Live to Win//Jeongbin

By jisungunhamsisi1rip

2.7K 649 479

Changbin üniversitenin müzik grubunun kaptanıdır. Jeongin ise onların okulda çalıştığı odanın yan tarafında k... More

|1| Kıs Şu Müziğin Sesini
|2| Kas Adamın Bana Vurmasını Yeğlerdim
|3| GURP
|4| SEO ATA BİN
|5| Yer Yatağı
|6|Önlüklü Changbin PUAHAHA
|7|Gorusuruz seungmin
|8|Son 5 Gün
|9|Her Zaman Ben Yanında Olamam
|10|Yeni Takımınızla Başarılar...
|11|Kim Bilir Belki Ciddi Belki Değil?
|13|Valdemort
|14| İlk Gün
|15| Atılım Yapmazsan Kaybedersin..
|16|Not
|17|NELER OLUYO NELER OLUYO
|18|Beş dakika
|19|Çok mu Seviyon?
|20|1K
|21|Yeongyu
|22|Ameliyat...
MUHTEŞEM ÖTESİ SORUMSUZLUKLARİM VOL4

|12|Anahtarları geri topladığımdan eminim..

110 30 21
By jisungunhamsisi1rip

Ohaa bir hafta olmadan yb attım hem de uzun. Benden beklenmeyecek hareketler. İyi okumalarr. Yorum atmayı unutmayın.

Jeongin'in bakış açısı

O kadar yorucu bir gün geçirmiştim ki eve varır varmaz hiçbir iş yapmadan yatmıştım.

Uyandığımda saat gece 4'tü. Su ihtiyacımı gidermek için kalktığımda bir anda başımın dönmesiyle yatağa geri oturmuştum, bununla beraber aç olduğumu da fark etmiştim.

Direkt mutfağa gidip suyumu içtiğimde dolabı içerisinde yiyebileceğim bir şeyler olup olmadığına bakmak için açmıştım ancak ne yazık ki dolapta bir sürü elma suyu dışında bir şey yoktu.

Mecburen gidip yatmak zorunda olduğumu anladığımda geri yatmıştım fakat açlığımın uykuma engel oluşuyla tekrar kalktım.

Hızlıca üzerime bir şeyler alıp telefonumdan açık marketlere baktım. Çok da uzak olmayan bir yerde olduğunu görünce evden çıktım ve daha havadaki sisin bile dağılmadığı sokakta yürümeye başladım.

Nihayet markete varıp yemeğimi hızlıca yediğimde kendimi daha iyi hissediyordum. Oyalanmadan biraz daha uyuma hayalleriyle eve doğru yürümeye başladım.

Daha kestirme olduğunu düşündüğüm yoldan giderken gelen insan uğultularıyla yakınlarda bir bar olduğunu anlamıştım. Gittiğim yönden bana doğru gelen sarhoş Daniel ise bunun en büyük kanıtıydı.

Hızlıca hazır sarhoşken bu boşluktan yararlanıp geçmeye çalıştığımda sandığım kadar sarhoş olmadığını fark ettim.

"Jeongin?"

"Eve gidiyorum Daniel, başka zaman lütfen..."

"Hayır hayır yalnız gitme eve bırakayım." kolumdan tutmuş ve kendimi kurtarmak için çekmeme rağmen elini sıkılaştırmıştı.

"Hayır Daniel teşekkür ederim. Hatırlarsan ayrılmıştık."

"Bir şansımız daha olabilir."

"Hayır teşekkürler gitmeliyim." Anlık boşluğundan yararlanmış ve evimin tersi yönünde koşarak ondan kurtulmaya çalışmıştım. 

Biraz ilerlediğimde artık pes edip gittiğini kendi ayak sesimden başka kimseninkini duymadığımda idrak ettim. Bununla birlikte eve gidiş zamanımı uzattığımın da farkındaydım. Etrafıma baktığımda bu taraflarda hiç bulunmadığımı algılamıştım. Yolda geçen insanlara sorabilirdim ancak saat daha çok erkendi.

Biraz geri yürüdükten sonra bir bank bulup oturdum ve saate bakmak için telefonumu çıkarttım. Ancak şarjı bitik olduğu için bir işe yaramamıştı. Onun yerine kolumdaki akıllı saatten yararlandım. Saat 6.00'dı. İşe giden insanların artık işlerine gitmeleri için yola döküldüğü bu zamanlarda birisinden yardım isteme umuduyla ayaklandım.

Changbin'in bakış açısı

Geçenki gün erken yatmamdan sebep bugün oldukça erken uyanmıştım. Kendimi gayet iyi ve dinç hissediyordum. Bunun için bugün bir değişiklik yapmak için karşı tarafımdaki kahve dükkanında kahve içmeye gitmeye karar verdim.

Hazırlanmış ve eve tekrar dönmekle uğraşmayıp direkt okula, erken de olsa, gitmek için evden ayrılmıştım.

Kahvemi alıp kenarda bir yeri gözüme kestirmiş yürürken karşıma çıkan bedenle duraksamıştım.

"Ah Changbin burada mıydın? **** caddesine ne taraftan gidebileceğimi söyler misin?"

Elimde kahveyle onu süzüyordum. Uykusunun bu denli açık olması onun uzun zamandır dışarıda olduğunu ispatlar nitelikteydi.

"Evet evet biliyorum orayı da sen burada ne arıyorsun?"

"Uzun hikaye. Gece sabaha doğru acıktım ve açık market bizim oralarda yoktu fln. Sonra geldim aldım yedim fln. Kayboldum sonuç olarak, telefonumun şarjı bitti."

"Anladım. Yorgun musun? Kahve iç istersen gitmeden önce."

"Oh oh hayır teşekkür ederim ama bir an önce eve gitmeliyim."

Neden kaybolduğunu hâlâ anlamasam da ona yol tarif etmiş ve nihayetinde evine göndermiştim.

Kahvemi içip biraz vakit geçirdikten sonra okula birlikte gideceğimizden dolayı gelen Minho ile beraber ayaklanmıştım.

"Hey Changbin. Dün erken çıktın. Nereye gittin?"

"Hmm bazı işlerim vardı."

"Jeongin gibi işler mi?"

"Ne?! Sen..."

"Arabayla önümüzden geçiyordunuz, Jisung farketti sağolsun. Gerçi pek inanılası değil ama."

"Evet, Jeonginleydim. Biraz kötü durumdaydı destek olayım dedim, yanlış bir şey yok."

"Hı hı evet. Herneyse. Daha geçerken Jisung'u da alıcaz hadi yürü."

Arabaya binip Jisung'u almaya gitmiştik. Bir senedir birbirleriyle didişen iki kişinin nasıl bir anda evden almaya kadar ilerledikleri şüphelendiriciydi.

"Ne zamandan beri Jisungla iyi anlaşıyorsunuz?"

"Son birkaç haftadır sanırım."

"Değişen ne?"

"Değişen bir şey yok. Sadece olgunlaştık." Aslında bunun altında yatanı anlamak pek zor değildi ancak şimdilik akışına bırakmaya karar verdim.

Jisung'u alıp okula vardığımızda ana binanın önünde toplanan kalabalık insanın ilgisini çekiyordu.

Kısa sürede kalabalığa biz de karıştığımızda ortada dünkü yetkili ve yeni amigo takımı duruyordu.

"Evet arkadaşlar. Bu sene turnuvaya katılacak olan yeni takımımız için desteklerinize ihtiyacımız var. Turnuva için bize destek olmak isteyen kişiler lütfen isimlerini yazdırsınlar, bu yeni takımımız için oldukça önemli. 300 kişilik bir kalabalık yeterli gelecektir.

Bu söylenenlerin üzerine eniştemin sözleri aklıma gelmişti, daha duruma el atmamış mıydı?

Yetkili şahıs söylediği şeyler sonucu bir alkış beklerken karşılaştığı tek şey onaylamaz bakışlar ve homurtulardı. Kalabalığın dağılması iki dakikayı bile almamıştı. Anlaşılan yeni amigo takımı için yeterli fan kitlesi yoktu.

Jeongin'in bakış açısı

Okula gidip kalabalığın arasında dünkü adamın konuşmasını dinlediğimde gerçekten tüm çalışmaların boşa olduğunu anlamıştım.

Kimseye gözükmeden oradan ayrılmak için fakülte binasına doğru yöneldim. Bu sırada adamın sözlerinin ardından kimsenin buna destek çıkmayışı ve onaylamaz sesler beni nedensizce mutlu etmişti. Eski amigo takımının okulda bir saygınlığı vardı ve bu es geçilemezdi.

"Hey! Bu amigo takımının kaptanı Jeongin değil mi?"

Bir anda herkesin olduğum yere bakması ve etrafımda oluşan kalabalık ile olduğum yerde kalmıştım.

"Neden yeni amigo takımı hakkında konuşuluyor? Yoksa bu işi bıraktınız mı, hem de bu kadar az kalmışken?"

"Bunu hiçbirimiz istemezdik. Bize söylenene göre takımımız yerine başka takım gelmeliymiş sonuç olarak biz bu sene turnuvalara gidemeyeceğiz. Yani bir daha hiçbir zaman."

Bunları söylemek bile bana oldukça ağır gelmişti ki bunları söyler söylemez tepkileri beklemeden ayrılmıştım ortamdan. Gözlerimin durumumu ele vermesini istemiyordum.

(...)

Artık bir amigo grubu çalıştırmadığım için erkenden okuldan ayrılmak için dış kapıya doğru yönelmişken yapılan duyurudan dolayı ana binaya yürümeye başladım.

Herkes binanın önünde beklerken sabahki manzara yine gözler önündeydi. Ancak bu sefer farklı bir şey vardı. Adamın sabahki enerjik ifadesi gitmiş, bıkkın bir şekilde bakıyordu. Yaklaştıkça gelen protesto seslerinin bizim için olduğunu fark etmem zamanımı çok almamıştı.

Adamın bana odaklanışıyla herkesin gözleri bana çevrilmişti. En sonunda sesli bir nefes verişi sonucu adam konuşmaya başladı.

"Kimsenin yeni amigo takımına sıcak bakmaması ve toplanan oy çokluğuyla, takımın kendi içerisinde dağılması söz konusu olmadığı sürece eski takımın devam etmesine karar verdik. Tekrardan hoşgeldiniz, bu sene turnuvalarda sizleri de görmek isteriz."

Sabahki konuşmasının aksine bu konuşma sonrası bir alkış tufanı kopmuş ve bu beni şaşırtmakla birlikte mutlu da etmişti.

Ama bir sorun vardı... AAAAAh şimdi prova mı yapıcaz yani?

Gruba girip prova için mesaj çektikten sonra eski mesajlara bakıyordum. Sadece gevezeklik ettiklerini görünce daha fazla okumaya gerek kalmadığını düşünüp telefonu cebime geri koydum. Takımın dağılma mevzusundan beri zaten pek mesajlaşma olmamıştı.

Changbin'in bakış açısı

Bahçedeki konuşmayı dinledikten sonra jeongin'in yüz ifadesi beni oldukça rahatlatmıştı. Biraz geç de olsa eniştemin yardımı ve öğrencilerin desteğiyle amigo takımını kurtarmayı başarmıştık.

Telefonum çaldığında bunun kim olduğunu anlamak imkansız değildi.

"Aaaaaa Changbin-ah gelsene hadi, provaya."

"Geliyorum yoldayım."

İki üç hafta kadar süre vardı bizim gösteri için, neden her gün prova yapıyoruz ki. Bugün yapmak yerine başka bir şeyler planlasak fena olmazdı.

Bu düşüncemi belirtmek üzere binaya yönelmiştim.

Geldiğimde kapının açık olduğunu gördüm ancak en son onlardan anahtarı geri aldığımı hatırlıyordum, Jeongin'e destek olmak için gösteri yapmayacağımızı söyleyip anahtarları geri topladığım zaman...

Odaya girdiğimde görmek istediğim manzaranın bu olduğundan pek emin değildim...


Dünyanın en kaliteli çizimine bakıyorsunuz şuan. Ben çizdirttim. (Bende yetenek olmadığı için ben çizemedim😔😔)

Continue Reading

You'll Also Like

38.1K 1.5K 17
Alaz'la Asi yer değiştirmiş olsa nasıl bir dinamikleri olurdu çok merak ettim. Yaman, Alaz ve Cesur'un birlikte büyüdüğü; Asi'nin Soysalanlar'ın kız...
13.2K 557 19
Yan daireden gelen sesler gün geçtikçe artıyordu. Artık dayanılmaz bir hale gelmişti. Her gece başka bir kadın girip çıkıyordu...
24.2K 2.2K 47
Eğlenmek için yazıyorum, eğlenmek isteyenleri hikâyeme bekliyorum🖤
12.6M 605K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...