EGE'NİN ANLATIMI
Gece ağlama sesiyle gözlerimi açtım. Minik hanım ortalığı ayağa kaldırırcasına ağlıyordu. Onu kucağıma alarak;
"Ne oldu babacım neden ağlıyorsun. Acıktın mı sen haa dur babacım sakin ol kızım uyandıralım babaanneyi bize mama hazırlasın."
Kızımla konuşa konuşa çıktım odadan. Şu halimi biri görse kesin gülerdi. Ben EGE ÇELİK ve babalık görde inanma.
Annemlerin kapısının önüne gelerek birkaç kere kapıyı çalarak anneme seslendim.
" Ne oldu oğlum hayrola?"
"Ağlamaya başladı anne acıktı galiba bir yardım eder misin?"
"Tamam oğlum dur babaannesi ona bir güzel mamasını hazırlar şimdi. Hadi inelim mutfağa."
"İşte böyle suyun sıcaklığına dikkat et oğlum yanar çocuğun ağzı."
"Tamam annecim saol sen yat ben ilgilenirim gerisi ile."
"Emin misin oğlum istersen sen yat sabah erken kalkacaksın. Hem aklımdayken sorayım bakıcı falan bakmayı düşünüyor musun?"
"Yaa anne şuan daha çok küçük biraz daha ele avuca gelsin yani eğer sende bakmayı kabul edersen gündüzleri sen ilgilenirsin akşamları ben bakarım kızıma yük olmayız sanada."
"Ne yükü eşsek sıpası ben tabiki bakarım torunuma ama seninde ilgilenmen lazım tabii hatta bir annesi olsa da hiç fena olmaz sanki he oğlum."
"Yok anne ben kızıma hem annelik hem babalık yaparım o kadına ihtiyacım yok benim."
"Peki oğlum sen nasıl istersen seni bu konuda zorlamam ama bir anne olarak söylemek zorundayım ki artık bir kız evladın var görüyorum ki ona elbette çok güzel babalık edebilirsin ama çok dikkatli olman gerek oğlum uğraştığın işler belli ne kadar söylemek istemesende yaktığın çok can var evladını bunların hepsinden korumalı ona gözün gibi bakmalısın oğlum."
"Farkındayım anne ve bende en çok bundan korkuyorum ya kızımı koruyamazsam diye bütün gün bunu düşündüm. Ben bugün biranda baba oldum. Ne yapacağımı şaşırdım. Bu benden bir parça tamam ama o kadın neye güvenerek böyle birşey yaptı aklım almıyor anne. Ya ben almasaydım kabul etmeseydim o zaman ne olacaktı. Belki o kadının yanında daha güvenli büyürdü. Ama o ne yaptı karşıma çıkıp konuşmaya bile tenezzül etmedi. Ben kızımı sokakta bulmadım tamam yani biraz kapımda buldum ama neyse atamam sonuçta onu. Belki o da benim dönüm noktamdır. Bu işlerden bir anda elimi ayağımı çekemem hatta hiç çekemem bana güvenmeyen sevmeyen kadar güvenip seven insanlar var. Ve ben canım pahasına evladımı korumak için herşeyi yaparım."
"Seninle gurur duyuyorum Ege. Ve eminim Alin'de seninle gurur duyacak. Hadi ver sen torunumu bana ben gazını çıkartır uyuturum.
"Ooooo hemen pabucumuz dama atıldı tabii bizi uyutup burda kaynatın ohh ne ala."
"Aman Eliz kocaman kız oldun be yavrum ne bu kıskançlık. Gell buraya deli kız."
Annem ikimize hatta üçümüze birden sarılarak "Siz benim en değerli varlıklarımsınız. Hadi çıkın odalarınıza uyuyun bende küçük hanımı uyutayım."
"Ben uyuturum onu anne sen uyu bütün gün seninle olacak zaten. Sen daha fazla yorulma."diyerek annemin itirazlarını dinlemeden yukarı odama çıktım.
Bir günde baba olmuştum. Daha annesi kim onu bile bilmiyordum. Umarım bu karanlığımı kızıma bulaştırmazdım. Kızım gazını çıkarttıktan beş dakika sonra uyumuştu. Etrafını yastıklarla çevrelediğimiz yatağa kızımı bırakıp yanına kıvrıldım ve onu izlerken uyuyakaldım.
Sabahın erken saatlerinde yine kızımın beni uyandırması ile uyanmış mutfakta kızıma mama hazırlıyordum.
"Günaydın Ege oğlum, erkencisin birşey mi istedin."
"Günaydın Hatice Sultan, Alin'e mama hazırladım onu içireceğim. Teşekkür ederim bu arada Peri kızıma sütünden vermeyi kabul etmiş."
"Ne teşekkürü evladım. Kardeş gibi büyüdünüz siz sana yardım etmeyecekte kime edecek. Duyar duymaz kabul etti hemide hayırlı olsun dileklerini de iletti. Allah utandırmasın evladım."
"Saol Hatice Sultan eyvallah."
"Hadi sen yukarı çık hazırlan küçük hanımın karnını ben doyururum kahvaltı birazdan hazır olur."
"Gerçekten buna hayır demem,saol Hatice Sultan'ımmm."
Odaya çıkarak hemen bir duş alarak burdaki takımlarımdan birini giyerek saçıma şekil verdim ve aşağı indim. Kahvaltı sofrası hazırlanmış herkes masada kızım pusette gözleri açık etrafı seyrediyor gibiydi. İlk önce kızımın yanına giderek yanaklarına güzel bir öpücük kondurdum. Sofraya geçtiğimde babam dahil herkes gülerek bana baksa da aldırış etmedim.
"Eeee oğlum kızını görünce bizi unuttun bize bir günaydın yok mu?"
"Pardon, günaydın hepinize."
"Günaydın günaydın."
"Baba şirkete geliyor musun bugün."
"Düşünüyorum gelmeyi imza işleri falan varmış. Ne oldu."
"Şirketle sen ilgilensen bugün ben şu Ünal'ın derdi neymiş bir baksam."
"Olur oğlum çok olmaya başlamıştı zaten o ne pislik çeviriyorsa yakında çıkar kokusu ama sen bilirsin yinede. İşimizi şansa bırakmayalım."
"Bu arada baba ben Alin'i bir süre saklayabildiğim kadar saklamak istiyorum. Ne kadar geç öğrendiler o kadar iyi diye düşünüyorum."
"Aaaaaa Alin mi koydunuz adını. Hainler hani Eliz olacaktı."
"Tamam oğlum sen nasıl istersen. Böylesi daha iyi olur hepimiz için. Adıyla büyüsün küçük hanım."
Kahvaltıda en son bunlar konuşulmuş herkes yemeğini yemeye başlamıştı.
Kahvaltının ardından kızımı biraz severek evden çıktım.
Bara gelerek direkt en alt kata indim. Bugün öğleyin burada toplantı olacaktı. Etrafı kontrol edip korumlara gereken talimatları vererek yukarı odama çıktım.
Odadaki dosyalarla işim bitince saate baktım daha toplantıya bir saatten fazla vardı. Telefonu çıkartıp Uygar'ı aradım.
"Nerdesin?"
"Kulüpteyim patron."
"Hızlıca odama gel."
"Hemen abi."
Kapının tıklatılması ile "Gel" diyerek Uygar'ın içeri girmesini bekledim.
"Buyur abi."
"Otur şöyle konuşacaklarımız var." Gösterdiğim yere oturup bana bakmaya başladı.
"Benim ve babamların evinin etrafındaki koruma sayısını arttır. Dün bildiğin üzere kapıma bırakılan çocuk benim çocuğum bir süre kimsenin haberi olmaması lazım. Benim kızım olduğunu öğrenirlerse şerefsizler peşini bırakmaz. Onun için gözünüzü dört açın."
"Hayırlı olsun abi Allah analı babalı büyütmeyi nasip etsin de annesini nasıl bulacağız sen biliyor musun annesi kim?"
"Uygar annesini bulacağız demedim. O kadına ihtiyacım yok. Sen sadece dediklerimi yap yeterli."
"Tabii abi başka bir emrin istediğin var mıdır?"
"Şu Ünal iti gelince gözünüzü dört açın bu pezevenk yine bir işler çeviriyor."
"Tamam abi."
"Şimdi çıkabilirsin. Ha bide bana mahzenden sert bir içki göndert."
"Hemen abi."diyerek oda odadan çıktı. Başıma ağrı girmişti ve bunu ancak sert bir içki keserdi. Yaklaşık on dakika sonra içkim gelmiş ve bende camın önüne oturarak bar tarafını seyretmeye başladım. Bu barı alalı yaklaşık bir yıl olmamıştı. Ama ona rağmen büyük ölçüde birçok işe engel olmuştu. Ben almadan önce ne kadar masum bir mekan olarak gözükse de içi pislikten geçilmiyordu. Daha sırada bekleyen birçok gece kulübü ve oteller vardı ama şuan önceliğim kızımdı.
Ne kadar çok can yaktım oklar o kadar çok bana döner ve bana ulaşamayan pislikler intikamını kızımdan alırlardı. Acaba ne yapıyordu kızım. Telefonumu çıkartıp annemi aradım.
"Efendim oğlum."
"Alin ne yapıyor anne?"
"İyiyiz oğlum bizde işte kardeşinle birlikte oturuyoruz. Peri sütünü gönderdi. içirdik, tırnaklarını kestik birsürü yeni ciciler aldık şimdi uyuyor kızın. Hem diyorum ki akşam senin evine gidelim kızının odasını ayarlarız eşyalar gelince yerleştirirler biz burda senin odanı en üst kattaki büyük odaya aldık. Burda kalırsanız daha rahat edersiniz orda."
Annemi dinlerken yüzümde bir tebessüm oluştu. Çok çabuk benimsemişlerdi Alin'i annem sanki kendi çocuğuymuş gibi ilgileniyordu. Gerçek bir anneydi işte.
"Oğlum sana diyorum bizi dinliyor musun?"
"Tabii anne tabi olur."
"Yalancı dinliyorum diyor bide."
"Ne?"
"Abi annem Alin'in odasının duvar rengini siyah yapalım diyor."
"Ha yok anne yaa o olmaz böyle daha ferah birşey bakın siz odaya ben anlamam o kadar. Neyse benim şimdi kapatmam lazım öptüm hepinizi dikkat edin kendinize görüşürüz anne."
"Peki oğlum sende dikkat et kendine görüşürüz."
Bir yarım saat daha mekanın gelir gider evraklarını inceledikten sonra aşağı odaya indim.
Ne kadar pislik işlere bulaşmış adam varsa hepsi büyük masanın etrafına oturmuş beni bekliyordu. Kolumdaki saate baktığımda daha erken olduğunu görsem de konuşmaya başladım.
"Seni tek bekliyorduk Ünal hayırdır bu kadar insanı toplamışsın derdin ne ?"
"Silah işim baskına uğradı birşey demedik , kadın kaçakçılığı işime de balta vurdun birşey demedik amma ve lakin uyuşturucu işime de burnunu sokman hiç hoş olmadı Ege be-"
"Kes lan sesini ne yapıp ne yapmayacağımı sana mı soracağım. Sen kim oluyorsun da benimle böyle konuşma cesaretinde bulunabiliyorsun."
"Canımı yakarsan canını yakarım evlat daha gençsin bu işlerde yenisin senin yaşın kadar yol yürüüşlüğüm var benim bu yollarda işimi zarara uğratıyorsun."
"Hadi yaa canımı mı yakarsın Ünal neyle? Ne sıfatla? Seni yaşatır mıyım zannediyorsun.
Kim ulan sizin başınızdaki patron?"
Herkes hep bir ağzından
"Sizsiniz Ege bey."
"Peki beni seçen kim?"
"Biziz Ege bey."
Ünal yanında getirdiği adamlara şaşkınlıkla bakarken gözlerinin içine baka baka :
"O halde toplantı bitmiştir. Dağılabilirsiniz."
Kimseyi beklemeden odadan çıkıp üst kattaki odama gittim. Eşyalarımı alarak Uygar'dan arabamı getirmesini söyleyerek gelen arabama bindim ve şirkete sürdüm.
Şirkete gelince direkt babamın odasına çıktım. Kapıyı çalarak içeri geçtim.
"Hayırdır oğlum buraya uğramayacaksın zannediyordum."
"Uğramayacaktım ama barda işim erken bitti birde baba evin etrafındaki koruma sayısını arttırdım Ünal piçinin canı baya yanmış can yakmaya çok hevesli."
"İyi düşünmüşsün oğlum. Gel şu terasta baba oğul bir kahve içelim."
"Olur baba."
"Alo Ayşe hanım bize iki sade kahve lütfen."
YAĞMUR'UN ANLATIMI
İzmir'e gelir gelmez hemen hastaneye gitmiş doktorun odasına çıkmıştım. Gerekli testlerimi birkaç gün önceden yaptırmıştım zaten.
Sıram gelince kapıyı çalarak içeri girdim.
"Buyrun Yağmur hanım şöyle oturun. Hemen bakalım film ve testlerinize."
"Tabiki doktor bey."
"Evettt yağmur hanım kitlenizde çok bir büyüme yok ama merkezi sinir sisteminizde olduğu için riskli görünüyor. Ameliyat sonrasında bir süre yine fizik tedavi almanız da iyileştirmenizi hızlandırır. Bugün yatışınızı yapalım. Yarın öğleden sonra sizi ameliyata alayım uygun mudur?"
Uygun muydu kendimi buna hazır hissediyor muydum? Ya ters giden birşey olursa ? Ya kızımı tekrar görmezsem? Bütün düşüncelerime rağmen ağzımdan sadece
"Uygundur Selim bey."çıktı.
"O halde hemen yatışımızı yapalım ve sizi ameliyata hazırlayalım."
"Tabii tabii lütfen."
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Şimdi hazırlanmış yatakta ameliyata girmeyi bekliyordum. Deli gibi korkuyordum. Keşke Aslı'ya bahsedip onu da getirseydim yanımda.
Bu kadar zor olacağını asla tahmin etmemiştim. Allah'ım lütfen bana birşey olursa babası kızıma sahip çıksın. Onu çok sevsin. Prensesim eğer geri dönemezsem bana çok kızma olur mu herşey senin içindi. Derin bir nefes alırken odaya giren personel ile o vaktin geldiğini anlamıştım. Heyecandan ellerim titrerken ameliyathanenin içine girmemize heyecanım hat safaya ulaşmıştı. Elimi tutan el ile birlikte kafamı sağa çevirdiğimde Selim beyi görmemle gülümsedim.
"Sakin ol hadi bitirelim şu işi."diyerek bana göz kırptı ve elleriyle işaret etmesi ile bir doktor daha yanıma gelerek kolumdaki damar yoluna ilacı vermişti.
Seni çok seviyorum annecim ve söz veriyorum senin için bu savaşı da kazanacağım.
Ve gözlerim de bilincimle birlikte kapanmıştı.
EGE'NİN ANLATIMINDAN DEVAM
Babamla birlikte kahvelerimizi içmiş iş hakkında birşeyler konuşuyorduk. Odada çalan telefonumla birlikte kalkarak odaya girdim. Annem arıyordu.
"Alo anne?"
Arkadan gelen kızımın ağlama sesi
telaşlanmıştım.
"Oğlu-"
"Anne söylesene Alin'e birşey mi oldu neden öyle ağlıyor?"
Diye sorarken çoktan odadan çıkmış asansörü çağırmıştım.
"Oğlum biranda ağlamaya başladı. Ne yaptıysak sakinleşmedi yavrucak. Ağlamaktan ateşi çıkacak çabuk gell."
"Tamam anne çıktım ben yola geliyorum."
Telefonu kapatır kapatmaz son sürat eve sürdüm. Çalan telefonumu hızla elime aldığımda babam arıyordu.
"Efendim baba."
"Oğlum hayırdır inşallah bir alamet çıktın gittin ne oldu?"
"Annem aradı baba Alin iyi değilmiş. Ben eve geçiyorum."
"Tamam oğlum benide haberdar edin."
"Tamam baba görüşürüz."
Eve geldiğimde arabayı gelişigüzel bahçeye bırakıp eve koştum. Kapıyı açan Hatice Sultan bile endişeliydi ki kızım hala ağlıyordu.
"Anne nesi var kızımın?" Diyerek bir yandan da kucağıma almıştım.
"Uyuyordu oğlum biranda uykusundan ağlayarak kalktı. Korktu sandık geçer diye yapmadığımız şey kalmadı ama geçmek bir yana sakinleşmedi bile."
Tamam kızım tamam babacım bak baban geldi güzel kızım biricik kızım benim. Sen neyden korktun babacım benim. Korkma baban hep yanında prensesim.
Yaklaşık yarım saattir kızımla konuşuyor sallıyor sakinleştirmeye çalışıyordum. Biraz sakinlesede ateşi düşmemişti.
"Oğlum bir duş aldıralım baktık düşmüyor bir doktora gideriz."
"Tamam anne ben yıkarım kızımı sen dinlen yorgun görûnüyorsun."
"Oğlum tek başına nasıl yıkayacaksın. Daha ne gördün?"
"Ben yardım ederim Asuman hanım."
"Bak biz Hatice Sultan ile yıkarız sen dinlen biraz. Hadi Hatice Sultan."
Bir güzel yıkayınca mayışıp sakinleşen kızım biraz da mamasından içip uyumuştu. Ateşi azda olsa vardı hala. Bende kızımın yanına kıvrılıp onu izlemeye başladım.
Anlaşılan benim minik kızım şimdiden ben cadı olacağım diye kendini ele veriyordu. Minik kızımı izlerken kendimi uykuya teslim ettim.
Herkese merhabalar arkadaşlar.
Yeni bölümle birlikte tekrar aranızdayım.
Bölümleri nasıl buluyorsunuz?
Sizinde şu söyle olsaydi söyle olurdu dediğiniz yerler var mı ?
O zaman yeni bölümde görüşmek üzere
Keyifli okumalarrrrr 🤍🌺🌺🌺🤍