Young Daddy. /Hood. [dad #1]

By mylittlepenguinn

151K 8.1K 4.4K

''Neden böyle hissediyorum Victoria? Neden onun hasta olduğunu öğrendiğimde içimde birşeylerin koptuğunu hiss... More

Prologue.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
END.
A daughter needs a dad.

9.

5.2K 319 231
By mylittlepenguinn

İyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyorum.

Calum..

Oyun merkezinde yaşananlardan sonra Victoria ve Diamond'ı apar topar eve getirmiştim. Diamond öyle çok üzülmüştü ki o hali gözümün önünden gitmiyordu. Victoria bu konu hakkında tek kelime etmemişti, etmezdi de zaten. Babasının kim olduğunu bilmiyordum fakat aptal herifin teki olduğuna emindim.

"Daha uyuyacakmısın?" Dedi Mali ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Oysaki ben iki saat kadar bir süredir uyumuyor sadece Diamond'ı düşünüyordum.

"Kalktım," dedim onu kollarımın arasına alarak. "Kahvaltı hazırladın mı?"

Başını aşağı yukarı salladı ve elimden tutarak beni banyoya kadar sürükledi. "Duş al ve gel, aşağıda bekliyorum." Dediğini yaparak güzel bir duş aldım. Kendimi biraz da olsa daha iyi hissediyordum. Siyah dar kotumu ve düz kısa kollu beyaz tişörtümü giydikten sonra aşağı kata inmeye karar verdim. Mali beni görür görmez uzandı ve zaten dağınık olan saçlarımı biraz daha dağıttı. Benimle uğraşmayı seviyordu, hemde çok.

"Kardeşim ile biraz vakit geçirmek istiyorum bugün," dedi Mali ağzındaki yemeği bitirdikten sonra. Kaşlarımı çattım.

"Bende isterim tabiki," peynirden bir parça alarak yemeye başladım.

"Umarım çılgın hayranlarınız tarafından tacize uğramadan güzel bir gün geçirebiliriz."

Mali'ye doğru uzanarak eline vurdum. "Hey, hayranlarımız hakkında böyle konuşamazsın." Ellerini havaya kaldırarak gülümsedi.

"Victoria ve Ash çıkıyorlar mı?" Diye sordu bir anda. Az daha boğularak ölüyordum.

"Hayır," dedim kararsız bir şekilde. "Daha doğrusu bilmiyorum."

"Fazla yakınlar." Ağzımdaki son lokmayıda bitirdikten sonra apar topar masadan kalktım. Vicky ve Ashton'un ismini bir arada duyduğumda beynim patlayacakmış gibi hissediyordum.

Annem merdivenleri indiğinde bana büyük bir gülümseme göndererek yanıma geldi.

Yanıma oturduğunda beni kollarının arasına doğru çekti ve başımı göğüsüne yasladı. Saçlarımla oynamaya başladığında bunu yapmasını özlediğimi fark ettim. "Bebeğim," diye fısıldadı sessiz bir şekilde. "Senin bir kız arkadaşın yokmu?" Bir süre sessiz kaldıktan sonra kafamı kaldırarak ona baktım.

"Bunu neden sordun şimdi?" Gülümseyerek elimi tuttu. "Seni tek görmeye alışkın değilim Calum." Onunla birlikte bende güldüğümde beni tekrardan kendine doğru çekti.

"O kadar da çapkın değilim anne." Saçımın bir tutamını hafifçe çekiştirdi. "Evet bebeğim," dedi. "O kadarda çapkınsın."

Annemle güzel bir sohbet ettikten sonra salonda boş boş oturarak Mali'nin hazırlanmasını bekledim.

Merdivenleri indiğini gördüğümde hızlı bir şekilde ayağa kalktım.

"Sonund--, bu da ne böyle?" Gözlerini benim baktığım yöne çevirerek kendini inceledi.

"Ne?" Dediğinde kaşlarımı çatarak elimi çeneme yasladım ve onu süzdüm.

"Üzerindekileri değiştir Mali, kimseyi dövmek istemiyorum." Hızlı bir şekilde bana yaklaşarak kollarını boynuma doladı.

"Abartma," diye mırıldandı. "O kadarda kötü değil." Kolumdan tutup beni kapıya doğru sürüklediğinde gülüyordu.

Kapıyı açar açmaz Victoria ve Diamond ile karşılaştık.

"Ah..merhaba," dedi Victoria elini sallayarak. "Rahatsız ettiğim için üzgünüm fakat halletmem gereken işler var ve Diamond'ı bırakabileceğim kimse yok." Diamond kollarını bana doğru uzattığında uzanarak onu kucağıma aldım.

"Ashton ve diğerleri ne yapıyormuş?" Sorum karşısında hafifçe tebessüm etti.

"Evde olmadıklarını söyledi." Ah, tahmin etmeliydim. İlk arayacağı kişi her zaman Ashton olurdu.

"Birkaç saat Diamond'a bakabilirmisin Calum?" Diye sordu gözlerini kısarak. Bu hali tuhaf bir şekilde içimi titretmişti.

"Elbette bakarız," dedi Mali ben daha konuşamadan. "Bizde çıkıp biraz dolaşacaktık. Diamond'ın da bizimle gelmesi sorun olmaz değil mi?"

Vicky başını iki yana salladı. "Olmaz." Victoria bize veda ettikten sonra Diamond'a baktım. Öylece durmuş bizi izliyordu.

"Güzelim," dedim yanağını okşayarak. "Nasılsın?" Mali'nin ona baktığını fark ettiğinde başını boynuma gömdü. Tanrım, utanmıştı.

"Diamond?" Mali onun saçlarına dokunarak ona seslendiğinde, Diamond çekinerek başını kaldırdı. "Ben Calum'un ablasıyım," dedi. "Beni hatırlıyorsun değil mi?" Diamond başını salladı.

"Hadi çıkalım artık." Dediğimde ikiside gülümsedi. Diamond'ın kokusu burnuma dolduğunda derin bir iç çektim. Nasıl böyle güzel kokabilirdi?

"Seni özledim," diye fısıldadı Diamond kulağıma. Yarım yamalak konuşması onu olduğundan dahada güzel yapıyordu.

"Bende seni güzelim." Diyerek yanağına sulu bir öpücük kondurdum. Arabaya bindiğimizde onu Mali ile birlikte arka koltuğa oturttum.

"Diamond," diyerek ona döndüğümde onun zaten beni izlediğini gördüm. Minik çekik gözlerini bir saniye bile kırpmadan bana bakıyordu. "Nereye gitmek istersin bebeğim?"

"Parka," dedi hiç düşünmeden. Ona karşı neden bu kadar hassas olduğumu bir türlü çözemiyordum. Ne isterse yapmak zorundaymışım gibi hissediyordum.

Arabayı çalıştırarak güzelliğin istediğini yaptım ve en yakındaki parka doğru sürdüm.

____

"Koş güzelim koş," dedim kollarımı açarak. Geldiğimizden bu yana Mali ve ben Diamond'ı eğlendirmeye çalışıyorduk. Onunda şikayetçi olduğu söylenemezdi. Gülümsemesi bir saniye bile yüzünden eksik olmamıştı. Şimdide hafif kırık olan bank'a oturmuş Mali ve Diamond'ın birbirini yakalamaya çalışmasını izliyordum. Diamond koşarak kollarımın arasına sığındığında hala kıkırdıyordu. Bir süre sonra Mali de nefes nefese yanıma oturdu.

"Bu kız tam bir canavar," dedi Mali yarım ağız gülerek. "Hiç yorulmuyor."

"Ablası babasına benzediğini söylüyor." Dediğimde Diamond başını yere eğdi. Tanrım nasılda unutmuştum? Baba konusunda fazlasıyla hassastı zaten.

Kollarından tutarak onu kucağıma çektiğimde gülümsemesinin solduğunu gördüm. Bu canımı acıtmıştı. Onun üzülmesi beni mahvederdi.
"Güzelim," dedim minik yüzünü avuçlarımın arasına alarak. "Beni öpmeyecek misin?" Yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirdiğinde eğilerek dudağıma minik bir öpücük kondurdu. Bu öpücük çok hayat doluydu, bana huzur vermişti.

"Artık gidelim Calum," dedi Diamond elimi tutarak. "Tamam bebeğim."

Diamond'ın çantasını sol elime alarak sağ elimle onun elini tuttum. O ise hiç vakit kaybetmeden uzanarak Mali'nin de elini tuttu. O çok güzel, çok özel bir bebekti.

___

Eve ulaştığımızda Mali anahtarını çıkartarak kapıyı açtı.
Diamond koşarak içeri girdi ve annemi görünce onun kucağına tırmandı. Annem onu kucağına aldığında başının üstüne sayısız öpücükler bıraktı.

"Benim prensesim gelmiş."Dedi annem. Ne ara bu kadar kaynaştıklarını bilmiyordum fakat fazlasıyla anlaşmışa benziyorlardı. Salona doğru yürüdüğüm anda annem arkamdan seslendi.

"Michael ve Luke geldi." Diamond koşarak bana yetiştiğinde onun elini tutarak salona doğru ilerledim.

"Luke?" Diye mırıldandı Diamond. Luke omzunun üstünden dönüp baktığında Diamond'ı görür görmez konsolu yere fırlattı.

"Aman Tanrım prenses," dedi onu kucağına aldığında. Michael'da tıpkı Luke gibi ayağa kalktı ve onların yanına ilerledi.

"Onu bana ver," dedi Luke'a sinirli bir ses tonuyla.

"Vermeyeceğim," diyerek Diamond'ı daha sıkı sardı Luke.

"Vicky sizi aramış," dedim konuyu değiştirmeye çalışarak. "Ve Ashton'u da, Diamond'a bakmanız için. Neredeydiniz siz?"

İkisi birbirine tuhaf tuhaf baktıktan sonra Luke omuz silkti. "Bizi mi aramış?" Dedi Luke. "Ne zaman?"

"Bugün işte, birkaç saat önce."

"Bizi kimse aramadı," dedi Michael. Diamond'ı kucağına almış durmadan öpüyordu. "Ashton'da dışarı çıkacağını söyledi." Bir anda elektrik çarpmış gibi hissettim. Şimdi anlıyordum. O ikisi buluşacaklardı. Hislerimin tarifi yoktu artık. Victoria'ya karşı ne hissettiğimden emin bile değildim fakat onu Ashton ile paylaşamazdım. Onu ilk ben tanımıştım. Şimdi neden böyle oluyordu?

"Herneyse," dedim gülümsemeye çalışarak. "Siz ikiniz güzelimi rahat bırakın, onun artık uyuması gerekiyor." Diamond hiçbir sorun çıkarmadan Michael'ın kucağından indi ve paytak adımlarla yanıma gelip elimi tuttu.

"Hadi uyuyalım Calum," dedi gözlerini kırpıştırarak. Merdivenleri teker teker, yavaş yavaş çıktığımızda bile sürekli Vicky'i düşündüm. O ikisi nasıl olurdu? Tanrım.

Benim odama girdiğimizde Diamond koşarak yatağımın yanındaki siyah gitara dokundu.

"Beğendin mi güzelim sen onu?" Başını salladı.

"Evet o benim olsun mu?" Gülümsedim. "Elbette olsun."

Yatağa onu yatırdığımda bende yanına uzanarak onu izlemeye başladım. Arada bir gözlerini kırpıştırıyor ve bana bakarak gülümsüyordu. Onu öyle çok seviyordum ki, sanki o olmazsa yaşayamayacakmışım gibi. Uyuyamadığını fark ettiğimde siyah kısa saçlarını okşadım.

"Sana şarkı söylememi istermisin bebeğim?" Dedim onu öperek.

"İsterim," diye fısıldadı. Yatağımın yanındaki gitarı uzanarak aldım. Aklıma gelen ilk şarkıyı mırıldanmaya başladım. Diamond pür dikkat beni izliyordu, hayran hayran.

You call me up
Sen beni çağırdın
It's like a broken record
Bu bozulmuş plak gibi
Saying that your heart hurts
Kalbinin acıdığını söylüyorsun
That you'll never get over him, getting over you
Onu asla unutamayacaksın, seni unutmayacak

And you end up crying
Ve sonunda ağlıyorsun
And I end up lying
Ve sonunda yalan söylüyorum
'Cause I'm juts a sucker for anything that you do
Çünkü ben sadece bir enayiyim yaptığın her şey için

And when the phone call finally ends
Ve telefon görüşmesi sonunda bittiğinde
You say thanks for being a friend
Yeniden arkadaşız diye teşekkür ediyorsun
And we're going in circles again and again
Ve tekrar ve tekrar çevrelerinde gidiyoruz

I dedicate this song to you
Bu şarkıyı sana ithaf ediyorum
The one who never sees the truth
Hiç bir kimse gerçeği asla göremez
That I can take away your hurt
Acılarını götürebilirim
Heartbreak girl
Kalbi kırılmış kız

Hold you tight straight through the daylight
Sıkıca gün ışığına tutun
I'm right here
Buradayım
When you're gonna realize that I'm your cure
Ne zaman anlarsan, seni tedavi edeceğim
Heartbreak girl
Kalbi kırılmış kız.

Şarkıyı bitirdiğimde Diamond ayağa kalkarak beni yanağımdan öptü. Onun güzelliği karşısında hayran kalıyordum. Daha önce bu kadar güzel bir bebekle karşılaşmamıştım.

"Bende onunla oynayabilirmiyim?" Diye sordu en tatlı yüz ifadesini takınarak.

"Elbette güzelim," dedim kucağımı işaret ederek. "Gel buraya." Hiç tereddüt etmeden kucağıma oturduğunda gitarıda onun görebileceği bir şekilde tuttum.

Ona gitar çalmayı ve hatta bas gitar çalmayı bile öğretecektim. Onun muhteşem bir sese ve yeteneğe sahip olacağından emindim neredeyse.

"Bak şöyle yap," dedim minik ellerini tellerin üstüne götürerek. Gülerek küçük parmaklarını hafifçe tellerin üstüne gezdirdi.

Bu durum ona komik geliyormuş gibi sürekli kıkırdıyordu.

"Büyüdüğünde gitar çalacakmısın sende bebeğim?" Gitarı kucağından ittirerek bana doğru döndü. "Beni seviyormusun Calum?" Bir anda bunu sormasını beklemiyordum.
"Çok," dedim. Bu defa minik dudaklarına ben öpücük kondurdum. "Herşeyden çok."

Onu tekrardan yatağa uzandırdığımda vakit kaybetmeden gözlerini kapattı. Birkaç dakikanın ardından nefes alış verişlerini duyabilmiştim. Üzerini örtüp uzaklaştığımda kapıyı benden önce Victoria açtı.

"Uyudu mu?" Dedi Diamond'a bakarak. Başımı salladım. Siktiğimin Ashton'u ile buluşabilmek için kızını başkalarına emanet ediyordu.

Kapıdan çıkacağım anda kolumdan tutarak beni durdurdu. "Ne?" Dedim kaşlarımı kaldırarak.

"Neden benimle konuşmuyorsun Cal?" Hala kolumu tutan eline baktım.

"Ashton'la buluşabilmek için kızını başkalarına bırakıyorsun. Ve bana yalan söyledin Vicky." Ağzından ufak bir mırıldanma kaçtığında ona baktım.

"Yalan söylemedim," dedi. "Luke ve Mikey'i aradım ulaşamadım. Bende sana getirmek zorunda kaldım. Alexis zaten çalışıyor biliyorsun. Ve bir saniye, Ashton'la buluştuğumuda kim söyledi?"

Kafam karışmış bir şekilde başımı yere eğdim. Eğer Ashton'la buluşmadıysa ne yapmıştı peki?

"Neyse," diyerek geçiştirmeye çalıştım. "Ben aşağı iniyorum."

"Sen beni kıskanıyormusun yoksa?" Kapıdan çıkacağım anda sesini duyar duymaz olduğum yerde kaldım.

"Hayır tabiki." Kolumdan tutarak beni tekrardan durdurduğunda geri dönerek kapıyı kapattım. Beni zorluyordu, hemde çok fazla.

"Neden sürekli Ashton'la aramda birşey olup olmadığını soruyorsun o zaman?" Dedi kollarını göğüsünde birleştirerek.

"Çünkü aranızda birşey varmış gibi görünüyor Victoria." Dedim ve öfkeden dolayı nefesimin düzenlenmesi için derin nefesler alıp verdim. Bir adım atarak bana yaklaştığında eliyle çenemden tutarak ona bakmamı sağladı.

"Şu anda ne yapmak istiyorsun?" Diye sordu. Konuyu değiştirmeye çalıştığının farkındaydım.

"Gerçekten bilmek istiyormusun?" Başını aşağı yukarı salladı. "Evet istiyorum."

"Seni," dedim nereden geldiğini bilmediğim, siktiğimin cesaretiyle. "Öpmek istiyorum."

"Öp o zaman." Dediğinde gözlerim kocaman oldu. Onu öpmemi o da istiyordu.

Merhabaaa... şey şarkı sözlerinin çevirileri için doğru yanlış emin değilim ben çevirmedim yani.

Continue Reading

You'll Also Like

526K 47.3K 36
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
1.7M 17.5K 3
*Wattys 2018 Winner / Hidden Gems* CREATE YOUR OWN MR. RIGHT Weeks before Valentine's, seventeen-year-old Kate Lapuz goes through her first ever br...
6.6M 180K 55
⭐️ ᴛʜᴇ ᴍᴏꜱᴛ ʀᴇᴀᴅ ꜱᴛᴀʀ ᴡᴀʀꜱ ꜰᴀɴꜰɪᴄᴛɪᴏɴ ᴏɴ ᴡᴀᴛᴛᴘᴀᴅ ⭐️ ʜɪɢʜᴇꜱᴛ ʀᴀɴᴋɪɴɢꜱ ꜱᴏ ꜰᴀʀ: #1 ɪɴ ꜱᴛᴀʀ ᴡᴀʀꜱ (2017) #1 ɪɴ ᴋʏʟᴏ (2021) #1 IN KYLOREN (2015-2022) #13...
37.9K 3.5K 34
barış alper yılmaz, dm kutusunu sorunlarını anlatıp bir dert defteri gibi kullanan fanının mesajlarını okur.