"Sır ip gibidir. Bir ucunu başkasına verirsen, başkalarının sırtında kazak olarak örülürsün."
(BÖLÜM FOTOĞRAFLARI)
(CİNSEL İÇERİK +21)
...
Saat gece dörttü ve ben ders çalışıyordum. Aslında uykum gelmediği için ders çalışıyordum. Kodlama yazmayı, bilişim öğrenmeyi sevmesem de alışmıştım. Matematik çözmeyi sevmeyip matematik bağımlısı olan YKS öğrencileri gibi...
Bazen dizi izlesem de kodlama ve bilişim notlarımı tekrar ediyor, bilgisayarda bir şeyler deniyordum. Kafam kazan gibiydi. Boğazım mosmor olmuştu, bu morluklar hoşuma gidiyordu. Dudak kenarlarım yırtılmıştı, ağzımı sertçe becerdikleri için. Mental olarak da yorgundum, beden olarak da.
Annemin aramalarına cevap vermemiş, geri dönmemiştim. Biliyordum ki yarın öğlene kadar ona cevap vermezsem buraya gelirdi. Gelmemesi lazımdı. Ben hallediyordum, o da bunu biliyordu. Alnımı ovuşturdum. Kapımın çalınmasıyla yerimde dikleşip başımı kapıya çevirdim. Doğru mu duymuştum, biri kapımı mı çalmıştı?
Odanın kapısı açıldığında Barış'ı gördüm. "Barış?"dedim sorarcasına. Gözlerimden uyku aksa da beynim asla uyuyamıyordu, düşünmekten. "Su içmeye kalktım, sana bakayım dedim. Niye uyumuyorsun?"dedi yanıma yaklaşıp. Üstünde sıfır kollu, siyah atlet, altında ise bol bir siyah eşofman vardı. Omuz silktim. "Ders çalışıyorum."
"Rahatlamaya ihtiyacın var gibi sanki?"dedi hoş bir sesle. Yapamıyordum ki o dediğini. "Başım ağrıyor ama gram uykum yok. Sen git yat."onunla böyle konuşunca sanki sevgiliymişiz de hep aynı evde yaşıyormuşum gibi hissetmiştim.
"Yok, uykum kaçtı."dedi ve ilerleyip yatağıma oturdu. Bağdaş kurup bana bakarken iç çektim ve önümdeki deftere not almaya devam ettim. "Orada beni mi izleyeceksin?"
"Evet."kafamı ona çevirdim. Gerçekten uzundu ve üst bedeni yapılıydı. "Bacakların çok güzel."diyerek iltifat ettim. Gülüşünün sesi odada yankılandı. "Teşekkür ederim, ben de sana iltifat etmeli miyim?"
"Keyfin bilir."dedim tükenmez kalemle not almaya devam ederken. "Beni emzirmeni çok seviyorum. Bugün kucağımda zıplarken göğüslerini sırayla ağzıma vermiştin."güldüm. "Böyle rahat konuşmaya alışkınsın, anlıyorum. Ancak, utanıyorum."
"Sen?"dedi inanmazcasına. "İki jigolo tutan doyumsuz kız mı utanıyor kirli konuşmaya?"
"Evet."dedim tersçe. "Senin rahatlamaya ihtiyacın var. Bugün seni tam rahatlatamadık galiba."ayağa kalkıp yanıma geldiğinde tam sağımdaki bedenine baktım. Yazdığım notlarıma bakıyordu.
"Yatağa geçer misin? Seni rahatlatmak istiyorum."
"Gerek yok."dedim yazmaya devam ederken. Eğildi. Boynuma nefesini verdiğinde tüylerim dikleşti. "Var."dedi erotik bir sesle. Kulağıma sesli bir öpücük kondurup saçlarımı ensemden çekti. "Ya da siktir et yatağı,"dedi ve tekerleklere sahip olan rahat masa sandalyemi bir anda çekti. Masadan uzaklaştığımda elimde kalemle kala kalmıştım. "Ne yapıyorsun ya?"
"Rahatlatacağım seni."dedikten sonra masamın önüne gidip eğildi ve dizlerinin üstüne çöktü. "Şakaa!"dedim hayretle. Yerdeydi Barış. Sandalyemin bacağından tutup beni kendine doğru çekti. Başı bacaklarımın hizasındaydı. "Şunları çıkarmama yardım et,"dedi ve şortumu bacaklarımdan sıyırdı. Ona yardım edip sıyırdım şortumu. Kilodumla kalmıştım. Şortu odamın bir yerine fırlattı. "Tişörtünü ve sutyenini de çıkar."dediğini yapıp tişörtümü çıkardım ve sütyen askılarımı indirdim. "Göğüslerin çok güzel."dedi ve elini uzatıp sıktı. Hafifçe inledim. Sütyeni tamamen çıkardıktan sonra yere bıraktım. "Biraz aşağı kay."dedi. Kalçamı kaldırdım ve bacaklarımdan tutup beni aşağı kaydırdı. "Bana kalemliğinden iki tane kurşun kalem ver bakalım."dediğini yapıp iki kurşun kalem uzattım.
"Ne yapacaksın kalemlerle?"
"Göreceksin."dedikten sonra eğildi ve bacaklarımı v şeklinde açıp omzuna koydu. Ağzı tamamen kadınlığıma yapışmıştı. Aradaki engel beyaz, dantelli kilotumdu. Kilotumu çıkarmadan yana sıyırdı. Başını iyice eğip klitorisime dil darbesi attığında zevkle kıpırdandım. Birkaç saniye sonra emmeye ve yalamaya başladığında sağ eli sol göğsümü buldu ve sertçe sıktı. Uçlarıyla oynarken bir yandan beni ağzıyla bitiriyordu. İnlemelerim odamda yankılanıyordu. Gözlerimi kapattım zevkten. Ağzını birden çektiğinde gözlerimi açıp ona baktım. Dudakları sıvımla parlıyordu. Hızlıca ıslanmıştım. Yani cidden, karşımda Barış varken nasıl ıslanmadan durabilirdim? Yunan tanrısıydı lan herif. Normalde bunu sokakta görsem yüzüne bakmadan çeker giderim. Yakışıklı görünce moralim bozuluyor, bakmadan geçiyorum. Çünkü bana bakmazlar diye.
Elindeki kurşun kalemi birden ıslak kadınlığıma soktuğunda yüksek sesle inledim. "Ah! Ne yapıyorsun?"
"Deliğine kalem sokuyorum."
"Sikmeyecek misin?"
"Sikeyim mi?"dedi ve göz kırptı. "Önce kalemlerin hakkı. Sen de gözleri kalmış."
"Kesin öyledir."
İkinci kalemi de içime sokmuş, tek tek derine iterken inliyordum. "Hiç de rahatlamıyorum şu an, böyle."
"Nasıl rahatlarsınız majesteleri?"
"Kucağında zıplarsam belki-"
"Bence, seni sertçe sikersem rahatlarsın. Ne dersin?"
"Bugün yaptın onu yeterince,"
"Ama sen rahatlamamışsın belli ki."ayağa kalkıp beni kucağına aldığında şaşırıp kaldım. Balık etli ve ağırdım ben yahu! E adam spor yapıyor, bi' zahmet taşısın. Hem polis de.
Yatağa uzandığımda üstüme çıktı ve dudaklarımı öpmeye başladı. Elimi saçlarına götürdüm ve ona zevkle karşılık verdim. Birbirimizi yarışır gibi tüketiyorduk. Onu iyice ağzıma bastırıyordum. Dillerimiz birbirimize karışıyordu, sömürüyorduk aç bir şekilde bizi. Öpüşme seslerimiz odada yankılanırken belimi kaldırıp erkekliğine sürttüm kendimi.
"Ya hadi, girsene içime!"dedim tersçe. Dudaklarından ayrılmıştım. Nefes nefeseydik ve dudaklarımız ıslaktı. Baya sömürmüştü beni, ayı. Üstümden doğrulup eşofmanını sıyırdı, sonra da baksırını. Çıplak kaldığında sertleşmiş erkekliğine baktım. Doğrulup elime aldığımda birkaç kez sıvazladım. "Hadi gir."üstümde yerini aldığında kaslı kollarında ellerimi gezdirdim ve daha sonra ela gözlerine baktım. Upuzun kirpikleri vardı, güzel burnu vardı. Barış gerçekten yakışıklıydı. Normalde bana asla bakmaz dediğim tiplerdendi. Ama şimdi, üstümdeydi.
Sikini içime ittiğinde bacaklarımı iyice açtım. Üstümde yavaşça başlayan gel gitleri hemen sonra sert darbelere döndü. Zevkle inliyordum altında. "Sert olmamı ister misin?"dedi hırıltılı sesiyle. "Ev..evet."dedim. İçim alev almıştı, hareketleri yetmiyordu. Sert hareketlerle beni sikse de yetmiyordu. "Arkama geçsene."dedim bir anda. Kafasını sallayıp içimden çıktı. Hızla doğrulup domaldım önünde. Kalçama aniden sert bir şaplak attığında inledim. "Ah!"Eliyle kalça yanaklarımı iyice ayırdıktan sonra belime bastırdı ve kalçam daha çok ortaya çıktı. Yatağa doğru daha çok eğildim. İçime girdiğinde deliğimi doyurmaya başladı. İnliyordum. "Biraz seni zevkten uçuralım."dedi ve sonra kollarımı arkamda birleştirip sertçe tuttu. Bir eliyle iki elimi hapsetmişti. Kendini sonuna kadar içime itiyordu hızla ve sertçe, kasıkları yumuşak kalçalarıma çarpıyordu.
"Ah! Ah!"sertçe içime vurmaya devam ederken gözlerim karardı. "Daha hızlı!"
"Kasılıyorsun bebeğim!"dedi ve diğer eliyle kalçama sert bir şaplak attı. "Kalçalara bak amına koyayım! Kocaman!"bir şaplak daha attığında acıyla inledim.
İçime boşaldığında içimden çıktı. Hızla kucağına yerleştiğimde boynuna sıkıca sarıldım. Belime sıkıca sardı kollarını ve alttan içime köklemeye başladı. "Oh!"ikimiz de aynı anda inlemeye başladığımızda kafamı eğip dudaklarına yapıştım. Alt dudağını sertçe emerken dilini ağzımın içine itti.
"Sikimin üstünde oturmaya bayılıyorsun, değil mi?"dedi ve sertçe içime vurmaya devam etti. "Evett! Çok güzel sikin! Durma Barış, aah!"zevk noktama yaptığı vuruşlar bacaklarımı titretiyor, kadınlığımı kasmamı sağlıyordu.
...
"Efendim anne?"dedim telefonu açıp. "Alo? Su? Kızım neden açmıyorsun telefonlarımı anneciğim?"
"Anne, ders çalışıyordum. Duymadım."ufak bir yalan. Ama mecburum.
"Tahmin ettim kuzum."
"Anne, ben halledeceğim. Sesin üzgün gelmesin tamam mı? Halledeceğim canımın içi. Üzülme daha fazla."
"Yavrum nasıl halledeceksin? Kafayı yiyeceğim."
"Anne sen yorma kafanı, ben hallettim bile."
"Ama erkek arkadaşın yok ki."
"Kim demiş ya? Var benim erkek arkadaşım. Hatta seni tanıştıracağım, tamam mı?"
"Ne zaman?"
"İki gün sonra yanına geleceğiz."
"Ay çok sevindim! Ben tanımıyorum değil mi? Gelin gelin!"
"Yok annem, tanımıyorsun."
"Mesleği ne?"dedi heyecanla. Şimdi söylemeyip geçiştirsem kafasında kurup duracaktı.
"Benim gibi bilişim okuyor anne."dedim. Mutfakta kendime pankek yapıyordum. "Aa! Ne güzel. Meslektaş olacaksınız."
"Evet."
"Tamam anneciğim, bekliyorum iki gün sonra. Çok öptüm seni."
"Ben de öpüyorum. Anne, Selinay nasıl?"
"Selinay mı?"dedi şaşkınca. "O iyi sanırım. Düşük riski var diye abin onu el üstünde tutup duruyor, biliyorsun."
"Biliyorum."dedim iç çekerek.
"İki hafta sonraya nikâh günü almışlar."
"Çok erken..."dedim sıkıntıyla. "Neyse, halledeceğim."
"Tamam."
"Öpüyorum."dedim ve telefonu kapadım. Stresle derin bir nefes aldım. Omuzlarımdaki yükleri artık taşıyamayacak konuma gelmiştim. Tekrar derin bir nefes aldım ancak gözlerim çoktan dolmuş, bir damla taşmıştı bile. Stres çok yoruyordu insanı, bitiriyordu. Vazgeçmeyip çabalamaya çalışmak insanı çok ama çok yoruluyordu.
Ben asla vazgeçmemiştim.
...
HELLÖÖÖÖ
BU BÖLÜM BENDEN DERS CALISMA VE KALEM FANTEEZİSİ İSTEYEN KİSİYE GELSİN O KENDİSİNİ BİLİR
AŞKLARIM 200K OLMAK UZEREYİZZZ?! SİZ ŞAKA MISINIZZZ?! 8.BÖLÜMDEYİZ AMA 200K OLUCAZ *-*
1M OLUR MUYUZ YA SİZCE?
OLURUZZ, OLDURURSUNUZZZ
BİDE OY VERSENİZ ÇOK GÜZEL OLACAK BİLİYOR MUSUNUZ? OYLAR ÇOK AZ YA
G.K.1 BÖLÜMÜNÜ OKUDUNUZ MU? HİÇBİR G.K BÖLÜMLERİNİ KAÇIRMAYIN!
DİĞER KİTAPLARIMA BAKMAYI UNUTMAYINIZZ EFENİİİMMM
BU ARADA SİZE BİSİ DİCEM BEN, HANİ YALI ÇAPKININDA OYNAYAN KAYA VAR YA, İŞTE BEN O ADAMI TAA KİTABIN İLK BAŞINDAN ULAŞ YAPMAYI DÜŞÜNÜYORDUM. SONRA GÜZEL FOTOLARINI BULAMAYINCA YAPAMADIM. AMA ADAM TAS YA, BASINDAN BERİ ULAŞ'I O HAYAL EDİYOM YAZARKEN
İSTERSENİZ ULAŞ'I DEĞİŞTİRİP O YAPABİLİRİZ. ADAM UNLU OLUP KOSEYİ DONUNCE GUZEL FOTOLARI OLMAYA BASLADİ BEN NAPPPİM
BİLMEYENİNİZ VARDIR DİYE SOYLUYOM: DEDİGİM KİSİ BU
YOKLAMA ALALIM. ULAŞ VS BARIŞ TAYFA?