Yanlış Oldu | Texting

Oleh morunonyeditonu

293K 11.5K 881

Başlangıç Tarihi 13/03/2023 Bitiş Tarihi 07/01/2024 Numaramın son iki rakamı sayesinde ömrümü geçirebileceğim... Lebih Banyak

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
Final

33

5.1K 165 16
Oleh morunonyeditonu

Helooooo!!

Çok mu hızlıyız ne, otuz üç olmuşuz da 🥲

Ben biraz ağlıyım, siz de oy atıp yorum yapın anlaştık mııı??

Ve baya normal bölüm yazdığım için önümüzdeki iki üç bölüm texting şeklinde olacak.

Sizi seviyorum🤍

~☆~ 33. Bölüm ~☆~

"Şimdi ne yapıyoruz?" Sanırım yaşadığım bilmem kaçıncı şok dalgasından sonra sorabildiğim en mantıklı soru buydu.

Ateş rahat bir tavırla arabasını işaret etti.

"Şimdi beraber babamın evine gidiyoruz. Annemle konuşmamız gerekiyor."

Kaşlarımı çatarak ona baktığımda yerinde öylece kaldı. Sanırım neye takıldığımı merak ediyordu.

"Burası Nisa'nın dayısının mekanı, yani onu geri götürmeyeceğim." Nisa'dan bana neydi?

Ayrıca şu sevgililik meselesi hâlâ canımı sıkıyordu. Hem bir dakika, Ateş beni terk etmişken şimdi onunla neden gidecektim ki? Kaşlarım daha çok çatıldığında Ateş bu defa içeriyi işaret etti.

"Umut'un haberi var. Merak etme." Abilerimle de ilgilenmiyordum. Benim derdim sensin Ateş Kartal.

"Laden, neyin var senin?" Bu defa onun kaşları çatıldığında kollarımı birbirine bağladım.

"Seninle gelmek istemiyorum." Yüzüme ciddi miyim diye birkaç saniye baktıktan sonra ciddi olduğumu anlayınca güldü. Ne güzel gülüyordu öyle.

"Sonra trip atsan daha iyi olur sanki." Ateş hâlâ gülüyordu fakat yüzüme baksa benim eğlenmediğimi anlardı.

"İstediğin kadar gül Ateş Kartal, ben seninle gelmiyorum." Kararlı ifademi gören Ateş aramızdaki mesafeyi kapatarak önümde durdu.

"Benimle gelmezsen seni öperim." Yok artık! Bunu beklemiyordum. Ateş'in beni öptüğünü düşünmek çok güzeldi. Sanırım öpebilirdi. Neden kafama soktu şimdi bunu?!

"O zaman kesin gelmiyorum." Ateş bunu beklemiyor olacak ki şaşırdı. Fakat fazla uzun sürmeden gülmeye başladı. Uzanıp yanağıma bir öpücük kondurmasını beklemiyordum.

"Gerçekten öptün!" Bir elim yanağımda ona bakarken kıvrılmış dudakları çok güzel görünüyordu. Ama tabi onu öpmeyecektim.

"Laden, hadi güzelim." Beni arabaya doğru nazikçe çekiştirdiğinde bu defa pes ettim.

Ona kızmam gerekirken neden böyle davranıyordum anlayamamıştım. Ama içimden ona kızmak gelmiyordu. En azından şu an bunu yapmayacaktım.

Ateş'e karşı içimde büyük bir kırgınlık vardı. Kolay kolay geçmeyeceğine emindim. Ama bu ondan uzak durmama yetmiyordu.

Onu Nisa ile gördüğümde gerçekten içimde bir şeylerin parçalandığını hissetmiştim. Ruhum benden sökülürmüşçesine canım yanmıştı.

Ondan ayrı kalmak istediğimi sanmıyordum. Ve bunu yapmayacaktım.

"Annemin haberi var mı?" Sorum üzerine kafasını iki yana salladı. Annemin haberi olsaydı ben zaten muhtemelen evde kapalı olurdum.

"Bu işi ikimizin çözmesi gerekiyor. Ve annenin haberi olursa seni şehir sınırlarından çıkartır." Ateş haklı bir noktaya değinmişti.

Bundan abilerime de bahsedemezdim. Gerçi bilip bilmediklerinden de haberim yoktu, belki de biliyorlardı. Şimdilik annem ve babamın dikkatini çekmesem yeterliydi.

Aramızda uzun bir sessizlik olduğunda ne kadar çekinsem de sordum o içimi burkan soruyu.

"Beni neden bırakıp gittin?" Düz bir sesle sorduğum soru üzerine Ateş sertçe yutkundu. Merak ediyordum, hâlâ beni seviyorken neden gitmişti?

Ateş arabayı sağa çekerek oturduğu yerde bana döndü.

"Seni orada bırakmamın sevginle hiçbir alakası yok, öncelikle bunu bilmeni istiyorum." Diyerek söze başladığında bunu zaten bildiğim için tepki vermedim.

"Sana anlattığım konuyla ilgili her şey. Ben Mersin'e, yanına geldiğimde baban beni tanıdı. Aralarındaki bu düşmanlığı henüz yeni öğrenmiştim. Baban kısaca senden uzak durmamı söyledi. Ben de gitmek zorunda kaldım."

Kaşlarımı çatarak  baktım ona. Ne demek babam söyledi diye beni bırakmıştı? Bu tamamen saçmalıktı.

"Bana söyleyebilirdin Ateş. İster babam olsun ister başka biri, benden gitmene müsaade etmezdim."

Gözlerindeki ışıltılar belirginleştiğinde gülümsediğini görmek bile ona hayranca bakmama sebep oluyordu.

"Bayılıyorum sana Kanarya'm" Ona gülümsemek istedim ama bunu yapmadan önce bence biraz sinir edebilirdim.

"Bana Kanarya demeni istemiyorum." Kollarımı bağlayarak camdan tarafa dönerken bana şaşkınlıkla ve çatık kaşlarla baktığını gördüm.

"Nereden çıktı şimdi?" Kendimden emin bir ifadeyle önüme bakarken onun bana bakan parlak mavi gözlerine bakmamaya gayret ediyordum.

"Ben Beşiktaşlıyım Ateş Kartal."

Bunu söylerken soy ismine özellikle baskı yapmıştım. Ateş soy isminden hoşnut değildi çünkü bir Fenerbahçeli olarak Kartal sevmediğine emindim.

Ateş'in kaşları mümkünmüş gibi daha çok çatıldığında gülmemek için çok zor duruyordum. Bu hali fazla komikti.

"Sen ciddi misin?" Neden şaşırdığını anlamıyordum çünkü bana hiç tuttuğum takımı sormamıştı. Onunla aynı takımı tuttuğumuzu sanıyordu.

Evet Beşiktaşlıydım fakat tabii ki Ateş'in bana Kanarya demesine sinirlenmiyordum. O beni öyle seviyordu ve ne kadar komik gelse de hoşuma gittiğini inkar edemezdim.

"Çok ciddiyim." Dehşetle suratıma neden bakıyordu, sonuçta farklı takımlar tutabilirdik.

"Şimdi biz beraber forma giyip maça gidemeyecek miyiz?" Sorduğu soruyla bu defa kendimi tutamayıp kahkaha attım.

"Gideriz ama sanırım karşı karşıya oluruz." Bunları gülerek söylediğimde Ateş fazla dert edinmişti.

"Öyle olsun Sevgili Kartal." Bu defa şaşırma sırası bendeydi. Bu tabiri de hoşuma gitmişti. Bu adam bana ne söylese sanırım hoşuma gidecekti.

•••

Dakikalar süren yolculuk sonrası Ateş'in ailesinin evinin önündeydik. Evleri tabii ki oldukça lüks ve ışıl ışıldı. Babası Aslan Bey'in evde olmadığını söylediğinde biraz daha rahat hissediyordum.

Ateş kapıyı çaldığında açan kadın ona uzun uzun sarıldı. Onu çok uzun süredir görmediğini ve özlediğini söyledikten sonra ayrıldı. Bana bakarak tebessüm ettiğinde ben de gülümsedim.

İçeriye geçtiğimizde salonda kırklı yaşlarının ortalarında kızıl saçlı bir kadının gülümseyerek bize baktığını gördüm.

Onay almak istercesine Ateş'e baktığımda gözlerini kırparak geçmemi işaret etti. Kızıl kadına doğru yürüdüğümde gülümesemesi arttı.

"Merhaba güzellik, ben Hilal Kartal." Kadın gerçekten efsane güzeldi. Kocaman parlak mavi gözleri Ateş'in aynısıydı. Kızıl saçları bembeyaz tenine muhteşem bir uyum sağlıyordu.

"Memnun oldum. Laden Yağmur Erayvaz." Bana uzattığı eli gülümseyerek sıkıtığımda gözlerimin içine hüzünle bakıyordu.

"Seni en son gördüğümde minicik bir kızdın, şimdi böyle güzel bir hanımefendi olduğunu görmek çok güzel Ladenciğim."

Gözleri dolmuştu. Eski günleri sevdiğini fark ettim o an. Tabi ya, annemin çocukluk arkadaşıydı bu kadın. Annem ismini söylerdi ben küçükken fakat kim olduğunu bilmezdim.

"Merhaba!" Hilal Hanım'ın arkasından gelen sesin sahibine baktığımda bunun Ateş'in ablası olduğuna emindim.

Annesinin saçlarını boya sanmıştım fakat yanılmıştım. Kızının saçları da kendisi gibi kızıldı. Ve tabii ki parlak mavi gözleri de annesi ve kardeşininki ile aynıydı.

"Rüya Kartal, Ateş'in ablasıyım." Rüya gerçekten büyüleyici bir güzelliğe sahipti.
Bana içtenlikle gülümseyen bu kıza kanım hemen kaynamıştı.

"Merhaba." Diyerek onun da elini sıktığımda Hilal Hanım oturmamı işaret etti.

"Öncelikle biliyorum duymayı beklemediğiniz ve şaşıracağınız bir sürü şey var fakat beni hepinizin sonuna kadar dinlemesini istiyorum."

Hepimiz dikkatimizi ona verdiğimizde Rüya ve Ateş'in de çoğu şeyi bilmediğini anladım.

"Ben ve annen çocukluk arkadaşıydık. Babalarımız kardeş gibi büyüdüklerinden bizi de öyle büyütmüşlerdi. Arkadaş denilemeyecek kadar yakındık. Birbirimizi görmeden içimiz rahat etmez, vakit beraberken çabucak geçerdi. Öyle ki evleneceğimiz adamları bile iki yakın arkadaş olarak seçtik ki hiç ayrılmayalım. Aslan ve Çağlar da bizim gibiydiler. Aralarından su sızmazdı. Önce Müjde ile Çağlar evlenmişlerdi. Ben evlendiğimde Umut bir yaşına girmişti. Müjde, Uraz'a hamileyken ben de Rüya'ya hamileydim. İkimizin de mutlu bir evliliği ve ailesi vardı."

Durup nefeslendi. "Rüya doğduktan bir yıl sonra ben Ateş'e hamile kaldım. Müjde de o sırada Utku'ya hamileydi. Hatta Utku ve Ateş'in arasında yalnızca iki gün var. Ben Ateş'ten sonra bir süre çocuk sahibi olamadım. Müjde de üç çocuktan sonra bir tane daha bebek istemiyordu. Fakat dört yıl sonra sana hamile kalması hepimizi çok sevindirdi. Müjde her ne kadar istemese de kız olacağını öğrendiğinde çok mutlu olmuştu. Çağlar da öyle."

Yine bir süre durakladı ve devam etti. " Sen doğduktan sonra Müjde ve Çağlar sanki ilk bebekleriymişsin gibi panikti. Üzerine çok fazla titriyorlardı. Seni gözlerinden sakınıyorlardı. Üç çocukları daha vardı ama sen farklıydın. Hem onlardan küçüktün, hem de güzeller güzeli bir kızdın. Sen büyümeye başladığında benim de bir oğlum daha oldu, Atlas."

Gözlerine biriken hüznü görebiliyordum. "Siz büyümeye başladınız. Fakat artık eskisi gibi görüşemiyorduk. Müjde resmen seninle beraber eve kapanmıştı. Seni evden çıkarmamak için hiçbir yere gitmiyordu. Yıllarca çırpınıp kavuştuğu mesleğini bile senin için bırakmıştı annen. Ondaki bu değişimin gerçek sebebini hiçbirimiz bilmiyorduk. Hepimiz sana bir şey olmasından korkuyor sanıyorduk. Bu böyle yıllarca devam etti. Biz seni yıllarca görmedik. Sanki kuleye kapatılmış bir prensestin ve prensinin seni kurtarmasını bekliyordun."

"Yıllar sonra ilk defa Rüya on, sen de dört yaşındayken size geldik. Sadece Rüya ile ben gelmiştim. Ve o gün sizin eve büyük bir silahlı saldırı yapıldı. O gün ne kadar korktuğumuzu anlatamam. Rüya üç yıl boyunca yaşadığı korku üzerine konuşamamıştı. O gün silahlı saldırıdan sonra evinize bir adam geldi. Demir Zerender. Müjde ile beni, kızlarımızın canıyla tehdit etti."

Hilal Hanım'ın gözleri dolmuştu. Böyle bir şey beklemiyordum. Demek bu adam babalarımızın arasını bozmakla kalmamış annelerimizin de arasına kocaman bir duvar örmüştü.

"Tabii Demir Zerender'in bunu yapmasının bir sebebi vardı. Müjde ile ben şirkette yaptığı sinsi planları duymuştuk. Ve daha bunu eşlerimize anlatamadan kızlarımızla tehdit edilmiştik. Geç kaldığımız için kurduğu tüm oyunları oynadı ve Çağlar ile Aslan'ı birbirine düşman etti. O günden sonra bir daha görüşmedik."

Demek iki kadının dostluğu da para uğruna bitmişti. Tek derdi aç gözlülük olan bir adam uğruna iki kadın fazlasıyla ayrı kalmıştı. Ve kimsenin iki dostu ayırmaya hakkı yoktu.

"Bizi o adam kopardı. Şimdi siz de o adamı en sevdiklerinden vuracaksınız." Kaşlarımı çatarak anlamaya çalıştığımda gülümsedi.

"Demir Zerender'in üç zaafı var çocuklar. İlki, kızı Nisa Zerender. İkincisi, oğlu Emir Zerender. Üçüncüsü ise şirketi. Ve biz hepsini ele geçireceğiz"

Planın bu kısmını benimle beraber Ateş de bilmiyor olacak ki çatık kaşlarla annesine bakıyordu.

"Peki ne yapacağız?" Diyerek merakla sorduğumda Hilal Hanım derin bir nefes aldı.

"Ateş, Nisa ile oynayacak. Nisa'nın canını yakacak. Merak etmeyin Nisa o kadar masum bir kız değil. Yani bu hikayenin masumu o değil."

Hilal Hanım'ın bakışları bana döndü. " Sen Emir ile oynayacaksın Laden. Onu kendine aşık edecek ve sonra onu yüz üstü bırakacaksın. Ve merak etme, bu hikayenin masumu Emir de değil. Onlarca kadına şiddet gösteren ve altı kişiyi öldüren bir katil canının yanmasını hak eder."

Gözlerimi dehşetle açtığımda Ateş de aynı tepkiyi vermişti.

"Saçmalama anne! Ben Laden'i o herifin yanına bir dakika bırakmam!" Ateş sinirle ayaklandığında Hilal Hanım da ayağa kalktı.

"Bana güvenir misiniz, hiçbir şey olmayacak." Bu kadın rahatça konuşuyordu ama bir katilin beni öldürmeyeceği ne belliydi?

"Anne adam katil! Ya Laden'e bir şey yaparsa? Katiyen olmaz!" Ateş benim yerime rolümü inkar ederken annesi onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Oğlum bir şey biliyorum ki konuşuyorum. Siz bir sakin olun. Her şey benim kontrolümde. Laden'i bile bile tehlikeye atmam." Hilal Hanım gerçekten kendinden emin konuşuyordu. Bir bildiği var gibiydi.

"Senin için uygun mu Laden?" Diye biraz tedirginlikle sorduğunda gülümseyerek başımı salladım. Ben bu işe girecektim arkadaş.

"Eğer o adam sevdiğime bir şey yapsın, bu defa ben katil olurum anne." Ateş'in sözleriyle ben yutkunurken Hilal Hanım gülümsüyordu.

Hadi ama, o bana sevdiğim mi demişti? Ama ben buna ölürdüm ki...

"Peki şirket?" Diyerek sorduğumda Hilal Hanım Rüya'yı işaret etti.

"Rüya ve Utku evli rolü yapacaklar. Şirketin içine sızacaklar ve sonra sizi de işe aldırtacaklar. Sen Laden değil Yağmur ismini kullanacaksın. Ben size diğer gerekli bilgileri plana başlayınca vereceğim."

Onun ayaklanmasıyla hepimiz ayaklandık.

"Başaracağınıza eminim çocuklar. Bitirin şu düşmanlığı."

Bize ümitle bakan bu kadını yarı yolda bırakmayacaktım. Ben bu işte vardım. Aileme ve Ateş'in ailesine yapılan bu kötülüğü yanlarına bırakmak istemiyordum.

Bizi ne beklediğini bilmiyordum fakat tek bildiğim bundan sonrasının bol maceralı olacağıydı.

🌺BÖLÜM SONU 🌺


Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

383K 24.6K 23
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...
217K 9.5K 39
Twitch yayıncısı Meriç Dağdelen'in valorant oynadığı 5'li den birinin İnternetinin gitmesi üzerine 5. Kişinin kim olacağını oyun belirler. Eğlencesin...
299K 16K 41
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
290K 15.3K 35
-Gerçek ailem kurgusu- 17 yıl sonra gelmişler biyolojik aileniz diyorlar. Hadi oğlum, nerede bende o şans? TAMAMLANDI✅