number twins, alker

Oleh wavewaes

12.4K 1.6K 940

Basketbol takımından Altay ve futbol takımından Kerem aynı forma numarasını paylaşıyorlardı. © "𝙗𝙖𝙮𝙞𝙣... Lebih Banyak

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.5
1.6

1.4

705 95 77
Oleh wavewaes

nevşehirde geçirilen üçüncü gündü. o gün sayılmazsa bir gün bir gece daha kalıp istanbul'a geri döneceklerdi.

akşam yemeği vakti olduğundan odasında yiyenler hariç katlar boş sayılırdı.

arda ferdi'nin yoğun isteği üzerine ismail'in kamerasını almak için odaların olduğu kata çıkmıştı. odaları yan yana olduğundan çok geçmeden içeri girdi.

sevgilisi ferdi geziden anı kalacak fotoğraflar çekmek istiyordu ve arda da buna hayır diyemezdi. housekeeping ekibi girmesine karşın hâlâ dağınık olan odaya karşı yüzünü buruşturdu. ismail ve irfanin kaldığı odadan daha ne beklenebilirdi ki sonuçta.

arda'yı orada bırakaduralım. kerem ve altay sabah sözleştikleri gibi dışarı gezmeye çıkmışlardı. ikisi için de yeni bir deneyimdi orası, çünkü tanıştıkları zamandan itibaren belki de en uzun zaman geçirdikleri yerdi burası. doğrusu ikisi de şikayetçi değildi bu durumdan. hatta gayet keyifli geçiyordu günleri.

birlikte altay'ın arkadaşının yeni doğan bebeğini ziyaret etmeye bile gitmişlerdi.

şimdi otele geri dönüyorlardı. altay yoldaki taksileri döndürmeye çalışıyorsa da hep değişim saati sorunuyla karşılaşıyordu, tabii o saate ne değişimi olduğu da muammaydı.

"ters istikamete gidiyoruz diye almıyorlar işte altay, zorlama."

kerem'in beklemekten oldukça sıkılmış sesi altay'ın gülmesine sebep oldu. "varsa daha iyi bir fikrin onu yapalım bi'tanem."

kerem oturduğu kaldırım taşında somurtmaya devam ediyordu, ta ki aklına mükemmel bir fikir gelene kadar "otostop mu çeksek?"

"ya da bir ihtimal halk otobüsünden falan rica etsek abi buralı değiliz otele dönmemiz lazım diye?"

altay saatini kontrol etti "bu saatte geçer mi ki?"

kerem oturduğu yerden kalkıp altay'ın elini tuttu sıkıca, gözünü hafifçe kırpıp gülümsedi "denemeden bilemeyiz değil mi?"

altay onun yarısı kadar anca olan çocuğun kendini sürüklemesine izin vermişti. duraklardan birine geldiklerinde tek umutları bir otobüsün geçmesini beklemek olacaktı.

onlar orada beklerken arda ismail'in valizini ve çantalarını karıştırıp kamerasını arıyordu. kısa süreli bir seyehata gittikleri için küçük kamerasını getirmişti ve arda onu daha önce hiç görmemişti, nerede olduğuna dair en ufak bir fikri dahi yoktu.

sonunda çantalardan birinin arka bölmesini açtığında kamerayı bulmasının sevincini yaşıyordu.çantayı elinden bırakacakken yere bir zarf düşmüştü.

ismail arkadaşı ve hatta abisi sayılırdı, ondan bir şey saklamazdı ve doğrusu zarfa baksa bile ona kızacağını düşünmüyordu. kendi kendine gülüp zarfı açarken odanın kapısı açılmış ve ferdi girmişti içeri.

"nerede kaldın merak ettim?"

arda elindeki zarfı salladı gülümseyerek. "ismail abim birine aşk mektubu yazmış galiba aşkım."

ferdi'nin de yüzünde muzip bir sırıtış belirdi. konu arkadaşlarıyla dalga geçmek olunca kimse onun önünde duramazdı. yaptıkları etik olmasa bile.

ellerini çırptı heyecanla "aç hadi."

arda tam kapatılmamış zarfı eforsuz bir şekilde açıp içinden mektup beklerken arkasında tarihleri olan birkaç fotoğrafla karşılaşmıştı. "ne o?" diye mırıldandı ferdi de merakla.

arda fotoğrafın ön yüzünü çevirdiğinde anlık geçirdiği şaşkınlıkla ferdi'ye döndü.

ferdi de fotoğrafa bakarken gözleri büyümüştü.

"kerem'le altay, sevgililer miymiş?" diye mırıldandı ferdi ilk şaşkınlığı atlatırken.  "bizden saklamışlar."

arda fotoğrafı incelerken olumsuzca sallamıştı kafasını "aşkım bu fotoğraflar gizli çekilmiş görmüyor musun?"

fotoğrafın açısı, kapının ardından çekilmesi ya da kerem'le altay'ın her fotoğrafta tek başlarına gözden uzak bir yerlerde olmaları bunu gayet doğrular nitelikteydi.

"asıl sorun bunların ismailde ne işi var?" altay'ın sesininin kapının ardından duyulmasıyla ikili kalakalmıştı.

"neymiş onlar?"

arda zorlukla foroğrafları zarfa geri sokmaya çalışırken gerginlikle cevaplamıştı onu "hiç ismail'in klasik foroğraflarından işte."

kerem de arkasından girerken altay direkt irfan'ın çantasına ilerlemişti çünkü odaların anahtarlarını bir yere gidecekleri zaman hep ona bırakırlardı.

kerem duyduğu şeyle arda'nın elindeki zarfa atlamıştı. "ben de bakabilir miyim onlara?"

arda kendini geri çekse de ferdinin onu dürtüklemesiyle zarfı uzatmıştı.

kerem güzel manzara fotoğrafları umuduyla zarfı açarken altay irfan'ın dolabından çantasını almakla meşguldü. ismail'in fotoğrafları yanında taşıdığından bile haberi yoktu.

foroğrafları çıkardığında gördüğü manzarayla afalladığını hissetti. başı dönmüştü birkaç saniyeliğine.

karşısındaki ferdi ve arda'ya baktı zorlukla. onlar onun aksine ona endişeyle bakıyorlardı çünkü bir anda beti benzi atmıştı kerem'in.

ferdi ortamı yumuşatmak amacı sessizce kıkırdamıştı "aşk olsun oğlum bizden niye sakladınız?"

altay aldığı anahtarları cebine atıp arkadaşlarına yönelmişti. "ne saklamışız lan?"

kerem omuzunun üstünden ona bir bakış atmıştı, altay da fotoğrafı gördüğünde başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibiydi.

kerem şoktan çıkar çıkmaz ilk olarak fotoğrafları yatağın üstüne atmıştı. "en yakın arkadaşlarından biri fotoğraflarımızı çekiyor ve sen hiç farkına varmayıp bir de benim arkadaşlarımı suçluyorsun öyle mi?"

ferdi kaşlarını çattı "bi' dakika, bi'dakika. ne dönüyor şu an tam olarak?"

sıkıntıyla oturdu camın kenarındaki tekli koltuğa "anlatıyorum ben saklayacak ne kaldı?" diye hayıflandı kendi kendine. altay bir şey dememişti buna.

"birisi bizim gizlice fotoğraflarımızı çekip dolabımıza bırakıyordu."

"oha" dedi arda kendini tutamayarak, "anonim mektuplar resimler falan ne kadar havalı."

altay arda'ya ters bir bakış atınca yersiz konuştuğunu fark edip sustu.

ferdi konuşmaya dahil oldu sonrasında "sevgili misiniz değil misiniz birader ondan bahset sen?"

kerem de "değiliz." demişti altay'ın bir şey söylemesine bile fırsat vermeden.

"fotoğraflar öyle söylemiyor ama"

altay ferdi'ye sinirlendiyse de kendine hakim olmaya çalışmıştı "kardeşim sana ne tam olarak?"

ferdi bunun üzerine ben suçsuzum dercesine ellerini kaldırdı havaya "sizi yargılayacak son kişiyim ama bizden bile saklamanıza alındım doğrusu."

kerem altay'ı korumak adına araya girdi "ben istemedim başkalarına söylemeyi. onun bir suçu yok."

ferdi onların bu pembe dizi kıvamlı hallerine göz devirdi "tamam amına koyayım ya dramaya çevirdiniz ortamı, canınız sağ olsun sizin."

"ne olacak şimdi?" diye mırıldandı kerem altay'a dönerken, altay da bir o kadar ne yapacağını bilemez haldeydi. tek isteği bir an önce bu gergin ortamdan uzaklaşıp ismail'le konuşmaktı.

başka bir şey dilese olacakmış gibi istediği şey anında gerçekleşmişti. odanın kapısının yakınından ismail seslenmişti

"lan altay sen misin?" ve devam etti "oğlum şu kapıyı açık bırakma, kerem'le senin fotoğraflar da yanımda biri bulursa patlarız vallahi dikkat--"

odanın kapısından girdiğinde yatağın üzerindeki fotoğrafları ve fotoğrafların başında arkadaşlarını görmeyi beklemiyordu. sesli bir şekilde yutkundu. korkutucu bir sessizlik hakimdi ve bu fırtına öncesi sessizlikti.

altay'ın yüzü ifşa olmanın farkındalığıyla gerilmişti. sinirden alnındaki damar belli olmaya başlamıştı.

"altay?" dedi kerem sakince "ismail ne diyor?"

altay sessiz kaldığında gözünden bir damla yaş süzüldü istemsizce. "cevap ver dili sürçtü falan de, başka bir şeyden bahsediyor de susmasana amın oğlu!"

bir yandan önünde dikilen bedenin kolunu gelişigüzel iteklerken tamamen ihanete uğramış gibi hissediyordu.

"başından beri senin planın mıydı bütün bunlar?"

yaşadığı farkındalıkla geri çekilmiş ve yüzünü ellerinin arasına saklamış göz yaşlarının daha hızlı akmasına izin vermişti.

"güvendim ben sana, sırf sen yanımdasın diye korkmadım.neden yaptın bunu bana?"

arda olanları dehşete düşmüş bir ifadeyle izlerken kerem'in yanına eğilip sırtını sıvazlamıştı. gözüyle ferdi'ye altay'ı işaret etti. onu buradan götürmeliydi yoksa kerem kendine hakim olamayacaktı.

ferdi altay'ı odadan çıkarırken kerem çatallaşmış sesiyle arkasından bağırdı.

"nefret ediyorum senden altay bayındır!"

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

11.6K 2.1K 13
Hayatındaki her şey bir karmaşaya döndüğünde Louis sakin bir ada ülkesine gitmeye ve bir süre gözlerden uzak olmaya karar veriyor. Gittiği adada bulm...
412K 34K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
20.1K 315 35
kendimce sevdiğim futbol (bxb) ficlerini burda paylaşmak istedim
2.8K 306 13
cause only those i really love will ever really know me. [bxb] || tamamlandı.