MİZGİN~Bir Kurtuluş Hikayesi~

By Zehir1610

38K 3.5K 3.9K

"Canım yanıyor."dediğinde çarrsiz genç kadın hayat ona acımasız bir gelecek sunmuştu. Karan Ağanın kaşları ça... More

Tanıtım
Yaralar
Kader
Feveran
Hayal Kırıklığı
Kader Çıkmazı
Dağ Evi
Acı'nın Parçaları
"Seni İstemiyorum Karan Ağa."
Müptela
Kesit
Ölümün İzleri

Tehdit

3.6K 287 485
By Zehir1610

Merhaba ballarım ben geldim.Daha erken gelmek isterdim ancak o kadar yoğunumki bulduğum ilk fırsatta bölüm yazmaya çabalıyorum.Sınır geçilmesede dediğim gibi sizi kıramıyorum ballar.
Bomba gibi bir bölüm geldi.Lütfen yorum yapın ve fikirlerinizi benimle paylaşın.
Yıldızları kaydıralım ballar.

Sınır

250 vote

450 yorum

Keyifli okumalar.

~Tehdit~

Bazen acı bir his çökerdi sol tarafınıza.Kalbinizi göğsünüzden sökercesine canınızı acıtırken elinizden hiçbir şey gelmezdi.
İşte o his kalbimi paramparça ederken dayanamadım.Hızla arkamı dönüp koşarcasına yürümeye başladığımda tırnaklarımı avucuma geçirdim.
Gözlerimden firar eden yaşlar zihnindeki görüntüyle hızlanırken
"Mizgin!Beni bekle!"arkamdan seslenen Karan ağayla daha da hızlandım.

Merakla bana bakan insanlarla utanırken "Aptal.Birde adama gömlek aldın."kendi kendime konuşurken hıçkırdım.O kızın onu öpmesinin neden bu kadar canımı yaktığını anlayamıyordum.Neden bu kadar acıyordu yaralı kalbim?
Kalabalık asansörle merdivenlere yöneldiğimde titreyen dizlerim bana hiç yardımcı olmuyordu.
"Mizgin!"ismimi bir kez daha bağıran Karan ağanın sesi bu defa daha yakından gelirken panikledim.

Şalımın saçlarımdan sıyrılıp düştüğünü hissetsemde dönüp alamadım.Hızlanan soluklarım nefesimi keserken bir anda kolumdan tutuldum.Bedenim Karan ağaya doğru savrulduğunda gözlerim önü karardı.Bedenim gittikçe halsizleşirken en son hatırladığım şey:Karan ağanın kollarına düşmemdi.

💧

Burnuma dolan hastane kokusuyla rahatsızca gözlerimi araladığımda elalarım bir çift yeşil hareyle kesişti.En son yaşadıklarımı anımsadığımda yerimden doğrulmak istediğimde onun sert sesini duydum."Uslu dur."dediğinde tam öfkeyle cevap verecekken kapı açıldı.Beyaz önlüklü genç bir doktor içeriye girdiğinde gülümsedi.
"Uyanmışsınız Mizgin Hanım."
dediğinde yanıma gelirken"Neyi var?"Karan ağa sertçe doktora bakarken rahatsız olmuş gibiydi.

Lakin neden rahatsız olduğunu anlayamamıştım."Hastamız açlıktan bayılmış.Vücudu uzun bir süre yetersiz beslenmiş."dediğinde yanaklarım kızardı.Gözlerim bulunduğum çaresizlikten dolarken "Açlıktan mı?"diye soran sesin sahibi şaşırmıştı.Bakışlarım koluma takılan serumu bulduğunda alt dudağımı ısırdım.
Hayatım öyle bir çıkmazın içine girmeye başlamıştı ki.

"Evet Karan Bey.Şu anda biz hastamıza gerekli takviyeyi yapıyoruz."diyen doktorla yutkundum."Kolunada bakın."
dediğinde oldukça öfkeli görünüyordu.Bir müddet kolumu sargıya aldıklarında incindiğini söylemişlerdi.Şimdiyse yatakta otururken odada tek başıma serumumun bitmesini bekliyordum.Her ne kadar gitmek için dirensemde Karan ağa müsade etmemişti.Kapı açılıp Karan ağa içeriye girdiğinde tam karşımdaki koltuğa yayvanca oturdu.
"Bugün neden şirkete geldin Mizgin?"diye sorduğunda kelimeleri keskindi.

Hatırladığım görüntüyle hızla gözlerimi kırpıştırırken kendimden bir an için nefret ettim.Nişanlı bir adama hediye almıştım birde."B..ben önemli bir şey değildi ağam.Hastane içinde teşekkürler."dediğimde gitmek istiyordum.Gördüklerim yaralı ruhuma ağır gelirken kötü bir kabusun içinde gibiydim."Bak bugün gördüklerin sandığın gibi değil."dediğinde cebinden sigarasını çıkardı.Dudakları arasında dengelediği sigarayı yakarken başını geriye yaslamıştı.

"Siz nişanlıymışsınız."dediğimde cümleler bir an dudaklarımdan firar ederken yanağımın içini ısırdım.
"Bak zer bedew(sarı güzel.)sana bir kere anlatacağım.O kızla seninle konakta ütü odasında olduğumuz gece nişanladılar beni.Babam istedi bunu benden hastaneden yeni çıktığı için reddedemedim.Bugün holdingde gördüklerinse bir anda oldu."dediğinde oldukça ciddi görünüyordu.Bakışlarımı berelenmiş ellerime indirdiğimde annemi anımsadım.

Evli bir adamla kaçarken bizi terk etmişti.Hiç düşünmeden herkesi geride bırakırken nefret ediyorum ondan.
"Bu gerçek bir nişan değil zaten fazla da uzun sürmeyecek."dediğinde gri duman odada süzülüyordu.O kızın meydan okuyan bakışları aklıma geldiğinde rahatsızca yerimde kıpırdandım.
İçimdeki yaralı Mizgin onaylamazca başını sallarken onu susturdum.Ben annem gibi olmak istemiyordum...Canım yanakarken bir tercih yaptım."Bunları bana anlatmanıza gerek yok ağam.
Allah tamamını erdirsin."dediğimde yeşil gözleri koyulaşmıştı.

Göz yaşlarım akmamak için direnirken ayağa kalktım."Benim eve gitmem gerek ağam."dediğimde tam kapıyı açarken bir anda kolumdan tuttu.Nefesi nefesime değecek kadar yüzü yüzüme yaklaştığında bir anlık boşluğunda faydalandım.Hızla odadan çıktığımda yaşlar hızla akarken kalbim sızlıyordu.
Hastanenin önündeki koruma beni durduğunda "Karan ağam arabaya zorluk çıkarmadan binmenizi istedi.Sizi evinize bırkacağım.Lütfen işimi zorlaştırmayın."
dediğinde kararsızca etrafıma bakındım.

Cebimde tek kuruşumun olmadığını bilerken kendimi yorgun hissediyordum.
"Hadi!"diyen koruma arabanın kapısını açtığında pes ederek bindim.Usulca bir köşeye çekildiğimde fısıldadım."Bu son Karan ağa.Bu bana son iyiliğin."
Korumaya evimizden birkaç sokak önce durmasını söylediğimde teşekkür ederek hızla indim.Terleyen avuç içlerimi elbiseme sürterken ruhum bedenimden çekilmiş gibiydi.

Hava kararmaya başlamışken kapıyı çaldığımda açan Delâldi.Sinsi gözleri üzerimde dolanırken bir an önce odama gitmek istiyordum.Koridoru geçip tam odama gitmek üzereyken babamın o iğrenç sesini duydum."Nereye gidiyorsun lan?Para nerede?"dediğinde gözlerim acıyla kapandı.Titrek bir nefes dudaklarımdan süzülürken bir cesaretle gözlerimi açtım.
"Para yok."dediğimde güldü hatta gülüşü kahkaya dönerken bir ruh hastası gibiydi.

Oturduğu yerden kalktığında korkuyla birkaç adım geriye giderken bir anda yanıma geldi.Saçlarıma asıldığında dudaklarımdan acı bir çığlık yükselirken "Sen kimle düşüp kalkıyorsun da para yok diyorsun lan?"dediğinde öfkeyle bedenimi yere savurdu.Ağrıyan kolumla hıçkırarak ağlamaya başlarken "Bu..bugün tarlada çalışamadım.Birkaç gün gelme dediler."diye konuşmaya çabalarken titriyordum."Ne demek gelme dediler?Seni öldürürüm Mizgin."
dediğinde ayağa kalkmaya çabalarken konuştum.

"Öldürsene."diye çığlık atarak konuştuğumda ağlamam şiddetlendi.
"Siz benim yaşadığımı mı zannediyorsunuz?Benim bir ölüden farkım mı var?"diye konuştuğumda bakışlarım Delâl'i buldu.Mutlulukla bu halimi izlerken oldukça keyifliydi.
Babam bedenimi bir çöp gibi yerden kaldırdığında beni sürüklemeye başladı.
Küçük odama geldiğimizde bedenimi soğuk zemine savururken "Madem para getirmiyorsun o boğazından tek lokma geçmeyecek."dediğinde gülmeye başladım.

Ben açlıktan bayılmıştım be bugün.
Gülüşlerim yeniden göz yaşlarıma dönüşürken soğuk zemine sığındım.Kapı üzerime kilitlenirken dizlerimi kendime çektiğimde gözlerimi kapattım. Dilimde tek bir dua vardı.
"Allah'ım sen beni kurtar."

💧

Sabah yüzüme vuran güneş ışığıyla erkenden uyandığımda doğruldum.
Sızlayan bedenimle dudaklarımdan ufak bir inleme döküldü.Bir müddet bomboş tavanı izlediğimde bir an için hayal ettim.Annem bizi terk etmeseydi yine böyle bir hayatım olur muydu?Yüzünü bile anımsamıyordum ki.Usulca ayağa kalktığımda kolumun ağrısı gittikçe artmıştı.Dudaklarımı acıyla birbirine bastırdığımda üzerimi değiştirdim.

Sessizce kapıya doğru gittiğimde bir an önce gitmek istiyordum bu evden."Nereye gidiyorsun sen?"
diyen sesle gözlerimi kapatırken
Delâldi."Seni ilgilendirmez."
diye konuştuğumda bana bakarken alayla güldü."Şimdi babana ya da abilerine desem sabahın bu saatinde nereye gidiyorsun?"
dediğinde acımasızca güldü.
"Ya da kimin koynuna gidiyor mu desem?"dediğinde gülmeye devam ediyordu.

Öfkeyle tırnaklarımı avuç içlerime geçirdiğimde "Sen,sen insan bile değilsin."dediğimde yutkunamadım.Gözlerimden yaşlar ılık ılık akarken hırsla sildim.
Bu kadının beni böyle görmesini istemezken konuşmaya başladı.
"Yarın Ezma Hanımağanın konağına gideceksin.Madem tarlaya birkaç gün gitmeyeceksin çalışacaksın,baban diyor."
dediğinde hiçbir şey demeden dışarı çıktım.

Kimsesiz sokakta adım seslerim yankılanıyordu. "Allah hepinizin belasını versin."Kelimelerime işleyen hüzün geçmişi geleceğe bağlarken o ip kopacaktı.Her şey büyük bir gürültüyle yerle bir olurken geriye kalan kocaman bir enkazdı.Eloise nenenin evinin önünde dururken kapıyı çaldım.Birkaç dakika sonra kapı açıldığında Eloise nene göründü.Yaşanmışlıklara sahip gözleri bedenimde gezinirken bakışları bileklerimde sabitlenmişti.Elalarım bileklerime döndüğünde gördüğüm morluk ve parmak izlerinden utanıyordum.Hırkamın kollarını avucuma doğru çekiştirdiğimde gözlerimi kaçırdım.

"Gel keçamin(kızım)hayde!"dediğinde küçük avluya girdim."O mendebur baban gene mi kıydı sana?"diye sorduğunda dudaklarım titrerken cevap veremedim.
Halimden anladığını belirtircesine birkaç mırıltı çıkarırken "Hadi yavrum az uyu sen."sessizce başımı salladım.
Avlunun köşesindeki sedire kıvrıldığımda gözlerimi kapattım.
Bir müddet sonra adımın seslenildiğini hissederken gözlerimi araladım.
Melek tam karşımda elleri belinde dururken "Saat kaç oldu Mizgin?Hâla uyuyorsun çabuk kalk."dediğinde panikle yerimden doğruldum.

"Bir şey mi oldu?Ciwan abim."dediğimde Melek kaşlarını çattı.Eliyle omzuma vurduğunda "Salak abine bir şey olsa ben yaşayabilir miyim?"dediğinde sevdası gözlerindeydi."Hemen bana o gün neler yaptığını anlatıyorsun.Gömleği verdiğinde ne dedi Karan ağa?"diye sorduğunda gözlerimi ellerime diktim.
Kalbimin ağrıdığını hissederken "Ya insanı meraktan çatlatmasana Miz-"
sesim titrereken sözünü kestim."O ni..nişanlı."diye fısıldadığımda içim acıyordu.

Ondan bu kadar kısa zamanda nasıl etkilenmiştim bilmiyordum.
Belkide beni bu cehhenemden kurtaracağına öylesine inanmıştım ki.
Karanlığımın içindeki tek ışık oymuş gibi hissetmiştim.Melek şaşkınlıkla bana bakarken "Ne demek nişanlı?"Ne zaman nişanlanmış?"dediğinde omuz silktim.
Dudaklarımda alaylı bir gülüş belirdiğinde devam ettim."Ateşoğlu konağına tatlı yaptığım gün."dediğimde her şey acı bir tesadüftü."Ee madem nişanlı sana niye öyle davrandı ki?"
diye sorduğunda yutkunamadım.

"Babası Derbas ağa istemiş.Yeni kalp krizi geçirince hayır diyememiş."
dediğimde belkide bu cehenmede ölüp gidecektim."Sana bunları söylediğine göre Mizgin bu adam doğruyu söylüyor.
Hem daha önce olsa bütün Ruhâ duyardı.
Koskoca ağa sonuçta."konuştuğunda ne önemi vardı ki?Parmaklarımla oynarken"Her ne olursa olsun Melek.
Nişanlı ben bunu bir kadına yapamam."
dediğimde yapmazdım."Ama bu gerçek bir nişan değilmişki."dediğinde benim iyiliğimi istediğini biliyordum.

Kirpiklerimden intihar eden yaşlar ellerimin üzerine düşerken "Canın yanıyor senin."diye konuştuğunda göz yaşlarımı sildi."Hem imkansızdı zaten Melek.Şu halime baksana ben o konağa sadece hizmetçi olurum."dediğimde canımı yaksada gerçekler bunlardı.
"Melek kuzum gel de al şunları."diye mutfaktan seslenen Eloise neneyle Melek mutfağa gitti.Kolumun tersiyle göz yaşlarımı silerken iç çektim.
Melek elindeki çorbayı önüme koyarken acıkmıştım."Soğutmadan iç he yavrum?"
diyen Eloise nene kamburlaşan beliyle gelirken karşımıza oturdu.

"Allah razı olsun senden nene."
dediğimde iştahla çorbayı içmeye başladım.Bir müddet daha Melek'le oturduğumuzda Eloise neneye veda edip eve yürümeye başlamıştık."Rohat pisliğinden hiç haber var mı Mizgin?"
diye soran Melek'le adını duyduğumda bile ürperdiğimi hissediyordum."Çok şükür yok."dediğimde bizim evin önüne gelmiştik.Melek hızla çelimsiz bedenime sarıldığında bende ona sarıldım.
"Şew baş xwişk min(İyi geceler kızkardeşim)"dediğinde birlikte güldük.

"Şew baş(iyi geceler)."dediğimde eski saksını içindeki anahtarı aldım.Sessizce kapıyı açtığımda babam sızmış abimlerde muhtemelen evde olmazlardı bu saatte.Delâl'e de görünmeden odama girdiğimde uykumu almıştım.Küçük dolabımın arkasından gizlice bir kağıt ve kalem aldığımda hızla kapımı kilitledim.
Parmaklarım benden bağımsız hareket etmeye başladı.Saat gece yarısını geçtiğinde beyaz kağıda dökülen resim:

Karan Ateşoğlunundu.

💧
Sabah erkenden kalkmış,bilmediğim konağa gelmiştim.Şimdide evin Hanımağasını beklerken ihtişamlı konağı inceliyordum.Ağrıyan kolumla dudaklarımı dişlerken canım yanıyordu.Delâl karısı yüzünden geldiğim konakta ne yapacağımı dahi bilmiyordum."Ezma Hanım geliyor."diyen yanımdaki kadınla mutfağa ellili yaşlarda bir kadın girdi.Alnındaki siyah dövmeleri ve altınlarıyla tam bir hanımağa gibiydi.Lakin bakışlarındaki acımasızlığa bir anlam verememiştim."Bugün Ruhâ'nın en büyük aşireti gelecek.Bütün konak tertemiz olacak.Akşamda servisi yapacaksın."dediğinde sesindeki küçümsemeyle yutkundum.

Evde benim dışındada üç tane hizmetçi varken neden ısrarla beni istemişlerdi?Delâl beni buraya gönderirken kendi yerine gitmemi söylemişti.Sinsi bakışları aklıma geldiğinden burada neler olduğunu bilmiyordum.Yine de Başımı onaylar anlamda sallayıp tam cevap verecekken Ezma denen Hanımağa konuşmaya başladı. "Kolun yüzünden sana acıyacağımı düşünme."gözlerim doldu.Acıyla dişlerimi sıkarken cevap verecekken aklıma babamın söyledikleri geldi.

Hissettiğim nefret an be an artarken kurtulacaktım bu insanlardan.Okuyacaktım ne kadar zor olursa olsun başaracaktım.

Mutfaktaki kahya kadın temizleyeceğim yerleri gösterdiğinde gözlerim irice açıldı.Bu kadar işi bu halde nasıl akşama kadar yapabilecektim ki?Konağın bütün katlarını temizlemeye çalışırken dudaklarımdan acı bir inleme fırladı.Iri damlalar hızla yanaklarımdan süzülürken bedenim yorgundu.Sıkmaya çalıştığım bezi sıkamazken elimi dahi kullanamıyordum.Hıçkırmaya başladığımda hızla bir köşeye geçtim.Sağlam elimi dudaklarımın üzerine bastırdığımda omuzlarım sarsılıyordu.

Lakin bir söz vermiştim mahvolan çocukluğuma,annesinin terk ettiği bu küçük kız güçlü olacaktı.Bana seslenen kadınla hızla toparlanmaya çalışırken ela gözlerim kıpkırmızıydı.Ağrıyan bedenimle ayağa kalktım, "Hanımım mutfağa yardım etsin diyor."dediğinde hızla başımı salladım.Kadının arkasından yürürken şakaklarımda hissettiğim sızı başımı ağrıtıyordu.

Geniş mutfağa girdiğimde hummalı bir hazırlık vardı."Sen bunları terasa Bejna Hanımıa götüresin."diyen tanımadığım bir başka hizmetliydi."Abla şu haldeki kız nasıl götürsün?"diyen benden birkaç yaş büyük genç bir kızdı.
Tanımadığım kadının öfkeli bakışları genç kıza döndüğünde acıyla gülümsedim..Hissettiğim merhamet her şeyden daha kıymetliydi."Ben götürürüm sağolasın."dediğimde benim yüzümden azar işitmesine gerek yoktu.Ben alışkındım.

Tepsiyi elime aldığımda kolum acırken yutkundum.Allah'a bana dayanma gücü vermesi için dua ederken mutfaktan çıktım.Kadının söylediği gibi terasa içecekleri götürdüğümde hareket edemedim.
Gözlerim irice açıldığında gördüğüm kızla oldukça şaskındım.
Bu kız o gün Karan ağanın yanında gördüğüm kızdı.Nişanlısı...
"Bugün vereceksin heralde."
diyen kızla kendime gelirken ne yapacağımı bilmez haldeydim.

"Bu bizi anlamıyor heralde Bejna?
Nerden bulmuş Ezma Sultan bunu."
diyen kızla nişanlısının adı Bejnaydı.Kalbimde hissettiğim sızı canımı acıtırken Bejna alayla tam gözlerimin içine bakıyordu.
"Önemsiz biri Helin.Sıradan bir hizmetçi."dediğinde kelimlerini vurguluyordu.Ancak söyledikleri bugün için değil gibiydi.Hızla silkinip kendime geldiğimde titreyen ellerimle içecekleri verirken Ezma Hanım gelmişti."Yeter bu kadar oyalandığınız kızlar.Kalkın hayde!"
dediğinde hala şaşkındım.

"Sen sakin ol canemin(canım).
Kızın her şeyi halleder."dediğinde bu konak onların eviydi.Bejna ve yanındaki iki kız terastan ayrıldığında yeni anlıyordum.
Beni bilerek Bejna çağırtmıştı
bana gözdağı veriyordu.Lakin ben hiçbir şey yapmayacaktım ki.
Karan ağanın kalbimdeki filizlenmeye başlayan sevdasını zor da olsa içime gömecektim.
Karan ağa her ne kadar babası yüzünden nişanlandıklarını söylesede yapmazdım.Nişanlı bir adamla olmazdım.

"Ne duruyorsun burada hayde mutfağa işinin başına."diyen Hanımağayla belli belirsiz başımı salladım.Tam gidecekken "Ha bu arada şu yüzündeki paçavrayıda çıkart.Dikkat çekme."dediğinde mutfağa inmeye başladım.Bejna beni nasıl bulmuştu?O gün sadece yüzümü birkaç saniye görmüştü.
"Hepsi senin yüzünden Mizgin.Ne diye odaya girerken peçeni çıkardın?"kendime öfkeliydim.
O odanın önünde o kadar heyecanlanmıştı ki toy kalbim.

O yeşil gözlerin beni güzel görmesini istemiştim.Yüzümdeki morluklara rağmen yüzüme baksın istemiştim.Sadece bir an için normal biri gibi hissetmek istemiştim.Mutfağa kadınların yanına gidip yardım etmeye başladığımda akşam olmuştu.
"Her şey hazır mı Sultan?"mutfağa gelen Ezma Hanımla yanımdaki kadın hızla cevap verdi."Her şey hazır Hanımım."dediğinde başını salladı.Ardından küçümseyici gözleri üzerimde durduğunda "Bahçeye sofrayı kur."

Tabakları alıp bahçede ki masaya dizmeye başladığımda merdivenlerden Bejna iniyordu.
"Kızım varya çok güzel oldun.
Karan ağam çok şanslı."diyen Helin adındaki kız konuşuyordu.
Duyduğum isimle kalbim hızla yeniden çarpmaya başlarken gözlerim doldu.Bejna üzerine kırmızı bileklerinde biten uçuş uçuş bir elbise giymişti.Yüzü canlı ve güzeldi,hiç yarasıda yoktu.
Elim istemsizce morluklarla dolu yüzümü bulduğunda üzerime baktım.Komşumuzun kızının eskileriydi,lacivert rengi solmuş düz bir elbiseydi.

Ancak bundan gocunmuyordum giydiklerimi dert etmeyeli uzun bir zaman olmuştu.Yine de içimdeki o yaralı çocuk heves ediyordu bazen.
'Hayaller hayalken güzel Mizgin.'
kendi kendime mırıldandığımda gerçekler buydu.Sessizce burnumu çektiğimde "Elbette şanslıyız Lorin.
Ona hayatının en güzel yıllarını yaşatacağım."dediğinde açık yeşil gözleri bana çevrildi.Gözlerindeki hırs ve kibir oldukça fazlaydı.
Hiçbir şey demeden mutfağa gittiğimde kapı çalmıştı.Yemekleri alıp bahçeye çıktığımda dizlerim titredi.

Rohat Arslanoğlu rahat bir tavılarla sedire
oturduğunda siyahlara bürünmüştü. "Hoşgeldin oğlum."diyen Ezma Hanımdı."Hoşbulduk yenge.Amcam nerede?"dediğinde gözleri beni buldu.Bedenimi baştan aşağıya süzdüğünde bir dizini diğerinin üzerine atarken Ezma Hanım konuştu."Yukarıda üstünü değişiyor oğlum.Birazdan misafirlerde gelir."dediğinde midem bulanıyordu.Yüzündeki adi sırıtmayla gözlerimin içine bakarken mavi gözleri üzerimdeydi. "Hoşgeldin pişman(amcaoğlu)."diyen Bejnaydı.

"Şimdi daha da hoşbuldum."
dediğinde elimdekileri hızla masaya bırakıp mutfağa girdim.
Nefesim hızlanırken irice bir damla yanaklarımdan süzülürken korkuyordum.Sığınacak yardım isteyecek tek bir kimsem yoktu.
"İyi misin?Yüzün kireç gibi olmuş."
diyen kızla "B..bir şey yok." dediğimde mutfaktan çıkmak istemiyordum.Bir müddet mutfakta durduğumda küçük bir kız çocuğu gibi saklanmak istiyordum.Kimse beni bulamasın daha fazla canımı yakmasın diye.

"Son kez masaya bir göz at."diyen kahya kadınla derin bir nefes aldım.Yeniden bahçeye çıktığımda kapı yeniden çalarken konakta ki herkes kapıda dizilmişlerdi.
"Hoşgelmişsiniz Derbas ağam.Buyrun."diyen adamla elalarım kapıyı buldu.Gelen misafirler Ateşoğulları mıydı?
Ruhumun paramparça olduğunu hissederken bütün bunlar gerçek miydi?"Hoşbulduk Rezan ağa."diyen Berze yadeydi.Herkes avludaki geniş sedirlere oturmaya başladı.

Bejna Berze yade ve Karan ağa'nın annesi olduğunu tahmin ettiğim kadının elini öpüyordu.
"Hoşgeldiniz Berze yade,Avşin daye."dediğinde bir anda değişmişti.Gözlerindeki kibir ve hırs yok olurken oldukça masum davranıyordu."Hoşbulduk güzel bûke(gelin.)"diyen adının Avşin olduğunu ögrendiğim kadındı.
Öylece yerime mıhlanmış gibi izlerken kızarmış elalarım koyu yeşillerle çarpıştı.

Üzerinde siyah kumaş bir pantolan ve geniş omuzlarını saran beyaz bir gömlek varken bu benim aldığım gömlekti.Gömleğin manşetlerinde siyah ufak işlemeler vardı.O gün almış olmalıydı gömleği şirketten.
İstemsizce hızlanan kalbim benliğimi bir uçuruma sürüklerken engel olamıyordum.Kendime kızarak bakışlarımı yere indirirken Bejna Karan ağanın yanına gitti.
Görüşümün bulanıklaştığını hissederken arkamı döndüm.
Kendimi telkin ederken sadece birkaç saat daha sabretmeliydim.

Mutfağa gittiğimde gördüğüm küçük bebekle gülümsedim.Sabah benimle konuşan genç kızın kucağındaydı."Ben sevebilir miyim?"dediğimde onun kızı mıydı?Onaylayarak küçük bebeği uzattığında o kadar güzeldiki.
Temiz kokusunu derince içime çektiğimde uzun zamandır bu kadar huzurlu hissetmemiştim.
Bir müddet tatlı bebekle ilgilendiğimde "Servise başlamanızı buyurdu Ezma Hanımım."diyen kahya kadındı.
İstemeden bebeği geri uzattığında ayağa kalktım.

Çorbaları servis etmek için bahçeye çıktığımda kafamı bir an dahi yerden kaldırmıyordum.
Kolumda hissettiğim acıyla dudaklarımı dişlerken servis yapmaya başladım."Üzerindeki de pek yakışmış Karan oğlum."diyen Ezma Hanımdı.Üzerinde yöresel bir kıyafet varken yüzündeki acımasızlık birden yok olmuştu.
"Bugün oldukça önemli bir ihale vardı.Şans getirmesi için giydim."
istemsizce bakışlarım ona dönerken hiçbir şey umrunda değilmişcesine bana bakıyordu.

Midemde hissettiğim ağrıya anlam veremezken bakışlarını kaçıran bendim."Güzel bir gün öyleyse Ateşoğlu?"diye soran Rohat ağanın sesi alaylıydı.Karan'ın bakışları sertleşirken gözlerine keskin bir ifade yerleşmişti.Rohat ağanın çorbasını koymak için yanına geldiğimde ellerim titriyordu.
Çorbayı koyarken belimde hissettiğim elle bir anda sıçradım.
Kasedeki çorbadan birkaç damla Rohat ağanın üzerine dökülürken korkuyla geriye çekildim.
"Ne yapıyorsun sen beceriksiz?"
diyen Ezma Hanım öfkeyle ayağa kalkmıştı.

Gözlerimden yaşlar ardı ardına düşkerken "Be...ben bir anda oldu.
Özür dilerim."dediğimde hala şoktaydım.O adamın ellerini bedenimde hissetiğimde ne yapacağımı bilememiştim."Ezma kazadır bu olur."diyen Berze yadeyle hiç mi kimse görmemişti?
Karan ağa öfkeyle Rohat ağaya bakmaya başladığında kalkmak için bir hamle yapmıştı.Lakin yanındaki gamzeli çocuk onu kimse görmeden durdurmuştu."Sen en iyisi git mutfağa zaten pek bir şey de beceremiyorsun."diyen Bejnaydı.

Hiçbir şey demeden hızla arkamı döndüğümde ölmek istiyordu içimdeki çaresiz taraf.Bir okyanusun dibinde öylece çırpınırken boğuluyordum.
Mutfağa gidip sessizce oturduğumda yaşlar hızla damlarken "Git de bir elini yüzünü yıka.Banyo hemen karşıda."diyen kızla ayağa kalktım.Mutfaktan çıkıp diğer koridora geçtiğimde ağzım bir anda iri bir elle kapandı.
Zayıf bedenim hızla duvara yaslandığında Rohat ağa üzerime eğildi.Sıcak nefesini hissetmek canımı yakarken mavi gözleri acımasızdı.Eli boynumu bulduğunda çaresizce çırpınırken boynumu okşuyordu.

"Eğer yarın tarlaya gelip dediklerimi yapmazsan Mizgin babana benimle birlikte olduğunu söylerim.Bütün Ruha benim altıma yattığını duyar."

💧

Bölümü nasıl buldunuz ballar?

Gelecek bölümde neler olacak?Mizgin Rohat'ın yanına gidecek mi?

Bejna hakkındaki düşünceleriniz?

Bölümün en sevdiğiniz sahnesi?

Bölümün en sevmediğiniz karakterleri?

Mizgin ve Karan hakkındaki düşünceleriniz?

Sizce Mizgin Karan ağaya aşık oldu mu?

Mizgin ve Melek dostluğu hakkındaki fikirleriniz?

Lütfen bölüm için bir şarkı bırakın.

Continue Reading

You'll Also Like

3.2K 171 8
Fenerbahçe voleybol oyuncusunun Nicolo zaniolonun istemediği ondan bir çocuğu vardır ilerleyen zamanlarda ortak arkadaşları nedeniyle Ferdi'yle tanış...
1.5K 276 15
Seungmin sessiz,içe kapanık,asosyal ve bazı hastalıkları olan biriydi.Bangchan ile olan ilişkisi onu yavaş yavaş hayata döndürüyordu.
292K 18.7K 25
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
4.5M 337K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...