Bir an önce şu yedi gün geçse de, gerçek hikayeye giriş yapsak diye bekliyorum.
(BÖLÜM FOTOĞRAFI VE ULAŞ)
(CİNSEL İÇERİK +21)
Boğuluyordum. Kelimenin tam anlamıyla, boğuluyordum. Saçlarımı sertçe tutup boğazıma sonuna kadar giren Barış bana acımıyordu. Aşırı sertti. Öğürmemeye çalışsam da birkaç kez öğürmüştüm bile. Sonuna kadar ağzımdaydı ve yaşlarla dolan gözlerime yüzündeki zevk ifadesiyle bakıyordu.
"Kaşındın."dedikten sonra derince inledi ve sonra yavaşça ağzımdan çıkarmaya başladı sikini. Siki ağzımdan çıkarken salyalarımla karışık spermi çenemden aktı. Ağzımın her yeri sperm ve salyayla kaplanmıştı.
Derin nefesler almaya çalışırken öksürdüm. "Az kibar ol Barış ayısı."kolumdan tutup ona bakmamı sağlayan Ulaş'ın gözlerine bayıkça baktım. Art arda öksürüyordum. "Kes sikik."
"Sesini mi keseyim? Bana uyar."ikisi de birbirine kötü kötü bakıyordu. Kendimi düzelttikten sonra "Tamam, sorun değil."dedim.
"Ulaş, sıra sende."dedim ve doğruldum. Elimi göğüslerime götürdüm ve uçlarını sıktım Ulaş'a bakarken. "Emeyim mi?"
"Evet."dedim. Gözlerimiz arasında çok etkili bir tutku çekimi vardı. Bana doğru yaklaştıktan sonra göğüs ucumu ağzına aldı. Ağzının sıcak hissini hissedince gözlerimi kapadım ve ağzımdan zevkli bir mırıltı çıktı.
Göğüslerimi emdikten sonra ona söylememle ağzıma sikini itti. Saçlarımı kavramış ağzımı beceriyordu. Barış kadar sert değildi. Ancak kalçalarını ağzıma iterken ağzından çıkan o güzel inlemeler beni gerçekten mahvediyordu. Elleri saçlarımı toplamış, bazen çok fazla zevk aldığında çok sert çekiyordu. Çok seviyordum onu yalamayı, emmeyi...
Derince inleyerek ağzıma geldiğinde seğiren damarlarının hissi çok hoşuma gitmişti. Ağzıma dolan yoğun spermleri hafifçe çenemden süzülürken tüm hepsini yutmaya çalıştım. Tuzlu ve tatlıydı tadı.
"Dudaklarımı öpsene Ulaş. Barış sen de biz öpüşürken boynumu em."Ulaş dudaklarıma yaklaştığında elimi ensesine atıp onu kendime çektim ve dudaklarımız mıknatıs gibi yapışarak birbirini buldu. Kelimenin tam anlamıyla onu sömürmeye başladığımda açlıkla, bana karşılık verdi güzelce. Barış da boynumun hassas yerlerini emerek bana zevk veriyordu.
Dudaklarımızın ayrılmasını sağlayan şey Barış'ın Ulaş'ı büyük bir güçle dudaklarımdan ayırması oldu. Kapalı gözlerimi açıp onlara baktım. Barış burnundan soluyarak bana bakıyordu. "Sadece Ulaş ile olacaksan beni ne diye istedin? Siktir olur giderim, delirtme beni."
"Ne diyorsun ya?"dedim doğrulup. "Ne demek ne diyorum? Anlamıyor musun? Kıt mısın kızım?"
"Sensin kıt. Doğru konuş benimle."dedim kaşlarımı çatıp. "Konuşmazsam ne olur? Ne yaparsın?"dedi beni kışkırtacasına. Yüzünde eğlenir bir ifade vardı. Derince iç çektim.
"Bir jigolo olarak, seni tutan kişiye karşı oldukça itaatkarsız davranmıyor musun Barış?"haklıydım. Gözlerinin içine meydan okurcasına bakarken nedense gözlerinin aynasının parçalandığını hissettim. "Buraya yalnızca benim isteklerimi yapmaya geldiğini unutma ve buna göre davran." Gözlerinin her an parlayan ışığı, aynası parçalandı. Aynanın kırık parçaları benim de gözlerime saplandı sanki. Gerçekleri dile getirmek neden ikimizi de bir anda bu kadar kırmıştı?
Öyle ki dolan gözleri yüzünden burnum sızlamaya başlamıştı bile. Hafif de olsa dolan gözlerini çok net görmüştüm. Hızla gözlerini benden ayırdı. "Haklısın. Şimdi, ne istiyorsan onu yapacağım. Söyle ne istiyorsun!"
"Seni."dedim çatallı sesimle. "Sarıl bana."kafası tekrar hızla bana döndü. Onu kırmak istememiştim ki. Ben öyle biri değildim. Gözlerim dolmuştu bile. "Hemen."dedim titreyen sesimle. Gözlerime şaşkınca baktıktan sonra burnundan sert bir nefes verip beni çıplak belimden kavrayıp kaslı göğsüne çekti. Elimi hızla göğsüne yasladım. Kalbinin üstüne. Ağlamaya başladığımda irkildiğini hissettim.
"Ben, bilerek kırmam aslında insanları. Düşünemedim kırılabileceğini. Alışkınsındır sandım."elimin altındaki tenini okşuyordum. Her zaman kalbi her şeyden kırılgan olan bir kız çocuğu olarak yetişmiştim. Belli etmesem de öyleydim. Kırmayı severdim, ama kırılmayı sevmezdim. "Şş, tamam ağlama. Neden ağlıyorsun bebeğim benim?"
"Su, güzelim. Ağlama."saçlarımı okşayan Ulaş'ın elini hissettim. Uzun parmakları saçlarımda geziyordu. "Gözlerinde gördüm Barış, az önce çok kırıldın."biliyor musun Barış, aslında insanları kırmaktan çekinmem. Ama sen, istisnam oldun gibi.
"Salona geçelim. Sizinle konuşmak istiyorum."dedim ve kolları arasından çıkıp hızla üstüme geceliğimi giyip salona ilerledim.
Arkamdan gelip koltuklara çıplak şekilde yerleştiklerinde kafamı eğdim. "Nasıl başladınız bu işe? Tanıyor muydunuz birbirinizi daha önce?"
"Ben keyfi başladım."diyen Ulaş'a baktım. "Sex yapmayı seviyorum. Kadınlara zevk vermek bana da zevk veriyor. Bu yüzden başladım. Her an yapmıyorum bu işi zaten. Barış ile de sosyal medyadan tanışmıştık. Jigolo sitesinden."
"Anladım. Peki sen Barış?"keskin, dikkatli ve hoş gözlerle beni izliyordu.
"Bunu daha önce kimseye anlatmadım."dedi tane tane. Sert sesini nedense naif ve daha ince olarak duyuyordum şu an. "Ama sana anlatmak istiyorum."
"Dinliyorum."dedim gülümseyerek. "Ben on yedi yaşımdayken, babam annemi balkondan attı ve annem öldü. Babam da cezaevine düştü. On yedi yaşımdayken sevgilim olan kızın annesi bir gün benimle birlikte olmak istedi. Otuz yedi yaşındaydı. Kardeşim Zeynep hastaydı çok. Sana bahsetmiştim ya hani. O zaman lösemiydi. Kadınla beraber oldum o zaman. Kardeşimin tedavisi için yardım etti bana. Beraber olurken çektiği videomuzu twitter'a attı. Bir sürü kadın benimle beraber olmak istiyordu. O günden sonra para için beraber olmaya başladım kadınlarla. Okudum, kardeşimi kurtardım, onu da okuttum. Büyüttüm, büyüdüm. Ve karşındayım."ona bakan acılı suratıma bakıp göz devirdi. "Bana acı diye anlatmadım sana bunları."
"Acımadım!"dedim burnumu çekerek. "Ama senin için zor olmuştur."
"Eh işte zordu biraz. Ama beni deli gibi arzulayan kadınlara istediklerini vermek çok kolaydı, zevkliydi."
"Serseri."dedim gülüp. Hormonlarım iyice birbirine girmişti. O ve Ulaş da güldü bu dediğime. Kafayı yemiştim artık. Parayla tuttuğum jigolaların yanında ağlıyordum.
"Peki sen Su? Neden bu kadar zenginken, güzelken, gençken iki jigolo tuttun? Fantezi mi sadece?"Ulaş'a baktım. Ne diyeceğimi bilemedim.
"Evet, sadece fanteziden ibaret. Ötesi yok."
"Hiç aşık oldun mu?"dedi Ulaş ciddi yüz ifadesiyle. Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Aşk ne bilmiyorum."
"Öğretebilirim madam."diyen Barış ayağa kalktı ve elini bana doğru nazik bir hareketle uzattı. "Sizi aşkla sikersem, aşk ne öğrenirsiniz belki."kıkırdadım. "Allah cezanı versin Barış."
"Vermiş zaten fıstığım. Daha n'olsun?"
"Valla verdiği tek şey güzel bir surat olmuş."
"Aşk olsun. Sikimi de beğeniyorsun sanıyordum?"
"Hem de nasıl."dedim cilveyle ve güldüm sonra. "Ben artık gidip uyuyayım. Yarın iyi olurum, akşam sevişiriz."
"Of, bayram edeceğim he."Barış'a bakıp sesli bir şekilde güldüm.
Odama gelip yatağıma uzandıktan sonra tam uykuya dalacaktım ki telefonum çalmaya başladı. Uzanıp arayana baktığımda abim olduğunu gördüm. Ne diye arıyordu beni? Göz devirip telefonu açtığımda hızla konuştu. "N'aber benim bahtsız, salak kardeşim?"
"Kes. Ne var?"dedim sertçe.
"Hiç. Öyle bir arayayım dedim. Hazır mısın kaybetmeye? Aa, sahi...Bizim ailenin prenses kızı Su Eda hayatında ilk kez kaybedecek değil mi?"
"Kaybeden sen olacaksın!"diye sinirle bağırdım. Öfkeden gözlerim dolmuştu hep olduğu gibi.
"Çoktan kaybettin ama sen bilirsin. Selinay, iyi misin güzelim? Geliyorum şimdi, kıpırdanma. Ayfer abla! Selinay'a ilaçlarını ve ballı süt getirebilir misin?!"telefonu yüzüme kapadığında yüzümü buruşturdum.
...
SELAAAM
SİZCE SU VE ABİSİ ARASINDA NE OLABİLİR?
ABİM SİZ SINIRI NEDEN GEÇMİYOSUNUZ MANYAK MISINIZ? 9 BİN KİSİ BÖLÜMÜ OKUYOR AMA OY VEREN KİSİ 196?
SONRAKİ BÖLÜM İÇİN HEMEN PAMUK ELLER YILDIZA, EFSO BÖLÜM GELCEK. ENN AZ 600 OY OLMADAN BÖLÜM MÖLÜM YOK ARKADAŞLAR KARARLIYIMM
79K OKUNMA İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLERRRR
ULAŞÇI OLANLAR BU KİSSİNG SAHNESİNE BAKABİLİR. 1.22 DEN İTİBAREN
BARIŞ İÇİN GİF, VİDEO VS BULAMIYORUM ÇÜNKÜ MODEL ÜNLÜ BİRİ DEĞİL
BURAYA YORUMLARINIZI ALABİLİRİM.