MaFyaNıN KaRıSı

By Halezcan

403K 12.5K 6.2K

Bebeğine bakamayacağını düşünen bir anne bebeği gizlice babasına bırakıp kaçarsa? Bir kapı zili ile hayatı al... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
DUYURUU
Bölüm 31
Bölüm 32
ACİL DESTEK
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36

Bölüm 7

13.8K 364 123
By Halezcan

Arkamda kalan mekanı da ateşe verdikten sonra yine elim boş dönüyordum. 3 gündür kızım yoktu ne bir ses ne bir haber aklıma gelen herkesin her deposuna mekanına ayrı ayrı baskın düzenlemiştim. Sonuç yine aynıydı. Kafayı yemek üzereydim. Önümde duran arabanın tekerine bir tekme geçirerek bağırdım.

"Allah kahretsin. Lan nerde kızım ben neden sürekli elim boş dönüyorum lan. 3 gün oldu siz ne işe yarıyorsunuz adi herifler bulun bana kızımı bulunnnn!"

"Tamam Ege sakinleş adamlar elinden gelenleri yapıyorlar."

"Sakin ol mu lan siz benimle dalga mı geçiyorsunuz ellerinden geleni yapıyorlar madem benim kızımı niye kaçırdılar Uygar ellerinden geleni yapıyorlar madem benim kızım nerde Uygar nerdee."

Uygar kafasını önüne eğerek düşünmeye başladı. Arkamı dönüp arabaya binip eve sürdüm. Kızımı bulamadıkça sinirim hat safhaya çıkıyordu. Yapanı bir elime geçirirsem sağ bırakmayacaktım.

Tamı tamına üç gündür hasrettim kızıma yapacağım herşeyi yapmıştım. Ben can yakmaktan uzak dururken çoğu kişinin canını almıştım. Daha kendi kızım yaşıyor mu onu bile bilmeden. Tanrım sen koru miniğimi o daha çok küçük.

Eve vardığımda arabayı bahçeye gelişi güzel bırakıp evime girdim.

"Oğlum var mı torunumdan bir haber?"

"Yok anne iğne deliğine kadar baktım ne kızım var nede kızımdan bir iz. Allah kahretsin ne biçim bir babayım ki kızımı bile koruyamadım. Ne olurdu kızımı aşısına ben götürseydim. Şimdi yanımda olurdu kızım.

"Abii! Anneme çok fazla yükleniyorsun. Annem bilerek mi kaybetti kızını. Bu yaştan sonra kadın kızına bakmak zorunda mıydı insanlık edip baktı bunca zaman kadına teşekkür edeceğine ettiğin laflara bak."

"Sen karışma Eliz."

"Ne demek karışma anne yaa abimin ağzından çıkanları sen duymuyor musun?"

" Duyuyorum kızım ama abin haklı hadi biz evimize gidelim daha fazla rahatsız etmeyelim abini."diyerek kalkarak evden çıktılar. Benim kızım yoktu ortada kimsenin ne nazını nede tribini çekemezdim şuan annem olsa bile. İçki dolabına yönelip bir viski şişesi çıkartarak kafama diktim. Pencerenin önüne oturup tekrar düşünmeye başladım. Taş üstünde taş bırakmamıştım ama yinede yoktu kızım. Bir süreden sonra çalan kapı ile kalkarak kapıyı açtım. Karşımda Gizem'i görürken şaşırmıştım.

"Davet etmeyecek misin beni Ege?"

"Geç Gizem." O önden ben arkasından salona geçerken hala daha burda ne aradığını anlamamıştım. Gizem babamın arkadaşının kızı aynı zamanda bizim şirkette avukattı. Yalan yok işinde çok başarılıydı. Şirkette şuana kadar kaybettiği dava yok denecek kadar azdı.

"Ege bir kızın olduğu doğru mu?" Kaşlarımı çatarak Gizem'e baktım.

"Bu seni niye ilgilendirsin Gizem?"

"Sana bir soru sordum yardım edebileceğim birşey vardır belki."

"Saol Gizem biz hallediyoruz. Sen buna müdahale etme."

"Edebildiğiniz için mi ben bir bebek göremiyorum ortada Ege?" Tam cevap verecekken tekrar çalan kapı ile birlikte ayaklanıp kapıya gittim.

"Ege bir iz bulduk sanırım. Ünal seni arayacağını söylemiş bizim adamlardan birine adam bunu söyler söylemez keskin nişancı ile öldürüldü."

"Allah kahretsin öldüreceğim o piçi ne olursa olsun sağ istiyorum onu duydun mu beni Uyg-"

"Egeee telefonun çalıyor " Gizem'in sesi ile birlikte koşarak salona gittim. Yabancı bir numaraydı. Kesinlikle o piç Ünal'dı.

Telefonu açmamla kulağıma dolan kızımın ağlama sesi ile dizlerimin bağı çözülmüştü.

"ULAN ŞEREFSİZ SENİ ELİMDEN KİMSE ALAMAYACAK DUYDUN MU LAN BENİ DUYDUN MUUU DİRİ DİRİ YAKACAĞIM SENİ ÖLMEK İÇİN YALVARACAKSIN BANA."

"Aaaa Ege'cim hiç ağzına yakışıyor mu bunlar kızın duymasın bak çok üzülür."

"KES LAN KESSSS EĞER KIZIMIN KILINA ZARAR GELİRSE SENİ ÖLDÜRMEKTEN BETER EDERİM DUYDUN MU ÖLMEK İÇİN YALVARIRSIN. SÖYLE NERDE KIZIM."

"Ahh Ege sen hep sabırsız mıydın böyle? Daha yeni başlıyoruz dimi küçük kız. İlk ne yapacaktık hah buldum senin küçük parmaklarını birbirinden ayıracaktık demesi ile kızım tekrardan güçlü bir ağlama bırakmış ve eş zamanlı telefon kapanmıştı.

"Aaaaahhhhhhh" Önümdeki orta sehpaya bir tekme savurarak elime geçen ne varsa çarpmaya başlamıştım.

" Bir dakika bir dakika senin kızını şu şirketteki anlaşmayı bozan Ünal mı kaçırdı?"

" Öyle görünüyor Gizem Ege sende bir sakinleş otur hallice düşünelim. Ünal'ın basılmadık mekanı kalmadı. Nereye götürmüş olabilir."

"Ne sakinleşmesi Uygar ne sakinleşmesi ben kızımı bulana kadar kızımı öldürecek bu şerefsiz."

"Bana birkaç dakika verin hemen bir telefon konuşması yapıp geleceğim. Ege bilgisayarı açabilir misin benim için."diyerek çantasını alarak salondan çıkan Gizem'e şaşkınlık içerisinde bakakaldık.

" Bu kızın sana olan hisleri kızını bize bulduracak." Uygar'a göz devirip bilgisayarı açıp oturdum.

"Ben ona o gözle bakmıyorum. Gizem sadece iyi bir arkadaş ve avukat sadece benim için. Ama eğer kızımı bulmama yardımcı olursa çok daha iyi yerlere gelebilir. İşinde yani."

"Orası öyledi-"

"Evettt ver bakayım şu bilgisayarı bana."

İkimizde pür dikkat Gizem'e bakıyorduk.

"Şimdi şu Ünal'ın üzerime zimmetli mekanlar arsalar depolar adreslerine bakın gitmediğiniz bir yer olabilir mi?"

"Var üç beş yer Uygar şu adresleri al arabaları hazırla hemen çıkalım."

"Ege bir dur direkt baskına gidersen kızına zarar verebilir. İlk önce bana seni aradığı numarayı atar mısın acilen." Numarayı Gizem'e göndererek ona bakmaya başladık.

"Ünal'a bir ders vermelisin ki senin kim olduğunu bilmeli. Onu öldürerek ona ceza vermiş olmazsın zarar verirsen de düşman sayında belli bir artış olacaktır."

"Eee Gizem saadete gel."

"Sende ondan değerli birşeyini çal Ege. O zaman Ünal da tutuşacak ve onu kurtarmak için çırpıncaktır. Kızını al ve neyini çalarsa-"

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun Gizem bu anlattıkların kaç gün içerisinde gerçekleşecek benim kızım ölecek orda buna göz yumamam."

"Ege Gizem haklı olabilir."

"Onlara ayıracak vaktim yok yürü çıkıyoruz."

Arabalara binip gitmediğimiz ilk mekana doğru yola çıktık. Allah'ım sen yardım et sağ salim bulabileyim kızımı.

"Bakılmayan kaç tane mekanı var bu ibnenin?"

"Üç mekan var. Görünüşe bakılırsa zaten buralarda üzerine değil para transferi yapmış olduğu yerler."

" O şerefsiz piçi bir elime geçireyim transfer edeceğim ben onu cehenneme."

"Gizem bu sefer haklıydı. Ne kadar sevmesem de bu konuda haklıydı çok fevri davrandın yine Ege."

"Kızım orda acı çekerken ben orda oturup plan yapamam."

"Oturup plan yapamazsın ama oturup viski içersin ne ilginç bir mafyasın oğlum sen ."
Uygar ona attığım bakışları farkedince sustu. Yaklaşık yarım saatten sonra bir depoya benzer yere gelip arabadan inerek depoya doğru ilerledik. Silahın emniyetini açarak Uygar ile birlikte içeriye daldık. Depo bomboştu ama içerisi kan lekeleri ile kaplıydı. Sorun ise kanın yeni oluşuydu. O sırada tekrar telefonum titredi.

Hızlıca telefonumu çıkartıp gelen mesaja baktım. Bilinmeyen bir numara ve bir konum vardı. Konumu Uygar'a göstererek adresleri kontrol ettik.

" Burası ormanlık olarak çıkıyor Ege. Koş Ege koş."diyerek birlikte depodan çıktık. Uygar sürücü koltuğuna geçerken bende yan koltuğa oturdum ve diğer adamlarda bizimle birlikte arabalara binerek arkamızdan yola koyuldurlar.

"Bas Uygar bass."

İçimi bir korku kaplamıştı. Bu bir yanıltmaca da olabilirdi ama gerçekse eğer ormanlık alanda niye konum atmışlardı. Umarım kızım iyidir de o pisliklere nefes alacak zaman tanırdım. Gerçi elime geçirir geçirmez her halükarda nefesini kesecektim ya şimdi önceliğim kızımdı.

Öyle bir yoldu ki sanki gittikçe daha da uzuyordu. Kaç dakikadır yoldaydık yollarda hep patikalı olduğu için araba da epey bir zorlanmıştı. Böylesi bir yerde ne işleri vardı.

"Konum burayı gösteriyor." Arabadan inerek arkamızdan inen adamlara bağırmaya başladım.

"Herkes dağılsın kızımı bulun. Tuzakta olabilir Ünal hariç kimi görürseniz vurun ama Ünal şerefsizini sağ istiyorum anlaşıldı mı?"

"Emrin olur abi."

Herkes bir tarafa dağılmış ormanda dolaşıyor bir yandan da dikkatle etrafı tarıyordum. Ne kızıma nede ünal'a dair ne bir iz vardı ne de başka birşey o zaman niye böyle bir yerin konumunu atmıştı. Bir pislik çıkacaktı ama ne.

Tekrar çalan telefon ile telefonu hızla cebimden çıkarttım. Yine bilinmeyen bir numaraydı.

"Ooo Ege tahmin ettiğimden erken geldin. Gerçi erken gelmen kızının şansına nefes alacak çok vakti kalmamış olabilir. Bastığın yerlere dikkat et evlat."

Dıttt dıtttt.

Dizlerimin bağı çözülmüştü resmen. Kızıma ne yapmıştı. Kendime gelerek hızla ayağa kalktım.

"Etrafına dikkatli bak uygar kızım ölmek üzere onu bul ."

"Tamam kardeşim topla kendini salma hemen hadi bulacağız kızını."

Tekrar etrafa bakmaya başladığımızda içimde bir korku ile etrafı geziyordum. Bu alçak herif ne yapmıştı kızıma.

"Ege bey Ege beyyy yolun karşıdaki yokuşta dere var orda bir mezar var başında ALİN ÇELİK yazıyor."

Hızla koşmaya başladım. Şerefsiz adi herif kızımı diri diri toprağa mi gömmüştü. Şimdi onun nefesini kesmez miydim ben.

Hızla koşarak yolun karşısından yokuş aşağı koşarak derenin yanına geldim. Sağıma soluma bakarken karşımda ki tahta parçasını gördüm. Sakin ol Ege sakin ol kızını ordan kurtarmak için sakin ol. Hızla kazılı olan toprağın başına geçmemle ellerimle toprağı eşelemeye başladım. Bir yandan da sessizce gözyaşlarım toprağa karışıyordu. Uygar da benimle birlikte toprağı eşelemeye başlamaktı. Toprak yeni kazıldığı için eşelemesi daha kolay oluyordu.

Bir müddet sonra gördüğümüz tahta kutuyla biraz daha eşeleyip kutuyu çıkarıp kapağını açtığımda karşımda hareketsiz yatan kızımla nefesim kesilmişti. Öylece donakalmış karşımdaki manzaraya bakıyordum. Yetişememiş miydim ölmüş müydü kızım sahip çıkamamış mıydım ona.

Uygar ilk şaşkınlığını üzerinden atıp Alin'i kutunun içinden çıkartarak nefesini kontrol etti.

"Olum kalk lan nefes alıyor."

"Ne yaşıyor mu ?"
Hızla kızımı kucağıma alarak nefesini kontrol ettim. Çok az da olsa nefes alıyordu. Hızla ayağa kalkarak koşmaya başladım.

"Uygar ara ara çabuk Yavuz'u ara hastaneyi hazırlasın."

"Tamam tamam arıyorum."

"Alo alo Yavuz dinle çok önemli hastaneye geliyoruz Ege'nin kızını kaçırdılar toprağın altına gömmüşler az nefes alıyor geliyoruz hastaneye."

"..........."

"Tamam."

Uygar koşarak bana arka kapıyı açarak kendiside sürücü koltuğuna geçti. Dayan miniğim dayan güzel kızım baban kurtaracak seni şimdi. Sıkıca sarıldım kızıma kokusunu içime çektim. Misler gibi kokan kızım şimdi çamur kokuyordu.

"Sana söz veriyorum kızım. Baban sana bunu yapanları sağ bırakmayacak. Üşümüştü yanakları soğuktan kızarmaya başlamıştı.

"Uygar aç şu arabanın klimasını elleri kolları buz gibi."

Uygar bir yandan klimayı açmış araba sürerken ceketini çıkartmış Ege'ye uzatmıştı. Ege cekete bakarken;

"Ne bakıyorsun Ege al ört üstüne o kıyafetlerle üşür araba ısınana kadar sar bebeği."dediğinde ceketini alarak kızımın üzerine sardım.

Bi yandan kızımın nefesini kontrol ederken bir yandan telefonumu cebimden çıkartarak annemi aradım.

"Alo an-anne hastaneye Alin'in kıyafetlerinden getirir misin?"

"Buldunuz mu torunumu iyi mi oğlum neden gidiyorsunuz hastaneye."

"Bulduk anne sen sadece hastaneye kıyafet getir sonra anlatırım."

"Tamam oğlum sen hiç meraklanma."

Acı fren sesi kulaklarımı doldurduğunda arabadan indim. Kapıda bizi bekleyen Yavuz kızımı da ellerimden alarak siz bekleyen biz hemen müdahale edeceğiz.diyerek yanımızdan ayrılmıştı.

YAĞMUR'UN ANLATIMINDAN

Selim ile olan son konuşmamızdan sonra artık iyice hırslanmış ve sürekli harektlerimi yaparak bir düzene koymuştum. 2 günde biraz daha dengemi toplamıştım. Yinede hala daha dengeli yürüyemiyor olsamda bu kadarı bile fazlaydı benim için.

Şimdi ise salonda Selim ile birlikte pizza yiyorduk. Abur cubur yemem yasaktı ama Selim bir kere tolerans göstermiş ve pizza söylemişti. Kanallar arasında gezinirken bir magazin programında durmuş ve bana dönerek.

"Hem pizza diye tutturuyorsun hemde yarısını bile yememişsin daha Yağmur artık kızacağım ona göre."

"Yiyorum işte Selim benim ağzım seninki kadar büyük değil kusura bakma."

"Yaaa baksen benim mi ağzım büyük. O zaman bu büyük ağzım senide yiyebilir."diyerek beni gıdıklamaya başlamıştı.

Kahkahalarım salonu doldururken televizyondan duyduğum spikerin sesi ile ne olduğumu şaşırmış Selim'i üzerimden ittirmiştim.

"Ünlü genç iş adamı Ege Çelik'in bir kızı olduğunun ortaya çıkmasının ardından kızından 2 gündür haber alınamadığı bilgilerine ulaşılıyor. Ünlü genç iş adamının kızının kaçırıldığı iddiasıda ulaşılan bilgiler arasında."

Donup kalmıştım. Ne demek kızımı kaçırmışlardı. Ne biçim babaydı bu bir kızımı koruyamamış mıydı? Nerdeydi kızım. Yaşlar gözlerimden akarken Selim elimi tutmuş bana destek olurcasına ellerimi sıkıyordu.

"Gidicem ben Selim kızımın yanına gideceğim."

"Saçmalama yağmur bu halde nereye nasıl gideceksin. Gitsen bile ne faydan olacak."

"Gidicem dedim gidicem 2 gündür kızım kayıpmış benim şimdi haberim oluyor ben o adama güvendim kızımı korur dedim koruyamadı. Sen ne anlayacaksın senin bir evladın mi var sanki."

"Haklısın benim bir ailem bir evladım yok anlamam ama sen ne zannediyorsun. Sen kızını o adamın kapısına bırakıp kaçtın Yağmur kaçtın sen dönünce adam sana ne diyecek buyur al kızını mı diyecek oldu ki bir ihtimal aldın kızını bu halde nasıl bakacaksın otur bir düşün Yağmur."

EGE'NİN ANLATIMINDAN

Kaç saat olmuştu hala daha bir bilgi vermiyorlardı. Kızım iyi miydi iyi olacak mıydı.
Annem, Eliz, babam,Uygar hastane koridorunda içeriden gelecek olan haber bekliyorduk.

"Evett Ege kardeşim geçmiş olsun ufaklığın sağlık durumu gayet iyi. Biraz hava verdik nefesleri de nabzıda düzene girdi. Ama biraz biluribin değeri yüksek çıktı. Onun için bir hafta bir fototerapi tedavisi uygulayacağız. Ondan sonra çıkabilirsiniz."

"Eyvallah kardeşim çok saol."

"Ne demek geçmiş olsun tekrardan servise yatırırlar birazdan küçük hanımı."

"Tamam kardeşim."

"Allah'ım sana şükürler olsun.Torumumu bize bağışladın."

Arkamı döndüğümde gülerek bana bakan Uygar'a sıkıca sarıldım.

"Kızım bırakmadı beni. Bırakmadı."

"Bırakmaz tabii ben ona büyüyünce çok güzeller akıllar vereceğim delieteceğiz seni."

"Siktir lan o bunak aklınla ne akıllılar vereceksin kızıma."

"Aaa oğlum hastanedeyiz hiç yakışıyor mu ağzındakiler."

Bütün herkesin yüzünde bir gülümseme vardı. Herkes bu anı bekliyordu sanki. Ahh benim güzeller güzeli kızım şimdiden herkesi parmağında oynatıyorsun büyüdüğünde yandık.

Bir Hafta Sonra

Herkes tekrardan hastaneye toplanmış annemle birlikte küçük kızımı bekliyorduk. Bir haftadır hastanede tedavi gören kızım sonunda bugün çıkıyordu.

Annemle aramızdaki buzları da eritmiştik. Bir haftadır kızımla o kalıyordu. Sonunda annem içeriden kucağında kızımla çıkıyordu. Hızla yanlarına giderek kızımı kucağıma aldım ve kokusunu derince içime çektim.

Yeni hayatına tekrardan hoşgeldin bebeğim.

Evett arkadaşlar yeni bölümümüz geldiiii.

°Yeni bölümümüz nasıldı?
•Bir sonraki bölümde artık belli bir zaman aralığı atlayıp asıl konumuza geçiş yapacağız.

•Ege ile uygar arasındaki ilişkiyi beğeniyor
musunuz?

{Beğeni ve yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum hepinize🌷}

Şimdiden keyifli okumalarrrr🍭

Continue Reading

You'll Also Like

78.6K 1.7K 51
bir hata yapıp evlenmiştim,bir de üstüne ondan çocuğum olmuştu ama kızımın 4 yaşında öldürülmesi bizi tekrar birleştirmişti...
4.4M 381K 94
1 KIZ, 6 ERKEK, ÖLÜMCÜL BİR EV. Afra'nın diğer tutsaklardan dört farkı vardı: Birincisi, bir kız olmasıydı. İkincisi, tutsak alınan son kişi olmasıyd...
704K 17.9K 77
Herkesin korkulu rüyası olan Yer altının en büyük mafyası yer yüzünün hakimi sadist sinir hastası piskopat bir adamın bir kıza aşık olması Ve haya...
2.9M 99K 62
- Kerem. - diye başladı Ama bitirmesine izin vermedim. Onu kapıya doğru ittim ve kalçasından tutup kaldırdım. Kollarımın arasında mahsur kaldı. Ell...