MaFyaNıN KaRıSı

Halezcan

403K 12.5K 6.2K

Bebeğine bakamayacağını düşünen bir anne bebeği gizlice babasına bırakıp kaçarsa? Bir kapı zili ile hayatı al... Еще

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
DUYURUU
Bölüm 31
Bölüm 32
ACİL DESTEK
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36

Bölüm 26

8.1K 355 177
Halezcan

Hepinize merhabalar arkadaşlar 🌺

Takip edip konuştuğum arkadaşlarımız bilir ki ailemden birini kaybettiğim için bölüm atamadım.

Aslında bunu da atmak pek içime sinmedi. Acele ile yazılmış bir bölüm oldu. Umarım düzgündür çünkü ben bile okumadım .

Bölümde biraz +18'lik bir kısım var onu da şimdiden uyarayım.

Umarım beğenirsiniz destek ve yorumlarınızı bekliyor olacağım.

Hepinize şimdiden keyifli okumalarrrrr 🥰🥰🥰








Yasaklar neden hep çekici gelirdi insanoğluna?

Nerede çiğnenmemesi gereken bir yasak var insan içindeydi.

Çok mu cazipti yasaklar. Evet bazı yasaklar çok cazipti.

Tıpkı şuan yasak olduğum, ölsem bir damla su vermeyecek olan adama kendimi teslim ediyor olmam gibi.

Ne ben durduruyordum kendimi ne de Ege.

Susuz kalmışız da dudaklarımızdan su akıyormuşçasına öpüşüyorduk.

Ege bütün ağırlığını üzerime vermeden üzerimde uzanıyordu. Orada kaç dakika öpüştüğümüzü hatırlayamazdım. Aklım başımdan çoktan gitmişti.

Ege zar zor dudaklarını dudaklarımdan ayırarak alnını alnıma yasladı. İkimizde derin nefesler alıyorduk.

"Çok çok güzelsin ama sarhoşsun sarhoşum ve bu bu yaptığımız doğru olmayabilir Yağmur. Kendine geldiğinde bana çok kızarsın."

Parmaklarımı Ege'nin dudaklarına bastırarak konuşmasına izin vermedim. Ayık kafayla buna asla cesaret edemezdim. Benden nefret eden adama sarhoşken kendimi teslim etmeyi düşünecek halim yoktu. Şuan aklımda da kalbimde de tek bir düşünce vardı. O da tekrar Ege'nin olmaktı.

"Uyandığımda ne kadar pişman olursam olayım bu seni istediğim gerçeğini değiştirmez Ege. Benden o kadar çok nefret ediyorsun ki. Ben bir ihtimal belki ama en çok pişmanlığı yaşayacak olan sensin belkide."

"Kendimi çok zor tutuyorum Yağmur. Şimdi için geçerli değil."

Ege başını alnımdan çektiğinde göz göze geldik.

"Tekrar soruyorum Yağmur. Emin misin?"

Başımı kaldırarak dudaklarımı Ege'nin dudaklarına hapsettim. Karşılık almam saniyeler sürmemişti.

Ege'nin elleri belimi bulduğunda sıkıca tuttu ve yerlerimizi değiştirdi. Dudaklarımızı ayırmadan ellerini omuzlarıma getirerek ceketimi çıkartmıştı. Elleri omuzlarımda, sırtımda boynumda geziyordu. Bu beni huyladurmaktan ziyade hoşuma gitmişti. Ege'nin elinin biri çenemi sıkıca tutup öpüşünü derinleştirirken diğer eli göğsümü sıkmıştı.

Hissettiğim acı ve adını koyamadığım o hisle birlikte Ege'nin ağzına inlemiş ve kendimi Ege'ye sürtmüştüm.

"Ahhh siktir Yağmurrrr. Öldüreceksin beni yavrum." Ege'nin dudaklarının rotası bu kez boynum olmuştu. İlk önce derin derin nefes almış ardından dudaklarımı boynumda öperek ve ısırarak gezdirmişti.

Altımdaki sertlik artık tamamen ben burdayım diye kendini hissettiriyordu. Yavaşça Ege'nin üzerinde gitgeller yapmaya başlamıştım.

Ege ellerini göğüslerime getirerek canımı yakacak şekilde sıkmıştı. Çığlık atarcasına inlememle Ege ellerini bu sefer crobumun askılarına getirerek onları omuzlarımdan kaydırmış sonrada çekip çıkartmıştı. Göğüslerim uçları dikleşmiş bir halde göz önüne serilmişti.

Ege'nin yüzünde ilk defa gördüğüm o piç gülüşü ile önce gözlerime bakmış sonra beni yatağın diğer tarafına atarak üzerine atar biner gibi oturarak sağ göğsümü ağzına alması ile inlemem bir olmuştu. Diğer ile ile kabaran göğsünün ucunu okşuyordu. Karnımda hissettiğim o sıcak his aşağılara kayıyor ve bu daha çok inlememe neden oluyordu. Ellerimi Ege'nin boynuna atarak farkında olmadan kafasını daha çok göğsüme bastırıyordum. Ege bu sefer diğer göğsümü ağzına alarak boşta kalan eliyle tekrar diğer göğsümü sıkmaya başlamıştı. En son hissettiğim sıcaklık kasıklarımda patlamış ve benden beklenilmeyecek şekilde çığlık atarcasına bağırmıştım.

"Ahhhhh Egeeeeeeeeeeeeee."

Ege kafasını göğsümden kaldırarak dudaklarıma öpücük bırakarak geri çekilmişti.

"Noldu bebeğim?"

"Lütfen Ege şimdi istiyorum. Dayanamıyorum."

"Sakin ol güzelim daha başlamadık bile. Gömleğimi çıkartmak ister misin?"

Ellerimi Ege'nin sırtından çektim ve gömleğinin yakasından başlayarak düğmelerini çözmeye başladım. Sonuncu düğmeye kadar biraz zorlansam da açmayı başarmıştım. Omuzlarımdan gömleğini sıyırdığımda bana yardım etmiş ve gömleğini çıkartmıştım.

Karşımdaki manzaraya ağzım sulanarak bakmıştım. Ellerimi Ege'nin karın kaslarinda gezdirdiğimde Ege de kısık sesle inlemiş ve tekrardan dudaklarıma eğilerek kısa bir öpücük bırakmış oradan boynuma ve boynumda derin bir nefes alarak dudaklarını bedenimde gezdirmeye başlamıştı.

Dudakları karnımdan aşağı indiğinde eteğimi fark edebilmişti. Ege geri çıkarak gözlerime bakmış ardından eteği iç çamaşırımla birlikte üzerimden çıkartmıştı.

Soluklarım hızlandırken gözlerim Ege'deydii. Ege'nin gözleri ise hayranlıkla baktığı en mahrem yerimdeydi. Ege elindeki kıyafetlerimi odanın bir köşesine atarak yatakta doğruldu ve kendi pantalonunu da çıkartarak üzerime uzandı ve tekrardan dudaklarımı öpmeye başladı.

İçimdeki bu his neydi bilmiyorum ama daha önce böyle hissetmediğimi biliyordum. Kasıklarım patlayacak şekilde zonkluyordu. Ege dudaklarını dudaklarımdan ayırarak bu sefer yine sol göğsümü dudaklarının arasına almıştı. Eli boş durmamış ilk önce sağ göğsümü okşayarak aşağıya doğru kaymıştı. Artık elleri kasıklarımda dolanıyordu.

"Islandın mı güzelim hı. Benim için ıslandın mı?" Ege'nin dudakları göğsümde gözleri gözlerimde elininin parmağı ise dudaklarımdan içeri kayması ile ikimizde derince inlemiştik.

"Islanmışsın. Benim için hemde. Benim altımda inlerken ıslanmışsın. Siktir Yağmur tutamayacağım kendimi."

Bir süre sonra bedenimde hissettiğim o acı veren hissi hatırlamıştım. Aynı zamanda acının kendini zevke bıraktığını da.

O gece neredeyse gün doğana kadar Ege ile beraber olmuştum. Aramızda birşeyler düzelir diye düşünmüştüm. Ama sabah gözlerimi araladığımda ilk berabeiğimizden farklı uyanmamıştım. Ege yine yoktu yanımda. Masanın üzerine bir not ve ertesi gün hapı bırakarak gitmişti.

İlk kırılışım değildi. Sonda değildi. Lakin birşeylerin değişmesini çok isterdim. İstedim de bir ihtimal olarak görsem de üzerimi giyinerek masadakileri olduğu gibi bırakarak odayı terk ettim.

Neredeyse iki hafta olmak üzereydi ve Ege sadece birkaç kere eve gelmişti. Alin ile biraz vakit geçirerek tekrardan gitmişti. Yüzüme bile bakma gereği duymuyordu.

Bu evde bu şekilde yaşamaktan artık iyice sersemlemiştim. Sürekli uykum isteğim geliyordu ve hiçbirşey yapmak istemiyordum. Geçici bir şey olarak düşünüyordum. Belkide bir çeşit bunalıma giriyordum bilmiyordum.

Sözde odamız olan odada kocaman yatakta tek başıma yatıyordum. Kendimden emin olmadığım için Alin'i yanıma yatırmaktan vazgeçmiştim. Ona tekrardan zarar vermekten korkuyordum.

Hayatım ne zaman bir düzene girecekti çok merak ediyordum. Böyle bir hayat geçmezdi sonuçta.

Yatakta boş boş tavana bakarken bulanan midem ile yataktan hızla kalkarak kendimi banyoya attım. Sadece kuru kuru öğürüyordum.

Kendimi toparladıktan sonra elimi yüzümü yıkadım ve dolaptan fazla fazla aldığım hamilelik testinden tekrar çıkarttım bir tane daha. Belki bir ihtimal tekrar anne olursam kendimi daha iyi toparlayabilirdim. Hem kendimi hem de ailemi.

Sadece iki hafta olmuştu. Test yine negatif olmasına rağmen çoğu zaman midem bulanıyor başım dönüyordu. Elimdeki testi de attıktan sonra üzerindekileri çıkartarak kendimi duşa attım. Bu ruh halimden acilen kurtulmam gerekiyordu.

Güzel bir duş aldıktan sonra bornozumu giyerek giysi odasına geçtim. Odadaki kutulara göz atarken düşen metal sesi ile kafamı aşağı eğdim.

Tabii yaa kızımın künyesi. Ne zamandır bunu arıyordum. Nereye koyduğumu bir türlü hatırlayamamıştım. Künyeyi masaya bıraktım ve üzerimi giyinerek saçlarımı kuruttum.

Odadan çıkarak aşağı indim ve mutfağa girdim. Hatice Sultan benim ve Alin için çoktan kahvaltı hazırlamıştı. Sürekli kilo kaybettiğim için Hatice Sultan her öğün zorla bana yemek yedirmeye başlamıştı. İki lokma birşeyler yesem artık ona da razı geliyor en azından boğazından birşeyler girdi diyordu.

"Günaydın sultanımmmm."

"Günaydın kızım benimmmm. Güzel yavrum nasılmış bugün."

"İyi."

"O zaman güne güzel bir kahvaltı ile başlıyoruz Yağmur hanım. Sen seviyorsun diye neler yaptım bak."

"Ellerine sağlık sultanım. Sen kendine de bir servis aç bende küçük hanımı uyandırıp geliyim."

"Tamam kızım git getir küçük hanımı."

Gülerek mutfaktan çıktım ve yukarı kızımın odasına girdim. Alin yeni yeni uyanmaya başlamıştı. Kızımı kucağıma alarak bir güzel öpmüştüm. Ardından banyoya geçerek rutin işlerimizi hallettikten odadan çıktık. Alin'i kucağımdan indirerek ellerinden tuttum ve yürüterek merdivenlerden inmeye başladık. Son birkaç basamak kala başımın dönmesi ile dengemi kaybetmek üzereyken tutulmam ile ilk önce kızımı sonrada tutunduğum gögsün sahibine baktım.

Bu karşımdaki Ege miydi? Ne olmuştu Ege'ye böyle suratı bembeyaz olmuştu. Yüzü çökmüştü resmen.

"Dikkatli olun."demiş ve merdivenlerden yukarı çıkmıştı. Önüme dönerek kızımın yürümeye çalışarak mutfağa gitmesini izleyerek arkasından ona eşlik ettim.

Küçük hanımı kucaklayarak mama sandalyesine oturturken elimdeki kırmızılığa takılmıştı gözlerim. Ben biryerimi kanatmamıştım. Alin'de de birşey yoktu. O zaman bu kan nereden gelmişti. Aklıma gelenle mutfaktan çıkarak koşar adımlarla yukarı odamıza çıktım. Odaya girdiğimde Ege odada yoktu. Giyinme odasının kapısını açtığımda karşımda yarı çıplak bir Ege vardı. Ege bana doğru döndüğünde göğsünün hemen altındaki kanlı sargıya kaydı gözlerim.

"E-eg-egeee ne oldu sana."

"Yok birşey Yağmur çık dışarı."

"Nasıl yok birşey yaralanmışsın ve yaran kanıyor Ege."

"Bağır Yağmur bağır duyur herkese. İyiyim diyorum çık dışarı halledeceğim."

"Bırak ben yardım edeyim gerçekten iyi görünmüyorsun. Şu vücuduna bak heryerin kan olmuş farkında mısın?"

"Kör değilim Yağmur. İzin verirsen halledeceğim."

Ege'nin dediklerine kulak asmadan yanına vardım. Ellerimi yarasına değdireceğim sıra Ege kollarımdan tutarak beni durdurdu.

"Yağmur neden laftan anlamıyorsun. Sana dokunma diyorum."

"Ege izin ver yardım edeyim gözlerin kayıyor kan kaybediyorsun şuan."

"Senin yüzünden çekil diyorum sana." Ege'nin beni kollarımdan itmesi ile dengemi sağlayamamış yere düşmüştüm. Ben daha ne olduğunu idrak edemeden Ege önüme düşmüştü. Hızla dizlerimin üzerinde durarak Ege'nin yanına geldim.

"Egee Ege iyi misin aç gözlerini Ege. Yalvarırım aç gözlerini." Yanaklarına birkaç kere tokat atsam da kendine gelmemişti. Odadan çıkarak hızlıca aşağı indim ve bahçe kapısını açarak Uygar'a seslendim.

"Uygarrrrrrrrrr uygarrrrrrr çabuk gell."

"Yağmur noldu ne bu halin?"

"Ege Uygar Ege bayıldı odada."

"Allah kahretsin." Uygar önden koşarken beraber içeri girmiştik. Uygar yukarı çıkarken ben mutfağa girmiştim. Hatice Sultan korku ve anlamaz gözlerle bana bakıyordu.

"Sakın yukarı gelmeyin. Alin'le ilgilenir misin Hatice Sultan. Ege vurulmuş ama iyi olacak şimdilik kimseyi arama lütfen."

Hatice Sultan'ın birşey demesine fırsat vermeden yukarı çıktım. Uygar telefonda birisi ile konuşuyordu. Telefonu kapattıktan sonra ona yardım etmemi Ege'yi yatağa taşımamız gerektiğini söylemişti.

Zar zor Ege'yi yatağa taşıdığımız da Uygar Yavuz'un gelip yarasına dikiş atacağını söylemişti.

Uygar'ı ne kadar sıkıştırsam da ağzında depoları patlatıldı onunla uğraşırken vuruldu gibisinden birşeyler gevelemişti.

Gün içerisinde Yavuz gelmiş Ege'nin açılan dikişin tekrardan düzeltmiş kullanması gereken ilaç ve kremleri de bırakarak gitmişti.
Ege gün boyu uyanmamıştı. Aşağıda kızım ile vakit geçirsem de sık sık yukarı çıkıp Ege'yi kontrol etmiştim.

Onu bu şekilde görmek ne biliyim canımı acıtmıştı. Korkunçtu Ege güç demekti, dağ gibi yıkılmaz birisiydi. Şimdi ise karşımda masum masum uyuyordu. Ne olur olmaz belki gece uyanır diye Ege için birkaç yemek hazırladım.
Alin'e banyo yaptırarak onu uyuttum ve odamıza geçerek yavaşça Ege'nin pansumanını yaptım. Giysi odasına geçerek geceliklerimi giyerek yataktan yastığımı ve diğer çekmeceden de nevresimimi alarak yatağın karşısındaki koltuğa uzandım. Yanına yatsam yarasına zarar verebilirdim. Diğer odada yatsam gece birşey olsa duymayabilirdim. En iyisi koltukta yatmaktı.

Gözlerimi Ege'ye bakarak yumdum. Ne yaparsa yapsın o bana bir adım atsa bende ona atacak gibi hevesliydim. Biliyordum Ege birgün çok pişman olacaktı ve belki de o zaman ben olmayacaktım.

Gözlerimi araladığımda ensemde hissettiğim nefes ile kalakalmıştım. Ben koltukta uyumuştum. Ben koltukta uyuyorsam ensemdeki nefes de neyin nesiydi. Hafifçe hareket ettiğimde belimde sarılı olan kolu farkettim. Etrafıma bakındığımda yatakta olduğumu anladım. Ege beni yatağa mı getirmişti yani.

Dikkatlice arkamı döndüğümde uyuyan Ege ile karşılaştım. Normalde uyurken bile çatık olan kaşları ve suratı o kadar masumdu ki keşke hep böyle olsaydı. Canımı hiç yapmamış olsaydı mutlu olabilir miydik Ege'yle? Belki deneseydik olabilirdik.

Tekrar gözlerimi kapattığımda belkide uzun zaman sonra huzurla uykuya dalmıştım.

Bir hafta gibi bir sürede zar zor Asuman annenin de yardımı ile Ege'nin evden çıkmadan çalışmasını sağlayabilmiştik. Ege'nin hiçbir öğününü ilaçlarını aksatmadan yedirip içirmiştim.

Beyefendi o kadar inatçıydı ki onu bile kabul etmiyordu. Bir hafta Ege'yi evde zor tutabilmiştik. Bu sabah uyandığımda Ege çoktan evden çıkmıştı. Ama en azından bu bir haftada Ege bana somurtup kötü kötü baksada Ege'yi görmek bana iyi gelmişti. Ağzımı hayra mı açmamıştım bilmiyorum Ege yine bir anda ortalıktan kaybolmuştu.

Evden çıktığı günden beri 2 hafta olmuştu. Uygar'dan sadece yaşadığını öğrenebiliyorduk o kadar. Sürekli işi var diyerek geçiştiriyordu Uygar da bizi.

Kaç aydır ne bitmek tükenmek bilmeyen bir işti aklım almıyordu. Havalar artık biraz serinlemeye başlamıştı. Kış yaklaşıyordu ve tabiki miniğimin de doğum günü yaklaşıyordu. Şimdiden ne olursa olsun kızıma doğum günü için organizasyonlar düşünerek gözlerimi uykuya kapattım.

Sabah gözlerimi açtığımda gelen mide bulantısı hissi ile banyoya giderek öğürmeye başladım. Midemde birşey olmadığı sarı sıvıdan başka birşey gelmemişti. Kendimi toparladığımda elimi yüzümü yıkadım ve odadan çıkarak aşağı indim ve mutfağa girdim.

"Günaydın Hatice Sultannn. Bebeğim sen ne zaman uyandınn."

"Günaydın yavrum. Hanım kızımız bugün ne hikmetse erken uyanmış bende aldım geldim aşağı."

"İyi yaptın Hatice Sultan da burada ne kokuyor böyle?"

"Ne kokuyor kızım?"

"Çok kötü bir koku var ."

"Alla alla kızım iyi misin çöpü boşalttım da ."

"Dışarıdan geldi herhalde boşver. Sen bana güzel mi güzel bir kahvaltı hazırla Hatice Sultan bende yukarı çıkıp üzerimi değiştireyim."

Koşarak yukarı çıktım ve ne zamandır yapmadığım testlerden bir tane alarak yaptım.

Heyecandan kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Banyoda bir sağa bir sola dönüp duruyordum. Sonunda alarm çalınca testi elime alarak sonuca baktım.

Çift çizgi.....

Hamileydim. Ben ben hamileydim. Gözyaşlarım çoktan yanaklarımdan akmaya başlamışlardı bile. İnanıyordum bu bebek bize şans getirecekti. Testi lavaboya bırakarak odadan çıktım ve üzerimi değiştirerek aşağı indim. En yakın zamanda doktora görünmem gerekirdi. Emin olmadan kimseye birşey söylememek daha iyiydi.

Mutfakta Şen şakrak 3 kişi birlikte bir güzel kahvaltı etmiştik. Ardından biraz bahçede oynamış lakin hava soğuyunca içeri gelerek yukarıda Alin ile oyunlar oynamaya çalışmıştık. Alin'e süt söykediğimde kendime de bir söylemiştim. Küçük prensesimin sütünü içtikten sonra uyutarak bardakları da aldım ve odadan çıktım.

Mutfağa girdiğimde Cansel ile Hatice Sultan telefondan birşeyler izliyordu.

Beni görünce ikiside izledikleri şeyi kapatmak için ellerini telefona atmışlardı. Anlamaz gözlerle onlara bakarken Hatice Sultan lafa girdi.

"Birşey mi istemiştin yavrum. Kusura bakma biz Cansel'le kendimizi kaptırmışız filme."

"Yok siz izleyin ben salondayım."

Bardakları masaya bıraktım. Mutfaktan çıkarak salona geçtim. Bugün günlerden pazardı ama anlaşılan Ege yine eve uğramayacaktı bugün.

Yarın mutlaka doktor işini halletmem gerekiyordu. Koltukta otururken sehpada duran kumandaya uzanarak televizyonu açtım. Rastgele bir magazin kanalı açarak neler olup bitiyor seyretmeye başlamıştım.

Biranda kameralarda beliren Ege ve yanındaki kadın ile donakalmıştım.

"Evet sayın izleyiciler bu hafta gündeme bomba gibi düşen ihanetin görüntüleri ortaya çıktı.

"Yaklaşık bir ay öncesinde kızının annesi ile evlenen Ege Çelik dün gece saatlerinde mekanından sarışın bir mankenle el ele çıktı. Akıllara ilk gelen ihanet düşüncesi karşısında eşi Yağmur Aksoy tarafından herhangi bir açıklama gelmedi. İhanetin görüntüleri işte karşınızda sayın seyirciler."

Продолжить чтение

Вам также понравится

Kayıp Pusula (+18) altinkalemtozu

Детектив / Триллер

200K 7K 31
Bora'nın üzerime gelen adımlarıyla birkaç adım daha ondan uzaklaşmak istesem de yatağa çarpan bedenimle durmak zorunda kaldım. Gözlerimin derinine ba...
GEÇMİŞ Mİ GELECEK Mİ? nis🐰ྀི

Подростковая литература

1.4M 45.7K 46
Bardağı geri tezgaha koyduğum esnada ensemde hissettiğim nefes ile çığlık atmak için ağzımı açtım. Ne yapacağımı önceden biliyor gibi eliyle ağzımı k...
TUTSAK Elsa

Детектив / Триллер

74.2K 2.6K 37
"Ben; kışı yaşadığım bir akşam beni yakan rüzgarı da çok iyi tanıyorum, bir cehennem akşamı beni üşüten alevleri de"
Patronum Nisa Meriç

Чиклит

2M 52.5K 37
Tüm umutlar tükenmişken en yakın arkadaşı sayesinde tekrar iş bulan,ve aşkın o tatlı duygusunu hissetmeye çalışan bir kızın hikayesi.. Bir patron ve...