MaFyaNıN KaRıSı

By Halezcan

402K 12.5K 6.2K

Bebeğine bakamayacağını düşünen bir anne bebeği gizlice babasına bırakıp kaçarsa? Bir kapı zili ile hayatı al... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
DUYURUU
Bölüm 31
Bölüm 32
ACİL DESTEK
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36

Bölüm 14

10.5K 310 185
By Halezcan


Hayatımızdaki her şey tepetaklak olduğunda,kim güneşin alevler saça saça denize düşmeyeceğine kefil olabilir ki?

Hayatın çok garip yönleri vardı. Kimse bir saniye sonra ne olacağını bilemezdi. Tıpkı benim bir buçuk sene önce ne olacağımı bilmediğim gibi. Hayatım bir anda tepetaklak olmuş bütün hayatım bir anda değişmişti. Anne olmuştum anneliğin ne olduğunu anlayamadan hasta olmuştum. Bir yıl kızımdan ayrı kalmıştım. Şimdi ise yanımda gülerek kahvaltısını ediyordu.

Ege biz uyanmadan çıkmıştı. Eliz ise halen daha uyuyor olmalıydı ki aşağı inmemişti. Hatice sultan ile birlikte kahvaltıyı hazırlamış bir yandan yemek yiyor bir yandan sohbet ediyorduk.

"Günaydınlarrrrrrrrr."

"Günaydın küçük uykucu."

"Günaydınn."

"Eeee beni niye uyandırmadınız. Darılırım vallahi."

"Eeee yavrum seni başkası uyandırdığında seri katile bağlıyorsun."

"Yuhh artık Hatice Sultan yaa sende gömdün beni Yağmur beni yanlış tanıyacak."

"Tabii tabii ne demezsin gell hadi otur kahvaltıya."

"Dur kendime çay koyayım geldim."

Eliz'inde masaya oturması ile hep birlikte kahvaltı etmeye başlamıştık.

"Yağmur bugün alışverişe çıkalım mı müsaitsen? Gezmiş oluruz."

"Çok iyi olurdu aslında ama arkadaşım Aslı gelecek olmadı onuda alır çıkarız yanii senin için de sorun olmazsa."

"Yok yaaa ne sorunu en fazla senin gibi tatlı bir arkadaşım daha olur diye düşünüyorum. Arkadaşız öyle değil mi?"

"Elbette arkadaşız canım."

Kahvaltının ardından Alin'i bahçeye çıkarmış oynatırken Eliz de bize eşlik ediyordu. Alin artık yürümeyi sökmüştü. Arada sırada düşsede pes etmiyor hemen kalkmaya çalışıyordu. Yere serdiğim örtünün üzerine Alin'i oturtarak bizde bahçe koltuklarına oturmuş üç kişi kahve içiyorduk. Alin'in ara öğün saati geldiğinde kalkarak mutfağa geçip ona birşeyler hazırlarken kapı çalmıştı. Mutfaktan çıkarak kapıyı açtım.

"Merhabaaaaaaaaa."

"Sakin ol sakin hoşgeldin deli."

"Ne sakin olacağım kaç gündür bu anı bekliyorum ben. Nerde teyzesinin kuzusu."

"Şşttt konuşma şöyle Ege'nin kardeşi ile ailesinin evinde görev yapan aşçı burda bizimle kelimelerine dikkat et lütfen."

"Öfff tamam yaaa nerde küçük hanım."

"Bahçedeler sen bahçeye geç ben Alin'e ara öğün hazırladım onu hazırlayıp getiriyorum." Aslı bahçeye doğru geçerken bende hazırladıklarımı alarak bahçeye onların yanına geçtim. Hatice sultan ve Eliz çoktan Aslı ile tanışmış sohbete başlamışlardı. Alin'i yerden alarak kucağıma oturttum ve hazırladıklarımı yedirmeye başladım.

"Eeee Aslı'cım nasılsın. Bayadır görüşemedik."

"Evet yaaa Yağmur'cum seni bir türlü yakalayamadığımız için görüşemiyoruz. Bir ordasın bir burda bu ne hız tatlım."

"Hayat canım hayat. Tanıştınız mı ?"

"Tanıştık yavrum. Maşallah arkadaşında senin gibi çıtı pıtı."

"Öyledir öyledir."

"Eee Aslı sen ne işle meşgulsün."

"Birkaç ay önce bir cafe açtım. Onun işletmeciliğini yapıyorum."

"Yaaaa ziyarete geliriz birgün değil mi Yağmur."

"Elbette gideriz. Çok tatlı bir cafesi var."

"Eeee küçük hanımlar ne yapacaksınız. Hazırlayayım mı size birşeyler."

"Yok Hatice Sultan biz dışarı çıkalım diyoruz Yağmur ile sende gelir misin Aslı sana sormadan çıkmayalım dedik."

"Olur tabiiki farketmez. Bugün tamamen size aitim."

"Tamam o zaman. Hadi Eliz biz yukarı çıkıp hazırlanalım Aslı da Alin'e baksın sonra da ben Alin'i hazırlarım."

"Tamamdırrr."

Alin'i Aslı'ya vererek Eliz ile yukarı çıktık. Odama geçer geçmez giyinme odasında geçip ne giyeceğime bakmya başladım.

Kombinimi yapıp üzerimi giyindim.

Saçımı ve makyajımı da hallettikten sonra aşağı inip kızımı da giydirdiğimde artık hazırdık.

Kızları da alarak kendi arabama geçtik.

"Yağmur hanım nereye gidiyorsunuz. Ege bey bize böyle bir talimat vermedi."

"Alışverişe gideceğiz İbrahim abi merak etme."

Eliz cevap verdikten sonra arabayı bahçeden çıkartarak yola koyulduk.

Muhabbet ederek alışveriş merkezine geldiğimizde kızlar bebek arabası ile ilgilenirken bende arabayı park ederek yanlarına geldim.

"Eeeee ilk ne yapalım yemek mi yiyelim gezelim mi?"

"Daha şimdi geldik güzelce gezelim bir ara tatlı falan yeriz. Ondan sonra yemekleri yer döneriz."

"Bana uyar valla."

"Bana daaaa. O zamannnn alışverişeee yaşasın."

İlk bir mağazaya girerek gezmeye başladık. Kızlar bir yana ayrılmış kıyafetlere bakıyordu. Ben Bir yandan gözüme kestirdiğim elbiseyi inceliyorum.

"Bence denemelisiniz "

"Efendim, anlamadım?"

"Elbise fiziğinize çok yakışır bence denemelisiniz."

"Çok tarzım değil teşekkür-"

"Ohaaa Yağmur bu elbise şahane kesinlikle denemelisin."

"Çok abartı gibi duruyor ben nerde giyeceğim bunu."

"Offf Yağmur sen iyice anne moduna bağladın yaaaa. Git dene şunu beni sinirlendirme."

"Ayyyy elbise çok güzel kim deniyor."

"Yağmur deniyecek."diyerek beni zorla kabine yollamıştı Aslı. Askıda ki elbiseyi çıkartarak giymiştim. Çalışanın ve kızların dediği gibi çok güzel olmuştu ama bunu nerede giyecektim ki sonuçta bir süreliğine bakıcı olarak çalışıyordum. Kızımı alıp gittiğimdeyse çalışacaktım. Neyse diyerek kabinden çıktım.

"Waaaoowwww ben felaket diye buna derim bunu kesinlikle ama kesinlikle almalısın."

"Bence de yağmur çok yakıştı."

"Eee alayım o zaman."

Tekrar kabine geri dönerek üzerimi çıkartarak elbiseyi aldım. Bebek arabasını sürerek mağazadan çıktık. Kızlar başka mağazaya giderken kızımla ben bebek magzalarının önüne geldim. Kızıma birsürü şeyler almak istiyordum. En son doğumdan önce kızıma böyle heyecanla birşeyler almıştım. Aklıma gelenle gözlerimi kızımın koluna çevirdim. Hiç takmış mıydı ki künyesini yada koparıp atmış mıydı? Beni tanımadan bile o kadar nefret ediyordu ki kızımın annesinin ben olduğumu öğrense yanına dahi yaklaştırmazdı.

Mağazada gezerken sepetime birsürü elbise, tayt, tişört tarzı şeyler atmıştım. Baya uzun süre gezmiştim mağazada. Aldıklarımı ödeyerek karşıdaki oyuncakçı mağazasına geçtimm. İhtiyaç duyduğum birkaç eğitici oyuncakları da alarak mağazadan çıkarak etrafıma bakındım. Kızlardan herhangi bir ses seda yoktu. Acıkmıştım da artık. Çantamda telefonumu ararken bulamamamla aklıma gelmişti giyinme odamda bıraktığım. Kendime bir güzel küfür ettikten sonra uzun koridorda gezinmeye başladım. İllaki biryerde denk gelirdik.

Yarım saati aşkındır gezmemle bulamayacağımı anladığımda gerisin geri yürüyerek arabamın yanına giderek arabaya kızımı yerleştirdim. Eve gidince arar haber verirdim nasılsa. Bebek arabasını ve aldığım eşyaları da bagaja yerleştirerek yola çıktım. Guzel kızım pür dikkat etrafını seyrediyordu. Kısık sesli bir müzik açtığımda konuşmaya çalışıyor birşeyler söylüyordu. Dikkatimi yola vererek ilerlemeye devam ettim. Yol üzerinde bir pastanenin önünde durarak framboğazlı güzel bir pasta ve yanına kuru pasta alarak tekrar eve gitmek için yola koyuldum. Yapmasını daha çok severdim aslında ama şimdi onunla uğraşmak istememiştim canım da çektiği için almayı tercih etmiştim. Biraz araba turunun iyi geleceğini düşünerek yolu uzatıp sahil tarafından gitmeye karar vermiştim. Uzun süredir hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. Isınan havalar ile birlikte insanlar hep dışarı akın etmişti. Sahil insan kaynıyordu.

Yaklaşık bir saat sonra eve geldiğimde dışarıda birsürü adam ve araba vardı. Ne oluyordu bunlar da kimdi ki.

Beni gören adam yanındakine birşey söylemesi ile kapıyı açmıştı. Neler dönüyordu burda. Arabayı bahçeye bırakarak kızımı arabadaki pusetle birlikte elime alarak önden pasta ve kuru pastaları alarak evin kapısına doğru adımladım. Ben daha kapıya varmadan evin kapısı açılmış Ege kızgın boğalar gibi üzerime geliyordu. Ne olmu-

"Nerdesin lan sen haaa nerdesin nasıl benden habersiz kızımı dışarı çıkartırsın sen."

"Ege ben yani şey biz kızlarla alişve-"

"Başlatma lan alışverişinden ne eksiğin varsa dışarıdaki adamlara söyleyeceksin onlar getirecek. Ya dışarıda başınıza bir iş gelse ne sikim olacak."

"Ama Ege tek değildim kızlar da vardı yanımda."
Puseti elimden alarak ne zaman geldiğini görmediğim Uygar'a vererek "kızımı içeri götür." demişti.

"Hadi diyelim böyle bir salaklık yaptın o siktiğimin telefonunu niye açıyorsun. Kaç kere aradım lan."

"Telefonumu evde unutmuşum. Haklısın özür dilerim."

"Ne özrü lan ne özrü." Şuan aşırı derecede sinirliydi. Haksız değildi ama bilerek açmamazlık etmemiştim ki. Çocuğu kaçıracak halim de yoktu yaa. Yani en azından bu kadar erken değil.

"Ege gerçekten şuan çok sinirlisin istersen daha sonra konuşalım ne dersin."

"Kimsin lan sen haa kimsin sen. İki günlük bakıcı senden mi emir alacağım lan ben ne yapıp ne yapmayacağımı. İki gün düzgün durdun üçüncüsü gün kafana göre kızımı alıp gezdirmeler. Ne ayaksın sen."

"Ege ama ileri gidiyorsun." Ege beni eliyle itekleyerek elimdeki eşyaların düşmesini sağlamıştı. Dengemi zar zor sağladığımda hızını alamamış tekrar ittirmesiyle geriye sendeleyerek sertçe arkamdaki çam ağacına çarpmıştım. Biran gözlerim kararsada kendimi toparlamıştım. Sırtım da bacaklarım da çok acımıştı. Büyük ihtimalle soyulan yerleri de vardı .

"Abiiiiiii.

"Abi sen ne yaptığını zannediyorsun. Bir kadını nasıl bu şekilde hırpalayabilirsin."

"Sen kes kesisini senin de cezanı keseceğim. Sana gelecek olursak tekrar benden habersiz kızımı dışarı götürmeye kalkarsan valizini toplar öyle çıkarsın anlaşıldı mı?"

Belli belirsiz kafamı salladığımda psikopatça gülümseyerek"Güzell."diyerek arkasını dönerek eve doğru yürümeye başladı.

"Embesil, pislik ,genetiği bozuk, y kromozomu bozuk, eksik evlat." Gözlerini irice açmış bana bakan Eliz'i görünce ağzımı hemen kapattım.

"Şeyy pardon ben tutamadım kendimi."

"Önemli değil şaşırdım sadece. Aslında önce ama önce özür dilerim ben bu kadar kızabileceğini düşünemedim."

"Önemli değil bende evde unutmuşum telefonumu sizi aradım bulamadım. Hadi eve geçelim de daha fazla sinirlenmesin."

Aldığım pastalar mahvolmuştu. Artık kendim yapardım. Çöpleri alıp kapıdaki korumalara vererek içeri geçtik. Salonda sadece Uygar vardı. Bende üst kata çıkarak Alin'in odasına girdim. Ege koltuğa uzanmış kızım kucağında ikisi birlikte uyuyakalmıştı. Uyandırmak istemezdim ama Alin düştü düşecekti. Usulca onlara yaklaşarak Alin'i kucağıma aldım. Kızımı yatağına yatırarak arkamı dönmemle sert bir bedene çarparak gerilemem bir oldu.

"Özür dilemeyi sevmem ama seni tanıdığımdan beride ağzımdan düşmez oldu. Son kez özür dilerim kızım benim herşeyim sizin evde olmadığınızı öğrenince sinirlendim. Birde sen aramalarımı açmayınca sinirim ikiye katlandı. Tekrarı olmasın. Bu sefer affetmem."

"P-pe-peki ege bey yani şey ege daha dikkatli olurum. Eliz çıkalım diyince birşey diyemedim. Telefonumuda evde unutunca pekde iyi olmadı. Bende özür dilerim."

"Çalışma odamdayım yemek hazır olduğunda çağırırsın."

"Be-ben mi?"

"Anlamanda bir sorun mu var Yağmur senden ve benden başka kim var odada."

"Alin var."

"Evet Yağmur Alin beni yemeğe çağırabilecek yaşta. Sen bu zekayla bu yaşa kadar nasıl yaşadın nasıl hukuk okuyup bitirdin hayranım doğrusu."

"Şey yani ben öyle demek istemedim."

"Herneyse Alin'e dikkat et çalışma odamdayım."diyerek odadan çıkmıştı.

Değişik işte ne olacak bir anı bir anını bir dakikası bir dakikasını tutmuyordu. Arkamı dönerek tekrar kızıma bakarak odadan çıkarak kendi odama geçtim. Kısa bir duş alarak üzerimi giyindikten sonra saçlarımı da kurutarak mutfağa geçtim.

"Kolay gelsin Hatice Sultan."

"Saolasın güzel kızım buyur bir isteğin mi vardı?"

"Canım framboğazlı pasta çekti ondan yapacağım da malzemelere bakayım eksik varsa söyleyeceğim."

"Aman kızım uğraşma boşuna söyle alsınlar dışarıdan."

"Ne yani Hatice Sultan ben pasta yapamaz mıyım? Onu mu demek istedin."

"İlahi kızım uğraşma diye dedim. Yapta yiyelim o zaman."

"Emriniz olur sultanım." Dolaplarda ki malzemeleri kontrol ederek ufak bir liste çıkartarak salona geçtim.

"Uygar müsaitsen bakabilir misin?"

"Uygar yukarı çıktı yağmur."

"Hadi yaa neyse dur."

"Noldu ki?"

"Pasta yapacaktım da eksik birkaç malzeme var onları aldıracaktım."

"Tamam sen ver listeyi ben veririm."

"Pekii olur."

Elimdek listeyi Eliz'e vererek mutfağa dönerken Alin'in ağlama sesi ile yukarı çıkarken aynı zamanda çalışma odasından da Ege çıkmıştı.

Odaya girdiğimizde terden sırılsıklam olmuştu güzel yavrum. Ege'den önce davranarak kızımı kucağıma alarak saçlarını okşamaya başlamıştım. Alin'in bana sımsıkı sarılması ile şaşırsamda içimden sevinç dansları edebilirdim.

"Sen işine dönebilirsin Ege ben ilgilenirim."

"Arada böyle sıçrayarak kalkıyor duş aldırırsan kendine gelir."

"Tamam peki aldırırım.

Ege odadan çıktıktan sonra bir süre daha kızımın saçlarını okşayıp sırtını sıvazladıktan sonra sakinleşmişti. Duş aldırmak için banyoya giderek küveti ayarlayıp içine sevdiği oyuncaklardan atmıştım. Suya girince daha da sakinleşmiş gülerek oyuncakları ile oynamaya başlamıştı. Bir süre daha suda kaldıktan sonra duşunu aldırarak bornozunu giydirerek giyinme odasına geçerek kıyafetlerini bulup giydirdim. Kızımıda kucağıma alarak konuşa konuşa merdivenlerden aşağı indik. Salona girdiğimizde Uygar da aşağı inmiş Eliz bir köşede Uygar bir köşede oturuyordu.

"İsteklerin geldi yağmur."

"Teşekkürler Uygar."

Kafa sallayarak işine geri dönmüştü.

Bende kızımla birlikte mutfağa giderek Alin'i mama sandalyesine bırakarak dolaptan meyve alarak Alin için rendeleyerek ilk önce ona meyvesini yedirdim. Öndeki üç beş dişi ile çok tatlı görünüyordu yavrum.

Pasta malzemelerini masanın üzerine hazırlayarak kızımla konuşmaya çalışarak ilk önce pastanın pandispanyasını fırına vererek kremalarını da hazırlayarak dolaba bıraktım. Bu sırada Hatice Sultan da akşam yemeği için işe başlamıştı. Bir yandan da ona yardım ediyordum.

Bir saati aşkın bir sürede hem pastayı yapmış hemde masayı hazırlamıştık Hatice Sultan ile birlikte.

"Hatice Sultan sen Alin'in mama sandalyesini ayarlar mısın ben Ege Bey'i çağırayım."

"Tamam kızım ben hallederim sen Ege oğlumu çağır."

"Elizz, Uygarr mutfağa hadiii sofra hazır."diyerek üst kata çıkarak Ege'nin çalışma odasının kapısını çaldım.

Gel komutunu duyunca kapıyı açarak kapının girişinden Ege'ye baktım.

"Yemek hazır Ege haber ver demiştin."

"İçeri gelsene." Kapıyı kapatarak Ege'nin çalışma masasının önüne gelerek durdum.
Ege eliyle koltukları işaret ettiğinde oturdum.

"Yarın katılmam gereken bir nikah töreni var. Siktiğimin davetine çift katılma zorunluluğu var o yüzden Alin ile birlikte seninde gelmeni istiyorum. İtiraz kabul etmiyorum."

"Nasıl yani ben mi?"

"Bilerek mi anlamamazlıktan geliyorsun?"

"Hayır."

"O zaman yarın akşam üzeri alırım sizi saat 5 gibi nikah 8de ve baya uzakta. Anlaşıldı mı?"

"Tamam olur. Hadi inelim o zaman diyecek başka birşeyiniz kalmadıysa."

"Bayanlar önden." Ege arkada ben önde aşağı inerek mutfakta hazır olan masaya oturduk.

"Eliz sen yarınki nikaha kiminle katılacaksın?"

"Valla abi Uygar'ı ayartayım diyorum ama yanaşmıyor galiba katılamayacağım."

"Biz Yağmur ile gideceğiz Uygar gelin sizde Eliz ile bir görünür geliriz."

"Bakarız bi."

Hep beraber yemeği yedikten sonra Ege kızımı alarak salona geçti. Uygarda ona eşlik ederken Hatice Sultan Eliz ve ben mutfağı topluyorduk. Ben kahveleri yaparken Hatice Sultan pastayı tabaklara yerleştiriyor Eliz'de bulaşıklari makinaya diziyordu.

Herkes işini bitirdiğinde Eliz kahveleri alarak önden çıkmış bizde pasta tabakları ile salona geçmiştik.

"Oooooo pastalar yapılmış."

"Hatice sultan döktürmüşsün yine."

"Afiyet olsun oğlum ben değil Yağmur kızım yaptı."

"Bu kadar şeker fazla sana işin gücün tatlı birşeyler yemek."

"Yuhh abi yani gerçekten pes ne alakası var beğenmiyorsan yeme o zaman."

"Beğenmediğimden değil yarın giyecek elbise bulamayacak."

"Ha sağlığı için de değil yani."

"Diğer gibi banane kızım koskoca Ege Çelik yanında kimleri getiriyor dedirtmem ben kendime."

"Ahhh pardon göremiyorum şuan."

"Neyi?"

"Noldu la?"

"Egosundan dolayı Ege beyi."

Salonda bir gülme koparken Ege kırmızı görmüş boğa gibi bana bakıyordu.

"Anam kız sen laf sokmayı öğrendin mi laa. İşte Ege ile takılmanın faydaları."

"Uygar kes sesini yoksa ben ses tellerini kopartıp götüne sokarım."

"Egeee çocuk var yaaa nasıl konuşuyorsun."

"Kapat sen kulaklarını babacım."

Şen şakrak bir muhabbet vardı salonda. Gerçekten Ege ailesinin yanında farklı dışarıda daha farklı birisiydi. Bunca zaman kızıma çok iyi bakmıştı. Bunu asla inkâr edemezdim. Bugün bile bize ulaşamayınca çıldırmıştı. Arada biraz hırpalanmıştım gerçi ama neyse artık benimde suçum vardı..

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Sabah Ege ile Uygar işe gitmiş biz kadınlar olarak klasik işlerimizi halletmiştik.

"Yağmur sen ne giyeceksin. Bence dün aldığımız elbiseyi giymelisin."

"Yok artık ben oraya Alin'in bakıcısı olarak gideceğim Ege'nin karısı değil. O elbise çok abartı olur. Bakarım dolabımdan birşeyler. Ben yavaştan hazırlanmaya başlayayım saat 3'ü geçiyor. Sen ne yapacaksın?"

"Eve gideceğim bende hazırlanır ordan geçerim. Uygar ben alırım seni evden dedi."

"Peki o zaman orda görüşürüz sende çok gecikmeden eve git."

"Görüşürüzzzz."

Eliz'i yolcu ettikten sonra kızımı bir güzel yıkayıp bornozunu giydirerek giyinme odasına götürdüm. Saçlarını bir güzel kurutup küçük küçük iki tane toplayarak önlerine kurdele taktım ve dolaba yürüyüp elbiselerine baktım. Gözüme çarpan elbiseyi alarak kızımı bir güzel hazırlayarak başına bir öpücük kondurdum.

Kızımı Hatice sultana emanet ederek yukarı çıktım tekrardan. Kendimde bir güzel duş aldıktan sonra saçlarımı kuruttum ve hafif maşa ile şekil vererek at kuyruğu şeklinde toplayıp makyajımı da yaparak elbise dolabıma yönelip rahat edebileceğim bir kombin yaparak giyindim.


Aşağı indiğimde kızım salonda koltuk kenarlarına tutunmadan yürüyor Hatice Sultan da gülerek arkasından gidiyordu. Onlara doğru ilerlerken çalan kapı ile geri döndüm.

"Hazır mısınız?"

"Hoşgeldin hazırız da sen."

"Ben gelmeden hazırlandim hadi getir Alin'i çıkalım geciktik."

"Tamam hemen geliyorum.". Geri salona dönerek Alin'i kucağıma aldım ve kenara bıraktığım çantam ile bebek çantasını da alarak evden çıktım. Ege Alin'i kucağımdan alarak arabaya yerleştirirken bende çantasını bagaja koyarak öne oturdum. Ege'nin de gelmesi ile yola koyulduk.

İki saati aşkındır yoldaydık. Baya uzaktı geldiğimiz yer. Ege arabayı park ettiğinde ben Alin'i alacakken Ege benden önce davranmış kızımı kucağına almıştı. Salona girerken elimi tutması ile Ege'ye bakmıştım ama Ege hiç oralı olmamıştı.

"Girişte magazinciler var illaki soru soracaklardır. Sus ve hiçbirine cevap verme ben gerekli cevapları vereceğim."

"Ama Eg-"

"Sana dediğimi yap Yağmur."

Susarak yoluma devam ettim. Ne desem ikna olmayacaktı belli ki. Dediği gibi mekanın giriş kısmı muhabirlerle kaynıyordu. Derin bir nefes alarak yürümeye devam ettim.

†"Ege bey bir süredir adınız yeni bir güzelle anılmadı bunun sebebi yanınızdaki bayan mi?"

†"Ege bey yanınızdaki güzel kadın kim bir açıklama yapacak mısınız?"

†"Yanınızdaki hanımefendi kızınızın annesi mi Ege bey?"

"Sakin olun arkadaşlar. Yanımda görmüş olduğunuz hanımefendi kızımın öz annesi değil.

Yağmur hanımla bir süredir ilişkimiz var. Çok eskiye dayanmaz ama çok yeni de değil. Şimdilik bu kadar arkadaşlar hepinize teşekkürler."

Herkese merhabalar arkadaşlar

Öncelikle bu kadar geç gelen bölüm için çok üzgünüm. Bir süredir üst komşum olan kadınla başım dertte onunla uğraşmaktan kafamı toparlayamadım. Umarım bir daha olmaz diyorum.

Arkadaşlar bu arada kitap kapağını değiştirmek istiyorum ama pek beceremedim bu konuda bana yardımcı olur musunuz? Mesajlarınızı bekliyor olacağım bu konuda.

Bölüm hakkındaki yorumlarınızı merakla bekliyorum.

Hepinize keyifli okumalar dilerimmmmm...

Continue Reading

You'll Also Like

4.9K 349 7
başlangıç tarihi {21.07.22} Amy: Billy Hargrove yemin ederim ki eğer yavaşlamazsan arabana kusarım! Billy beni takmayınca öğürme taklidi yapıp araba...
ELIYS (+18) By Duru

Mystery / Thriller

160K 9.6K 54
Asırların içerisinde daha kaç kez öldürecekti kendisini? Kaç yüzyıl daha acı çekecekti? Bir yandan ölesiye nefret ettiği, öte yandan da, yüzyıllarca...
697K 22.1K 23
Sevgiden nefrete dönüşen imkansız bir aşkın hikayesi. "Onlar cehennemi yaşayacak, Aşk cennetin dilinden onlara kalan tek an olarak kalacak, bu aşkın...
28.7K 5.4K 36
Huzurla yaşadığın evinde yalnız mısın gerçekten? Hiç tanımadığın ve sokakta gördüğünde yüzünü çevirdiğin biri ile paylaşmak ister misin? Peki ya on...