Kar Koynunda / Kurt Serisi -1...

By NiaRex

113K 7.3K 1.5K

-Tamamlandı- DÜZENLENECEK! OKUMAYIN LÜTFEN! "Yaklaşma!!" diye bağırdım, üzerime gelmeye devam eden kızıl göz... More

*⁠.⁠✧. -0- .✧.*
*⁠.⁠✧. -1- .✧.*
*⁠.⁠✧. -2- .✧.*
*⁠.⁠✧. -3- .✧.*
*⁠.⁠✧. -4- .✧.*
*⁠.⁠✧. -5- .✧.*
*⁠.⁠✧. -6- .✧.*
*⁠.⁠✧. -Duyuru- .✧.*
*⁠.⁠✧. -7- .✧.*
*⁠.⁠✧. -8- .✧.*
*⁠.⁠✧. -9- .✧.*
*⁠.⁠✧. -10- .✧.*
*⁠.⁠✧. -11- .✧.*
*⁠.⁠✧. -13- .✧.*
*⁠.⁠✧. -14- .✧.*
*⁠.⁠✧. -15- .✧.*
*⁠.⁠✧. -16- .✧.*
*⁠.⁠✧. -17- .✧.*
*⁠.⁠✧. -18- .✧.*
*⁠.⁠✧. -19- .✧.*
*⁠.⁠✧. -20- .✧.*
*⁠.⁠✧. -21- .✧.*
*⁠.⁠✧. -22- .✧.*
*⁠.⁠✧. -23- .✧.*
*⁠.⁠✧. -24- .✧.*
*⁠.⁠✧. -25- .✧.*
DUYURU

*⁠.⁠✧. -12- .✧.*

4.6K 292 77
By NiaRex

Gene tarih yok? Oturup ağlayacağım?

'On ikinci bölüm'

Bedenim yavaş yavaş kendine gelirken yavaşça hareket etmeye çalıştım. "Ah!" Ufak bir inilti döküldü dudaklarımdan.

Her tarafım acıyor gibiydi, özellikle ensem. Yanıyordu...

Çok sıcak hissediyordum. "İyi misin?" Bakışlarım sesin sahibine dönerken bedenimdeki bütün ısı anında yanaklarıma hücum etmişti.

Utanarak gözlerimi Yankı'nın mavi gözlerinden ayırdım. Ufak bir kıkırtı sesi duyuldu. Kaçamak bakışlar atarak Yankı'nın gülen yüzünü inceledim.

"Hayırdır?" diye mırıldandı neşeli bir şekilde. Omuz silktim. "Ensem acıyor, çok uykum var." dedim, onun aksine sesim yorgun çıkmıştı.

Gözlerimi kapatıp üzerimdeki yorgana sarıldım. Kısa bir süre sonra yorgan açılıp kapandı.

Belime sarılan kol ile beraber ensemde sıcak dudaklarını hissettim. Karnım karıncalanıyor gibiydi..

"İki gündür uyuyorsun zaten."

"Ne? Ciddi misin?" dedim kaşlarım çatılırken devam ettim sözüme. "O kadar uyumuş olamam."

Belimi okşayan parmakları yavaşça bacaklarıma doğru indi. Hemen ardından bulunduğu yere hafif bir baskı yaparak "Bacaklarını hissetmediğini sayıklayıp durduğun için ebe hatunu çağırmak zorunda kaldım, uyanana kadar beklememi söyledi. O yüzden seni uyandırmak gibi bir çaba göstemedim." diye açıklama da bulundu.

"Muhtemelen, bedenin ilk defa böyle bir ağırlıkla karşılaştığı için yorgun düşmüş. Birkaç ilaç verdi ama kullanmanı istemiyorum o yüzden almadım." diyerek devam etti sözüne. Kısa bir an duvarla bakıştım. Hemen ardından arkamı dönerek Yankı'nın gözlerine odaklandım. Mavi gözleri çakmak çakmak bakıyordu.

"İyi gibiyim ama, neden ilaçları almadın ki?" diye sordum. "İnsanlara uzak bir yerde yaşıyoruz. Buradaki ilaçlar bizim için, sana uygun değiller. Senin bedenine zarar verebileceklerini düşündüm ve almadım."

"Anladım." diye mırıldandım. Hafif bir sızı vardı bedenimde yinede rahatsız hissetmiyordum.

Yattığım yerden doğrularak uykulu bakışlarımı odada gezdirdim. Her yer temizlenmiş gibiydi. "Odayı sen mi temizledin?" dedim, kafasını sallayarak onayladı beni. Üzerimide o giydirmişti muhtemelen. Yavaşça ayağa kalkmaya çalışarak duvara tutundum.

Bu da neydi böyle? Neden bacaklarım titriyordu? "Yankı."

"Efendim?" diye cevapladı beni anında. Bir sorun olduğunu anlamış olmalı ki uzandığı yerden bakmayı kesip ayağa kalktı. "Bedenimin nesi var? Bacaklarım titriyor."

Duvara yaslı ellerimi tutarak omuzlarına sabitledi. "Yürüyemiyor musun?" dedi, eli hafifçe bel boşluğuma masaj yapıyordu. "Yürüyebilirim ama titremem normal mi? Neden böyle oldu? İyi hissediyorum hâlbuki." diye sordum, gözlerim hissettiğim tuhaflık yüzünden dolmak üzereydi.

Endişeliydim...

Bakışları kısa bir an yüzümde gezindi. Hemen ardından kaşları çatılırken "Gözlerin neden doldu? Canın mı acıyor?" dedi ciddi bir şekilde.

"Hayır, biraz tedirgin oldum sanırım."

Güldü. Burnumun ucuna ufak bir öpücük kondurdu. Kollarından birini belime diğerini dizimin altına yerleştirerek bedenimi kucağına aldı.

"Ebe hatuna gitsek iyi olacak." diye mırıldandığını duydum. Sesimi çıkarmadan beni taşımasına izin verdim.

Kapıyı benim yardımım ile açıp kapattıktan sonra yabancısı olduğum evlerin arasından ilerlemeye başladı.

"Ailem biraz meraklıdır, korkma lütfen." dedi. Neden böyle dediğini soracak iken yanımıza doğru gelen kişileri görünce susmak zorunda kaldım.

Gözlerim büyürken başımı Yankı'nın göğsüne gömdüm. Bu durum komiğine gitmiş olacak ki ufak bir kıkırtı döküldü dudaklarından. "Kafanı gömerek saklanamazsın, Sancak."

"Niye üstümüze doğru geliyor bunlar?" diye mırıldandım kaçamak bakışlar atarak Yankı'nın mavi gözlerini inceledim. "Muhtemelen neyin ol-"

Yanımıza gelen yaşlı bir kadın sözünü keserek "İyi mi? Nesi var, ayrıca neden haber vermiyorsun sen?! Seni gidi hergele insan ilk annesine haber verir! Ne yaptın çocuğa? Şuna bak ne kadar minik birşey, ezdin dimi çocuğu! Zavallı yavrum tipe bak çok şeker bir şeye benziyor. Birşey mi oldu? Çok mu yüklendin çocuğa, ensesinin hâli ne öyle? Hemen mühürledin mi zavallımı?!" diyerekten soru yağmuruna tuttu Yankı'yı.

Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırarak Yankı'ya döndüm. "Annen mi?" diye sordum. Bıkkın bir nefes alarak "Evet, benzemiyoruz biliyorum" dedi. Annesi çok konuşkan ve kumral bir kadındı.

Acaba babasına mı benziyordu? Bana ne bundan? Off.

"Maalesef altıncı olur kendisi, canın acıyor mu yavrum? İyi misin?" diyerek araya girdi Yankı'nın annesi.

Altıncı? Umarım Yankı babasına benzemiyordur!

"İyiyim, şey-"

"Nergis ben. Nergis anne diyebilirsin!" dedi sözümü keserek. Çok neşeli bir kadındı. Aşırı neşeli..

Bakışlarım Nergis teyzenin arkasına kayarken dikkatli bir şekilde beni inceleyen birkaç çocuk, genç ve Filiz'e kaydı.

Filiz de buradaydı demek. "Anne çekilinde geçelim isterseniz?" diye sordu Yankı tek kaşını kaldırarak.

"Yankı haklı, teyze. Ebe anaya gidiyorlar belliki." diyerekten araya girdi Filiz. Anında "Evet ufak bir sorunumuz var sanırım." diyerek cevapladı onu Yankı.

Nergis teyzenin yüzü gerildi. "Yürüyemiyor mu?" diye sordu Nergis teyze. Yankı'dan önce davranarak, "Yürüyorum ama bacaklarım pek iyi değil." dedim kısa bir şekilde. Anında bakışlarımı kaçırarak gülen suratı ile beni izleyen Filiz ile bakıştım.

"Tamam, bende geliyorum o zaman!"

"Anne!" diye mırıldandı Yankı. "Ne var canım. Anneniz olarak durumdan haberdar olmam lazım."

Yankı reddedecek iken avucumu ağzına kapatarak çatık kaşlarım ile beraber konuşmaya başladım. "Niye kadını üzüyorsun? Gelse ne olacak, gelebilir bence."

Kısa bir an sessizlik oluştu. Hemen ardından Yankı bunu beklemiyormuş gibi şaşkın gözlerini aralayarak ağzını kapatmış olduğum elimi inceledi.

Konuşması için elimi çekerek bekledim. "Sen istiyorsan." dedi ağız içerinde geveleyerek. Muhtemelen bildiği bir şey vardı ve annesinin tepkisi pek hoşuna gitmeyecek türdendi.

Bakışlarım Nergis teyzeye döndüğünde, ikimiz arasında mekik dokuyan yeşil gözleri benim üzerimde durdu. "Hayatımda ilk kez." dedi ve ekledi cümlesine. "Yankı'nın birini dinlediğini görüyorum. Sen, gökten falan mı düştün?! O kadar imkansız ki inanamıyorum!"

Neşeli sesi gülümsememe neden olurken "Aslında" dedim ve ekledim cümleme. Hâlbuki Yankı her istediğimi yapıyordu. "Yankı çok nazik biri, öyle değil mi yoksa?"

Tam Filiz olaya atlayacak iken "Bu kadar konuşma yeter" diyerek yürümeye başladı, Yankı.

Hızlı bir şekilde ilerlemeye başladığı için Nergiz teyze de peşimizden yetişmek zorunda kalıyordu.

"Yavaşla biraz." diye mırıldandım. "Gelir o merak etme." diyerek cevapladı beni. Sesimi çıkarmadım her zamanki gibi..

Diğer evlere göre büyük kalan evin önünde durduğumuzda elimi kapıyı çalmak için uzatmıştım ki, Nergis teyze hızlı bir şekilde gelip kapıya uzandı. "Ben çalayım dur."

Kapı açılmayınca Nergis teyze bir kes daha çalarak "Biz geldik ebe hatun!" diye bağırdı.

Birkaç saniyenin ardından kapı gıcırtılı bir şekilde açıldı. İçeri girdiğimizde yetmişine yaklaşmış bir kadınla karşılaştım.

Beni görünce yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. "Şuraya yatır." diye mırıldandı Yankı'ya hitaben. Bedenim yumuşak yorganın üstüne bırakılırken meraklı bakışlarımı etrafta gezdirdim.

İçeride bir sürü kutu vardı. Rengarenk şişeler, tuhaf rüya kapanları. Sihirli bir mekâna benziyordu. "Bir bakalım neyin varmış." Meraklı gözlerimi konuşan kişiye, ebe hatuna çevirdim.

Yattığım yere gelerek baş ucuma oturdu. Kendimi annesi olmadan doktorla iletişime geçemeyen çocuklar gibi hissetmiştim.

Ebe hatun bir anda kafamı yana çevirerek parmakları ile enseme baskı yaptı. Ufak bir sızı hissettiğim için yüzüm buruştu. "Mühür eskisinden daha iyi gözüküyor. Eve ilk girdiğimde onu yanlışlıkla öldürdüğünü düşünmüştüm."

"Ebe ana!" diye homurdandı Yankı. Bir iki kıkırtı sesi duydum. Sanırım Nergis teyze ve ebe hatun gülüyordu..

Yüzüm kızarmaya başlıyordu sanırım. Kafam tekrardan yorgana bırakıldığında tavanla bakıştım. Hemen ardından ebe hatuna döndüm.

"Seni bilmem ama Yankı ilkten çocuk olsun diye fazla yüklenmiş bedenine. Çocuk isteyip istemediğini sormadı, değil mi? Büyük ihtimalle mühürlerken bile izin almamış." dedi ebe hatun.

"Sormadı ama, farkındaydım. Ve mühür? Ne olduğunu bile bilmiyorum ki." dedim bakışlarımı kaçırarak.

Nergis teyzenin, "Ulan hergele" diye fısıldadığını duydum. Gülmemek için dudaklarımı dişlerken, ayak bileğimden tutarak bacağımı kaldıran ebe hatuna döndüm. "Vajinanı ilk geldiğimde kontrol etmiştim. Ufak bir yırtık vardı, acı hissediyor musun?"

Yüzüm alev alırken hayır anlamında kafamı salladım. "Güzel, demek ki iyi durumda."

"Ebe hatun." diyerek araya girdi Yankı. Bakışlarım ona dönerken ebe hatun, "Söyle kudurmuş, söyle de rahatla!" dedi, azarlayan bir tonda. "Ayağa kalktığında bacakları titriyor." diye mırıldandı Yankı.

"Yürüyor mu?"

"Evet ama sendeliyor." dedi Yankı, cevap olarak. Ebe hatun kısa bir an ilk Yankı'yı sonra beni süzdü. "Kazık kadar cüssenle çocuğa yüklenirsen olacağı bu! Senin yarın bile etmiyor! Köpeğin kediyle çiftleşmesi gibi birşey bu!"

Ebe hatun hem gülüyor, hemde sövüyor gibiydi. Aslında Yankı benim gözüme o kadar büyük gelmiyordu. Yada yan yana duruşumuzu görmediğim için böyle düşünüyordum...

"Neyse." dedi ve ekledi cümlesine ebe hatun. "Birkaç güne gelir kendisine. Verdiğim ilaçları kabul etmiyorsun, bir işe yarada şehre inip ağrı kesici falan al."

Şehir?

Yankı'nın bakışları tedirgin bir şekilde beni buldu. Gözlerim nedensiz bir şekilde sislenmiş gibiydi. Ebe hatun şehre git demişti. Şehir, insanlar.

Ufak bir hayal kırıklığı belirdi zihnimde. Bana bundan hiç bahsetmemişti. "Sancak?" diye mırıldandığını duydum Yankı'nın.

Bakışlarımı yere indirmiş düşünceli bir şekilde öylece boşluğa bakıyordum.

Ben, ben ne yapmıştım böyle? Her şeyi en baştan sona kadar düşününce kendimi aptal gibi hissediyordum. Neden umutsuz gibi hiç sormamıştım, gidebilir miyim?

Buradan gitmek mümkün müydü yani? Bunca zaman, tek amacı gitmememi sağlamak mıydı?

Dolu gözlerimi, tedirgin mavilere çevirdim. Üzgün bir şekilde bakıyordu. Belkide korkuyordu..

Ebe hatun ve Nergis teyze olayı anlamak ister gibi kaşları çatık bir şekilde Yankı'nın ve benim davranışlarımızı izliyordu. "Ne oluyor Yankı?" dedi Nergis teyze, sonunda.

"Anne siz biraz dışarı çıkın."

"Neden? Ne oluyor?" diye sordu Nergis teyze. Ebe hatun olayı anlamış gibi gözlerimin en derinine bakarak Nergis teyzeyi de alıp dışarıya doğru ilerledi. "Bırak konuşsunlar." dediğini işittim.

Onlar çıktıktan saniyeler sonra Yankı hızlı bir şekilde yanıma gelerek baş ucuma oturdu. Elleri anında yanaklarıma yerleşti. "Ağlama." diye mırıldandı akmaya başlayan göz yaşlarımı silerek.

"Ağlama, iki gözümün çiçeği."

"Neden?" dedim sesim titrerken devam ettim sözüme. Arya ölmüştü, Bora kayıptı. Zavallı annanem ne hallerdeydi acaba.

Ve ben salak Sancak bunları daha yeni yeni fark ediyordum. İlk başlarda hiç unutmadığım düşünceler Yankı ile mutlu olunca silinip gitmişti. "Ne, neden? Bebeğim."

"Neden beni serbest bırakmak gibi bir şansın varken, kendine hapsettin? Neden beni incittin? Her şeye neden Yankı. Neden ben? Neden mühürledin beni? Neden düşünmeme, gitmeme engel olmaya çalışt-" Aralık dudaklarıma kapanan sıcak dudaklar ile beraber gözümden ufak bir yaş akıp gitti. "Çünkü." dedi, dudaklarını dudaklarımdan ayırarak. Alnı alnıma değerken nefesleri dudağıma çarpmaya devam ediyordu.

"Seni seviyorum. Seni gördüğüm ilk andan beri merak ediyorum ve bu merak beni sana itiyor Sancak."

Gözlerim şaşkınlıkla hafifçe aralandı. Beni böylesine sevip sarmalamaya çalışan Yankı, kimdi ki?

Asıl soru neydi?...

ᕙ 🍁 ᕗ

NiaRex olarak iyi okumalar dileriz!

Bölüm sonu

Continue Reading

You'll Also Like

53.1K 1.2K 45
0531*******; Tanışalım mı 0531*******; Hadi ama cevap verr Aram; Anlamadım? 0531*******; Neyi anlamadın hayatımın anlamı tanışmak istiyorum Aram; Par...
36.1K 2K 15
+18 İstihbarat daire başkanlığında albay ve onun yanına verilen çoklu karakter bozukluğu olan yakın korumanın arasındaki çekim
123K 5.4K 51
Birçok kötüden en az kötü olanını sevdim ben... Bir koğuş, bir solcu, İki kurt ANGST DEĞİLDİR +18 ( argo, şiddet ve cinsellik içerir) / üç erkeğin h...
212K 7.5K 25
Yan yana olan bir ıslah evi ve hapishane. Tüm koğuşlar dolu olduğu için ıslah evi yerine hapishaneye koyulan Arda..