~SANA SAKLI~

נכתב על ידי heyas05ka

1.6K 127 33

O an sadece annemin gözlerinin içine bakarak şunu söyledim: -"Pekala sen burda onca yıl olduğu gibi yine şidd... עוד

~1.Bölüm~
~2.Bölüm~
~3.Bölüm~
~Esas karakterler~
~5.Bölüm~
~6. Bölüm~
~7. Bölüm~
~8. Bölüm~
~9. Bölüm~
~10.Bölüm~
~11. Bölüm~
~12. Bölüm~
~13. Bölüm~
~Alıntı~

~4.Bölüm~

122 8 2
נכתב על ידי heyas05ka

Keyifli okumalar...

Oy sınırı:15

Dünden sonra yaşadığım en büyük şok galiba buydu...

-"Şaka mı yapıyorsun?"

-"Şaka yapıyor gibi mi duruyorum ordan?"

Kız valla hayallerimiz gerçek oldu. Mafyanın durumu bu. Düşünsene yardım ediyor sana ama kitaplardaki gibi evlenmek karşılığında.

Yok devenin nalı. Bir de gerçekten aşık olur ne dersin?

-"Şimdi sen bir mafyasın ve bana yardım ediyorsun. Sen nasıl bir mafyasın? Organ mafyası mısın?"

-"Kızım senin sandığın mafyalardan değilim. Kan akmasını gerekmedikçe sevmem".

-"Ay nasıl iyi birisin. Şaka mısın sen? Mafya mafyadır. Can güvenliğim tehlikede diye kaçtım beterine tosladım arkadaş. Bu nasıl bir şey? Belaları kendime çekiyorum".

-"Kafamı şişirdin ya bitti. Ben sadece benim evimdesin, nelerle karşı-karşıya kala bilirsin bil istedim. Ama yanlış yapmışım herhalde".

-"Üf be sanki her gün mafyalarla karşılaşıyormuşum gibi sakin olmamı bekleme sen de. Sustum tamam".

-"Yani öyle sakin gibi görüne bilirim İrem hanım. Ama çok ta güvenme bu yüzüme".

Dedikten sonra telefonu çaldığı için alıp yukarı çıktı. Asıl şimdi ne yapacaktım.

Evlenme teklifini bekleyeceksin İrem'cim sfhhsbsbs.

Keşke iç sesleri kendimiz seçe bilseydik ya. Çünkü sana katlanmak çok zor.

Hiç bir iletişim olmadığı için koltukta uzandım ve tavana baktım. Tam izlediğime dalacaktım ki Yağızın merdivenleri hızla inmesiyle ona doğru yöneldim. Hiç bir şey söylemeden üzerime doğru hızlı adımlarla ilerledim. Bileğimden ne sert ne de nazik bir şekilde kavradı ve beni kaldırdı.

-"Ne yapıyorsun?"

-"Kalk çabuk benim odama geç. Babaannem gelecek ve senin ortada olmaman gerekiyor. Yoksa her şey berbat olur".

-"Tamam da üzerime kırmızı görmüş boğa gibi gelmesen de olurdu"-dedikten sonra hızlı adımlarla yukarıya sabah uyandığım kata çıktım. Yatağa uzandım ve kendi kendime söylenmeye başladım.

-"Öküz ya. Sanki nazik davransa ölür. Ben de kimsenin beni görmesini istemem tabi ki de. Ne kadar az kişi beni tanırsa o kadar güvendeyim demekdir".

Şimdi kös kös kaç saat burada beklemek var. Biraz bir şeyle mi ilgilensen acaba?

Saçmalama içses bu kadar da rahatlık olmaz. Adam bize evini açtı, bize yardım edecek diye evini, odasını dağıtmak doğru değil. Ama burada boş boş oturmaktan ben de sıkılırım.

Zaten halimiz hal değil ki.

Evet galiba bu kadar zamanı bir duş alarak değerlendire bilirdim. Hem yukarıya çıkıp beni rahatsız eden biri de olmazdı. İlk önce aynanın karşısına geçip kendimi baştan aşağıya doğru bir süzdüm. Hani derler ya babasının kıyafetlerini giyen çocuklara benzedim, işte ben ondan bir tık fazlasıydım. Bu kıyafetler gözüme çok büyük gelmişti. Hemen bunlardan kurtulmalıydım ama ne giyecektim. Giymeye bir şey yoksa duş ta alamazdım ki. Beynimi bu düşüncelerle yorduğum esnada odanın kapısı tıklatıldı. Acaba Yağızın ailesinden biri miydi?

-"Kim o?"-diye seslendim.

-"Beni Yağız bey gönderdi İrem hanım. Rica etsem kapıyı aça bilir misiniz?"-dediğinde kapıyı açtım. Elinde bir kaç paket vardı. Paketleri bana uzattı. Ben de hiç bir şey demeden elindekileri aldım.

-"Yağız bey kendisi odaya gelmeden hiç bir yere çıkmamanızı söyledi"-dedi ve ben de tamam dedim. Daha sonra kapıyı kapatıp odadaki koltuğa oturdum. Paketleri açmaya başladım. İçinden günlük kıyafetler ve iç çamaşırları çıktı. Acaba odada kamera falan mı var. Daha 5 dakika önce ne giyeceğimi düşünüyordum. Şimdiyse ihtiyacım olan çoğu şey karşımdaydı. Daha fazla oyalanmadan duşa girdim. Sıcak su bedenimle buluşunca belim karıncalandı. Bu hissi çok seviyordum. Çok ta uzun olmayacak bir duşun ardından Yağız'a ait olduğunu düşündüğüm bornoza sarılıp banyodan çıktım. Üzerime tayt ve sweat giydim. Saçlarımı kurutmak için yeniden banyoya geçtim. Saç kurutma makinesi bulmak baya bir zamanımı almıştı. Saçlarımı kuruttuktan sonra taramaya başladım. Saç diplerimde hâlâ dünkü acıyı hissediyordum. Yağız gelmese belki de daha neler yapacaktılar. Çok nazik davranmaya özen göstererek saçlarımı taramayı bitirdim. Kirlileri de kirli sepetine attım ve odayı eski haline getirdim.

Tahminimce 3 saat belki de daha fazla bir süredir ki odadaydım ve hiç kimse gelmemişti. Karnım da fazla acıkmıştı. Hatta bu kadar saat nasıl dayandım onu bile bilmiyorum.

Bizim mafya bizi unutdu be İrem. Burda açlıktan öleceğiz.

Hayır demek isterdim sana iç ses ama galiba ilk defa sana katılıyorum.

Aşağı kattan gelen sesler de kesilmişti. Acaba insem mi ki? En fazla ne ola bilirdi? Mutfaktan bir şeyler alıp odaya çıkacaktım kimselere görünmeden.

Yani yakalanırsak bir yalan uydururuz en kötüsü.

Kapıyı açtım ve etrafa bakındım. Hiç kimse gözükmüyordu. Yavaş adımlarla merdivenleri inmeye başladım. Sessiz olmaya özen gösteriyordum. Son basamağa geldiğimde yine kimse yoktu etrafta. Sessizce mutfağa geçtim. Mutfak ışığı açıktı. Dolabı açıp kendime sandviç yaptım. Bir bardağa da meyve suyu doldurdum. Burda yersem birileri göre bilirdi. Onun için hazırladıklarımı alıp yukarıya çıkacaktım. Mutfak kapısından çıkacağım esnada Yağızla çarpıştık. Elimdeki meyve suyu üzerine dökülmüştü. Biraz gerileyip yüzüne baktım. Dişlerini sıktığını kasılan çenesinden anlaya biliyordum.

-"Çok özür dilerim. Sen birden önüme çıkınca şey oldu".

-"Sana odandan çıkmamanı söylediğimi hatırlıyorum. Burda ne işin var?"-sesini yükseltmemeye çalışarak kızgın bir şekilde sordu.

-"Ben acıktığım için ortalıkta kimseyi görmeyince mutfağa indim. Zaten sen gelmesen aynı şekilde odaya çıkacaktım".

-"Ben zaten şu anda odadan geliyorum ve yemek getirmek için çıkmıştım. Biraz daha sabretseydin karnını doyura bilirdin. Şimdi hemen benimle birlikte babaanneme görünmeden yukarıya çıkıyorsun".

-"Ya nedir bu babaannenden korkman senin. Hiç mafyaya benzemiyorsun böyle olunca. Benim bildiğim insanlar senden korkmalı sen değil. Beni görse bile bir arkadaşım diye bilirsin"-diye sesimi yükselttim.

Elini ağzıma kapatarak:

-"O sesini kıs. Eğer şu anda seni görürse benim için hiç bir sorun olmaz. Ama senin istemeyeceğin şeyler olur".

Ağzımı açacaktım ki merdivenlerden sürüklemeğe başladı.

Kolumu çok sıkı tutmuştu. Canım acıyordu.

-"Kolum acıyor. Bırak beni".

Beni dinlemeden sadece sürüklüyordu. Birden bir ses duydum. Benimle birlikte Yağız da sesin geldiği yöne başını çevirdi.

-"Yağız bu kız da kim? Yoksa bu o kız mı?"

Hangi kız?

Yağız ne cevap vereceğini bilmiyordu galiba. Babaannesi olduğunu düşündüğüm yaşlı kadın bana bakarak devam etti.

-"Bu gün gelemeyeceğini söylemiştin. Ne zamandan beri bana yalan söylemeğe başladın sen bakalım eşek sıpası?"

-"Babaanne..."

-"Sus bakayım. Bana söylemeden tek başına vakit geçirecektin öyle mi? Gel kızım bizim oğlan biraz arsız. Gel oturup tanışalım biz".

Ne olduğunu hâlâ anlamıyordum. Beni kim sandı acaba? Tek başına vakit geçirmek falan.

Kazamız mübarek olsun yine olaylar olaylar.

Oturma odasına geçtik ve yaşlı teyze yanına oturmamı istedi.

-"Evet gelin hanım. Aylardır torunum senin hakkında tek bir şey söylemedi. Hadi senden duyalım bakalım ".

Gelin hanım mı?

İç ses gibi tepki vererek yüzümü Yağıza çevirdim. Onun yüzündeyse benim aksime şaşırma yoktu. Anlamadığım bir ifadeydi...

המשך קריאה

You'll Also Like

4.9K 191 36
İlk kitabım yanlış yazabilirim. İkizler ve iki mafya birbirlerine aşık olurlarsa ne olucak? Ne yapıcaklar? Hayatları Nasıl bir değişime uğricak? Aşk...
11.2K 463 61
Saye,annesi zorla Fransaya gönderilmiş babasından şiddet gören bir kız.kaan ise annesi ölmüş babası ve üvey annesinde hem psikolojik hemde fiziksel ş...
132K 4.5K 29
KÜFÜR İÇERİR AZRA SERT: Yarışlara aşık ARDA GÜÇLÜ: Yeraltının Kralı ------- Kesit: "Azra'm hadi gidelim burdan." dedim. "Allah Allah, nerden senin Az...
49.8K 2.7K 15
28 yıl önce karıştırılmış bir binbaşının hikayesi.Ben Asena Doğu namı değer Kızıl Dağların Kızılı ismini duyanların korkudan titrediği kadın Bu ben...