Mor ve ötesi - oyunbozan
Yeni bölümmm
Umarım severek olursunuzz
Oylayamayı ve yorum yapmayı unutmayın
Lütfennn 💗
🧙♂️📷
Uyuduğum kantin masasından başımı kaldırarak etrafa baktım.
"Size bişey söyleyeceğim yağıza istek atmış olabilirim"
Uykulu bakışlarım büşrayı buldu elindeki çayı yudumlarken gözünü bir saniye bile telefonundan çekmemişti.
Tanyayla aynı anda göz devirdik
"Bir bu eksikti doğru düzgün birine aşık olur musunuz." dedi Tanya
"Umarım üzülen sen olmazsın onlara güvenmiyorum."dedim düşünceli sesimle
Büşranın kaşlarını çatıldı bakışları ikimize döndüğünde telefonu masaya bıraktı.
"Neden hiç yanımda olmayı denemiyorsunuz" derin bir nefes verdim
"Çünkü aptal insanlar için üzülmeni istemiyoruz sen onun için ağlarken o yeni flörtlerinin yanında olacak"
Kaşlarını çattı, kırılmıştı.
"Bazen yaşayarak görmek zorundasın Cemre." Dedi sandalyeyi iterek ayağa kalkarken "baban seni sevmedi diye herkes aynı olmak zorunda değil"
Gözlerim doldu.
Ağlamamak için kendimi sıktım.
Arkama yaslanarak karşımdaki cama odaklandım ve dolan gözlerimi kırpıştırdım.
"Kızma ona çok aşık yağıza aşkı için herşeyi yapar biliyorsun" tanya destek olmak ister elimi sıktı. Gülümsedim ona arkadaşlarımın bana destek olması beni rahatlamıştı zaten kızmamıştım büşraya çünkü Tanyanın da dediği gi bi aşkı için herkesi karşısına alırdı. Ve ben geçmişi geride bırakalı çok olmuştu.
"Ders başlayacak hadi" dedi Fatmanur sandalyesini itip kalkarken. "Ders ne ki?"
"Felsefe galiba" dedi Tanya düşünürken.
Ofladım sinirle şimdi şu felsefeci hiç çekilmez şuan.
Sınıfa geldiğimizde Büşra cam kenarında durmuş dışarıyı izliyordu. Bizim geldiğimizi görünce yanımıza gelmek için hamle yaptı ama sonrasında vazgeçerek başını önüne eğdi.
Pişman olmuştu
Ona bakarken annemin bir lafı gelmişti aklıma.
"bazen birilerinin alttan alması gerekir güzel kızım çünkü suçlu özür dileyemeyecek kadar pismandır"
Yanına gittiğimde kafasını kaldırarak bana baktı. Gözlerinde pişmanlığı gördüm.
"Gel buraya gerizekalı" dedim ona sarılırken. Sanki bunu bekliyormuş gibi kollarını bana sardı.
"Özür dilerim. Öyle söylememem gerekirdi sadece yanlış seçim yapmış olmak sinirlendirdi beni. Ve sanırım doğrular biraz koydu bana." Dedi burnunu çekerken.
"Tamam tamam affettim işte" dedim bende gülerek yada gülmeye çalışarak.
Birbirimizden ayrılarak ders için oturduk kırk dakika boyunca felsefesinin mayışmış bir şekilde ders anlatışını dinledik. Ders sonunda ise kendimizi bahçedeki çimenlere attık
"Çıkışta bir yerlere gidelim ya" dedi Fatmanur.
"Dükkana uğrayacağım sefanin yardıma ihtiyacı varmış" dedim. Kuzenim Sefa'nın bir pastanesi vardı ama eleman açığından dolayı arada ben gidip yardım ediyordum.
"Tamam bizde gelelim" dedi Fatmanur anlaşılan bugün bir yerlere gitme konusunda çok ciddiydi.
"Ee iyi gelin tamam." Dedim. Başımıza birşey gelmese bari.
Günün geri kalanı ise garip bir şekilde sorunsuz ve huzurlu geçmişti. Okul çıkışı fatmanurun bir sürü fotoğraf çekmesini umursamayarak bisikletlerimize atlamış
Kafeye kadar yarışmıştık. Kapıyı açarken çıkan zil sesi ile kasada duran Sefa bize dönerek gülümsemiş ve yanımıza gelmişti.
"Nabersiniz hanımlar." Dedi gamzesini belli ederek gülerken.
"İyiyiz gamzeli sen" dedim yanağını sıkarken. "İyi bende Önlük her zamanki yerde biliyorsun zaten" dediğinde kafamı sallayarak önlüğü giydim kızlar ise çoktan masalardan birine oturmuştu.
"Ee bizim bad boy geliyor mu bugün" dedim sefaya tatlıları tabaklarken anlamamış gibi baktı.
"Seninki diyorum" dedim. Hala anlamadığını görünce "Emiri diyorum geliyor mu" diye söylendim oflayıp.
"Ne bileyim gelmiyor, gelsede konuşmuyoruz zaten." Dedi sıkıntıyla.
"Kırarım kafasını onun ne demek gamzeli ile küsmek" Dedim gülerek oda güldü.
Dükkanın kapısının açılması ile hoş melodi dolurdu dükkanı ve İyi insan lafının üzerine gelirmiş lafını doğrulayarak emir girdi dükkana
"Oo bad boy uğrar mıydınız siz buralara"
Dedim gülerek ona sarılırken "sen uğramıyorsun ben her gün burdayım"
Dedi oda aynı şekilde gülerek.
"Okuyorum ben salak çocuk" Emir Sefa'nın kafesinde canlı müzik yapıp şarkı söylüyordu. O Sahneye ilerleyip gitarı ile uğraşırken. Bizde Sefa ile yer değiştik o tabaklama yaparken ben kasaya bakıp siparişleri not alıyordum.
Yeni müşterilerin sesini duyarken ellerimi önlüğe sildim ve kafamı kaldırarak etrafa baktığımda ofladım
Alican ve kuyruk tayfası buradaydı. Derin bir nefes alarak yanlarına gittim.
"Yardımcı olabilir miyim?" Dediğimde hepsi bana bakmıştı.
"İsimsiz kız sen de mi burda çalışıyosun" dedi Alican gevşekçe gülerken.
Allah'ım sen bana sabır ver lütfen
"Birincisi adım isimsiz kız değil Cemre; ikincisi siparişinizi alabilir miyim?"
"Peki Cemrecim bize filtre kahve ve ekler lütfen" dedi barış diğerlerinin aksine yüzünde alay yoktu gözleri ise bende değil karşı masada oturan Fatmanurdaydı.
"Tamamdır" diyerek yanlarından ayrıldım ve mutfağa Sefa'nın yanına gittim.
"Kıpkırmızı olmuşşun nefes al" Sefa beni gördüğünde gülmeye başladı.
"Ay çok komik canım" dedim alayla kahve makinesine kahveleri doldururken. "Ekler hazırlasana bir tabak" dediğimde kafasını sallayıp dolaptan ekleri çıkarmaya gitti kahveleri doldururken Sefa da tabağı getirdi. Siparişi götürürken sorun çıkmaması için dualar ediyordum.
"Buyrun" derken sesim içimdeki yangınlara ve öfkeye göre çok sakindi. Alicanın kahvesini önüne bırakırken onla göz göze geldik. Hemen önüme dönerek gözlerimi çektiğimde Alican güldü. Yanlarından ayrılarak mutfağa dönerek sandalyeye oturdum.
"Kızım ne bu surat ve şu çocuklarla tanışıyor musunuz siz?" Dedi Sefa yanımdaki sandalyeye oturuken.
"Şu beni sarhoş olup öpen çocuk ve arkadaşları işte" dediğimde Sefa gülmeye başladı. "O yüzden mi domatese döndün sen" bir yandanda gülmesini durdurmaya çalışıyordu
"Komik değil ben gülmüyorum" dedim sinirle kalkıp çıkarken. başıma geleceklerden habersiz kasaya geçtiğimde emir yanıma geldi.
"Ya bugünlük şarkı söyler misin" dediğinde garip garip bakarak ona döndüm
"Hayatta olmaz o işleri uzun süre önce bıraktım ben" dedim sanki bilmiyorlardı.
En son annem vefat ettiği zaman şarkı söylemiştim ben.
"Biliyorum ama Melis gelemiyor yeni birini bulana kadar lütfen" dediğinde çaresiz gözüküyordu. Birkaç saniye ofladım.
"Tamam gerizekalı tamam ama bir seferlik" dedim bıkkın bir nefes vererek.
"İşte bu be kara kızım benim" dedi bana sevinçle sarılırken. Bende gülerek ona sarıldım.
"Kara değilim ben sadece esmerim" dedim yanından geçip önlüğü çıkarıp saçımı düzeltmek için lavaboya giderken.
Lavaboya girdiğimde derin bir nefes aldım
Sakin ol Cemre sakin ol derin nefes al
Derin nefesler almaya devam ettim sonrasında ise saçıma baktım. Biraz düzelterek lavabodan çıktım.
"Ben geldim hazırım" emirin yanındaki sandalyeye oturdum o sırada kızlar bana dönmüş şok içinde bakıyorlardı. Omuz silktim.
"Tamam mor ve ötesinden oyunbozanı'ı
Söyleceksin derin nefes al ve sakın bayılma" sonlara doğru gülmeye başladık ikimizde
Anne keşke bunları görseydin
Emir gitarla şarkıya girmeye başladı bense derin bir nefes alarak söylemeye başladım
"Kanun mu bu yalnızlık?
İçindeki yabancı
El üstünde dururken
Kuyuya düşen
Alnımda yazanlar mı?
Aklımda kalanlar mı?
Oyunbozan mı haklı?
Biri söylese"
Nakarata girdiğimde herkes büyülenmiş gibi beni dinliyordu. O sırada alicanla göz göze geldik. Ama bu sefer ikimizde gözlerimizi cekmedik
Bak dinledim seni, dokunmadım sana
Dokunmadım kalan rüyalara
Zarar ziyan döküldü ortaya
Ölüm kadar rahatmış ayrılık
Ufak tefek bi'kaç sorun mu var?
Geçer, geçer, zaman şu an yalan
Nedir ki, bak silindi hafızam
Hayat kadar yalanmış ayrılık"
Şarkının sonuna kadar alicanla göz göze kaldık ne o çekti gözlerini ne ben.
İçimden bir ses biz bu inatçılıkla birbimize bela oluruz diyordu.