Dershane Hocam

By S0gukyaz

2.4M 109K 63.3K

Yüce yaradan beni yaratırken bol keseden ego hamuruma katmışsa ben bir şey yapamam abicim. Ego doğuştan gelen... More

Ödev
Bittim
Özür Dilerim
Küçük?
Firariler
Görmüyorsun hiç
Eda
Demir Hoca
Kalp Ağrısı
Sıra Bende
Olmaz
Yüzbaşı
Bir Hafta
Aşıksın
Sevgilim
Yaş Pasta ve Biber Turşusu
Sarı Bebe
Basıldık
Misafir
Yitirilen İrade
Tekrar Kazandık Galiba
Yüzbaşının Kızı
Senden Uzakta
Evim
Kritik Mesele
Bir Adım Öteye
Reziliğin Böylesi
Maviş
Gönderi
Curcuna
Korku
Zamanı Değil
Racon
Bu Adam Benim Kocam
O Gece Bu Gece
İhtiras (I)
İhtiras (II)
İhtiras (III)
Prensim
Müptelam
Dilan
Uzun Süren Ayrılık
Kayıp
Son Bir Adım
Amerika
Evet
Kadınım
Vermiyorum
(kesit)
Evleniyorum

Bebemin Anası

14.2K 910 567
By S0gukyaz

***

Elimdeki yastığı pat patlayıp babamın bana dik dik bakışlarını umursamadan gülümseyerek belinin arkasına yerleştirdim.

Geri çekilirken yanağına kocaman sulu bir öpücük kondurdum.

"Melek?" Dedi dünyanın en garip bakışlarını bana yollarken.

Gülümsedim."He?"

Gözünü kırpıp başını hayırdır anlamında sallamasıyla anlamazlıktan gelerek kaşlarımı çattım.

"Hı?" Diye mırıldandığımda gözlerini kısan adamın bakışları resmen yerimde aniden buz kesmeme neden olmuştu.

Anam neden böyle bakmaya başladı?Her şeyi de yerli yerinde yapıyorum ama.

Bu kadar stres benim bebeğimi çok kötü etkiliyor ama babacığım.Lütfen torununa az saygı.Bak pıt diye patlar sonra...Tövbe yarabbim.

"Dün akşam şu Güngörler niye bize geldi?"

Yüzümdeki gülümsemeyi silmeden hızla beynime bir göz attım.

Hipotalamusum adrenalin sentezlerken bir boka yaramayan uç beynime yeteri kadar sövdükten sonra ellerinde yalanlarla dolu kağıtları tutan nöroncuklarıma çok thankslerimi iletip ilk yalanı şak diye söyledim.

"Canları sıkılmış herhalde." Ben bu yalana okeyim ya siz bebeler?Bence mükemmel bir açıklama.

"Canları sıkılmış?"

Bebeğim deden böyle biri işte.Ama sen sakin ol ben hallederim.Cefakar bir anayım çünkü ben.

"Ayh ne bileyim ben baba. Demişlerdir kalkın bir misafirliğe gidelim, gelmişlerdir işte aaa."

"Ömer." Dedi elindeki telefonla oyun oynayan biricik kardeşime.Yeşil hareler benden çekilmezken Ömer'e hitaben "beni ve Meleki yalnız bırak." Demesiyle Ömer sırıtıp hızla ayağa kalktı.

Dayın böyle bir tür bebeğim.Sen ona bakma.İçin rahat olsun ama bundan başka bir canlı daha yok.Birden fazla olsalardı ne yapardık ya? Tövbe yarabbi.

"Karşıma geç otur." Dediğinde kapanan kapıyla sertçe yutkunup uzandığı koltukta ayaklarının ucuna geçip oturdum.

Yeşil irisleri şöyle bir baktı yüzüme.Kaşlar çatıktı ama gözler bi acıklı bakıyordu sanki. Yerinde doğruldu ve yanıma oturdu.

"Ne ara büyüdün de evlenecek yaşa geldin eşşek oğlu eşşek."

Yalnız babacım o son kelimeler oldu mu hiç?Hem sana yakışıyor mu koskoca kıza eşşek oğlu eşşek demek? Ben artık anayım anayım.Lütfen ama biraz saygı.
Dur bir dakika evlenecek yaş mı? Lan ben pot falan mı kırdım? Boku yedik.

Gözlerim onun her hareketini izledi.Yok abicim hiç sinirli değil.Daha çok dokunsan ağlayacak gibi.Aayy bunun gözleri doldu.Bak baba hamilelik hormonlarımın değerleri fazla yüksek oturur salya sümük ağlarım,sakın ağlama!

Sesimi çıkarmadım tabii.Dudaklarımda bir tebessümle başımı öne eğdim.Rüzgar abi konuşma dedi.Yoksa şimdiye belimi arkaya yaslamış heey gidi Bilal Oğuz Arıcı hey. Kızın sana dede diyecek bir canlı türü taşıyor sen evlenecek yaş diyorsun.Çarpı ikiye alamıyor muyuz seni derdim ama can sağlığım için demedim.

"Sanki ben bilmiyor muyum sanki dün geceki her şey planlandı."

YAARRRAAAAA....

Allah belamı versin pot kırmadım.Sen nesin böyle baba ya.Vahiy mi geliyor bak doğruyu söyle.

Başımı fişek hızıyla kaldırıp babama baktım.Manidar bir tebessüm vardı dudaklarda. Elini saçlarıma atıp okşadı usul usul.

İçimi afaganlar basarken babamın bu kadar sakin oluşu tüylerimi ürpertiyordu resmen.

"Şimdi bunlar gelecek benden seni isteyecekler öyle mi?" Yani bildiğim kadarıyla olması gereken şey bu. Kaçırsınlar mı? Ben okeyim.

"Yani işte." Diye içime kaçan sesimle saçma salak bir şeyler geveledim.Ver artık beni babalık.Hem sen değil miydin biri gelsin istesin seni de kurtulalım baş belamızdan.E al sana fırsat.

Bir iç çekti benim orada bir gözlerim doldu anlatamam. Ya ama bak oturur salya sümük ağlarım demedi demeyin.

"Melek-" dedi başımın üzerinden sıkıca öperken. Babam işte, bir ters bir düz. O kadar dengesiz biri ki benim acilen bu evden çıkıp gitmem lazım.Kendi psikolojim için canım.

"Efendim baba?"

"Demirin-" dediğinde sesi kesinleşti. Kaşlar çatıldı tabii.Geliyor gelmekte olan.

"Demirin seni sevdiğinden emin misin?Ömrünün sonuna kadar onunla birlikte yaşayabilecek misin?"

Yani gelecekte neler olur kimse bilemez ama Allah karşımıza fırtınalı günler çıkarsa bile ondan vazgeçmezdim.Vazgeçemezdim, çünkü o benim bebişimin babası ve benim biricik kocam.
O her aklıma geldiğinde ısınan yanaklarımı asla es geçemem. Şapşal adamın teki ama galbimin de sahibidir.
Yani artık onun tapusunu almam lazım benim.Ver baba beni ona.

"Baba ben onu çok seviyorum ve onunda beni sevdiğinden şüphe etmene gerek yok. Güngör kızını üzmüyor aksine kızına iyi geliyor."

Keşke petitom burada olsaydı.Ya ben onu özlemiştim ama. Türkiye'ye döner dönmez Fırat abimin yardımlarıyla babamın gözüne batmadan eve girdiğim gibi odama kapanmıştım.Tabii babamla asıl karşılaşmamız sabah olmuştu.Kahvaltıda bana bi bakışı var anlatamam. Onun yüzünden bir lokma ekmek yiyerek kahvaltımı sonlandırmıştım.
Kızgındı ve kızmaya hakkı da vardı. Ya sen kalk Türkiyeden Amerikalara bir gece vakti uç ve kimseye bunu söyleme. E hangi baba kızının bu yaptığına karşılık sırtını sıvazlar aferin kızıma derdi? Türk babalarından bahsediyorsak sanırım cevap çok açıktı.Dua edelim silahla Rüzgar abinin evini basmadı.Vallahi yapar mıydı yapardı...Fırat abim olmasa tabii.

Babam göz devirerek "iyi geliyormuş." diye sitemli sitemli konuştu.
"Şu haline bak, oraya buraya sırf onun için koşuşturmaktan zayıfladın,kurudun gittin. Nereden bu adam sana iyi geliyor Melek!?" Biri beni bu katilin yanından alabilir mi? Yeşilleri nasıl da kırmızıya çaldı ama. Ayyh tövbe estağfurullah.

"Ya ama baba." Diye mızmızlanmama karşılık bir nefes verdi. Göz ucuyla bana bakıp sakallarını sıvazladığında tatlı olduğumu düşündüğüm bir gülümseyişle bakıyordum ona.

"Sen şimdi Demirle evlenmek istiyorsun yani?"
Dedi evet cevabını almak istemiyormuş gibi sormuştu.

Başımı onayla salladım. Hadi ama Yüzbaşı sende biliyorsun ki beni eninde sonunda ona vereceksin.

"Başka birini istemiyorsun, Demir olmasında kararlısın?" Pazardan elma mı alıyoruz beybaba.

"Ya baba Demiri seviyorum ben."

Kaşları çatıldı.Bu kadar ani ve açık bir şekilde söylemem onu kızdırmıştı ki hemen başımı öne eğdim.

"Güngör soyadı hiç de güzel değil." Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Şu an bir çocuktan farksızdı.Bu haline gülmek istesem de gülmedim.

"O benim soyadımı alır.Bak sorun çözüldü."

Ona sunduğum bu alternatif teklif hoşuna gitmemiş olacak ki ağzının içinde bir şeyler mırıldandı yerinde kıpırdanırken.Fena köşeye sıkıştı gibime geldi.

"İyi!" Dedi ayağa kalkıp altındaki eşofmanın paçalarını yukarı doğru katlarken.

"Ben abdest alıp namaz kılana kadar bana elma soy getir."

Ya arkadaş biz az önce benim petitomdan bahsediyorduk.Konu ne ara elmaya geldi.Dengesiz diye boşa demiyorum.

"Yeşil, kırmızı, sarı?" Babam elmaya bayılırdı.Bu yüzden eve her çeşidinden,renginden, türünden evi elmayla doldururdu. Renkler onun şu anki bulunduğu ruh haline göre isim almıştı. Yeşil olanı mutluyken, kırmızı olanı karamsarken, sarı olanı sinirliyken yerdi.Babam biraz değişik.

"Sarı, Melek." Dediğinde yutkundum. Sarı derken bile sesi nasıl da sinirli çıkıyor ama.

"Tamam, getiriyorum hemen." Bu bir kaç gün suyundan gidelim.Hayır yani normal zamanda da bir dediğini iki etmezdim ama şu bir kaç gün daha da istekli olmam ve her dediğini yapmam lazımdı.

Odadan çıktığında rahat bir nefes alıp verdim. Elimi karnımın üzerine koyup "Çak beşlik." Dedim gülerek. Henüz hücre olan bebeğime de çak beşlik diyorum ya, te Allah'ım.

Odadan çıkıp mutfağa girecekken Ömer'in sesini duyunca duvara yapışıp kulak kabarttım. Hayır bu kadar kibar konuşması beni duvar arkasına saklanarak onu dinlemeye itmişti. Bizim hanzo normalde böyle konuşmaz çünkü.

"Ya birtanem sen neden ağlarken bana resim atıyorsun? Ne yapayım uçayım mı yanına? Biletimi kesersen gelirim ama."

Dur ,dur ,dur, benim ikizin sevgilisi mi vardı? Hadi canım! Ne zamandan beri?

"Lan manyak! Sen ağlarken diyorum ki neden ağlıyorsun bana sen daha iyi bilirsin diyorsun. Kafana soktuğum bilsem sormam herhalde."

Adam haklı beyler.Bu arada ben az önce kibarlık mı dedim? Siktir edin siz onu.

"Bebeğim ama sen böyle yaparsan olmaz ki. Kim üzdü seni abin mi? Abini sikeyim."

Dudaklarımdan bir gülüş kaçtığında duvar arkasından çıkıp mutfağa girmiştim ki beni gördüğü gibi gözleri irice açılıp sus dercesine baktı.

"Abin boksör mü?" Sessiz gülüşlerimle can çekişirken Ömer'in sert yutkunuşuyla karnımı tuttum.Bebeğim düşmez dimi bu kadar gülmeye?

"Tülay? Aloo, Tülay? Tüh ses gitti. Tülay?" Diyip telefonu kulağından çektiği gibi şak diye kapatıp işaret parmağını tehditvarice bana doğru salladı" gülme döverim!"

"Hmm döversin, denesene." dediğimde ayağa kalkmış üzerime yürüyordu.

"Sen birde beni dinledin mi?" Tam dibimde durunca göz devirdim. " Şu testesteron kokan seni al ve uzaklaş hemen yoksa çenene yumruk yiyeceksin Ömer."

Kaşlarını kaldırdı ve " saçını başını yolarım ha. Bana bak babama söylemek yok." Diyince dudaklarımın arasından tükürülü bir gülüş kaçtığında gözlerini sabırla kapatmış yüzünü tükürüğümden arındırıp kafama bir tane yapıştırmıştı.

"Acıdı hayvan."

Yumruğumu omzuna geçirmemle "LAN!" diye bağırmış kollarımı tuttuğu gibi bana kendi ellerimle tokat atmıştı.

"Ömer seni GEBERTİRİM! Dursana! YA BABAAAĞĞĞ! ÖMER BENİ DÖVÜYOR.ABİİĞĞ!"

Hayvan,bildiğin hayvan ya. Yanaklarım acımaya başlarken mutfak kapısının önünde daha yeni uyandığı belli olan iri adam ıslık çalınca başımızı ona çevirdik.

"Lan siz hiç büyümeyecek misiniz?"

Ömer hızla benden çekilirken yanaklarımı ovaladım.Maviş yanıma gelip başımın üzerinden öperken hemen arkamdaki dolabın kapağını açıp bir bardak aldı.

"Abi baksana nasıl vurdu hayvan!"

Mavişler kızardığına emin olduğum yanaklarımda oyalandı. Gülmemek için kendini zor tuttuğu belliydi.

"Kızartayım mı Ömer yanaklarını?"

Tabii bu dediğiyle Ömer hızla mutfaktan çıkmış "uzak dur benden katil!" Diye bağırıp odasına girerek kapıyı kapatmıştı. Kendisi bizzat Fırat abimin elli kilo ağırlığındaki ellerine yakından şahit olduğu için kaçması normaldi tabii.

"Manyak." Diyerek başını olumsuzca sallarken gülüyordu.

Dolaptan su çıkarıp bardağa boşaltırken bende dolaba yönelip içinden sarı elmaları çıkardım.

"Babama mı?"diye sordu kaşlar çatık şekilde. Yanaklarımı şişirip ofladım. "Off evet."

"Hayırdır neye sinirli yine?" Bak o da biliyor işte sarı elmanın babam için anlamını. Bunu bilmeyen bi Ömer kaldı o da babamın bu takıntılarını umursamıyordu zaten.

"Evlilik meselesi."dememle bardak tezgahın üzerine sertçe konulduğunda "A-aa sen de mi?" Dedim. Aynı babam ya!

Elimdeki sarı elmayı alıp kocaman dişledi.
"Güngöre vereceğim kız kardeşim yok. Babam verse de ben vermiyorum seni." diyerek ısırdığı elmayla mutfaktan çıktığında dediği şeyi algılamam on saniyemi aldı.

"NEEEĞĞ!"

***

"Ne yani şimdi başıma birde Fırat mı çıktı? Baban bu kadar yumuşamışken Fırat bir delilik yaparsa sikerim bak onu."

Yanaklarımı şişirip ofladım.Dediğine göz devirdiğimde " Demir saçmalama yapmaz tabii ki öyle bir şey." dedim ekranda görünen çatık kaşlı yarime.

Alnını ovaladı. "Hiç belli olmaz." dediğinde içime bir kurt düşmedi değil.Yapmaz değil mi öyle bir şey? Yani babamın aklına girip de Demire beni vermemesi için saçma bir şey yapmaz.

Off bak afaganlar geliyor bana.

"Biraz rahatla. Merak etme çok kısa bir süre sonra tapunu alacağım."

Ekrana bir süre avel avel baktı. Dediğim şeye karşılık dudakları kıvrılırken "bak sen," diye mırıldandı.
"Tapu mapu," göz kırpıp "hayırdır?" Dediğinde gülümsememe engel olamıyordum.

"Hani benim vesikalığın yanında senin vesikalık ve altta imzalarımızın olduğu kırmızı bir tapu varya birtanem ondan bahsediyorum."

Gamzesini gösterecek kadar gülüp uzandığı koltuktan kalktı. "Bebemin anası getirtme beni oraya. Ham yaparım seni bak."

Yeni hitabın kilidi açıldı.✨Bebemin anası✨

Ham yapma konusunda her ne kadar ciddi olmasa da ham yapabilecek pontasiyele sahip olan adamı daha fazla tatlılığımla sınamamak için susma hakkımı kullandım.Benden fazla doz alınca şeker komasına giriyorda.

"Bebemin anası?" Dedim az önce söylediği fazla hoşuma gitmişti. "Bu nasıl muazzam bir kelime böyle bebemin babası."

Olduğu yerden ayaklandığında gülüşü tüm gergin kaslarımı yumuşatmıştı.

"Cidden seni ham yapasım var." Madem bu kadar ısrarcısın "yap o zaman." Dediğimde kaşları şaşkınlıkla havalandı.Benden bunu beklemiyor gibiydi.

Ekrana önce boş boş baktı.Sonraysa dudaklarını aralayıp "ham." Demesiyle beni bir gülme krizi tuttu anlatamam.

Bir de gece gece herkes uyurken sesimin çok çıkmaması için ağzımı yastıkla kapatmam bunaltıyordu ama yapacak bir şey yoktu.

"Komik değildi. Sen istedin kızım ham yapmamı."

Konuştukça daha bi gülmem geliyordu. Fazla şapşal ve benim ayıcıklı petitomdu.

Bu adamı sevdiğimi söylemiştim evet.

"Ayyh," dedim kendime gelmeye çalışarak.Ağrımaya başlayan karnımı tutup " tamam tamam gülmüyorum." Diye mırıldandım.

"Zahmet olacak." Oy, oy, oy alındı mı ne o? Gülesim geliyor!

Elinde bir gitar görmemle yatakta doğruldum. Siyah gitarın sadece sapı görünmüştü ama daha sonra telefonu kendisini tam olarak görebileceğim yere sabitlemiş elindeki gitarla koltuğa geçip oturmuştu.

"Şarkı mı söyleyeceksin?" Dedim heyecanla.

Ben ilk defa onu şarkı söylerken duyacaktım! AĞAĞAĞAĞAĞAĞA HADİ BE. AŞIK OLUYORUM DOSTLARIM. BU ADAMA YANIYORUM, BİTİYORUM VE ÇOK AZIYORUM!

"Yani istersen söylemem." Manyağa bak hele.

"Hayır söyle.Lütfeeeen." dedim çocuk gibi. Dudakları kıvrıldı ve ince uzun kemikli parmaklar gitar tellerini okşadı.

Dudaklarında serserice bir gülüş peydah olunca bi kaşlarım çatılmadı değil.Kahveler bana bakarken arzuyla mı doluyordu ben mi yanlış görüyorum?

Elektrogitarın notaları neden bu kadar libido yükseltici çıkıyor lan!

Dolgun dudakları şarkının sözleri için aralandı.

"Yap bi seksilik, gece dalgamıza bakalım,"

LAN!

"Otumu yaktım, tekilayı sen ısmarla kadın,"

Böyle bir şarkıyı ömrü hayatımda ilk defa duyarken onun libido yükseltici sesine karşılık şarkıyı söyleme tarzı bacak aramı uyarmadı değil. Abi sen nasıl bu kadar azdırıcı söylersin ya. Hayır şarkıdan da iman akıyor ha.

"Canımı yaktın, soyun kendini affettir kadın,"

Dudaklarım gerildi.Yüzümde kocaman bir gülümseme oluştuğunda o da gülmemek için kendini kasıyordu biliyorum.

"Şarkı seçimin mükemmel." Dediğimde dudaklarını yalayıp gözlerimin içine bakarak şarkıya devam etti.

"Kafamı yaptın, soyunurken dans et bana kadın,"

Yapacağım! Gözlerinin önünde dans edip soyunacağım petitom.
Seni bi zorlayalım. Sanırım bu şarkıda isteklerinden bahsediyor. Evet evet kesinlikle öyle. Mesela dans ederek soyunmamı istiyor. E yaparız.

"Şimdi o tabancayı yavaşça yere bırak ve uzan
Çok deli planlarım, aklın varsa hazırlan,"

Ama sen böyle arzu dolu sesle bu şarkıyı seslendirirsen ben azarım ki.
Birde şarkıyı söylerken arada duraksayıp o duraksamayı, içine sesli bir nefes çekerek doldurması yok mu... Seninle acil sevişmem gereken konular var bebemin babası.

"Mumları yaktım, kapıyı kapat ve gel kadın,"

"Demiiir..." Arzu dolu sesle onun adını inlemem hoşuna gitmişe benziyordu şerefsizin. Gözler koyuluğu arttı.Dudaklardaki serseri gülümseme daha baskın bir hal aldı.

"Çoraplar kalsın, onları ben yırtçam kadın,"

Parmakları elektrogitar üzerinde ustaca hareket ederken bu melodinin beni bu kadar etkileyeceği aklımın ucundan geçmemişti. Bu nasıl bir şarkı abicim. Dinlerken boşaldım.

"Nasıl ama? En sevdiğim şarkılardan biri olur kendisi." diyerek gülmesiyle başımı olumsuzca sallayıp güldüm.

Bu adam benim ona sürekli azmam için elinden geleni yapıyor resmen.Hayır halimden şikayetçi değilim canım. Adamın öyle bir erotizm etkisi var ki insan kendinden geçiyor.

"Sanırım artık benimde favori şarkım."

Saçlarını dağıtıp daha cazibeli bir hale bürünürken "bunu duyduğuma sevindim bak."

"Ee," dedim. "Başka şarkı yok mu?"

Dudaklarını yaladı ve elektrogitarın tellerine tekrar dokunup "olmaz olur mu."dedi sesinde belli belirsiz bir alayla.

"Sormaya korkuyorum ama şarkının adı ne?"

Başını elektrogitardan kaldırıp yüksek sesle "popon hep pipimde dursun." Olurken gözlerim irice açıldı.Ney, ney, ney?

"Bu şarkıların yazarı kim laaan." Sertçe çıkıştım çünkü az buçuk utandım. Lan o nasıl bir şarkı ismi?

Güldü. "Açık seçik aşk bandosu dinleyenlerin bende yerleri hep ayrıdır. O kadar duygusal şarkıları var ki..." diyerek tekrar güldü.

Bu grubu araştırmam lazım.Bak sen kocama, demek böyle libido yükseltici şarkıları seviyor ha.Benim acilen bir kaç tane ezberlemem lazım.

"Başlıyorum." Dedi ve parmaklar gitarın tellerine dokundu.

Dili dudaklarını ıslatırken gözlerimin içine baka baka yapmasına karşılık dişlerimi sertçe sıktım. Bilerek yapıyor!

"Popon hep pipimde dursun
Göğsümde sırtın durulsun
Ensende nefesim olsun
Çıkma yataktan,"

Yok ben sanırım bu şarkının sonunda kendimi cidden boşalmış bir şekilde bulacağım. Şarkıya baaağğğ!

Yüzümün aldığı şekle gülerken biraz ara verdi ve katıla katıla güldü.

"Yavrum sakin." dedi hâlâ gülerken.

"Devam et, devam et." Saçma bir şekilde hoşuma gitmişti.

"Bir elim hep memende dursun
Dudakların avcuma dokunsun
Üstüm başım sen koksun
Çıkma yataktan,"

Çıkma yataktan derken sesini kısıp fısıltılı tonlamalarla söylemesine o kadar yükseldim ki inlemekten korktum resmen.

"Güzelim dudağını ısırmayı bırak." derken bile gitarı çalmaya devam ederken bana söylediğini çok sonradan fark edip dişlerim arasında olan alt dudağımı serbest bıraktım.

Melek bu kadar etkilendiğini belli etmesen mi? Sakin ol şşşşh.

"Bugün elinde süpürge olsun
Belden üstün çıplak dursun
Elim saçlarından tutsun
Çıkma bu evden,"

BENİ BU ADAMA VERECEKSİN YÜZBAŞI! VERECEKSİN ULEEEN!

"Mutfakta bulaşık birikmiş
Türk kahvesi şekerliymiş
Seninle duş almak da güzel
Çıkma bu evden,"

Eğer biraz daha devam ederse sanırım kalkıp yanına gider üzerine atlarım.

"Gitme işte lan bu akşam
Düğün yapacağım sana sonra ama önden de bir nişan

Gitme işte lan bu akşam
Söz daha fazla rakı almıcam
Otur dizimin dibinde ayaklarınla oynucam,"

Evleneceğim seninle. Ya öyle ya böyle.Sonra arkada fon müziğimiz olan bu şarkılarla sevişeceğiz Demirim.Şu ıslaklığımın intikamını alırım ama ben senden.

"Su koydum kahve için
Yar bakışların ne biçim
Film koysam izler misin
Sırf senin için

Sana sarılıp durduğum için
Hep parayı düşündüğüm için
En az 4 çocuk yapacam sana
Sırf senin için,"

Biri karnımda geriye kaldı üç.

"Beni ilk vuran gözlerindi
Takma evdeyken şu sütyeni
Gönlüm en çok seni sevdi
Bana başka ne gerek,"

Tövbe yarabbi, şarkının neresinden tutsan iman fışkırıyor yemin ederim. Gülsem mi tahrik mi olsam bilemiyorum.

"Çok sıkıldım bu hükümetten
Tahrik oluyom parfümünden
Hapşırıp dururum nezleden
Çıkma bu evden,"

"Gitme işte lan bu akşam
Sarılıp beline dolanacam
Tenin tenime doysun ki sevişip öyle uyuycam

Gitme işte bu akşam
Yemek yapıp şarap açacam
İstersen masaj da yaparım sevginle huzur bulacam,"

Islaklığım beni rahatsız etmeye başlarken bunu ona belli edemezdim. İnsan hamile olunca çok çabuk mu azıyor ne?

Son bir tele dokunup gitarı yanına bıraktığında koltuktan kalkıp telefonu eline aldı.

"Ee sevgilim beğendin mi?" Dediğinde yumoş yumoş saçlarını tekrar karıştırıp serserice sırıtmasına bir son vermeden bana bakıyordu dikkatlice.

"Çok beğendim. Sonra yine söyler misin?" Aklımda olan tilkiler onun aklına üşüşürken düşündüğümü düşünüp "ya sen istersin de ben söylemez miyim bebemin anası." Demesiyle kıkırdadım.Çok hoş söylüyor ama.

Kara gözlüme bir iç çekerek bakarken az önce söylediği şarkılarla tahrik olmuş ben dudaklarımdan "sevişmek istiyorum." diye bir cümle kaçırınca başını geriye atıp erkeksi sesiyle güldü.Bilerek yapıyor şerefsiz.

"Biraz daha sabret çiçeğim.Çok yakında sabah akşam sevişeceğiz."

Bacaklarımı birbirine sıkıca bastırdım. Ama ben şimdi istiyorum!

"Off tamam kapat hadi uykum geldi." Aslında gelmedi. Yani uykum gelmedi.

Ya tüh bak anladı işte. Sesi alayvari bir şekilde çıkıp " neyse uyu hadi. Uykusu gelmişmiş."

Huysuzlanıp tatlı tatlı "siktir git." Dediğimde sırıtıp "bende seni çok seviyorum bebemin anası.Kendine ve fasulyemize iyi bak." diyiverdi.

Sıcacık oldu içim.Yalnız çocuğuna da fasulye demeyen de ben ana babayım demesin.

Gülümsedim sıcacık bir şekilde "iyi geceler petitom."

"İyi geceler balım."

Parmağım zorlukla kırmızı butonu buldu.Hiç istemesem de o kırmızı butona basıp aramayı sonlandırdım.

Ben bu adamı yerim. Yok ciddi anlamda yerim.

***

Kahvaltı masasında oturmuş hayvan gibi bal kaymak yerken bu iştahın sebebini sanırım sadece ben biliyordum.

Masada uyuklayan bir Ömer, asker üniformasıyla taş gibi bir abi, karnı burnunda anam ve aylar sonra işe gidecek kadar iyileşmiş, asker üniformasıyla iri kıyım bir baba vardı.

Babamın gözlerinden okunuyordu sevinci.Kolundaki dikişler ve karnındaki yaraların son kontrolünü ben Amerikadayken yaptırmış ve bu gün iş başı yapıyordu. Oğluyla birlikte dağlarda fırtına gibi esecekleri günler gelmişti tekrardan.

"Yüzbaşı Korhan seni askeriyede gördüğünde yüzünün alacağı hali çok merak ediyorum." Diyerek sırıtan abim babama hitaben konuşmuştu.

Babamın omuzları sarsılırken "Vallahi bu gün eğlenceli olacak gibi." Demiş zeytini ağzına atmıştı.

Fırat abim çayını yudumladıktan hemen sonra başını sallamış ve gülmüştü.

"Uğraşmayın Korhan amcayla. Babamın olmadığı zaman askerlere üstünlük taslamış olabilir evet ama adamın çok üzerine gitmeyin.Ağlar lan sonra."

Ömer'in dediğiyle babamın göğüsü kabarırken gülüşünü tutamamıştı.Şu Yüzbaşı Korhan ve babam sürekli yarış halindeydi. Korhan amca pek hırslıydı ve babamla uğraşmayı seviyordu. E babam durur mu? Ayıp ettiniz. Korhan amca nasıl onunla uğraşıyorsa babamda onunla uğraşmaktan geri kalmıyordu.

Babamın evde olduğu süre boyunca Fırat abimin dediğine göre baya askerlere göz dağı vermiş. Tabii askeriyedeki tek yüzbaşı oldu ya sevindi.Şimdi babamın sürprizi karşısında kim bilir nasıl sinirden kızaracak.

"Melek annecim Dilan ne zaman geliyordu? Ona göre kek falan yapayım size."

Gözlerim anında gerilen bedeni buldu.Mavişler benimle göz göze geldi."Dilan mı geliyor?" Sanane yiğidim?

"Evet buraya gelecek, bizim eve." Keyifli bir şekilde çayımdan bir yudum alırken onun "hmm" demesine sırıttım.

Sen bu kaç gündür evde kal izin yap işe gideceğin zaman sevdiceğin eve gelsin.Şansa bak ya.

Babam çayından son bir yudum alıp kalkarken onunla birlikte Fırat abim de kalktı.

"Hadi oğlum, gidelim de bir Korhana selam verelim." Fırat abim bozulduğunu belli etmek istemediği için gülümserken Dilanın bu gün bize gelip de onu göremeyecek olması içine hık diye oturmuştu biliyorum.

"Baba, askeriyeyi ziyaret etmek mümkün mü?" dediğimde mavişler hızla beni buldu.Babamın konuşmasına izin vermeden "evet." Dedi hızla. Başını hızlı hızlı salladı. "Gelebilirsiniz." Kırdığı potun farkına varıp "yani gelebilirsin." Demesiyle yanaklarını şamarlayıp öpesim geldi.Kurban olurum ya.

"Ama kızım Dilan geliyor bu gün." Diyen annem hatırlatırcasına konuşurken "aaa," dedim sahte bir şaşırmayla.

"Ben Dilanı unuttum."

Fırat abim beklediğini alamamış olmalı ki gözlerini kısıp dişlerini sıktı sertçe.Masanın üzerindeki telefonunu sertçe alıp ağzında bir şeyler geveledi.Babam kendine en yakın olan beni sonra Ömer'i ve en son annemi öpüp mutfaktan çıktığında Ömer olmak üzere ben ve annemin başından öpen maviş de saniyeler içinde mutfaktan çıkmıştı.

Babamla birlikte askeriyeye gitmek için evden çıktıkları gibi masadan kalkıp ellerimi yıkadım.

"Anne Fırat abimin en sevdiği ıspanaklı böreği yapar mısın?" Dedim aklımdaki planlarla sırıtırken.

"Yaparım da neden? Fırat mı istedi kızım?" diyince birden aklıma gelen şeyle ellerimi yıkamayı bıraktım ve anneme hızla döndüm.

"Ya da boş ver anne. Sen yapma."

Annem kafası karışmış bir şekilde kahvaltıya geri döndüğünde bende mutfaktan çıktım.

İlk iş olarak hayvanat bahçesi gibi olan odamı biraz toparlamak için kolları sıvadım.

Odamı fazla ihmal etmiştim ki her yer kıyafetlerle doluydu. Annem boşa demiyor senin odana girince ruhum daralıyor diye.

Ben ve Ömer'e hep Fırat abimi överdi.Odası o kadar düzenli ve temizdeki anamın gözbebeğiydi. Bazen ona gıcık oluyordum ama şerefsizi çok seviyorum.Biricik abim ya.

Aklımdaki tilkiler oradan oraya kaçarken sırıttım.Hadi hayırlısı.

***

Elimdeki oklavayı yanımdaki kızın eline yavaşça vurup "kız düzgün açsana şu hamuru." Diye çıkıştım.

Hak etti ama.İki saattir bir yumağı açacak.Tamam beceremiyorsun ama biraz zorla be kızım kendini.

Yüzü gözü her yeri un olan kızın parlayan ela gözleri beni buldu.

"Ya Melek, bana neden ıspanaklı börek yaptırıyorsun? Ayrıca ben daha yeni geldim. Soluklanmama izin vermeden soktun beni mutfağa."

Dilanın sitemkar sözlerine karşılık kollarımı göğsümde bağlayarak gülümsedim.

"Çok konuşma hadi.Bir an önce böreği yapalım da sonra seninle bir yürüyüşe çıkalım." dememle kavisli kaşlar çatıldı.

"Yürüyüş mü? Börek ve yürüyüş arasındaki alakayı anlamış değilim."

Dudaklarımda bir sırıtışla omzunu patpatladım. "Anlarsın anlarsın. Ama şimdi senin şu böreği güzelce yapman lazım."

Kız Melek senden şeytanı yok ha. Ama aslında yaptığım şey sevenleri kavuşturmak. Kötü bir şey yapmıyorum ki ben.

Kız çifte düğün mü yapsak acaba? Aha aha- ÖMER!

~Bölüm Sonu~


Yorum ve oy sınırı koydum kafamdan.Geçemezseniz vallahi bölüm yok.

Haydin selametle.

Continue Reading

You'll Also Like

764K 44.6K 34
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissed...
1.5M 26K 33
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
647K 42.9K 30
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
Eftalya By esmaa

Teen Fiction

382K 18.2K 22
Eftal: Hamileyim Dora. Eftal: Cidden hamileyim.