BİR KÜÇÜK SIR

By pembikhayallerr

1.9M 133K 52K

Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırak... More

BİR KÜÇÜK SIR
Bölüm 2: Baba
Bölüm 3: Ümit Tohumları
Bölüm 4: Bilinmezliğin Gerçeği
Bölüm 5: İç Yakan Ateş
Bölüm 6: Aşiretimsi
Bölüm 7: Kundakçı
Bölüm 8: Urfa'lı Kıro
Bölüm 9: Kalbe Gömülenler
Bölüm 10: Kelebeklerin Ömrü
Bölüm 11: Kursakta Kalanlar
Bölüm 12: Ruhu Dağınık Kadın
İNSTAGRAM BÖLÜMÜ
Bölüm 13: Karanlığın Ardından
Bölüm 14: Hüküm
Bölüm 15: Darmadağın
Bölüm 16: Gün Doğumu
Bölüm 17: Beni Bırakma
Bölüm 18: Karşı Koyulamaz Duygular
Bölüm 19: Vedalar Acıtır
Bölüm 20: Geçmeyen Geçmiş
Bölüm 21: Arada Kalmak
Bölüm 22: Cüce Hayalet
Bölüm 23: Kabulleniş
Bölüm 24: Gerçekler Acıtır
Bölüm 25: Pişmanlıkla Dolmak
Bölüm 26: Mutluluğun Resmi
Bölüm 27: Baskın
Bölüm 28: Çıkmaz

Bölüm 1: Kaçırılmak

108K 5.2K 1.7K
By pembikhayallerr

Merhabaalar,
Resmen başlıyoruz farkındasınız değil mi? 🥹

Çok heyecanlıyım!
Yorumlarınızı gördükçe daha çok hevesleniyorum yazmak için. Bu yüzden satır arası yorum yapmayı unutmayalım 💐

İyi okumalar ♥️

Bölüm 1: Kaçırılmak

Hayatta hep bir şekilde sınanırız.

Bazen düşer, bazen vazgeçeriz ve hayat giderek yaşamayı zor kılar insan için.

Aşılmayacak sandığın yollardan bir sokağa girmen gerekir acıya karşı hissiz olmayı öğrenmek için. Olmuyorsa da kabullenmek için..

Bade, bütün yaşadığı acıları kabullenmiş ve en sağlam şekilde ayağa kalkmıştı. Ama oradaydı işte.. En kuytularında bir yere saklanıyordu içine attıkları.

Yaşadıklarına rağmen yine de gülümsemeyi bir an olsun bırakmamıştı.

"Bizler için değerli olan annelerimize çok şey borçluyuz. Dokuz ay bin bir zorlukla bizi karnında taşıyan ve sonra da kol kanat geren anneler için ne yapılsa yerleri dolmaz." diyordu kulaklıkla dinlediği radyo sunucusu.

Derin bir iç çekti.
"Peki ya kolunu kanadını kıran anneler?" diye mırıldanırken yoldan geçen aileyi izledi küçük gülümsemesiyle.

Anne ve baba elinden tuttuğu küçük kızlarını aynı anda havaya kaldırıp kahkahalara boğulmasını sağlıyorlardı.

Önceden olsa şu görüntüyü izlemeye bile yüreği dayanmazdı. Ama artık alışmıştı..

Kötü anılar aklına doluşurken gözlerini kapatıp başını cama yasladı.

Annesi "Sen bir hatasın! Seni doğurmayı hiç istemedim ben!" demişti ölüm döşeğindeyken.

Oysa Bade, belki bu sefer farklı davranır diye gitmişti yanına. Yengesinin ikna etmesi de annesiyle konuşmasından etkili olmuştu tabii.

Sesi titremesin diye çabalarken "Doğurmasaydın o zaman. Ne diye doğurdun beni?" dedi tırnaklarını batırdığı ellerini arkasına saklarken.

Kafasını yataktan zorlukla kaldıran annesi sinirle "Ben istemedim Allah'ın cezası! Eğer aldırma süresi geçmeseydi senin gibi bir hatayı doğurur muydum?!" demişti.

Neyin hatasıydı bu?
Bu nasıl bir vicdandı?

Bade yutkunarak son bir çare "Babam kim?" diye sordu.

"Artık söyle kimin çocuğuyum ben?

Yatakta uzanan hasta kadın kafasını cama çevirerek "Bilmiyorum." dedi.

"Öldüğünü duydum.. Tek gecelik bir şey sonucu dünyaya geldin sen. Babasının kim olduğu belli olmayan bir çocuk olarak kalmaya devam et. Zaten alıştın."

Acımasızdı.. Ölmek üzere olmasına rağmen çok acımasızdı.

Bade bilmiyordu ama kadın kendi acılarını ve vicdan azabını hiç bir suçu günahı olmayan kızından çıkartıyordu.

Gözleri sulanan Bade kısık sesiyle "Sana hakkımı helal etmiyorum." demişti.

Oysa o her zaman annesinin karşısında dimdik, yıkılmaz bir şekilde dururdu.

"Dünyaya gelmiş olmam benim suçum değilken kendi zevkinin sonucu olan beni, bile bile ateşe attın sen. Beni yalnız bıraktın. Sen anne falan olmayı hak etmiyorsun. Rezil bir insansın."

Kadın gözlerini Bade'ye çevirdiğinde dolu gözleriyle karşılaşmak beklenmedik bir durumdu. Ama bu Bade'yi durdurmadı..

Başını dikleştirerek "Sen de yalnız başına öleceksin." dedi annesinin canını acıtmak için. Ancak söylediği sözler kendi yüreğini küle çevirmişti.

Güzeller güzeli Bade, kim olduğu belli olmayan bir baba ve kendi zevkleri uğruna yaşamını sürdürmüş bir annenin çocuğuydu.

Kısacası kimsesizdi..

Artık hayatta hiç bir şey canını acıtamazdı ona göre. Fakat ileride neler olacağını bilmeden bu kadar büyük konuşmak yanlıştı.

Hiç bir zaman büyük konuşma diye boşa dememişlerdi. Asla dediğimiz ne varsa imtihanımız olarak karşımıza çıkıyordu çünkü.

Bade; bunu en iyi şekilde anlayacak olan yüz binlerce insandan bir tanesiydi sadece..

Kulaklığının tekini çıkartıp derin bir nefes aldı. Camdan bakışlarını çekip haraket eden otobüse döndüğünde çoğu kişinin ona baktığını görünce küçük bir tebessüm etti.

Bu gibi durumlara alışmıştı çünkü yaptığı işe rağmen insanların arasına karışmaktan kaçmıyordu.

"Bu bademsi değil mi?" diyerek fısıldadığını sanan kız grubuyla gülümserken başka bir genç çekti dikkatini.

Telefonunu ona doğru çevirmiş, muhtemelen fotoğrafını çekmeye çalışıyordu.

Genç çocuk fark edildiğini anlayınca tedirgin olarak telefonu indirecekken Bade kafasını yana eğerek gülümsedi ve poz verdi.

Hafifçe sesini yükseltip "Çirkin çekme lütfen. Sonra günlerce alay konusu oluyorum." dediğinde genç çocuğun eli ayağı birbirine dolanırken fısırdaşmalar arttı.

"Yaa inanmıyorum izin verdi, bizde çekelim!"

Yaşlı olan insanlar fotoğrafı çekilen kızım kim olduğunu bilmediği için anlamsızca bakıyorlardı.

Genç çocuk kendisiyle konuştuğuna emin olamasa da bu fırsatı kaçırmak istemeyerek poz veren Bade'nin resmini çekti.

"Geçen ay ismi ünlü oyuncu olan Talat Bulut ile anılmıştı. Doğru mu acaba?" diyen sesi duyduğunda yüzü buruştu.

Bir dergi çekiminde mecburen poz verdiği yavşak herifi hiç sevmemişti.

Bade instagram fenomeni bir genç kızdı.

Bir buçuk milyon takipçisi olan genç kız, otobüste bir kızı taciz eden adamı evire çevire dövmüştü. O anların videosunu çekip instagramda yayınlayan biri sayesinde bir anda ünlenmiş ve çoğu insan tarafından keşfedilmeye başlamıştı.

Güler yüzlü olduğunu gören bir kaç kişi kendisiyle fotoğraf çektirmek istediğinde hiç tereddüt etmeden poz verdi.

Bir kaç durak sonra otobüsten indiğinde derin bir nefes aldı. Hava oldukça kasvetliydi fakat Bade bu havaları çok seviyordu.

Kulaklığını tekrar kulağına takıp instagram profilinde dolaşırken fotoğrafına yapılan yorumları okuyordu.

250.638 kişi beğendi.
bademsi: Çokça sıkılmak.

63.647 yorum
durtian: Ablam dövmen olayım taşı beni...

isoderler: Bacaklarını kırıcam kız senin. Sil çabuk sill!
esracabuk: Sıkıldıysan eve gelsene

Arkadaşlarının yazdığı yoruma gülerken diğer fotoğrafına tıkladı.

370.472 kişi beğendi.
bademsi: Huysuz civciv öfke saçtı 🐣

82.637 yorum
kulunolam: Baban terörist mi bomba gibi kız doğurmussss 🔥
gzlrpi: Abi bir kız her haliyle nasıl seksi olur ya

isoderler: Yine kimin haşatını çıkarttın merak ediyorum badem
esracabuk: Bin kere kavga etme dedim sana

Yorumlara gülerken evinin olduğu sokağa geldiğini fark ettiğinde köşeyi döndü. Kendi isteğiyle Nişantaşı'nda küçük bir dairede, çocukluk arkadaşıyla kalıyordu Bade.

Reklam çekimlerinden ve instagram üzerinden kazandığı paranın çoğunu yetiştirme yurduna bağışlıyordu. Çünkü biliyordu ki en çok orada olan çocukların ihtiyacı vardı o paraya.

Düşüncelerden sıyrılıp kafasını telefondan kaldırdığında çıkmaz sokağın sonunda duran siyah büyük aracı fark etti. Dudağını büzüp umursamadan apartmana doğru yürürken arabanın kapısı hızla açılınca duraksadı.

Beş tane takım elbiseli adam arabadan inince şaşkınlıkla bakmaya başladı.

Önce adamlara, sonra arkasına baktı ancak adamların bakışı direk olarak ondaydı.

Tehlike sinyallerini hissederken yavaşça geri adım attı ancak adamlardan biri "Bin arabaya bacım uğraştırmayasın bizi." dedi şiveli sesiyle.

Gözlerini kısarak kendini gösterdi.
"Bana mı diyorsun?"

Adam iki parmağıyla genç kızı kendine çağırıp "Gel, gel." dedi.

"Abi hiç uğraştırmayın beni, zaten çekimden geldim yorgunum. Hadi gidin işinize."

Adamlar kızın rahat tavrıyla şaşırıp birbirlerine baktı. Kesinlikle böyle bir tavır beklemiyorlardı.

Adamlardan biri "Bu karı delidir?" dediğinde Bade'nin kaşları çatıldı.

"Karı senin babandır camış!"

İki adam sinirle üzerine doğru gelirken derin bir nefes alan Bade çantasını kenara fırlatıp bileğindeki tokasıyla saçını hızlıca topuz yaptı.

Adamların biri Bade'nin koluna uzanmak üzereyken hızla dönüp iki eliyle adamın kolunu ters çevirince, kemiğin kırılma sesi duyulurken adam bağırarak küfür etmeye başladı.

"Ulan orospu, ne yaptın?!"

Şakaklarını ovalayıp yerde kolunu tutan adama bakarken "Fazla bağırma başım ağrıyor." deyince adamların başı olan kişi şaşkınlık dolu bir ifadeyle diğer adamına "Sen git." dedi dişlerinin arasından.

"İlla uğraşacağım diyorsunuz yani.. Yorgunum diyorum ama hiç anlayan yok. Tamam gel hadi, gel."

Koşan adam kızın koluna doğru hamle yaptığında Bade bacağını kaldırıp sertçe adamın erkekliğine tekme attı.

"Deli gücü var lan bu kızda! Hepiniz koşun getirin şunu, bir karıyla başa çıkamadınız!"

Dakikalar süren boğuşmadan sonra Bade'de tek bir iz yokken beş adam sere serpe yerde yatıyordu.

Çünkü Bade'ye zarar vermek yasaktı..

Adamlar ona dokunmamıştı çünkü patronları kesin bir dille ona dokunanın ellerini kesip köpeklere yedireceğini söylemişti.

Yoksa bu kadar adama elbette gücü yetmezdi.

Bade neden kendisine karşılık vermediklerini de anlamamıştı. Böyle de hiç zevki çıkmıyordu ki.

Ellerini silkeleyen kız inleyip kıvranan adamlara bakarken "Madem karşılık vermeyeceksiniz ne diye saldırıyorsunuz be abi? Ayrıca bana orospu dediğin için daha beter ederdim seni ama dua et kolunun kırıldığıyla kaldın." diyerek çantasını aldı yerden.

Telefonundan arkadaşını aramak için çantasını açtığı sırada ani fren sesiyle arkasını döndü.

Büyük iki tane arabanın içinden inen yirmiye yakın adamı görünce "Yuh!" diye bağırdı ve içinden küfür etmeye başladı.

"Utanmadan adam mı topladınız lan birde?"

Arabadan inen adamlar yerde yatan arkadaşlarına şaşkınlıkla bakarken Bade "Siz en iyisi bayıltın beni." dedi adamlara seslenerek.

"Yoksa ben karşılık vereceğim, siz dayak yiyeceksiniz."

Yeni gelen adamlar gülüşerek "Dayak yiyecekmişiz duydunuz mu?" diye dalga geçiyordu.

Yerde yatan yaralı adamlardan birisi zorlukla kafasını kaldırdı.

"Allahıma kitabıma deli gücü var bu karıda! Bayıltın hemen."

Tabii ki adamlar kendisini dinlemedi. Bade adamlarla kavga etmeye çalışsa da sayısı çoktu ve kendilerini savunuyorlardı.

Pes etmeye niyeti yoktu ancak arkasından boynuna dolanan kol aniden ağzına bezi bastırınca şaşkınlıkla eteri solumak zorunda kaldı.

Gözleri yavaşça kapanırken son hatırladığı kendine doğru gelen adamlardı..

🌻

Kavurucu sıcağın etkisiyle terlediğini hissetti genç kız. Göz kapaklarının üzerinde tonlarca çuval varmış gibi hissediyor, gözlerini aralayamıyordu.

Aniden sızlayan baş ağrısıyla gözlerini aralamaya çalıştı fakat karanlıktı, bir şey göremiyordu.

Bir kaç saniye neler olduğunu anlamaya çalışıp kendine zaman verse de hiç bir şey mantıklı gelmiyordu.

Oturduğu yerde sallandığını hissederken bir süredir uyumanın etkisinden pürüzlü çıkan sesiyle "Ne oluyor?" dediğinde bir kaç adamın kendi arasında konuştuğunu duydu.

Sadece bir anlık olanları unutmuştu. Ancak sonra hemen hatırladı.

Gözünde hissettiği fazlalık kumaş parçasıyla ellerini kımıldatmak istese de yapamayınca bağlı olduğunu anlayarak küfür etti.

Gerçi bekliyordu bu durumu, şaşırmamıştı ama istediği bu değildi.

Dışardan gelen araba sesleri haricinde bir ses yoktu artık. Adamlar konuşmayı bırakmıştı. Kalbi endişeyle çarparsa da sesine yansıtmadı.

"Bir kadına onca adam saldırmaya çalışmak adamlığa sığar mı? Niye kaçırdınız siz beni? Fidye isteyeceğiniz kimsem yok."

Şiveli bir ses "Fazla ses çıkartma." dediğinde yerinde sıçradı beklemediği için.

Dövdüğü adamlardan birinin adamları olabilir miydi bunlar? En yakın arkadaşı Esra "Bir gün boku yiyeceksin." diyordu sürekli.

Sanırım gerçekten boku yemişti.

"Kaçıncı yüzyıldayız abi, adam kaçırma mı kaldı?" dediğinde "Sus dedim!" diye kükredi yanındaki.

Fakat o susacak bir kız değildi.

Yerinde kıpırdamaya çalışırken hem bağırıyor hem de "Kimsiniz siz hayvan herifler?! Hemen çözün ellerimi!" diye bağırıyordu.

Dişlerinin arasından "Bana bak hayvan herif yaptığının cezasını biliyor musun sen?" diye bağırdı.

"Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma cezası 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılıyor! Bunun bedelini ödetirim ama size!"

Kolunda hissettiği sert elle canı acısa da dudaklarını birbirine bastırdı.

"Kes sesini dedim! Birazdan konağa gideceğiz, derdini orada anlat!" diyerek kükreyen sesi işittiğinde endişeyle çarpan kalbini sakinleştirmeye çalışıyordu.

Fakat korktuğunu bu şerefsizlere belli etmeyecekti. O tanımadığı kimseye duygularını belli etmezdi.

"Ne konağı? Ellerim bağlı olmasaydı kolumu sıkmanın bedelini ödetirdim size!" dediğinde adamların pis kahkahasının duyarken yüzü buruştu.

Tanıdığı kötü kalpli insanlar onu böyle güçlü görünmeye zorlamıştı.

Neler olduğu konusunda hiç bir fikri yoktu. Kendi halinde, kimsesi olmayan bir genç kızdı. Yirmi iki yıllık hayatında kimseye zararı olmamıştı.

Boks ringinde dövdüğü adamlar hariç...

"Küçük hanıma bak hele.. Zaten ağzımıza sıçtın. Kes sesini, karı gibi otur yerinde!"

"Nerenin hayvanısın sen? Beni hemen serbest bırakmazsan asıl ben senin sesini-" dediğinde ağzına geçirilen kumaşla dedikleri yarım kaldı.

Bir süre bağırmaya çalışsa da acıyan boğazı yüzünden susmak zorunda kaldı. Debelenmeyi bırakıp kaderine razı geldi.

Elbet bu herifler ellerini çözecekti, işte o zaman gösterecekti onlara dünyanın kaç bucak olduğunu.

Hem öz abisi gibi gördüğü İso, çoktan yokluğunu fark edip onu merak etmiş olmalıydı. Esra da evde onu bekliyordu. Muhtemelen ortalık çoktan ayağa kalkmıştı.

Gittikleri yol boyunca saniyeleri sayarak ne kadar gittiklerini hesapladı. Tam kırk iki dakika sürmüştü..

Araba durduğunda rahatça bir nefes bıraktı. Oturmaktan götü uyumuştu, düm düz tahta gibi olmuştu.

Kolunda hissettiği sert elleri savurmak için debelenmeye başlarken kafasından bastırılıp arabadan indirildi.

"Valla film sahnesi çekiyoz sanki. Acaba mafyalar tarafından mı kaçırıldım?" diyordu iç sesi.

"Bawer ağaya kızı getirdiğimizi söyliyesen." diyen sesi duyduğunda içinden küfür etti.

Kolundan sürüklenerek ileri doğru savrulduğunda "Ulan!" diye gür bir ses duydu.

Kalın bir erkek sesi "Sikerim senin o elini!" diye gürlediğinde bir an önce buradan gitmek istedi.

O kolay kolay korkmazdı ancak şu an hem neler olduğunu göremiyor, hem de bir şey yapamıyordu.

Kollarındaki el hızla kendinden ayrılırken elleri çözüldükten sonra ağzındaki kumaş çıkartıldı. Bu sırada gür sesli adam diğerlerine küfür ediyordu.

"Bu bileği bağlayan ellerinizi köpeklere yem edeceğim şerefsizler!"

Ellerini hemen kendine çekip acıyan bileklerini ovarken aynı zamanda söyleniyordu. Hemen sonra saçlarında bir el hissetti. Kalbi öyle hızlı atıyordu ki yerinden çıkmadığına şaşırıyordu.

Normalde Bade çoktan cırlamaya başlamış olmalıydı ancak donup kalmıştı.

Gözlerinden ayrılan kumaşla gözlerini kapatıp açtı kendine gelmek için. Bakışları netleşip bulunduğu yerde gezince etrafında gördüğü yirmiye yakın adamla yutkundu. Sanki ayakları yere çivilenmiş, hareket edemiyordu.

Hayatında hiç taştan bir konak görmemişti. İki katlı kocaman bir konağın avlusunda bulunan adamlar arkasında duran bedene bakıyordu.

Kim olduğuna bakmaya cesaret edemese de arkasındaki varlığı hissediyordu. Biraz önce gözünü açan adam olmalıydı.

Ortam sessizleşmiş, herkes genç kızın güzelliğini izlemeye dalmıştı. Herkes ağzından çıkacak tek kelimeyi beklerken aklına gelen ilk şeyi söyleyiverdi.

"Asmalı konak mı burası?"

Şaşkınca bakan insanlara gözlerini devirirken arkasından gelen sert ses "Bu haliniz nedir ulan sizin?" diye sordu. Gür sesi insanı korkutmaya yeterdi..

Tabi karşısındaki kişi Bade olmasaydı.

Adamların biri öne çıkıp kırık kolunu gösterdi.
"Ağam vallaha bu kız rambo gibidir. Sadece alıp arabaya bindirecektik ama.." dedi ve utanarak başını eğdi.

Kara gözlü adam dişlerinin arasından "Ama ne ulan?!" diye bağırdı. Bu adamın ağzından çıkanı kulağı duymuyordu herhalde.

Kuş kadar kız bunca adamı nasıl dövebilirdi?

Adam başını eğerek "Bize saldırdı vallaha ağam. Resmen bir bayandan dayak yedik." dedi utana sıkıla.

Bade gözlerini kısıp "Bayan değil sayın odun herif, kadın diyeceksin." dediğinde dayak yiyen adam gözlerini kaçırdı.

Arkasından gelen sert ses "Ben size kıza kimse elini sürmeyecek, düzgünce getireceksiniz demedim mi şerefsizler?!" diye aniden kükrediğinde Bade gözlerini kapatıp açtı.

"Ağam biz-"

Hızla önüne geçen dev beden "Sesini kes lan!" deyip konuşan adama tokat attığında adam yere yığıldı.

Bade de kendini kaçıran adamları tekrar dövmeye hazırlanıyordu ama arkasındaki beden öyle hızlı atılmıştı ki yerinde sıçradı.

Dişlerinin arasından "Alın götürün bu pezevenkleri! Kimse onlara dokunmayacak, akşam bizzat ben halledeceğim!" dedi siyah takım elbisenin içindeki adam.

Omuzları geniş, boyu uzun ve simsiyah saçlı bir adamdı. Öyle heybetli duruyordu ki hiç bir şeyden korkmadığını zanneden genç kızın bedeninden bir titreme geçti.

Yavaşça kendisine dönen kara gözlerle bakışları birleştiğinde tırnakları avucuna saplandı. Sesi kadar, görüntüsü de korkutucu bir adamdı.

İlk kez böyle farklı duygulara kapılmıştı. Daha önce kavga ettiği hiç bir adama benzemiyordu.

Bir kaç dakika göz göze bakıp birbirlerini süzdüler. Bade bu adamı hayatında ilk kez gördüğüne emindi.

Karşısındaki adam ağzının içinden "Gelincik çiçeği." diye mırıldandığında Bade'nin kaşları çatıldı.

Adam çatık kaşlarıyla "Biliyorum şu an çok korkuyorsun." dedi Bade'ye.

"Yoo korkmuyom."

Kara gözlü adam dişlerinin arasından "Neden burada olduğunu çok merak ediyorsundur." dedi sabırsızca.

"Yoo hiç merak etmiyorum valla."

Sinirle yüzünü sıvazlayan adama az kalsın gülecekti.. Tabii eğer sert bakışlarla kendine bakmasaydı.

"Sen iyisin?"

Bade gözlerini kısarak "Bu bir soru cümlesi mi?" dedi.

Adam ağzının içinden küfür ederken ne dediğini duymamamıştı. Ancak biraz sonra hayatının şokunu yaşayacaktı..

❄️❄️❄️❄️❄️

Ayyyy vallahi ilk bölümü attım!

Aramıza yeni katılan bebekler, hoş geldiniz. 💐
Diğerleriniz zaten canım, ciğerim ahdjsksk

Yorumlarınızı çok merak ediyorum, lütfen yorum yapmayı unutmayın 🥹

Instagram: pembikhayallerr

Continue Reading

You'll Also Like

4M 248K 81
* Siz: Ay acaba lamalar uçsa nasıl olurdu? Siz: Düşünsene, kafana tıpkı martının sıçması gibi tükürüyorlar. Siz: Çok komik olmaz mıydı? ÜSĞĞDDĞSPDĞPF...
8M 374K 65
"İkimizde biliyoruz ki, er ya da geç benimle evleneceksin. Ve bu zorunluluktan olmayacak!" "Başlangıç: 12 HAZİRAN 2016 Bitiş: 18 EKİM 2019" ...
182K 12.4K 72
Aşka inanmayan genç liseli bir kız. Dağılan bir aile. Ve yeniden evlenen bir baba. Değişik bir kız kardeş. Ailenin çözülemeyen sırları. Ve yeni bir o...
58.5K 3.7K 42
Tüm kavanozlar dolmaya layıktır. En çokta sevgi ile.. "Cennete girecek olan topluluklardan öyleleri vardır ki kalpleri kuş kalbi gibidir." (Müslim...