Prens ile Kurbağa | TEXTİNG

By imranthmc

15.4K 2.1K 3.7K

"Peki masalda çirkin olan; kurbağa olan prenses olsaydı, yakışıklı prens yine onu öper miydi? Dahası... Prens... More

Giriş
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
21
22
23
24
25
26
27

20

444 68 174
By imranthmc

Medya: Kartal Demirci

*Rica etsem buraya bölümü okuduğunuz saati yazar mısınız?

**Önceki bölümdeki minik serzenişime kulak verip, yorum yapan herkese çook teşekkür ederim. Rica etsem aynısını bu bölümde de yapar mısınız :') Yorumlarınız benim için gerçekten aşırı motive edici oluyor.

***

Saat 10:05

kartaldemirci:

Piştt.

Günaydın.

Bak riske girip, yine sana günün ilk mesajını atıyorum ama umarım bu defa dengen filan şaşmaz, Kurbağacık.

Elinden olur olmadık kelimeler çıkmaz?

Şey gibi hani...

Canım, sevgili pe-

Neyse neyse, hadi seni utandırmayayım.

Bugün iyiliğim üzerimde.

Çekinmeden bana 'günaydın' yazabilirsin.

Geçen sefer "Canım, sevgili Penisim" yazdığını hatırlatmayacağım sana.

:)

*

Saat 10:07

kartaldemirci:

E hadi, bekliyorum Kurbağacık.

Görsene mesajlarımı,

Günaydın desene,

Üç kere vıraklasana.

Çekinmeden bana günaydın yazabileceğini söylüyorum.

*

Saat 10:09

kartaldemirci:

Ulan, ben kime diyorum acaba?

Neredesin?

Niye görmüyorsun mesajlarımı?

Senin çoktan uyanmış olman gerekmiyor mu?

Okula ya da dershaneye de gidemiyorsun?

Eee, amına koyayım?

Neredesin kızım o halde sen?

Ne halt yemeye sabahın köründe benim tüm ayarlarımı altüst ediyorsun?

Ulan!

Görsene artık şu mesajları!

Başçavuşun eşeği mi osuruyor burada!

Prensim kızım ben, Prens.

Sana 'a' yazsam, iki elin kanda bile olsa koşup bana cevap vereceksin!

*

Saat 10:12

kartaldemirci:

Bak hâlâ bir mesaj yok...

Aloo, kime diyorum ben?

Piştt Piştt Piştt.

İyisin ama değil mi?

Bu tuhaf sessizliğinin sebebi kötü bir şey olduğundan değil?

Kurbağacık, gerçekten merak ediyorum.

Neredesin, niye mesajlarımı görmüyorsun?

selambenkurbaga3:

Günaydın, sevgili Prensim, günaydın.

İyiyim ben, merak etme.

Ama lütfen bana on dakika verir misin?

Geldiğimde anlatırım ne olduğunu.

kartaldemirci:

Ha bir şey oldu?

Bak, iyi olduğunu söylüyorsun, o yüzden daha fazla bir şey demiyorum?

Tamam, on dakika sonra bekliyorum seni.

-Görüldü

*

Saat 10:22

selambenkurbaga3:

Geldim...

kartaldemirci:

Anlat?

selambenkurbaga3:

Off...

Boş ver, hiç sorma diyeceğim de attığın onlarca mesajı göz önünde bulundurunca böyle demeye cesaret edemedim.

Valla saçma sapan bir şey oldu.

kartaldemirci:

Ne oldu?

selambenkurbaga3:

Az önce Doruk beni ziyarete geldi.

İnanabiliyor musun?

Doruk. Beni. Ziyarete!

kartaldemirci:

Doruk. Seni. Ziyarete. Geldi?

selambenkurbaga3:

Dediğim gibi saçma sapan bir olaydı işte.

Yok yani, sen benim adresimi nereden buldun?

Hadi buldun, ne halt yemeye beni ziyarete geldin?

Gerçi bu sorunun cevabını verdi ama ne fark eder ki?

Ya sen tam tamına dört sene boyunca bana zorbalık yaptın, sana karşı beslediğim duygularla dalga geçtin, defalarca ağlamama sebep oldun!

Beni ziyarete gelmesinin sebebi neymiş biliyor musun?

Beyefendi beni merak etmiş.

Hani onunla çarpıştıktan hemen sonra düştüm ya, kendini sorumlu tutmuş, gelip beni kendi gözleriyle görmek istemiş.

kartaldemirci:

Demek ben sana günaydın mesajı atarken, sen onunla beraberdin?

selambenkurbaga3:

Ay ne münasebet be?

Ben onunla beraber filan değildim.

O, benimle beraber olmak için evime gelmişti.

Yani ziyaret anlamında, konuşmak anlamında.

Çok durmadı zaten.

On beş dakika kadar oturdu, sonra da gitti.

kartaldemirci:

Ne hissettin peki?

Onu evinde, odanda görünce?

Odana girdi değil mi?

selambenkurbaga3:

Evet, odama girdi.

Annem okuldan bir arkadaşım sandığı için bana haber vermeden onu içeri buyur etmiş, yetmemiş odama kadar da yönlendirmiş.

Odama!

Ya ben hayatım boyunca bu kadar şaşırdığımı hatırlamıyorum.

Resmen şok oldum, başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

kartaldemirci:

Odana girdi...

selambenkurbaga3:

Onu bir anda karşımda görünce bayılacağımı zannettim.

Ama böyle hissetmeme neden olan, mutluluk mu heyecan mı utanma duygusu mu öfke mi hiç bilmiyorum.

Belki de bunların hepsi...

He bir de yetmiyormuş gibi Doruk gittikten sonra annemin şey sanması var tabii...

İki gündür bana gönderdiğin; kahve, kurbağacık ve baklavayı Doruk'un göndermesi.

Elbette ben anneme öyle bir şeyin olmadığını, onları Doruk'un göndermediğini, hatta Doruk'la arkadaş bile olmadığımızı söyledim.

Ama bu söylediklerime ne kadar inandı, hiç bilmiyorum.

kartaldemirci:

Ne diyeyim, anlaşılan sana uğurlu geldim Kurbağacık.

Lise ikiden beri yüzüne bakmayan; her fırsatta seninle dalga geçen bir çocuk, her nasılsa benden sonra sana gülümsemeye, sana dokumaya, son olarak da odana kadar girmeye başladı...

Belki de sen biraz aceleci davrandın?

Kavalyen konusunda bana değil de Doruk'a teklifte bulunmalıydın?

Çünkü tüm bu olanlar göz önünde bulundurulduğunda Doruk'un sana eşlik etme ihtimali hiçte düşük görünmüyor.

selambenkurbaga3:

Ya ne alaka?

Sen varken, o karaktersiz geri zekâlı kim ki ben ondan kavalyem olmasını isteyeceğim?

Tamam, lise ikiden beri ona karşı duygusal hisler beslediğimi kabul ediyorum.

Ama bundan deli gibi pişmanlık duyduğumu da sana daha ilk gün söylemiştim.

kartaldemirci:

Hislerinin yeniden alev alması sadece ufak bir kıvılcıma bakar, Kurbağacık.

Ve Doruk, bu kıvılcımı çakmak için elinden geleni yapıyor gibi görünüyor.

selambenkurbaga3:

Hah!

Değil elinden; ayağından, kolundan, başından, hatta götünden geleni de yapsa artık umurumda değil.

Ben, Doruk defterini kapattım.

Bir daha da o defteri açmaya hiç niyetim yok.

kartaldemirci:

Hayırlısı.

selambenkurbaga3:

Hayırlısı?

Hayırlısı ne ya?

Niye böyle soğuk soğuk mesajlar atıyorsun?

Sana, Doruk'a dair hiçbir şeyin zerre umurumda olmadığını söylüyorum!

kartaldemirci:

Kim bilir.

selambenkurbaga3:

Neyi, kim bilir?

Ben biliyorum işte, ben söylüyorum?

kartaldemirci:

Peki.

selambenkurbaga3:

Peki ne ya, peki ne?

Ne oldu şimdi?

Niye böyle davranıyorsun?

Bak, eğer günaydın mesajına anında cevap vermedim diyeyse, o sırada neyle meşgul olduğumu zaten sana söyledim.

kartaldemirci:

Doruk'la.

selambenkurbaga3:

Hayır, Doruk'la filan değil!

Bir orospu çocuğuyla.

Ya sen normalde ona böyle derdin.

Hatta sadece böyle demekle de kalmaz; puşt, şerefsiz, ibne gibi küfürlerle de bu söylediğini desteklerdin.

Şimdi niye ona adıyla hitap ediyorsun?

kartaldemirci:

Bilmem, fark etmemişim.

selambenkurbaga3:

Hah!

Sen onu gel de benim külahıma anlat...

Kıskandın mı?

Bu mudur yani bir anda buz kütlesi kesilmenin nedeni?

kartaldemirci:

Hayır, kıskanmadım.

selambenkurbaga3:

Güzel şaka, Kurbağacık :)

Az önceki soruya da böyle cevap vermen gerekiyordu!

Ama vermedin.

Demek ki normal olmayan bir şeyler var.

Demek ki kıskançlık gibi bir durum var.

Hadi itiraf et.

Doruk'un odama girmesi mi seni rahatsız etti?

kartaldemirci:

Ulan ben o katkısız orospu çocuğunun neyini kıskanacağım?

Eğer birinin kıskanılması gerekiyorsa, gelsin de o puşt oğlu puşt beni kıskansın!

selambenkurbaga3:

Oh, çok şükür.

İşte vermen gereken tepki buydu.

kartaldemirci:

Verdiğim bir tepki yok, Kurbağacık.

Aksine, senin adına mutlu bile oldum.

En nihayetinde âşık olduğun çocuk bugün seni ziyarete geldi.

Evine.

Pardon.

Odana.

selambenkurbaga3:

Aşk?

Ne aşkı be?

Ben ona aşık filan değilim.

Ben sadece onunla hayaller kurmayı seviyordum, o hayallerde kendimi güzel bir Prensesmiş gibi düşlemeyi...

kartaldemirci:

Ne diyeyim, aynen düşlemeye devam et o halde Kurbağacık.

Çünkü bu gidişle Doruk'la düşlediğin bütün hayaller gerçek olacak gibi görünüyor.

Neyse, hadi benim şimdi işim var.

Sonra görüşürüz.

selambenkurbaga3:

Ya off...

Sen benim yazdıklarımı okumuyor musun?

Doruk'a dair hiçbir şey artık umurumda değil diyorum, değil!

Kaşar sevgilisiyle cehennemin dibine kadar yolu var.

Yeter ki benden uzak olsunlar.

Asıl benim anlamadığım,

Sen niye böyle davranıyorsun?

Yanlış bir şey mi söyledim veya yaptım?

???

???

???

İyi, peki.

İşin varsa git işini yap madem.

Nasılsa sonra görüşürüz.

Görüşürüz ama değil mi?

Görüşürüz, görüşürüz.

Hem zaten sen de öyle söyledin...

*

*

Saat 13:30

"Umarım kızınıza gönderdiğim hediyeler sizi rahatsız etmiyordur.

Bu çiçekleri, oldu da sizi rahatsız ettiysem özür dileme amacıyla gönderiyorum.

Yakında yüz yüze tanışabilme dileğiyle..."

-Kartal Demirci

*

selambenkurbaga3:

E yok artık ama...

Ya sen benim anneme çiçek mi gönderdin?

Sen. Benim. ANNEME. Çiçek. Mi. Gönderdin?

Hem de böyle bir notla?

Tamam da neden, ne düşünerek, ne amaçlayarak?

Bir de 'yakında yüz yüz tanışabilme dileğiyle' filan demişsin.

Off...

Sırf şey dedim diye değil mi?

Bana gönderdiğin hediyeleri, annem, Doruk'un gönderdiğini sandığı için...

Merak etme ama, amacına başarıyla ulaştın, annem artık o hediyeleri Doruk'un değil de senin gönderdiğini biliyor.

Ya ben annemi uzun zamandır böyle görmemiştim, neden durduk yere böyle bir şey yaptın ki?

kartaldemirci:

Nasıl bir şey?

selambenkurbaga3:

Kadın mutluluktan delirdi resmen...

Anlattığına göre kapı çalmış; o sırada annem de bulaşık yıkıyormuş, elleri köpüklü bir şekilde kapıyı açmaya gitmiş, karşısında kocaman bir çiçek görünce neye uğradığını şaşırmış, sonra kargocu "Açelya Hanımın annesine" demiş, tabii annem bunu duyunca daha çok şaşırmış, çünkü babam özel günler de bile anneme çiçek alan biri değildir... Neyse işte annem, çiçekle içeri girmiş, notu okumuş, kendi kendine gülmeye başlamış...

Neyse, sonra da koşturarak yanıma geldi işte.

Bana nefes almadan onlarca, onlarca soru sordu.

Bu kartta adı yazan Kartal Demirci, hani şu yakışıklı fenomen olan Kartal Demirci mi diye sordu.

Tabii bu soruya ilk başta kendisi de ihtimal veremedi, yok canım, olur mu öyle şey, alt tarafı isim benzerliğidir dedi...

Sonra ben de mecbur kalıp, ona her şeyi en baştan anlatmak zorunda kaldım.

Biliyor musun, annem de denk geldikçe senin videolarını YouTube'dan izliyormuş, hatta Instagram da bile seni takip ediyormuş...

kartaldemirci:

Şaka yapıyorsun?

Selambenkurbaga3:

Aynen, şu an başka derdim yok, bir de sana bu konuyla ilgili şaka yapacağım...

Annemle ne yaşadıysak anlatıyorum işte sana.

Eğer balo gününe kadar ayağım iyileşirse, birlikte baloya da gideceğimizi söyledim.

Bunu duyunca annemin mutluluğu birden üçe, beşe katlandı, benim adıma çok sevindiğini söyledi.

Son olarak da çiçekler için çok teşekkür ettiğini ve yüz yüze tanışmak için de sabırsızlandığını iletmemi istedi...

kartaldemirci:

:)

selambenkurbaga3:

Ben bu anlattıklarımda gülünecek hiçbir şey göremiyorum, sevgili Prensim.

Cidden soruyorum, neden böyle bir şey yaptın ki?

Ne gerek vardı?

kartaldemirci:

Keyfim ve kahyası öyle istedi.

selambenkurbaga3:

E tabii, başka kim isteyecek ki zaten...

Ama lütfen, rica ediyorum, keyfin ve kahyası artık böyle şeyler istemesin.

Hem zaten niye istiyor ki?

Senin başka işin gücün yok mu hem bana hem de anneme bir şeyler gönderip duruyorsun?

kartaldemirci:

Bunu kişisel algılama, Kurbağacık.

Bugün canım size bir şeyler göndermek istedi, ben de gönderdim.

Eğer yarın canım başka birine göndermek isterse, bu sefer de ona gönderirim.

selambenkurbaga3:

Hah!

Cevaba bak cevaba!

Puh!

İyi tamam, ben engel olmayayım o zaman senin yarınlarına, artık aklında kim varsa -büyük ihtimalle Hazal vardır- defol git ona bir şeyler gönder madem!

Benimle vakit harcama!

kartaldemirci:

Şu an canım seninle vakit harcamak istiyor.

selambenkurbaga3:

Şu an ama değil mi?

Biraz sonra fikrin değişebilir?

Hatta kim bilir belki de şu an değişmiştir?

Yok ama gerçekten artık bana bir şeyler göndermeni istemiyorum, hele hele yarın da canım isterse bir başkasına gönderirim dedin ya, kesinlikle artık bana bir şeyler göndermeni istemiyorum!

Yazıklar olsun!

kartaldemirci:

Aynı şekilde bende Kurbağacık...

selambenkurbaga3:

Aynı şekilde sende, ne?

kartaldemirci:

Düne kadar canını derinden acıtan; seni aynalardan, kendinden nefret ettiren katkısız bir orospu çocuğuna karşı artık duygusal hisler beslemeni istemiyorum.

selambenkurbaga3:

Tövbe tövbe...

Döndük yine en başa...

Ya ben sana, ona karşı artık bir şeyler hissetmediğimi defalarca söylemedim mi?

kartaldemirci:

Hayır, Kurbağacık.

Hiç söylemedin.

Sadece yazdın.

Sadece öyle olduğunu iddia ettin.

Söyleyebilmek ve yazabilmek arasında dağlar kadar fark vardır.

Ve ben merak ediyorum, bunu neden merak ettiğimi de bilmiyorum ama acaba balo günü karşı karşıya geldiğimizde de bana, Doruk'a dair hiçbir şey hissetmediğini söyleyebilir misin?

Gözlerimin içine bakarak?

***

*Sizce söyleyebilir mi?

*Kartal'ın ufaktan ufaktan Açelya'yı kıskanması hakkında ne düşünüyorsunuz?

21. Bölüm de görüşebilmek dileğiyle <3

Continue Reading

You'll Also Like

134K 5.1K 41
İhanetin gölgesinde kalan kadınların intikamı ağır olur. Mecburiyet, kollarını hayatına doladığı zaman susacağını sanır, seni hislerle yanıltır. Ama...
15.1K 922 26
RUS MAFYA LİDERİ VIKTOR VOLKOV İLE BALERİN VERA VASILIEV... BİR MAFYA/ROMANTİZM KURGUSUDUR. "İlk öptüğüm erkek sensin." Bu doğru olamazdı, değil mi? ...
9.4K 208 21
"Melin, büyüleyicisin." Beni kendine biraz daha yaklaştırdı. Boynuma eğildi ve sert bir öpücük kondurdu. Sonra ise gözlerime baktı. Nasıl baktığını a...
17.4K 1K 20
Bir araba kazası her şeyi değiştirir. Tıpkı Bulut Akın'ın hayatını değiştirebileceği gibi. Araba kazasından sonra Bulut hastaneden kaçma girişimind...