Sarhoş, Samet Akaydın

By Flexthefinestby

7.9K 318 3.2K

'Meyhaneci sarhoşum yine bu gece!' More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7

0.6

487 22 121
By Flexthefinestby

Selam kızlar! Nasılsınız, iyi misiniz? Umarım iyisinizdir, hadi iyi okumalar, bol yorumlar!

***

Ceylan telefonundan konuma bir kez daha baktı. Hayvan gibi heyecanlıydı, belki oldukça uzun zamandır bekliyordu onunla vakit geçirebileceği zamanı.

Geldiği konumdaki eve baktı, ardından Samet'in arabası olduğunu bildiği siyah arabaya. Gülümsedi, telefonunu cebine koyup stresle elini saçlarına atıp düzeltti.

Üstünü başını düzelterek, kapıya doğru adımladı. Derin bir nefesin ardından, kapının zilini çaldı ve bir iki adım geri çekilerek beklemeye başladı.

"İşte şimdi başlıyoruz."

Ağzının kenarıyla mırıldanmıştı, ayak sesleri duyuldu birkaç saniye, ardından kapının koluna asılma sesi geldi.

Aşırı heyecanlıydı Ceylan.

Ne yapacağını da bilmiyordu.

Evet, aralarında inkar edilemeyecek bir çekim vardı, bu ilk tanıştıkları günden beri bariz bir şekilde belliydi zaten. Fakat, daha önce hiç baş başa vakit geçirmemişlerdi.

Elbette mesajlarda olduğu gibi de değillerdi ikisi de. Yani, evet mesajlar dalga içerikli de olsa ikisi de konuşurken eğleniyor ve flört ediyordu ama yüz yüze iletişim, telefondaki gibi olmuyordu.

Mesela Ceylan, mesajlarda oldukça cesurken, yüz yüze de oldukça utangaç olabiliyordu. Genelde, toplu ortamlarda bir araya gelen ikili, sürekli birbirlerine çekiliyorlardı, ne zaman denk gelseler.

Samet ise, mesajlardaki gibi cesurdu. Ceylan bundan korkuyordu işte, aşık olduğu adam da olsa, hafiften tırsıyordu.

Evet, Ceylan Samet'i ilk gördüğü andan itibaren seviyordu. Aşıktı işte, bas baya aşıktı hem de.

Samet'e adım atmaya ise hep korkmuştu, yaşıydı, oynadığı takımdı, abisiydi, oydu buydu şuydu derken, asla adım atamamıştı.

Arkadaşlarıyla içip eve geldiği gece, sarhoş olmanın verdiği heyecanla, Samet'in önüne çıkan storysini görünce dayanmayıp yazmıştı. Ayık olsa, asla yazmayacağı şeyler yazmıştı hem de.

Sonrasında çok utanmıştı, ama bakmıştı ki Samet de oldukça halinden memnun, onunla bu ufak flörtleşme işini devam ettirmişti. Zaten oldukça hoşuna da gidiyordu bu durum.

O gece storysinde gördüğü resim, gerçekten de Ceylan'ın nefesini kesmişti. Samet kimisine göre normal, kimisine göre ise çirkin bir topçuydu.

Fakat Ceylan'a göre, dünyanın en yakışıklı topçusuydu. Gerçek manada takıntılıydı Samet'e, hatta takıntıdan ziyade koca bir aşktı bu.

Samet ona gel dediğinde gelip gelmemekte şüphe etmiş, fakat belki de ilk defa birlikte baş başa güzel bir vakit geçiririz diyerek gitmekte karar kılmıştı.

Bir de Samet o fotoğrafı atınca, ufaktan kalbi teklese de, onun kendisine zarar verecek bir harekette bulunacağını düşünmediği için, gitmesinde sorun görememişti.

Tamam Samet, oldukça libidolu bir adamdı ama kimseye isteği dışında dokunmazdı, Ceylan bunu da çok iyi biliyordu.

İçinden, 'Umarım tişörtünü giymiştir' diye geçirdi Ceylan. Bakışları yerdeydi, kapının açılmasını bekliyordu.

"Hoşgeldin."

Samet'in sesiyle bakışlarını yerden, hızlıca karşısındaki adama çevirdi. Kendinden iri ve uzun olan adama başını kaldırarak bakıyordu. Dudakları titrer gibi seğridi ve ufak bir gülümseme meydana geldi kızın.

Çok yakışıklıydı, aşık olduğu adam.

Böyle düşünmüştü.

Yakından çok daha yakışıklıydı.

"Hoşbuldum."

Sesi oldukça kısık ama masum çıkmıştı. Samet ona inanamaz gibi baktı birkaç saniye, ardından "Gerçek misin sen ya?" diyerek, karşısındaki kızı kolundan tutarak içeriye çekti, Ceylan hızlıca içeriye çekilirken, arkalarından kapanan kapıyla, kendini Samet'in kollarında buldu.

Samet, onu kendine doğru çekerek kocaman sarılmıştı. Aralarındaki boy farkı o kadar çoktu ki, Samet baya bir eğilmek zorunda kalmıştı, fakat bu boy farkı onu yalnızca gülümsetmekle kalmıştı.

Ceylan da, kollarını ona sarıp, gözlerini kapatmıştı. Onun kalp atışları hızlanırken, içini ise huzur benzeri bir duygu kaplamıştı. Şu anda, aşık olduğu adamla sarılıyorlardı.

"Ufacıksın."

Sesi boğuk çıkmıştı Samet'in, çünkü kafasını saçlarına gömmüştü. Ceylan'ın kıkırtısı onun kulaklarını doldururken, istemeye istemeye de olsa geriye çekildi Samet.

"Hayır, sen kocamansın."

Küçüğün bu çocuksu hali, büyük olanın yalnızca daha da etkilenmesine sebep oluyordu. Bu kız halis miydi?

"Bak tartışacak bir konu daha bulduk, bunu da bir ara detaylıca tartışalım ama şimdi gel, seni doyuralım güzel kızım."

Ne kadar da etkileyici bir sesi vardı bu adamın! Gerçek miydi acaba? Ceylan düşünceleri sayesinde kaşlarını çatarak bakmıştı Samet'e.

Samet, Ceylan'a göz kırparak ufacık elini elinin içerisine hapsederek onu mutfağa doğru götürmüştü. Ceylan'ın gıkı çıkmıyor, tıpış tıpış Samet'in onu sürüklemesine izin veriyordu. Hipnoza kapılmış gibiydi adeta.

"Nasılsın bu arada soramadım."

"İyiyim, sen nasılsın Samet."

"Sen geldin? İyi olmama ihtimalim var mı?"

Mutfağa geldiklerinde, Ceylan bakışlarını mutfakta gezdirdi. Oldukça geniş ve güzeldi, siyah tonlarındaydı. Bunlar umurunda değildi aslında ama stresli olduğu için, Samet hariç her şeyi düşünüyordu işte.

Sonuçta mesajlaşmaları çokta masum sayılmazdı ve mesajlaştıkları şeylerin gerçeği suratına çarptıkça utanıyor ve daha da heyecanlanıyordu.

Samet bunu farketmiş olucak ki, ona döndü ve "Sakin olsana kızım, yemicem seni ya." diyip güldü. Ceylan da onun bu dediğine gülerken, omuzuna vurmuştu.

"Ben sakinim, sadece..."

"Sadece ne?"

"Sadece ilk defa birlikte vakit geçireceğiz, bir anda böyle olunca, gerildim galiba."

Karşısındaki adam gülüp, hafif ona doğru eğilip yanağını sıktı ve ona doğru eğilip yanağına hızlı bir öpücük bıraktı. "Gerilme, sorun yok tamam mı? Yalnızca güzel birkaç saat geçireceğiz?" ardından arkasını dönüp malzemeleri çıkartmaya başladı.

Bu öpücük onu iyice afallatırken yutkundu. Kendisine sakin olmasını gerektiren kelimeleri kafasında ardı ardına sıralarken başını sağa sola salladı.

Samet haklıydı, gerilerek belkide aylardır beklediği bu anı bozmak istemiyordu. Keyfini sürerek, her bir anıyı zihnine kazımak çok daha cazipti onun için.

Suratındaki gülümsemeyle ona doğru yürüdü ve hafif düşünceli bir tonda konuştu.

"Ne yapıcaz ki?"

Samet ocağa tencereyi yerleştirirken, bir yandan da kettleyi de suyun altına koymuş, dolduruyordu.

Taşmaması için, musluğa doğru ilerleyip suyu kapattı Ceylan. "Kremalı tavuklu mantarlı makarna yaparız diye düşünmüştüm ama sen başka bir şey istersen eğer, onu da yapabiliriz." dedi Samet bakışlarını ona çevirirken.

"Hayır hayır, çok severim ben de zatenn." dedi Ceylan gülümseyerek, Samet de ona doğru hafifçe yaklaşıp, "Ben de, ben de çok severim." dedi, ardından Ceylan'ın boynuna dökülen saçlarını, soğuk parmaklarını bilerek karşısındaki kızın sıcak tenine sürte sürte omuzlarından aşağıya ittirdi.

Küçük olan nefesini tutmuştu, Samet'in soğuk teni, onun sıcak tenine sürtününce karnında kasılmalara sebep olmuştu bu durum. Tüyleri diken diken olurken, gözlerini kapatmamak için büyük bir savaş veriyordu şimdi.

Samet, hafifçe kulağına doğru eğilip, "Ben de çok severim, ama ufak tefek kızları, senin gibi. Fakat, şu güzel saçlarını toplarsak çok sağlıklı olucak güzelim, maksat hijyen kuralları yerini bulsun. En azından, seni doyururken. Sonrası çokta önemli değil." sıcak nefesini ona doğru üfleyerek, çarpık gülüşü eşliğinde kızın suratından uzaklaştı.

Ardından, bileğinde gördüğü tokayı yavaşça sıyırıp parmaklarının arasına aldı. Ceylan'ın tam arkasına geçerek, iyice dibine girerek varlığını tam arkasında hissetmesine sebep olurken saçlarını kendince topladı, çabası bile kızı etkiliyor ve yakınlığı ise onu mahvediyordu. Tam arkasında onu hissetmek, onun yükselmesine sebep oluyordu.

Bundan ziyade, arkasında canlı kanlı bir şekilde duruyor oluşu bile, oldukça heyecan vericiydi onun için.

Samet, kızın saçlarını topladıktan sonra arkasında birkaç saniye dikildi, ardından boynuna hafifçe eğilerek, "İşte şimdi oldu güzelim." diyerek sıcak ve oldukça ıslak bir öpücük bıraktı.

Dudaklarını birkaç saniye kızın teninde durdururken, Ceylan teninde birkaç saniyeliğine dudaklarının arasından süzülen sıcacık dilini hisseti fakat saniyelik bir şeydi bu. Çünkü dilini hissetmesinin ardından dudaklarını da teninden çekerek kıkırdamıştı, kız şaşkınlıkla onun suratına bakarken o kocaman sırıtmaya başlamıştı.

Kızın gözlerine oldukça yoğun bir ifadeyle bakmaya başladığında, Ceylan gerçekten bakışları altında ezildiğini ve nefes alamayacağını hissetti. Samet ise dilini dudaklarında gezdirirken, etkileyici bir ifadeyle göz kırptı ufak olana.

"Gerçekten de tadın bal gibiymiş, balım."

Bu cümle dudaklarından döküldükten hemen sonra usulca ondan ayrılarak, tezgaha doğru ilerledi. Samet, kocaman bir sırıtış ile malzemeleri hazırlamaya başlarken, arkasında dona kalmış bir kız bırakmıştı...

***

Bu kitabımızdaki, ilk düz yazı bölümüydü. Umarım beğenmişsinizdir, eleştiri ve yorumlarınızı lütfen belirtin bebeklerim!

Continue Reading

You'll Also Like

792K 29.4K 97
𝐀 𝐒𝐌𝐀𝐋𝐋 𝐅𝐀𝐂𝐓: you are going to die. does this worry you? ❪ tua s1 ⎯⎯⎯ 4 ❫ © 𝙵𝙸𝚅𝙴𝙷𝚇𝚁𝙶𝚁𝙴𝙴𝚅𝙴𝚂...
210K 9.5K 59
Orm Kornnaphat's feelings for Lingling Sirilak have undergone a transformation over time. Initially, at the age of 11, Orm held an unromantic, platon...
372K 12.6K 74
𝐛𝐨𝐨𝐤 𝐨𝐧𝐞. gilmore girls universe. 𐙚 | B L U E ˖⁺‧₊˚♡˚₊‧⁺˖ ─── blue eyes like the sea on a cold, rainy day ❝ 𝘉𝘓𝘜𝘌 𝘌𝘠𝘌𝘋 𝘉𝘌𝘈𝘜𝘛�...
373K 32.4K 92
Sequel to my MHA fanfiction: •.°NORMAL°.• (So go read that one first)