~☆~ 42. BÖLÜM~☆~
Ateş: Hazır mısın güzelim?
Laden: Fiziken evet, mental olarak hayır.
Ateş: Bunu evet olarak algılıyorum.
Laden: Çok gerginim.
Ateş: Biliyorum ama bitiyor.
Ateş: Artık her şey güzel olacak.
Laden: Buna inanmak istiyorum.
Laden: Sence başarabilecek miyiz?
Laden: Biraz emrivaki oldu sanki.
Ateş: Sen sakin ol yeter.
Ateş: Başaracağız.
Laden: Asıl sen sakin ol.
Laden: Emir her konuştuğunda onu öldüreceksin diye ödüm kopuyor.
Ateş: Sana, seni seviyormuş gibi bakıyor.
Laden: E baksın?
Ateş: Bakmasın.
Ateş: Sevmesin seni ya!
Ateş: Seni ben seviyorum ona gerek yok.
Laden: Ben de sadece seni seviyorum.
Ateş: Evlenelim o zaman?
Laden: Ne?
Ateş: Sana aşığım sarışın, sana aşığım.
Laden: Ateş yapma işte şunu!
Laden: Ya kalbim hızlanıyor böyle dediğinde!
Ateş: Senin hızlanan kalbine ölürüm ben.
Laden: Ölme Ateş, kalbim için bile ölme.
Ateş: Merak etme, meydanı kimseye bırakmam ben.
Laden: Ya iki dakikada her şeyi duygusala bağlıyorsun ya!
Ateş: Ben romantik bir erkeğim.
Laden: Onu biliyorum sevgilim.
Ateş: ANIMA KOYSYM!
Ateş: LAAAAN!!!
Laden: Ateş ne oluyor?
Ateş: LAN BANA İLK DEFA SEVGİLİM DEDİN!
Laden: ÖSÖXMDMSMKSKDMDNDJDN
Ateş: Kalbim var ya şu an otobanda giden arabalardan daha hızlı atıyor.
Laden: Boş konuşma ve iki dakikaya kapımın önünde ol.
Ateş: Hay hay güzelim.
Ateş: Öptüm.
Laden: Neremden?
Ateş: Hay sikeyim ya!
Ateş: Toz ol çabuk!
Laden: msmsjsjdbdbsnd
●●●
Üzerimdeki saten, yeşil elbiseye son bir defa daha baktım. Bir davet için makul bir elbise gibi görünüyordu. Mini boy olduğundan bacaklarımı olduğu gibi açıkta bırakıyordu. Üşüyüp üşümeyeceğimden emin değildim ama üşüsem bile bu elbiseyi giyinmek istiyordum.
Ateş biraz önce arayıp aşağıda olduğunu haber vermişti. Telefonumu ve cüzdanımı koyacağım minik bir çanta aldım. Odamdan çıkmadan annemin dolabından bulduğum bir çift yüksek topuk, krem rengi ayakkabıları da ayağıma geçirdim.
Evden çıkıp sokak kapısına kadar yürüdüm. Ateş tam karşımda, arabasına yaslanmış bir şekilde duruyordu. Giyindiği siyah gömlek ve siyah pantolon ona fazla yakışmıştı. Mavi gözleri, gözlerimi bulduğunda gülümsedi. Gözlerine kadar gülümsedi.
"Çok güzelsin, güzelim." Hayranlıkla kurduğu cümle kulaklarıma ulaşınca titrediğimi hissettim. Sesi tüm vücudumu dolaşmış ve kalbime ulaşmıştı.
"Gömlek yakışmış." Onun gözleri, gözlerimden bir saniye oynamamıştı ama benim gözlerim onun gömleğinin ardından görünen kaslarındaydı. Sapık değildim ya, onlar ne de olsa benimdi.
"Yalnız beni böyle süzmeye devam edersen şimdi arayarak daveti iptal ettiririm." Sırıtarak kurduğu cümleyle bir an utandığımı hissettim.
"Yapma diyorum Ateş! Yürü hadi, dondum." Arabanın kapısını ondan önce davranarak açtım ve koltuğa iyice yerleştim. Ateş üşüyeceğimi tahmin etmiş olmalı ki ısıtıcıyı açmıştı.
Benden sonra arabaya bindi ve ilerlemeye başladık. Her geçen dakika daha da gerildiğimi hissediyordum. Ateş ise benim aksime baya rahattı. Sanki büyük bir oyunu ortaya çıkarmaya değil de balık tutmaya gidiyorduk.
Yirmi dakika süren yolculuğumuz sonrası davetin yapılacağı mekana gelmiştik. Planımız basitti. Ben Emir'i oyalayacaktım, Ateş ise Nisa'yı. Rüya ve Utku da içeriye girip babam ve Aslan Bey'in dolandırıldığının kanıtı olan belgeleri kasadan alacaklardı.
Kasanın şifresini biz öğrenememiştik. Planın daha fazla uzamaması adına Utku abim uzun uğraşlar sonucu şifreyi bulmayı başarmıştı. Tam bir haftasını almıştı ama artık bu oyunu kökünden bitireceğimiz için değmişti.
Mekana girmemiz ve Emir'in yanıma damlaması bir olmuştu. Ateş sinirlenmemek adına gözlerini sıkıca yumarak derin nefesler alıyordu. Emir'i hemen Ateş'in yanından uzaklaştırdım.
"Çok çekici görünüyorsun bebeğim." Emir sırıtarak bedenimi süzüyordu. Plan falan demeden tekmeyi geçirecektim ama son birkaç saat kaldığına dua etsin.
"Teşekkür ederim." Dedim utangaç kız rolüne bürünerek. Emir bana bir şeyler anlatmaya başladı. Ateş bizden tarafa asla bakmıyordu. Emir ve beni görürse kendine hakim olamamaktan korkuyordu.
"Ne içersin?" Emir'in sorusuyla gözlerimi Ateş'in üzerinden çektim. Biraz düşündüm.
"Herhangi bir kokteyl olur." Dedim hızlıca. Stresten boğazım kurumuştu. Gecenin hızlı bitmesi için dua ettim.
"Alkol istemiyor musun?" Dediğinde hızla başımı salladım. İçmek istemiyordum. Hele bu gün hiç olmazdı.
"İçseydin biraz ya? Dağıtırdık." Dedi üzülmüş bir ifadeyle. Bunun amacı neydi böyle? İçmek istemiyordum işte.
"Neyi?" Diye sordum boşluğuma geldiğinden.
"Biraz ortalığı," dedi yavaş yavaş üzerime yürürken. Ardından saçımın bir tutamını aldı ve parmağıyla döndürerek serbest bıraktı. "Biraz da birbirimizi."
Sertçe yutkundum. Bunun amacı cidden farklıydı! Bu adam bence beni sevmiyordu. Bunun niyeti yalnızca beni kullanmaktı! Aşağılık herif.
"Gerek yok." Dedim hızlıca geri çekilirken. Fazla üstelemedi. Beni rahat bıraktı. Birkaç dakika kendi kendime takılıp sakinleşmeye çalıştım. Fakat dans müziği çaldığında Emir geri geldi.
"Dans edelim mi bebeğim?" Onu bu defa reddetmedim. Sanırım bunda az ileride Nisa ile dans eden Ateş'in etkisi büyüktü. O neden Nisa'yı dansa kaldırıyordu ki!
"Olur." Dedim kendimden emin bir sesle. Topuklularım zeminde hoş bir ses bırakırken Emir çoktan elini elime geçirmişti.
Sahnenin ortasına geldiğimizde sıkıca belimi kavradı. Ellerimi omuzlarına koydum ve mümkün olduğunca göz temasından kaçındım. Fakat Emir'in gözlerinden kaçsam da bana bakan bir çift mavi gözün radarına takılmıştım. Ve o gözler şu an hiç tekin bakmıyordu.
"Çok güzelsin, sana karşı koyamıyorum." Emir bir şeyler geveliyordu fakat benim gözlerim onu bulmuyordu. İçmiş miydi hem?
"Sanırım dayanamayacağım." Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdığında kalbimin boğulduğunu hissettim. Tüm vücudum sanki kırıntılara ayrılmış ve yere düşüyordu. Onun beni öpmesini istemiyordum. Kendimi geri çektim.
"Lan!" Birden Emir'in yere düşmesiyle gözlerim ona tekrar döndü. Ateş, Emir'i yere yatırmış ve yakasına yapışmıştı.
"Onu daha ben bile öpmedim lan! Nasıl cürret edersin buna göt herif!" Ateş, Emir'i iyice hırpalıyordu. Bu defa araya girmeyecektim. Zaten kimse buna cesaret edememişti.
"Nasıl dokunmaya kalkarsın ona! Benim kızımı nasıl öpmek istersin sen!" Emir'in yüzüne sayısız yumruk iniyordu ve bunun karşısında tepki göstermiyordu.
"Dua et, seni öldürecek kadar aşağılık bir adam değilim! Ben senin gibi değilim!" Emir'e son bir tekme savurup yanıma geldi.
"Sana aşığım demiştim sarışın."
İşte aramızdaki son cümle bu oldu. Bu cümleden sonra dudaklarının baskısını dudaklarımda hissettim. Hiç durmadım. Ben hep bu anı beklemiştim! Ona karşılık vermem onu rahatlatmıştı.
Ateş beni öptü, ben de onu. Ve bu yaşadığım en güzel şeydi.
🌺BÖLÜM SONU🌺
Biz tam olduk ya🥲