Sirius, Pierre ve Remus arasındaki yüzleşme mutfakta yaşanırken odalarına çıkmış olan Alora ve Harry farklı bir dünyadaydı.
Harry kendi odasının kapısını açtığında kırmızı nevresim takımı anında Alora'nın gözüne çarptı.
Duvarlarda Gryffindor bayrakları ve Harry'nin arkadaşlarıyla, Sirius'la, Remus'la, Alora'yla ve hatta ailesiyle bile fotoğrafları vardı.
Oda dağınıktı çünkü Harry temizlik yapmaktan nefret ederdi. Masasının üstü karmakarışıktı, yatak hala dağınıktı ve Alora siyah kıyafet dolabının içinin dağınık olduğuna emindi.
"Odam dağınık, her zamanki gibi." dedi Harry sıcaktan dolayı üzerine yapışan tişörtü çıkarıp atarken.
Alora onun bu ani hamlesini görünce gözlerini büyütüp arkasını döndü ve "Yavaş!" diye bağırdı Harry'ye.
Ne olduğunu anlamamış olan çocuk kaşlarını çatarak Alora'ya baktığında onun sırtıyla göz göze geldi.
"Ne oldu?" diye sordu şaşkınca. Bilmeden bir şey yapıp yapmadığını anlamaya çalışıyordu.
"Niye önümde üstünü çıkarıyorsun?" dedi Alora, Harry'ye dönmeden.
Harry hala anlamamıştı. Bunu hep yapardı. Alora'nın yanında üstünü değiştirirdi yani. Bu, daha önce bir sorun olmamıştı. Şimdi niye böyle bir tepki alıyordu ki?
"Hep yaptığım şey değil mi?" diye sordu bu yüzden.
Alora nefes verip omuzlarını düşürdü. "Evet ama artık... Daha farklıyız ya." diye mırıldandı.
"Sevgiliyiz." diyerek düzeltti onu Harry. Alora onun dudaklarından bunu duyunca kalbinin hızlanmasına engel olamamıştı. "Rahatsız mı oldun? Rahatsız olacağını düşünemedim kusura bakma."
"Hayır, hayır. Rahatsız olmadım!" dedi Alora telaşla.
Kesinlikle rahatsız olmamıştı. Hatta tam aksine, Harry'yi üstsüz görüp etkileneceğini hissetmişti.
Ve doğruyu söylemek gerekirse, biraz utanıyordu. Şimdi işler değişmişti. Alora ve Harry arkadaşken birbirlerinin yanında üst değiştirmek sıradan geliyordu.
Ama sevgili olunca... Hiç de sıradan değildi. Vücutlarındaki kan anında pompalanma hızını arttırıyordu.
Arkası dönük bir şekilde Harry ile konuşmanın çok saçma olduğunu hızlı fark etti Alora, komik gözüküyordu.
Bu yüzden Harry'yi üstsüz görecek olmanın verdiği heyecanlı gerginlikle arkasını döndü ve yeşil gözlere baktı.
"Ne o zaman?" diye sordu Harry.
Alora gözlerinin beyaz tene kaymasına engel olmaya çalışarak Harry'nin yüzüne odaklanmayı denedi.
"Şey... Sevgili olduğumuz için işin içine farklı şeyler de giriyor ya. Sanırım etkilenme olayı falan yüzünden. Seni rahatsız etmemek için döndüm arkamı yani."
Harry onun kırmızı yanaklarıyla kendini açıklama çabasına bakarken kahkaha atmasına engel olamadı.
Utangaçlık o denli yakışıyordu ki ona, Harry yüksek sevgiden kendini kaybedeceğini hissetti.
"Etkilendin demek hım?" Alora'nın karşısına geçip durduğunda Alora başka yere bakmamaya yemin etmiş gibi gözlerini Harry'nin gözlerine kenetledi. "Yakından bak bir de istersen."
Burnuna çekmeye çalıştığı nefesler boğazında sıkışıp kalıyordu Alora'nın. Harry bu kadar yakınındayken heyecana yenik düşmemek imkansızdı.
"Alay etme benimle, intikamım acı olur!"
Harry bunu duyduğu anda zihninin kirli düşüncelere gitmesine engel olamadı. Bu düşüncelerde Alora üzerinde yalnızca iç çamaşırıyla çıplak bir şekilde kendisine bakıyordu...
Yutkundu. Aniden bir ateş basmıştı kendisini ve vücudundaki kan direkt alt taraflarına inmeye başlamıştı.
"Lütfen intikam al benden." diye mırıldandı Harry hayal dünyasında kaybolmuş bir vaziyette. Sesi boğuk ve arzulu gelmişti.
Alora onun gözlerindeki bakışın an be an değiştiğini fark etti. Harry daha önce onun yüzünde hiç görmediği bir bakışla kendisine bakıyordu.
Öyle bir bakıştı ki bu, Alora'nın eli ayağına dolaşmıştı.
"Harry..." dedi alçak sesle.
Yeşil gözlerdeki bakış ona alçak sesle konuşması gerektiğini söylüyordu adeta. Bambaşka bir çekim alanına girmişlerdi.
"Çok güzelsin Alora." Harry onun bakır saçlarını yüzünden geriye ittikten sonra iki eliyle onun güzel yüzünü avuçladı. "Çok güzelsin, yemin ederim."
Alora kalbinin sıkışıklığıyla baş etmeye çalışırken dudaklarının gerginlikten kuruduğunu fark etti.
"Sana çok aşığım." diye fısıldadı Harry ve Alora'nın kalbi aniden durdu. "Aklımı başımdan alıyorsun."
"Sen de benim." İtirafta bulundu Alora. "Elim ayağıma dolanıyor karşında."
Harry gülümsedi, bakışları Alora'nın dudaklarına kaymıştı.
Sabah onu bahçede öpmemişti çünkü sevgili olduktan sonraki ilk öpücüklerinin özel bir anda olmasını istemişti.
Ve şu an içinde bulundukları an gözüne çok özel gözüküyordu.
Yüzünü Alora'nın yüzüne eğdiğinde genç kız ne olacağını anlayıp heyecanlanmıştı.
Harry'yi özlemişti.
Dudakları büyük bir heves ve özlemle kavuştuğunda Harry tuttuğu yüzü kendine biraz daha çekip parmaklarının baskısını arttırdı.
Birbirlerinin tatlarını neredeyse unutmuşlardı. Özlem dolu bir his kalplerinde titrerken Alora bayılmak üzereymiş gibi hissediyordu.
Aynı his Harry'nin de içinde vardı. Alora'yı öperken ve tadı damağına yapışırken heyecandan bayılacak gibiydi.
Uzun bir süre birbirlerini usul usul öptüler. Ruhları büyük bir kavuşmayla birbirine doymaya çalışırken dudakları buna izin vermişti.
Ta ki nefes almaları gerektiğini hatırlayana kadar.
İlk uzaklaşan Alora oldu. Kendini hafifçe geriye itip Harry'ye baktığında kıpkırmızı dudaklara Harry ona gülümsedi.
"Sen kas mı yaptın?" diye sordu Alora.
Güzel bir öpüşmeden sonra sorulabilecek en kötü soruydu muhakkak ama Harry'nin vücudunu gördüğü anda bunu düşünmeden edememişti.
Kol kasları daha belirgin duruyordu, omuzları biraz daha genişti. Beli hala inceydi ve karın kasları yoktu ama bu hali bile gözlere bayram ettiriyordu.
Harry de öpüşmeden sonra böyle bir sorunun gelmesinin saçma olduğunu düşünüyormuş gibi kahkaha attıktan sonra "Evet." dedi. "Sen yokken çok canım sıkıldı ve spora başladım."
Alora kıkırdayıp kollarını Harry'nin boynuna doladı ve bedenini ona yaklaştırdı. Burun buruna gelmişlerdi.
"Yokluğum o kadar fark yarattı demek ha?" Dudaklarını onun dudaklarına sürttü usulca genç kız.
Harry, Alora'nın yüzündeki ellerini onun beline getirdi. "Tahmin bile edemezsin." diye mırıldandı.
"Senin yokluğunla nasıl baş edeceğimi bilemeyince Sirius bunu önerdi. Babam da kafa dağıtmak için spor yapmış eskiden, bende de işe yarayacağını düşündü."
"Yaradı mı peki?" diye sordu Alora. "Kafan dağıldı mı?"
Harry yarım bir gülümsemeyle Alora'ya baktı. "Pek yaradığı söylenemez." dedi. "Seni düşünmediğim tek bir an bile olmadı."
Alora almak istediği cevabı almış olmanın tatminiyle gülümsedi.
Dudakları ayrılığa daha fazla dayanamamış bir vaziyette tekrar birbirine kavuşurken Harry, Alora'nın teninin yumuşaklığını hissetmekten zevk alıyordu. Nasıl bu kadar yumuşak bir teni olabilirdi?
O tenin her bir karışını gezmek için karıncalanıyordu parmak uçları. Fakat daha erkendi, bunu da biliyordu Harry. İlişkilerine biraz zaman vermesi gerekiyordu.
Öpüşmelerini bölen şey açık kapıdan içeriye giren birini duymaları oldu. Hızlıca birbirlerinden ayrıldıklarında Alora, Harry'nin yanına geçmiş ve içeriye gelene bakmıştı.
"Ohooo!" dedi Pierre, Harry ve Alora'ya bakarak.
Onları bulduğu pozisyon hakkında ne düşüneceğinden pek emin değildi ancak hoşlanmadığından emindi.
"İlişkinize destek çıktım diye bu kadar da rahatlamayın." Pierre özellikle Harry'ye bakarak konuşuyordu. "En azından biz evdeyken yapmayın!"
Alora babasından utanarak konuyu değiştirmek istedi. "Bir şey mi oldu baba?" diye sordu.
Pierre, Harry'ye uyarır bir bakış daha attıktan sonra kızına döndü. Az önceki konuşmanın yükü hala yüreğindeydi, bu yüzden Alora'ya bakarken içinden ağlamak gelmişti.
"Bakan Fudge ile görüşmem var, Louis ile oraya gidiyoruz. Onu haber vermek için gelmiştim." dedi. "Gel, sarıl bakalım babana."
Alora babasının kollarını iki yana açmış bir şekilde kendisini beklemesine şaşırarak ona ilerledi. Açık kolların arasına girerek babasının beline sarıldıktan sonra kendine dolanan kolları hissetti.
"İyi misin sen?" diye sordu alçak sesle. Bu kadar duygusal olmasına afallamıştı. Babasını böyle bir kere görmüştü yalnızca.
O da Sirius'tan bahsettiği geceydi.
"İyiyim tatlı Alora'm." Pierre onun saçlarına öpücük kondurdu. "İyiyim."
Pierre kızı için aştığı zorlukları düşündükçe içinin daralmasına engel olamıyordu. Geçmiş, geçmişte kalmıştı evet ancak yaşadığı üzüntüleri, öfkeleri hatırlamak bile kendisini kötü etkiliyordu.
Ondan uzaklaşıp kızının yüzüne gülümseyerek baktıktan sonra Harry'ye döndü Pierre ve tek gözünü kırparak "Akşam görüşürüz küçük James." dedi. "Dikkatli olun ve yarın için sandıklarınızı hazırlamayı unutmayın!"
Yarın Hogwarts'a gidecekleri Harry'nin de Alora'nın da aklından tamamen çıkmıştı.
"Tamam." dedi ikisi de aynı anda ve Pierre odadan çıktı.
Çıkmadan önce son kez "Gözüm üzerinizde." demiş ve Harry'yi korkutmuştu. Harry başının Pierre ile belaya gireceğini hissediyordu nedense.
Neyse ki arkasında Sirius vardı da onu Pierre'den korurdu.
-
-
-
Oy oranı düşük
400 kişi okuyor 100 oy bile gelmiyor
Siz çabaladığınız kadar ben çabalıyorum haberiniz olsun
Harry ve Aloranın hasret giderme saati <3 aşk tutku ihtiras... İşte beklediğimiz şeyler
Yeni kitap yayınladım, o da Harry kitabı. Adı "hoax" henüz görmediyseniz gidip okuyabilirsiniz
Oy ve yorumları unutmayın
23.08.2023