Full Moon Night

By only_taekook708

233K 22.4K 10.7K

Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda... More

0
01
03
04
05
06
07
08
09
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24

02

13.9K 1.4K 646
By only_taekook708

Merhabaaa nasılsınız umarım hepinizi iyisinizdir

Intagramda attığım video yüzünden spoi vermiş gibi oldum.

Arkadaşlar düzenli bölüm atmaya çalışıyorum lütfen sizlerde hayalet okuyucu olmayın.

Yorum ve oyları görünce daha çok bölüm atmak istiyorum

Yorum ve oy gelmeyince beğenmediğinizi düşündüğüm için hevesim kalmıyor açıkçası:(

Neyse

O zaman sizeee

İyi okumalaasrrr

-----

Jungkook beta görevlinin söylediklerinden sonra merdivenlerin sonuna geldiğinde koridorun sonunda olan soldaki odaya doğru adımladı. İçinde dindiremediği bir heycan varlığını sürdürürken sürekli gülümsüyordu.

"Jimin!"

Jimin'in odası olduğu için kapıyı çalmadan içeri girerken neşeyle bağırdı. Fakat içeride jimin'i görmek yerine belinde yanlız havlu olan  iri, esmer bir adam görmeyi beklemiyordu.

İlk defa gördüğü için korkmuş ve şaşırmıştı. Bunun getirisi olarak da karşısındaki yanık tenli adama bakarak bağırmıştı.

"AAAA!"

Jungkook'un aniden bağırması ile çocuğu gördüğünde şaşıran Taehyung, bağırınca gözlerini kocaman açmıştı.

Bu neydi şimdi.

O an ne yapacağını bilememişti. Duş aldıktan sonra giyinecekken böyle bir şey ile karşı karşıya kalmıştı.

Taehyung ileri adım atıp tam ağzını açacağı sırada hareketlendiği için zaten gevşek bağladığı havlusu aşağıya düşünce, jungkook'un gözleri çıkan tok sesten dolayı refleksle aşağıya kaydı.

Şok üstüne şok yaşıyordu ve kalbi deli gibi atıyordu.

Gördüğü şeyle gözlerini kocaman açtıktan sonra kaşlarını çatmış ve elindeki plastik kurabiye kutusu ile beraber bilincini kaybedip yere yığılmıştı.

Taehyung saniyeler içinde olan bu olay karşısında kelimenin tam anlamıyla

Neye uğradığını şaşırmıştı.

İlk defa gördüğü çocuğun odaya böyle dalmasından sonra baģrıp bayılması gözlerinin şokla açılmasına sağlamıştı. Eh bayılmasın da havlusunun düşmesinin biraz etkisi olabilirdi.

Taehyung herkesin burya toplanacağı bildiği için hemen havlusunu yerden alıp beline sarmıştı.
Düşündüğü gibi de olmuştu annesi ve jimin kapıda belirmişlerdi.

"Oğlum ne oldu burda?"

Annesinin endişeli sesiyle ona döndü Taehyung,
Ellerini havlusunda tutmaya devam ederken sıkıntılı bir nefes verdi.

Yere diz çöküp genç çocuğun başını dizine yatıran jimin'den gelen "Jungkook niye yerde?"  soru ile kısa bir an duraksasada "Bilmiyorum, odaya girdi.  bağırıp bayıldı." diye olayın bir kısmını anlattı.

Havlunun düştüğünü bilmelerine gerek yok bence diye düşündü. Hem onlara söylerse çocuk utanabilirdi. Dahası dalaga geçerlerdi. En iyisi söylememek diye kendi kafasında olan ufak tartışmayı sonlandırdı.

"Tamam tamam kaldıralım çocuğu yerden sonra konuşuruz." Annesinin sözüyle ikis arasında ki ufak diyalogda sona ermişti. Jimin hâlâ küçük tokatlar attığı bedenin uyanmadığını görünce endişelendi.

Kaldıralım dediler de kim kaldıracaktı. Annesi yaşını başını almıştı. Genç çocuğa destek bile olamazd. Jimin de ufak bir şey olduğu için kendi gibi olan çocuğu kaldırması imkansızdı.

İş başa düşmüştü.

Taehyung hemen hâlâ belinde olan havluyla giyinme odasına girip gri bi eşofman ve siyah sweat giyip çıkmıştı. Gelir gelmez nasıl bir duruma düşütüm diyerek küfürler ediyordu içinden.

Yerde jimin'in başını göğüsüne çektiği çocuğa doğru ilerleyip ellerini beli ile dizlerinin altından geçirerek yerden kaldırmış, kucağında bir kere zıplattıktan sonra kapıyı açan sarı saçlı çocuk ile odadan çıkıp salona doğru temkinli adımlarla ilerlemişti.

Bu sırada Jimin de yere düşmesine rağmen açılmayan plastik kabı yerden aldıktan sonra annesinin de çıkmasını beklemiş, herkes çıkınca odanın kapısını kapatıp peşlerinden gitmişti.

Taehyung, Jungkook'u gri ve siyah tonların hakim olduğu, duvarların çoğunda tablolar bulunan, sade süsler ile güzel bir dekorasyona sahip salonda siyah geniş koltuğa bırakmıştı.

Merdivenden indiği andan beri küçük olanın yüzünü inceliyordu. Islak saçlarından düşen birkaç damla omega'nın yüzüne damlamıştı ve alamadığı feromonlardan dolayı beyaz tenli çocuğun hangi tür olduğunu bilmiyordu.

Gözleri, teni, benleri, saçları diye her yerini inceliyor, dudaklarına gelince birkaç saniye büzülen küçük kırmızılıklar ile duraksasa da bakışlarını geri çekiyordu. Bir yandan da ne kadar hafif ve küçük olduğunu düşünüyordu.

Onu bıraktıktan sonra kendisi de çocuğu bıraktığı koltuğun çaprazındaki tekli koltuğa oturmuş, sol ayak bileği sağ bacağına gelecek şekilde üst üste atmış, kollarını da göğsünde birleştirmişti.

Hemen arkasından gelen annesi ve jimin de kolonya ile gelip Jungkook'u ayıltmaya çalışmışlardı.

-----

Jungkook, burnuna gelen keskin kokuyla gözlerini biraz daha yummuş daha sonra yavaşça aralamıştı. Zihni bomboştu. Görüşünü netleştirmek için birkaç defa gözlerini kapatıp açmış, neler olduğunu kavramaya çalışmıştı.

Kafası sol tarafına yan düştüğü için gözlerini açtığı gibi çarpazındaki tekli koltuktaki bayılma sebebi olan adamı görmesi ile hafif aralık olan ve baygın bakan gözleri, kocaman açılmış ve far görmüş tavşan gibi olmuştu.

Koltukta ayaklarini üst üste atmış kollarını göğüsünde çaprazlamış, anlına dökülen nemli ve dalgalı saçları ile rahat bir tavırla oturan delta ise onun bu haline sırıtmadan edememişti.

"Jungkook iyi misin?"

Jimin'in endişeli sesiyle birazdan gerekli açıklamayı alacağı bilincinde sesini çıkarmadan ona dönüp başını kendini iyi hissettiği için olumlu anlamda sallamıştı. Hem zaten jiminler tanımamış olsalardı burda böyle rahat bir şekilde oturamazdı. Kendi içinde rahatlamak için kurduğu saçma cümleleri bir kenara bırakıp yerinden tamamen doğrulup oturur duruma gelmişti.

Taehyung'un annesi elini tutuarak "Ne oldu birden, niye bayıldın oğlum?" dediğinde az önce odada yaşananlar gözünün önüne gelmiş ve bu yanaklarının kızarmasına neden olmuştu. Utanıyordu gerçekten. Ama karşısındaki iri beden hiç öyle görünmüyordu.

Ellerini hızla hareket ettirirken "Şey oldu, şey sizin yukarıda olduğunuzu söyleyince bende çıktım yukarı kapıyı şey yapınca şeyi gördüm sonra bayıldım galiba." Dedi. Utandığı için konuşamıyordu.

Jungkook'un söylediğine Taehyung gülmemek için kendini zor tutarken Bayan Kim anlamadığını belli eden ifade ile jungkookun yüzüne bakıyordu.

"Jungkook buraya gelmiş, Hana da bizim odada olduğumuzu söyleyince yukarı benim odama çıkmış kapıyı açınca da hyung'u görmüş korkmuş ve bayılmış."

Jungkookun söyleyemediklerini tek nefeste söylemişti jimin. Leb demeden leblebiyi anlamıştı resmen.

Onun bu yaptığına jungkook da dahil herkes ağzı açık bi şekilde bakarken, Jimin onların bu haline gülmüştü. Bir yandan da Hanadan jungkook için su istemişti. Kısa sürede Hana suyu getirip eline verdiğinde oda jungkook'a uzatmıştı içmesi için.

"Beni gördüğünde niye bayıldı ki?"

Sebebini bilmesine rağmen sormuştu Taehyung sırıtarak. Çocuğun utanması çok hoşuna gitmişti.
Yanakları kızarmıştı ve göz teması kurmamaya çalışma çabası çok tatlı görünüyordu ona.

Jungkook, taehyungun sorduğu soruyu beklemediği için su boğazında kalmıştı. Deli gibi öksürmeye başladığında, Bayan Kim telaşla onun sırtına pat patlamıştı. Taehyung ise hâlâ bıyık altından gülüyordu.

"Sizi tanımadığım için ki hala tanımıyorum korktum, o yüzden." Diye konuştu jungkook öksürükleri kesildiği ilk anda.

Taehyung yüzünde hâlâ olan sırıtmasını sürdürürken "Tanımadığın her insanın önünde bayılır mısın?" Dedi oyununa devam ederek. Kesinlikle bundan keyif alıyordu. Kurdu içinde garip bir şekilde beyaz tenli ile konuştuğu için heyecanlıydı.

Beyaz tenli gelen soru ile ne diyeceğini bilemedi. Haklıydı her tanımadığı insanın önünde bayılmazdı. Ama onun bayılmasının sebebi başkaydı ve bunu burda nasıl söyleyebilirdi. İçinden bir siktir çekti.

Utançtan kızaran yanaklarına bu defa dudakları eklenmişti. Sebebi ise gerginlikten onları ısırmasıydı.

Daha fazla bu durumda ve bu ortamda kalmamak için aklına gelen ilk şeyi söylemişti.

"Yok, ilk defa böyle bir şey oldu."

"Ah anladım." dedi Taehyung oyuncu bir tavırla, daha sonrada devam etti.

"Ben Kim Taehyung jimin'in abisiyim. Yurt dışında yaşıyordum o yüzden denk gelmemişizdir." Taehyung elini tanışma amaçlı uzattı.

"Bende Jeon Jungkook,  jimin'in üniversiteden arkadaşıyım." Jungkook da konuşurken uzattığı elini sıkmıştı gözlerine bakan gözlere karşılık.

Taehyung'un siyahlıkları ellerini tutan yumuşak ellere saniyelik kayınca onunda otomatik olarak kaydı ve Taehyung'un büyük esmer elinin kendi beyaz ve küçük eller üstünde ne kadar uyumlu olduğunu gördü. Taehyung da onunla aynı düşünüyordu. Kim görse bunu düşünürdü.

Onlar arasındaki bu çekimi fark eden anne-oğul ses çıkarmadan onları izliyordu. Aralarında olan şeyi fark etmemek imkansızdı. Bir birlerine allatan imalı bakışlar atıyorlardı.

Jungkook, utangaç bi şekilde elini çekip bakışlarını kaçırdığında Taehyung'un yüzünde ufak bir tebessüm oluşmuştu. Jimin her ne kadar ikilinin bu tatlı halini bozmak istemese de araya girmişti.

"Jungkook gel biz yukarı çıkalım canımm."

"Olur gidelimm."

İkisininde m leri uzatarak konuşması odada bir şeyler olacağının habercisiydi. Genç çocuk merdivenlere çıktıklarında arkadaşının bacağına ufak çimdik atmış, sarı saçlının yerinden sıçramasına neden olmuştu.

Jungkook ve jimin uzun koridoru geride bırakıp odaya girdikleri gibi jungkook jimin'in sırtına atlayıp saçlarını hafif bir şekilde çekmişti.

"Niye anlatamıyorsun bana salak, ödüm koptu abini o şekilde görünce." Jungkook hem sarı saçları çekiyor hemde dişlerinin arasından konuşuyordu.

İkisi beraber yatağa düştüğünde jungkook bu sefer beyaz tombul yanakları dişleri arasına almış, jiminden acı dolu bir inleme kazanmıştı. Dişlerinin sıradaki hedefi kulağı olurken jimin telaşla konuşmuştu.

"Tamam, tamam dur anlatacağım mal!"

"Zahmet olacak."

Jiminin acı içerisinde saçlarını kurtarmaya çalışırken konuşması, jungkookun onu serbest bırakıp sırtından inmeden önce iğneleyici bi ses tonuyla karşılık vermesini sağlamıştı.

İkisde az önce kavga etmemişler gibi yatağa bağdaş kurarak oturduktan sonra jimin uzun bi konuşma için kendini hazırlamış ve başlamıştı.

"Öncelikle abim bir delta ve mimar. Mesleğini eline aldıktan sonra  bi süre Londara da yaşamak istediğini söyledi. Annemlerde önce karış çıksalar da abim ısrarcı olunca gitmesine izin verdiler."

Arkadaşının heyecanla başladığı cümlesine aynı şekilde dinleyerek karşılık veren genç çocuk. Delta'nın adının geçtiği her cümlede ilk karşılaşmalarını gözünün önünden atamıyordu.

"Abim gittikten sonra üniversite de biz tanıştık. O zaten çok sık bizi ziyarete gelmez. Neyse işte o uzun süre sonra dün geldi. Odası bir süre kullanılmadığı için tozlanmıştı. Onunda toza alerjisi olduğu için dün benim odamda kaldık beraber ve annemler bugün temizlikçi çağırdı."

Jimin uzun cümlesinden sonra kaşlarını çatıp dikkatle kendisini dinmeyen arkadaşının kaşlarına baskı kurarak düzeltmiş ve bunu yaptıktan sonra aynı anda gülmüşlerdi.

"Kendi odasına gidecek zaten. Sen geldiğinde Abim duş alıyormuş heralde ben annem ile onun odasındaydım sonra senin bağırış sesini duyunca az çok ne olduğunu tahmin ettim sonra odaya gelice de sen bayılmıştın zaten. Abim seni salona taşıdı. öyle yani."

Uzun mu uzun konuşmasını hiç bölmemişti jungkook. Jimin'in son söylediği şeyde takılı kaldı. Ne birde beni taşıdı mı? Diye geçirdi içinden.

Hem kendisini taşıması, hem de bacak arasına görmüş olması onu çok utandırmıştı.

"Ben içeri girince, seni değilde onu görünce telaşla bağırdım. Sonra abin bana döndü ve altında bir tek havlusu vardı. Belki görmüşsündür. O düştü ve ben gördüm."

"Ne!"

Utana sıkıla anlattığı olaydan sonra jimin'in ağzından çığlığa benzer bi 'ne' çıkınca daha kötü hissetmişti.

"Oha Jungkook abimin namusunu almışsın."  Diye dalga geçti jimin, karşısında utançtan yerin dibine giren çocukla.

Jungkook utangaçlığına rağmen yanındaki küçük yastığı alıp jimin'e vurunca, sarı saçlı olan çocuk hemen kaçmıştı. Bir yastık daha fırlatınca. Bu ikisi için oyun haline gelmişti.

Odada jimin jungkook ile dalga geçip kaçarken, jungkook da onu yakalamaya çalışıyordu. Koşarken nefes nefese "İnanamıyorum resmen çalmışsın." Dedi jimin. "Bittin sen. Gel buraya!" Diye ardından onun gibi koşarken konuştu jungkook. Öyle dalmışlardı ki Taehyung'un içeri girdiğini bile fark etmemişlerdi.

İkili koşmaya devam ederken  jungkook'un ayağı halıya takılınca yüz üstü düşecekken Taehyung onu belinde sıkıca kavramış ve kendine çekip bedenlerini yapıştırarak küçük olanı düşmekten son anda kurtarmıştı.

¤¤¤¤

Bolumm sonuu

Umarım beğenmişinizdir.

Bölümü gece 1 de bitirdim oy verip yorum yapın lütfen:(

Yazım yanlışlarım varsa kusura bakmayın.

Neyse ben uyuyorum sizede iyi gecelerr

İnstagram: Onl_ytaekook


Derin kaçar ~

Continue Reading

You'll Also Like

213K 18.6K 41
''Biliyorum, güzelim. Gözlerinde içinde sakladığın meleği görebiliyorum. Korkuyorsun, farkındayım. Fakat yanında olduğumu unutma ve elini tutmama izi...
316K 34K 34
Safkan bir vampir ve safkan bir büyücü... Anlaşamazlardı.
527 68 13
"Yüzyıllardır bu ülkenin sınırlarını tek başına büyük bir güçlük ve cesaretle sorunsuz korudun, bunu hiçbir zaman dile getirmedik fakat sana sonsuz g...
Mafia By ℬ ♡

Fanfiction

83.2K 6.5K 28
-tamamlandı- Jungkook eşcinsel olduğu için zorbalığa uğradığı yetimhaneden abisi gibi olan Jiminle kaçtıklarında o gece başına geleceklerden habersiz...