mermere yaslandıktan sonra Aida bana döndü."Çok uzatmayacağım."

"Peki,başla öyleyse."

Hafif öksürerek konuya girdi."Katilin kendini ilk gösterdiği cinayet, 2.Köprü'deki..."Benden bir yanıt beklercesine yüzüme baktı fakat ben sadece bakışlarımı dışarıya vererek ne diyeceğini bekledim."Cesetlerden gelmeyen,kan göletinin sebebini bulduk."Söyledikleriyle bakışlarım daha da koyulaştı ve bakışlarım Aida'ya döndü.

"Sebebi neymiş?"

Gözlerini ilk,yere sabitledi sonra bana baktı."Başka bir ceset daha var."Sanki canı yanıyormuş gibi söylüyordu."Galiba katilin meselesi,o cesetleymiş.Cesedin çoğu yerinde yanıklar,kesilmeler ve özel organında büyük kesilmeden sonra yakılmalar görülmüş."

Yine kanım donmuştu.Bu kadının amacı neydi anlamıyordum.İğrenerek konuştum;"Cesedi nerede bulmuşlar?"

"2.Köprüde.Diğer cesetlerin bulunduğu yerde."

"Kamera kayıtlarına baktınız mı?"

"Evet,siyah bir arabanın bagajına koymuş ceseti.2.Köprü meydanına arabayla girip bagajdan ceseti kanlar içerisinde yüzüstü koyup gitmiş."

"O zaman ki kanların sahibinin o ceset olduğunu nereden biliyorsunuz?"

"Numuneciler yaraların çoğunun,eski olduğunu söylediler."

"Cesetin cinsiyeti nedir?"

"Erkek."

Derin bir nefes verdim.O kadar çok soru yağmuruna tutmuştum ki kadını.Onun yerine ben yorulmuştum."Son bir soru.Ceset ne zaman bulundu?"

"Aslında olay zamanından bir gün sonra ama incelemeler olduğu için haber edilmemiş."

"Neresi incelemeye almış ki?"

"İstihbarat diye biliyorum."

Kafamı sallayarak onayladım."Ben seni çok fazla soru yağmuruna tutuyorum çok özür dilerim ama birkaç sorum daha olacak."

Gülerek cevapladı;"Tabiki sor.Mühim değil."

"Son zamanlarda hiç cinayet işledi mi?"

Küçük bir kahkaha patlattı."Durmadı ki.2.Köprü'de ki cinayetten beri neredeyse her gün cinayet işledi.Bir sürü meydana ceset bıraktı.Belki de şimdiye kadar yüzlerce insan öldürdü.Bakalım sıra bize ne zaman gelecek."

Son cümlesi ürkütmüştü.Cidden,bizide öldürürse diye düşündüm.Adela'yı öldürmüştü,bizide öldürürse?

"Pekâlâ, teşekkürler.Darian,Jack ve Chris'in bundan haberi var mı?"

"Bizim karakoldan amirimiz gelmişti.Toplantıda söyleyecektir,beni içeri almayı reddettikleri için sana söylemek istedim,galiba senide reddettiler?"

Anlamayarak Aida'ya baktım."Hayır,beni içeriye aldılar.Hatta ben içeride uyudum."

Şaşırarak baktı."Ne!Kızım deli misin sen?"

"Niye ki?"

Elini alnına bastırdı.Sinirle bana döndü."İçeride çoğu teşkilatın bile bilmediği konular konuşulacaktı.Katilin yüzünün 3D görüntüsünü çıkarmışlardı.Delisin sen!"

Bakışlarımı kaçırdım.Kendime sinirlenmiştim.Tüm bunları kaçırmıştım.

"Tamam tamam."

Aida'ya baktım.

"Peki şu katilin kolundaki dövmeden haberin var mı?"

Kafamı olumsuz anlamda sallayıp merakla gözlerimi Aida'ya çevirdim."Ne dövmesi?"

Telefonunu pantolonunun arka cebinden çıkarıp,birkaç şeye tıkladıktan sonra telefonu bana çevirdi."Katilin kolunda gece simgesi var,bir dövme.İçi dolu siyah bir ay ve etrafındaki küçük yıldızlar."

Katil eliyle,alayla ve sırıtarak selam verirken çekilmiş bir fotoğraftı.Maskesi vardı,maskesinde iç içe girmiş bıçak ve ay simgesi vardı.Gülüşüde oldukça ürkütücüydü.Sıranı bekle.der gibiydi.

"İçeriye geçelim mi?Üşüdüm artık."

Kafasını onaylayarak telefonu arka cebine soktu ve içeriye doğru geçtik.Zaten yağmur hafif çilenmeye başlamıştı.

İçeride büyük bir gürültü olduğunu duyar duymaz koşar adımlarla ofisin önüne geldik.Koridorda bazıları dövüşüyor bazıları laf kavgası ediyor bazıları ise yandan ve ofisin kapısından olup biteni izliyordu.

Aida ile ofisin içerisinde de kavga olduğunu görür görmez içeriye daldık.Chris'in ve birkaç kişinin ayırmaya çalıştığı topluluğu fark ettiğimde yerdeki kan göletini yeni fark etmiştim.Şaşkınlıkla elimi ağzıma götürdüğümde,Aida da yanımda şaşkınlıkla bakıyordu.Kan göletini ve üstündeki adamı gördüğümde kan göletinin yanında kahverengi bir peruk görmüştüm.

Kendime gelmeye çalışarak ağır adımlarla kalabalığa yakınlaştım."Ne oluyor?"dedim bağırışlara göre sesim çok kısık çıkmıştı.

Kavganın içinde olan adamlardan biri karşısındaki adamın ceketini sert bir şekilde bırakıp,onu tutan insanlardan sıyrılarak bana döndü."Sence ne olabilir,sen utanmıyor musun böyle şerefsiz insanların yanında çalışmaktan?!"

Şaşkınlıkla baktım."Neden utanayım?"Biraz durdum ve düşünerek cevap verdim."Bunu neden soruyorsunuz?"

Duyacağım cümleyi duymak istemiyordum.Böyle bir manzarada,bunu duymak istemiyordum.

"Neden acaba!"Bakışlarını Şefe ve teşkilat başkanlarına iğrenerek çevirdi teker teker baktı yüzlerine."Bu insanlar içlerinde bile bile bir katil beslediler!"

Başkan öne atıldı;"Bilmiyorduk!"

"Biliyordunuz,onu bilerek işe aldınız!"

İnsanlar bir daha laf dalaşına girdiklerinde,Chris ve yanında ilerleyen bir kadın ile erkek yanımıza ilerliyordu.Ben hâlâ şaşkındım ve donuk bir şekilde etrafa bakıyordum.Chris yanıma gelip eğilerek yüzüme baktı.Elini koluma sardı."İyi misin?"

"Ne oldu burada?"dedim şaşkınca.Aynı zamanda fısıldıyordum.

Yutkunarak geri çekildi.

"Chris ne oldu dedim!"İlk defa mı ismiyle seslenmiştim bilmiyordum ama ismiyle seslenişim bana garip gelmişti.

"Katil içimizden biriymiş,masadayken biraz önce çemkiren adam kolundaki ay dövmesini fark etti.Kapatıcı ile kapatmaya çalışmış fakat koyu bir dövme olunca çok kapanmamış galiba.Sonrada bunlar oldu işte."Kollarını iki yana açarak etrafı gösterdi."Güvenlik ona doğru gelince,arka cebinden bıçak çıkarıp normalden daha sert bir şekilde bıçağı büyük ihtimalle karın boşluğuna sapladı."

Korkarak ona baktım.Tanıdığım birisi olmasından çok korkuyordum."Katil kim?"

Derince yutkundu."Bunu duymak isteyeceğini sanmıyorum."

Kafamı salladım.Terlemiştim ve başım dönmeye başlamıştı.Derince yüzüme baktı;

"Catherine Davies."

***

Merhaba merhabaaa
Çok uzun bir bölüm oldu galiba nfksndjsndj
Oy vermeyi ve güzel yorumlarınızı eksik etmeyinn.🤍
Sizi seviyorumm❤️

Continue Reading

You'll Also Like

822K 57K 42
Bu kitap sizi gülmekten yerlere yatıracak. O halde trene atlayın ve kemerinizi sıkı bağlayın. Gülmekten ölme garantisi veriyorum. *** "Kim o?" "Pizza...
142K 9.5K 31
Aydınlığına çökmüş karanlık bir gece bile olsam, o benim ilk ve son aşkım olarak ...
284 65 7
İrem Güzsoy Elroy Harvey Lisesi'nde son sınıf öğrencisidir ve eylül ayının gelmesiyle beraber nihayetinde okullar açılmıştır. Başka bir deyişle sezon...
81.5K 5.5K 60
İtlerin korkulu rüyaları her daim onların sonunu getirmeye ant içmiş vatanı için herşeyini feda edicek yiğitlerdi Bu yiğitler sevdiklerini arkaları...