SAKLI「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」

By audrisimpavi

62.8K 8.7K 12.7K

Karanlık Lord, 31 Ekim 1981 gecesi Harry Potter'ı öldürüp kehanetten kurtulmaya çok hazırdı. Onun planlarını... More

açılış
karakterler
⚵1 - sonsuzluk anlaşması.
⚵2 - hogwarts, ikinci yıl.
⚵3 - hogwarts, üçüncü yıl.
⚵4 - yuvaya dönüş.
⚵5 - profesör vandeleur.
⚵6 - kazanlar ve itiraflar.
⚵7 - ateş kadehi.
⚵8 - şampiyonlar.
⚵9 - göl kenarı.
⚵10 - ejderhalar.
⚵11 - ilk etap.
⚵ 12 - affettirme çabası.
⚵13 - hogsmeade'de bir gün.
⚵14 - kavalye sorunu.
⚵15 - noel balosu.
⚵16 - harry'nin hatası.
⚵17 - cedric'in teklifi.
⚵18 - üç adam.
⚵19 - alora'nın sevgilisi.
⚵20 - cedric ile hogsmeade.
⚵21 - patronus.
⚵22 - ikinci etap.
⚵ 23 - söylenenler ve gözlemler.
⚵24 - yeni düzen.
⚵ 25 - toplantı sonrası.
⚵ 26 - harry'nin patronusu.
⚵ 27 - üçüncü görev.
⚵28 - en değerli iki parça.
⚵29 - yaz günleri.
⚵ 30 - yeni arkadaş.
⚵ 31 - müzik odası.
⚵ 32 - fotoğraf.
⚵ 33 - doğum günü.
⚵34 - plan değişikliği.
⚵35 - yılanlar.
⚵36 - pierre ve sirius.
⚵37 - alora'nın kıskançlığı.
⚵38 - tatsız kutlama.
⚵39 - harry'nin gidişi.
⚵40 - claudia.
⚵41 - depresyon.
⚵42 - yanan tren.
⚵43 - mektupların getirisi.
⚵44 - evine hoş geldin.
⚵46 - yüzleşme.
⚵47 - pierre'in hayatı.
⚵48 - intikam al.
⚵49 - ortak salona dönüş.
⚵50 - voldemort'un sırrı.
⚵51 - korkak mı cesur mu?

⚵45 - kartlar açık.

768 138 182
By audrisimpavi

Ertesi gün erken saatte uyanmıştı Harry. Bu kadar erken uyanmaya pek alışkın olmasa da havanın sıcaklığından ötürü bunaldığını fark etmişti, uykusu bu yüzden dağılmış olmalıydı.

Yatakta doğrulup gözlüğünü takarken masadaki saate de baktı, sabah sekizdi.

Hafifçe gerinip kaslarını açtıktan sonra odasından çıkıp banyoya gitti ve elini yüzünü yıkayıp iyice ayıldı.

Sessiz adımlarla aşağı indi. Sirius ve Remus'un hala uyuduğuna emindi çünkü, odalarından hiç ses gelmiyordu. Pierre'in kaldığı misafir odasından da ses gelmezken Harry evde bir tek kendisinin uyanık olduğuna emindi.

Tabii bu düşünce mutfağa girip kendine su doldururken camdan baktığı anda yok olmuştu.

Ön bahçelerini gören mutfak camı yeşil gözlere Alora'yı gösteriyordu. Alora üzerinde beyaz kot şortu ve askılı kırmızı tişörtüyle oturuyordu. Bakır saçlarını düşük bir topuz yapmıştı.

Fakat Harry sadece Alora'yı görmüyordu o anda. Alora'nın yanında o Louis denen çocuk da vardı.

Bahçedeki çimlerde oturuyordu ikisi de. Alora bacaklarını uzatmıştı, yanındaki çocuk da avuçlarını arkaya yaslayıp geriye doğru uzanıyordu.

Bir şeyler konuşuyorlardı, Alora çocuğun anlattıklarına gülüyordu.

Huzursuzlukla kaşlarını çattı Harry. Sabahın bu saatinde kalkıp dışarı çıkmışlardı demek. Ve baş başa oturuyorlardı. Niye? 

Alora'nın bu çocukla bu kadar yakın olmasından hiç hoşlanmamıştı. Kıskanıyordu.

Alora'nın bir erkeğe bu denli yakın olması, Harry yokken ne tür bir yakınlık kurduklarını Harry'nin bilemiyor oluşunun çaresizliği ve Alora'yı kaybetme korkusu onu kıskançlığa sürüklüyordu.

Altı ay boyunca düşünmüştü Harry. Alora'ya her gün mektup yazarken ilişkilerini düşünmüştü. Alora'yı kaybetmemek için verdiği bir yıllık çaba boyunca Alora'yı kaybetmeye daha da yaklaştığını fark etmişti.

Alora, Harry'nin sevgilisi olmadığı bir ilişkiyi bu yakınlıkta sürdürmeye daha fazla katlanamayacağını söyleyerek Harry'ye tek bir seçenek bırakmıştı.

Harry'nin yapmamak için kendiyle bir yıldır savaştığı seçenekti bu. Alora ile sevgili olmak.

Bunun sonunun nereye bağlanacağı ve aralarındaki bağın nasıl bir yöne ilerleyeceği hakkında hiçbir öngörüsü yoktu Harry'nin ancak birlikte olmadıklarında bile bağlarındaki zedelenme barizdi.

Harry, Alora'ya aşıktı ve Alora da ona aşıktı. Bağlarını korumak için görmezden geldiği bu aşkı artık görmezden gelemezdi.

Fakat bu Louis meselesini bir an önce çözmesi gerekiyordu.

Bardağındaki suyu kafasına hızlıca diktikten sonra ön kapıyı açıp bahçeye çıktı.

Alora kapının açılma sesini duyunca kimin geldiğini görebilmek için bakınca Harry'yi görüp gülümsedi, yüzü mutlulukla aydınlanmıştı.

Harry hala pijamalarıylaydı. Siyah tişörtü ve siyah altıyla saçları uyum içindeydi. Darmadağınık olan saçlarına rağmen Alora onun kendisine yaklaştığı her anı nefeslerini tutarak izliyordu.

Farkında mıydı bilmiyordu ama Harry çok yakışıklıydı. İnsanın dikkatini kaybettirecek kadar yakışıklıydı. Alora onun iyi kalbinin dış görünüşüne çekicilik olarak yansıdığına kesinlikle emindi.

"Günaydın!" dedi ona doğru seslenerek.

Harry bir kendisine bir de Louis'e bakmıştı. Kendisine bakarken gözleri yumuşak bir ifadeydi ancak Louis'e değdiği anda sertleşmişti. "Günaydın." dedi boş yanına otururken. "Erken kalkmışsın."

"Fransa alışkanlığı." dedi Alora. Fransa'dayken her gün erken kalkıyordu. "Sen niye erken kalktın?" Harry'nin uykuyu ne kadar sevdiğini biliyordu.

Omuz silkti Harry. "Bilmiyorum, uyandım işte." dedi. Sonra Louis'e döndü ve ona sertçe bakarak "Sen ne zaman gidiyorsun?" diye sordu bir anda.

Alora gözlerini büyüterek "Harry!" dedi alçak sesle. Ne kabaca bir soruydu bu!

Louis güldü hafifçe. "Bir süre daha buralardayım." dedi. "Görev dolayısıyla, Pierre söylemedi mi?"

Harry kaşlarını çatıp Alora'ya döndü. Alora onun bir açıklama beklediğini fark edip açıklamaya başladı. "İngiltere'ye destek için gelen Seherbazlardan birisi, dün babam söyledi ya." dedi. "Bir süre İngiltere'de yaşayacak."

Yüzünü buruşturmadan edemedi Harry ve Louis'e "Buralar tehlikeli, bence Fransa'ya dön yol yakınken." dedi. "Senin için diyorum."

"Tehlikeden korksam Seherbaz olmazdım." dedi Louis ve Alora ona gülümsedi. 

"Louis, bizi Harry ile biraz baş başa bırakır mısın?" diye ricada bulundu. "Özel bir şey konuşmam gerekiyor da."

Louis anlayışla başını sallayıp "Tabii güzellik, içerideyim." dedi ve yanlarından ayrıldı.

Harry çocuğun arkasından öfkeyle bakarken Alora'ya güzellik diye hitap etmesine sinirlenmişti. Bu samimiyet nereden geliyordu böyle?

Kendi içinde bir küfür mırıldanırken Alora'ya döndü. "Bir şey mi oldu?" diye sordu. "Özel konuşmak istedin ya."

"Louis'e niye bu kadar kaba davranıyorsun?" Alora hiç beklemeden konuya girmişti. "Dün de kaba davrandın, şimdi de kovarmış gibi konuşuyorsun çocukla."

Harry normalde nazik bir çocuktu ve şimdi Louis'e böyle kaba davranıyor olması Alora'nın hoşuna gitmiyordu. Bu kabalığı saklamak gibi bir niyeti de yoktu Harry'nin, direkt belli ediyordu.

Kaşlarını çattı Harry. "Onun iyiliği için söyledim sadece, kaba değildim ki."

Mavi gözler kendisine dik dik bakarken Harry tepki vermeden gözlerini kaçırdı. Tamam, belki biraz kabalık yapmış olabilirdi ama ne yapsaydı, Alora'yla flört etmesini öylece izlese miydi?

"Beni Louis'ten kıskanıyorsun değil mi?" diye sordu Alora kalbi korkuyla titrerken.

Artık açık sözlü olmak ve her şeyi bir netliğe kavuşturmak istiyordu Alora. İmalar yapmaktan, hareketlerden anlam çıkarmaya çalışmaktan yorulmuştu.

Harry hafifçe gülüp "Ben seni etrafındaki her erkekten kıskanıyorum." dedi. O da artık kartlarını açık oynuyordu, duygularını gizlemek istemiyordu. Aylar öncesinden karar vermişti buna. "Hala anlamadın mı bunu?"

Alora ile yüz yüze geldiği anda ona hislerini söyleyecek ve sevgilisi olmak isteyecekti.

"Anladım." dedi Alora iç çekerek. "Sadece... Senden de duymak istiyorum."

Başını yan çevirip Alora'ya baktı Harry dikkatle. Onun yüzünün her noktasını inceledi. O kadar güzel ve duru duruyordu ki bu güzelliğe karşı koymak imkansızdı.

"Benden ne duymak istiyorsan hepsini söyleyebilirim Alora." dedi. "Hatta daha fazlasını. Seni herkesten ve her şeyden kıskanıyorum, kıskanmaya devam da edeceğim. Çünkü seni seviyorum, sana aşığım ve seni yalnızca kendime saklamak istiyorum."

Alora'nın gözleri Harry'nin gözlerini buldu. Bir süre sessizce birbirlerine baktılar. Harry'nin sözlerinin ağırlığı ikisinin arasındaydı.

"Seni seviyorum." dedi Harry bir kez daha. "Seni o kadar çok seviyorum ki seni kaybetmemek için her şeyi elime yüzüme bulaştırdım. Şimdi ise her şeyi boş verip sadece hislerime odaklanmak istiyorum. Sana, bize."

"Emin misin?" dedi Alora. "Kararın konusunda yani? Sonradan fikrin değişecek mi?"

Harry gülümsedi. Alora'nın gözlerindeki sorgulayıcı ifade o kadar barizdi ki onu güvensiz hale getirdiğini fark etmişti Harry istemeden de olsa.

Fakat bu güveni tekrardan inşa edecekti.

Oturduğu yerde biraz daha kayarak Alora'ya iyice yaklaştı ve avcunu onun yanağına yerleştirip yüzüne doğru eğildi. "Eminim." dedi. "Ne yaptıysam seni kaybetmemek için yaptım, şimdi de bizi iyileştirmek için yapacağım."

Alora rahatladığını ve kalbinin mutlulukla kasıldığını hissetti. Buraya dönerken Harry'nin onu istemeyeceğini, vazgeçeceğini o kadar çok düşünüp kendini yormuştu ki ondan bu sözleri duymak kendisini rahatlatmıştı.

"Ben de bizi iyileştirmek için elimden geleni yapacağım." dedi Alora onun gözlerine bakarken. "İyi olacağız."

Harry ona gülümseyip dudağının kenarına bir öpücük kondurdu.

Aslında onu öpmek istemişti ancak böyle bir anda değil de daha özel bir anda öpmeyi arzuluyordu. Bu, sevgili olduklarından sonraki ilk öpücükleri olacaktı ve alelade bir anı hak etmiyordu.

Alora dudaklarının yakınına dokunan dudakların baskısıyla içinin titrediğini hissetti, heyecandan titremişti. 

"İyi olacağız." dedi Harry de ve birbirlerine tekrar gülümsediler.

Sonra Alora "Bu arada Louis nişanlı." dedi ve Harry kaşlarını kaldırdı. "Kızla tanıştım, kız Fransa'da şu an. Kıskanmanı gerektirecek bir şey yok yani."

"Bunu bana dün de söyleyebilirdin!" Harry kaşlarını çattı küskün bir çocuk gibi. "Bilerek söylemedin değil mi? Sevgili olup olmadığınızı sorduğumda da cevap vermemiştin!"

Kıkırdadı bakır saçlı kız ve bu sefer o, Harry'nin yüzünü ellerinin arasına alıp hafifçe sarstı çocuğu. "Kıskanışını izlemek hoşuma gidiyor olamaz mı?"

Harry dudaklarını büzerek "Olamaz." dedi. "Benim de bir kalbim var Bayan Vandeleur, oyun oynamayın artık!"

Alora gülerek onun yanağına eğildi ve kocaman bir öpücük kondurdu. Dudaklarını uzun uzun bastırmıştı.

"Sen benim kalbimle oynarken iyi ama!" dedi tekrardan Harry'ye bakarken. Yüzlerinin ne kadar yakın olduğunun ikisi de farkındaydı ama bu yakınlığı bozmaya niyetli değillerdi.

"Hiç de senin-"

"Harry Potter ve Alora Vandeleur!" Harry'nin lafını bölen Sirius'un bağırması olmuştu. Öyle yüksek sesle bağırmıştı ki iki genç de neye uğradıklarını şaşırarak birbirlerinden uzaklaşıp Sirius'un sesine doğru dönmüşlerdi.

Sirius üzerinde siyah pijaması, elleri belinde bir şekilde onlara büyük bir afallamayla bakıyordu. Arkasında Remus duruyordu ve o da en az Sirius kadar şaşkındı.

Çocukların kendisine baktığını gördüğü gibi "Çabuk buraya gelin!" diye bağırdı Sirius onlara.

"Başımız belada mı?" diye sordu Harry hala Sirius'a bakarken.

Alora sırıttı. "Muhtemelen." dedi.

-

-

-

bana sövmeyin yeto artık

birleştirdim işte😔😔

zaten o kopuşu altı ay yaşayıp anında birleşmemeleri olmazdı

sirius'un yaşadığı travma jkasdjkasjklsadjkl evlatlarını birbirini öperken gören baba dramı resmen

öpüyorum hepinizi, oy ve yorumları lütfen unutmayınn

15.08.2023




Continue Reading

You'll Also Like

115K 14.4K 23
Kim Namjoon, kendisine verilen görevi yerine getirmek için sahte bir aile kurmaya karar verir fakat birbirlerinden deli gibi nefret eden Taehyung ve...
38.8K 1.6K 17
Alaz'la Asi yer değiştirmiş olsa nasıl bir dinamikleri olurdu çok merak ettim. Yaman, Alaz ve Cesur'un birlikte büyüdüğü; Asi'nin Soysalanlar'ın kız...
114K 13.3K 34
değişiyorsun, dayanamıyorum
23.3K 2.9K 17
semih: kanki sen niye bana dayadın amk